Soulbringer Mesaj tarihi: Kasım 5, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 5, 2004 said: Soulbringer, 10 Ekim 2004 10:56 tarihinde demiş ki: Bir süre sonra kendi halinde seyrek seyrek damlacıkların dağıldığı serum şişesine gözü takıldı.Sonrasi ise yine koyu bir karanlıkta ışıktı. Van Saat 04 00 ... Koyu bir karaltı çalılıklardan adeta rüzgar gibi geçiyordu.Önündeki taş toprak demeden hızlı adımlarla ilerliyordu.Nefesi körüklü bir otobuse susturucu takılmışcasına hafif bir tıslama cıkarıyordu.Gözleri gece karasına alışmış şekilde etrafını süzdü karaltı.Kısık tondaki telsizinden bir çağrı ile gözleri hafif kısıldı. ''Geri çekiliyorlar..''Karaltı hafifçe sırıttı ve toprak ve taşlı yolda hızla ilerlemeye devam etti.İlerledikçe sanki yol daha da kararıyordu.Bir süre sonra bir kurşun vızıldaması duyuldu.Etrafına hareketsiz şekilde baktığında bulunduğu tepenin altında yere çömelmiş bir silüet enik yavrusu gibi kıvranıyordu.Yavaşça çıkıntının kenarına geldi karaltı.Aşağıda çaputlarla sarmalanmış hafif yırtık elbiseleri kana bulanmış silüet sırıtarak fısıldadı rüzgara ''1 milyar'' .Vucudunu hafifce gerdi ve cıkıntıya kollarını sabıtleyım kendını asagıya yavasca bıraktı.Kıvranan kişi az ilerisindeydi.Geceyi bile yırtabilicek keskinlikte kamasını çekti ve kıvranan kişinin omurlarına saplarken bir eli ile silüet in ağzını tıkadı.Acı ile gerilen vucut elinde cırpınıyordu ama bir akrep soğuk kanlılığında ölene dek bırakmadan omur iliğinin olduğu bölgede vida misali ceviriyordu gümüş keskini... Bir süre sonra elindeki beden buz gibi ve hareketsiz bir sutunu andırıyordu.Yavaşça yere bıraktı.Kafının yanından kulağına bir kesik birakti.Bu kesik bir elişi kağıdından parça koparılmışa benziyen şekildeydi.Hafifçe ayağa doğruldu ona doğru gelen birçok karaltı gördü.Ellerini başının üzerine koyup eğildi.Gelen karaltılar artık yüzleri seçilir yakınlıktaydı.Hepsi bir ağızdan bağırıyordu. ''Eğil yere ! Yat !'' Dediklerine uygun şekilde uzandı.Karaltılar yakınlaştıkca sırıtışı artıyordu.Karaltılardan bir tanesi daha da yaklaşarak ''Kimsin sen?'' Soruyu soranın gözüne baktı. ''Vatanım'' dedi.Soruyu soran diğerlerine baktı.Diğerleri aynı şaşkınlıkla soruyu soran a baktı. (Devam Edebilir) Askerler anlamamışcasına sarsarak uzaklaştırıyorlardı yerde yatan bedenin yanından suskun olan ve üstü başı kan içinde olan kişiyi.Hafif ayaz ve kan kokusu mayhoş bir tad bırakırcasına burunlarını sızlatıyordu orda bulunan herkesin.Saatlerce eski bir jip in içinde taşlı ve topraklı yolda gitmeye başladılar yanında uzun namlulu silahları ile askerler ve kanlar içindeki kişi.Suskunluk prefabrik bir binanın önüne geldiğinde bir kumaş yırtarcasına yırtıldı dışarıdaki genç ama kararlı gözlere sahip bir asker tarafından; ''Ellerini ve ayaklarını yavaşça sürüyüp ineceksin!Dikkatli ol!Ardından kürtçe konuştu ve aynı şeyleri söyledi.Kanlar içindeki kişi ona öylece baktı ve yavaşça indi jipten.Askerler şaşkınlık içinde ışığın altında kanlar içindeki silüet e gözlerini ayıramadan bakıyorlardı.Kanlar içindeki silüet aldırmaksızın ışığın altından prefabrik yapıdan içeri doğru girdi.İçeride hafif uykulu halde beyaz önlüklü bir adam ona iğrenirmişcesine baktı ardından binayı yaylandırıcak şekilde bir yutkunuştan sonra seni şöyle alalım uzan bakalım diyerek küçük ve yerden çok az yükseklikteki sedyeyi gösterdi.Silüet önce etrafındaki ecza dolabına göz gezdirdi daha sonra da beyazönlüklü adamı süzdü ve uzandı.Adam elindeki makasla kana bulanmış ve zift gibi kurumuş giysisini hızla kesiyordu.Kesme işlemi bittiğinde silüet kilot haricinde çırılçıplaktı ve vucudunda birsürü kesik vardı.Beyazönlüğünün cebine makası koydu ve odadaki ecza dolabına dogru döndü.Tekrar silüet e yaklaştı ve kesikleri dikmeye başladı.Silüete bakmadan kesiklere odaklanan adam yaptığı şeyin ne kadar acı vericeğini bildiği halde bir tepki alamadığına şaşırmış haldeydi.Dikiş işlemi bittiğinde içeri bir asker girdi ve yanında daha rütbeli bir asker daha vardı.Beyazönlüklü adam odadan uzaklaşırken ''Sanırım uyuşturucu almış hiçbirşey hissetmiyor''Diğer iki asker gülümsedi ve ardından kapıyı örttüler.Rütbeli olan asker ışıktan hafif uzakta ahenkli bir ses ''Sana ne yada nasıl hitap ediceğimizi tam olarak bilmiyoruz o yüzden önce sen anlat bizde ona göre düşünelim..'' Silüet normal bir tonda konuşmaya başladı.''Yılı tam olarak hatırlamıyorum; Diyarbakırda Eylül ün 10 u saat 00:03 Hava hafif hafif sonbaharın kollarından çıkan esintilere tutunmuş esiyordu.Derme çatma evlerin yanı sıra yeni yeni binalarda gözden kaçmayacak şekilde kararlı şekilde gecenin derinliğinde öylece duruyorlardı.Pejo marka bir mavi araba bir apartmanın önünde öylece duruyordu.Arabanın içinde takım elbiseli ve iki tane de pardesülü adam ve birde onlardan daha genç tam dört kişi hummalı bir konuşma yapıyorlardı.Takım elbiseli olan ''Bildiğimiz kadari ile dört kişilik aile.Kökenleri oldukça eski ve bazı zamanlar öğrencileri ile söyleşi dahi yapıyor.Numara altı..''Pardesülü olanlardan ön tarafta oturanı arkaya doğru dönüp gencin gözüne bakarak ''Senin yapıcağın iş onu ordan se Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
babayigit Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Baba kimse cevap yazmıyo çünkü hiçbi mal oturupta okumaz bu bu kadar yazıyı beah...Adam oturmus kitap copy paste etmiş... :D :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Gimli Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Mal dediğin insanlara hitap ediyor sitenin bu bölümü Madem okumaya sabrın yetmiyor bari cevap yazmaya utan[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soulbringer Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 6, 2004 Yazıma kitaptan alıntı diye suçmalamanın mahkemeye kadar yolu vardır ki kaldı ki kültürsüz bir toplum da bu tip yakıştırmalara artık alıştım alışmadığım tek nokta yeni kültürsüz bireyler. Not=Bu yazılar sadece bana aittir lütfen araştırınız ondan sonra yorum yapmanız dileği ile! Saygılarımla SOUL![signature][hline]Adalet neden geç gelir diyenlere sözüm;Tanrı Ve Şeytan aynı bütündür ve terk eylemiştir divani.Bu yüzden melekler için işler daha zorlaşmıştır...Jahenné Maé ''In the name of god!The ones who have turned ınto the lıvıng dead wıthout a wıll eternal Nıght!Shall be ...Hellsıng)* §Bounty Hunter§ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar