Phyx Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 tamam hadi son bi taktikte karar kılın artık. terim'e aktarmaya başlayayım yavaştan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
supremeallah Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 berkin ne ya? fiziksel olarak emre colaktan kotu durumda olabilir adam. altyapidaki adamlarin fiziksel gelisimi saglanmadikca hic bi sey olamazlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Khelben Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Kafası çalıştıktan sonra fiziğini A takımda da geliştirir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Abi her şeyi bir kenara bıraktım son 4-5 sayfadır, Melo-Selçuk için geri gelmiyor demişsiniz. Adamların götünde pancar motoru yok olm, o saha çok büyük 90dk hem hücuma koşmak hem de her saçma sapan kontrada, ıvırda zıvırda defansa koşmak öyle her babayiğidin harcı değil, Elvan Abeylegesse olsa yorulur. Eğer işleri düzeltebilmek istiyorsak zaten oyuncularımızı bu kadar yormamamız gerekiyor, adamların cezasahasında top kaptırıp kontra yediğimiz her an o adamlar tam saha depar atıyor. Aynı şey defanslarımız için de geçerli; defanslar da çakılı oynamıyorlar sonuçta ve Gökhan, Servet vs. ağır adamlar nispeten; her yarı 3-4 kere 50 metre depar attılar mı o adamlar faul de yapar, sakatlanır da, ofsaytı da bozar, topu da takip edemez. Daha dakika 13'te tek pasta 40 metre kaybediyorsak, kaleci defansa güvenemeyip ceza sahasından dışarıya kontrolsüz çıkmak zorunda kalıyorsa oturup hücum hattında neden böyle top kaybediyoruz diye sormak lazım, Melo-Selçuk neden geri dönmüyor diye değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 erman toroğlu: gelelim muslera'nın atıldığı pozisyona. eğer hakem onu, bariz gol şansından ötürü attıysa; yanlış. yok, rakibe tekme attığı için attıysa, o da yanlış. çünkü muslera, santrhaflarının yapamadığını yapıp, topa vurmaya geliyor. topa vurmak için ayağını sallıyor. hareket başlıyor. o arada araya, rakip giriyor ve darbe ona geliyor. bu kontrolsüz bir harekettir, fauldür. ama kırmızı gerektirmez. bu pozisyonlar da hakemlerin futbolu ne kadar bilip, bilmediklerini gösterir. selçuk dereli: muslera'nın rakibine yaptığı hareketi bariz gol şansı olarak değerlendiren gezer çok yanlış bir karar verdi. çünkü muslera'nın müdahalesiyle yerde kalan shelton'un bu pozisyonda sırtı kaleye dönüktü ve henüz topa da tam olarak hakim değildi. yakınında ve hizasında savunma oyuncusunun da bulunduğu shelton'un bana göre net gol atma şansı yoktu. dolayısıyla muslera'ya gösterilen kartın rengi, rakibine yapmış olduğu sert hareketinden dolayı sadece sarı kart olmalıydı. serdar tatlı: kusura bakmasınlar ama ‘mhk’nın prensiplerine ne olduğu’ ciddi merak konusu gerçekten. aynı bünyamin gezer, maçın 14’üncü dakikasında muslera’ya, shelton’ın bariz gol şansını engelledi diye öyle bir kırmızı kart gösterdi ki evlere şenlik. olay ceza alanı dışında, topun yönü taca doğru, iki galatasaraylı oyuncu yakında, hareketin şiddeti yok, sadece faul.kontrolsüz hareketten de ancak sarı kart olacak pozisyonda direkt kırmızı gösterince belli ki aklı geçen yönettiği maçında kalmış. o zaman kim haklı! aklı geçen maçta kalmış hakem mi, yoksa yönettiği önceki maçı başarılı bulmuş mhk mı? ali aydın: 82. dakikada g.saray lehine verdiği penaltı ve kartını kullanmaması doğruydu. gezer, dünkü maçtaki tek yorum hatasını g.saray kalecisi muslera'ya 14. dakikada gösterdiği kırmızı kart ile yaptı. sarı-kırmızılı ekibin kalecisi muslera'nın rakibi shelton'a yaptığı bir müdahale var. bu pozisyonda topun yönü kornere doğru gidiyor. mesafesi kaleden uzak. top, rakibin kontrolünde değil. hemen yanı başında gökhan zan'ın ve arkasında tomas ujfalusi'nin rakibi net bir şekilde karşılama şansı var. yani kesinlikle bariz gol şansını doğuran hiçbir kriter oluşmamıştı. belki diyebilirsiniz ki, bu pozisyonda kırmızı kartı bariz gol şansından değil de, şiddetli hareket ya da ciddi faullü bir oyundan dolayı verdi. burada da kırmızı kart gerektiren bu ihlallerin hiçbirisi doğmadı. çünkü muslera, topa uçarak müdahale ediyor gibi gözükse de, niyeti tamamen topa vurmak ve ayakları direkt topa doğru yönlenmiş durumdaydı. ancak gövde direkt rakibin üstüne düştü. yani bu pozisyona nereden bakarsanız bakın, hangi pencereden yorumlarsanız yorumlayın her şekilde karşılığı sarı kart ve direkt serbest vuruştu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 yanlız o pozisyona sadece faul verseydi burası 14 sayfa değil 54 sayfa olurdu. fenerliler damlardı hemen Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Öyle veya böyle kırmızı kart verildi doğru yada yanlış olduğu konusunda söylenen sözler o kartın rengini değiştirmez yada ekstra bir ceza eklemez. O yüzden boş laf yapmaya gerek yok bence. Terimin basın toplantısında söylediği şu söz çok anlamlı ve galatasarayda birşeylerin artık değişmeye başladığının göstergesi. "Burası galatasaray, burada bulunan her futbolcu formasının değerini bilmek zorunda. Büyük takımda oynuyorsunuz bu büyük bir nimet. Bu yalnız ufuk için geçerli değil bütün futbolcular için geçerlidir." Tarzında konuştu ve yan gelip yatan, yedek kalmaya sızlanan futbolculara çok açık ve net bir mesaj oldu. Herkes çalışacak didinecek uğraşacak ve o formayı kapacak. Bu da başarıyı getirecek. En azından temennimiz bu yönde. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2011 onlar her zaman damlar bakma dişi fenerliler çok malzeme verdi ondan pek cesaret edemiyorlar yazmaya şu ara Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar