kavurma Mesaj tarihi: Eylül 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 7, 2012 Yaşlı bir adam "Ulaşılmaz olmak için attığımız adımlar yakında idam sehpasına çıkışımıza neden olacak." diyerek konuşmasına başlamıştı yaşlı Herbert. Yağmurlu bir sonbahar akşamıydı, 1942 Almanya'sı son derece karışık, insanlar kaosa karışmış ve korku içindeydiler. Her kafadan bir ses çıkmaktaydı, salon sigara dumanı ve insan konuşmalarına boğulmuştu. Birden sesini yükselterek tüm dikkatleri üzerine çekmek istemişti, heyecanlandığı göz bebeklerinin büyümesinden ve sürekli terleyen ensesini babaannesinin onun için özel olarak işlediği ve dedesinden hatıra olarak nitelendirdiği mendiliyle silmesinden anlaşılabiliyordu. Salonda bulunan insanların büyük çoğunluğu ülkenin farklı bölgelerinde bulunan üniversitelerde görevli öğretim üyesi veya profesörlerdi. Hitler'in savaş politikası ülkenin büyük çoğunluğunda umut tomurcukları oluşturmuş ardından gelecek hamleler merakla bekleniyordu. Salonda bulunan saygın ve ileri görüşlü adamlar topluluğu ülkenin geleceğinin parlak olmadığını düşündükleri için bir araya gelmişlerdi. Onlar sadece konuşmuyor, ülkenin krizden sonraki ilerleme politikasının neler olabileceği konusunda fikir oluşturmaya çalışıyorlardı. Herbert onlardan sadece biriydi. Bu yaşlı adam Jade Bight'ın batı yakasında, Almanya'nın Aşağı Saksonya bölgesinde bulunan Wilmhelmshaven şehrinden gelmişti. Kalabalık olmayan nüfusu, çok fazla gelişmemiş şehir merkezi ve yeşil alanlarıyla, yaşanabilecek en güzel şehirlerden birinde ikamet ediyordu. Bulunduğu mahallede kimse onu sevmezdi. Genç yaştan beri yaşadığı bu küçük şehir onu içine hapsediyordu adeta. 'Duvarları olmayan bir hapis'. Eşini kaybedeli beş yıl olmuş ve eşinden ona kalan sadece yaşadığı anılardı. Yani bu adamın sigara kokan nefesinden başka hiçbirşeyi yoktu. Yalnız kaldıktan sonra kendini üniversitede çalışmalar yapmaya adadı. Kısa zamanda ülke çapında üne kavuşan makaleler yazarak konferanslar vermeye başladı. Herbert sakin bir adamdı, kimseyle tartışmaya girmez, etrafını sadece dinlemeyi tercih ederdi. Komşuları eşini ebediyete uğurladıktan sonra yalnız şizofreniyi oynayan bir manyağa dönüştüğünü düşünmeye başladılar. O etrafında dönen dedikodu kasırgasına aldırmadan yaşamına devam etme kararı almıştı bir kere. Bu yüzden pek fazla dikkat çekmeyecek bir yer olan Duisburg'un doğusundaki eski bir konferans salonunda konuşma yapmaya çalışıyordu. "Führer'in izlediği yol haritası bizi kaosun en uç noktasına götürerek ülke refahını zedeleyecek, bizler bunun olmasını elbette istemeyiz. Ancak sahip olduğu iktidar gücü sayesinde istemediğimiz bir sona doğru yol almaktayız." Tam o sırada gözlerini salonda bulunan arkadaşı Erkerd'e çevirdi. Cesur ve gözü pek bu adam adeta inançlarından önce doğmuş bir savaşçıydı. Kimse onun bu noktaya gelebileceğini tahmin etmemişti. Çünkü lisede haylaz bir delikanlı rolündeydi. Okul hayatı boyunca hep arkadaşlarıyla boş vakit geçirmiş, asla sahip olduğu o muhteşem zekayı kullanma yoluna gitmemişti. Tabi ki bu böyle sürmedi, mermi fabrikasında ortaklığı bulunan babası Carleton ortakları tarafından kazıklanıp iflas edince aile yaşantıları olduğu gibi baltalanmıştı. Daha sonra da bütün çocukluğunu geçirdiği ve ölene kadar da orada kalmayı umduğu Bremen şehrinden göç etmek zorunda kaldılar. Herbert ile tanışmaları, haylaz delikanlının tarihe adını kazıyacak bir bilim adamına dönüşmesindeki ilk adımdı. Erkerd'in babası Wilmhelmshaven'in iyi bir fikir olduğunu düşünmüştü, zira oğlu ve eşi için en iyi kararı vermişti. Orada küçük bir ev kiraladılar, şehrin en babacan siması olan Baldemar amca'nın ekmek fabrikasında temizlik görevlisi olarak çalışmaya başladı Carleton. Okulun ilk günleri zorlanan Erkerd arkadaş çevresini genişleterek bu sorunu ortadan kaldırmayı planlıyordu. Uzun yıllar boyu arkadaşlarına hep bir dosta sahip olduğunu ve ondan başka kimseye güveneyemeceği konusunda ısrarcı olacağı Herbert ile tanıştıktan sonra sosyal yaşantısına kitaplar okuyarak ve yakın dostuyla bilimsel tartışmalar yaparak devam etti. "Gidişatın durmasını sağlayacak birkaç teorimiz var." Bu söz adeta elli kalibrelik bir piyade tüfeğinden çıkan ses gibi salonun duvarlarında yankı bulmuştu. Erkerd emin bakışlarla dostunun sözlerini harfiyen dinliyor, arada sırada etrafına göz gezdirerek salonun konuşmaya vakıf olup olmadığını kontrol ediyordu. Bu fikirlerin yayılması ikisi için de çok önemliydi. Düşüncelerini paylaşabilecekleri başka insanlarla konuşma fırsatı bulmuşlardı çünkü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flameoffear Mesaj tarihi: Eylül 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 7, 2012 Araya bir iki paragraf ataydın da okuyaydık. İnşaata beton döker gibi bu ne. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 Yıkıcı eleştrilerin için teşekkür ederim ama benim tarzım bu, hoşuna gitmiyorsa okumayabilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akito Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 asldf4igpşslf abi alınma hemencecik yazı iyi ama gerçekten de paragraf neyim lazım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Koreanboy Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 10, 2012 kavurma kasma kimse anlamaz seni ben kadar;) guzel olmus Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Flameoffear Mesaj tarihi: Eylül 15, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2012 Hoşuma gitmedi okumadım zaten de belirteyim dedim. sdf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laraken Mesaj tarihi: Eylül 16, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2012 aferin sana. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aegnosis Mesaj tarihi: Eylül 19, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 19, 2012 Hoşuma gitti benim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Eylül 28, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 28, 2012 akşam serinin tümünü okuyacağım ona göre yorum yapacağım, güzel bi' hikayeye benziyor : ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Eylül 28, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 28, 2012 nacizane hayal dünyamızda oluşturduk bir "1942 Almanya'sı" gidiyoruz bakalım :)) merakla bekliyorum yorumunu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Casablanca183 Mesaj tarihi: Aralık 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2012 bence kitabın içeriği en iyi şekilde açıklanmış.karakterler en iyi şekilde anlatılmaya çalışılmış. üzerinde durulmuş bir yazı. gene de kitaptan birkaç paragraf atılsaydı daha iyi olurdu. ben bir kitaba başlamadan önce yazarın kalemine bakırım.bazı yazarlar çok ağır bir dille anlatıyor olayı.buda kitabı okuyana işkence oluyor gerçekten.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar