Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Taraf kapanıyor.


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

Rewendor said:

ahmedinejad said:

yankılandı abi yankılanmadı değil. sen neden bu kadar atarlı bir şekilde üstüne alındın onu da anlamadım ki. sorun şu, özellikle bu forumda ve genel olarak akpli olmayanlarda akpyi homojen bir yapı olarak görme hatası var. dışardan bakınca herkese şakirt deyip geçiyor adamlar. hala cemaati akp içinde çok etkili falan sanıyorlar. onlara dedim ben. sen bunlardan haberdarsan üstüne alınacak bir şey yok.


Akp hiçbir zaman homojen yapıda olmadı ki? Genel olarak öyle görüldüğünü de hiç sanmıyorum.

Bir kere ilk kurulduğunda yeni vekil vb sayısı bir elin parmaklarını geçmez, çoğu sağdan soldan diğer partilerden gelen vekillerdi. Hepsi bambaşka görüşlerdeki bambaşka partilerden geldi, bunlar nasıl homojen olarak aynı hedef için yürüsün ki?

AKP'yi bir arada tutan iki etken var, birincisi para, ikincisi de iktidar hırsı. Yoksa içinde herkes ayrı telden çalıyor. Aynı şekilde 2. bir adamı bile kalmadı. Gül'ü küstürdüler, Suat Kılıç'ı yetiştirelim dediler o da patladı, en son Numan'ı transfer ettiler. Tayyip bıraktığı (ya da iddialar doğruysa kanser vb ise sağlık koşulları kötüleştiği) anda çil yavrusu gibi dağılacak AKP'nin yönetim kadrosu, başta bir bocalasa da arkadan ikinci bir lider gelemeyeceği için gücü kaybedicek yavaş yavaş. Sadece Tayyip'in liderliğiyle tek yumruk halindeler. Hal böyleyken zaten AKP'yi homojen ve tek hedefli bir parti olarak görmek baştan hata. Son seçimler sonrası ardarda önce Tayyip sonra Fetonun açıklamaları zaten ortada, araları gergin, Abdullah Gül'le araları 2-3 senedir açık. İçerde sürekli bir didişme var.

Vekilleri, destekçileri böyle dedik, e peki seçmeni nasıl? O da homojen değil. Bir kısmı çıkarını düşünen zengin patron, bir kısmı taşrada bilgisiz halk, bir kısmı cemaat, bir kısmı da "aman bunlar dindar" diyen kesim. Arada çok tek tük politikalarını severek oy veren ya da "chp geleceğine bunlar gelsin" diyen (aynısının ters kitlesi de var mesela, akp olmasın da kim gelirse gelsin diyen) bir kitle var. E onlarda da bir homojenlik yok yani.

Hepsini geçtim politikasında bile bir denge bir homojenlik yok. Nabza göre şerbet havasıyla politika yapıyorlar. 1-2 sene arayla kendi kendini yalanlayıp duruyorlar. Bedelli askerlikten tut da zamlara kadar, seçim sözlerinden tut da her türlü icraate kadar binlerce çelişki bulursun.

Kim niye AKP'yi homojen görsün ki?

Ha ama buna rağmen şu anda her yere kapağı atıp tüm kurumları ele geçirdiler, kadrolaştılar. İleride hükümetten çekilseler bile arkaları sağlam olacak, ve istediklerini yaptıracak güçleri olacak. Yine buna rağmen tüm eğitim sistemini çocukları cahilliğe yöneltecek şekilde değiştirdiler, baskıyla bilimi devre dışı bıraktılar ve küçük yaştan beyin yıkamaya başladılar. Yine buna rağmen insanların her türlü eğlencesine karışıyorlar, alkole sigaraya zam üstüne zamla engellemeye çalışıyorlar, dizileri kafalarına göre yayından kaldırtıp internete istedikleri sansürü uyguluyorlar. Yine buna rağmen dini hayatın her alanına oturtmaya çalışıyorlar, bu yönlerden cemaatçilere çok benziyor ve ortak politika yürütüyorlar. Ama işin içine para ve güç girince bir anda araları açılıyor.


Şu anda da bu heterojen yapının krizle derinleşen çatlaklarını, suriyeye yönelik savaş politikası+emeğe saldırı(sonu gelmeyen zamlar, esnek, güvencesiz çalıştırma, işsizlik) ve toplumsal muhalefeti bölmeye yönelik sünni mezhepçiliği, türk milliyetçiliği, artan, kitleselleştirilmeye çalışılan sivil faşist saldırılarla onarmaya, tüm egemen sınıfları ortak çıkarlar çerçevesinde birleştirmeye çalışıyorlar. Sivil faşizmin tırmandırıldığı, savaş iktidarının kurulmaya başlandığı bu günlerde bu çatlakları onarma politikalarda da fazla ters gidenin, istenmeyenin yollanması(Ali Babacan, liberaller) bir nevi yükseldikçe yük atılması ve Tayyip'in tek adam sultası etrafında birleşilmesini öngörüyorlar. Bunun olabilmesi için tüm egemen kesimlerin(Cemaatler, TÜSKON, MÜSİAD, TÜSİAD) iknası ve bu kesimlerin uygulamada çıkarlarının tam olarak olmasa da umut verici düzeyde korunabilmesi gerekiyor.

Bu tek adam sultası da bir başkanlık, yarıbaşkanlık, güçlendirilmiş cumhurbaşkanlığı vb yasayla gelecek. Bu mevzu sırf RTE'nin egosundan çok daha derin. Ego uğruna bunu kovalayacak kadar akılsız değil zaten bu adam ve destekçileri.

Bu heterojen yapıyı zaten ilk 10 yıllarındaki özelleştirme, kredilendirmeye bağlı büyüme, AB politikası, refah devleti görüntüsüyle bir arada tutabildiler. Ama borçlanmanın, borçlandırmanın sınırına gelindi, talanı artırdıkça da daha fazla dirençle yüzyüze kaldılar, refah devleti görüntüsü yok olurken AKP'yle yükselen yeni küçük burjuva, büyümenin, yatırımın olmadığı bir ekonomide alt-taşeronluk yaparak mevcut refahını koruyamama tehlikesiyle yüz yüze, böyle bir olay AKP'nin çöküşü anlamına gelir, nitekim artık kitlelere daha fazla umut pompalayamaz.

Bu süreçte savaş karşıtı muhalefet, laiklik mücadelesi, milliyetçiliğe karşı mücadele, hak mücadelesi, sendikal mücadeleler birbirinden kopuk kalırsa AKP vadettiği "2023" istikrar projesini gerçekleştirir, biz de toplum olarak her anlamda mahvolarak çıkarız bu süreçten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada bu ergenekon, balyoz operasyonlarının, ulusalcıları üniversitelerden, yargıdan atarak yerine kadrolaşmanın bir amacı da Türk milliyetçiliğini AKP'nin rakip eleyerek tekeline alabilmesiydi. Nitekim AKP milliyetçiliğin dibine vursa da İslamcı görüntüsü hep daha ağır basıyor, ama Türkiye'deki kadar radikal bir toplumsal yıkım sürecinde milliyetçi görüntü bu kadar geri atılamaz, ikisinin beraber AKP bünyesinde toplanması tek adam sultası projesinin en önemli temel taşlarından.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

taraf ergenekon davasında sahibinin sesiydi işte
bi amaç için kurulmuştu amacı bitti akpde saldı iplerini maaşları kesti kapanıyo
özeti mevzunun bu
ergenekon olayında yalan dolan haberlerle enfermasyon pisliği yaratmak dışında hiç bir işe yaramadı ucuz aşk romanlarının yazarı liboş ahmet altanın tarafı
kimsede yarayacağını beklemiyordu zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

asker ve devlet dusmanlarini toplamis bir gazeteydi iste, hakli veya haksiz korkunc bir nefretleri var bunlarin devlete karsi

liberal soylemlilerin geldigi noktayi, gecmiste yasadiklarini vs anliyorum ama onlarin anlamadigi kan davasi guderek bu isin yurumiyecegi

nefret ettikleri asker ve devlet yok olana kadar savasmaya and icmis bu bir avuc insana kullaniliyorsunuz dedik, diyalektigi izah ettik, irandaki solcularin basian gelenleri, che nin kubada basina gelenleri tek tek anlattik

karsi olduklari seylerin basindaki ahmetleri atip yerine mehmetin gecmesine arac oldular, elestirdikleri olgular zerre degismedi aksine baski altinda iken olduklarin cok daha ozgur konuma geldiler el degsitirince

yangini yanginla sondurmeye calisinca bu oluyor iste, korukledigin alevler aynen bu sekilde senide yutuyor

diyalektik sureci isledi, akp nin sundugu anti-tez T.C. nin tezi ile sentez oldu, nefretle nefretin sentezlenmesinden gene nefret cikti, agir aksakta olsa cok basli bi sekilde kaotik olarak isleyen, insan haklarina zerre saygisi olmayan kismen demokratik bir rejimi butun bu ozelliklere sahip bir tekadam rejimi ile degistirdiler

su anda akp nin kurdugu yeni sentez ile cemaatin anti-tezi catisiyor, bir yanda ihvan obur yanda evanjelizm ile sentezlenmeye calisilan yeni bir islam anlayisi

dusuncelerin bu yeni cephesinde taraf ve temsil ettigi goruslere yer yok, artik misyonlari bitti ve kendilerine ihtiyac kalmadi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ardeth, genel olarak yazdıklarına katılırım ama bu adamların ciddi ciddi rte'nin demokrasi kahramanı olduklarına ve satılık olmadıklarına(lütfen kardeşim, karen fogg'un epostalarında nasıl maaşa bağlandıkları yazılı değil miydi? bu ülkenin en satılık gazetecileriydi onlar, hala da öyle olduklarından şüphe duymuyorum.)inandıklarına dair görüşüne katılmıyorum. proje gazetesi idi bu gazete ve o adamlar da projeyi gerçekleştiren ekipti. yoksa dünya görüşlerinin amerikancılık ortak paydası hariç rte ile en ufak ilgisi yoktu. kuklalar ve ipleri meselesi.

@ahmedinejad...bak aşağıdaki haberi pek çok sitede bulabilirsin ve hatta inanmazsan tvitır'a girip kendin de kontrol edebilirsin. Nuh Gönültaş Bugün gazetesi yazarı, cemaatin adamı yani. Cemaat-Taraf işbirliğini özellikle son yıllarda mevzu balyoz-ergenekon-pekaka-cehepe düşmanlığı-sultanımıza karşı olanlara karşı düşmanlık-vs. gibi konularda fazlasıyla gördük, takip ettik. biliyorlar birbirlerini sözün kısası. ben yazsam şu adamın dediklerini "yaa çetin abi ya, bozmuşun kafayı ergenekonla" diyeceksin(iz). ahanda, adamın tvitır'dan yazdıkları.tvitlerinin her biri ibretlik...

http://www.odatv.com/n.php?n=taraf-ergenekon-icin-ozel-olarak-kuruldu-1512121200
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@ahmedinejad...Vatan gazetesinden Mustafa Mutlu bugün yazmış.

Misyon bitti!

Ahmet Altan, kurucusu ve altı yıldır Genel Yayın Yönetmeni olduğu “yeşil başlıklı” gazeteden “mali sıkıntılar” yüzünden istifa etmiş...

Elbette; ekibi de onu izlemiş!

Bugüne kadar işsiz kalan her meslektaşım için üzüldüm.

Ama bu sefer; hayır!

Çünkü teknik kadroda, haber servislerinde ve yazı işlerinde çalışan gerçek emekçiler hariç, Taraf’ı kuran ve yöneten “misyonerleri” hiçbir zaman “meslektaşım” olarak görmedim, göremedim!

Onlar için üzülmüyorum; çünkü bu arkadaşların yeni yerlerde yeni misyonlar üstlenmeyi başaracaklarını ve gemilerini yüzdüreceklerini adım gibi biliyorum!


***


Önce çok basit bir soru soralım: Ahmet Altan’ın ve yardımcısı Yasemin Çongar’ın yönettiği Taraf, altı yılda ne yaptı?

1) Misyoner gazetecilik kavramını kurumsallaştırdı.

2) Temel misyonunu Atatürk devrim ve ilkeleriyle savaşmak olarak belirledi ve bunu başarıyla hayata geçirdi.

3) Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkan tüm kişi ve kurumların üzerine pervasızca gitti. Örneğin bir muhabirine bavul içinde gelen belgeleri, sorgulamaksızın yayınlamaktan çekinmedi ve Balyoz Soruşturması’nın açılmasını sağladı. Bu konudaki ısrarlı yayınıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesini çökertti. Yüzlerce subayın sahte dijital belgeler yüzünden mahkûm edilmesini sağladı.

4) Mahkemede yargılanıp hakkındaki hüküm kesinleşinceye kadar masum sayılması gereken insanlar hakkında peşin hükümle yargısız infaz yaptı. Ergenekon ve Balyoz sanıkları hakkında linç kampanyaları başlatmaktan geri durmadı.

5) TSK’ya yönelik yayınlarını her ne kadar “anti-militarist bir duruş” olarak açıklamaya çalışsa da aynı tavrı TSK’nın iktidarla iyi ilişkiler kuran yeni yönetimine karşı sürdürmedi.

6) Bir gazetenin en önemli gücünün, finansmanının şeffaf olmasından kaynaklandığını unutup; nasıl finanse edildiğini bugüne kadar açıklayamadı. Cemaat matbaasında basıldı, yandaş medyanın dağıtım şirketi tarafından dağıtıldı.

7) Sözüm ona din ve inanç özgürlüğü, anayasa değişikliği, demokratikleşme, yargı paketleri konusunda gözünü kırpmadan desteklediği iktidarla zaman zaman “kavga ediyormuş” gibi yaptı ama nedense bu kavgaların hep “iktidar ile cemaatin arasının açıldığı günlere denk gelmesi”, akıllara bu gazetenin de aslında bir cemaat gazetesi olduğu kuşkusunu düşürdü!

8) Atatürkçü kesimlere, yurtseverlere esirgemediği eleştirilerini bir kez olsun, dini siyasete ve ticarete alet edenlerle, sömürgeci yabancı güçlere yöneltemedi.

9) WikiLeaks belgelerinin Türkiye’deki yayın hakkını aldı ama belgelerin Türkiye ile ilgili bölümlerinin sadece bir bölümünü yayınladı. En kritik iddiaların yer aldığı bölümlerin üzerine yattı.

10) Sözüm ona özgürlük maskesini yüzünden hiç çıkarmadı ama en küçük aykırı sese bile tahammül edemedi. Bu nedenle birçok çalışanıyla ve yazarıyla yollarını ayırmaktan çekinmedi.


***


Bugün gelinen noktada, Altan ailesinin en kavgacı üyesi Ahmet Altan’ın “Taraf”la üstlendiği “TSK’yı ve Atatürkçü kurumları yıpratma misyonu” bitti.

Misyon bitince ve hele hele Ahmet Altan son dönemlerde iktidara karşı sert yazılara başlayınca; bu gazeteyi finanse eden birileri (!) desteklerini çekme kararı aldı.

Sonuçta, misyon bitti, para gitti, Ahmet Altan’a ve arkadaşlarına yol göründü.


***


Genç gazeteciler ile gazeteci adaylarının Taraf örneğinden alacakları ders basit:

Kendilerinin peçete gibi kullanılmasına izin verenler, gün gelince buruşturulup çöpe atılacaklarını da bilmelidir!


*****


GÜNÜN SORUSU
PKK, Suriye’deki uzantısı PYD aracılığıyla Esad muhalifi gruplara katılmış. Bildiğiniz gibi bizim iktidar da bu grupları destekliyor... Bu durumda sorum ortaya:

AKP iktidarı Suriye’de PKK ile işbirliği mi yapacak?


*****


Etek boyu denetçisi!
CHP’nin en solcu döneminde Genel Sekreter olan bugünün AKP’li Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, nisan ayında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nce sahnelenen ve Padişah 5. Murat’ın yaşamını konu alan bale eserinin ilk gösterimini izlemiş...

Balerinlerin giydiği eteklerin boyunu fazla kısa bulmuş ve uzatılmasını istemiş!

Normalde sanatçıların, gazetecilerin, hukukçuların, doktorların, iş adamlarının siyasi emirlere ve mesleklerine yönelik baskılara direnmesi gerekir değil mi?

Aksi takdirde yarın öbür gün de Sağlık Bakanı, hastaların ameliyata pijamayla girmesini isteyebilir çünkü...

Ne yazık ki “devlet memuru bale yönetimi”, bu emri hemen yerine getirmiş ve eteklerin boyunu diz kapağının altına kadar indirmiş! Sonuçta da dansçılar bacaklarına dolaşan etekler yüzünden kaza geçirmeye başlamış...

Eser, yeni sezonda ise apar topar repertuardan çıkarılmış!..Hey gidi zaman hey...
Yılların sosyalistini ne hallere getirdin?

Vatan Gazetesi, Mustafa Mutlu
Kaynak: http://www.ulusalpost.com/haber/ulusal-haber/ahmet-altana-zehir-zemberek-sozler/6520.html
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KuddusiMavra said:

akp herşeyci olur da milliyetçi olmaz, adamlar Türk'üz demekten imtina ediyorlar, Türkiyeli onlar.

AKP döneminde Kürtlere karşı ayrımcılık, saldırganlık Uludere olayında en çirkin yüzüyle ortaya çıktığı gibi hız kesmeden devam etti, hak ve özgürlükleri engellemek bastırmak için her şeyi yaptılar. TRT Şeş, Kürtçe konuşmanın yasak olmaktan çıkarılması, Türk kelimesi yeni Türkiyeli denmesi Kürt hareketinin baskısıyla verilmiş tavizler, uygulamalar, AKP'nin bir yandan Kürtleri Sünnilikten yakalamak gibi bir amacı da var, bazı islamcı tam destekçi, Kürt ağırlıklı oluşumlar dahi var.

Yandaş aşiretler kullanıldı, korucular, profesyonel askerler, polis, "açılım"lar, ne yaptılarsa olmadı ellerinde yüzlerinde patladı. Yakın zamanda yaşanan açlık grevlerinde bugüne kadar türkiyede yaşanan tüm açlık grevlerinde olduğu gibi "kantini sömürüyorlar, gizli gizli yiyorlar" gibi söylemlere girişildi. 60 gün açlık grevinde bulunan bir insanın vücudu çöker, asla eskisi gibi olamaz o insan, Öcalan'ın emriyle niye ölümler tam başlamadan durduruldu o grevler? Korkudan PKK'yla anlaşmak, el altından tavizler vermek zorunda kaldı AKP o yüzden.

Ulusal hareket ne yapıyor şimdi? Laiklik istiyor, tamam güzel. Onu biz de istiyoruz, peki bir yandan ne yapıyor? Sosyalizmden tamamen kopmuş karma ekonomiyi savunuyor, zaten Atatürkçü olan tabanına Türk milliyetçiliği pompalayarak, AKP'yi milliyetçi olmamakla "suçluyor". 1923 burjuva devriminin belirli gün ve haftalarını kutluyor. Karma ekonomi denen kapitalizmin bir varyasyonu olan ekonomik sistemi savunarak, burjuva üniter milliyetçiliğini savunarak kimse anti-emperyalist olamaz. Emperyalizmin bir maşası, yerel egemen güçler arasında pay kapmaya çalışan zavallılar ancak Ulusalcı hareketin önderleri. Bu hareketten bariz medet umuyorsun, benim ailem de ulusalcı ama hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1800? Ulusalcı hareket, karma ekonomi, Kürt sorunu bunlar 1800'e mi ait hayırdır?

Ol-mamış, be-ğendirememişiz de siz nasıl analiz ettiniz, engelleneceğini düşünüyorsunuz yeni osmanlıcıların hamsi bey. Kendi taptaze jargonunuzla ya da jargon kullanmadan açıklarsanız sevinirim.

EK: Bu bayat jargon muhabbeti de çok dönüyor, bu kelimelerin çoğu fiili veya resmi olarak 80 darbesi apolitizasyon, dezenformasyon politikarıyla yasaklandığı, anlamından saptırıldığı için bu jargonu "sola ait", "bayat" zannediyorsunuz.

Apolitizasyon: Toplumu apolitikleştirmek, "biz demokrasi istiyoruz siyaset yapmak gibi bir amacımız yok" gibi komik yaptığının siyaset olduğundan habersiz, siyaseti kötü bir şey sanan zihniyet bu sürecin ürünü

Dezenformasyon: Kelimelerin anlamlarında oynama eşlik eder buna. 70lerdeki sürecin ortalık karıştırıldı solcu sağcı gençler birbirini vurdu gibi aksettirilmesi, yakın zamanda islamcı ile müslümanın eş anlamlı kullanılması vs örnekler çoğaltılabilir.

Devrim kelimesini yasaklayıp ihtilal yaptılar örneğin, siyasal bilimler fakültesinin adı uluslararası ilişkiler oldu

EK2: Emperyalizm, karma ekonomi bunlar sana bayat eski bir lügata ait görünüyorsa çok ciddi bir birikim eksikliğin var bu arada, benden kaynaklanan bir sıkıntı yok
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kolektifinsan...canım kardeşim, kendi ulusal devrimine sırtını dönen hiçbir sosyalist hareket başarılı olamamıştır, başarılı olamaz da. yıllarca Atatürk devrimi'ni "burjuva devrimi" diye <> küçük gören sözüm ona sol hep gidip duvara toslamıştır. karma ekonomi denen kapitalizmin varyasyonudur sana göre. bana göre ise tam da kelimelerin kendi anlamları ile <>dir. bugün Küba'da Castro başarılı ise, Çin'de Mao başarılı ise; Venezüella'da Chavez başarılı bir lider olarak tarihe geçmek üzere ise ve Türkiye'de de Mehmet Ali Aybarlı TİP 2 kez TBMM'ye girebilmişse aynı yolu izlemelidir kendilerine sosyalist ya da komünist diyenler. kendi ülkelerine ayaklarını basabilmelilerdir. bugün Fransız komünist partisinin kongresi fransız ulusal marşını söyleyerek açılıyorsa ve fransız komünist partisi avrupa'nın en köklü komünist partisi ise bizim sosyalistler-komünistler bunlardan bir şeyler çıkarabilmelidir.

böyle <>, <>, <>, <> gibi kavramları yabancılaştırararak; Atatürk gibi bir devlet adamını ve onun yaptıklarını kendisinden sonra gelen yobaz, amerikancı, vahşi kapitalist iktidarlar ve onların yaptıkları ile karşılaştırmak bile yeterince rahatsız edici. insaf rica ediyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...