Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İş Bulma Olasılığı


Anhora

Öne çıkan mesajlar

Firmayi iyice arastir gitmeden
Kim kac tarihinde kurulmus falan degil demek istedigim uretim/imalat yapan bi yerse kullanilan malzemeler proses hakkinda bilgin olmasi lazim baya yada santiye falansa grne malzeme proses surec gibi baya parametre hakkinda konusabilmen lazim,oyle yeni mezun oldum eheh col zekiyim hemen ogrenirim modunda gidince 6 ay taksi ve kuru temizleme parasi disinda bi artisi olmadi bana .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fin said:

Firmayi iyice arastir gitmeden
Kim kac tarihinde kurulmus falan degil demek istedigim uretim/imalat yapan bi yerse kullanilan malzemeler proses hakkinda bilgin olmasi lazim baya yada santiye falansa grne malzeme proses surec gibi baya parametre hakkinda konusabilmen lazim,oyle yeni mezun oldum eheh col zekiyim hemen ogrenirim modunda gidince 6 ay taksi ve kuru temizleme parasi disinda bi artisi olmadi bana .


Güzel tavsiye (tu) sağolasın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

MrLevie said:

Mercedeste öyle bir durum var ya, almanca biliyorsan bulaşıkçı olsan alıyorlar... bizden outsource çalışıyor adamlar oradan biliyorum.


ben yönetim stajı için başvurmuştum 3.sınıfta. sınavlarını geçtim mülakkattan geçtim. son bir mülakat yaptılar dedi almanca biliyor musun? yok ama makine okuduğum için yakın gelecekte öğrenmeyi planlıyorum dedim. 'yaa cnmss ya kusura bakma bizim için orta düzey almanca bilmen gerekiyöö yaa' deyip geri gönderdiler. o gün bugündür kılım mercedese. sanki CV'de yazmıyor ne bilip bilmediğimiz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya işin doğrusu şu:

Millet bana hayallerini anlatıyor. Mesela yakın arkadaşlarım. Adamın her seferinde bahsettiği konu para. Çok para kazanmak istiyorum moruk diyor. Hep parasızlık çektim zengin olmak istiyorum diyor.

Benim hayatımda böyle hırslar yok. O yüzden tedirginim. Ne para kazanmak istiyorum, ne köle olmak. Biz de biliyoruz 9-18 mesai'nin iyi bir şey olmadığını. Çok param olsaydı yarın California'ya uçak bileti alırdım. Orada marine'lerdeki restaurantlarda çalışmak bile beni daha çok mutlu eder profesyonel kariyerden.

(Çocukça diyebilirsiniz ama çevremdeki insanlar hep bana sanki amerikadan gelmişsin gibi farklısın diyorlar. Ben demiyorum.)

Hayat bize bunları sunuyor ne yapalım. Çevremde beni anlayacak hiç kimse olmadığından buraya yazıyorum. Az çok anlıyorsunuz yargılasanız da.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fenn said:

Curunir said:



yabancı ile iş yapmayı türk e tercih ederim. herşey o kadar şeffaf oluyor ki


Turklerde ne gibi uckagitciliklar oluyor acsa a merak ettim


Curunir'den alıntılayıp DIS basıcaktım ancak kendi açımdan sana cevap vereyim katılırsın katılmazsın saygı duyarım.

türklerle iş yapması zor. paranı geciktirirler, herşeye bahaneleri olur, çamur yaparlar. ancak avrupalılar (hepsi değil; almanya ingiltere gibi ülkelerden bahsediyorum) dediğinin eridir. neye anlaştıysan zamanında karşılarlar. ayrıca teknik olarak konuya hakim oldukları için seni gerizekalı yerine koyacaklarsa bilgisiyle yaparlar bunu türkler gibi çamur yaparak değil. türkiyede adını vermeyeyim pek çok 'dev' diyebileceğimiz firmaya girip iş yaptım. 10 tane firmaya girdiysem 8'i Romanya Dacia fabrikası kadar bile değildi. Dacia'ya girdim, işimi yaptım, kimse rahatsız etmedi, işi ispatladım karşılıklı el sıkıştık ve ayrıldım. paramız dendiği gün yattı. hep Dacia'nın hayaliyle girdim TR'deki firmalara ancak hep hayal kırıklığıyla ayrıldım. bir kere adamlar 'para veriyoz ya biz' kafasındalar ve sen çalışırken resmen stalkluyorlar. nefret ettim şu huylarından.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anhora, senin durumundaydım az çok 6 ay önce. Uzun süre hayattan gerçekten ne istediğimi sorguladım.

Bu konuda benim de yazacaklarım var, paticikler üşenmeden okuyup yorumlarsa sevinirim.

Sabancıda Endüstri mühendisliği masterını bitirdim iyi bir dereceyle. Burada iş aradım, danışmanlık firmalarıyla görüştüm vs. hiç birine gerçekten isteyerek gitmedim. Hepsinde de networküm vardı, beğendirmiştim ama kendimi pazarlama hevesim yoktu getirmedim sonunu. En sonunda yapı kredi'de başlayacaktım. 2 yurtdışı, 3 yurt içi staj tecrübesi, ingilizce almanca bilen master mezunu vs (kendimi övmek için söylemiyorum, ortalamaya göre kalifiye sayılırım yani sokaktan geçen birine bile CV'mi göstersen) mezuna teklif ettikleri rakam 2.5 lira. Bakıyorum bu pozisyona girenler istanbul uni türkçe işletme falan mezunu, aramızda dağlar var. Evet daha hızlı yükselir, 2-3 yıl sonra 4-5 lira gibi rakamlar kazanırdım ama kabul etmedim. İstekli olup gidip kendimi satsaydım BCG, Mckinsey, hatta çok kolayca P&G, unilever gibi bir yere girip 4-5 liraya da başlıyor olabilirdim. Bu senaryoların hiç biri tatmin etmedi çünkü para kazansam da mutlu olmayacaktım burada onu biliyorum. özel sektörün beyaz yakalıyı aç gözlü sömürmesi üzerine TR'nin sömürü faktörü giriyor. 1 yıl izin yok, cumartesileri yok, özel hayat ve mesai saatine saygı yok vs. (Büyük firmalardan bahsediyorum). Ha ama laklak ortam var, çay içme muhabbet etme falan yapıp akşamları ekstra mesaiye kalma var. İnsanların kirli ofis politikaları yapmaları, yaptıkları işin kalitesinden çok yağcılıkla ve süslü kelime oyunlarıyla kendilerini ön plana çıkarmaları da bol bol var. Baktım askerlik de yaklaşıyor 6 ay sonra, akademiyi seviyorum eğitimi seviyorum. istanbuldan ve ülkeden çok sıkıldım, doktora başvuruları yaptım onlarca okulla mailleştim, en sonunda hollanda oldu 2 hafta sonra taşınıyorum okumak istediğim alanda ismi bilinen okula, keyif alacağım bir projeye gidiyorum. En az 4 yıl ordayım. Özel sektörde çalıştım, 9-18 i sevmiyorum, hele TR de bu saatlerden çok daha fazlasını talep ediyorlar. Akademide mutluyum öğrencilerimle, kampüs ortamıyla, flexible zamanlama imkanıyla ve bol bol gezmesiyle. Burada multinational firmaya girip 2-3 yıl sonra yurtdışına kapağı atardın diyecek arkadaşların, hem o ihtimalin o kadar kolay olmadığını, hem araya askerlik gireceğini, hem de 3 yıl sonra ülkenin ne durumda olacağını düşünmelerini isterim.

Burda ne kadar para kazansan da para sana kalite aldırmıyor. Kendi balonunu yaratıp etliye sütlüye dokunmadan orda mutlu olmayı amaçlıyor insanlar ama bu imkansız, sokağa çıkıyorsun insanlar yine saygısız ve ufak çakallıklar peşinde, otobüse biniyorsun herkes itiş kakış ve kokuyor. Devlet seviyesinde ise zaten malı götürüyo herkes. Senin ödediğin vergi ne oluyor diye sorsan kafana copu yiyorsun, ya da çok konuşma kes sesini diyor devlet. Burda mutlu olmanın formülü çok bir şey bilmeyip, azla tamah edip tevekkülle günü kurtarıp çok şükür bugün de doyduk kazasız belasız diyebilmekten geçiyor.

Aysun kayacı gibi yazıyorum bunları biliyorum ama durum böyle yani istediğiniz kadar bu adam elit entel takılıyor deyin, günün sonunda durum bu ve ben rahatsızım. Görünürde bu durum daha da kötüye gidiyor, çakallık, çürüyen kültür, kaybolan hoşgörü ve toplumsal tolerans her yeni nesille norm halini alıyor. Ülkenin politik durumu desen belli zaten, hazirandan sonrasını göremiyor insanlar.

Kararımla mutlu muyum, evet mutluyum. Gittiğim yere uyum sağlamasını ve mutlu olmasını becerebiliyorum. Ne kadar yer yer ırkçılıkla karşılaşacağımı bilsem de, burda zaten 1. sınıf vatandaş görünümlü 3. sınıf vatandaş muamelesi görmemden iyidir. Büyük konuşmayayım ama muhtemelen buraya daha dönmem.

Kısacası, insanların ne düşündüğünü, senden ne beklediğini çok takma bu seni bir yere götürmez. İnsanları mutlu eden parametreler farklı, hayattan beklentileri farklı. Otur fikir al tavsiye al, her şeyi terazide tart ve ona göre kendine en sıcak hissettiğin seçeneği seç. Ben de kendime referans noktası olarak bazı sınıf arkadaşlarımın mezuniyet sonrası durumlarını, hatta çalıştığım firmalardaki mesaidaşlarımın durumlarını alıp ben geride kaldım diye üzülürdüm. Hayat mezuniyet derecesi ve an itibariyle yaptığın işten çok daha fazlası, hiç beklemediğin insanlar hiç beklemediğin işler ve paralar kovalayabiliyor. Benden de mezun olurken çok iyi yerlere geleceğimi bekliyorlardı, ki gelirdim de ama burda olmak istemediğimi anladım ve gidiyorum. Bunu korkup kaçma diye düşünenler olabilir, ama işin o kadar basit olmadığını sanırım bunu okuyanların 90% ı içten içe biliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ne entelliği elitliği abi. Toplum o kadar bozuk ki normal olanlar dışarıdan bakınca elit gözüküyorlar. Ve bu bozukluğu da kabul etmiyorlar. Tam bir kısır döngü içerisinde kendimize yer edinmeye çalışıyoruz. Olmuyor haliyle.

Valla senin adına çok sevindim. Kendini çekip kurtarmışsın elma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aynen elitlikle alakası yok. yeryüzüne bir kere geliyoruz ve insan gibi yaşamayı arzulamamız en doğal hakkımız. biz bunu isteyince çevremizdekiler anında 'bi tarafı kalkmış' etiketini yapıştırıyorlar hemen. bunu yapanlar da özellikle yurtdışına hiç çıkmamış ama çıkandan iyi bilenler. aileme hep 'insanlar ne hayatlar yaşıyor farkındamısınız' derim onlar da dönüp 'aman sen de çok uçuyorsun ne varmış ki' derler. halbuki iş gerçekten öyle değil. insanlar gerçekten çok güzel hayatlar yaşıyorlar. ortalama bir maaş bile alsalar geçim sıkıntıları alım güçlükleri yok. ben TR'de iyi maaş almama rağmen bişe alırken 10 kez düşünüyodum acaba alsam mı diye. çünkü yarını göremiyorsun. ancak şimdi almanyadayım ve insanlara bakınca aradaki büyük farkı daha rahat görebiliyorum. adamın aklına esiyor, gidip alıyor eğleniyor. hayat dediğin budur. ertelemeden hayallerini gerçekleştirebilmek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Döngü uzun zamandır pis olanın daha pis, çürümüşün daha çürümüş olması üzerine, ben iyice katlanamaz olduğumdan ayrılıyorum.

Geçen gün yine Viaport'un müşteri servisini kullanmak zorunda kaldım. Her seferinde bir vukuat çıkıyor, bizim millet seviyor böyle şeyleri.
2 genç sıradalar, 3. arkadaşları bişeyler yiyip döncem demiş yer tutmuşlar sırada bunlar da. Servisler 17 kişi alıyor, 17. kişi de haliyle bunu bildiğinden sırayı hesaplayarak girdi. Servise müşteri alınmasına yakın tabi ki 3. arkadaş çıka geldi ve sondaki adam servise binemedi. Adam sonuna kadar haklı, "yer tutan" çocuk laf salatası yaptı şöyleydi böyleydi, en sonunda konuyu kapatan lafı şu oldu "ülkede her şey doğru da bu mu yanlış geliyor". Evet argüman olarak sundu bunu yani ve kendini bununla haklı çıkarıyor. Ülkenin durumu böyle valla, yakında direk orman kanunları geçecek iri olan zayıf olanın hakkına falan bakmaksızın güç sahibi olacak. TR'nin çoğu yerinde geçerli zaten, istanbulda da güzelden hissediyoruz böyle enstantanelerle =)

TR'de kalacaksan dasBock'un bahsettiği mentalitede adamlarla iş yapacaksın ve bu verdiğim örnekteki insanlarla yaşamak kahvaltı yapmak kadar sıradan olacak senin için =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu ülkede yaşamak çok zor cidden. Bir yere gelebilmek için karakterinden ödün vermek zorunda kalırsın. En iyisi kaçıp gitmek abi. Bende Kanada'yı araştırayım bari. Belli mi olur, sertifika, dil kursu gibi şeyler ayağına gidip orada iş bulup hayatımı kurtarırım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dasBock,

Hollandada doktora maaşı başlangıç 1900 euro net her yerde, sonraki yıllarda 2400-2500-2600 diye gidiyor. Ki bu rakamlar özel sektörde çalışıyor olmandan bile daha iyi.

Almanya'dan biliyorsun. Hizmet sektörü dışında her şeyde TR'nin yarısı fiyatlar (evet euro fiyatından liraya çevirince). 2000 euro, aslında istanbulda bana 6000 liraya yakın alım gücü sağlıyor.

Üstüne üstlük yılda 2 kere çift maaş, ve milyonlarca ekstra benefit alıyorum. Belçika ya da Almanya'da yaşayıp her gün üniversiteye gitsem okul benzin ya da tren biletimi ödüyor o kadar değer veriliyor çalışanına, bilim üretip insanları eğiten kişiye.

Burda en iyi okulda doktora yapsam 2500 lira maaş verirlerdi. Bizde eğitime teknolojiye yatırılması gereken paralar imam hatipe yatırılmaya devam ettikçe pek bişey olmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elma said:

dasBock,

Hollandada doktora maaşı başlangıç 1900 euro net her yerde, sonraki yıllarda 2400-2500-2600 diye gidiyor. Ki bu rakamlar özel sektörde çalışıyor olmandan bile daha iyi.

Almanya'dan biliyorsun. Hizmet sektörü dışında her şeyde TR'nin yarısı fiyatlar (evet euro fiyatından liraya çevirince). 2000 euro, aslında istanbulda bana 6000 liraya yakın alım gücü sağlıyor.

Üstüne üstlük yılda 2 kere çift maaş, ve milyonlarca ekstra benefit alıyorum. Belçika ya da Almanya'da yaşayıp her gün üniversiteye gitsem okul benzin ya da tren biletimi ödüyor o kadar değer veriliyor çalışanına, bilim üretip insanları eğiten kişiye.

Burda en iyi okulda doktora yapsam 2500 lira maaş verirlerdi. Bizde eğitime teknolojiye yatırılması gereken paralar imam hatipe yatırılmaya devam ettikçe pek bişey olmaz.


çok yakın bir arkadaşım var burada. avusturyalı. doktor mühendis. üniversitede çalışıyor. aldığı brüt maaş 90k yıllık. tabi sigortayı vs. düşüyorsun ancak yine çok tatlı bir para kalıyor. yeterince akademik çalıştım eylül gibi amerikada işbaşı yapmak istiyorum diyor. ona rağmen daha yeni gitti kendisine yeni araba aldı. yani almaktan korkmuyor. 6 ay sonra gidecek ancak harcıyor çünkü gelecekten ümitli ve emin. dediğin gibi vergi dilimleri var. ona göre maaşını alıyorsun. eşitsin herkesle. öyle müdürün dötünü yalıyorsun diye kimse sana ekstra para vermiyor. ekstra parayı ekstra özelliklerinle alıyorsun. keşke heryerde böyle olabilse
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...