Natanyal Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Bu bölüme açtığım ilk konu,neden açtığımı bende bilmiyorum aslında.O kadar kötü bir durumdayım ki yani başlık seçimindeki dangalaklığı fark etmiş olmalısınız.Aslında yaşadıklarımı yazıyla anlatmama imkan yok gibi ama deneyeceğim.Bazı şeyleri insan paylaştıkça daha çabuk atlatır derler ya,büyük bir kitleyle paylaşsam iyi olur diye düşündüm. Hayatım boyunca hiç yaşamadığım bir boşluk içindeyim.Kelimelerle ifade edemeyeceğim derece kötü bir durum aslında bu.Yazı uzun olacak bunu baştan söylemek isterim.Peki nedir bu boşluğun sebebi ? Tabii ki bir çok sebebi olmasına rağmen yine ve yine "aşk" olarak adlandırmak istiyorum bunu.Neyse başlayalım anlatıma; 18 yaşında lise son sınıf öğrencisi bir çocuğum.Konunun aslında aşkla ilgili olduğunu söylemiştim ve buradan girmek istiyorum.Hayatım boyunca bir çok kız arkadaşım oldu ama bunlar sadece arkadaş olarak.Ne bileyim yani bir erkekle konuşur gibi konuştuğum kızlar bile oldu ama hayatım boyunca sadece bir kere aşık oldum,bir kere çıktım.O ilişkim çok güzel başlamıştı.Daha hayatın ne derece acımasız olduğunu öğrenmeye başladığım bir zamanda,8. sınıfa giderken başlamıştı.Çok güzel bir kız değildi belki ama bir şekilde aşık olmuş ve elde etmeyi başarmıştım.İlk hafta çok güzel geçmişti aslında ama ikinci hafta bir anda aramız açılmaya başladı,ben her şekilde seviyordum ama onun bana sevgisi azalmaya başlamıştı.Üçüncü haftaya geldiğimizde malesef ayrılmak zorunda kalmıştım ve hayatımın ilk ilişkisi sadece 3 hafta sürmüştü. O zaman nasıl oldu bilmiyorum ama çabuk atlamıştım.Çünkü kendi kendime sormuştum."Ben kız olsam bu çocukla çıkarmıydım" diye.Hala bunu soruyorum aslında,kimilerine göre asosyal,kimilerine göre de süper zeka olarak adlandırılırken ben niye hiçbir zaman kendimi bir şeye layık görmüyorum ? Unuttum ve gitti.Onla bir daha görüşmedik,görüşemedik.O kendine birini daha buldu ama ben bulamadım.Bir çok sulanan oldu,çıkma teklifi geldi,kabul edemedim,kendime güvenemedim. Aradan 3 sene geçti ve geçen sene yeni sınıfıma başladım.İlk görüşte aşk değil her zaman olanın aksine,tanıdıkça aşık oldum.İlk aşkım kadar güzel değildi ama benim için hiçbir zaman yüz güzelliği önemli olmamıştı,çok tatlıydı.Bir çıktığı vardı,kendimi sorguladım ona yaklaşamadım.Aradan bir yaz geçti ve ona olan sevgimi kaybettiğimi sandım.Çünkü onu görünce artık bir şey hissetmiyordum ya da hissetmediğimi sanıyordum.Sonra ne olduysa yine kalbim onu görünce atmaya başladı.Erkek arkadaşından yaz başında ayrılmıştı.Okul açılmıştı her zamankinden daha yakındım.Ama açılamadım,eski erkek arkadaşına geri döndü ama bu sefer ona olan sevgim azalmadı,daha da arttı.Bir çok kez grup olarak birlikte gezdik,yanımızda erkek arkadaşı da vardı.Onları birlikte görünce hiçbir şey hissetmiyordum ama baş başa kaldığımızda,sınıfta gözüm daldığımda,ona her bakışımında kalbim öylesine atıyordu ki anlam veremiyordum. Son 1 aydır ona olan sevgim o kadar artmış durumdaki,artık söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum.Erkek arkadaşından memnun değil.Özel olarak çok konuştuk,erkek arkadaşının geri kafalı olduğunu,çok kıskanç ve güvensiz olduğunu söyledi,ayrılacağını söyledi.İlk önce sevindim bunları benle paylaşıyor diye sonra düşündüm.Bunları soran benim aslında. Sınıfımızda "pezevenk" diye hitap edebileceğimiz tipler var.Her kıza sulanan,amaçları sadece cinsel ilişki olan geri kafalı beyinsizler.Bir tanesi sürekli sevdigimin yanında,sürekli erkek arkadaşı ile ilgili sorular soruyor,salak salak hareketler yapıyor,üstüne yatıyor,saçlarına elliyor,bazen aşıp şakasına diye tokat atıyor,kolundan çekip götürüyor vs... Kız her ne kadar çoğu zaman bu çocuktan hoşlanmadığını bize de söylese bazen de güle oynaya onla konuşmaya devam ediyor.Sınıfımızda onun arkadaş grubu kadar o da bu çocuğu sevmiyor ama arkadaşlık yapıyor.Dershane de aynı sınıfta olmaları belki etki ediyor ama kız kesinlikle hoşlanmıyor ondan.Aslında o çocuğun bunları yapması çocuğun galiba işime geliyor.Onu ne kadar sevdiğimi fark etmemi sağlıyor. Bu kıza olan duygularım o kadar karışık ki artık sınıfta onla konuşanların ağzından çıkan her lafta bir şey aramaya başladım.Onla her konuşandan bir şey çıkarmaya çalışır hale geldim.Sanırım kıskanıyorum,evet evet kıskanıyorum.Ama bir taraftan da kalbim yapma diyor.O senin arkadaşın senle bazı şeyleri paylaşıyor ve sen ona ihanet ediyorsun.Arkadaşlığımıza ihanet mi ediyorum gerçekten ? Bazen düşünüyorum.Oğlum sen kimsin ki o kızı kendinle düşünüyorsun.Kilolu bir insan oluşum bazen üstüme geliyor,ama bunu çabuk atlatıyorum.Düşünce tarzım aklıma geliyor,işte burada duruyorum.Buna sonradan değinelim ama.Bazen de kız kafamı çok karıştırıyor.Bir bakıyorum çok yakın,bir bakıyorum çok uzak.Öğlen Messenger'a girmiş,"selam nasılsın" demiş.Şans ki MSN'de biraz açılmaya karar vermiştim bu gün ama o sırada "uyuyordum".Bende iyiyim demiş,smiley atmış ve çıkmış MSN'den.40 dakika önce girdi MSN'e.Bekledim o yazsın diye,yazmadı,dayanamadım ben yazdım."Özür dilerim öğlen uyuyordum,nasılsın ya"."İyiyim seni sormalı" diye cevap,"Eh işte aynı" dedim ve konuşma burada bitti.Cevap bekledim gelmedi,sonra yazmaya değer mi diye düşünmeye başladım. İşte diğer sorun da burada başlıyor aslında.Gerçekten bir kız için değer mi ? Evet değmez.Hiçbir şey değmez bunun farkındayım ama onu görünce kendi kendime çalıştığım tüm şeyler aklımdan uçup gidiyor,elini tuttuğumda başka bir kişi oluyorum.Dün şişe çevirmece oynarken çenemin altından öptü ve kendimden geçtim diyebilirim.Ama nasıl desem bazen de ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum.Özellikle yanında başka bir erkek olunca. Herşey bu kadar da kalsa keşke diye düşünüyorum aslında.Yazı şimdiden uzun oldu ve başka konulara değinmek istiyorum o yüzden kısa kesmek zorunda kaldım.Gelelim diğer konulara; Ben bu kızı seviyorum ama ayrıca beni seven bir kızın daha olduğunu fark ettim,duydum.Her fırsatta yanıma gelen,kucağıma yatan,moralim bozuk olduğunda yanıma gelip derdimi soran bir kız.Tatlı biri ama hiçbir şey hissetmiyorum ve bana karşı da hissetmesini istemiyorum.O yüzden kendimi ondan uzak tutmaya çalışıyorum ama o sürekli üstüme geliyor.Bu durum bende niye duygu patlamasına yol açtı bilmiyorum ama çok kötü bir duruma sürükledi beni. Olaylar bu kadarken 3 gün önce,3 sene önce çıktığım o kızla karşılaştım yolda.Selamlaştık,10 dakika kadar konuştuk.Dışarıda gözükmüyorsun,kaç sene oldu dedi.Bende onların orada hep basketbol oynadığımızı ama gözükmediğini söyledim.Sohbet böyle devam etti,kilo vermişsin dedi(35 kilo aldım 3 sene de ama 40 cm'den fazla boyda attım),güldüm,"sen öyle san" dedim.Bir an kalbim atmaya başladı,geç kaldığımı söyledim,uzaklaşırken durdu ve yanağımdan öptü...Ertesi gün basketbol oynarken o geldi arkadaşlarıyla,oturdu izlemeye başladı.Elim titremeye,bacaklarım hareket etmemeye başladı.Oyunu bıraktım kenara geldim,o yanıma geldi.Konuşmaya başladık,MSN'imi istedi,ÖSS'ye hazırlandığımı söyledim,kullanmıyorum bu aralar dedim,vermedim.Eskisine göre çok yakışıklı olduğumu söyledi,sinema ile ilgilenmeye başladığımı duymuş,bir şekilde yaptıklarımı takip etmiş arkadaşlar vasıtasıyla.Koluma girdi ve omzuma başını koydu.Bir anda eski duygularım yeniden bana ulaştı.Bir anda dünyam karardı.Aşık olmadım,çünkü zaten ona hala aşıktım.3 sene olmasına rağmen unutamamıştım ve şimdi o benle konuşmak istiyordu.Ne yapmalıydım ? Çok kötü bir duruma düştüm bir anda. Daha önce demiştim,sınıfın düşünce tarzına göre çok aksi bir insanim.Belki aşmış bir punk özentisi değilim ama sınıfın aksine garip düşünceleri olan biriyim.İnsanlar bazen ucube olarak bakıyor,bazen ise peygambermişim gibi saygı gösteriyor.Sürekli bir ilginin ortasındayım,bilgi dağarcığımın geniş olması sürekli insanların bana danışmasına sebep oluyor.Bunda aslında yadırganacak bir şey olmaması gerek ama bu yüzden sınıftan soğudum.Hayır kendimi onlardan üstün görmüyorum hiçbir şekilde ama kendimi onlardan alçakta görmüyorum.Kendimi hiçbir yerde görememeye başladım. Hayatım boyunca hep çalıştım,canım sıkıldı ansiklopedi okudum,internete girdim forumları gezdim,oyun oynadım bilgi dağarcığımı,yeteneklerimi geliştirdim.Bir çok dalla uğraştım,hala uğraşmaktayım ama hiçbir zamam memnun değilim.Geçen hafta sınıftaki bir arkadaşım,benim futbolla ilgili bir yorum yapmam üzerine şu lafı söyledi "Hasan hadi anladık basketbolcusun,bilgisayardan,tarihten anlıyorsun,futboldan da mi anlıyorsun ? " .Düşündüm,evet biraz anlıyorum dedim.Belki o olay onun için orada bitti ama benim için bitmedi.Düşündüm,bu kadar bilgi doluyum,kendi ailemle bile bu yüzden fikir ayrılıkları yaşıyoruz ki dedim yani neden ? Aslında onlarda biliyor.Ben hiçbir zaman bilgim dışında konuşmadım,konuşmayacağımda.Ha şurası doğrudur ki hemen hemen her konuda ufacıkta olsa bir bilgi birikimim var ve ben bunları açığa vuruyorum.Peki bu bilgiler karşıdakine fayda sağlıyor mu ? Sağlamıyor çoğu zaman,o zaman ben bu bilgiye sahip olmak için neden çalıştım ? İnsan bilgili olmak hakkında hiç neden der mi ? Ben dedim.İnsanlar hiçbir şey bilmeden mutlu olabiliyor,ben olamıyorum.Hayatım hep bir boşluk içinde geçiyor.Eve geliyorum mutsuzum,okula gidiyorum mutsuzum,sokağa çıkıyorum mutsuzum.O zaman niye bu kadar çalıştım,beynimi niye bunlarla doldurdum diye düşünmeye başlıyorum.İnsanların "çok bilen" damgasını yediğim için mi üzülüyorum yoksa 18 senedir hayattan bir anlam çıkaramadığım için mi ? Sınıfımı kafaya taktım evet,çünkü senelerdir günümün yarısı bu ortamda geçiyor.Sınıf arkadaşlarımız bize ailemiz kadar yakınlar.Peki ailem kadar yakın olduğum,kankalarım dediğim,sizin için canımı veririm dediğim arkadaşlarımın arasında niye kendimi düşünemiyorum.Yakın arkadaşlarıma buraya yazdıklarımın çoğunu anlattım,destek verdiler hatta birinin gazıyla şuan bunları yazıyorum buraya.Neyse devam edeyim,bu kadar yakın arkadaşlarım olmasına rağmen,hiçbir düşmanım olmamasına rağmen niye kendimi onlardan biri olarak göremiyorum.Niye kendimi hep dışlanmış hissediyorum ? Dışlanmıyorum bunu biliyorum ama sanki içimdeki diğer ben benim aklımı çelmeye çalışıyor.Bazen şizofrenimiyin diye düşünmeye başlıyorum,galiba şizofreniyim... İnsanlar hep neşeli biri olduğumu söylerler,öyle miyim ? Sınıfımızda en çok espri yapan,insan güldüren kişilerdenim.Öğretmenler çok seviyor ama bu neşeyi niye sadece dışarı vuruyorum de kendi içimde yaşayamıyorum ? Niye kalbim sanki iyi şeylere kapalıymışçasına yaşıyorum. Müzik dinlemeyi çok severim,hatta elektro gitar alıp bu yaz müziğe de başlamayı düşünüyorum.Ama insanların hep yadırgadığı bir noktamda bu aslında.Önce Pentagram sonra Megadeth üstüne de "Bach,Mozart,Wagner" vs. dinliyorum.Metal'in yanında senfoniye karşı olan aşırı bir ilgim var.Bu yüzden garip şeyler söyleniyor bana.Bunu niye buraya yazdım,çünkü bir şey sormak istiyorum ? Ben normal mıyım ? Evet değilim,nitekim normal bir insan bu kadar boş şeyi,bu kadar uzunca yazıp forum halkının beyninin içine etmez.Ama bilmiyorum,kendimi eksik ifade etmekten korkuyorum.Kısa kısa yazmaya özen gösteriyorum ama olmuyor.En iyisi devam edelim. Eve geliyorum,ailemle birlikte olamıyorum.Kendi evimde rahat edememeye başladım.Ailemin suratını sadece yemeklerde görmeye başladım artık.Kendi ailemden kendimi soyutluyorum,bunun sebebini bilmiyorum.Kendimi onlardan üstün mü görüyorum? Bilmiyorum... Aslında anlatılacak daha çok şeyim vardı ama çok uzun oldu.Bitirmezsem şuan ettiğiniz küfürler daha da artar eminim. Hayatımın bir boşlukta olduğunu düşünürken son 3 günde eski sevgili,yeni aşkıma olan sevgimin artması yüzünden iyice çıkmaza girdim ve herşeyi sorgulamaya başladım.3 gündür çok kötüyüm,sanırım psikolojik sorunlar ortaya çıkmaya başladı.Ergenlik dönemi sorunları diyebilirsiniz,ama sanmıyorum ergenliğimle bir alakası olduğunu. Kendi ufak sorunlarımın bir aşk meselesi yüzünden iyice büyümesi,kafamı çok bozdu.En yakın arkadaşlarımı sorgulamaya başladım,şuan kendimi de sorguluyorum. Bunu niye buraya yazdım onu da bilmiyorum.Galiba sadece paylaşmak istedim,evet paylaşmak istedim.Kişisel bölümünün bu yazdıklarımı okumasını,yorum yapmasını beklemiyorum.İlk açtığım bir konuda bunları beklemiyorum.Gönder tuşuna bastığım anda rahatlayacağıma inaniyorum çünkü,insan paylaşmalı bazı şeyleri,eğer çok çocuksa,gereksiz yazmışsam özür dilerim.Ne oluyor bana bilmiyorum. Galiba büyümeye başladım... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Angelotti Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Üşenmedim okudum. Yorum getiremiyorum. Getirebilsem kendim mutlu olurdum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fransuxa Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Aşık olma dönemimiz ve sıfır a sıfır elde var sıfır kavramını tam anlamıyla ögrenmemiz aynı döneme denk geliyor. Bende 8. sınıfta ilk geldiği gün ilk bakışta kapıdan ilk girdiği anda aşık oldum ona.. Belki bilirler eski pati'ler ben burada çok çözüm aradım yaşamış etmiş insanlar vardır belki bi yardımcı olurlar en azından senın yaptıgın gıbı anlatınca kafamı dagıtırım diyerek cok yazdım cok agladım cok yakındım. Hani insanı anası agladı derler ya hakikaten annem gözümün önünde benim halime ağladı. Ana yüreği dayanmıyor gerçekten.. Çok sevdim çok öyle böyle değil bende senin gibi.. Sen benden yaş olarak büyüksün. 16 yaşındayım ben. sen 18. yaşla pek alakası yok. Aşkında yaşı yok dedikleri gibi. Coğrafya öğretmenimiz olucak gerizekalı embesil sizin yaşınız başınız kaç ne aşkı ne meşki okuyun okuyun diyodu gerzek herif köyünde koyun gütmekten başka bişey görmediği için ilk dişi bünyeyle olan arkadşalık ilişkisini üniversite de yaşamış. onunda kendi hayatı bişey diyememki. Ben senın su yazını okuyunca bi nevi gıpta ettim. İlk aşkım sadece 13 saat civarı sürdü. o zamanlar Kampuscell de bilmemkaç saati 1 kontür davası vardı. Telefon kulagımızdan düşmeden yaklaşık 48 saat civarı telefonla konustuk. bu telefonla konusmanın son 2 saatinde birbirimize aşkım demeye yani resmen cıkmaya basladık. 10 saat sonra aksam oldugunda msn de aşkım nasılsın diye yazdıgım zaman olmuyo emir olmuyo anla işte dedi nası olmuyo dedigim zamanda güldü.. he bu şekilde kızların hepsini aynı kefeye koymak ? bence yanlış.. Benim durumum cok farklıydı ve hakikaten birşeye gerçekten inandım bana zamanında söylerlerdi de hadi len diyodum. Bişeye inandım diyorum ama iki şey olucak neyse. birincisi gerçekten eskide kalmıs gunlerıne o salak aşık modlarına kahkahalarla gülüceksin derlerdi evet hakikaten dogruymuş. ikincisi yok asla bi daha aşık olamam ben yok bi kere sevdim bi daha mutluluk yüzü görmem dedim şu anda söz yüzüğü takmış durumdayım. son derece mutluyum beni seven benimde deliler gibi sevdiğim bir sevgilim var. Hayat güzel devam ediyo.. Sen en azından 3 hafta cıkmıssın. iyi kötü bir ilişkin elinden tutmuslugun var. ben o kadar asıktım ki elinden tutmaya gözüne bakmaya kıyamıyodum. derslerimden hayatımdan sogudum. sınıfın yerlerinde kaç tane mermer var onları ezberledim yerlere bakıyodum full. boş boş izliyodum. etrafa bakıyodum. beyin ölümü geçirmiş bitkisel hayatta gibiydim. yemiyodum içmiyodum. sadece onun resimlerine bakıyodum. aptal gibiydim yani. Ama o bundan zevk alıyodu. Benim ne kadar asık oldugumu görüp peşinde koşturmaktan hoşlanıodu. Belki elinde olmadan isteksizce yapıyodu ama yapıyodu. Benim ona köpek gibi aşık oldugumu bildiği halde bana kendi erkek arkadaşından bahsediyodu mesajlarını gösteriyodu. Ben artık canıma tak ettı yeter ya sevmiyorum arkadaş diyodum ne selam verıyodum ne konusuyodum falan anlıyodu kı ben ilgimi kestim geliyodu öpüyodu beni cnmm diyodu falan böyle kolumdan tutup kantine gidiyoduk terasta geziyoduk falan yani beni tekrar kendine bağlıyodu. Ee kız cazibesi. Dişiler kendilerine ilgi duyulmasını sever.. Birşeyi kafana çok iyi koy. Dünya aşık oldugun sevdiğin insanın etrafında dönmüyor. Dünya senin etrafında dönüyor. Sen kimseye değil herkez sana ayak uydursun.. Aşık ol ama hamal olma yük taşır gibi sevgiyi taşıma. Karşılık bekle. Gösterdiğin ilgiye bi tepki bekle karşındaki insanda kütük değil ya.. Şu andaki düşünce yapın aşk değil bak sana o konuda temin ederim aşk değil. Biliyorum ben ki psikologlardan nefret eden bir insanım karşı komşumuz olan psikolog amca ile bi şişe rakı içtikten sonra bülbül gibi olup herşeyi anlattıktan sonra adam bna herşeyi teker teker anlattı. Şu anki hal yapın düşünce biçimin yaşam tarzın tamamen bir takıntıdan ibaret. Yani bu durumun terim tabir olarak adlandırılmış haline takıntı deniyor. Onsuz yapamamak gözlerine bakınca aşkının daha da arttıgını hissetmen falan alakası yok aşkla. Tamamen iradenle bağlı olan birşey. Söyleyebileceğim son şey artık beni bunca konusulandan sonra dost olarakmı görürsün bir arkadaş olarakmı yoksa bir kader ortagı olarakmı bilmem ama emin ol ki her kör satıcının bir alıcısı vardır.. Seninde mutlu olacagın gözlerinin içinin parıldıyacağı ve en iyisi Aşkına beslediğin duygulara önem verip seni baştacı edicek birisi gelicek. O zaman hayatın ne kadar yaşamaya değer oldugunu anlayacaksın.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 2, 2007 Hmm hepsini okumadım, çoğunu okudum. Böyle ruhsal durumlar aslında sevdiğin ve kendini geliştirmek istediğin konulara kendini verebilmen için yüksek derecede potansiyel enerji içeriyor. Ben nitekim bilim adamı olma yolunda attığım bunca adımı atmış olamazdım aşık olmalarım ve terk edilmelerim olmasa hehe d: Bir şeyi sevmek başka, onu yapmak için enerji ve zamanla dolup taşmak başkadır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tellos Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Üşendim, okumadım.. hatta sinir olduğum halde bide bunu yazdım. Neden mi? çünkü mutlu ol ya kafana bişey takma uzun yaşarsın. =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Griswold Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Ben üşenmedim okudum (üşenemiyorum, saat sabahın beşi olmuş), yaşına göre diyebilirim ki ergenlikle alakalı, ayrıca doğru bir tespit te var ki takıntıdır büyük ihtimal. Şöyle çevireyim, orta son diyorsun. Orta sonda ben de bir kızla çıkmaya başlamıştım ilk, 3 hafta falan sürmüştü, ki şimdi dank etti aynı şey olmuş oha ehe. Ha ben de 20 yaşındayım gel gör ki ve bu orta sonda çıktığım hatun şu an beni görse muhtemelen düşer bayılır, ben kızı tanımam zaten. İnan bana ne kadar hoyrat yaşanmış olursa olsun geçiyor, haberin olsun yani. Bende de Dire Straits üstüne Gorefest açacak hastalıklılıkta bir müzik zevki var, ben normalsem sen de normalsindir onu takmana gerek yok =). Bilgi meselesine gelince, ben de ansiklopedi falan okurdum ederdim küçükken, zaten tıfıldım, sıskaydım (ki hala cüssesiz bir adamım), sokağa falan da pek çıkmadığımdan okuyordum paso evde. Bir dönem benim de kafam ütülenmiştir şu nedir bu nedir diye ve kıl bir durum, o noktada da seni anladığımı söyleyebilirim. Ama o da geçiyor merak etme. Kızlar konusuna dönersek, bana babamın ta en başında söyleyip kenara çekildiği gibi, karıyı kızı takmamak lazım. Sallamazsan kendileri geliyorlar zaten. Hatta sallamamaya devam edince eğlenmeye de başlıyorsun. Yoksa ben de boşluktayım şu an bildiğin, ama o kadar alıştı ki bünye anasını satayım keyfini çıkarıyorum =) UO'ya başladım öyle açıklayayım boşluğumu ben. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saeros Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 boşluk iyidir ya, gerzeklikten arınır insan. (kimseye gerzeksin demiyorum tabi, ama o çocuksu gerzeklik gider) darkrider, şimdi sana bişeyler yazıcaktım da, kendimi güzin abla gibi hissedince durdum hehe. yine de birazcık yazıcam. ergenlikle çok alakalı sanırım hissettiklerin, bir de diğerlerinden farklı oluşun, seni onlardan dışlanmış gibi hissettiriyor olabilir. ben de yaşıyorum o durumu (bennnn de farklıyım!) bazen. özellikle geçen sene, okulda bir istanbul gezimiz olmuştu, hiç tanımadığım bi grupla gidip yemek yemiştim bi gün, arkadaşlarım varken. hala hatırlarım, "niye öyle bişey yaptım ki" derim kendi kendime. neyse ehe. (aa bitti mesaj.) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MarcOConner Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 3, 2007 bence sen şehir dısında bi universiteye git. yeni bir cevre yeni bir yer yeni arkadaslıklar sana iyi gelebilir. cok duygusal oldugunu dusunuyorum. cok ince dusunuyosun ve insanları kırmamak için kendini kırıyosun. bak imzamdaki söze My Way Or High Way...! bu kadar işte hayat. cok fazla takma kafana.... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar