Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Tıp


Kartan

Öne çıkan mesajlar

Kolay ve eglenceli bi universite hayatin olmasi nerdeyse imkansiz, universiteyi ''ben uni ye gidimde ooh karilar kizlar sabah aksam eglence'' olarak dusunen kisilere tip bolumu ters gelicektir tabiki, ayrica uzanilamayan ciger muammeleside gordugu dogrudur.[signature][hline]Yap yakışanı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

başta şunu söliim tıp okucaksan hayatında birsürü seyden feragat etmen gerekecek...herkese göre deildir,zordur, kasar,tiksindirme potansiyeli yüksek öğeler içerir,yaz tatili kavramını unutturur,mezun olunca sürünmen muhtemeldir
(babam doktor ordan tanık oldum :D ) yani tüm hayatını başka mesleklere oranla çok daha fazla etkileyecek bi meslek...FAKAT gerçekten tıp okuyup iyi bir HEKİM olmak istiyosan o zaman kendinle gurur duyaraktan yaz,git,oku
milleti de takma...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ailemin içinde 2 tane doktor var biri uzmanlığını kazandı diğeri henüz kazanamadı.
Neyse hayatlarını özetleyip sana birz olsun yardım edeyim uzmanlığn ne kadar zor oldğnu tahmin edebiliyorsundur,etrafta pratisyen hekim dolu,ve pratisyen hekiminde alabileceği maaş 1 milyarı geçmiyor neyse hadi bunu geçtim
Uzmanlğnı kzanınca neler oluyor,stajer olarak bi hastaneye giriyorsun yengem hacettepe numune acil servisin yoğun bakımında her gün 5-6 cenaze veriyorlarmış,artk üzerine kan kusan mı dersin,kolu bacağı kopup gelen mi dersin böyle bir yerde çalışıyorsun,hem de kafadan 10 saat.Böyle bir ortamın bir de yoğunluğunu düşün artk çıldırma safhasında uzman oldu belki ama 2 sene böyle stajerlik yapacak ve şu anda aldığı maaş bu çalışmaya ki hayat güvencesinin bile olmadığı bir ortam kan yoluyla bulaşan hastalıklar v.s. 1,5 milyar civarı.Herşeyi geçtim elemanın teki geliyor 5-6 saat önce akrabası kaza yapmş neyse öldü ölecek müdahele et diye böyle bi ortamda doktorun boğazına sarılıyo neyse hadi baktı diyelim doktor adam anlamıyor ki doktor sanki insan değil tanrı iyileştireceksin kardeşim mantığıyla yaklaşıyor,adam ölüyor,doktorun mesai bitiyor hastaneden dışarı adımını atıyor ve 2 adam yanında bitiyo bıçağı sokuyorlar gidiyorlar,vay sen nasıl öldürürsün diye.
Evet şimdi soruyorum öğretmene,doktora sahip çıkamayan bir devlette yaşıyoruz,bunlar devletin temelleridir sen eğer bu kişilere sahip çıkmazsan ve bu duruma bırakırsan neler olur?
Binanın temeli çürükse yıkılır tabiki..
Doktor mu olmak istiyorsun illaki 2 seçeneğin var yaa soğukkanlı olup hiçbirşeye bulaşmadan ruhsuz bi şekilde,hasta gördün mü kaçarak yaşayıp salla başı al maaşı yapacaksın,yada herşeyi göze alacaksın..[signature][hline]Düşündüğünü hemen yap; yoksa karar vermek zorunda kalırsın!...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben de tıp düşünüyorum ama çevremdeki insanların ve doktorların görüşlerini birleştirerek sana şunu söyleyebilirim ki, gerçekten idealist olmadığın sürece işin zor, bi de sosyal olaylarla çok ilgili bi insansan bi süre sonra daha farklı alanlara yönelseymişim keşke diyobiliyosun (mesela müh. gibi). ama dediğim gibi, her şey ne kadar idealist olduğuna bağlı.[signature][hline]"zamanı gelmiş bir düşünceyi durdurabilecek hiçbir ordu tanımıyorum"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
helena, 17 Haziran 2005 16:13 tarihinde demiş ki:
ben de tıp düşünüyorum ama çevremdeki insanların ve doktorların görüşlerini birleştirerek sana şunu söyleyebilirim ki, gerçekten idealist olmadığın sürece işin zor, bi de sosyal olaylarla çok ilgili bi insansan bi süre sonra daha farklı alanlara yönelseymişim keşke diyobiliyosun (mesela müh. gibi). ama dediğim gibi, her şey ne kadar idealist olduğuna bağlı.


olayı çözmüssün benim açıklamam ve bu TIP alanını özetliyor.[signature][hline]Düşündüğünü hemen yap; yoksa karar vermek zorunda kalırsın!...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

doktorların da birçoğu tıp tavsiye etmiyor zaten.örneğin bir doktor olarak babam asla tıp okumamı istemiyor.neden olduğunu bilmiyorum.arkadaşları da genel olarak bir tiksinme durumu içerisindeler.bence sağlık sisteminden kaynaklanıyo olabilir.babam sürekli hastaların kaldıkları zor durumlardan şikayet ediyor.belki de bunlarla hergün karşı karşıya kaldıkları içindir.[signature][hline]la petite ezique
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
capul, 17 Haziran 2005 14:04 tarihinde demiş ki:
tiksindirme potansiyeli yüksek öğeler içerir

şuna katılıyorum. ama bahsettiğim şey, kurbağa deneyleri veya anatomideki kadavralar değil, onlar basit şeyler. laboratuvarlardan çok iş ile ilgili şeylerden tiksinebiliyorsun.

said:
Kartan, 17 Haziran 2005 13:14 tarihinde demiş ki:
Hangi arkadaşıma sorarsam sorayım,''Deli misin doktor mu olunurmuş!'' diyor.

şu olay bayaaaa ilginçtir.

bebeklik zamanlarından beri doktor olmak isterdim.
öss zamanına geldim, kazandım, tıp ile ilgili yerleri yazdım sadece.
babamın bazı arkadaşlarını -özellikle doktorlar- ve çevremdeki insanları gördüğümde, bunu öğrendiklerinde hepsi "deli misin doktor mu olunurmuş?" derdi hep bir ağızdan.
senin gibi kastım inat ettim, umursamadım, girdim.
sonra bazı nedenlerden dolayı nefret ettim.
ayrıldım çıktım başka bir yere geçtim.
bu sefer de benzeri bir şekilde herkesten -özellikle doktorlardan- şunu duymaya başladım "deli misin tıptan mı ayrılınırmış?"[signature][hline]Beş Hececiler

[Bu mesaj Bonecrusher tarafından 18 Haziran 2005 12:27 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

doktorlar genelde doktorlarla evleniyo, iki tarafin da zaten ayiracak zamani olmadigi icin, birisi evde kos kos oturup digeri dunyayi dolasiyo muhabbeti olmasin diye genelde.. belki de sadece baska bi doktorun kendilerini anlayacagini dusundukleri icindir... garip bi tesaduften cok onemli bi istatistik diye dusundum.[signature][hline]Tulahr
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aslında bi arkadaşım var hem annesi hem babası doktor olan ve bu durumdan pek de memnun değil, ztn evde iki kişinin de bu kadar yorucu mesleğe sahip olması aile hayatını ister istemez etkiler.[signature][hline]"zamanı gelmiş bir düşünceyi durdurabilecek hiçbir ordu tanımıyorum"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

insanları acılarından kurtarmayı kendine amaç edinirsen ve her kurtarış sana büyük mutluluk verecekse doktorluğun zorluklarına katlanabilirsin. Bi de olayı bi mücadele olarak gör
savaşman gereken hastalıklar var sanki bi oyunda ewil yaratıklarla savaşıyosun gibi... hastalıklar savaştığın yaratıklar olsun... tıp okurken kendini böyle motive edebilirsin
böyle başka meslek de yok ha bi de insanların minnettarlığını kazanabileceğin en uygun meslek bence[signature][hline]Don't think yourself as a norm!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kesinlikle tavsiye etmiyorum tıp bölümünü. ne kadar idealist olursanız olun, ne yapın edin gidin başka bölüme.
kız arkadaşım şu an intern ve mezun olmak üzere. bakalım 6 yıl boyunca neler görmüşüm ondan:

- ilk 2-3 yıl paso ders vardır. ama ne ders. kütüphaneden zor çıkarsın biraz.

- "doktorlaşırken" ne kadar değiştiğini farkedemezsin. morarmış yarım kadavranın önünde güle oynaya çekilmiş fotoğraf görünce, ve o fotoğraftakilerin hiçbirisi bunu yadırgamayınca daha iyi anlarsın neler feda ettiğini.

- yavaş yavaş hastaneye girersin, ufak tefek işler yaptırırlar. ama kimse seni umursamaz. postlar bile (çarşaf falan taşıyan elemanlar) sana iş yaptırır. hemşireler aşağılar, asistanlar daha da beter.

- sınıf ilerledikçe tabi ister istemez lafın geçer az biraz, ama hala herkesin gözünde hemşire statüsündesindir.

- 6 yıl boyunca, asistanlar ne derse yapmak zorundasındır. sana "al şu vergi iadeyi doldur" dese, onu bile yapacaksın, "ama ben doktor olacaktım?" falan yok. şikayet etmek istersen asistandan büyük hoca var, yerse git şikayet et, hocalar da asistanlara aynı şekilde davranır zaten.

- nöbetler başlar stajlarla birlikte. nöbet deyince akşam 8de başlayıp da sabah 8de gidicem falan sanmayın, sabah 7de başlayıp ertesi gün akşam 8de çıktığınız da olacak.

- bu nöbetler ve stajlar sırasında gözünüz açık olacak. hakkınızı sonuna kadar savunamazsanız, mızmızsanız, sözünüz pek geçmiyorsa bi bakmışsınız herkesin işi size yüklenmiş.

- bütün bunlar olurken siz ortada doktor önlüğü ile fiti fiti dolaşınca kimse de size saygı gösterecek sanmayın. yok öyle bişi.

- bütün bunları yaparken bir yandan da deli gibi ders çalışmanız gerekecek. neden? çünkü dersler çoook zor. hastaneye kapağı atıp dersler azalınca biraz rahatlıycaksınız, ama rahatlamayın. çünkü önünüzde tus var. tusu kazanamazsanız zorunlu hizmete gidiyosunuz.

- bu ders çalışma olayı yüzünden bütün öğrenciler sürekli birbirini kazıklamaya çalışacak. herkes bütün işleri birbirine yıkacak, gruplaşmalar olacak, asistana hocaya en çok yalakalık yapan kazanacak, vs. Sinirleriniz güçlü değilse hiç zorlamayın, herşeye "ben yaparım" deyip ortamın amelesi olun.

- siz bilgilendikçe, yetkinliğiniz arttıkça, sanki hiç işiniz yokmuş gibi akraba, eş dost ne var ne yoksa hepsi sürekli sizi arayacak, şu işimi hallet, şuram ağrıyo napıcam? şu ilaçtan yazdırsana diye rahatsız edecek. Eğer yapmazsanız şımardı bu doktor olunca diyecekler. yapmaya çalışıp da yapamamış gibi görünün.

- bu arada tus giderek yaklaşmış olacak. sürekli ders çalışmak zorundasınız. neden? 5-10 yıl daha okumak için. neden okuyacaksınız? pratisyen olarak kalmayıp da 40 yaşında rahat yaşayabilmek için.

- bütün bu 6 yıl boyunca tatil falan unutun. yaz tatiliniz genelde 1 ay (çoğu zaman 15 gün), sömestr ise tam hatırlamıyorum ama ya yok, ya da ilk sınıflarda belki vardır.

- haftasonları da paşa paşa okula gideceksiniz pek çok zaman.

- ders asmayı unutun, 4. sınıfta astığınız tek ders haftasonu tüm bir günü okulda geçirmeniz demektir.

- tıp bölümüne herkes idealleri ile girer, hırsları ile çıkar. kaçırdığınız o kadar çok şey vardır ki, telafisi için hırs küpü olur çıkarsınız. sonra millet sizinle dalga geçer "ehuehe herif telefon açmış, ben doktor süleyman diyo" diye.

- sözlü olarak gireceğiniz pek çok sınav olacak. eğer hocalarla aranız iyi değilse, ne kadar çok şey bilirseniz bilin, o sınavı geçemezsiniz. dua edin de bi dahaki sefere başka hoca versinler.

- tusu sadece oturup çalışarak kazanmanız da baya zor. dersaneye gitmeniz gerekicek. ne zaman gidiceksiniz nasıl vakit bulucaksınız bilemem, vakit bulursanız parayı nasıl bulursunuz onu hiç bilemem.

- tıp bölümünü ilkokuldan beri isteyen, "ben doktor olcam, karsa gidicem, afrikaya gidicem, şunu yapıcam bunu yapıcam" diyen kız arkadaşım, şu an deliler gibi pişman, keşke başka bölüme girseydim diyor. siz de diyeceksiniz, demeyen çok az gördüm.

yukarıda anlattıklarım öyle dandik bir okulda da olmuyor ha, kız arkadaşım girdiğinde türkiyenin en yüksek puanlı tıp fakültesi idi (belki ikincidir emin değilim), şu an nedir durumu bilmiyorum. yani "yok ben süper okula gidicem, o yüzden bunlar başıma gelmez" demeyin, emin olun gelecek, belki daha da kötüsü gelecek.[signature][hline]"computer games don't affect kids; i mean if pac-man affected us as kids, we'd all be running around in darkened rooms munching magic pills and listening to repetitive electronic music..."-kristian wilson, nintendo inc, 1989-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şu an zaten doktorların büyük bir çoğunluğu mutsuz, başka bölüm seçmediği için pişman ve çok küçük bir bölüm de, gerçekten idealist ve hırslı olan ufacık bir kesim, hayatından memnun.

ama ben yine de tıp seçicem galiba =/[signature][hline]"zamanı gelmiş bir düşünceyi durdurabilecek hiçbir ordu tanımıyorum"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Eryn_Lasgalen, 18 Haziran 2005 22:42 tarihinde demiş ki:
insanları acılarından kurtarmayı kendine amaç edinirsen ve her kurtarış sana büyük mutluluk verecekse doktorluğun zorluklarına katlanabilirsin. Bi de olayı bi mücadele olarak gör
savaşman gereken hastalıklar var sanki bi oyunda ewil yaratıklarla savaşıyosun gibi... hastalıklar savaştığın yaratıklar olsun... tıp okurken kendini böyle motive edebilirsin
böyle başka meslek de yok ha bi de insanların minnettarlığını kazanabileceğin en uygun meslek bence


ama insanların nankörlüğüde var,tatmin olmamaları da var... birisi bahsetmişti senden tanrılık bekliyorlar bazen resmen, ben diş hekimliğinde okuyorum mesela öyle hastalar geliyor ki çürüyen dişini hiç ellemeden üfleyip eskisi gibi yapmanı bekliyor.

bi de şu var tabi,eğer hekim olmak istiyorsan gerçekten hekim ol,çünkü o kadar az hekim var ki,çoğu diploması olan insan muayenehanesini ticarethane hastalarını müşteri olarak görüyor, böyle olunca insanların doktorlara olan güvensizliğini yadırgamamak da lazım.
tıp da okuyan bir arkadaşım tıpı seçme gerekçesi olarak "devlet hastanelerinde doktorların döner sermayeden iyi para kırdıklarını" söyleyince ben bile nasıl gidip bu insanın hastası olabilirim diye düşündüm...[signature][hline]Geldi koca Gök, Gece'yi de getirerek, Yer'i kapladı, aşka arzulu ve onu örttü bütünüyle...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Zed, 18 Haziran 2005 23:21 tarihinde demiş ki:
kesinlikle tavsiye etmiyorum tıp bölümünü. ne kadar idealist olursanız olun, ne yapın edin gidin başka bölüme.
kız arkadaşım şu an intern ve mezun olmak üzere. bakalım 6 yıl boyunca neler görmüşüm ondan:

- ilk 2-3 yıl paso ders vardır. ama ne ders. kütüphaneden zor çıkarsın biraz.

dogru degil; ilk 2 yıl oldukca kek, diger bilkentteki arkada$lar odev ustune odev yaparken bizim tek yapmamız gereken birkac mekanizma ezberlemekti ilk yıl, 2. yıl ise tıbbı gercekten isteyen insan icin eglenceli bir yıldır, calı$mayı ogrenirsin,insan vucudunu ogrenirsin ama ooyle abartı bir calı$maya da gerek yoktur. haa eger ortalamam 95 uzeri olsun diyorsan eyvallah...
said:

- "doktorlaşırken" ne kadar değiştiğini farkedemezsin. morarmış yarım kadavranın önünde güle oynaya çekilmiş fotoğraf görünce, ve o fotoğraftakilerin hiçbirisi bunu yadırgamayınca daha iyi anlarsın neler feda ettiğini.

bi kere kadavranın yanında fotograf cekilmek nasıl bir mantıktır? tamamiyle etik dı$ı bir olay.bunu tıp fakultesine baglamana kar$ıyım, kadavraya saygı içten gelen bir $eydir,fakultenin senden goturdugu bir $ey degil.anatomi asistanlarının ilk ba$ta ogrettigi $ey de kadavraya saygıdır zaten.

said:

- yavaş yavaş hastaneye girersin, ufak tefek işler yaptırırlar. ama kimse seni umursamaz. postlar bile (çarşaf falan taşıyan elemanlar) sana iş yaptırır. hemşireler aşağılar, asistanlar daha da beter.

burada haklısın.hiyerar$i denen olgu tıpta maksimum seviyede vardır.postalar,hem$ireler,asistanlar umursamaz ama hasta yakınları, hastalar fazlasıyla umursar, saygı gosterir.bu da her $eye deger bence.
said:

- sınıf ilerledikçe tabi ister istemez lafın geçer az biraz, ama hala herkesin gözünde hemşire statüsündesindir.

internler zaten hastanenin ayak i$lerine bakan insanlarıdır,bu boyle gelmi$ boyle de gider, sonuc olarak prof>doc>yard. doc>uzman>asistan>intern>donem 5-4-3-2-1 ogrencileri. hiyerar$i denen $ey bu zaten.

said:

- 6 yıl boyunca, asistanlar ne derse yapmak zorundasındır. sana "al şu vergi iadeyi doldur" dese, onu bile yapacaksın, "ama ben doktor olacaktım?" falan yok. şikayet etmek istersen asistandan büyük hoca var, yerse git şikayet et, hocalar da asistanlara aynı şekilde davranır zaten.

tıbbı secen hiyerar$iye de boyun egmi$ demektir zaten, sonucta bu egitim sureci usta-cırak ili$kisine dayanan bi egitim sureci.

said:

- nöbetler başlar stajlarla birlikte. nöbet deyince akşam 8de başlayıp da sabah 8de gidicem falan sanmayın, sabah 7de başlayıp ertesi gün akşam 8de çıktığınız da olacak.

nobetler sadece son sene olur, ooyle abartıldıgı kadar da degil.asıl nobetler mezun olduktan sonra bir asistanlık kadrosuna girdiginde ba$lar.

said:

- bu nöbetler ve stajlar sırasında gözünüz açık olacak. hakkınızı sonuna kadar savunamazsanız, mızmızsanız, sözünüz pek geçmiyorsa bi bakmışsınız herkesin işi size yüklenmiş.

hangi meslek boyle diil ki? hayatta ba$arılı olmak uyanık olmaya baglı bir durum zaten ki tıpta son sınıf meslek hayatına atılmanın ilk adımıdır.
said:

- bütün bunlar olurken siz ortada doktor önlüğü ile fiti fiti dolaşınca kimse de size saygı gösterecek sanmayın. yok öyle bişi.

VAR ÖYLE BİR $EY. 1. sınıftayken bile hastaneye onlukle gittigim zaman saygı gostermeyen 1 hasta, saygısız davranan 1 hasta yakını yoktu; zaten bunu ancak tıp ogrencisi oldugunuz zaman anlarsınız, o onlugu sırtınıza gecirdiginiz zaman dı$arıdaki insanların size bakı$ acısının nasıl degi$tigini vs.
said:

- bütün bunları yaparken bir yandan da deli gibi ders çalışmanız gerekecek. neden? çünkü dersler çoook zor. hastaneye kapağı atıp dersler azalınca biraz rahatlıycaksınız, ama rahatlamayın. çünkü önünüzde tus var. tusu kazanamazsanız zorunlu hizmete gidiyosunuz.

kesinlikle dogru, calı$mayı sevmeyen adam tıbba gelmesin zaten gelse bile calı$maya ogretirler, ogrenmemekte ısrar ederse i$te kapı ;)
said:

- bu ders çalışma olayı yüzünden bütün öğrenciler sürekli birbirini kazıklamaya çalışacak. herkes bütün işleri birbirine yıkacak, gruplaşmalar olacak, asistana hocaya en çok yalakalık yapan kazanacak, vs. Sinirleriniz güçlü değilse hiç zorlamayın, herşeye "ben yaparım" deyip ortamın amelesi olun.

hayatın ta kendisi ...
said:

- siz bilgilendikçe, yetkinliğiniz arttıkça, sanki hiç işiniz yokmuş gibi akraba, eş dost ne var ne yoksa hepsi sürekli sizi arayacak, şu işimi hallet, şuram ağrıyo napıcam? şu ilaçtan yazdırsana diye rahatsız edecek. Eğer yapmazsanız şımardı bu doktor olunca diyecekler. yapmaya çalışıp da yapamamış gibi görünün.

yakınlarına, yakınları gectim insanlara yardım etmekten daha guzel ne var ki?
said:

- bu arada tus giderek yaklaşmış olacak. sürekli ders çalışmak zorundasınız. neden? 5-10 yıl daha okumak için. neden okuyacaksınız? pratisyen olarak kalmayıp da 40 yaşında rahat yaşayabilmek için.

yanlı$, 40 ya$ı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
said:
uzumlukek, 20 Haziran 2005 18:22 tarihinde demiş ki:
bi kere kadavranın yanında fotograf cekilmek nasıl bir mantıktır? tamamiyle etik dı$ı bir olay.bunu tıp fakultesine baglamana kar$ıyım, kadavraya saygı içten gelen bir $eydir,fakultenin senden goturdugu bir $ey degil.anatomi asistanlarının ilk ba$ta ogrettigi $ey de kadavraya saygıdır zaten.


o zaman rica ediyorum, aynı asistanlara bu seneki (3-4 gün önce çıktı) hacettepe yıllığının arkasındaki, üstünde "ölenle ölünmez" yazan, kadavra önünde gülen öğrenci fotoğraflarını gösterir misin? ya da istersen yıllığı onaylayan hocalarla görüş?

ister kabul et, ister kabul etme, diğer insanlar için şok olabilecek bir görüntü, tıp öğrencileri için gayet sıradan, normal birşey haline gelir. doktorlaşırken kaybedilenler derken kastettiğim buydu.

ha ben tıp öğrencisi miyim? değilim. ama 6 yıldır öğrencisiyle asistanıyla gayet iyi biliyorum ortamı. üstelik de aynı okuldan bahsediyoruz.

"iyileşen hastaların mutlu yüzlerini görmenin verdiği rahatlık..." gibi beylik lafları elbette hoş, ne mutlu sana ki henüz bunu kıracak bir durumla karşılaşmamışsın. bundan sonra da karşılaşmazsın umarım.[signature][hline]"computer games don't affect kids; i mean if pac-man affected us as kids, we'd all be running around in darkened rooms munching magic pills and listening to repetitive electronic music..."-kristian wilson, nintendo inc, 1989-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işte sorun bu. eğer tıp yazacaksınız birilerinin fikrini sormayın, sadece nesnel bilgileri alın ve eğer gerçekten idealist insanlarsanız tıp tercih edin (ki ben öyle yapmayı planlıyorum)
eğer sayısala ilgisi olan ancak sosyal ortamlardan da hoşlanıyosanız müh. sizin için çok daha iyi bir tercih olur. tıp okumak kolay değil, hatta tıpta hiç birşey kolay değil, "her şeye rağmen ben çok istiyorum yaparım diyosanız" gidin ki en azından kendi kararınızın sorumluluğunu üstlenin.[signature][hline]"zamanı gelmiş bir düşünceyi durdurabilecek hiçbir ordu tanımıyorum"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cevap ve yorumlarınız için teşekkürler.Anlattıklarınız tamamıyla doğru.Ama herkesin kendi bakış açısı var,dolayısıyla herkes tıpa farklı gözle bakıyor...Yine de tıp konusunda kararlıyım,şu ana kadar beni tıpa yönlendiren ailemin ''Oğlum istersen mühendislikte düşün!'' demeye başlamasına rağmen hem de...Bakalım gelecek neler gösterecek?Bir de sormak istediğim diğer bir konu da üniversite seçimi.Ağırlıklı Ankara düşünüyorum Hacettepe o olmazsa Ankara tıp,sonra da Gazi.Gerçi Cerrahpaşayı burlara bi yerlere sokuşturmam lazım ama nereye düşünmeliyim:)İstanbul'a hiç hevesim yok...[signature][hline]"so now, i got a granddaughter from a son who's not me own, and a daughter o' his that's not his own. ye'd think that one of us would've figured out that half the fun's makin' tha damn brats!"
Bruenor Battlehammer
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

genelde hacettepe (umarım =) ve cerrahpaşa türkiyenin en iyi iki tıp fakültesi olarak kabul ediliyolar, aslında çapa da oldukça iyi ama ing. bölümü yok. ankara tıp yerine ikinci sıraya cerrahpaşa koyabilirsin (en azından ben öyle yapmayı düşünüyorum, genelde bu yönde tavsiye aldım)[signature][hline]"zamanı gelmiş bir düşünceyi durdurabilecek hiçbir ordu tanımıyorum"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...