Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Donarak Ölen Askerlerimiz [ Sarıkamış ]


AthleT

Öne çıkan mesajlar

Sarıkamış.... Tarihimizden bir facia örneği.

Aralık 1914, Sarıkamış

Yirminci yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliği dağıldığında Türkiye Cumhuriyeti'nin önde gelen simaları "Adriyatik'ten Çin denizine kadar bir Türk Dünyası"nın doğduğundan sıkça söz etmeye başlamışlardı. Bu kadar geniş bir coğrafyada etkin bir güç olmak, bir hegemonya sağlamak düşüncesi hemen herkesi heyecanlandıran bir hülya idi. Daha sonra bunun hiç de kolay bir iş olmadığı görülecekti.

Ama aynı hülyayı yüzyılın başında daha büyük bir inançla görenler de vardı ve çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğunu böylesine bir coğrafyaya yayılan bir Türk-İslam İmparatorluğu olarak yeniden ihya etme hayaliyle yanıp tutuşuyorlardı. Hiç kuşkusuz bunların başında İttihat ve Terakki'nin askeri lideri Enver Paşa geliyordu ve hayallerinin bedelini de Türkistan'da can vererek ödeyecekti.

Balkanlar'dan Kafkasya ve Türkistan'a uzanan bir imparatorluk kurma hayalinin nasıl bir fiyaskoyla sonuçlanabileceğinin ilk işareti aslında Aralık 1914'te Sarıkamış'ta ortaya çıkmıştı. Ama Osmanlı İmparatorluğunun 34 yaşındaki Başkumandan Vekili Enver Paşa'nın bunu kavraması mümkün değildi.

Enver Paşa ve ordunun başına geçmiş genç subaylar açısından Almanlarla ittifak halinde girilen Birinci Dünya Savaşı işte bu hayallerin gerçek olması açısından büyük bir tarihsel fırsat olarak algılandı. Savaşın kazanılması çökmekte, dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğunu kurtarmakla kalmayacak çok daha geniş bir coğrafyada, çok daha büyük bir Türk-İslam devleti doğacaktı. Oysa bu savaş, aralarında Osmanlı devletinin de olduğu bazı devletlerin topraklarının paylaşılması için çıkmıştı ve öyle de sonuçlanacaktı.

29 Ekim 1914'de iki Alman savaş gemisi Yavuz ve Midilli adını alarak Karadeniz'deki Rus limanlarına saldırınca Osmanlı devleti hem Birinci Dünya Savaşı'na fiilen girmiş, hem de Rusya ile savaşa başlamış oluyordu. Ruslar Karadeniz filosuna saldırıya yanıt vermekte hiç gecikmediler. 1 Kasım'da Kafkasya'daki Rus ordusu Türk sınırını aşarak Erzurum'a doğru saldırıya geçti.

İşte Enver Paşa açısından da beklediği tarihsel fırsat ayağına gelmişti. Karşı saldırıya geçerek Rus ordusu imha edilecek ve ardından hızla ilerlenerek Orta Asya'ya doğru gidilecekti. Bu arada Enver Paşa'nın yeğeni Halil Paşa da İstanbul'dan yola çıkıp, iyi eğitilmiş ve donatılmış bir tümenle İran'a girecek, Tahran ve Tebriz'i zapt ettikten sonra Azerbaycan'a doğru ilerleyecek, karşısına çıkan orduları her defasında yenilgiye uğratarak, bir diğer koldan yine Türkistan'a doğru yoluna devam edecekti. Büyük İskender'i kıskandıracak bu muhteşem askeri sefer için de hemen hazırlıklara başlandı.

Ancak bu muhteşem zaferlerin kazanılmasından önce halledilmesi gereken ufak bir iş, kazanılması gereken mütevazı bir zafer vardı! Erzurum'a doğru saldırıya geçen Rus ordusunun durdurulması ve imha edilmesi gerekiyordu. Öncelikle bu iş başarılmadan Turan hayallerinin gerçekleşmesi mümkün değildi. Nitekim Enver Paşa da bunun farkındaydı ve kendisini bütünüyle bu işe verdi.

Sarıkamış üzerinden saldırıya geçen Rus ordusunun karşısında bizim III. Ordumuz bulunuyordu ve bu ordunun savaş planları saldırıdan çok savunma ağırlıklıydı. IX., X. ve XI. kolordulardan ve Kürt aşiretlerinin Hamidiye alaylarının kalıntıları durumundaki bir tümenden oluşan III. Ordunun komutanı Hasan İzzet Paşa geri çekilip Erzurum müstahkem mevkilerinde bir savunma savaşı verilmesi gerektiği düşüncesindeydi.

Nitekim birliklerine bu doğrultuda emirler verip, buna göre hazırlığa girişti. Bölgede kış mevsimi olanca şiddetiyle sürüyordu ve bu koşullarda Rus ordusunun saldırısının da çok etkili bir şekilde gelişmesi kolay değildi. Bir savunma savaşına girişildiğinde "General Kış" Türk ordusunun yanında yer alacaktı. Erzurum'da, cephedeki Hasan İzzet Paşa böyle düşünüyordu ama Harbiye'den öğrencisi olan Başkumandan Vekili Enver Paşa İstanbul'da çok farklı düşünüyordu.

Enver Paşa'nın Turan hayallerinin ve hırsının yanı sıra Almanlar da savaş halinde oldukları Ruslara karşı güneyden, Kafkasya'dan etkili bir savaşın açılması için Harbiye Nezareti üzerinde baskı yapıyordu. Bu cephede ne kadar şiddetli bir savaş cereyan ederse Ruslar da batıdan, Avrupa'daki kuvvetlerinden buraya güç kaydırmak zorunda kalacaklardı. Onun için zaten Osmanlı ordusunu yönetmekte olan Alman subaylar ve Alman Genelkurmayı Enver Paşa'yı destekliyor, Kafkasya'ya saldırıyı kışkırtıyordu.

İşte bu koşullarda Enver Paşa İstanbul'dan Erzurum'a emirler yağdırıyor, Hasan İzzet Paşa'yı savunma değil saldırı ağırlıklı bir savaş vermeye zorluyordu. Erzurum civarındaki iki kolorduya ilaveten Samsun'da bulunan X. Kolordu da cepheye sevk edildi. Böylece toplam mevcudu 150 bin askere ulaşan III. ordunun muharip asker sayısı da 100 bine yaklaşmıştı.

İstanbul'da yapılan planlara göre bir "çevirme-kuşatma-imha hareketi" gerçekleştirilecek ve ardından ileri yürüyüşe geçilecekti. Bu emir ve zorlamalar sonucunda Türk ordusu 27 Kasımda karşı saldırıya geçti. Rus ordusunun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

savaşın ne kadar acımasız olduğunu görüyoruz... ama bi komutan nasıl bazı gerçekleri görmez.... ama genede türk askerlerimiz kahramanca savşmışlardır orda..[signature][hline]1-) Bir
2-) İki

Kalp İçin Feyk açan masum pati log off olmayı unutunca :)
mamut_, 09 Kasım 2005 19:19 tarihinde demiş ki:
askımm nbr
_mamut_, 09 Kasım 2005 19:19 tarihinde demiş ki:
iyiyim cnm benim
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cok yil gecti ustunden tam hatirlamiyorum soz konusu subayin ismini vs ama

"vetluga irmagi" diye bir kitap bulup okursaniz olmeyip esir dusen turk askerlerinin neler yasadiklarini ogrenebilirsiniz .

rusyada devrimin tam ortasinda rus esir kamplarindaki turk askerlerinin yasadigi gercek bir drami anlatan bu kitabi sanki kendim yazmis gibi anlattim ama guzel kitap bulup okuyun .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben Zindanlar serisini okumuştum.
Bu olayı da her okuduğumda, her dinlediğimde tüylerim ürperir. Rivayet odur ki ; her kış kardan sonra yeşil çiçekler açarmış, asker çiçeği derler bu çiçeklere. Her birisi bir şehidi simgelermiş.[signature][hline]Kırlara ilk kar düştüğü zaman, ölümünün ne güzel olduğunu sevdim seni içimde öldürdüğüm zaman...
Güzel, Özlü Sözler Arşivi by insighT a.k.a AthleT
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kişisel sataşmalara girecekseniz, buraların bir alan yetkilisi varmış, böyle alıngan pis bir herifmiş, sinirlenince de iyice kıl olabiliyormuş, demedi demeyin bak.

Konuyu dağıtmadan devam edelim.[signature][hline]Cafein= Ultimate Crash Tester

Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Lucky, 08 Aralık 2005 19:23 tarihinde demiş ki:
ama genede türk askerlerimiz kahramanca savşmışlardır orda..


orada ki askerlerimizin %75'inden fazlası kurşun atamadan şehit olmuştur...[signature][hline]Bu memleket tarihinde Türk'tü, o halde Türk'tür ve ilelebet Türk olarak kalacaktır... M. Kemal ATATÜRK
66. madde: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Peki enver paşa bu kadar aptal bu kadar yeteneksiz bir komutan mıdır eğer öyleyse o mevkiye kadar nasıl yükselmiş?[signature][hline] Her an her tuvalete dalabilirim
Korkun benden
Eski Öküz Yeni Aşık
Bodrack The Tuvalet Psycho is back
[ quote ]fede, 02 Ekim 2005 23:57 tarihinde demiş ki:
aa vanille bayanmış laaan

allah belamı versin hep erkek diye okuyodum ben hatta bu top mu diyodum içimden :D:D:D:D [ /quote ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

adam Türk askerinin de ana evladı olduğunu unutup kendi ideolojilerini devlet bekasının önüne koyuyor. bu yüzden bu olanlar...[signature][hline]Bu memleket tarihinde Türk'tü, o halde Türk'tür ve ilelebet Türk olarak kalacaktır... M. Kemal ATATÜRK
66. madde: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Peki enver paşa bu kadar aptal bu kadar yeteneksiz bir komutan mıdır eğer öyleyse o mevkiye kadar nasıl yükselmiş?

henüz genç bir subayken katıldığı gizli örgütler ve yürüttüğü siyaset sayesinde diye düşünüyorum.

[Bu mesaj ninjaturtles tarafından 10 Aralık 2005 22:47 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Enver Paşa'nın askeri alandaki başarılarını sıralar mısınız acaba?

Benim bildiğim Enver Paşa, savaş meydanlarının değil, politika oyunlarının usta komutanıdır, genelde başarıları siyasidir.[signature][hline]Cafein= Ultimate Crash Tester

Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya enver iyi bir türk milliyetcisi dir ve aslında hitlerin türk versiyonu bir hayalperestir. Hitlerin aksine, başarısız olmasının nedeni ise başarılı komutanlar ve üstün bir teknolojiye sahip olmamasıdır. Zaten atatürk gibi üstün kişileri etkiliyecek kapsıte ve ideolojiden yoksun bir adamdı ama yinede iyi bir adamdı. en azıdan rusya ile birleşim fiilen türkiye üzerine yürümemiş tir ve zaten kurtuluş savaşında bizim çok işimize yarayan doğu birlikleri onun asyayı kurtarıp türkün yeni vatanı yapma hayalını sonucu oluşmuş bir nevi işede yaramıştır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bende Sarıkamısa gitmistim(4sene önce) gezme amaclı bence hic bir bakım vs vs yapılmamıs bi ara yapmıslar bisiler onun dısında civi cakılmamıs okadar sehite bence birazdaha cok saygı gösterilmesi lazım bilmiyorum suan ne durumda valla aynıysa yazık[signature][hline]:))) !!!
G3NK-Peryton
........................
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 yıl sonra ...
Sarıkamış faciasının sırrı
Genelkurmay Başkanlığı çok özel fotoğraf arşivini açtı...

19.12.2007 16:49
Genelkurmay Başkanlığı, 22 Aralık 1914-15 Ocak 1915 tarihleri arasında gerçekleşen Sarıkamış Harekatı'nda 60 bin Türk askerinin şehit olduğunu açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı, Sarıkamış Harekatı'nda Rusları'n da 30 bin kayıp verdiğini ifade etti. Savaşta, Ruslar tarafından 200 subay, 7 bin erin esir, 20 makineli tüfekle 30 topun ganimet olarak alındığını, Doğu Anadolu'nun Rusların işgaline maruz kaldığını vurguladı.

FOTO GALERİ

Genelkurmay Başkanlığı, Sarıkamış Harekatı'nın yıldönümü dolasıyla internet sitesinde bilgi notu yayınladı. Osmanlı Devleti'nin Almanya ile yapılan anlaşma sonrasında Birinci Dünya Savaşı'na girmek zorunda kaldığı ifade edilen bilgi notunda, "Ancak Balkan Savaşı'ndan yeni çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı, savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır" denildi.

Osmanlı donanmasına bağlı Yavuz ve Midilli gemilerinin Sivastopol'u bombardımanının ardından 1 Kasım 1914 günü Rus ordusunun hududu geçerek baskın tarzında taarruza başladığı, Erzurum genel istikametinde ilerleyen Rus kuvvetlerinin, 7-12 Kasımda Köprüköy ve 17-20 Kasım'da cereyan eden Azap muharebelerini kaybederek geri çekilmek zorunda kaldığı ifade edildi.

Savaşın ilk aylarında meydana gelen bu durumun, ordunun subay ve erleri üzerinde olumlu bir etki yarattığı, ancak ağır zayiat veren 3'üncü Türk Ordusu'nun geri çekilen düşmanı takip edemediği, daha elverişli bir arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekildiği kaydedildi.

Avrupa'da savaşın mevzi harbine dönüşmesi ve Galiçya'da Avusturyalıların Ruslar karşısında zor durumda kalmaları üzerine Başkomutan Vekili Enver Paşa, müttefiklerin Avrupa'daki yükünü hafifletmek için "Alman Başkomutanlığının da etkisiyle" Doğu Cephesi'nde Rusların imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar verdiği ifade edildi.

Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) Doğu Anadolu'da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya'ya aktarılmasını mümkün görüldüğü kaydedildi. Taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3'üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'yı görevinden alarak 3'üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine aldığı ifade edilen bilgi notunda şu bilgilere yer verildi: "Bu harekâtı icra edecek 3'üncü Ordu; 9, 10 ,11'inci Kolordular ve 2'nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3'üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler. 22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri'nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış'ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu.

Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10'uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları'nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış'a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915'te 3'üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa'ya devrederek İstanbul'a dönmüştür."

ŞEHİT ASKER SAYISI 60 BİN

Bilgi notunda, muharebelerde Rusların zayiatı 30 bin, Türklerin zayiatının ise 60 bin olduğu kaydedildi. Savaşta, Ruslar tarafından 200 subay, 7 bin eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak aldıkları, Doğu Anadolu'nun Rusların işgaline maruz kaldığı vurgulandı.

Sarıkamış Harekâtı ile ilgili haberlerinin, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiği, burada olup bitenlerin çok sonraları açıklığa kavuştuğu ifade edilen notta şu bilgiler yer aldı: "Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur.

Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"kafkaslardan turk yurtlarina cikicaz onlarla birlesip afganistan pakistan hindistan ve en sonunda cin i ele geciricez"

seklinde oyunalrda bile ucuk bir hayalin pesinden gidilince olanlar iste

yani milelt hitlerle napolyonlar dalga egcer rusyaya daldilar diye
rusyaya saldirmak cok daha realist kaliyor enver pasanin planinin yaninda :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bizim düşündüğümüzü koskoca Harbiye mezunu Enver Paşa düşünemedi mi sizce ? Sarıkamış'ın soğuk olduğunu biliyordu önlemleri mutlaka vardır ama yerine getirememiştir aynen batan gemi gibi.Karadenizden elbise ve asker mühimmatı taşıyan bir gemiyi Sarıkamış'a sevkiyat için yollamış. Ruslar gemiyi tespit edip batırıncada felaket ortaya çıkmış.

Adamda biliyor askerlerin orada o koşulda savaşmak zorunda kalacağını.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Enver Paşa'nın Sarıkamış planı uygulanabilse gerçekten Rusların Doğu Anadoludaki varlıklarını büyük ölçüde ortadan kaldırabilecek nitelikteydi bana kalırsa. Bir ihtimal Balkan Savaşlarında Bulgarların bize karşı kullanmaya çalıştıkları taktikten etkilenme olmuş olabilir.

Sorun tabi ki coğrafi şartların hafife alınmasıdır fakat gözden kaçan bir nokta var. Yüksek rütbede bir subayın eline ulaşan bilgilerin tutarlılığı boyutu. Nasıl Hitler 2. Dünya Savaşında fabrikalardan vs gelen rakamlara göre aslında mevcut olmayan teçhizata göre hedefler saptadıysa benzeri Enver Paşa'nın da başına gelmiştir. Enver Paşa'nın bölgede yaptığı denetlemeler sırasında daha düşük rütbeli subayların birliklerini daha iyi göstermek için sınırlı sayıdaki kışlık teçhizatı belirli askerlere dağıtarak paşanın karşısına bu birliklerle çıktıklarını ve yanlış izlenimlere yol açtıklarına dair çeşitli şeyler okumuştum.

Bunun üstüne deli cesaretini de katarsanız tarihte Napolyon , Mussolini , Hitler vb birçok ismin uğradığı akibete uğramamanız için hiçbir sebep yok .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok ruslar gemiyi batirmis

iyide sen savastasin o geminin tepesine meteor dusme ihtimalini bile hesapliyip ikinci bir plan cikarman lazim kaldiki ruslarin son derece aktif oldugu karadenizde bunu dusunmemis olmasi imkansiz (ki dusunmediyse harbiden bir general olarak sinifta kaldiginin ispati)

yarim yamalak planlarla, ucuk fantezilerle ve kocaman bir egoyla boyle oluyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

LasT_SuRviVoR said:
Bizim düşündüğümüzü koskoca Harbiye mezunu Enver Paşa düşünemedi mi sizce ? Sarıkamış'ın soğuk olduğunu biliyordu önlemleri mutlaka vardır ama yerine getirememiştir aynen batan gemi gibi.Karadenizden elbise ve asker mühimmatı taşıyan bir gemiyi Sarıkamış'a sevkiyat için yollamış. Ruslar gemiyi tespit edip batırıncada felaket ortaya çıkmış.

Adamda biliyor askerlerin orada o koşulda savaşmak zorunda kalacağını.


Pekiii... Osmanlı'nın o tarihte düzgün donanması yok, gemiyi nasıl koruyacak? Haydi risk aldı sivil gemi yolladı koruma vermedi, şimdi ben bile düşünebiliyorum koskoca Harbiye mezunu Enver Paşa bu geminin kolaylıkla kaybedileceğini mi hesaplayamıyor? Ayrıca, adam "Baharı bekleyelim" diye komutanı görevden alıp "Yürüyün" demiş, o zamanki olanaklarla o gemi nereye yanaşacak, yükünü boşaltacak, o yük cephedeki birliklere ulaştırılacak, dağıtılacak? Zaten bahar gelir herhalde, adamın baharı beklemeye tahammülü yokken palto ve teçhizat dağıtımını mı bekleyecek? 120.000 askerden bahsediyoruz... (tüm sıkıntılarına derman olacak malzemenin nasıl bir gemiyle geldiğini de düşünmeden edemiyorum tabii)

Subaylar tarafından yanıltılmış olması, hele ki ellerindeki az miktardaki paltoyu giydirip falan yanıltılmış olması da gerçekçi değil, bu herif bütün orduyu kontrol ediyor, oraya ne kadar ne yollandığını biliyordur, Ruslarla çarpışıp dağılmak üzere olan 3. ordunun hali de ortadayken kim kimi yanıltabilir ki...

Enver Paşa bir kumar oynamış, vakit kazanıp bir an önce vuruşunu yapmak için yetersiz silahlı ve yetersiz teçhizatlı Türk ordusuyla Rusların üzerine yürümüştür. Sonuçta da soğuk, hastalık ve bu gibi sebeplerle ordusu darmadağın olmuş, hedefe vardığında da dayak yiyip geri atılmıştır. Zaten zor olan bir hedefe bu kadar desteksiz girişip başarısızlığa uğramak da onun komuta yeteneklerinin zayıf olduğunu gösterir. Hala bu adamın savunulacak neyi var onu sormaktayım?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Savunmak değil de cevap aramak diyelim ..

Bence yanlış 1914'te yapılmış olan bir harekatı 21.yy'da elinizde tüm tarihi, coğrafi bilgiler varken iki tarafın durumunu da %100 e yakın bir doğrulukla bilirken bir değerlendirme yapmanız.

Eminim bu değerlendirmeleri yapan siz ne "orta asyaya ulaşmalıyım mutlaka bir yol bulmalıyım" diye düşünüyorsunuz, ne de o dönemdeki ordu bilgileri size çelişkili bir şekilde aktarılırken kafanızda "Türk askeri her zorluğa göğüs gerer" gibi mantık varken bir yandan da hayranı olduğunuz almanlar "haydi yaparsınız , yapmalısınız , biz size her türlü desteği veririz korkmayın , yardırın" şeklinde baskılar da yapmıyordu .

Bu biraz Napolyon'un harita üzerinde gezen parmaklara yönelik söylediği söze uygun bir durum yaratıyor kanımca..

O dönemin şartları göze alınarak bakıldığında bile gereğinden fazla cesur bir plandır ama bahsi geçen isim Enver Paşa ise ondan böyle bir harekat beklemek normaldir. Sarıkamış Harekatı başından beri yanlış olan bir çok şeyin arasından sadece birisidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...