Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

karşı cinsle nası tanışmalı? /emaleth (2nd edition)


Emaleth

Öne çıkan mesajlar

  • 10 ay sonra ...
said:
metalcan, 07 Haziran 2005 00:48 tarihinde demiş ki:
şimdi kendimi övmek gibi olmasınn..ama biras yakışıklıyımdır hane..ama nedense sevdiğim kız haricinde tanıdığım çoğu kızın bana karşı özel şeyler hissettiğini biliyorum..



.....[signature][hline]http://www.camelotherald.com/chardisplay.php?s=Lancelot&c=1680337
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 ay sonra ...
  • 1 ay sonra ...
Ne istediğimize de bağlı. Aşık olunca neler yaptığımı söyleyemeyeceğim onu başka bi mesaj da anlatıcam. Ama biriyle takılmak amacındaysınız, en iyi taktiklerden biri şudur. Kendi arkadaşlarınızın ve çevrenizin harika olduğu hissini vererek onun buna ihtiyaç duymasını sağlamak. Bizim arkadaşla yaptığımız geyiklerin jestlerin mimiklerin ve muhabbetlerin yarattığı bi dil var. Çok eylenioruz o elemanla muabbet ederken("pub" dili koyuldu ismi. Pub dilini kullanırken irenç eylenceli bi muabbet ortaya çkıo) haliyle insanlar bize çekilio. Ne gibi

Kız:abi hiç yapmadığım şey. Senin gibi olup, senle olmak istiyorum.

Elros:Taqıl, bak ne göstericem sana.[signature][hline]Yol yanımdan aktığı için sadece,
Gittiğim yer geldiğimden farklı.
Aslında hep buradayız.


Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
  • 1 yıl sonra ...
ihtiyaç üzerine edebiyat sitesinin tozlu sayfalarında kalmış yazımı tekrar post ediyorum. karşınızda NASI DAVRANMALI III: karşı cinsle nasıl tanışmalı.

-----------------------------

Hay siz kahrolmayın e mi? İyi ki bi köşe açıp derdinizi anlatın dedik... Bilgisayarını açan başlıyor nasıl sevgili edineceğini sormaya... Buraya kadar ok, ama öyle benmerkezci insanlar oldunuz ki artık, yazıyosunuz yazıyosunuz, benim ağzım sulanıyo "allaaaaa, süper yazı çıkar burdan" diye, sonra yapıştırıyosunuz: "ay ama [ema], bunu dergiye yazma, mail at bana olur mu?"yu hınzırlar sizi... Öyle olmaz, ne kaa ekmek o kaa köfte... Bu seferlik mailleri olduğu gibi yayınlamadan, pare pare ederek konuya giriyorum, ama bir daha yemin billah mail almadan yazmıycam nası davranmalı, yetti canıma ayol...

Bu ayki soruyu bi okurumus şööle özetlemiş:
said:
......biz erkekleri kasan olaylardan biridir: hoşlandığımız kızın yanına gidip de dallama gibi 'merhaba, iyi akşamlar... vs' deyip olaya girsek, biliyoruz ki kız bizden etkilenmeyecek (aklı başında bi kızsa). Hangi anahtar kelimeyi söylemeli de kızın görüş alanına girmeli? Yaf bu konu hakkında sabahlara kadar düşündük, kafa patlattık (ciddiyim), bi ortak noktada birleştik: iyi ortam bulmak veya yaratmak... E iyi de, bu ortam yaratmak dediğin, yemek yapmak gibi değil ki şöyle soğanını kavurasın, yumurtasını kırasın. Ha diyince olmuyo yane. Ben düşündüm bi bok bulamadım, bi de sana sorayım dedim.

İyi demişsin Koraycıım (ya da Öğünççüm, hanginiz kullanıyodunuz bu adresi?? 'mail için tenk yu'yu da çakiim hemen...), ilgileniciiz, ama önce başka bi mailden alıntı yapalım:
said:
......Ya ben bu kızla neleri konuşacam başlangıç olarak? Yani diyelim bon jovi gibi gidip tanışsam ‘mereba tanışabilir miyiz?' 'evet, adım...' 'benim ki de....' 'okul nası gidio?' 'eh ii' 'benim de... neleri dinlersin?'... Yaa bunlar çok oooot, daha değişik olmalııı...

Evet bunlar çok ot... Bi alıntı daha görelim:
said:
......Tanışma yöntemindeki esrarengizlikleri söler misin? Kızı etkilemek için şiir mi okiim? Ezberim iidir yane, ama gidip de 4 sayfalık han duvarlarını okuyamam şimdi... Yaaa lütfen yardımların gerek, yazını okudum ama bana lütfen tekrar oku deme, help miiiiiii......

Edicem canım, soruyu anlamadı diğerleri, biraz daha açalım da önce:
said:
......şimdi demişsin ki 'ideal erkek merak edilen erkektir'. Ben genelde merak ediliyom ama pek de ideal olamıyom. Yani en çok hayır cevabına maruz kalanlardan biriyim. Düşünüyom acaba yanlış zamanda mı giriyom olaya? bi açıklık kavuşturursan sevinirim. :)))))
Hepinizi sevindiricem kuzucuklarım, ama şunu da bi okuyun, bağlayalım:
said:
ALLAIM YA BANA GÜÇ VER. GİDİP ŞU KIZA ARKADAŞ OLALIM MII VE TANIŞALIM MI CÜMLESİNİ DEME GÜCÜ VER. [EMA] BU GÜCÜ BANA SEN VERECEN, BEKLİOM MAİLİNİİ

Yok yaa, hepinize ayrı ayrı mail yazıcam ben di mi? Yok ööle yağma, aha da alın topyekün cevap...

Bundan önceki sayılarda karizma yapıp dikkat çekmeyi, (her iki cinsiyet için) dudakları birleştirmeyi öğrenmiştik. Bu ayki dersimiz, bunların tam ortasındaki zurnanın zırt dediği yerle ilgili. Dikkati çektiniz, önce bi tanışacaksınız ki dudaa bastırabilesiniz. Tanışmadan dudaa bastırabilecek ateşli okurlarım da var mı bilemiyorum, o da bi yöntem sayılabilir :)))
Ama biz daha orta karar yollardan gidelim. Tanışalım anasını satiiim...


Tanışalım da, takdir edersiniz ki bu konu tek bir çıkış yolu olan bir labirent diil, demem o ki, tanışılacak kişiye (TK diyelim, harf ısrafı olmasın), tanışılacak ortama (TO), ortak tanıdıklara (OT), görüşme sıklığına (GS) ve diğer faktörlere (DF) bağlı olarak, tanışma (T) da çeşitlilik gösteriyor...
Bir denklem kursak mesela:
T = f (OT, GS, TK, TO, DF)
OT=1 ise T= TK.DF
OT=0 ise T= GS(TK/TO) + DF


Anlaşıldı mı? Anlaşılmadı di mi? Ben sizi bilmiyo muyum? Bütün matematik derslerinde sıranın altından Non Serviam okuyorsunuz di mi? Üzülmeyin, kaçırdıklarınızı telafi etmek de derginizin boynunun borcudur... Değişkenleri birer birer tanımlayarak, fonksiyonun hikmetine ermenizi sağlıyciim:

Ortak Tanıdıklar (var=1, yok=0)

OT, T fonksiyonunu kökten değiştirebilecek bir değişkendir, hatta fonksiyon bu değişkenin değerine göre (1 ya da 0) değişik şekillerde tanımlanır. Bunlar, tanışmayı kolaylaştıracak ve sizi kasılmaktan büyük ölçüde kurtaracak kişilerdir. Yani, ortak tanıdığınız varsa, zaten muhtemelen tanışırsınız ve gerisi sizin TK ve DF değişkenlerinize kalır (Bkz. İlgili bahisler).
Burada dikkat edilmesi gereken tek şey şudur: Sakın OT'ye "arkadaş seninle tanışmak istiyomuş" dedirtmeyin! OT'nin tanışmak istediğinizden haberi bile olmasa daha iyi olur. Bunun yerine, kendi işinizi kendiniz yapın, mesela OT ile TK birlikte otururken yanlarına gidip OT ile muhabbete girmeyi, daha sonra da "ay pardon, tanışmıyoruz di mi? Ben ........, senin adın neydi?" diyip, muhabbete TK'yı da katmayı deneyebilirsiniz.
Zamanın sıkışık olduğu durumlarda (bkz. GS bahsi) OT'den yardım istemek de bir çözümdür, fakat OT sizinle tam bir işbirliğine girmeli, tanışmak için yanıp tutuştuğunuzu TK'ya hissettirmemelidir. Buna özen gösterin, aksi takdirde TK'nın gözünde maymun pozisyonuna düşmeniz işten bile değildir.

OT=0 ise, işiniz daha zor olacaktır ve yazının asıl konusunu bu durum oluşturmaktadır. Bu halde, diğer faktörler önem kazanır, iş tamamen sizin matematik hakimiyetinize kalır.

Görüşme Sıklığı (max: Her gün, min: Kırk yılda bir)

Görüşme sıklığınız, TK'ya doğru yapacağınız hamlenin şeklini şemalini belirleyen önemli değişkenlerdendir. Eğer TK her dakika elinizin altındaysa, tanışma olayına yatırım yaparak, ilişkiyi yavaş yavaş yaratıp işleyerek, acele etmeden hareket etmek hayrınıza olacaktır. TK'ya damdan düşer gibi "silaaam, ben ........, sana bayıldım" diyerek, yemeği harlı ateşte pişirip yakma tehlikesine girmektense, hafif ateşte arada bir karıştıra karıştıra demlenmesini sağlayın.

İlk yaklaşma burada önemlidir ve TK'nın poposunu fazla kaldırmayacak cinsten olmalıdır. Bir ipucu vermek gerekirse, o ilk lafı özellikle TK'ya değil de, o anda yanınızda bulunan herhangi birine ya da ortalığa söyler gibi yaparsanız, TK farkına bile varmadan temeli atmış olursunuz.

Ortalığa konuşmak için en uygun anlar, ortak mağduriyet durumlarıdır, böylece söylenirmiş gibi konuşabilir, lafınıza muhattap bulmak zorunda kalmazsınız: Misal, kantindesiniz, TK hemen yanınızda, acayip sıra var, herkes birbirinin üzerinden kantinciye uzanıp, "abi bana bi tost, bi de ayran, ama tost çok pişmiş olsun" ya da "abi benim bi kola vardı ya, onu fanta yapalım" filan gibi şeyler baarıyor, bir yandan da sizi ve yanınızdaki TK'yı fena halde sıkıştırıyor (bu örneği bar ortamına da uyarlayabiliriz kolayca tabii). Yapacağınız şey şu: "Yafu çüşş kardeşim, bu kadar itilir mi? Beklesenize iki dakika, ne buranın hali yaa, tenefüs biticek şimdi, aç kalıcaz... " diye ortalığa söylemeye başlayıp, son 2-3 kelimeyi direkt TK'ya bakarak söylemek, böylece ortak bir şikayet zemini oluşturmak, bunu yaparken de herşeye söylenen dedeler gibi görünmemek... Cevap verir ya da size katıldığını belirtir bi hareket yaparsa (ki o da mağdur oluyorsa büyük ihtimalle yapacaktır) ne ala... Böylece ilk kez bir konuda aynı fikirde olmuş oldunuz... Yapmadı mı? Taarruza devam: Direk ona hitaben şöyle diyin "Ya istersen sen çık, iki yerine bir kişilik kalabalık yaratalım, ben sana alırım ne istiyosan hıı? Böyle çok sıkışıyorum ben... ". Kabul ederse, tostunu verirken "ii oldu bööle yaptıımız, tekrarlayalım kikirt" filan gibi eğlenceli ifadelerle ilk kontağı kurmuş olursunuz, bu da ilk hareket için yeter bile. Yok etmedi, o zaman biraz daha ısrar ettikten sonra vazgeçin, yine de ilk kontak kurulmuş oldu. İyi gidiyoz... Artık TK varlığınızdan haberdar...

Bundan sonra yapılması gereken yavaş yavaş bu tip küçük ve önemsiz gibi görünen mini-muhabbetlerin sayısını artırmaktır. Birkaç atılımdan sonra bir bakarsınız, her rastlaştığınız yerde birbirinize küçük küçük gülümsüyorsunuz. Zaman ikinci raunda geçme zamanı.

Ha bu arada, 14 kere tost aldıktan veya 57 kelime konuştuktan sonra hala bu olmuyorsa, TK'nın size olan ilgisi x sonsuza giderken 0'a yaklaşıyor demektir (lim x=0), vazgeçin. Hayat her zaman başarılarla dolu olmayabiliyor... İnatçı mısınız? Ne haliniz varsa görün, beni karıştırmayın...

İkinci raundun gongunun duyulmasıyla beraber, yalnız kalmaya çalışın. Hayır sabırsız kuzucuklarım, başbaşa yemeğe çıkın demiyorum, onu yalnız olduğu bir yerde, mesela bir masada tek başına beklerken ya da tek başına yürürken, veyahut otobüse binmişken yakalayın ve katılın ona. Bunu yaparken sanki bu sizin tercihinizmiş gibi değil de, sanki her ikinizin durumunun mantıklı sonucu buymuş gibi davranın.
Mesela, aynı otobüse bindiniz, ikinizin de yanında kanka yok, eh tanışıyo da sayılırsınız, gidin yanına "sen de mi burdaydın?" gibisinden bir açılışla dalın muhabbete (Bu normalde birlikte olduğunuz ortamın dışında bir yerde olursa daha iyi, unutmayın ki okulda selam bile vermediğiniz kişilerle dışarıda karşılaştığınızda mutlaka gülümsersiniz, neden öyle bilmiyorum ama öyle işte...). Dalmış olduğunuz bu muhabbet, T olayının gerçekleşme anıdır. Adını sorun, nereye gitmekte olduğunu, ne beklediğini, okulun nasıl gittiğini, aklınıza ne gelirse (lavuk olmamak kaydıyla) onu sorun... Hadi hayırlısı... Gerisi için önceki yazılara bir daha göz atın...

Bütün bunlar elinizin altında olan TK'lar için... Bir de TK'nın bir kelebek kadar ömrü olduğu, yani "itss naaav oor neeevıırrr" durumlar vardır. Bunlar daha zor tabi. Ama bulucaz bi çare. Bir kere bu durumda çok daha dikkatli olmanız lazım, ya batacak ya çıkacaksınız... Ama buranın da şöyle bir güzelliği var ki, eğer başarısız olursanız, bir daha görüşmeyeceksiniz, yani kim takar Yalova kaymakamını?...
Bence ölümüne saldırın, ama tekrar söylüyorum, hıyarlaşmayın!! Demin anlattığım gibi bir yol deneyip, ortak mağduriyet oluşturup söylenmenin hemen ertesinde muhabbet kurmayı deneyebilirsiniz, ya da bir kere fiziksel olarak yanyana olduktan sonra ortak mağduriyet yerine, ortak sevinç (konser aanı: "ayyy, bu şarkı nefiisss"), ortak varoluş (barda: "aaa, senin de mi kaşında piirsink var?") ya da ortak hislenme (müzik eşliinde: "oofff ülen offf") yaratıp taarruza geçebilirsiniz. Acele edin, korkmayın, bir daha zor görüşürsünüz, 2 gün sonra da yaptığınız bütün şebeklikleri ve sizi unutur zaten...

Tanışılacak Kişi (max: size meyilli, min: sizin bir kereviz olduğunuzu düşünüyor)

Eh bu da önemli bir değişken tabii. T'yi gerçekleştirmeden önce TK'nın hakkınızda düşünebileceklerini gözden geçirin. Sizce TK'yla harika bir çift oluşturabilecekseniz ve TK bi tanışsanız hastanız olacaksa, daha rahat davranabilirsiniz. Olduğunuz gibi olmaya devam edin, alla ne verdiyse yaklaşın yanına, şanslı ve TK'nızı seçmekte başarılı birisiniz, yıldızlar sizinle beraber...

TK'nın hakkınızdaki fikrinden emin değilseniz en azından başlarda mesafeli olun. Asla T'nin sizin için önemli olduğunu hissettirmeyin, T vuku bulmasa da hayatınız aynen devam edecekmiş gibi görünmeye ve hatta (kendi selametiniz açısından) düşünmeye çalışın. Ne de olsa yaklaştıkça hanyayı konyayı anlayacaksınız, sabırlı ve dikkatli olun, her bir hareketinin olası anlamlarını değerlendirmek doğru davranmanızı sağlayacaktır.

Eğer TK'nın sizin varlığınızdan bile diken diken olduğu, idiot dendiği zaman ilk sizi düşündüğü aşikarsa, direkt xtir edin, uğraşmaya değmez. Tabii tercih meselesi, "illa da bu TK, ölürüm yoluna" diyorsanız, kişiliğinizi ezdirip değişmeye çalışın, beceremeyin, paspası olun, ezip geçsin sizi... Zavallı varlığınızı bir daha Non Serviam okumadan devam ettirin, benim sizin gibi loserlarla işim yok... Yakalarsam ağır konuşurum...

Tanışma Ortamı (min= T denizde su gibi, herkes yapıyor, max= T kırk yılda bir vuku buluyor)

Dikkatli okuyucularım hemen fark ettiler, max/min değerleri ters gibi tanımlanmış... Neden? Çünkü orijinal fonksiyonda da görebileceğiniz gibi bu değişken bir bölen, yani arttıkça, T skorunun azalması lazım. Max değeri "kimsenin tanışmadığı, zaten tanışık olanların geçinip gittiği bir ortam" olarak tanımlandığında, TO max'ken, T min'e gider, çünkü zora girer. İşkembeden sallamadığımı da bu şekilde kanıtladıktan sonra neden böyle olduğunu da anlatiim...

Şimdiik, öyle ortamlar vardır ki, herkes yeni insanlar görmeye, yeni kankalar ve hatta yeni sevgili edinmeye gelir. Bu tip yerlerde T ciddi ve kasık bir konu olmaktan çıkar ve doğal gelişim halini alır. Böyle ortamlarda tanışmak için deveye hendek atlatmaya gerek yoktur. Bu tip ortamlara en güzel örnek sanal alemdir. Chat kanallarında her gün yaklaşık 483.756 T vuku bulmaktadır. Size TK'ya zorla chat yaptırın demiyorum, chat ortamında tanışmanın en uygun şey olduğunu hiç söylemiyorum (hatta laf aramzda bana biraz tuhaf bile geliyor), sadece diyorum ki: bakın böyle ortama en güzel örnek budur, buna benzeyen yerleri düşünün, aha onlar "min. TO"lardır.

Amman diyorum, tanımı düzgün yapalım, ortam dediğim zaman illa da bir mekanı kastetmiyorum, buradan anlamamız gereken daha ziyade TK’nın ve sizin içinde bulunduğunuz koşullar ve çevredir. Mesela TK "askere gitmiş sevgilisinin arkadaşlarıyla bara gelmiş bir kız" olduğu zaman, içinde bulunduğunuz mekan bir bar olması itibariyle tanışmaya uygun olsa da, "ortam" uygun değildir. Olası bir hamlenizde askerin kankalarının yumruklarını burnunuzda bulabilirsiniz.

Tanışmaya yeltendiğiniz zaman, ortamı iyice okumaya ve gereklerine göre davranmaya, hatta gerekiyorsa başka ortamları denemeye dikkat edin. Aksi halde bir çuval inciri mundar edebilirsiniz.

Değişik Faktörler (????)

Bunlar, T'ye etki eden adı üstünde değişik değişik faktörlerdir ve belli kalıplara sokulamazlar. Örnek DF'ler vererek olayı anlaşılır hale getirmeye çalışiim: TK'nın evli olması, kız TK'nın muayyen gününde olması, erkek TK'nın tuttuğu takımın 10-0 yenilmiş olması, kantinin kalabalık olmaması, konserin iğrenç olması, OT'nin puşt çıkıp TK'yı bağlamaya kalkması, her ikinizin sarhoş olması, TK'nın babasının subay olması, havanın yağmurlu olması, TK'nın gözlerinde renkli lens olması, T anında deprem olması, T mekanının lavuk arkadaş dolu olması ve bu densizlerin "hüüüooop, hadi bastır, fiyuvviiitt" şeklinde tezahürat yapması, vesaire, vesaire...

Bu tip faktörlere değer biçmek de sizin göreviniz olsun (yardım için bkz. Liseler için Matematik Kitabı - Fonksiyonlar), sakın görmezden gelmeye kalkmayın, herşeyi değiştirebilecek güçte olan DF’ler vardır.

Efeeett... Biz yazının daha sonuna geldik, sanırım artık ilişki konularında mektup almam da rahat ederim. Biraz da başka şeyler sorun canım, bakın kendine çoktan sefkili yapmış okuyucular esniyor. Sıkmayın canlarını, onlara da yazık... Başka sorunuz varsa aliim canım. Mail adresi aşağıda... Haydin gulu gulu...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...