Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 AIHM islam hukukunu insan haklarina aykiri buldu ve bu yonde karari var neden bizim muhafazakar liberaller bundan bahsetmiyor acaba da islam hukukunun uygulanmasinin hak oldugunu savunuyorlar
sir Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 islam hukukunun uygulanmasını haklı bulacak kişiye liberal denemez bi kere bu birincisi. ikincisi şu film festivali bitsin, dönücem ben size =)
LathspeLL Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 anlamayan, yada kafasi basmayan izlese ne olur izlemese ne olur. Insanlar bir-iki guzel yapim izleyip aydinlansaydi bu durumda olmazdi Turkiye.
ombakkombak Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 İkinci sütun Ortak Güvenlik , Savunma ve Dış Politikası'nı içerir. İnsan hakları oraya Avrupa Dış Politikası'nın temel dayanaklarından biri olarak yazılmış. Yani İnsan Hakları ve Demokrasi; kavramsal olarak AB'nin üç sütunundan biri değildir. Uluslararası ilişkiler'de AB'nin üç sütunu: Avrupa Toplulukları, ODGSP ve Adalet-İçişleri olarak kabul edilir. Ekonomik Entegrasyon, Siyasi-Askeri İşbirliği, Hukuksal-Sosyal İşbirliği gibi düşünülebilir. Tabii bu İnsan Hakları'nı AB iplemiyor demek değil. İnsan hakları ve demokrasi AB dış politikasının ana argümanlarıdır. AB'nin üyelik için iki ana kriteri vardır zaten; İnsan Hakları ve Demokrasi; İşleyen bir Serbest Piyasa Ekonomisi.
sg-1 Mesaj tarihi: Nisan 19, 2008 Mesaj tarihi: Nisan 19, 2008 Dışişleri Bakanı suç işliyor 15 Nisan 2008 tarihli Zaman Gazetesi kocaman bir manşet atmış: "Parti kapatma sanıldığından daha ciddi sonuçlar doğurur!" İddialı bir manşet ve bu manşet Zaman’ın zembilinden çıkmış bir hüküm cümlesi değil. Bu cümle Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’a ait. Ve AKP hakkında açılan kapatma davasının AB ilişkilerinde sanıldığından daha ciddi sonuçlar doğuracağını açıklıyor. ANAYASAYA SAYGISIZ Ali Babacan kim, hakkında Anayasa Mahkemesi’nde dava açılan (sanık) AKP’nin bir bakanı. Hem Anayasa’dan habersiz ve hem de Anayasa’ya saygısız bir bakan. Bakın, Anayasa’nın 138. maddesinde ne yazıyor: "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hákimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz." 138’İ ÇİĞNEDİ Bakan Ali Babacan, Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen yasakların hepsini çiğnemekten başka, bir de Türkiye’yi ve Anayasa Mahkemesi’ni dünyaya gammazlıyor ve AB ile tehdit ediyor. Ve böylece hukuka, yasalara ve etik’e karşı ağır bir suç işliyor. Demek ki Cumhuriyet’in Anayasası’na ve yasalarına karşı güvendiği bir yer (yerler) var! Anayasa, milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığına karşın bir konuda kesin bir yasak koyuyor. Bu yasak, dil mantığı ve felsefesi açısından, TBMM dışında da geçerlidir ve yaptırımları çok daha ağırdır. Ama Ali Babacan’ın AB ve ABD gibi iki etkili dayısı var! TEHDİTKAR DAYILAR Zaten bu dayılar sayesinde esip gürlüyor böyle! Dayılar da Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve yasalarına iyice saygısız. İki dayı da bu dava hakkında tehditler içeren demeçler veriyorlar. Ama yeğenler, "Aman dayı beyler, yapmayın etmeyin, bizim evde kurallar var, yasalar var, Anayasa var!" demiyorlar. Dememeleri bir yana dayıları durmadan fışşıklıyorlar! Bu da yetmiyor, bu kapatma davası yüzünden yabancı sermayenin geri kaçtığını, gelmekten çekindiğini, demokraside meydana gelen tıkanıklığın ekonomiyi etkilediğini söylüyorlar; Standard and Poors’un kredi notunu düşürmesini örnek gösteriyorlar. Yabancı yatırımcıların yanı sıra yerli işadamlarının da frene bastığını öne sürüp, Ali Babacan gibi "Yazık değil mi bu ülkeye!" diye soruyorlar. Sanık taraf, savcı ve yargıç rolü oynuyor! PİŞKİNLİĞİN DÜZEYİ Yüzsüzlüğün ve pişkinliğin bu düzeye çıktığı hiç görülmedi. Yargıtay Başsavcısı, AKP için neden dava açtı kardeşim? Anayasa’ya, Siyasal Partiler Yasası’na ve yasalara karşı suç işlendiği kuşku ve iddiasıyla dava açmadı mı? Açtı! Peki neden, en yüksek savcının kafasında kuşku(!) yaratacak düzeyde bile olsa, bu türden eylemlerde bulundunuz? Bu Cumhuriyet’in Anayasası ve yasaları tuvalet káğıdı mı, káğıt mendil mi ki onlara karşı bu denli saygısız ve sorumsuz davranıyorsunuz ve dayılarınızı Cumhuriyet’in üzerine salıyorsunuz?! Özdemir İnce
BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2008 Mesaj tarihi: Mayıs 12, 2008 milliyet.com.tr said: AKP'nin sanal kampanyası hedef tutturamadı ANKA Anayasa Mahkemesi’nde açılan kapatma davasının ardından tepkileri sanal ortama da taşıyan AKP, “benidekapatin.com” ve “kapatmayahayir.com” isimli internet siteleriyle 1 milyon imzayı hedeflemişti ancak her iki siteye de beklenen ilgi gelmedi. 1.5 ay içinde “kapatmayahayir.com” sitesinde 580 bin imza toplandı. “benidekapatin.com” sitesindeki imzalar ise 67 binde kaldı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı kapatma davasına karşı sert tepki gösteren AKP bütün mesaisini Anayasa Mahkemesi’ne sunulan ön savunma ve hazırlıkları devam eden esas savunmaya harcarken, kapatma davasına karşı internet ortamında da kampanya yürütülüyor. Tepkiler kapatma davasının açılmasının ardından yayına giren “kapatmayahayir.com” ve “benidekapatin.com” isimli internet siteleri aracılığıyla kampanyaya dönüştürülürken, hedef de 1 milyon imza olarak belirlendi. “Oylarımızla, siyasal tercihlerimize, irademize sahip çıkıyoruz” sloganını benimseyen “kapatmayahayir.com” isimli internet sitesi amacını, “Türkiye bir kez daha, üç kişiyi idam ederek güzel bir sistem kurmakla övünen elitist anlayışın tehdidi altındadır. Bu zamana kadar kapatılan 26 partiye bir yenisi daha eklenmek istenmektedir. Türkiye, halkın tercihleri ile seçkinlerin korku siyaseti arasında bir kıskaca alınmak istenmektedir. Seçmenin yüzde 47’sinin tercihini alan, ülkeyi 6 yıldır yöneten bir parti kapatılmak istenmektedir. Halkın desteğini alan bir siyasal parti, kendini halkın, demokratik işleyişin, hukukun üstünde gören seçkinlerin korkularına kurban edilmek istenmektedir. Türkiye’nin geleceği bir kez daha karartılmak istenmektedir” olarak açıkladı. Protesto amaçlı açılan bir diğer site olan “benidekapatin.com” isimli internet sitesinde de “Sayın yetkili, kendi kanaatimce, kapatılmamın ülkem, devletim ve insanlık adına çok yerinde bir karar olacağını düşünüyorum. Lütfen beni de kapatın” şeklindeki bir mesajla internet kullanıcılarından kapatma davasına tepkilerini göstermeleri istendi. BEKLENEN İLGİYİ GÖRMEDİ Her iki site de kapatma davasının açıldığı ilk günlerde yoğun ilgi görürken, imzalar da kısa sürede binlere ulaştı. “kapatmayahayir.com” isimli sitede ilk 5 saatte 26 bin imza toplanırken, kampanyanın da 1 hafta içinde 1 milyon imzaya ulaşacağı bekleniyordu. Ancak zaman içinde internet üzerinden yürütülen kampanyaya ilgi azalırken sitede toplanan imzalarda 1.5 ayda ancak 580 bine ulaşabildi. “benidekapatin.com” sitesinde toplanan imzalar ise 67 binde kaldı. GÜL İÇİN TOPLANAN İMZALAR 1 MİLYONU AŞMIŞTI AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili sanal ortamdaki tepkinin bir benzeri daha önce Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında da yaşanmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararından sonra açılan “milyongul.com” internet sitesi çok kısa sürede 1 milyon imzayı aşmıştı.
Öne çıkan mesajlar