WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 28, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 28, 2005 Ayrıca Bizi orada işgalci (!) olarak gören arkadaşaların bilgilenmesi amacı ile : Harekatın Gerekçeleri 1968 Haziranında başlayan ve Kıbrıs'a yeni bir düzen getirmeyi amaçlayan toplumlararası görüşmeler, altı yıl devam etmesine rağmen, 1974 yılı geldiğinde en küçük bir ilerleme olmamıştı. Çünkü, Rumların gayesi, Türklere 1960 Anayasası'ndaki hakları dahi vermemek ve Türk toplumunu bir azınlık statüsü içinde tutmaktı. Böyle bir gayenin ilerisi ise, şüphesiz ENOSİS'ti. Buna karşılık Türk toplumu ve Türkiye ise, geçmiş tecrübelerin ışığında, Kıbrıs'taki Türk varlığının korunabilmesini, ancak 1960 Anayasasındakinden daha fazla haklar ve yetkilerde görmekte idiler. Bu politika, başlangıçtan itibaren "federal" bir sistem olarak görülmüştü. Kıbrıs devletinin, Türk ve Rum iki ayrı federe devlete dayanması Türk toplumu için en sağlam teminat olarak değerlendirilmişti. Fakat 1968'de başlayan toplumlararası görüşmeler ilerledikçe Türk hükümeti, federal devlet politikasında değişiklikler yaptı. Bu yeni politikanın adı, "bölge muhtariyeti" esasına dayanan üniter devlet idi. Bu bir çeşit "kanton" sistemi idi. Kıbrıs'ta tek bir devlet olacak; ancak birkaç bölgede toplanmış olan Türkler, kendi bölgelerinin idarelerinde muhtariyete sahip olacaklar, kendi işlerini kendileri göreceklerdi. Bölgelerin iç işlerine Rumlar müdahale edemeyecekti. Türkiye'de Ekim 1973 seçimlerinden sonra Bülent Ecevit'in başbakanlığında kurulan CHP-MSP koalisyon hükümeti ise, "fonksiyonel federatif sistem" tezini benimsemiştir. Bu sistemde toprakların paylaşılması söz konusu değildir. Tek bir devlet içinde, görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşılması söz konusudur. Bu arada, 21 Nisan 1967'de yaptığı darbeyle Yunanistan'da iktidara gelen Albaylar Cuntası, ENOSİS'i gerçekleştirerek Yunan halkının desteğini arkasına almak istiyordu. Kral taraftarı olan Makarios ise, Cunta'ya karşı tavır almıştı. Makarios'un yönlendirdiği Rum gazeteleri, Yunanistan'daki Cunta aleyhine yazılar yayınlamaya başlamışlardı. Yayınların durdurulması için kendisini uyaran Albaylar Cuntası'na cevap veren Makarios, "Kıbrıs'ta demokratik bir idare vardır. Basın hürriyetini zedeleyemem" diyordu. Makarios ile Yunan Cuntası arasındaki karşılıklı suçlamalar yıllarca sürdü. Sonunda Makarios, 2 Temmuz 1974'te Yunanistan Cumhurbaşkanı Fedon Kizikis'e yazdığı mektupta, Atina'nın Kıbrıs'taki ENOSİS faaliyetlerini protesto etti ve tayin edilmiş bir vali değil, seçilmiş bir lider olduğu bildirerek, kendisine buna göre muamele edilmesini istedi(37). Atina'nın bu mektuba cevabı sert oldu. 15 Temmuz 1974 günü, eski EOK teröristlerinden ve cinayetleriyle meşhur Nikos Sampson, Rum Milli Muhafız Ordusu'nu da yanına alarak, yaptığı bir darbe ile Makarios'u düşürdü ve Kıbrıs Elen Cumhuriyeti'ni ilan etti. Makarios kaçmayı başardı. Sampson darbesi, ENOSİS'ten başka bir şey değildi. Olay aynı zamanda Yunanistan'ın Kıbrıs'a açık bir müdahalesi idi. 1974 Kıbrıs buhranı böyle başladı(38). KAYNAK: Armaoğlu, Fahir-; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, 12. Baskı, s. 801-802. DİPNOTLAR: 1) Makarios'un Kizikis'e mektubunun tam metni için bkz.; Maksides, The Rise and Fall of the Cyprus Republic, pp. 174-175. 2) Eroğlu, Hamza-; Kıbrıs Uyuşmazlığı ve Kıbrıs Barış Harekatı, Ankara 1975; Birand, Mehmet Ali-; 30 Sıcak Gün, Milliyet Yayınları, İstanbul 1974.[signature][hline]Sabahları akşamlar doğurur, Gün ışığında yanan kızıllığı yaşatır mevsimler, Bir mavi perde olur ellerim; Merhaba der yaşayan ölülere.............
WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 28, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 28, 2005 Ayrıca söz konusu Barış Harekatı için : Harekatın Sonuçları 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın sonuçları a) Genel Sonuçlar, b) Türkiye Açısından, c) Yunanistan ve Kıbrıs Rum Liderliği Açısından, d) Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Açıdan, e) Harekat Sırasındaki Katledilen Türkler başlıkları altında şöyle değerlendirilebilir: a) GENEL SONUÇLAR 1) 20 Temmuz müdahalesi ile Yunanistan'daki askeri Cunta istifa etmiş ve sivil bir hükümet kurulması gerçekleşmiştir. Eski Yunan politikacılarından Konstantin Karamanlis, sürgünde Olduğu Fransa'dan gelerek Yunanistan'ın başına geçmiş ve 20 Temmuz Yunanistan'da Demokrasinin yeniden doğmasına neden olmuştur. 2) Aynı şekilde Kıbrıs'ta 15 Temmuz darbesinin sonucu olarak başa geçen Nikos Sampson çekilerek, yerine Klerides geçmiş ve darbecilerin Rum toplumu içinde egemenliklerini sürdürmeleri engellenmiştir. 3) 20 Temmuz, Rum toplumu içinde siyasi görüş farklılıklarından dolayı darbecilerin sürdürdüğü katliamları durdurmuş, daha binlerce insanın katledilmesini önlemiştir. 4) Hiç şüphesiz 20 Temmuz'un en önemli sonucu bir asırdan fazladır sürdürülen ENOSİS kampanyasının amacına ulaşmasını ve ENOSİS'in gerçekleşmesini ebediyen önlemiş olmasıdır. 20 Temmuz'la doğan gerçekler bu Ada'da Türk toplumu var oldukça ve Türkiye varlığını sürdürdükçe ENOSİS'in gerçekleşmeyeceğini en kör gözlere dahi sokmuştur. 5) 20 Temmuz'la, Türkiye, 1963 olaylarından beridir savunduğu Federasyon tezinin gerçekleşmesine olanak sağlamış eşitliğimiz BM kararları ile kabul edilmiştir. 6) 20 Temmuz'la, Ada'da yaşayan bütün Türkler Kuzeyde toplanarak, can güvenliklerini sağladılar ve coğrafi temele dayalı federasyonun maddi temelini oluşturdular. 7) Bunun bir devamı olarak Kuzeyde toplanan Türkler, Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği içinde Kıbrıs Türk Federe Devleti'ni, ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni oluşturdular ve kendi devletlerine sahip çıktılar. 8) Self-determinasyon hakkına sahip olan bir ulusal halk olduklarını ve gerekirse bu hakkı ayrı bağımsız devlet yönünde kullanabileceklerini dünyaya duyurdular. Rum liderliğinin herhangi bir anlaşmaya yanaşmaması üzerine de bu hakkı kullanarak kendi bağımsız devletlerini, KKTC'yi kurdular. 9) 20 Temmuz'la iki müttefik üye olan Türkiye ve Yunanistan karşı karşıya geldi ve sonuçta Yunanistan, NATO'nun askeri kanadından çekildiğini açıkladı. (Geçici bir süre için. Nitekim sonradan tekrar dönmüştür.) 10) 20 Temmuz nedeni ile Türkiye ile ABD de karşı karşıya gelmiştir. Ve Yunan Lobisinin de büyük çabaları sonucu ABD kendi müttefiği Türkiye'ye karşı uzun sure askeri-ekonomik ambargo uygulamıştır. 11) Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin yoğun propaganda girişimleri sonucu AET ve Avrupa Konseyi ile diğer bazı uluslararası örgütlerde Türkiye sıkıştırılmak istenmiştir. Bu kampanya 24 yıldır sürdürülmektedir. 12) Kıbrıs Türk Halkı, özgürlükçü demokrasi rejimin uygulanmasında büyük mesafeler kaydetti ve çok partili hayata geçilerek serbest seçimler yapıldı. 13) 20 Temmuz'dan sonra dostunu ve düşmanını daha iyi tanıyan Türkiye Cumhuriyeti, dış politikasında bir atılım yaparak çok yönlü dış politika uygulamaya ve özellikle 3. dünya ülkeleri ve İslam ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeye başladı. 14) Türkiye kendi savunma gücünden başka bir güce güvenmeyeceğini anladı ve ulusal savunma sanayini geliştirdi. 15) Ortaklık esasına dayalı bir federasyon için, eşitlik temelinde toplumlararası görüşmeler başladı. Ne var ki Rumlar bu eşitliği içlerine sindiremedikleri için görüşmelerden bir sonuç çıkamadı. 16) Kıbrıs'ta iki eşit toplum ve bu toplumların meşru hakları olduğu dünyanın ezici çoğunluğu ve BM tarafından kabul edildi. 17) Kuzeyde kalan ekonomik değerler ve Türkiye'nin yaptığı yardımlar, Kuzey Kıbrıs'ta ekonomik seviyenin yükseltilmesine neden oldu. 18) Türk toplumu ve iş adamları ilk kez ayrı bir siyasi varlık olarak Türkiye ve üçüncü ülkelerle doğrudan ticari ve ekonomik ilişkileri kurma olanağı buldu. Acentelikler aldı. 19) Türk toplumunda ilk kez bir ekonomik yapıdan, bir ticaret sektöründen söz edilebilir duruma gelindi. 20) Türkiye ile KKTC arasında ekonomik ve kültürel işbirliği büyük boyutlara ulaştı. İmzalanan işbirliği protokolleri, Üniversiteler, Türkiye basın-yayın organları ve yoğun şekilde işleyen turist akım nedeni ile ekonomik ve kültürel etkileşim ve kaynaşma hızlandı. 21) 1974 öncesi tamamı ile tüketici bir toplum olmaya zorlanan Kıbrıs Türk Halkı, Barış Harekatı sonrası sağlanan olanaklar sonucu, üretici bir konuma geçti ve her alanda üretici kapasitesini ortaya koydu. 22) Barış Harekatı sonrası Türk toplumunun sosyal hayatında bir canlanma oldu ve her meslek dalında birçok mesleki örgüt, birlik, dernek, sendika, cemiyet kuruldu, sosyal yaşantı, demokratik içeriğe tüm kurumları ile kavuştu. Kısacası çağdaş, organize bir halk ve devlet olmanın tüm gereksinimleri tamamlandı. b) TÜRKİYE AÇISINDAN 1) 1974 Barış Harekatının Türkiye açısından en önemli sonucu, Türk ha
Muhallebi Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Arkadaş özetlemiş sanırım. Şimdi elinizin altında bu olaylardan sorumlu, yada bu olayları savunan bir rum olsaydı ne yapardınız bilmiyorum ama ben ne yapacağımı gayetiyi biliyorum.[signature][hline]Muhallebi deip geçme!
moonfall Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 tarihimizi bilmeden konuşanlar umarım bu yazılanları iyice bir okurlar...teşekkurler arkadaşlar[signature][hline]Souls from the dark seduction --www.moonfall.garaj.org-- !!Sakın Girmeyin!!
WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Eğer yazdıklarımı yanlı olarak at gözlüğü ile yazdığımıda düşünenler var ise kitaplara bakabilirler.Kıbrıs Türklerinin Yazdığı kitaplar. http://www.mucahit.net/Dergiler/Dergi62/Sayfa_36.htm[signature][hline]Sabahları akşamlar doğurur, Gün ışığında yanan kızıllığı yaşatır mevsimler, Bir mavi perde olur ellerim; Merhaba der yaşayan ölülere.............
WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 ANGASTİNİYOTİS, kitap haline getirdiği eserinin önsözünde, katliamı gündeme getirme gerekçesini şöyle anlatıyor: ‘Bana tekrar tekrar eski yaraları niye deştiğim ve geçmişi niye unutulmaya terk etmediğim soruluyor. Yanıt son derece basittir. 40 senedir bu adada yaşadığım halde ancak geçen yıl gerçeklerin diğer yarısını keşfetmeye başlamış birisi olarak her bulduğum gerçek ruhumda derin yaralar açıyor. (...) Konuşursan sana hain derler, yaşamın tehdit edilir, dostlarının çoğu sana sırtını döner. Tamamen yalnız kalabilirsin. Yalnızlık artık beni korkutmuyor. Bir süreden beri geceleri Muratağa’dan bir yığın çocuk yatağıma çıkar ve birlikte küçük masallar okuruz. Onlar hikayelerini dünyaya anlattığım için memnun bana gülümserler, ben ise küçük vücutlarındaki kurşun yaralarını sayamadan ayrıldıkları için hıçkırıklara boğulurum.’ http://www.turkatak.gen.tr/index.php?option=content&task=view&id=54&Itemid=2[signature][hline]Sabahları akşamlar doğurur, Gün ışığında yanan kızıllığı yaşatır mevsimler, Bir mavi perde olur ellerim; Merhaba der yaşayan ölülere.............
WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 http://www.turkatak.gen.tr/media/eoka/EOKA-Film150KBsn.wmv Sivil insiyatif ........[signature][hline]Sabahları akşamlar doğurur, Gün ışığında yanan kızıllığı yaşatır mevsimler, Bir mavi perde olur ellerim; Merhaba der yaşayan ölülere.............
WhiteDagger Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Ayrıca Kıbrısta su an yasayan Turkler Kıbrıs odası osmanlılar tarafından ele gecırıldıgınde Anadoludan gelen 20 000 sipahiye ek olarak Anadoludan getırılen 10 000 kisiden olusmaktaydı.Bu 10 000 kisi ise , her ildeki meslek gruplarına baglı olarak calısan her 10 evden 1 si secilerek ( terzi , demirci vb. ) uygunsuz davranıslarda bulunanlar ıle taslık verımsız arazılerı olması sebebı ıle kendısını doyuramayan fakırlerden secılerek adaya getırılmıs kısılerden olusmaktaydı. Yanı su anda o adada yasayanlar hepimizin atalarının torunları. http://strateji.cukurova.edu.tr/KIBRIS/10.asp [signature][hline]Sabahları akşamlar doğurur, Gün ışığında yanan kızıllığı yaşatır mevsimler, Bir mavi perde olur ellerim; Merhaba der yaşayan ölülere............. [Bu mesaj WhiteDagger tarafından 29 Haziran 2005 04:11 tarihinde değiştirilmiştir]
MartinLGore Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Bu kadar yazmışsın ama sen konuyu okumamışsın sanırım.. biraz boşa gitmiş benim açımdan yazdıkların :)[signature][hline]King Kong gelsede dans etse.. Nostalji Mp3 : Tanita Tikaram - Twist In My Sobriety | arşiv********
KaMoNJuK Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Kıbrıs bizden ekmek yiyipte bizden tiksinenlerin değil bizim türk milletine ait topraklardır . Bizim işimize yaradığı icin elimizde tutuyoruz üstündekiler biz bişi demeden hareket edemiyorlarsa onların dedikleri hiç bir anlam ifade etmezler o sekil düşünenler bizim köpeklerimizdir . Orda akan kani hiçe sayıp yayıp kıcını türkiye ye hede hödö eden adamlardan bir cacık olmaz onlar istediği kadar bir taraflarını yırtsın.
Napoleon Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Eline sağlık WhiteDagger.[signature][hline]Gimli, 06 Şubat 2005 00:13 tarihinde demiş ki: Abi Şahab 5 geliyor, çekin o tankı oradan.
khalad Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 said: KaMoNJuK, 29 Haziran 2005 10:36 tarihinde demiş ki: Kıbrıs bizden ekmek yiyipte bizden tiksinenlerin değil bizim türk milletine ait topraklardır . Bizim işimize yaradığı icin elimizde tutuyoruz üstündekiler biz bişi demeden hareket edemiyorlarsa onların dedikleri hiç bir anlam ifade etmezler o sekil düşünenler bizim köpeklerimizdir . Orda akan kani hiçe sayıp yayıp kıcını türkiye ye hede hödö eden adamlardan bir cacık olmaz onlar istediği kadar bir taraflarını yırtsın. Biraz agır anlatım biçimi olmus.Ancak sadece bizim atalarımızın kanları akmadı sadece orda asıl onların atalarının kanları aktı,birleşmek için can attıkları rumlar onların annelerini,annanelerini,dedelerini katletti.Onlar kendi tarihlerini hiçe sayıp eger bu konuda adım atmayı düşünüyolarsa way hallerine! Kıbrıs bizim için stratejik bir noktadır.Ancak bizim cabalarımız bizim için degil onların can ve mal güvenligi içindir ama ne görüyoruz onların basbakanları rahatca ülkeyi vermeye yelteniyor.İlginç ne denebilirki....[signature][hline] _Kusuk_ Aut disce aut discede. [Bu mesaj khalad tarafından 29 Haziran 2005 13:00 tarihinde değiştirilmiştir] [Bu mesaj khalad tarafından 29 Haziran 2005 13:01 tarihinde değiştirilmiştir]
montezaus Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 said: WhiteDagger, 29 Haziran 2005 01:02 tarihinde demiş ki: Okuyorum , okudukça sinirleniyorum.Ne demek verelim kurtulalaım zaten istenmiyoruz denmekte. Arkadaşlar eğer Barış harekatı olmasaydı şu anda zaten ortada bir sorun olmazdı. Çünkü orada Türk nüfüs diyebirşey kalmayacaktı.Çünkü adamlar KATLİAM yapıyorlardı.Ada ingiliz sömürgesinden çıktıktan sonra Kurulmaya çalışılan Cumhuriyetin güvenliğinin sağlanması amacı ile İngiltere ve Türkiye Garantörlük haklarını yapılan 2 li anlaşmalarla almış ve Kıbrıs Cumhuriyetinin güvenliği sağlanmıştı. Taki Adada Rumlar tarafından yapılan bir darbe sonrası Aşırı Milliyetçi akımlarla başlayan şiddet dalgaları sonucu Türk kökenli halk katladilmeye başlayana kadar.Bu katliamlara dur demek üzere Garantör taraflardan Türkiye girişimlerde bulunmuş ama 3 maymunu oynayan İngiltere olayları olmamış ve olmuyor şekilde davranmış .Bunun üzerine Türkiye Garantörlük haklarını kullanarak adadaki Türk kökenli halkın yokolmasına mani olmak üzere adaya harekat düzenlemiştir. Bu harekattada başarılı olmuş ama adadanın Jeopolitik önemi sebebi ile tamamının Turkiye tarafından alınmasına karşı ABD ve ingilete merkezli lobiler tarafından başlatılan kampanya ve uygulamalarla geri adım atarak harekatı Durdurmuştur. Daha sonra ( Yanlış değilsem 2 yıl sonra tam emin değilim ) Olaylar yeniden tekrarlamış ve Türkiye budefa tam olarak gücünü ortaya koymuş ( hoş bu nasıl bir güçtür oda tartışılabilir , çünkü çıkartma gemimizde , oraya yolaldığımız askere evrceek tüfeğimizde yoktu ) adayı 2 ye bölmüştür. Gençler demiş bazı arkadaşlar .Hocam Kıbrısa gittiğinizde gidin köyleri gezin.Yşlılarla o yılları konuşun.Madem imkanınız var. Bakalım neler anlatacaklar size.Türkiye orada işgal içinmi var yoksa Turkleri ( kanımızı kökümüzü ) korumak içinmi ? Yazık. e bu dediklerine kimse yanlış demiyor konuyu okumamışsın, yazık olmuş yazdıklarına Martine katılıyorum. Olay bu müdahaleler değil zaten kıbrıs sorununu konuşurken nedense türk tarafı devamlı buraya getiriyor olayı. Sorun şu ki, türk tarafı orada, jeopolitik konumu çok yüksek olan bi noktada, varolan kıbrıs cumhuriyetini kendine kukla devlet oluşturucak şekilde bölmüş ki bunu yaparken de uluslararası destek bulmak için uğraşmaya tenezzül etmemiş, yok saymış böyle bi varlığı. Ha zaten kktc bu barış harekatıyla aynı tarihte olan bir şey değil, çok daha sonrra zeka küpü türk politikasınca kurulması öngörülmüş bir şey ki başlığa göz atmanı tavsiye ederim daha fazlası için. ama asıl kıbrıs sorununun aslında kıbrısta yaşanan katliamla hiç bir alakası yok, ki olmamamasına rağmen o süreci de lehimize kullanamamamız da bizim siyasetimizin basiretsizliğini gösteriyor (kktc kurulduğu tarihlerden bahsediyorum)[signature][hline]not sleeping okay/drinking too much.trapped in hyperspace.?.the girl disappeared, smiling and blowing kisses. A white light flooded the room/this was the moment of awakening: the audience were relieved to find themselves in their own company...someo (text unclear) did not awaken, this was a white nightmare: faces aglow with laughing, limp complacency/apparently uninhibited... **no more dinosaurs @montezaus *** montezaus.deviantart.com
onlyreal Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Gozu kapali milliyetcilikle bir yere gidemeyiz. yillarca kibrista yasamis bir kktc vatandasi olarak. saniyiorum dagger dan cok anlstmalari okumusumdur. garantor luk nedir Turkiye Cumhuriyetinin su anki durumu nedir.Bir arastirin. anlasmalara gore su an orda isgalciyiz. garantor devlet gider huzuru saglar eski sekilde cikar gider diyor anlasma. ki bu imzayada uzayli zekiye imzalamadi biz imzaladik. sonra anlasmada %70rum %30 turk mantigiyla yapilmisti; bizde kabul etmistik. e simdi hersey esit diyoruz adamlarda bagiriyor. sonra 74 ten once ciftcilikle ugrasan fakir turkler gelip bir anda rumlarin topraklarina kondu bunuda unutmayin. bu konuda super otesi hikayeler var. sirf 2bin sterline aldigi depodan 300 bin sterlinlik kumas cikan adam gibi. yani acikcasi rumlarda hakli. yani adamin dedesinin topragi; kaldiki rum turklere ait butun topraklari halen turk tapusu altinda sakliyor. yani bugun bir anlasma olsa rum babasinin topragini istiycek dava acicak(ki aihm karari var rum yonunde) veremiycez biz isteyince onlar direk vericek. neyse meseleye artik kahraman turk ordusu katliam altindaki turkleri kurtardi ve burasi bizimdir artiktan; cok 30 senedir ortada sadece bir ateskes anlasmasiyla duruyoruz bu adamlari kimse tanimiyor passaportlari gecmiyor. bir cozum bulalim yoluna gitmemiz lazim. [Bu mesaj onlyreal tarafından 29 Haziran 2005 13:52 tarihinde değiştirilmiştir]
SteelBB Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Benim bir çok kişiden duyduğm bir şeyi söylim. Kıbrısta yaşayan çoğu türk bize ingliz pasaportu verin ingliz olalım diyormuş. Ve sanırım Kıbrıslı türkler türkiye türklerini pek sevmezmiş.... SAnki bütün herşeyin başı türkiye türkleri olarak görüyorlarmış....[signature][hline] "Bu Sabah Bir Umut Var içimde... Nasıl Olsa Geri Gelirisin Diye. Her Şey Yerli Yerinde Yine... Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı...."
karakedi Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 ilhak edilsin, bak ne güzel çözüm. trin en bi güneydeki ili konumuna gecsin. hatta tüm adayı bize versinler rumlar. güney kesminide yunanistan alsın, zaten komşyuz, daha bi yakın olalım ;) hem yunaistana hem turkiyeye faydalı olur, ne diye illa ayrı bi devlet kurulmak isteniyor ki adada?[signature][hline]Bestiae sumus, ut non bestiae simus... Web Site(ler)mizin Tarihçesi Never argue with an idiot, they'll drag you down to their level and beat you with experience!
Kreese Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 biçok kişi acayip sallamış ama küreselleşmeden etkilenen bir kısım olabilir[signature][hline]ExhaulteD, 20 Haziran 2005 15:13 tarihinde demiş ki: Dahada fenasi bicak gozu delip beyne giriyo sonra doktor bicagi cikarticam diye ugrasirken gozu yerinden cikariyo bu seferde delikten beyin akmaya basliyo uheuhe
SteelBB Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Biz o adada işgalci gibi duruyoruz diyorlar. Dua etsin zamanında tüm adayı almamışız. Hiç mi sezerciğin flimlerini seyretmediniz.? Rumlarda yunanlılarda tarihlerine bakıldığınıda utanması gereken insanlar.[signature][hline] "Bu Sabah Bir Umut Var içimde... Nasıl Olsa Geri Gelirisin Diye. Her Şey Yerli Yerinde Yine... Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı...."
karakedi Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 hmm sezercik süfer site ismi.[signature][hline]Bestiae sumus, ut non bestiae simus... Web Site(ler)mizin Tarihçesi Never argue with an idiot, they'll drag you down to their level and beat you with experience!
Kreese Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 haklısın bi de işgalci diyorlar siz Türk köylerini basacak kadar olmadınız daha kıdemli insanlarız biz 6 yıl uğraştık hiç değilse direk girsek adada Rum bırakır mıydık o da bi konu[signature][hline]ExhaulteD, 20 Haziran 2005 15:13 tarihinde demiş ki: Dahada fenasi bicak gozu delip beyne giriyo sonra doktor bicagi cikarticam diye ugrasirken gozu yerinden cikariyo bu seferde delikten beyin akmaya basliyo uheuhe
SteelBB Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Ben şunu anlatmak istiyorum. Yunanistanı Zamanında NATO dan çıktığında Tekrar sokan biziz. Her zaman ılımlı olan biziz. Ama onlar Bizi AB ye sokmamak için, Bizle anlaşma yapmamak her bişeyi yapıyor. SAnırım bizi sinirlendirmye çalışıyorlar. Savaşa karşıyım ama. Yunanistanı tatlı sözden anlamayan şımarık bi çocuk gibi görüp şiddet uygulayarak akıllandırmak gerek diye düşünmekten alı koyamıyorum kendimi... :=)[signature][hline] "Bu Sabah Bir Umut Var içimde... Nasıl Olsa Geri Gelirisin Diye. Her Şey Yerli Yerinde Yine... Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı...."
ExhaulteD Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 said: karakedi, 29 Haziran 2005 13:57 tarihinde demiş ki: hmm sezercik süfer site ismi. :) [Bu mesaj ExhaulteD tarafından 29 Haziran 2005 14:13 tarihinde değiştirilmiştir]
LoWNeR Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Barıs HArekatı gıbı konulara gırerek cok eskılere gıtmeye gerek yok epey bır kısı o donemlerde neler oldu bılıyor zaten.Olay su,Talat ın heveslerı bayadır belli.Ben su anda kıbrısta okuyorum.Talata zamnında oy veren kıbrıslıların cogu turkıye turklerını sevmemekte.Bu ızlenım sadece benım ıcın gecerlı degıl okuldakı bır cok ınsan bunu boyle dusunuyor.Genel olarak adada turkler sevılmemekte.Otekı taraftan Rauf denktas cumhurbaskanlıgını bıraktı ve en son acıklamasında bu kıbrıslı turku bırakmasını anlamına gelmedıgını mucadelesıne dısardan ve farklı yollardan devam edecegını belırttı.Bu yollar nedır dıye sorucak olursanız aklıma tek bır sey gelıyor TMT...
metboy Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 rauf denktaş cumhurbaşkanıyken, akp ile aralarında fikir ayrılıkları başladığında böyle olcağı belliydi zaten. talat'ın cumhurbaşkanı olması bence KKTC'nin sonu gibi birşey. ordaki halk ay ne güzel AB'ye gircez, daha bir tembel olucaz ama paramız olcak düşüncesindeyken talat işte böyle ülkesinin topraklarını satsın. anlıyorum ekonomik gelişmeler ama hiç bir ekonomik gelişme için insan şerefinden ödün vermemeli.[signature][hline];;suitfly | icq | msn: [email protected]
fedaykin Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Mesaj tarihi: Haziran 29, 2005 Belki arada yazılmıştır ama ben göremedim o sebepten ikinci kez yazılıyorsa affola. Şimdi çok sıcak kanlı ama konu hakkında en ufak bir bilgisi olmayan kardeşlerim. Maraş zaten Barış harekatından sonra hiç bir zaman yerleşime açılmadı. Maraş elde pazarlık gücü olsun diye alınmış, eninde sonunda kimi kazanımlara karşılık Rumlara verelim diye alınmış bir toprak parçasıdır. Şu anki durum itibariyle sadece Maraşı verip sorunu çözebilirsek bu zaten Türk tarafı için çok ama çok büyük bir zafer olacaktır. Talat'ın önerisine gelcek olursakta, bu öneri Rumların reddedeceği bilinerek sunulmuş, onları uluslararası arenada sıkıştırmaya yönelik bir adımdır. Diplomatik manevralardan anlamadan, gelişmelerin bütününü takip etmeden bas bas bağırmak sadece bizi küçük düşürür, elimize de hiç bir şey kazandırmaz. Şöyle uzun uzun yazmak isterdim ama ne yazık ki zamanım yok affola...[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir. bi fransız gastesi de şey demiş: "ırak üç parçaya ayrılıcak. 1-normal 2-süper 3-kurşunsuz"
Öne çıkan mesajlar