Rahan Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 çook çoook çok hoşuma gitti bu hikaye. paylaşayım dedim [spo1=Tıkınız. Hikaye burda.]Son soru ilk kez 21 Mayıs 2016'da insanlık ışığa henüz yeni adım attığında soruldu. Sorulma nedeni beş dolarlık bir bahisti. Şöyle oldu: Alexander Adell ve Bertram Lupov, Multivac'ın iki sadık teknisyeniydi. Dev bilgisayarın soğuk, tıkırdayan, ışıkları yanıp sönen yüzünün arkasında ne olduğunu bir insan ne kadar bilebilirse, onlar da o kadarını biliyorlardı. Hiç olmazsa artık tek bir insanın bütününü asla bilemediği devrelerin ve aktarıcıların genel planı hakkında birazcık bilgileri vardı. Multivac gereken ayarlama ve düzeltmeleri kendi kendine yapıyordu. Böyle de olması gerekiyordu çünkü insan eli ile bu işlemlerin yeterince süratle ve doğrulukla yapılması mümkün değildi. Bu yüzden Adell ve Lupov bu dev üzerinde ancak yüzeysel ve çok kısıtlı çalışmalar yapabiliyorlardı. Verileri ona yüklüyorlar, sorularda gereken değişiklikleri yapıyor ve çıkan yanıtları tercüme ediyorlardı. Onlar ve onlar gibi olanlar Multivac'ın zaferinden pay çıkarma hakkına kesinlikle sahiptiler. Onlarca yıldır Multivac insanın Ay'a, Mars'a ve Venüs'e gitmesini sağlayan gemileri dizayn etmişti. Bunların ötesine gitmeye yeryüzünün fakir düşmüş kaynakları elvermiyordu. Uzun yolculuklar için çok fazla enerji gerekiyordu. İnsan yeryüzündeki kömür ve uranyumu gittikçe artan bir ustalıkla kullanmıştı ama artık her şey tükenmek üzereydi. Fakat Multivac yavaş yavaş daha derin ve daha kapsamlı sorunları çözümleyebilecek kadar bilgilendi ve 14 Mayıs 2061'de o ana kadar teori olan gerçek oldu. Güneşin enerjisi depolandı, dönüştürüldü ve tüm gezegende doğrudan kullanılmaya başlandı. Bütün dünya bitmek üzere olan kömürü yakan, uranyum fizyonunu gerçekleştiren düğmeleri kapatıp Ay ile dünyaya eşit uzaklıkta yeryüzünün çevresinde dönen bir mil çapında küçük bir istasyona bağlandı. Artık tüm yeryüzü güneş enerjisinin görünmez ışınları ile çalışıyordu. Bu müthiş zaferin kutlamaları yedi gündür sürüyordu ve henüz sona erecek gibi de görünmüyordu. Adell ve Lupov en sonunda kalabalıktan kaçıp onları kimsenin aramayı akıl edemeyeceği bir yere saklanmışlardı. Bu yer Multivac'ın muazzam bedeninin bir kısmının görüldüğü yeraltı bölmelerdi. Bir tatili kesinlikle hak eden Multivac da başında kimse olmadan tembel tıkırtılarla verileri düzene sokuyordu. Teknisyenler bu duruma saygı duydular ve onu rahatsız etmeyi -. başlangıçta- akıllarına getirmediler. Yanlarında bir şişe getirmişlerdi ve bütün istedikleri içkinin eşliğinde birlikte rahatlamaktı. "Düşünecek olursan, ne kadar şaşırtıcı bir şey" dedi Adell. Geniş yüzünde yorgunluk çizgileri vardı. Cam bir kamışla yavaş yavaş içkisini karıştırarak bardağın içindeki buz parçalarının hareketini seyrediyordu. "Sonsuza kadar kullanabileceğimiz bedava enerjiye sahibiz. Örneğin onu yer küreyi eritip kocaman bir katışık demir damlasına dönüştürmekte kullansak, harcanan kısmı devede kulak bile olmaz. Artık sonsuza kadar ihtiyacımız olan enerjiden çok daha fazlasına sahibiz." Lupov başını yana eğdi. Birisi ile zıtlaşmak istediğinde böyle yapardı. Şimdi de zıtlaşmak istiyordu, kısmen de içki şişesini, buzları ve bardakları o taşımak zorunda kaldığı için. . "Sonsuza kadar değil" dedi. "Haydi canım, hemen hemen sonsuza kadar. Güneş bitinceye kadar, Bert." "Bu sonsuza kadar demek değil." "Pekala öyleyse. Milyarlarca yıl. Yirmi milyar belki. Tatmin oldun mu?" Lupov parmaklarını seyrekleşmiş olan saçlarının arasından geçirdi ve içkisinden küçük bir yudum aldı. "Yirmi milyar yıla sonsuzluk denmez." "Sonuçta insanlar yaşadıkça onlara yetecek değil mi?" "Uranyum ve kömür de yeterdi." "Tamam ama her bir uzay gemisini Solar İstasyona bağlayabiliriz ve gemiler yakıt kaygısı olmadan Pluto'ya milyon kez gidip gelebilirler örneğin. Ne Uranyum ne de başka bir kaynakla bunu yapamazsın. Bana inanmıyorsan, Multivac'a sor." "Sormama gerek yok, biliyorum." "O zaman Multivac'ın bizim için yaptıklarını küçümse-meyi bırak" dedi Adell. Öfkelenmişti. "Müthiş bir iş başardı." "Başarmadı diyen yok ki. Ben yalnızca güneş sonsuza kadar yetmez diyorum. Bütün söylediğim bu. Yirmi milyon yıl güvendeyiz, tamam, peki sonra?" Lupov hafifçe titreyen parmağını ona doğru salladı. "Sakın başka bir güneşe geçeriz deme." Bir süre sessizlik oldu. Adell aralıklarla içkisini yudumladı ve Lupov'un gözleri kapandı. Gevşediler. Sonra Lupov aniden gözlerini açtı. "Bizim güneşimiz bittiğinde bir başka güneşe geçeceğimizi düşünüyorsun değil mi?" "Hiçbir şey düşünmüyorum." "Düşünüyorsun. Sende mantık zafiyeti var. Senin sorunun bu. Aniden sağanağa yakalanan ve ormana koşup bir ağacın altına sığınan bir adam gibisin. Islanmaktan korkmazsın çünkü o ağaç olmazsa daha sık yapraklı başka bir ağacın altına sığınabileceğini düşünürsün." "Anladım" dedi Adell, "Bağırma. Güneşin sonu geldiğinde öteki yıldızların da sonu gelmiş olacak." ‘Tabii gelmiş olacak’ diye mırıldandı Lupov. "Hepsi orijinal kozmik patlama ile o Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ivy Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 uff cok usendım :( bırı okusada ozet cıkarsa:)[signature][hline]ya aglayana kadar kus,ya da kusana kadar agla Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nebuch Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 okumuştum ozetini çıkariim hemen, [spo1=ozet] insanların evrenin kuculmesini durduramamaktadır. entropi adını verdikleri bu duzeni nasıl durduracaklarını bilgisayarlara yani analog comp. e sorarlar. analog comp. "ceavp verebilmem için yeterli bilgim yok." der bu çağlar boyu boyle surer analog comp. (diğer adıyla ac) kendini geliştirir ama sorunun yanıtını bulamamıştır hala. insanlar ise artık sanal hayata geçmişlerdir, fiziksel hallerini yitirmişlerdir. tekrar çağlar geçer ac hala yanıtı aramaktadır, insanlar ise birleşmiş ve tek bir insan olmuştur. evren kuculup yokolma seviyesine gelmiştir. ama ac de fiziksel varlığını yitirdiği için bu onu etkilememktedir. insan ve ac birleşir ve tek bi varlık olur ve sorunun cevabı bulunmuştur. cevap Tanrı!dır ve hikayenin sonunda incil den alıntı yapılmıştır :" ve ac dedi ki ışık olsun ve ışık ona verildi..." bu Hz. Adem in Allah tan ışığı istediği yerdir. yaratılan ilk şey ışıktır yani her şey en baştan başlamıştır...[/spo][signature][hline]yokedemeyeceğin şeyi kontrol edemezsin... [/b]evrenin dayandığı tek gerçek vardır: nedensellik...[/b] [/b]çizim galerim[/b] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nebuch Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Isaac mukemmel bi hikaye yazarıdır tum hikayelerimde ondan esinlenmeler bulunur....[signature][hline]yokedemeyeceğin şeyi kontrol edemezsin... [/b]evrenin dayandığı tek gerçek vardır: nedensellik...[/b] [/b]çizim galerim[/b] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ivy Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 tesekkurler dogan saol valla acayıp merak etmıstım[signature][hline]ya aglayana kadar kus,ya da kusana kadar agla Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Loras Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Eh bilimkurgunun peygamberlerinden biri olan Asimov yine döktürmüş. Hoş bir hikaye.[signature][hline]Follower Of Cyric,Prince Of Lies; Blog Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 çok beğendim,tey teey oldum,gercekten beğendim. Isaac Asimov zaten...[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler İçin dostlarım benim için için için... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dynun Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 okuduktan sonra bi süreliğine hazmetmeye çalıştığım, etkileyici bi yazıydı. ps: özeti değil kendisini okuyun. ( özet çıkaran arkadaşa lazım yok)[signature][hline]:." Storm Earth and Fire! Heed my call! There's no try. There's do! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nebuch Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 özet istek uzere yazıldı. ayrıca "ozet çıkaran arkadaşa lazım yok" değil "ozete gerek yok" deseydin daha mantıklı olacaktın...[signature][hline]yokedemeyeceğin şeyi kontrol edemezsin... [/b]evrenin dayandığı tek gerçek vardır: nedensellik...[/b] [/b]çizim galerim[/b] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dynun Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 ya çok pardon. tamamen yazım hatası. özet çıkaran arkadaşa "lafım" yok olacak ordaki kısım. biliyorum okudum. istek üzerine çıkarttın evet. ben hepsini okuyun, zevki orda manasında söyledim onları. lazım değil lafım olacaktı yani. dost muyuz :-)[signature][hline]:." Storm Earth and Fire! Heed my call! There's no try. There's do! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ivy Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 ozetı ben ıstemıstım ve ayrıca ozetı cıkaran arkadasa lazım yok mu?? nassı yaa? (pardon ben gerıden gelmısım) [signature][hline]ya aglayana kadar kus,ya da kusana kadar agla [Bu mesaj _gZm_ tarafından 22 Temmuz 2005 18:54 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nebuch Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 22, 2005 dostuz...[signature][hline]yokedemeyeceğin şeyi kontrol edemezsin... [/b]evrenin dayandığı tek gerçek vardır: nedensellik...[/b] [/b]çizim galerim[/b] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nameless Mesaj tarihi: Eylül 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 29, 2005 uzun bir ai muhabbetinden sonra saolsun rahanbu konun linkini verdi kesinlikle okunması lazım harika bi hikaye[signature][hline]çok terbiyesiz bir adamım... ...ayrıca tükürdüğümü de yaladım [Bu mesaj nameless13 tarafından 30 Eylül 2005 01:07 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Arthur_HellsFire Mesaj tarihi: Eylül 30, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 30, 2005 acayip etkilendim[signature][hline]darkening Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Finrod Mesaj tarihi: Eylül 30, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 30, 2005 isaac buyuksun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Spidee Mesaj tarihi: Ekim 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 1, 2005 Muhteşem bir yazı, tüylerim diken diken oldu sonunda.[signature][hline]Tomoe CusTodeM 3 Eylül 2005 01.10'da Rock'n Coke'da demiş ki: Oh be sonunda ağzıma birşey girdi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Asimov büyük adam.[signature][hline]"Bir şeyler ters gitti..." In Rock We Trust K.A.L Forever! Renksiz Pati, Tarafsız Pati Her Şey Paticik İçin... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Asimov mükemmeldir Sonsuzluğun Sonu romanını tavsiye ederim.[signature][hline]GERGE - Concerto for Electric Guitar No.1 Op.30 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 2, 2005 Ben de bir tavsiyede bulunayım bari :) Nightfall - Robert Silverberg ile ortak yazılmış. Asimov'un aynı adlı kısa hikayesinin uzun versiyonu Orjinal dilinde var bildiğim kadarıyla. Türkçesi varsa da haberim yok. Robinson Crusoe da bulabilirsiniz heralde. Kısa konusu: Kalgash gezegeni & güneşli bir kombinasyonda bulunmaktadır ve hiç güneş batmamıştır. Ancak birkaç kişi güneşin batacağını fark eder. Güneşin batışı da karanlığı tanımayan halkın delirip, uygarlığın sonuna geleceğinin işaretidir... Valla arkasında böyle yazıyor. Çok şey yazmışsın demeyin :)[signature][hline]"Bir şeyler ters gitti..." In Rock We Trust K.A.L Forever! Renksiz Pati, Tarafsız Pati Her Şey Paticik İçin... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sylian Mesaj tarihi: Eylül 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 4, 2009 Az önce okudum gerçekten inanılmaz bir hikaye. Hatta konusunu açacaktım ama önce bir arayayım dedim, açılmışı varmış zaten =P. Neyse topic'i diriltmiş oldum artık okumayan pati varsa bakar. Bu da ingilizce olanı: http://www.multivax.com/last_question.html Yanlız şu ultra güçlü bilgisayar olayı hakikaten insanı korkutuyor, mesela tanrı korkum yok ama chaotic evil olarak programlanmış tanrı-vari bir bilgisayar evrende varsa hakikaten korkunç olur =P NOT: Başlığı açan kişinin hikayesi yarım halde gözüküyor şu an, en iyisi benim verdiğim link'ten okuyun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar