Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bu seneki moda "küresel ısınma"


Bone

Öne çıkan mesajlar

2000'e girerken "Nostradamus kehanet etti, 1 Ocak'ta hepimiz ölecez" deniyordu.
Sonra doğru olmadığı ortaya çıkınca Marduk'a yüklenilmeye başlandı.
Marduk'un modası geçince "Küresel Isınma" diye birşey çıkarttılar, şimdi herkesin ağzında o.

"Dünya yokolcak, hepimiz ölecez"cilerin yeni dayanağı küresel ısınma.

Gerçekten bu kadar büyük felaket bir durumsa, o zaman bu konuyu tartışmak istiyorum.

Uzun yıllar boyunca "green house effect"ten bahsediliyordu, "ozon tabakasındaki delik"ten bahsediliyordu, "ormanların katledilmesi"nden bahsediliyordu, "hayvanların soyların tükenmesi"nden bahsediliyordu.
Fakat kimse oralı olmuyordu.
"Eee bana ne doğasından, doğa fanatiklerinin hepsi aptaldır" gözüyle bakılıyordu. Hatta hala böyle diyenler görüyorum.

Bilmiyorum, küresel ısınma hakkında anlatılanların abartıldığını düşünüyorum. Yine de halk üstünde bir çevre, doğa bilinci olması gerek, bu kesin.

Doğaya saygılı davranmassan, herşeyi çar çur edersen, elbette karşılığını alırsın.

Ancak küresel ısınma hakkında anlatılanlar benim aklımı almıyor.
İşte bu yüzden bu topici açma gereği duydum.

Diyorlarki,
- Osurmayın.
- Araba kullanmayın.
- Nefes almayın.
- Gereksiz oksijen tüketmeyin.
- Vista bile küresel ısınma kapsamında daha az su tüketmeniz için daha küçük lavabolar yapıyor.
- Yemek yemeyin.
- İçki içmeyin.
vs vs vs...

Anlamadığım şey bu.
Madem bu kadar büyük bir tehlike altındayız, doğayı korumak için projeler üretmemiz gerekli. Ancak bunun yerine bize "daha az yaşamak zorundasınız" diye baskı yapıyorlar.

İnsanlarda şu anlayışı görüyorum. "Doğa dediğin bir baraj gibidir, o barajdaki su gittikçe azalmakta"

Oysa böyle değil ki, ekosistem diye birşey var.
Depodaki su gittikçe azalmıyor ki. Sular uzaya gitmiyor ki.
Ekosistem diye birşey var, bunu daha iyi anlamamız gerekiyor.

Arabaların egzozlarını filtrelemessen, direk tüm kirli gazı havaya sevkedersen,
Çöplerini geri dönüşüm yapmassan, toprağa gömersen,
Fabrikaların atıklarını özensizce doğaya atarsan,
Tarla ve bina yapmak için sürekli ağaçları ve yeşillikleri yakıp yıkarsan,
Asit yağmurlarına ve çevre kirliliğine neden olursan,
Bu tip geri tepkilerin olması doğal.

Ama biz hala ekonomik çözümler üretip doğayı umursamamaya devam ediyoruz.

TOBB mudur nedir o bir açıklama yapmış, Küresel Isınma'nın etkileri diye, daha az palto satmışız, daha az kömür satmışız, daha az battaniye felan satmışız.
Biz hala paranın derdindeyiz.

Bir yandan Küresel Isınma diyip, bir yandan da hala paradan bahsedenleri cidden anlamakta zorlanıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

lol TOBB'un işi o kısmı ile ilgilenmek.. Diğer dallarını, o dallarla ilgili kuruluşlar gerçekleştiriyor zaten.
Ancak şu bir gerçek. Küresel ısınma var. ve hepimizi öpecek! Yapılması gerekenler üzerinden basının rating almaya ve hatta ratingin dibine vurmaya çalışması iğrenç olmakla birlikte beklenebilir bir hamle elbet. Onlar ki her zaman, her şeyden, her ölümden bile haber çıkarmaya çalışan akbabalar..

Proje var aslında... da takan yok pek.. Bakınız Kyoto Protokolü.. de uygulayan yok işte..
Kişisel tedbirlerden bahsediliyor. bununla ancak evinizin elektrik faturasını düşürebilirsiniz. onu önce belirtiyim. gerisi tsunami gelirken nefesini tutmaya ya da kafana 100tonluk kasa düşerken kokteyl şemsiyesi açmaya benzer. Bir işe yaramaz ama komik gözüküyor işte. En azından çizgi filmlerde öyle ^_^

Ne yazık ki dünyayı kurtarmak bizim harcımız değil, bu konuda... Avrupa birliği uçak yakıtlarının ve uçak motorlarının elden geçirilmesini tavsiye etti geçenlerde. Keroseni daha iyi yaksın, daha az atık çıksın diye yapıldı bu tavsiye. Ne güzel di mi? Ancak uçak yakıtının sanıyorum 0,30'u su buharına dönüşür ve bu su buharı gök yüzünde asılı kalıp kristallenir ve jet hava akımları ile (jetstream uçakların yarattığı bir hava akımı değil, üst tabakalarda dünyanın dönmesi ve havanın (hava kütlenin) eylemsizliği sebebiyle hızlı hava akımları oluşur) geniş bir alanda sera etkisi oluşmasına sebep olur. Tabii ki bunu engellememiz olsı değil veya olası gözükmüyor. Kısaca bazı tedbirler alınsa dahi, alınan tedbirlerin sonuca etkisi küçük olacak zannımca.Diğer yandan diyelim ki uçaklara binmeyelim. Ok. Sen ben uçağa binmesen olur. Neden olmasın di mi? Ama -misal- benim babam uçağa binmese olmaz. Yahu ekonomi denilen olay bu şekilde yürüyor. Çalışanlar hangi mevkiide olursa olsun işlerini yerine getirmek zorunda. Yoksa başka sorunlar çıkar.

Son olarak, bu tür olaylarda hep uçaklar ve arabalar gündeme gelir. Büyük fabrikaların filtreleri, termik santraller konuşulmaz ve uluslararası denizcilik hukuku mudur ne nane ise onun yüzünden olsa gerek tankerler hakkında yapılmış bir iyileştirme veya gözden geçirme bulamazsınız. Halbuki tankerler, tarım ve hayvancılık gerek küresel ısınmaya gerekse diğer çevresel kirliliklere (su, toprak) büyük katkılarda bulunmaktadır.

Her neyse, işte dünya yok olmaya devam etsin ve millet sağı solu kirlete dursun falan...ben de BB King (thrill is gone) dinleyerekten kahvaltıya geçiyorum...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sorun bilinçsizlikte

mesela çok bariz bir örnek

bundan 20-30 yıl sonra dünyada enerji kesintileri başlayacak mecburen. neden? çünkü kaynaklar azalacak

herkes rüzgar, su gibi yenilenen kaynaklarla enerji üretmek zorunda olacak

bu konuda türkiyenin ne kadar şanslı olduğunu söylemeye gerek var mı?

peki bu konuda türkiyenin şu anda doğru düzgün birşey yapmadığını söylemeye gerek var mı?

yenilenebilir kaynaklar açısından bukadar zenginken dış ülkelere yaranacağız diye nükleerle uğraşıyoruz hala. kuyruğumuz sıkışacak ancak ozaman döneceğiz adam gibi rüzgar ve su enerjisine.

bu sadece basit bir örnekti

küresel ısınma dünyanın sonu demek değildir. ancak bilinçli olmak gerek. örneğin ileride su kaynaklarının değeri şu ankinin kat ve kat üstüne çıkacak. bu durumdan türkiye yararlanabilir mi? bu zihniyetle zor. elimizdeki değerlerin kıymetini bilmiyoruz çünkü.

ülkeyi satıyoruz sağa sola. ne borumuzu adam gibi kullanıyoruz ne suyumuzu ne rüzgarımızı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yenilenebilir kaynaklar bakımından misal bir almanya sıkıntı çekmeycek. adamlarda deli gibi rüzgar enerjisinden yararlanıyorlar. barcelona belediyesi dev bir adım attı misal, adamlar dediler ki bundan sonra yapılacak her apartmanda solar paneller bulunacak. elektrik ve ısıtma amaçlı..
Elbette yenilenebilir enerji kaynakları bir kömür gibi ya da ne biliyim bir nükleer gibi daimi enerji sağlamayacaklar. ama ikincil enerji kaynakları olarak oldukça makul bir seçim.

2000li yılların başı, o zamanlar Yenilenebilir enerji kanunu görüşülüyor.. Tasarı falan çıkmamış.. dedilerki çıkacak tasarı. Bizim girişimciler de rüzgar enerjisine yatırım yapmak için aldılar yurtdışından makineleri.. Pervaneler, tribünler falan üretiyor, montajlıyorlar. Ellerinde de araştırma var, "Türkiye'de rüzgar" diye.. Orada verimli olarak gösterilen yerlere (ege sahiller, göller bölgesinin oradan bir yer falan da var hatırladığım kadarı ile) dikecekler rüzgar santrallerini devlet izin verdiği anda.. Bizde devlet, enerji olayında üreticiden zararını çıkartıp kar edene kadar garanti para öder, enerjiyi satın alır ya.. Olay bu işte. Bizimkiler para derdinde aslında.. Ha ne oldu sonucunda onu söyleyim ben.. Enerji tasarısı 2004'te anca tamamlandıda meclise ulaşabildi.. Galiba 2005'te meclisten geçti ve 2007'de bir düzenleme daha yapılacak.[edit:]yaw bu girişmci arkadaşlar battı haliyle.. bak onu yazmayı unutmuşum ben
Diğer yandan nükleer enerji mevzuunu "birilerine yaranmak" olarak özetlemek abes kaçar, yapmayalım böyle şeyler..O kadar fazla detayı, önemli noktası var ki.. Ha ihale kısmında "yaranma" olabilir.. işi kime teslim ettiğinizle alakalı o kısmı. Yani konuşmak için erken. Ancak ben Westinghouse'un içinde bulunduğu (eski WWH şimdi Toshiba aldı işte..) gruptan yana dururum, elbette yapılması kesin karara bağlanırsa. yoksa ben de aman nükleer yapılsın diye düşünmüyorum. sadece şu an ülke enerji sıkınıtısına çözüm arayacak zamanı geçirimiş durumda ve acilen karar alıp "eylem"e geçmek zorunda. 3ün 5in hesabını yapmaya başlarlarsa, olay Yenilenebilir enerji kaynakları yasa tasarısı gibi uzarda uzarsa işte o zaman kıçımız donar, elektriğimiz olmaz, fabrikalar çalışmaz vs.
işte böyle bir şeyler ekleyeyim dedim
ha ayrıca, küresel ısıma dünyanın sonu mudur değil midir bilemem.. ama bu hızla ısınmaya devam ederse, ebemizi öpecek ve hayatımızı tamamen değiştirecek "ciddi" bir tehlikedir. o kadar ciddi ki bu durumda yaşamak yerine sağınızın solunuzun düzgün çalışan nükleer reaktörlerle dolu olması bile kulağa daha az korkunç gelebilir.. iklim değişikliği yüzünde milyonlar göç etmek zorunda kalıcak ve belki bu sebeple savaşlar çıkacak. kıtlık artıcak ve insanlar açlıktan ölücek. tabi bu şartlar altında herkes birbirini güzelce gırtlaklayacak. Türkiye derseniz, yahu bizim tahıl kalitemiz şimdi bile yüksek değil öyle sert bir durum olursa çimen, liken kemirmekten başka çaremiz kalmaz derim ^_^
bor geyiğine hiç sarmıyorum bile sadece sodyum bor hidrür diyorum, bizim bilimadamlarını aşar korkarım diyorum. ciddiyim diyorum.. duryabenbişidemiyecektimamaçokbilededimaslında.taamsustum

[ Mesaj 12 March 2007, Monday - 12:07 tarihinde, dasaaa tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Küresel ısınma ne yazıkki Nostradamus kehanetleri, Maya takvimi filan gibi -ıı nasıl desem- varsayımlara, tahminlere,öngörülere değil direkt olarak bilime ve günümüz gelişmelerine bağlı olduğundan örnekleri pek yerinde bulmadım.

Kişisel çözümlere pek inanmıyorum. Yani bi fabrika 9887895 kişinin yaptığı kirliliğin 10 katını yaparken biz elektrikten tasarruf yapsak ne olur, yapmasak ne olur(tabii herkes kendi kapısının önünü süpürse... diye bi laf vardır ama pek oturmuyo buraya)

Şimdi küresel ısınma tek başına gelmiyor, birsürü felaket var aynı anda ortaya çıkan
En büyüğü yaşam alanlarının ve besin kaynaklarının yüzünden nehirler kuruyup barajlar boş kalırsa insanlar susuzluktan kıvranıcaklar. Tabii tarım filan hikaye olucak o noktaya gelmeden önce.

Bu noktadan sonra zaten savaşlar,krizler eksik olmuycaktır herhalde.Yani papağan gibi zaten söylenmiş şeyleri tekrarlıyorum ama elden başka bişey gelmiyo maalesef...

Artık dünyanın kurtulması filan imkansız gibi görünüyo. Ancak etkisi azaltılabilir herhalde.O da birkaç neslin daha bu felaketleri görmeden yaşamasını sağlar, fazlasını değil. Ama kimsenin harekete geçmeye niyeti yok, bu gidişte bir sonraki nesili bile beklemiycek gibi görünüyo.


p.s. : Marduk'un modası daha geçmedi ya ne geçmesi.2012 de bekliyoruz kendisini=)

[ Mesaj 12 March 2007, Monday - 16:07 tarihinde, ShadowFury tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Boşverin takılın ya, insanoğlu yumurta göte dayanınca çaresini bulur. Hep böyle oldu.

Ayrıca Marduk gibi büyük bir gök cisminin evrende s.ttin km uzağı gören teleskoplarla gelmesine şu kadarcık zaman kala görülememesi mümkün değil. Anlıycağınız görünmez bir gezegen değilse yoıktur. Kısaca yok öle bişi.. :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
2000'e girerken "Nostradamus kehanet etti, 1 Ocak'ta hepimiz ölecez" deniyordu.
Sonra doğru olmadığı ortaya çıkınca Marduk'a yüklenilmeye başlandı.
Marduk'un modası geçince "Küresel Isınma" diye birşey çıkarttılar, şimdi herkesin ağzında o.


ya meteor olayı vardı bir ara ona noldu 2007 yada 2012 de kesin çarpıcak vs
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

2006da da çarpıyodu zaten. Her sene çarpıyor :) Ya cidden tehdit oluşturacak büyüklükte meteorlar saptabdığında rotası da tutuyorsa direk duyurulurt, NATO toplanır çare aranır. Gerekirse nükleer başlıklar kullanılır. Yani bi sene kalmışken illa ki duyulur. Sonra süpriiz yarın hepimiz ölücez demezler :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bone aslına bakarsan küresel ısınma tehlikesi 1960 sonunda tartışılmaya ve araştırılmaya başlanmıştı . amerikadaki bilim adamları defalarca gündeme getirmişti bu olayı ama sürekli göz ardı ediliyordu..şimdi yumurta kapıya dayanınca daha cok ses cıkmaya başladı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...