Bone Mesaj tarihi: Kasım 17, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 17, 2003 Tavşanı kraliçe seçip yediler Haberi bana okudular. Kayseri'de tavşan güzellik yarışması düzenleyip, en güzel tavşanı seçtiler. Hem de Hilton'da... Sonra... Sonra tavşanları yediler. Haberde bir resim vardı, bizimkiler uzun uzun o resme baktılar ama kimse konuşmadı. Resimde insanların kucağında yarışmaya katılan tavşanlar gözüküyorlardı. Upuzun ve bembeyaz tüyleri vardı. Kulaklarını arkaya yatırmışlar, kimisi kucakta olmanın mutluluğu ile gözlerini kapatmıştı. En güzel tavşanı seçtiler, sonra yediler... Bu ne anlama geliyor bilemiyorum. Daha doğrusu biz bunu nasıl anlayabiliriz, şaşkınım. Yani şimdi sevdikleri için mi yediler?.. İyi ki köpek eti yenilmiyor ve ben Kayseri'nin o havyanseverlerinin (!) birincisi değilim. Annem suskunluğunu sürdürdü ama babam "Belki de insanlar sevmeyi bilmiyorlar. En sevdiklerini aşk cinayeti diye öldüreleri de böyle bir şey olmalı" dedi. Bence değil. Babam yine insanların sevgiziliğine kılıf bulmaya çalışıyor ama bulamıyor. Bu apaçık duygusuzluk. Bir insan biraz önce tüylerini okşadığı, çok güzel bulduğu ve gözlerinin içine baktığı canlıyı kesip yiyebilir mi?.. Hem de jüri kurup en güzellerini seçerek... Yoksa o yarışmaynın jurisini oluşturan Erciyes Veteriner Fakültesi'nde veterinerler bu sevgisizlik ve duygusuzluk ile mi yetiştiriliyorlar?.. Ki en beğendikleri hayvanı kesip yesinler?.. Peki o misafirler arasında bir tek insan (!) yok muydu "İnsanların duygularını hafife alıp saygısızlık yaptınız" desin?.. Canım sıkıldı... İnsanoğlunun bu acımasızlığına... Siz Juri kurup en güzel-sevimli tavşanı seçin, sonra da oturup onu yiyin... Zaman zaman insanların giderek daha merhametli ve sevecen oldukları duygusuna kapılırım. O jurinin kucağında, upuzun tüylü, upuzun kulaklı, pırılpırıl gözlü tavşanlar da belki sevildiklerini sanmışlardı. Birisi - ki o muhtelemen kraliçe seçilmişti - gözlerini mutlu mutlu kapatmıştı. Jurinin kendisini yiyeceğini elbette bilmiyordu. Devlet ve Biz... Bu sefer de Etiler'deki bir evde yaşayan Migi'yi sokağa atmaya karar verdiler. Hem de mahkeme kararıyla. Ben biliyorum, bir salonda insanlar toplanmışlardır, avukat olanı Migi'nin ne kadar kötü bir şey olduğunu, ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmıştır. Tehlikeli Migi on beş kilo var-yok. Upuzun kulaklarını çıkartsanız yarısından çoğu gider. Onu istemeyen adamın postalları büyüklüğünde bir Cocker köpek o. Oysa Bizimkiler geçenlerde sevinip "Avrupa sözleşmesi resmi gazetede yayınalndı, artık kimse köpeği-kediyi sokağa atamaz, terk edemez, buna zorlanamaz" diyorlardı. İnsanların kendi aldıkları kararlara da saygısı yok demek. Üstelik Ümit Çetin abinin yazdığı habere göre mahkeme Migi hakkında şöyle karar verdi: "Devlet zoruyla sokağa atılmasına..." Migi için "devlet zoru" fazla bence, bir tekme atsalar, uçup gider o küçük köpek. Koca devlet Migi için niye zor kullansın?.. Devletin başka işi yok mu?.. Migi küçük ve zavallı. Dili yok, gücü yok, hakları yok, savunmasız... Öbürü, devlet... Benim anlayamadığım "Evcil havyanların asla evlerinden atılmamasını, terk edilmemelerini, bunu yapanların dahi cezalandırılmasını" o resmi gazetede bir ay önce yayınlayan da devletti. Migi'nin evden atılmasını isteyen de devlet. İki devlet mi var. Ben köpeğim bunları akıl ediyorum da, o salondaki insanların aklına niye gelmedi?.. Şimdi insanları daha iyi anlıyorum. Bence onların devamlı birbirleriyle kavga etmelerinin nedeni, kendi koydukları kurallara uymamalarından. Oysa biz kurallarımıza uyarız. Birisine dişimizi gösterdiğimizde demek ki kızdık. Kuyruğumuzu salladığımız zaman ise demek ki sevdik. Bunun tersi asla olamaz. Kuyruk sallayarak kızan, dişini gösterek seven köpek hiç kimse görmemiştir. Çünkü yoktur. Peki devlet niye hem seviyor, hem kızıyor? Niçin Migi'yi korumak için karar çıktı resmi gazetede, ama onu atmaya kararverdiler. Ben devletten daha mı ciddiyim?..[hline]Bonecrusher: Hadi bira içmeye gidelim. Eagleeye: Olmaz, henüz çok gündüz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
smerten Mesaj tarihi: Kasım 17, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 17, 2003 çok seviyoruz galiba, bekir coşkun'u "Hürriyet'in 3. sayfasında komik yazılar yazan adam kim?" -eeeeeski mudurum bılgı yarısmasına katılacak bı arkadasım "hurrıyet okuyorum" deyınce test olsun dıye sormustu[hline]a.k.a. Duxus --------- Ben de bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına karşıyım... Nasıl alıntı yapalım?/Nasıl imza atalım? --------- Allah kahretsin! Kış geliyor ve benim damarlarımda bahar dolaşıyor! --------- My life? Working in Progress! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 hürriyette doğru düzgün yazanlardan biri bence..[hline]Bonecrusher: Hadi bira içmeye gidelim. Eagleeye: Olmaz, henüz çok gündüz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 Güzellik yarışmasından sonra kızları da sokağa o bikinilerle salsalar sizce de güzel olmaz mı?[hline]Kalplerdeki Kaymak Profocio Web Hosting Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 18, 2003 iste OKUZ dolu olunca ulkede, DAVAR otlayinca universitelerde boyle oluyor.[hline]referanslar : www.mizzah.com www.tokaci.com(oscommerce customization) turkiye.bookturkey.com aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar