Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

osmanli devleti ve yanlis fetih hareketleri


Bodrack

Öne çıkan mesajlar

Gecen gün tarih dersinde ogretmenimiz söyledi de aklima takildi Osmanli o kadar zaman bati ya saldirip durdu viyanaya dayandi da acaba osmanli biraz daha donanmaya önem verseydi ne olurdu??Koskoca bi imparatorluk ve denizlere hakim olmali ama hicbi zaman donanmaya önem vermio ve donanmasi olsaydi belki de İrani atlayip Hindistana ulasabilirdi ki Hindistan cok büyük bir gelir kaynagi olabilirdi.Ama donanma yoklugu yusunden taa ingiltere gözümüzün önünde ki bölgeyi alio ve burdan feci gelir saglio?
Sizin fikirleriniz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Donanma demişsinde karesi oğullarıdı galiba osmanlıya katılınca osmanlıların ilk donaması oluyor ondan önce yok,sonra barboros hayrettin falan donamasıyla osmanlıya katılıyor bişeler bişeler nese işin özü osmanlı yoplumu denizleri pekte sevmiyor karşısındaki örnek verdiğin ülke ingiltere bir ada ülkesi adamlar mecbur denizlerde egemen olmaya yada japonya.Diğer yandan portekiz ispanyada komple ticaret işiyle ilgilleniyor senin elinde ozaman baharat yolu ipek yolu var senin denizlere inemen gerek okadarda yok adamlar karadan yürüp gitmişler daha sonrasıysa denizcilikte öle kolay öğrenilen bişey deil ki adamların atası denizci doğal olarak denizlerde egemen olmak kolay deilmiş,diyeceksin ki öğrensinler,o da yıllar sonra bugunu tartışan gençlere türkiye bütün silahlarını dışardan alıyordu çocuklar diyecek o zamanki hocada bir taneside düşünecek yaa niye kendileri üretmiyorlardı :) nese işin özeti biz zaten öle sömürge falan işlerinden anlmayaız o dönemlerde gemi olayıda kasmış başta sonrada atı alan üsküdarı geçmiş(keşke ticareti yahudiler ermeniler deilde türkler yapsaydı) ooldu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cok yanlıs bılgıler var

osmanlının donanmaya onem vermedıgını nerden cıkardınız

osmanlı uzun bır sure boyunca ak denızde enrdeyse kuş ucurtmadı akdenız tamamıyla olmasada turk goluydu resmen kı cografı kesıfler bu yuzden basladı hem denız tıcaret yollarını hemde kara tıcaret yollarını osmanlı alınca batı doguya ulasmak ıcın alternatıf yollar aradı

osmanlı donanması gerıleme donemındeyken bıle akdenızde guclu bır varlık surdurdu hatta alınan borclarla donemın en guclu 2. donanması yapıldıda 2. abdulhamıt kenk ay ya askerler bana akrsı kullanırsa bunu dıye o devasa donanmayı halıç e baglatıp curuttu

hındıstan ıse ayrı mesele hındıstana osmanlı 2-3 sefer yaptı portekız hındıstana cıkmaya calsıtıgında halıfeden hınt muslumanları yardım ıstedı osmanlı zorunlu oldugu ıcın adam yolladı ama hındıstanı "gereksız" gordugunden cıddı cıddı ılgılenmedı hemde bu olaylar yukselme donemıne rastlar

hındıstanın onemını kavrıyamadıkalrından, suveys kanalı olmadıgı ıcın kızıldenıze sevkıyat zor oldugundan ve aralarında pırı reıs ınde bulundugu nıtelıksız kaptanalrın yollanamsından hındıstan seferlerı tam bır fıyasko oldu

osmanlı dunayda degısen akıntının yonunu yakalıyamadıgı ve ısrarla bu akıntıya akrsı kurek cektıgı ıcın yıkıldı zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

efendiler, biliyor musunuz bilmem amma...

kötülediğiniz osmanlı donanması, amerika'yı akdeniz'de ticaret yapabilmesi için haraca bağlamış, sonra korsanlarla anlaşıp gemiler yağmalandı diye amerikayla gerginlik yaşanmış, iş amerikan donanmasının iki kere akdeniz'e dayanıp yenilmesine, hatta 2. yenilgisinde donanmanın en önemli gemisi uss america'nın osmanlılar tarafından ele geçirilmesi sonrası amerika'nın da devreye kiralık korsan kaptanları sokarak "gemimizi ya yakın ya geri getirin" diye emirler vermesine uzanmış, bu arbedenin sonucunda amerika tekrardan osmanlı'ya haraç vermek zorunda kalmıştır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yanliş bilgiler dedigniz bunlar mi??
bence osmanli donanmasi hiçbir zamaniyi olmadi yada iyi olduysa bile dünyadaki donanmaya ayak uyduramadi.yaptirilan dünyanin en büyük ikinci donanmasi dogru ama dünyanin en güçlü 2.donanmasi deil.çümkü eskiyen gemilerini satiolar adamlar ucuzdan bizde ucuz die atlioruz ama o donanma modern donanmalarin gerisindeydi.zaten en önemlisi de bu deil mi??
ayrıca iç denizlerde kuş uçurtmadi diosunuz da bi preveze zaferimiz var o kadar ondan sora da hemen inebahti yi yaşadik deniz subayi kalmadi ve üstüne üstlük bu işinde üstüne gidilmedi hiç.osmanli donanmasinin tek başarısı prevezedir bildigm kadarıyla ama ara sıra ole bikaç gemi yakalamıstır yada yakmıstır bunlardan haberim yok ama görüldüğü gibi ufak ülkelerin donanmasi birleşip geldi yendik zaten akdenizde de büyük bi güç yok.büyük güç olabilecek olanlarında başka hedefleri var osmanliyla uğraşıcak hali yok.birtek inebahtida adam gibi büyük devletler geldi onda da ezdiler zaten
yani ben israrliyim osmanli hiç bir zaman donanmaya yeterli önemi vermedi bir deniz imparatorluğu olarak
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

osmanlının kurulduğundan beri hedefi hep batıydı zaten doğudan geliği için batıyı görmek yada hristiyan dünyayı müslümanlaştırmak hedefiydi bunuda halifeliği alarak gösterdi...zaten medeniyet ve dünyanın anahtarı avrupaydı alsaydı dünyayı ele geçirmiş olurdu.
donanma olayıysa bnce akdenizi osmanlının kontrol etmesi doğrudur we bu içdenizde büyük sawaşların olması zaten osmanlının güçsüzlüğünü gösterirdi yani büyük sawaşların olmaması bnce başarıdır.bi kaç defa isyan eden birleşerek osmanlının üstüne gelenlerde yenilmiştir.ama sora abileri gelip intikamlarını almıştır o başka:d
hindistana gelince osmanlının politikasında diim sömürgecilik yoktu yane onu yapmadıktan sora ne ararsın allah'ın dağında:d
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkadşlar, osmanlı imparatorluğunun donanmasını küçümseyenlere açıkçası acıyan gözlerle bakıyorum.. şimdii uluslararası ilişkiler okuyan biri olarak, bir bkalım osmanlı tarihinde donanma bazında neler olmuş:

önce ben kısaca bir yorumumu yapayım, ardından teknik bilgiye geçeceğim:

osmanlı donanması bir dönemin en muteşem ve en yenilmez donanması idi. gerek gemilerin mükemmel yapısı gerek kaptanların deneyimleri. neredeyse yenilmezdir osmanlı donanması. avrupada hiçbir über düber kaptan osmanlı kaptanlarının karşısına çıkmaya cesaret edemezlerdi. amerikanın gemilerine zindan olmuştur akdeniz. amrikanın tarihindeki ilk ve tek kendi dili dışında yazılı olan bir anlaşma, osmanlı imparatorluğu ile yapılmıştır. denizlerde ticarete izin verme ve osmanlıya haraç ödeme anlaşması. anlaşmada bashsedilen para yıllık 300 milyar türk lirasıdır (bu günün parasına çevirildiği zaman). ama coğrai keşifler ve osmanlının bu keşiflere soğuk bakması, osmanlıda eğitimin bozulması, donanmaya çok büyük sekte vurmuştur.

- coğrafi kşiflerin osmanlı tarafından takibinin yapılmması
- afrikanın uç kısmına kadar hakim olan osmanlı donanmasının, yeni nesil portekiz ve ingiliz gemilerini okyanusta yenememesi (tam 7 kez hindistan açıkalrında osmanlı ile savaşa girmişlerdir, 2 kez biz 5 kez onlar yendi)
- çeşme vakası gibi, padişahların cahilliğinden kaybedilen savaşlar (padişaha gelen habere göre, ruslar güneyden akdenizden bizim donanmamıza saldıracaklarıdr, padişahın tepsiki ise: moskof köpekleri nasıl olur da akdenizen gemi ile gelirler, kuzeyden güneye denizde başka yol mu vardır.. ve akabine çeşmede demirli kocca donanma rusların saldırısı ile yakılır..
- veya padişahalrın kafes sistemi yüzünden donanma çürümüştür, nasıl: şöle ki, padişahalr kafes sisteminde yaşadıkalrı için, her an kendilerinde nönce padişah olabilecek olan kardeşleinin onları öldürtmeye geleceğini düşünerek psikolojik rahatsızlıklarla zaman geçirirler.. son padişah her an kendisini birilerinin öldüreceğine inanmış ve bşraz paranoyak olmuştur. bu sebeple, askerlin (hani kalkar da asker padişahı indirmek ister, boğazdan da donanma sarayı bombalar diye), hatta hafiyelik sistemi kurmuş bu günkü mit in de temelleri aılmıştır..
- bir de ertuğrul firkateyni vakamız avrdır. ertuğrul firkateyni o dönemin en ihtişamlı ama en eski, kazanı arızalı, bakımı eksik gemisir. ihtişamından ötürü japonyaya seyahatin o firkateyn ile yapılması istenmiştir. ertuğrul firkateyni, geçtiği ülkelerde panislamizm i başlatacak kadar etkili olmuştur. anlayın yani tek gemi koskoca ülkerin sosyal yapısını değiştiriyor. bu da osmanlının o inslar üzerindeki bıraktığı tarihsel gücün etkisidir.

yani anlayacağınız osmanlı donanması gayet über düberdi..

teknik tarihsel bilgiler:

osmanlı deniz kuvvetleri

medeniyet dünyasına eski ve tarihî hayatiyetini veren akdenize hakimiyet; cihangirlik davasının başlıca unsurlarından biriydi. romanın bu denize hakimiyeti, onun cihangirlik vasıflarındandı. bu sebeple onlar, akdenize mare nostrum (bizim deniz) diyorlardı. şarkî roma (bizans) imparatorluğu da, islâmiyet'in doğuşuna kadar bu hakimiyeti elinde tuttu. görülen lüzum üzerine, emevîlerin kuruluşundan itibaren müslümanlar, süratle denizciliğe başladılar. az zamanda akdeniz hakimiyetini ele geçirdiler ve bir kısım kuzey sahilleri dışında, bütün kıyılarına hakim oldular. müslümanların fetihleri ve medeniyetleri gibi, akdenize hakimiyetleri de o derece kuvvetli olmuş ve asırlarca sürmüştür.

ancak, 12 ve 13. yüzyıllardaki haçlı saldırıları, donanma faaliyetlerinin uzun süre aksamasına sebep oldu.

on üçüncü ve on dördüncü asırlarda, mısır-suriye türk memlûkları, akdenizin doğusunda, ancak mevziî bir kudrette deniz gücüne sahip bulunuyorlardı. bununla beraber türkler, anadoluya gelişlerinden bir müddet sonra denizlere hakim olmanın lüzumunu duydular. ilk teşebbüse, izmirde küçük bir devlet kuran çaka bey tarafından girişildi. çaka bey, büyük bir gayretle vücuda getirdiği donanmayla adaları zaptetti ve istanbul muhasarasına hazırlandı. ilk türkiye selçuklu sultanı süleyman şahın ölümünden sonra, iznik türk beyleri de marmarada bizansa karşı bir donanma inşasına başladılar. fakat imparatorun deniz kuvvetleri, bu tesisleri tahrip etti. türkiye selçukluları, ancak 13. asır başlarında, akdenizde antalya ve alâiye, karadenizde ise sinop ve samsun limanlarında tersane kurup, donanmalar ortaya koydular. daha sonra karadenizde sinop beyleri, adalar (ege) denizinde aydınoğulları ve karesioğulları, akdenizde antalya beyleri denizcilikte bir hayli ilerlediler. bilhassa aydınoğulları, deniz gazâ ve seferleriyle, adaları ve sahilleri hakimiyetleri altına aldılar.

osmanlı devletinin ilk zamanlarında izmit, gemlik taraflarının ve daha sonra karesi ilinin elde edilmesi, osmanlıları tabiî olarak denizle alâkadar etti. nitekim, karesi beyliği gemilerinden de istifade edilerek, rumeliye geçildikten sonra, 1390 yılında geliboluda ehemmiyetli bir tersane yapıldı. bu ilk devirler, osmanlı denizciliğinin acemilik zamanı olup, denizde pek kuvvetli ve mahir olan venediklilerle boy ölçüşebilecek kudrette değildi. bununla beraber, bazı başarısızlıklara rağmen, günden güne tecrübeli bir osmanlı denizciliği ortaya çıkmaktaydı. çünkü ikinci murad hanın gösterdiği ihtimam neticesinde osmanlı donanması, trabzon-rum imparatorluğunu denizden tehdit edecek kadar kuvvetlenip, deniz harekâtına alışmıştı. fatih sultan mehmed istanbulu aldıktan sonra, burayı akdenizden gelecek bir tehlikeye karşı muhafaza için, çanakkale boğazını tahkim ederken, donanmaya da önem verdi. nitekim, donanmanın desteğiyle, imroz, limni, taşoz, semendirek, midilli ve eğriboz adaları fethedildi. sakız ve sisam vergiye bağlandı. bilâhare akdenizde korsanlık eden türk leventleri reislerinden, meşhur kemal reis'in osmanlı devleti hizmetine girmesi, donanmaya yeni bir canlılık kattı. akdenizdeki deniz seferleri, ispanya sahillerine kadar uzadı. sultan ikinci bayezid döneminde, gemicilik daha da gelişti. antalya valisi şehzade korkut, akdenizde yelken açan müslüman ve türk denizcilerin hâmisi oldu.

yavuz sultan selim, islâm dünyasına hakim olunca, avrupanın fethine girişmek maksadıyla, büyük bir gemi inşâ faaliyetine ve tersaneler yapılmasına başladı ve bir donanma kurmaya yöneldi. o tarihe kadar osmanlıların asıl tersanesi olan geliboludan başka, haliçte de mükemmel bir tersane inşâ ettirdi. eldeki yüz kadırgalık donanmayı yeterli görmeyerek gemileri çoğalttı. yüz kadırga, yirmi fosta, yirmi bir barça, üç büyük yelkenli ve altı perkendi olmak üzere, mevcut miktara yüz elli gemi daha ilâve etti. böylece o, karadaki zaferlerine paralel olarak, denizcilikte akdeniz hakimiyetini elde etmek yoluna gitti. fakat, bu büyük tasavvurlarını gerçekleştirmeye ömrü yetmedi.

yavuz sultan selimin bu niyeti, oğlu kanunî sultan süleyman tarafından gerçekleştirildi. kanunî zamanında akdeniz hakimiyetinin elde edilmesinde, başlangıçta osmanlı devletinin emrinde olmayan barbaros hayreddin ve arkadaşlarının çok büyük rolü oldu. kanunî sultan süleyman, macaristanda zaferler kazanırken, onlar da aynı yılda, yani 1525te, akdenizin kuzey sahillerini vurup, pek çok hıristiyan gemilerini esir alıyorlardı. imparator şarlkenin, barbarosa karşı gönderdiği kaptan andrea doria mağlup oldu ve septe boğazını aşarak kaçtı. türk denizcileri, ispanyolların zulmüne uğrayan 70.000 endülüs müslümanını, kuzey afrika sahiline çıkardı. bu büyük zafer üzerine kanunî, barbarosu, 1533te istanbula davet etti. hayreddin paşa, merasimle karşılandığı huzurda, kendisini ve cezayir beyliğini padişahın emrine verdiğini bildirdi. kanunî sultan süleyman da, bu büyük denizciyi, donanma umum kumandanlığı ile birlikte cezayir beylerbeyliğine getirdi. ayrıca, tersaneyi yeni tesisat ve ilâvelerle genişletti.

barbaros hayreddin paşa, osmanlı devleti hizmetine girdikten ve bir takım muvaffakiyetlerden sonra, ispanyolların meşhur denizcisi andrea doria kumandasında bulunan büyük haçlı donanmasını, 27 eylül 1538de müstesna bir zaferle imha etti. padişah, her tarafa fetihnâmeler göndererek, şenlikler yapılmasını emretti. osmanlı devleti, bu suretle karadaki hakimiyetine ilâveten deniz hakimiyetini de tam elde etti (bkz. preveze deniz zaferi). öte yandan kanunî, süveyşte kurduğu donanma ile kızıldenizi ve arabistan sahillerini emniyete aldı. avrupalıları hindistan sahillerinden uzaklaştırdı. hadım süleyman paşa kumandasında, büyük toplarla donatılmış süveyş donanması, harekete geçerek adeni ve arabistan sahillerini kurtardıktan ve portekizlileri mağlup ettikten sonra, gücerât sahillerine kadar vardı ve hind denizindeki bu faaliyetler, pîrî reis, murad reis ve seydi ali reis dönemlerinde de devam etti.

osmanlı donanmasının en büyük âmiri, önceleri kapudan (kaptan) paşa ve 16. yüzyıl başlarında da kapudan-ı deryâ veya kapdân-ı deryâ denilen deryâ beyi (deniz komutanı) idi. ancak, eski kaptanlardan kemal reis, pîrî reis, murad reis, seydi ali reis, turgut reis, salih reis gibi meşhur denizcilerimize, 16. asırda kaptan denilmeyip, reis denilmiş, daha sonraları, kaptan tabiri tamamıyla yerleşmiştir.

kaptan olan reisleri, diğer reislerden ayırmak için hassa reisi denirdi. on altıncı yüzyıldan sonra ise, bir harp gemisini idare edenlere reis ve bir filoya kumanda edenlere de kaptan denilmeye başlandı. 1682 senesinden itibaren, donanmanın, kaptan paşadan sonra gelen büyük amirallerine sırasıyla; kapudâne, patrona ve riyâle isimleri verilip diğer kalyon vs. süvarileri, kaptan diye anılmaya başlandılar.

[ Mesaj 14 Şubat 2006, Salı - 22:38 tarihinde, Dragonmax tarafından güncellenmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

devamı:

donanmada kalyon kullanılmaya başlanmadan evvel, kürek devrinde, hassa kaptanları, gemi azabları bölükbaşıları olan reislerden tayin edilirlerdi. her gemideki efrad (personel), kaptanın emri altındaydı. bunlar, gemilerine fener takarlardı. bu devirde kaptan olabilmek için, cenkte düşman gemilerinden birini zaptetmek şarttı.

osmanlı harp gemileri, gelibolu ve istanbul tersanelerinden başka, karadeniz, marmara ve akdeniz sahillerindeki birçok iskele ve mevkilerde yapılırdı. donanmaya olan ihtiyaç sebebiyle, bu tersanelerde yapılacak gemilerin miktar ve nevileri, hükümet tarafından o mahallin kadılarına bildirilir ve müddeti de tayin olunurdu. bunların inşası için gereken malzeme ile mühendis ve ustalar, ya mahallinden tayin olunur veya gönderilirdi. on yedinci asrın ortalarına kadar, her sene kırk kadırga yapmak kanundu. ancak ihtiyaç hâlinde, bu sayı daha da arttırılabilirdi. nitekim inebahtı mağlubiyetinden sonra osmanlı devleti, bir kış esnasında, yani beş ay zarfında istanbul ve gelibolu tersaneleri de dahil olmak üzere, öncekinden daha muazzam ve bütün levazımatıyla teçhiz edilmiş bir donanma yaptırmıştı. sonraki tarihlerde bu kanun terk edilmiş ve kalyon inşası ehemmiyet kazanmıştı.

osmanlıların kullandıkları gemiler, muâsırı (çağdaşı) olan denizci devletlerinki gibi, kürekli-yelkenli ve yalnız yelkenli olmak üzere iki kısımdı. kürekle yürüyen gemilere umumî tabirle çektiri denilirdi. çektirilerin en küçüğü karamürsel, en büyüğü ise baştarda idi. çektirilerin büyüklerinden olan kadırga, yelken devrine, yani kalyonculuğun birinci safa geçtiği tarihe kadar, osmanlı donanmasının esasını teşkil ederdi. ancak, 18. asır başlarından itibaren, kadırgalar, eski önemlerini kaybetmiş ve tedrici surette, vazifelerini kalyonlara devretmeye başlamışlardı. bunun için üçüncü ahmed devrinden başlayarak sayıları azaltılan kadırgalar, birinci abdülhamid devrinde sona erdi ve kadırga nevinden olarak, yalnız kaptan paşa baştardası kaldı.

osmanlı donanmasında hizmet eden azaplar, leventler, kürekçiler, aylakçılar, kalyoncular, gabyarlar ve sudagabalar gibi muhtelif hizmet efradı (personeli) vardı. on altıncı yüzyılda, türk korsan gemilerinde çalışan ve akdeniz�de faaliyette bulunan güçlü kuvvetli denizcilere levend (levent) denirdi. bu sebeple, korsan türklerden, osmanlı donanması hizmetine girmiş muharip askere �levend� ismi verilmiştir. daimî bahriye sınıfından olan leventlerin, muayyen maaşları vardı. leventler, gemilerde karakollukçuluk eder ve muhafaza hizmetinde bulunurlardı.

osmanlı donanması, 16. yüzyıl boyunca, 17. yüzyıl ortalarına kadar karadeniz ile akdeniz�in hakimi olarak, ihtişamlı bir şekilde denizlerde seyrediyordu. ancak, onu ileriye dönük işler yapmaya sevk edecek sebepler ve ihtiyaçlar yok gibiydi. buna karşılık karadeniz ve akdeniz�deki ticaret ve gelirlerini kaybeden avrupa ülkeleri, açık denizlerden doğuya ulaşıp, buraların zenginliklerinden faydalanma yollarını arayıp buldular ve uzakdoğu ülkelerine birçok seyahatlerde bulundular. bu seyahatleri sırasında denizcilik sahasında pek çok bilgi ve tecrübe kazandılar. donanmalarını bu bilgi ve tecrübeleri ile geliştirip tamamen kalyonlarla teçhiz ettiler ve denizcilik mektepleri açtılar. bu durum, denizlerdeki üstünlüğün venedik�e geçmesine sebep oldu. ancak 17. yüzyılın sonlarına doğru amcazâde ve mezomorta hüseyin paşaların kaptanlığı dönemlerinde adedi artırılan kalyonlar sayesinde, donanmada üstünlük tekrar ele geçirildi. sakız adası, venediklilerden geri alındı. bu üstünlük, 1770 senesindeki çeşme mağlûbiyetine kadar, 80 sene müddetle devam etti. bu tarihte yakılan donanmamızda, 5000 denizcimiz şehid düştü. bunun üzerine 1773�te, donanmaya personel yetiştirecek ve gemi yapacak ustalar ile mühendisler yetiştirmek üzere, yerli ve yabancı hocaların ders verdiği, bahriye mektebi açıldı.

üçüncü selim zamanında, 1787-1792 türk-rus harbinden sonra, çekirdekten denizci olan küçük hüseyin paşa, kapdân-ı deryâ olunca, osmanlı donanmasının modernize edilmesinde önemli adımlar atıldı. bu gelişmeler, sultan abdülmecid han zamanında da devam etti. kuvvetli bir donanma gücüne sahip olmadıkça savaşlarda netice alınamayacağını bilen sultan abdülaziz han, osmanlı bahriyesine hususî bir alâka gösterdi. bu zamanda donanma, asrın teknik gelişmelerine göre teçhiz edilerek, personel eğitimine önem verildi ve tersanelerde buharlı gemiler yapıldı. bu sayede, osmanlı donanması, ingiltere ve fransa donanmalarından sonra dünyanın en kuvvetli donanması durumuna geldi.

nitekim, donanmanın bu gücü sayesinde osmanlı denizcileri, ikinci meşrutiyet döneminde türk-italyan savaşında denizaşırı uzak bölgelere, önemli ölçüde silah taşımıştır. denizcilerimiz, balkan harbinde bir yandan gemilerini onarıp, öte yandan ordunun ikmal nakliyatını başarmışlar ve birinci dünya harbinin dört yılında, bitmez tükenmez bir enerji ile çalışmışlardır. kurtuluş savaşında da, cephenin ihtiyacı olan cephaneyi bulup taşımışlardır. donanma, bu faaliyetleri yürütürken, tamamen sultan abdülaziz zamanında ulaştığı muazzam gücünden istifade etmiştir.
----------
osmanli donanmasi*

önceleri deniz askerleri tersane ocakları denilen birkaç ocaktan oluşur, "tersane halkı" ile "harp sınıfından olmak üzere iki bölümden meydana gelirdi.

her iki bölümün âmir ve komutanı "kaptan paşa" idi. "tersane kethüdası" ve "tersane ağası" da deniz askerlerinin büyük rütbeli kişilerini meydana getirirdi. sonraları "kapudane-i hümâyun" adını alan birincisi kaptan paşa'nın muavini olup, ikincisi ise bunun yokluğunda vekalet ederdi.

tersanede çalışan tersane halkı azablardan oluşurdu. bunlar reis, odabaşı, aşçıbaşı adlarında üç subayın komutasında bulunur, reise "gardiyan başı" da denirdi.

azablar her biri beş altı kişiden oluşmak üzere birçok küçük ortalara bölünmüş bulunur, tersane nöbet beklemek, subayların filikalarını çalıştırmak, izmit'ten kereste getirmek ve zindanda bulunan hükümlüleri muhafaza etmek gibi görevleri yerine getirir, bir kısmı da kalafatçılık yapardı. azabların bir sınıfı da top ve humbara atışı gibi askeri eğitimler de yaptıklarından gerektiğinde bunlar aşağıda sayılacak savaş sınıfında da görev alırlardı.

tersanede tersane emini; tersane katibi, liman katibi, zindan katibi gibi bazı subaylar' da hizmet görürlerdi.

deniz askerinin harp sınıfı;

1.levendler
2.tımar ve zeamet kişileri
3.tayfalar
4.forsalar
dan oluşurdu. 17 nci yüzyıl sonunda bunlara "kalyoncu" adıyla bir sınıf daha eklenmiştir.

osmanlı kıyılarında bulunan bazı sancaklardan "kaptan paşa eyaleti" adıyla meydana getirilen eyalette, yöresel asayişi sağlamak için, diğer eyaletlerdeki "yerli kulu" askerlerine benzer, sancak beyleri tarafından kullanılan askerlere "levend" adı verilmişti. bunlar gereğinde savaş gemilerine tüfekçi erleri olarak yani silah taşıyarak katılırlardı. levendler arasında rumlar da çalıştırıldığından, bunlara da "levend-i rumi" denirdi.

kaptan paşa eyaleti de öteki eyaletler gibi, has, zeamet ve tımar'a bölündüğünden, padişah donanmasının hareketi halinde adı geçen eyaletlerin zeamet ve tımar sahipleri ile bunların yasal olarak çıkarmağa zorunlu oldukları "cebelu" lar da silahlandırılmış olarak padişah donanmasına katılırlardı.

her savaş gemisinin deniz hizmeti, "tayfa" adıyla 20-30 kişiye verilmişti. tayfalara "oda başı" adında bir subay komuta ederdi. savaş gemilerinin büyük kısmı küreklede hareket ettirildiklerinden, çoğunlukla suçlu ve esirlerden oluşan forsa lar kürekçilik görevini yaparlardı. her gemide bu forsa lar gardiyan başı adında bir subayın gözetiminde bulunurlardı.

tutsaklar arasında en kıdemlisine reis adı verilir, o da geminin kılavuzluk işini görür, dümene de bakardı. akdenizde özellikle adalar denizinde kıyıların doğal oluşumlarından dolayı fırtınalı havalarda sığınabilecek birçok yerler bulunduğundan, osmanlılar rüzgarın esintisine uymaya zorunlu olmayarak kendileri her an denize egemen olabilmek için kürekle yüzen küçük gemilere daha ziyade önem vermişlerdir. fakat sonraları büyük gemilerin gerekliliğini kavramışlardır. tam arma ve yelkenli olan bu gibi büyük gemilerin manevrası silah fenninde özel maharet istediğinden, kalyon adıyla inşa olunan büyük gemiler için kalyoncu adiyle bir sınıf gemici askeri daha kurulmuştur.

donanma, kaptan paşa'nın emir ve komutasında olarak denize açıldığı zaman onu meydana getiren fırka ve filoların emir ve komutası beylerbeyi ve sancak beylerine aitti. başlangıçta bu gibi komutanların başkaca adları yoktu.

sonraları fırka ve filo komutanlarına patrona ve piyale denilmeye başlanmıştır. bu adlar da denizcilikte rütbe sırasına geçmiştir ki, bugün birincisine ferik, ikincisine liva denilmektedir.

bu yazı osmanlı askeri teşkilatı ve kıyafeti / mahmut şevket paşa / kkk / 1983 kitabından alımıştır.

--------------
dünyaca ünlü osmanlı kaptanları:

piri reis ( .... - 1554)

osmanlı denizci. dünya haritaları ve denizcilik kitabıyla tanınmıştır. doğum tarihi kesin olarak bilinmiyor. 1465-1470 arasında gelibolu'da doğdu. kahire'de öldü. asıl adı muhiddin pirî'dir. karamanlı hacı ali mehmed'in oğlu ve ünlü osmanlı denizcisi kemal reis'in yeğenidir. akdeniz de korsanlık yapmakta olan amcasının yanında yaklaşık 1481'den sonra denize açıldı. 1487'de onunla birlikte ispanya'daki müslümanlar'ın yardımına gitti. 1491-1493 arasında sicilya, sardunya, korsika adalarına ve güney fransa kıyılarına yapılan akınlara katıldı. amcasıyla birlikte osmanlı devleti'nin hizmetine girerek 1499-1502 osmanlı-venedik savaşı'nda bir savaş gemisinde kaptanlık yaptı. 1511'de amcasının ölümü üzerine gelibolu'ya çekilerek kitab-ı bahriye (denizcilik kitabı) üzerinde çalıştı ve 1513'te bir dünya haritası çizdi. 1516 mısır seferinde osmanlı donanmasında kaptan olarak savaştı. 1517'de ilk çizdiği haritayı i. selim'e (yavuz) sundu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

deavmı:

1525'te kitab-ı bahriye'yi yeniden düzenleyerek onun aracılığıyla i. süleyman'a (kanuni) sundu. 1528'de çizdiği ikinci haritasını da padişaha armağan etti. 1528'den sonra güney denizlerinde görev yaptı. portekizlilerin aden'i alması üzerine süveyş'teki osmanlı donanmasına kaptan atanarak 26 şubat 1548'de aden'i geri aldı. 1552'de önemli bir portekiz üssü olan maskat'ı ve ardından kişm adası'nı alarak hürmüz kalesi'ni kuşattı. portekizliler'in basra körfezi'ni kapatmak istediklerini duyarak kuzeye yöneldi. katar yarımadası'na, bahreyn adası'na egemen olarak mısır'a geçti. donanmayı basra körfezi'nde bıraktığı için sefer sırasında kendisinden yardımını esirgeyen basra valisi kubâd paşa'nın da girişimleriyle suçlu görülerek idam edildi. büyük bir denizci olduğu kadar büyük bir haritacı olan pirî reis, korsanlık günlerinden başlayarak gezip gördüğü yerleri yabancı kaynaklardan da yararlanarak tarihi ve coğrafi özellikleriyle birlikte kitabında anlatmış ve haritalarını çizmiştir. kitab-ı bahriye'nin nazımla yazılan ve denizcilikle ilgili tüm bilgilerin toplandığı başlangıç bölümünde, genel açıklamalardan sonra ege ve akdeniz adaları tanıtılarak, denizle ilgili gözlem ve deneyim önemi vurgulanır. fırtına, rüzgâr çeşitleri, pusula ve haritanın tanımından sonra dünyayı kaplayan denizler ve karaların oranı belirtilir. portekizliler'in denizcilikteki ilerlemeleri ve keşifleri, çin denizi, hint okyanusu, akdeniz ve ege denizi'ndeki rüzgârlar, basra körfezi, atlas okyanusu ayrıntılı biçimde anlatılır. düz yazı ile anlatımın başladığı haritalı bölüm asıl metni oluşturur. bu bölümde çanakkale boğazı'ndan başlayarak ege denizi kıyı ve adaları, adriyatik denizi kıyıları, batı italya, güney fransa, doğu ispanya kıyılarıyla çevresindeki adalara ilişkin tarihi, coğrafi bilgiler verilerek kuzey afrika kıyıları, filistin, suriye, kıbrıs ve anadolu kıyıları izlenerek marmaris'te tüm akdeniz'in havzası noktalanır. 1513'te çizdiği ilk haritasında kristof kolomb'un 1498'de çizdiği amerika haritasından, portekiz ve arap haritalarından yararlandığını belirtir. elde kalan parçası avrupa ve afrika'nın batı kıyılarıyla atlas okyanusunu, antil adalarını, orta ve güney amerika'yı gösterir. 1528'de çizdiği ikinci haritasından günümüze kalan parça, büyük bir dünya haritasının kuzey batı köşesi olup atlas okyanusu'nun kuzeyini, kuzey ve orta amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını ve grönland'dan florida'ya uzanan kıyı şeridini içerir. adalar ve kıyılar son keşiflere dayalı olarak daha doğru çizilidir. keşfedilmeyen yerler ise beyaz bırakılarak, bilinmediği için çizilmediği belirtilir. ilk haritadan daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak döneminin en ileri örneğidir.

-----------

(baba) oruç reis (1474-1518)

en büyük türk denizcilerindendir. ebu yusuf nurullah yakub'un oğlu. midilli'de doğdu. hızır ve ilyas reis'lerin ağabeyidir. yunanca, arapça, italyanca, ispanyolca ve fransızca'yı öğrendi. kardeşi ilyas reis ile birlikte deniz ticareti yaparak hayata atıldı.

böyle bir sefer sırasında rodos şövalyelerine esir oldu. esirlikten kurtulunca memluklu sultanı kansu gavri'nin hizmetine girdi ve mısır ince donanmasının başına getirildi. mısır donanmasıyla birlikte iskenderun körfezinde bulunduğu sırada rodosluların saldırısına uğradı.

yavuz selim'in ağabeyi sultan korkut'tan büyük yardım gördü ve korkut çelebinin verdiği 18 oturaklı bir gemiyle korsanlığa başladı. bu gemisi de rodoslular tarafından ele geçirildi. korkud çelebi ona 22 oturaklı bir gemi daha verdi. oruç reis italya kıyılarını yağmalamaya başladı. yavuz sultan selim padişah olunca (1512) anadolu kıyılarını bırakarak iskenderiye'ye gitti. iskenderiye'den sonra cerbe adasını kendisine merkez yaptı. kardeşi hızır reis de burada kendisine katıldı. kısa zamanda fransa ve italya arasındaki sulara hakim olunca avrupa devletleri endişelendiler.

tunus sultanı mulay muhammed ele geçirecekleri ganimetten 1/8 pencik ve 1/50 liman vergisi vermeleri şartıyla oruç reis'e halk-ül vad kalesini verdi. buradan yapılan çıkışlarda ispanyol ve italyan gemilerini ele geçirdi, kızıl saçlı ve sakallı olması sebebiyle italyan ve ispanyollar tarafından barbarossa adı verilen oruç reis'in ünü bütün batı akdeniz'e yayıldı.

bicaye kalesine sığınan ispanyol gemileriyle yaptığı bir çarpışma sırasında kaleden atılan toplarla kolundan yaralandı. bu yaralı kolu daha sonra kesildi. piri reis'in emrinde 6 gemiyi istanbul'a yolladı. piri reis, yavuz sultan selim'e oruç reis'in gönderdiği hediyeleri sundu. yavuz sultan selim de oruç reis'e elmas kabzalı iki kılıç, iki hil'at ve iki gemi gönderdi. bu sırada oruç cicelli kalesini ele geçirdi. bicaye kalesini de ele geçirmek için çatıştıysa da başaramadı. cicelli'ye geri döndü. burada berberi kabileleri arasındaki anlaşmazlıklara karıştı; berberi reislerinden abdülaziz ile kuko ahmet arasındaki anlaşmazlıkta abdülaziz tarafını tuttu, böylece berberiler arasındaki nüfuzu arttı. cezayir şehri halkı kendilerini ispanyollardan kurtarması için oruç reis'e başvurdu.

oruç reis cezayirlilerin bu çağrısını kabul etti; 21 gemi ve karadan da 500 kişilik birlikle cezayir üstüne yürüdü (1516). kısa zamanda şehre hakim oldu. ispanyollar cezayir limanı ağzında bulunan adaya (penon d'alger) çekilmek zorunda kaldılar. cezayir'in oruç reis'in eline geçmesini istemeyen ispanyollar don diego de vera kumandasında 180 parçalık donanma ve 15.000 kişilik bir ordu ile şehri almak istedilerse de başaramadılar. oruç reis ispanyolların müttefiki olan yerli kabileleri yendi ve cezayir'in 150 km batısındaki tlemsen kalesini ele geçirdi. cezayir'de yönetimi düzenlemek için kardeşleriyle iş bölümü yaptı. cezayir'in doğu kısmının yönetimini hızır reis, batı kısmının yönetimini ise oruç reis üstüne aldı. bütün ülkede nüfus ve arazi sayımı yapıldı. ispanyol nüfuzu altında bulunan tlemsen hükümdarlarına bağlı olan kal'atül kıla ve sonra da tlemsen alındı.

ispanyollar tlemsen'i oruç reis'den geri almak ve eski hükümdarı tekrar başa geçirmek için don martin d'argote kumandasındaki bir kuvveti cezayir'e yolladılar. ispanyollar önce kal'atül kıla'yı aldılar. oruç reisin kardeşi ishak ispanyollar tarafında şehit edildi.

daha sonra marki de comares komutasındaki bir ordu tlemsen'i kuşattı. oruç reis ispanyolların ve onlarla işbirliği yapan yerlilerin saldırılarına karşı 6 aydan daha fazla bir süre dayandı. sonra yanında kalan 40 kadar adamıyla kaleden çıktı. ispanyol hatlarını yardı. arkasından gönderilen garcia de tineo kumandasındaki ispanyollar ile salado ırmağında yapılan son bir savaşta şehit oldu.

--------

ayrıca bakınız: http://www.turkkorsanlari.com/korsan.htm
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

wiktor kardeşim sen benim donanmadan bahsettiğimden ne anlamışın kii akdenizdeki barboros hayrettinden gelen gemilerle yapılan donanmadan mı bahsediyorsun varmıdır akdenizde preveze savaşından başka kazanılan savaş yada başka büyük bi başarı varmıdır ben metini yazarkende kıyaslamalı yazmıştım okuduysan eğer,rakip akdedizdeki ırklar kocaman gemiler yaparken bizim gemilerimiz herzaman onlarla boy ölçüşemeyecek kadar küçük olmuştur bazen yakınlaşmışlarsa da asla tarihin hiçbir döneminde türk denizciliği bir ekol olmamıştır. sebebinide anlaatım diğer maildeneyse coğrafi keşiflere uygun gemilerimiz bile yokmuş adamlar atlantiği geçtiğinde senin anlattığın akdeniz bir türk gölü oldu hikayesi orta okul tarih kitaplarından fırlama bi laf.sen bile demişin bilmem ne zamanında alınan gemilerle türk filosu bilmemne,amerikadan alınan silahlarla ortdadoğuda bıyık burmak gibi bişey senin sölediğin,şimdi amerikamı bir silahlı güç türkiyemi türkiyemi silahlanmaya önem veriyor amerika mı aradaki farkı anladıysan osmanlının denizci bir ırk olmadığını anlarsın ..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok heralde kafa basmıyor mantıklı dusunemıyorsu ncunkı bu kadar yazıya ragmen

prevezeden sonra savas olmaması ozmanlının donanamsının berbat olmasından degıldır preveze dunya tarıhıne gecen bır savastan cunkı ondan sonra avrupalı osmanlıyı akdenızde yenemıyıcegını anlayıp baska yollar aramsıtır

yanı savas olmaması osmanlı donanamsının gcusuzlugunu degıl gucunu gosterır akdenızde fransa ıspanya ve ıtalyan sehır devletlerı harıc bır denız gucu kalmamıstır cunkı

ıspanya da fransada mevcut guclerıyle osmanlıyla ugrasıp durmak yerıne akıllı davranıp cografı kesıflere onem vermısler akdenızın cogu turk oldugu ıcın ılgılerı gıtmıs

o yzuden denız savası yok ha dıyorsan cok dandıktı o zaman kaybedılen bır denız savası goster oda yok

denızcılıkte cunkı avrupalı osmanlı ıcın allaha yakın bana uzak olsun dusuncesıne sahıp kaldıkı yenı dunya ve sınrısız zengınlık fırsatları varken 3-30 para ıcın akdenızde masraf yapmamıs avrupalı bu yuzden akdenız tıcaretı olmus osmanlıda fecı zarara ugramsıtır

osmanlı cebelı tarık ve kızıldenızden otesınde donanma bulundurma gıbı bır olaya gırmedıgınden gemıcılıkte bır gelısmede kaydedılememıs

ha dıcen avrupada bu kadar gelısmısken osmanlıda nıye yok

cunkı avrupa denızcılıgını cografı kesıfler degsıtırdı avrupadan amerıkaya gıtmek kolay degıl her yenı yolculukta yenı seyelr denenmıs

bu ulkelerden ıngıltere zaten ada ulkesı mecburen denızcı olucak

fransaya geleım guneyınde ıspanya var ıspanya ıcınde aynısı gecerlı fransızlar var

e portekız zaten bellı sırf ıspanya komsusu

yanı bu ulkelerın cıddı bır karasal tehdıtı yok veya cok genısleme polıtıkası ızlıyen komsuları yok sınrılar bellı

osmanlıya bakalım

kuzeyınde rusya var bır an once assagı ınmek ıstıyor guneydogusunda sorunalrının bır turlu bıtmedıgı ıran var avrupada ekdı kopek gıbı dalastıgı avusturya var

avusturyada rusyada ıranda yayılımcı hepsı osmanlıdan bır parca ıstıyor cunkı baska alternatıflerı yok

osmanlının ekonomısıde bellı cografı kesıfe para ayırıcakda modern gemıelr yapıcakta olme essegım olme bunun yerıen akdenız ı koruyalım yeter demısler onun dısında tum kaynaklar kara kuvevtlerıne mecburen

ama ıngıltere fransa ıspanya gıbı ulkelerın baska alternatıfı yok ya yerlerınde sayıcakalr ya bırbırlerıyle savasmaya devam edıp yerlerınde saymaya devam edıcekler yada kesıflere ve tıcarete onem verıcekelr

olay bu akdar basıt o yuzden osmanlıda denızcılık bır ekol olmamıs ama bu demek degılkı osmanlı denızcılıkte kotu

mantıklı dusun ruslar 2 koldan asagı gelıyor ve dıplomatık oalrak durdurmak ımkansız
300 kaynagın var atıyorum
o donemın yonetıcıelrıne gore hayal olan yılalr suren ve sonuc evrmesı garantı olmayan bır yoluculugamı yatırırsın yoksa once vatan topragını korumayamı calısırsın

emınımkı eger osmanlı rusya ıran ve avusruya tarafından sıkıstırılmasaydı ve bu ulkelerınde okyanusa kıyısı olsaydı osmanlıda kolonıcılık ısıne gırısıcektı cunkı elı mahkumdu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

osmanlı'da donanma ekolu yoktu.

osmanlı'da "denizci olma" anlayışı da yoktu.

ancak kadırga hakimiyeti, çok uzun süre akdenizde kalıcı oldu. şayet, akdenizdeki ticarette söz sahibini osmanlı venediğin elinden almak zorundaydı.

çok uzun süre herşey iyi gitti, ta ki tek bir muazzam buluşa kadar;

"patlayan mermiler"

uzun yıllar boyunca, gemilere yerleştirilen toplar, gülleleriyle yalnızca karşı gemilerde delikler açmakla yetiniyorlardı. zincirle birbirine bağlanmış toplarla yelken parçalamak, küçük şarapnelli bilyelerle adam yaralamak başka alternatiflerdi. deniz savaşları saatlerce sürerdi. misal, napolyon savaşları sırasında nelson'un kumanda ettiği devasa ingiliz donnamasıyla fransız donanmasının savaşı 2 saat sürmüştür.

ancak fransızlar, 19. yy'ın ortalarında patlayan mermileri keşfettiler. atıldığında, yeterli darbeyi aldığı anda içindeki patlayıcıyla beraber infilak eden toplar, dönemin ahşap gemilerini adeta çıra gibi yakıyorlardı. eğer bu toplar, napolyon savaşlarında kullanılsaydı, iki donanmanın savaşı 2 saat değil, en fazla 15 dakika sürerdi. benzer şekilde osmanlı-rus savaşında (93 harbi) trabzon'da demirli osmanlı donanması, bu mermileri kullanan rus gemileri karşısında 10-15 dakika içinde yok olmuştur.

bu tarihlerde silinmeye başlayan osmanlı donanması, devlet teşviğinden çıkmaya başladı. şayet bu mermilere karşı alınabilecek tek önlem "zırhlı" gemiler yapmaktı. bu da eskisine oranla çok büyük paralar demek oluyordu. ve uzun süre, akdenizdeki varlığını, korsanlar aracılığıyla sürdürdü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

osmanli donanmasi kötü deil tamam anladik ama eger bi deniz imparatorluğuysan deniz gücün bulunacak bunun başka yolu yok osmanli bunu anlayamadi.tamam akdenize hakim uzun bi süre ancak osmanli kanuniden sonra nasıl batıya karada ayak uyduramamışsa donanmada da uyduramamıştır.ki bu kara ordularından daha önemliydi bence bikere donanma 17.yüzyıldan itibaren ezik kalio feci şekilde bundan öncesindeyse yani 16.yüzyılda güçlü bir donanma ispanya donanmasına eşdeğer hatta ama o sıralarda ingiltere ispanya donanmasını yenip artık ispanya donanmasınında geride olduğunu gösterio bize.bize akdenizde rakip olabilecek iki devletten portekizi zaten akdenizde yendik ispanyayıda ingiltere bizim için yendi saolsun ama bu zamandan itibaren rakibimiz yok die donanmamıza yeterince önem veremedik bence.kanuniden sora ne olduysa oldu donanma da düşüşe girdi.kara orduları zaten topraklar geniş ayrılacaklar daılcaklar tamam anladık da donanmanın dagılması osmanlının akdenizde ki üstünlüğünü tehlikeye sokuo.zaten 18.yüzyılda görüoruz canı istiyen gelio topraklarımıza asker çıkartıo donanma napıo o sırada??ya karşı çıkabilecek kadar güçlü deil yada padişahın keyfine yatıo boğazlarda
ama bunu padişahlarla bağdaştırmak da yanlış bence sonuçta sadece bizim tahta oturmuo kötü adamlar ingiltere de fransada da delilerin tahta geçtiği oldu ama neden bilmiorm bizim kadar kötü duruma düşmediler.ve şu donanmanın yakılması olayına da gıcık oluorum 3 kez yakıldı koskoca donanma denize gömüldü
sizde farketmişsinizdir ki bu yazdıklarımı elimde ki çok olmayan bilgileri mantığımla yorumlayarak yazıorum elimde bikaç ders(lise:d)kitapları ve tarih öğretmenimin önerdiği bazı yazarların kitapları var.ama işi bu yakında daha iyi inceliycem bikaçö kitap adı aldım ve sizde bu konuda öneride bulunursanız sevinirim
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sn. gimli patlayan mermileri fatih sultan mehmet bulmuştur.şu anda 2.bayezid'in bulduğu içi yivli toplar da almanlar buldu diye okullarda yutturulmaya çalışılmaktadır.dediğim patlayan toplar ve istanbul kuşatmasında kullanılan bugünkü füze ve roketlerin atası olan patlayıcı dev fişekleri de fatih sultan mehmet bizzat hayata geçirmiştir.bu patlayan toplar arnavutluk'ta işkodra kuşatmasında kullanılmışlardır.yine füzeler de öyle.bu kuşatma tam bir osmanlı teknoloji gösterisidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gimli hakkatten patlayan mermi olayında baya bi sallamış hatta uçmussun.. fıratın da dedii gibi, patlayan toplar osmanlı tarafından bulunmuştur.. bunların ilk örenekleri ise fatih sultan mehmed değil çok daha öncesinden görülmektedir.. tarihe gelirsek de, ilk olarak barutu bulan çinliler ile uygurlardır.. uygurların soyunun göç eden kısımları anadolu osmanlılaa ileriki yüz yıllarda savaşta patlayan toplar konusunda deneyim kazandırmıştır.. bunalrla birlikte havan topu da ayrı birşeydir.. onu da f.s. mehmet icad etmiştir, tasarımını da bir gayrimüslime yaptırmıştır -macar-, havan topları şimdi kara savunmasında en baba aletlerdir. vietnam çıakrmasında abd yi tek ayakta tutan şeyler havan topalrıdır. osmanlı istanbulu alırken basit 2 çeşit top kullanmıştır: normal geri tepmeli top ve havan topu, havan topu sur içlerini, geri tepmeli top ise suraları hedef alır. geri tepmeli toplar çok büyük olmakla birlikte 6 satte bir ateşlenebilmekteydiler. çünkü çok ısınıyorlardı.. top kapı olarak adladırılan asıl ismi başka olan yer ise, geri tepmeli topların ustası ve sadarazamlardan birinin sürekli dövüp yıktığı sur bölümü olmakla beraber, hırslanıp 6 saatten daha kısa bir sürede top patlatmak isteyen bu kişiler, topu son kez patlattıklarında top parçalanmış tasarımcı, sadaraam ve bir tomar asker orda can vermiştir.. işte böle aletlerdi yani... kısaca böle anlatılır ne diim...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

lıse ktıapalrı dıyorsun ben gercek tarıhten bahsedıyorum

bu develt yonetım ıslerı okumıyana fantezı gıbı gelıyor boyle age of empıres fılan gıbı gelıyor o yuzden anlıyamıyor cogu kımse egıtım sıstemımzıde rezalet oldugu ve detaya gırmek yerıne ezberlesınelr gecsın mantıgında yurudugu ıcın

sımdı bır donanma yapmak kolay degıl once muhendıs bulunucak kaynakalr bulunucak adam gıbı calısan bır tersane kurulucak ve mınumum malıyette en kısa surede bıtırılıcek tek gemı

bır fıloda ortalama o devırde ortalama sanırım 20 gemı olması lazım (emın dıılım sayı konusunda denızcılıgın ılgı alanım oldugunu soylıyemıycem ne yazıkkı o yzuden kulaktan dolmadır sayı) sımdı bu gemıelrı yaptırdın bunnara murettebat atıycan ıyı bır kaptan verıcen ve teknık donanımını ayarlıycan kaldıkı gemıler cok masralfı oldukalrı halde cok hassas aletler
sımdı bu fıloyu yaptın dıyelımkı buyuk bı odnanamda 3-4 fılo kesın vardır
sımdıosmanlı perspektıfınden bakalım
bu fıloyu yaptı ettı sımdı nerde kullanıcak bunu
akdenızde kullanma ımkanı yok cunkı akdenızde cıddı dusman kalmamıs kızıldenızden asgaıda hındıstan varkı hındıstan hem cok uzak hemde osmanlıya gıore gereksız kaldıkı osmanlı federal bır yapıya sahıp degıl tamemen merkezıyetcı bır ımparatorluk bu yuzden ıstanbuldan be kadar uzakalsılırsa devletın etkısı o kadar azalıyor o yzuden hındıstan ısıen yaramıyor osmanlının

eee bu donanmayı yaptı ne ıse yarıycak bu donanma sırf akdenızde 3-4 kıcıkırık korsanla ugrasmak ıcın o kadar masraf
ee bu donanma dırek baglanıcak lımana ve orda kalıcak ıhtıyac anına kadarkı bır avusturya ıle bır ıran ıle bır rusya ıle savasırken kullanamassın bu donanmayı

o kadar amsraf yapıldı ve hayalı donanamız lımana baglandı duruo orda bunun bakımıda var bıde gemıelr kendı kendıelrıen yuzmuyorlar tahtalar curuyor gemı su alıyor veya tecrubesız murettebat gemının ıcıne edıyor

o kadar masraf edıldı ve gıttı bu gemıler hıcbır ısede ayramadı

ha fanatstık dusunuyoruz dıyoruz osmanlıda nıye avrupa tarzı buyuk kalyonlar yok

onunda cevabı basıt osmanlının o gemılere ıhtıyacı yok cunkı okaynusa gıtmıyor akdenızdede o kadar buyuk gemıelre ıhıyac yok o yzuden osmanlı ufak gemıler alıyor

kar zarar denegsını kurabılmek lazım ama osmanlıda oda yok cunkı ekonomı batmıs dırek

ama dedıgım nedenelrden dolayı osmanlının donanma yapması rasyonel degıl bosuna masraf cunkı osmanlı denızcı bır develt degıl bu yapılan yanlsılıkalrdan degıl cunkı osmanlı ne akdar denızcı olmak ısterse ıstesın kara develtı

bugune ornek evrırsek turk donanmasına bakın
mısal bır ucak gemımız yop kı denıcılıkte en popuelr olay ucak gemısı su anda

pekı hıc dusundunuzmu askerı masraflara kemer sıkmayan develtımız neden ucak gemısı almıyor

cevabı basıt ıhtıyacımız yok cunkı

ucak gemılerıne ıhtıyacı olan develtler okyanus asırı operasyon yapan develtler

sımdı turkıyeye bakalım yurtta sulh dunyada sulh dıyor ve savasa gırmıyoruz ve tsk saldırı degıl savunma doktrını uzerıne kurulmus

sımdı bu ucak gemısı denen oyuncakalr lojıstıkte onemlıdır hava ustlerının olmadıgı yerlerde ucakalrın bakım onarım ve takvıyelerını yapabılmek ıcın kullanılır

turkıye vatanını savunurken vatanın her yerınde havaalanı varken ekstradan denızde bır havaalanına neden gerek duysun
turkıyenın ucak gemısını kullanaılıcegı tek olay anca uluslararası barış gucu operasyonalrıdır
e bakıyoruz bu tıp operasyonalrın yapıldıgı bır cografyadayız dırek okyanusasırı brı operasyon olma ıhtımalı yzude 10 fılan

o zaman turkıyenın hıcbır ısıne ayramıyor bu oyuncakalr o yzudende sırf zengın gostersın dıyede almıyor ordu prestıj ıcın bır tane alınması dusunuluyor ama cok fazla muhalefet var ordu ıcınde buna

osmanlınında devrının ulkelerıen kıyasla kucuk bır denızgucune sahıp olmasının nedenı tamemen bu cunkı kullanıcak alanı yok
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

wiktor canımcım sen nasılda benimdediğime gelmişsin bak kendi kendine e ş,imdi senin büyükk bir donanmanın olmaması diyelimki ihtiyaç yokk ee tamam işte var veya yok senin büyük bir donanman yok bu deilmi sonuç, preveze den sonrada bir sürü savaş olmuş inebahtı savaşını bilmem hatırlarmısın sonrasında yok osmanlıya bulaşmayalım falan denmiş hahahah yoksa iki tarafta birbirine bulaşmamışmı akdenizde,nese sen kendinde onaylamışın benim dediğimi osmanlı denizci bi devlet deildi hiçbir zaman donanmayada öle pek önem verilmedi hiçbirzaman..zaten örnek vermişin bilmem ne devleti şöle de böle de iyide birkaç mail önecsinde ben sölemiştim aynı şeyleri yazmayla uğraşmasaydın boşuna benden kopy paste yapsaydın hem kaynakta göstermiş olurdun ...osmanlı keşiflere öenm vermmemiş hindistana doğru yapılan harekat da sadece yemen falan osmanlıya bağlanarak gereksiz bir sfeer olarak kalmış saten söledim ipek ve baharat yolu senin üzerinden geçiyor sen niye denizle uğraşasın kardada birsürü düşman varken...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

heh şimdi istedigim şey bu evet osmanlı denizciliğe önem vermedi dooru düsgün çünkü gereksizdi akdenizde bi düşman yok yani bi tehdit yok karada o kadar tehdit varken denize önem verilmez tabi osmanlı bi kara devleti.işte asıl sorun bu akdenizde bi tehdit yok da denizciliğimizi geliştirseydik o büyük kalyonları okyanusa dayanıklı gemileri getirseydik biraz aşağı inip portekizin önünü kesseydik ticareti yine baharat yoluna kaydırsaydık gelirimiz oldukça artacaktı.o klalyonları yapmanın verdiği maliyeti kat kat alacaktık.ayrıca ingiltere donanmasıyla heryere burnunu sokarken biz ingiltereyi akdenize sokmayacaktık adam gibi akdenize kıyısı olan güzelim topraklar o kadar kolay bırakılmayacaktı??
gördügün gibi lise kitaplarından deil sizin verdigniz bilgilerden mantığımı yürüterek bu sonuçlara varıorum??
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

heh guzel gıdıyorda hala eksıklıkler var

kalyon gelsıtırmek deneme yanılma ısı tamamen yenı dunyaya adam yollıcan onanrın tecrubelerıne gore kaldıkı avrupadanda alabılırsın

ama osmanlının olayını sana ozetlıyen cok basıt bır ornek erıyım

pırı reıs meshur dunya ahrıtasını yavuz sultan selım e takdım edıyor yavuz ortadan ıkıye boluyor ve bugun 10 mılyonların ustune basılı oalan harıtayı pırı reıs e gerı verıp bızım batıyla ısımız yoktur dıyor dogu parcasını alıp saklıyor

bu bıle olayı ozetler kaldıkı osmanlı kolonıcılıkten ve tıcaretten anlıyan bır ımpratorluk degıl somurge anlayısı hıc yok daha ınce yazmsıtım bıyerde osmanlının toprak anlayısı bır bolgeye gıdıp oranın askerı gucunu kılıctan gecırıp burası artık bızımdır demek ve orayı vatan topragı yapmak
avrupa sıe o bolgeye gıdıp tıcarı ımtıyazlarla osmanlının bır turlu kavrıyamadıgı hammaddelerı alıp halka dokunmuyor onların yerel kralıyla analsma yapıp bak eger bıze yıdla su kadar kaynak ve ıscı cıkarmassanız gelır dagıtırız dıyor
o skeıdle cogu somrugesı ıngıltereye baglı kalıyor bıde somurge valısı yolluyor ortama tamamdır

osmanlı bunu yapmıyan bır devlet cunkı osmanlı mılıtarıst bır develt aynı zamanda yayılımcı develt hazınesı fetıhler ve savas ganımetlerı ustune kurulmus tıcaretten anlamıyan ve tum tıcaretı azınlıklarına bırakan bır develt osmanlı

o yuzden osmanlı yabancılar gıbı ucuz hılelerı bılmıyor veya o zaman televızyon radyo vesaıre olmadıgı ıcın ıngılızlerın bu taktıkelrınıde canlı yayından ızlemıyor

osmanlı gemı yapmıyor bu yzuden kesıf yapmak veya tıcaret ıcın sokullu mehmet pasa tıcaretle ılgılı bıssuru reform yapmaya calısıyor ama kendısı bır guzel kılıctan gecırılıyor

osmanlı bakıyor harıtasına afrıkada hızını almıs asagısı bugun bıle kımsenın tenezzul etmedıgı bos ve corak toprakalr
dogusunda ıran var kuseyde rusya cıkmıs avrupada onu kesılmıs dort bır yan guclu dusmanalrla dolu ve avrupadakı savas gelısmelerıyle savasların seklı degısmıs avrupalı osmanlıya akrsı gerılla taktıgı kullanmaya baslamıs osmanlı artı ktek seferle toprak alamaz duruma gelmıs osmanlı orduyla gelınce avruplaı kacıp daga saklanıyor osmanl ıgıdınce ınıp topragı gerı alıyorlar garnızon bırlıkelrını dagıtıyorlar

boyle bır tabloda ve avrupa savas sanatınında degısmesınden oturu osmanlı elındekı mevcut karasal gucu dırıltmeye ve guclendırmeye gıdıyor cunkı gemılerle uzak dıyarları fethedıcegıne vatanımı korurum daha ıyı dıyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hımm gırıtle degerlendırme yapılmaz

gırıt te sovalyeler ve kalelerı var ve bır ada defansıf ufak bır ada kadar ele gecırılmesı zor bısey yoktur cunkı gemırlerle cıakrma yapmak ımkansız gıbı su yuzunden
lagımcı kullanamassın kocbası kullanamazsın merdıven kullnamassın yapıcagın tek sey surlarda gedık acılana akdar bombalamak ve dua edıp o gedıkten sınırlı sayıdakı askerını yollamakkı gemıler kara ordusu tasımak ıcın cok rısklıdır yolda batan bır gemı degerlı pekcok askerın olumune sebep olrukı o gemıelrın adaya cıakrtma yapabılmesıde o kadar ıskencelıdır

o yuzden bı tıp adalar cevrelenır ve cıerdekıler harap duruma gelene kadar kusatılır yıyıcekelrın bıtıp ıcerde bırbırlerıne gırmelerı veya psıkolojık oalrak cokertılmelerı beklenır cunkı boyle bır adaya yapılcıak dırek taaruz cok fazla can ve mal kaybına yol acıcaktır
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...