sipeyskeyk Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Bizans oynayasım geldi yine, divine wind de oynamamıştım. Çok başlarda değilim ama yazayım dedim AAR, zevkli olur. Oynarız falan. Here we go. Doğunun incisi, dünyanın merkezi; Constantinople. Konstantin'in şehri. Yıl 1399 Constantinopolis http://s16.postimage.org/fch1fa1x1/2012_07_25_00002.jpg Bu şehir ki yüzlerce yıldır dimdik ayakta kalmış. Dünyanın her yerinden gelenler kiliselerine, ihtişamına hayran kalmış. Cennet zannedermiş bazıları bu şehri, evlerine gidip ailelerine, dostlarına anlatırlarmış saatlerce, öyle bir yermiş Konstantin'in şehri. Doğu'nun güneşi demişler Constantinopolis için, gerçekten de güneş gibi doğmuş bu şehir Anadolu'ya ve ötesine. Şimdi hüzün var şehirde. İmparator utancından karışamaz olmuş halkın arasına. Ailesi , dostları Türkler tarafından katledilen insanların yüzüne bakamazmış çünkü. Hep kendini suçlar olmuş, yatağa düşmüş, bir deri bir kemik kalmış. Türkler şehrin çok yakınında köyleri talan ederken. İmparatorluğun kızları onlara cariye, ekinleri ordularına erzak olurken İmparator şehri seyredermiş yatağından hüzünlü gözlerle. Mora yarımadasından haberler geliyormuş zaman zaman. Yardım çığlıkları, çaresizlik dolu mesajlar. 25 Aralık 1399 Uykuya dalmak üzereydi imparator Manuel Palaiologos o akşam. Bir rüya görmüştü tam da o sırada. Konstantin'in şehri yine parlıyor, Anadolu halkı mutlu, Bizans süvarileri dört nala gidiyor doğuya, yine ayakta Bizans. Aniden uyandı sonra, gülümsedi, gözlerini kapattı ve uyumuaya devam etti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Çok duygusal bir AAR olacak :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 25, 2012 Constantinopolis, 1407. İmparator Manuel o rüyayı göreli 8 yıl olmuştu. Ertesi gün yatağından kalkmış, komutanlarını ve şehrin ileri gelenlerini toplamış ve şöyle haykırmıştı; "Ya dışarı çıkıp savaşırız, ya da korkak araplar gibi Türkler'in surları aşmasını bekleriz!" Bu kıvılcım şehri harekete geçirmişti. Eli silah tutan her genç kılıcına sarıldı, şehrin her evinden bir evlat, bir koca çıktı dualar eşliğinde. Epirus prensliği etkilendi ilk bu kıvılcımdan, Bizans'ın prensliğini ihlak etmesini istedi genç prens. Bu yolda Bizans'ın yanında olmak istiyordu kendisi ve halkı. Pek dikkat çekmedi bu ihlak. Aslında Bizans ile meşgul olacak hali yoktu Türklerin. Yeni bir meşguliyetleri vardı, Timur. Kimdi bu Timur? Orta Asya'nın dehşetiydi, kandı, ihtirastı, korkuydu. Timur'un ordusu acımasızdı. Geçtiği yerlerde önlerine geleni kılıçtan geçirirler taş üstünde taş koymazlardı. Yeni hedefleri yükselen güç Osmanlı İmparatorluğuydu. 1402 yılında perişan etmişti Osmanlı ordusunu Timur. Ankara savaşından sonra Sultan esir alnımış, sirk hayvanları gibi kafesin içinde şehir şehir gezdirilmişti. Osmanlı halkı şaşkındı, korkmuştu. İşte, Bizans için beklenen an gelmişti. Bizans orduları önce Candar'a sonra Karaman'a girdiler. Yeniden Anadolu'ya ayak basmak coşku getirdi Konstantin'in şehrine. Ayinlerde İmparatordan Tanrının eli olarak bahsedilmeye başlandı. İmparator artık toparlanmıştı. Halkın arasında geziyordu, askerlere moral veriyordu. Bizans yeniden yükselirken, Osmanlı için son başlamıştı. Kendilerine ait olmayanı zorla alan Türkler için bedel ödeme vaktiydi artık. http://s7.postimage.org/4uaeiuqu3/1407.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Max Damage Mesaj tarihi: Eylül 15, 2014 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2014 Türk'e kefen biçenin sonu yine korkunç olmuş ve hikaye yarıda kalmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar