Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Basketbolu bilen seyirci


Kumadam

Öne çıkan mesajlar

Dün akşam ve evvelsi akşam olmak üzere iki maç seyretme şansı buldum SKY Türk kanalında. Bunlardan birisi CSKA Moskova - Ülkerspor maçı ve Efes Pilsen - Prokom Trefl maçı. Her iki maçta Euroleauge için önem taşıyan karşılaşmalardı.

CSKA Moskova yenilgisiz liderliğini sürdüğüdü grupta yine tiribünleri boş bırakmayan seyircisi önünde Ülkerspor'u ağırladı, çok güzel ve etkili bir oyunla da 90-77'lik skorla yendi. Maçın özellikle CSKA tarafındaki genç oyuncularına bayıldım, daha şimdiden geleceğin NBA draftlarında duyacağımız isimlere sahipler. Gelelim seyirciye, yenilgisiz grup lideri bir takımı her yerde desteklediler, CSKA'nın genç oyuncuları ne kadar etki etilerse maça onlar da o kadar etki ettiler.

Bir gün sonra televiyonda Abdi İpekçi spor salonu vardı. Efes Pilsen antrenörü Oktay Mahmuti'nin şu sözleri zaten herşeyi açıklıyordu maçın sonunda verdiği basın demecinde "Son dönemde alışık olmadığımız, sessiz bir atmosferde maçı oynadık".
Atmosfer sessiz olunca maçın da zevksiz olması kaçınılmaz bir sonuçtu. Türkiye'ye gelen takımların ne kadar şanslı olduğunu düşündüm maçı seyrederken, hiçbir seyirci baskısı olmadan güzel bir deplasmana geliyorlardı. Tek rakipleri karşı takımlardı. Hakemler içinde aynı şey geçerliydi, ev sahibi takımın seyircisizliği onların daha da objektif maç yönetmesine etken oluyordu.

Ya seyirci tribünlere geldiğinde durum farklı mı oluyor?

Malesef hayır, halen daha parke salonlar da basketbol seyircisi oluşmuş değil. Hala daha tiribünler de yer alan seyirci yeşil sahalardan gelmekte ve hala daha çok etkililer. Bunun bir kaç etkisi hemen yansıyor zaten, kapalı salonlar da oturulması için yapılmış koltuklar genelde ayakta durmak için kullanılıyor. Halen daha seyircimiz tezahüratı sesi ve elleri ile yaptığını öğrenebilmiş değil. Otursan da, ayakta dursan da aynı sesin çıkacağını farkedebilmiş değiller.

Yapılan tezahüratlara baktığınız da ise durum daha da vahim, yeşil sahalarda etkisi! olduğu düşünülen tezahüratların aynısı basketbol sahalarına yansımış durumda. Tek unutulanın parke salonda oynanan oyun ile yeşil saha da oynanan oyunun teknik farklıları. Seyirci nerede baskı kurması gerektiğini nerede destek vermesi gerektiğini malesef öğrenebilmiş değil. Hele amerika'dan görüp de edindiğimiz o pota arkasındaki grubun ellerindekini sallaması alışkanlığına bir şey diyemiyorum.

Yine de bazı şeyler var ki hakkını yemek lazım, bugünlere gelirken gördüğümüz ve yaşadıklarımızı düşünürken. İstanbul'da basketbolun Lütfi Kırdar salonu ile anıldığı dönemler de salonlar daki kesif sigara dumanı altında oynan maçları unutmadım, pota altında yer alan basın fotoğafçıların rakip takım oyuncusu turnike atarken patlatıkları flaşları da unutmadım. Bunları düşününce geldiğimiz nokta iyi gibi görünsede malesef beni tatmin etmiyor. Seyirci dediğin izlediği sporu bilmeli, televizyon yayıncısı dediğin yayınladığı sporu bilmeli. İşte o zaman bu işin gerçek eğlencesi ve zevkine ulaşacağımızı düşünüyorum.

Burada belirtmeden geçemeyeceğim, bir basketbolsever olarak Beşiktaş klübünün açmış olduğu Akatlar basketbol sahası için teşekkürler, darısı taraftarı olduğum Galatasaray klübüyle birlikte diğer tüm klüplerimiz başına.

Saygılarımla[signature][hline]e-mail:[email protected]
MSN:[email protected]
ICQ:341-207-046


[Bu mesaj Kumadam tarafından 21 Ocak 2005 09:35 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kumadam çok güzel olmuş yazın, ellerine sağlık...

Bir iki ekleme yapmak isterim.

Çok çarpıcı 2 örnek vereyim.

İzmir,birkaç sene önce, Efes KSK maçı. Tribünler tıklım tıklım...
Seninde dediğin gibi herkes ayakta ve maçla HİÇ alakasız bir gürültü var. Ufuk Sarıca o sene KSKdeydi. Maçda efes ezici üstün ama ufuğun lişisel çabası ile çok kritik bir üçlük atıyor. Kolarını kaldırıp tirübüne dönüyo ama kimse ne sayının farkında ne de ufuğa bir karşılık var. Bir taraf bişey söylüyo susuyo sonra karşı taraf söylüyo kendini kaybetmişçesine feryat figan süren tezahuratta ise göztepe futbol takımına küfür ediyorlar. Önlerdeydim. Ufuğun nasıl çöktüğünü gördüm. Sonra bir daha da oynayamadı ve KSK attığının 2 kat fazlasını yedi.

Diğer örnek, biraz daha eski... 5-6 yıl oluyor sanırım. İlk kez bir türk takımı (efes pilsen) finalfour'a kaldı. Çok heyecanlandım ve kız arkadaşımla atladık arabaya selaniğe kadar direksiyon salladık takımımızı destekleyelim diye. Takımlar EP, Panantinaikos, Makabi telaviv ve barca. Her takımın kendisine özgü muhteşem tezahuratları var. hele yunan ve israil tirübünleri inanılır gibi değil. Ben kenarda oturan seyirci olduğum halde dizlerim titredi efes sahaya çıkarken :) Öyle bir baskı yani. Sonra makabi bize bir teklifte bulundu. Final maçında bizi destekleyin, 3.lük maçında da biz sizi. Tamam dedik, sonra dediler ki sizin takım şarkınızı bize öğretin.... ÖÖÖlece kalıverdik, yok ki!!! Onca adama şöyle bağırın diyemedik. Sonra yaşlıca kadınlardan biri YaYaYaŞaŞaŞa dedi adamlar böyle bağırdı :P

Bizim seyirci sayımız barca'dan fazlaydı ama sahaya etkimiz SIFIRDI. evet SIFIR. Gerçek basketbol seyircisini orada gördüm ben. Oturarak (zaman zaman kalkıp elleri kolları kullanarak) muazzam destek verilebiliyor. doğru zamanda doğru ses çıkartılarak oyuna GERÇEKTEN katılabiliyor seyirci.

Veya bizim KSK örneğinde olduğu gibi kendi takımını mahvedebilliyor.[signature][hline]COH:
AdaSu Science Balster AR/Elec.Manup. L45
Usta Science Scraper Dark Melee/Regen L34
TRT 3 Natural Tanker invul/Mace L18
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işte cehallet...
insanlar maça arkası dönük amigoluk yaparken takımı sayı yiyiyor, nasıl bir sayı olduğunu görmeden hakeme küfrediyor...
böle seyircilerin bence futbol stadlarında kalmaları lazım basketbol takımları zaten parasızlıktan ağızları kokar halde bir de seyirciler yüzünden gelen cezalar iyice durumu kötüleştiriyor bence...
sizce?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türkiye'de eğitim sistemi mi yanlış acaba yoksa insanları mı yanlış ama o insanları da ehlilleştirmeyen yine eğitim ama o eğitimi de insanlara beğendirmeyen tekrardan sistem.Böyle bir kısır döngü.Karekterlerindeki boşluğu,ezikliği doldurmaya çalışan insanlar böyle gidip bazı topluluklara katılıyor.Biraz alakasız olacak ama amacından saptırarak mahallenin serserileri gidiyor ülkü ocaklarına üye oluyor kavga çıkartıyor bilmem ne gidiyor ultra aslana bilmemneye üye oluyor tamam seversin o ayrı ama ben de ultra aslan oldum bilmem ne ayaklarına yatıyor özentiliğinden falan fişman.Katılın ya da katılmayın bunlar benim düşüncelerim valla.[signature][hline]:DLos Angeles LakerS:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...