Xaero Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Şarabın Öyküsü Şarabın öyküsünün çok eskilere dayandığını sanırım herkes tahmin ediyordur. Şarap insanoğlunun yarattığı ilk ürünlerden biridir ve bir çok kültürü de derinden etkilemiştir. Şarabın temel maddesi bilindiği gibi üzümdür. Üzüm tanesinin içinde yoğun olarak bulunan şeker, su ve kabuğundaki maya, doğal bir fermantasyon ortamı oluşturmaktadır. Olgun üzüm tanesinin kabuğunun kırılması halinde içindeki şekerli su kabuğundaki doğal maya ile birleşip fermente olur. Bu fermantasyon sonucunda da ortaya insanların başını döndürüp sarhoş eden alkollü birleşim “şarap” ortaya çıkar. Fermantasyon işlemi çevre ısısına çok bağımlı olduğu için sıcak bir ortamda şarabın oluşumu bir kaç saat içinde bile gerçekleşebilir. Belki de taş devrinde, bir kapta unutulan birkaç üzüm tanesi, bu muhteşem kültürün başlangıcı oldu. İlk şarabın ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Asmanın doğal olarak yetiştiği herhangi bir yerde ve ortamda oluşmuş olabilir. Arkeologlar yaptıkları çalışmalarda, kazılarda bulunan üzüm posalarından üzümün doğal veya düzenli ekim ürünü olup olmadığını ayırabilmektedirler. Kafkas bölgesinde bulunan düzenli ekime ait ilk izler M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Şarabın bu kadar eski olmasına rağmen en büyük atılımı, ancak son yüzyıllarda saklama yöntemlerinin bulunup geliştirilmesi ve bu konuda uzmanlaşılması üzerine oluşmuştur. Bütün bu uğraşlar, günümüzde “kaliteli şarabı” şarap severlerin beğenisine sunmuştur. Şarabın en çok etkilediği medeniyetler arasında eski Yunan ve Roma medeniyetleri, Mısırlılar ve Babilliler bulunmaktadır. Eski Mısır’da duvarlarda şarap resimlerine rastlanmış, hatta şarap listeleri bulunmuştur. Mısırlıların daha da ileri giderek ilk üzüm bağları, üreticileri, bağ bozumu ve şarap etiketleri hakkında kayıt tuttukları görülmektedir. Babilliler ise şarap dükkanlarının işletilmesi üzerine ilk kanunları çıkarmışlardır. Tarihteki kültürlere bakıldığında şarabın insanoğlu üzerinde oluşturduğu derin izleri görmek oldukça kolay. M.Ö. 2700 yıllarında Sümerlere ait bulunan yazıtlarda tanrıça Gestin “Ana asma kökü”, tanrı Pa-Gestin-dug “İyi asma” ve onun karısı Nin-Kasi “Sarhoş Eden Meyve” karşımıza çıkmaktadır. Eski Mısırda ise Osiris’in “Şarap Tanrısı” olmasına rağmen, şarap hakkında “tanrı Horus’un gözyaşı” veya “güneş tanrısı Ra’nın teri” gibi tanımlara da rastlanmaktadır. Şarabın tarih içindeki toplumları etkileyiş biçimindeki benzerlikler ise şaşırtıcı derecededir. Şarabın en derinden etkilediği kültürlerin başında batının temelini oluşturduğu kabul edilen eski Yunan medeniyeti ve onun devamı sayılan Romalılar olduğu düşünülmektedir. Mitolojiye göre Zeus’un oğlu Dionysus asmayı Anadolu’dan Yunan yarımadasına taşımıştır. Yine mitolojiye göre Dionysus ikinci defa doğumu bir tanrıçadan değil, ölümlü insanoğlu bir kadından olmuştur, bu Hz. İsa’nın ölümlü insanoğlu bir kadın olan Meryem Ana’dan doğması ile çok yakın şekilde benzeşmektedir. Tıpkı hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın kendisini asma ve kanını da şarap olarak tanımlaması gibi, eski Yunanistan’da da Dionysus’un kendisi asma ve kanı da şarap olarak tanımlanmıştır. Eski Yunan medeniyetinin etkisini kaybettiği yıllarda, yeni güç olarak ortaya çıkan Roma diğer alıntıların yanında Dionysus’u da Bacchus olarak kendi kültürüne uyarladı. Yavaş yavaş Anadolu’daki köleler, Lydia şehirlerindeki fakirler ve kadınlar, Bacchus’u şarap tanrısından ilahi bir kurtarıcıya dönüştürdü. Anadolu’da yayılma savaşı veren Hıristiyanlık, Bacchus toplumunu ve onun sembollerini hemen sahiplendi. Böylece şarap hıristiyan kültürünün ve ayinlerinin ayrılmaz kutsal parçası haline geldi. Bu gerçek, Romanın yıkılışını takip eden ortaçağın barbar karanlığına rağmen, Hıristiyan keşişlerin Avrupa’da şarap kültürünü yaşatmasını ve geliştirmesini sağladı. Keşişler, yüz yıllar boyunca toprak seçme, toprağa uygun asma seçme, asmayı aşılama, budama, bağ bozumu zamanlaması, yağmurun ve güneşin etkileri, fermantasyon teknikleri üzerine araştırma yapıp yeni teknikler geliştirdiler. Bütün bunları yapmalarının başlıca nedenlerinden biri de özellikle orta çağda şarap ticaretini ellerinde tutmaları idi. İyi şarap yapabilmek çok fazla bilgi birikimi ve tecrübe gerektirdiğinden keşişler bu konuda uzun yıllar tekellerini korudular. Bilgi birikimi, şarabın ilk ortaya cıktığı yer olarak kabul edilen Anadolu ve civarında değil, Avrupa’da ve daha yoğun olarak da Fransa’da gerçekleşti Şarap, festivallerde ve dini törenlerde içildiği gibi, tarihte bir çok toplumda ilaç ve antiseptik olarak da kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Ortaçağlarda ise Avrupa’da şarap ve bira lüks tüketim değil, bir gereksinim idi. Şehirlerin su sistemlerinin genellikle pis ve hastalık kaynağı olmasından dolayı şarap antiseptik ve i
Xaero Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Salkımdan Kadehe Fransa'nın Bordeaux ve Cognac şehirlerinde dünyanın en ünlü şarapları ve konyaklarının yaratılış öykülerine bir göz atmaya ne dersiniz? Bu olağanüstü tatların sırlarını, bir şarap dostu olan Serdar Arnas anlatıyor. Bordeaux dünyanın en geniş ve en önemli kaliteli şarap bölgelerinden biridir. Ilıman iklimi, uygun toprak koşulları ve batısında yer alan çam ormanlarının Atlantik Okyanusu'ndan gelen rüzgara karşı sağladığı doğal koruma, Bordeaux'yu şarapçılığa elverişli kılan etkenlerdir. Bu bölge genel hatlarıyla üç bölüme ayrılır: Gronde havzasının ve Garonne nehrinin batısında kalan ve Medoc (sol yaka) olarak bilinen bölge çakıllı ve kumlu toprak özellikleriyle tanınır. Dordogne nehrinin doğusunda Libourne St. Emilion (sağ yaka) olarak anılan topraklar ise, daha çok killi ve tebeşirli bir yapıya sahiptir. İki nehrin arasındaki Entre Deux Mers bölgesi ise killi, kireçli topraklarıyla verimin daha yüksek olduğu bir alandır. Bordeaux şarapları belirli bir sınıflandırma sistemine sahiptir. 1855'te yapılan kırmızı şarap sınıflandırmasında Medoc'dan 60, Graves'dan (güneydeki bölge) sadece bir şato (chateau) yer alır. Beyaz şarap sınıflandırmasında ise Sauternes ve Barsac'ın tatlı şarap üreten 26 chateau'suna yer verilmiştir. Medoc klasifikasyonunda yer alan 61 chateau (crus classes) beş gruba (cru) ayrılır. 1855'le yapılan ilk sınıflandırmada da birinci grupta (premier cru) Chateau Lalite Rotschild, Chaleau Latour, Chateau Haut-Brion ve Chateau Margaux yer almıştır. 118 yıl sonra Chateau Mouton Rotschild'ın ikinci cru'dan birinciye alınması, 1855 Klasifikasyontı'nda yapılan ilk ve tek değişiklik olmuştur. St. Emilion ve Graves klasifikasyonları da vardır. Pomerol'de böyle bir uygulama yoktur. En ünlü ve en pahalı Medoc'un toplam şarap üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını temsil eden 200 kadar üretici Cru Bourgeois olarak anılır. Hiçbir sınıflandırmada yer almayan üreticilerden "petit chateau" ise genellikle bir ila bir buçuk yıl içinde tüketilecek şaraplar üretirler. Bordeaux şarapları çoğunlukla kupaj (harman) şaraplardır. Kırmızı Bordeaux'lar, Cabernet Sauvignon, Merlot ve Cabernet Franc'dan üretilirken kimi zaman az miktarda Petit Verdot ve Malbec çeşitleri de kullanılır. Beyaz Bordeaux'lar ise Semillion, Sauvignon Blanc ve Muscadelle çeşitlerinin harmanlanmasıyla üretilirler. Bordeaux'nun güneyinde yer alan Graves'da çok iyi beyaz şaraplar ve tütün/baharat aromalı kırmızılar üretilirken, kuzeyde Gironde ırmağı boyunca uzanan Medoc, gövdeli kırmızılarıyla ünlüdür. Margaux, Sı. Julien, St. Estephe, Pauillac, Moulis ve Listrac gibi kendi adlandırmaları (apelasyon) olan köy ya da komünlerin yer aldığı Medoc bölgesinin şaraplarında her zaman baskın olan sepaj (tür) Cabernet Sauvignon'dur. Pomerol, Bordeaux içerisinde en ünlü ve en pahalı şarapların üretildiği bölgedir. Chateau Petrus, Pomerol bölgesinin en tanınmış üreticilerinden biridir. Toprak şartlarının Merlot yetiştirilmesine daha uygun olduğu bu bölgenin şaraplarında Cabernet Sauvignon'dan çok Merlot kullanılır. St. Emilion bölgesi de Pomerol gibi ağırlıklı olarak Merlot'nun kullanıldığı bir bölgedir. Chateau d'Yquem damgası Sauternes'de ise asil küften (pourriture noble) etkilenmiş Semillon ve Sauvignon Blanc üzümlerinden dünyanın en iyi tatlı şaraplarından biri üretilir. Ananas, baharat, şeftali ve kuru kayısı aromalı Sauternes şarapları uzun yıllar bekletilmeye müsait şaraplardır. Bu bölgedeki Chateau D'Yquem (ikem okunur) tek "Premier Grand Cru" olup dünyanın en pahalı şaraplarını üretir. Bu şarap çok ilginç bir tesadüf sonucu ortaya çıkmıştır. Bordeaux'lu Kont Romain Bertrand Lur Saluces 1847'de Rus asilleriyle gittiği St. Petersburg av partilerinden geç dönünce bağ bozumu da geciktirilmişti. Asmalarda iyice olgunlaşan ve güneşin altında uzun süre bekleyip tatlanan üzümlere bir küf dadanmıştı. Köylüler çürüyen bu üzümlerden şarap yaptılar. Fıçılarda beklettikleri şarabı ilk kez tattıkları zaman karşılaştıkları sürpriz akıllarını başlarından aldı: Şarap olağanüstüydü! O zamana kadar hiçbir şarapta olmayan enfes aromaları ve damakta lezzet devrimi yaratan alışılmadık bir tadı vardı, işte asil küfün ortaya çıkardığı Chateau D'Yquem, Sauternes'in 40 kilometre yakınında Lur Saluce şatosunun etrafındaki 106 dönüm bağda, o gün bugündür bu olağanüstü şarap üretiliyor. Gelelim konyağa... Konyak, Fransa'nın Bordeaux'ya bir buçuk saat uzaklıktaki Cognac kasabası civarındaki bağların üzümlerinden yapılan şarabın damıtılması ve fıçılarda yıllandırılmasıyla elde edilen, isim hakkı yasalarla tescil edilmiş, yüzde 40 veya daha fazla alkollü digestif bir içkidir. Fransa'da 17. yüzyıldan beri damıtılmaktadır. "Yanık şarap" anlamına gelen "Brandejvin" kelimesinden türemiş brandy'nin Fransa'nın belli bir yöresinde yapılanıdır. Bu farklılık "Her konyak bir brandy'dir, ama her brandy bir konyak değildir" şeklinde özetlenmiştir. Konyak, Bordeaux'nun kuzeyindeki Ch
Zagg Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 C/P yaparken " , ; gibi işaretleri silip yeniden yazarsan görüntü kirliliğine sebep olmaz..[signature][hline]zagG!! Sevmesende beni özledim sesini, git desem neyine gitmesen..* * [Bu mesaj Zagg tarafından 03 Temmuz 2005 11:15 tarihinde değiştirilmiştir]
Murk Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2005 Böyle copy paste yaptığınız yazılarda kaynak da belirtirseniz iyi olur.[signature][hline]"Zayıflar, bizi kendi gücümüzden utanmaya zorladıkları için kazandılar." - Friedrich Nietzsche.
Xaero Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2005 mail[signature][hline][/b]XÆ®ø fâ®ß®Ìght[/b] Gym-World Ben gülüomuyum LAN! Hayatın Anlamı!!!
Narstil Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2005 direk sayfayı verin okuyalım daha iyi olur[signature][hline]:))) !!! ........................
Lopeth Mesaj tarihi: Temmuz 8, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 8, 2005 Kaynak http://www.denizce.com/sarap.asp[signature][hline]-Uğurcum oynat !!! -Düz bir yoldasınız 2 goblin el sallıyor... Elwein - Nightelf Hunter - Kor'gall Haydi kafalar Telekoma[/b]
DoGMeaT Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2005 onemliş bir bilgi olarak ekleyeyim paranz yok ama şarp içmek istiosanz anfora trio almanızı oneririm,deneyin,farkı görün.[signature][hline]Kapansın camiler açılsın meyhaneler İçin dostlarım benim için için için...
Hardter Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 paylastıgın ıcın saol[signature][hline]Gözlerin Ölümü Görmüorsa Halen Bir Umut Vardır
huun Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 birada saraptan daha eski . insanlar isi gucu birakmis kafayi kurtarmanin yollarina bakmis tarih boyunca . cıkan sonuc budur .[signature][hline]Fiery angels fell . Deep thunder roared around their shores... Burning with the fires of Orc. [Bu mesaj huun tarafından 12 Temmuz 2005 10:13 tarihinde değiştirilmiştir]
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 Bira değil arpa suyu eski şaraptan ^^.[signature][hline]g3nk.
trapt Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2005 walla c/p olsa bile öğreti yani..güzel :) tebrik ederim[signature][hline]It's a lie. A kiss with opened eyes. And she's not breathing back. Anything but bother me. It takes my pain away
Öne çıkan mesajlar