Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İran: Karayılanı yakaladık


TD)Pentagram

Öne çıkan mesajlar

@paparnoz, ben Perinçek'i de, CGB'ini de destekledim. Ama ben bunların hepsinin üzerinde olan bir kişiye inanıyorum ve o kişinin ideolojisi için canım ölene kadar feda. Kemalist'im ben. Ülkenin içinde bulunduğu koşullardan dolayı destekledim hem Perinçek'i ve hem de CGB'yi. Ama bundan sonra ne yazık ki destekleyebileceğimden emin değilim. Sanırım bağrıuma taş basarak CHP'nin başarısı için ve tabii CHP'nin Kemalist özüne dönmesi için mücadele yapacak olan kişiler arasında yer alacağım.

Sana yazdıklarımla ilgili açık açık söyleyeyim, hiçbir şeyi yanlış anlamıyorum ya da ukalalık falan da yapmıyorum, için rahat olsun, olanı söylüyorum. Asker düşmanlığının bu ülkeye ve tabii içinde yaşayan insanlara ve o insanlara bir şeyler anlatmak iddiasında olan hiçbir ideolojiye en ufak faydası olmadığından adım kadar emin olduğum için rahat rahat yazdım o yazdıklarımı. Daha da yazarım. Ama mevzu gerçekten de açılmış ve saçılmış. Biraz genele dalayım.

Ya işte bu tartışmanın da yine TURNUSOL özelliği göstermesi güzel. Aslında şu an Türkiye'de olan da bu. Eskiden götün götün yürüyen tipler, yere bakarak yürüyen badem bıyıklılar, okulun en ücra köşesinde toplanıp birbirlerini ve tabii gariban gençleri fetonun nurlu risaleleri ile aydınlatanlar şimdi yukarılarda. Türkiye'de hiç olmadığı kadar saflar net. Beni üzen bu saflar da pekakalı-her türden şakirt-sosyalistim komünistim diyen önemli bir grup hep bir tarafa...karşılarında da işte bu grubun küfür olarak kullandıklarından artık emin olduğum ulusalcı-milliyetçi-Atatürkçü insanlar bir tarafa. Zaten beni üzen ve benim sorguladığım da işte o sosyalist-komünist olma iddiasındaki insanların nasıl aynı odada dahi yaşayamayacakları insanlarla aynı fikirleri savunur duruma geldikleridir? BDP hesapta sol parti ya. Çıkardığı adaylar ve seçilen milletvekillerine tek tek bakın. Bu nasıl bir fotoğraftır yahu? Yahu kardeşim sen sosyalistsen Faşist bir partiden nasıl milletvekili oluyorsun? Ya da kardeşim sen şeriat devleti savunuyorsan nasıl güya sosyal demokrat olan faşist bir partiden milletvekili olabiliyorsun?

Arkadaş yazmış ya...İşte 1980-2000 dönemi en karanlık dönemdi diye...Yok kardeşim, yanılıyorsun...Bu ülkenin en karanlık dönemi tarihe 2002'den bu ülkenin kurtulduğu tarihe kadar olan dönem olarak geçecek (o dönemi ölmezsek göreceğimize inanıyorum). Bir grup ideolojinin yandaşlarının altlarındaki arabaya, oturdukları evlere, giydikleri kıyafetlere kadar nasıl gözlerimizin önünde değişim gösterdiğini kör değilsek görüyoruz çok şükür. Kör olanlarımıza herhalde yanlarında birileri vardır gördüklerini anlatan. Kelime-i Şahadet'ten Muhammed peygamberi çıkartan bir cemaat ülkeyi aldı dolu dizgin götürüyor bir yerlere. Bu işi yaparken sınırsız para gücü ile eski sosyalistleri de satın aldı, ülkücüleri de, hatta eski Atatürkçüleri'de ya da bizim Atatürkçü bildiklerimizi de. Ne isterlerse onu yazdırıyorlar, ne istiyorlarsa onu izlettiriyorlar...Aleyhini söyleyeni zaten tıkıyorlar içeriye, ondan sonra da bizim milleti kıvama istedikleri gibi getiriyorlar. Bu günler en karanlık günler, Türkiye hiç bu kadar ağır faşizm yaşamadı, 12 Eylül'de dahi yaşamadı, o dönemde dahi insanlar kendi görüşlerini hiç olmazsa mahkemelerde ifade edebiliyorlardı ve bu belirli yayın organlarından halka duyurulurdu. Ezberletilmiş 30-40 tane soros-feto fonlarıyla beslenen gazeteciye Özgürlük ve Demokrasi lafları ve tabii ki Kemalizm kötüdür, asker kötüdür demagojisi...Sabahlara kadar kendileri çalıp kendileri oynuyorlar...

Ve bu ortamda (ben yine başa geliyorum)benim memleketimin güya sosyalisti, güya solcusu hala TSK ile uğraşıyor...Oysa ki mücadele etmesi gereken havada ağır mı ağır hissedilen ve her geçen gün daha da ağır hissedilen FAŞİZM varken.

Bu nedenledir ki bu halk sol deyince uzaylı görmüş gibi davranıyor, halkından bu kadar kopuk solcular olunca memlekette tabii ki kurunun yanında yaşta yanar hesabı olan 3-5 vatansevere de oluyor. Halk toptan hepsinin üzerini çiziyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çetintaş yine tespitlerin yanlış,tek doğru nokta ise yeni bir dönemin başladığı.Bu noktanın geçmiş dönemlerden tek farkı neoliberalizm'in artık tastamam göbeğindeyiz.Yani eskiden de oligarşi ile yönetiliyorduk şimdi de oligarşi ile yönetiliyoruz.

Sadece siz figürsel anlamlara takılmışsınız.Kemalist ideoloji çoktan Türkiye'de rafa kaldırıldı,hangi Atatürk ilkesi politika olarak uygulanıyordu zaten,Devletçilik mi kaldı Halkçılık mı ?
E laiklik zaten yoktu Diyanet işleri denilen bir bakanlık var.
Kimliklerde dahi din hanesi var.İbadethaneler Diyanet İşlerine bağlı.Cumhuriyetçilik desen egemenlik halkta değil oligarklarda.
Atatürk Milliyetçiliğinden bir hayli uzaktayız.Devrimcilik desen zaten yok.

Görüldüğü üzere Atatürk ilkelerinden kilometrelerce uzaktayız.10 yıl öncede uzaktaydık 20 yıl önce de.Önceden kışla da yaşıyorduk şimdi Cami'de yaşıyoruz.Peki nedir bu Laikçiler vs Cemaatçiler kavgası.Oligarkların isimleri değişiyor olayda bundan ibaret.1961 anayasası ve sonraki süreçte bu ülke de demokrasiye yaklaşıldı sonrası zaten hep karanlık.(12 eylül ile beraber iyice göçük)
Zaten olmayan bir durum nasıl oluyorda yok oluyor,onu anlamıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

Çetintaş yine tespitlerin yanlış,tek doğru nokta ise yeni bir dönemin başladığı.Bu noktanın geçmiş dönemlerden tek farkı neoliberalizm'in artık tastamam göbeğindeyiz.Yani eskiden de oligarşi ile yönetiliyorduk şimdi de oligarşi ile yönetiliyoruz.

Sadece siz figürsel anlamlara takılmışsınız.Kemalist ideoloji çoktan Türkiye'de rafa kaldırıldı,hangi Atatürk ilkesi politika olarak uygulanıyordu zaten,Devletçilik mi kaldı Halkçılık mı ?
E laiklik zaten yoktu Diyanet işleri denilen bir bakanlık var.
Kimliklerde dahi din hanesi var.İbadethaneler Diyanet İşlerine bağlı.Cumhuriyetçilik desen egemenlik halkta değil oligarklarda.
Atatürk Milliyetçiliğinden bir hayli uzaktayız.Devrimcilik desen zaten yok.

Görüldüğü üzere Atatürk ilkelerinden kilometrelerce uzaktayız.10 yıl öncede uzaktaydık 20 yıl önce de.Önceden kışla da yaşıyorduk şimdi Cami'de yaşıyoruz.Peki nedir bu Laikçiler vs Cemaatçiler kavgası.Oligarkların isimleri değişiyor olayda bundan ibaret.1961 anayasası ve sonraki süreçte bu ülke de demokrasiye yaklaşıldı sonrası zaten hep karanlık.(12 eylül ile beraber iyice göçük)
Zaten olmayan bir durum nasıl oluyorda yok oluyor,onu anlamıyorum.


Tespitlerim sana göre yanlış paparnoz kardeş. Bana göre evrenin her yerinde doğru. Öncelikle top dolaştırma benimle tartışırken. Sen neden pekakalılarla ve şakirt kafalarla aynı taraftasın mevzu Atatürk, TSK, Kemalizm olunca? Bunun cevabını bana bir veriver, eğer istersen tabi,zorlama yok. Ama yeter ki bana laf dolaştırma oyunu yapma.

Diyanet işleri denen başkanlık olmasaydı bu zamana kadar zaten said-i nursi'nin risaleleri çoktan ders kitaplarına girmişti. Halen daha biraz olsun frenleniyorsa bu nedenledir, sen de tıpkı dinciler gibi laikliğin anlamını anlamayıp kafanda anlamlar eklemişsin. Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır, doğru ama devlete dinin karışmasına izin vermeyecek olan Devlettir, tabii ki bunun kurumlarını oluşturması gereken de devlettir. Yoksa Kemalist sistemin kurduğu tüm kurum ve kuruluşlar işlevsizleştirilirse, görevlerini yapamaz hale getirilirse ne olur? Aha 2011 Türkiyesi olur.

Olmayan bir şey ne demek? Sen o olmayan şeyin olmasına çalışan insanların yaptığı mücadeleye saygını göster, tarafını doğru belirle. Ben ne asker yalakalığı yapıyorum, ne de asker gelsin bizi kurtarsın diyorum. Ama her türlü baskıya, tepedeki komuta kademesinin son yıllarda aşırı derecede Amerikanlaştırılmasına, bariz şekilde cemaatin içeriye sızmasına rağmen bu ülkede ayakta kalmayı başaran yegane Atatürk ideolojisi öğretilen kurum TSK'dir. Bu kurumdaki gencecik, pırıl pırıl, yüreği Atatürk ve millet sevgisi ile dolu kardeşlerimize sahip çıkmak bu ülkenin her onurlu insanının görevidir. Bu insanlara komünist ve sosyalist vatandaşlar da dahildir.

Tarafı seçmek önemlidir paparnoz kardeş.
Aydınlık ve karanlık asla bir arada olmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

atatürkün fikirleri ne kadar doğru olsa da müsait değil, hatta ileri gidip atatürk başlangıçta kurtuluş savaşındaki başarısının ekmeğini yedi, sonra halk yavaş yavaş yine kendi kafa yapısına dönmeye başladı derim

halkın din ihtiyacı var
otorite ihtiyacı var. hayvansal içgüdüler ruhsal ihtiyaçlar bunlar. halka yetersizliğinden gelen kavramlar, psikolojik bişey
kurtuluş savaşındaki birlik beraberlik duygusu sadece ismet inönünün son zamanlarına kadar devam edebilirdi zaten

araya hemen başka şeyler girmeye başladı ama tarihten ne ders alan var, ne araştıran var ne soran. aslında o kadar cahil ki insan topluluğu, hangi ülke olursa olsun herşey unutulup tekrar yaşanıyo. şöyle herkesi ayaklandırıp ilk ve son en büyük isyanı çıkartıp tam gaz anarşiden girip yepyeni bi düzen getirmek lazım. en az atatürkçülük kadar etkili ve muhalefet imkanı olmayan, sağı solu birleştiren bişey
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cetintas said:

paparnoz said:

Çetintaş yine tespitlerin yanlış,tek doğru nokta ise yeni bir dönemin başladığı.Bu noktanın geçmiş dönemlerden tek farkı neoliberalizm'in artık tastamam göbeğindeyiz.Yani eskiden de oligarşi ile yönetiliyorduk şimdi de oligarşi ile yönetiliyoruz.

Sadece siz figürsel anlamlara takılmışsınız.Kemalist ideoloji çoktan Türkiye'de rafa kaldırıldı,hangi Atatürk ilkesi politika olarak uygulanıyordu zaten,Devletçilik mi kaldı Halkçılık mı ?
E laiklik zaten yoktu Diyanet işleri denilen bir bakanlık var.
Kimliklerde dahi din hanesi var.İbadethaneler Diyanet İşlerine bağlı.Cumhuriyetçilik desen egemenlik halkta değil oligarklarda.
Atatürk Milliyetçiliğinden bir hayli uzaktayız.Devrimcilik desen zaten yok.

Görüldüğü üzere Atatürk ilkelerinden kilometrelerce uzaktayız.10 yıl öncede uzaktaydık 20 yıl önce de.Önceden kışla da yaşıyorduk şimdi Cami'de yaşıyoruz.Peki nedir bu Laikçiler vs Cemaatçiler kavgası.Oligarkların isimleri değişiyor olayda bundan ibaret.1961 anayasası ve sonraki süreçte bu ülke de demokrasiye yaklaşıldı sonrası zaten hep karanlık.(12 eylül ile beraber iyice göçük)
Zaten olmayan bir durum nasıl oluyorda yok oluyor,onu anlamıyorum.


Tespitlerim sana göre yanlış paparnoz kardeş. Bana göre evrenin her yerinde doğru. Öncelikle top dolaştırma benimle tartışırken. Sen neden pekakalılarla ve şakirt kafalarla aynı taraftasın mevzu Atatürk, TSK, Kemalizm olunca? Bunun cevabını bana bir veriver, eğer istersen tabi,zorlama yok. Ama yeter ki bana laf dolaştırma oyunu yapma.

Diyanet işleri denen başkanlık olmasaydı bu zamana kadar zaten said-i nursi'nin risaleleri çoktan ders kitaplarına girmişti. Halen daha biraz olsun frenleniyorsa bu nedenledir, sen de tıpkı dinciler gibi laikliğin anlamını anlamayıp kafanda anlamlar eklemişsin. Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır, doğru ama devlete dinin karışmasına izin vermeyecek olan Devlettir, tabii ki bunun kurumlarını oluşturması gereken de devlettir. Yoksa Kemalist sistemin kurduğu tüm kurum ve kuruluşlar işlevsizleştirilirse, görevlerini yapamaz hale getirilirse ne olur? Aha 2011 Türkiyesi olur.

Olmayan bir şey ne demek? Sen o olmayan şeyin olmasına çalışan insanların yaptığı mücadeleye saygını göster, tarafını doğru belirle. Ben ne asker yalakalığı yapıyorum, ne de asker gelsin bizi kurtarsın diyorum. Ama her türlü baskıya, tepedeki komuta kademesinin son yıllarda aşırı derecede Amerikanlaştırılmasına, bariz şekilde cemaatin içeriye sızmasına rağmen bu ülkede ayakta kalmayı başaran yegane Atatürk ideolojisi öğretilen kurum TSK'dir. Bu kurumdaki gencecik, pırıl pırıl, yüreği Atatürk ve millet sevgisi ile dolu kardeşlerimize sahip çıkmak bu ülkenin her onurlu insanının görevidir. Bu insanlara komünist ve sosyalist vatandaşlar da dahildir.

Tarafı seçmek önemlidir paparnoz kardeş.
Aydınlık ve karanlık asla bir arada olmaz.



Her şeye siyah - beyaz bakıyorsun.Eğer senin düşüncelerine karşıysak Pkklı ve Şakirt mi oluyoruz ? Burada defalarca akp'yi pkk'yı eleştirdik hala eleştiriyoruz.
Oligarkların yarattığı suni tarafları neden seçeyim.
Fransa'da laiklik nasıl var peki ? Orda da mı diyanet var ?

Onu geçtim bu diyanet var madem said nursileri önlemeye çalışıyordu peki niye diyanet başkanları hep müslüman ve özellikle sünniydi ?

Onun dışında sayın Çetintaş paşalara olan derin sevginizi anlamlandıramıyorum.Yani paşa yaveri de değilsiniz,nedir bu paşa sevgisi ? Bir açar mısınız ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yok, o kadar kolay değil bu soruya soruyla cevap vermek paparnoz kardeş.
Benim sorum açık. Mevzu TSK olduğunda, Atatürk olduğunda, Kemalizm olduğunda neden ağız birliği var ortada? Bu sorunun cevabını ben yıllardır bu konular ile ilgili tartıştığım kendisine solcuyum diyen hiçbir kişiden almadım.

Yoksa paşa sevmek falan olayı basite indirgemek. Ben ülkesini sevdiğinden şüphe duymadığım Eşref Bitlis gibi, Hüseyin Kıvrıkoğlu gibi, Necip Torumtay gibi paşaları severim. Tabii ki isimlerini burada yazmama bile gerek olmayan paşaları severim. Ama bir o kadar da Kenan Evren gibi, Hilmi Özkök gibi, Büyükanıt gibi paşaları sevmem. Son derece netim yani, kapalı, gizli, top çevirmeli bir tarafım yok.

Gelelim Fransa'daki laiklik ile Türkiye'deki laiklik mevzusuna...
Eh, be değerli kardeşim, bu Fransızlar değil midir ki 200 yıla yakın birbirlerini sen protestansın, ben Katoliğim diye kese kese halden kalan-ki benzer şekilde Avrupa'da İngilizler, İspanyollar'Da aynı süreçleri yaşadılar-? Bu Fransızlar değil mi ki bizlerin adına AYDINLANMA DEVRİMİ dediğimiz insanlığın geriye gidişine dur diyen devrime öncülük edenler? Adamlar bu din mevzusunu kendi aralarında zaten yüzlerce yıl savaşarak, milyonlarca kişinin kanlarını dökerek savaşa savaşa halkletmişler. Ama Türkiye'de, adı Mustafa olan bir Türk gelmiş din konusunda yaygın düşünceleri, tutuculukları, gelenekleri, görenekleri elinin tersi ile itmiş, Avrupalıların yüzlerce yıl üzerinde savaştıkları mevzuyu en kansız şekli ile halletmiş. DEVRİM diyorlar buna dünyanın her yerinde, sosyalistim ve komünistim diyen pek çok vatandaşımızın inatla kabul etmemesine, küçümsemesine rağmen (ilginçtir, bu konuda da pekakalı ve şakirtlerle ağız birliği var). Atatürk Devrimidir işte o Fransa'da laikliğin korunması için bir diyanet işleri başkanlığına gerek kalmamasına neden olan ve Türkiye'de böyle bir başkanlığa ihtiyaç duyulmasına neden olan...Tabii kocaman bir Fransa'nın mezhep savaşları tarihi var 200 yıla yakın süren. Hep Sünni olmaları devletin Sünni İslamı'ndaki şeriatçı kalkışmadan çekinmesi nedeniyledir, başka bir izahı yoktur. Ama zaman içerisinde Sünni İslam'ının Alevi İslam'ı üzerinde iyice baskın çıkmasına en gel olabilir miydi ya da bizzqat kendisi buna çanak mı tuttu, ayruı tartışma konusu. Benim kendi düşüncem zaten Aleviliğin İslam içerisinde tutulmaya çalışılması başlı başına en büyük yanlış ama dediğim gibi ayrı bir tartışma konusu bu.

Bak bana sorduğun soruların cevaplarını gayet net alıyorsun (doğru,yanlış tartışılabilir ama benim doğrularım bunlar, benim doğrularımın da genel kabul görecek doğrular olduğuna inanırım her zaman)...

Artık yatıyorum, iyi geceler, yazarsan gün içinde devam ederiz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

Ayrıca, bizim gençlik apolitik olmaktan çok uzak. Sokakta yürürken çevir 5 tane adamı, konuş. Doğru ya da yanlış bir görüşleri vardır mutlaka.


off asıl bombayı burada buldum ya. bu öyle bir kafadır ki tarif edilemez cidden. doğru, yanlış bir görüşü olup, onun dısında suya sabuna dokunmadan yasayan genclik apolitik olmuyor mu. mükemmel, tek kelimeyle üstün crt kafası ödülünü sana takdim ediyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ağız birliği yok sol düşünce deki insanlar yıllardır söylüyorlardı zaten söylediklerimi.Muhafazakarlar sadece küfrediyorlardı(çünkü metodolojik yaklaşım tabana hitap etmiyordu),muhafazakar kesim politikleşince de bu düşmanlığı örtbas etmek ve bu karşıtlığı legalize etmek için sol sözlerle sağ vurmaya başladılar.Olay da bundan ibaret.Sende sanıyorsun ki ağız birliği.

Onun dışında Fransa'da katolik mezhebi tek inanıştı 1598'le beraber protestanlık'ta resmen kabul edildi.Halbu ki Anadolu'da zaten bir çok din bir çok farklı mezhep vardı.Yani öyle 1600lere gitmek biraz saçma olmuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Polyushka said:

Suark said:

Ayrıca, bizim gençlik apolitik olmaktan çok uzak. Sokakta yürürken çevir 5 tane adamı, konuş. Doğru ya da yanlış bir görüşleri vardır mutlaka.


off asıl bombayı burada buldum ya. bu öyle bir kafadır ki tarif edilemez cidden. doğru, yanlış bir görüşü olup, onun dısında suya sabuna dokunmadan yasayan genclik apolitik olmuyor mu. mükemmel, tek kelimeyle üstün crt kafası ödülünü sana takdim ediyorum


suya sabuna dokunmayan kısmını sen sonradan ekledın ama? ben öyle birşey dedim mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

demian said:

Suark said:
Asker bizim içimizden birileri olursa, 2 kuruşa satamazsın adamı.


HAHAHAHSDA
türkiye'nin nato'ya nasıl girdigini unuttun herhalde?

//2 kuruşa degildi gerçi haklısın, 50 cent falandı

türkiye natoya rusya yüzünden girdi. 2 kuruşa değil.


bak ne sebeple dememişim, nasıl? demişim degil mi suark?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

Ağız birliği yok sol düşünce deki insanlar yıllardır söylüyorlardı zaten söylediklerimi.Muhafazakarlar sadece küfrediyorlardı(çünkü metodolojik yaklaşım tabana hitap etmiyordu),muhafazakar kesim politikleşince de bu düşmanlığı örtbas etmek ve bu karşıtlığı legalize etmek için sol sözlerle sağ vurmaya başladılar.Olay da bundan ibaret.Sende sanıyorsun ki ağız birliği.

Onun dışında Fransa'da katolik mezhebi tek inanıştı 1598'le beraber protestanlık'ta resmen kabul edildi.Halbu ki Anadolu'da zaten bir çok din bir çok farklı mezhep vardı.Yani öyle 1600lere gitmek biraz saçma olmuş.


Yok,neden saçma olsun? 1598'e gelene kadar adamlar yüzlerce yıl savaştılar. Bunu nasıl görmezden gelirsin? Üstelik 1598'de adamlar işi bitirmediler ki?! Bizzat Fransa, İspanya, Danimarka, İsveç, Hollanda, İngiltere ve Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu ve diğer Alman prenslikler, Portekiz, Avusturya, İrlanda 30 yıl Protestanlık-Katoliklik nedeni ile birbirleriyle savaştılar. Tarih 1618-1648. Bu tarihten sonra da Avrupa'da bu mezhep çatışmaları devam etti. Yani adamların KAFADA LAİKLİĞE ULAŞMALARI yüzlerce yıl kendi içlerinde ve birbirleri arasında din savaşları yapmaları ile, yani milyonlarca kişinin kanlarının dökülmesiyle gerçekleşti.
Anadolu'da çok dinli ve mezhepli yapının olması önce yapılan onca Alevi kıyımını engelledi mi güzel kardeşim? Onu geçtim, mevzu sadece mezhep mevzusu da değil. 600 seneye yakın bu memlekette şeriat hüküm sürdü. Hep anlatılır da laf olsun diye anlatılmaz, ders alınsın diye anlatılır. Fesin Osmanlı'ya nasıl geldiğinin ve Atatürk Devrimi'yle nasıl gittiğinin hikayesinden ders çıkartmak lazım. Böyle yobaz,cahil ve ilkel bir topluma Atatürk Devrimi haricinde sen nasıl kabul ettirebilirdin bütün o devrimleri? Diyanet İşleri Başkanlığı 1924'te bizzat Atatürk'ün emri ile kurulmuş Temel görevi de din konusunda insanları bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve ibadet yerlerini yönetmek. Batının 200-300 sene gerisinde olan bir devlet (toplum demiyorum bak, ikisi çok farklı) 1 günde onunla aynı seviyeye ancak böyle bir devrimle getirilebilirdi. İbadet yerlerinin devlet tarafından kontrolüne sence Atatürk neden ihtiyaç duydu? Bak işte, cemaatlerin artık kendi camileri var. Görüntüde devlet atıyor imamını ama bilen biliyor, artık cemaatler kendi ibadethanelerine sahipler bu memlekette. Bunun zararlı mı, yararlı mı olduğunu tartışmazsın herhalde benimle?

Şakirtlerin ya da pekakalıların sol söylemleri kullanması ile açıklamışsın benim ağız birliğinin gerekçesi nedir şeklindeki sorumu. Beni tatmin etmiyor çünkü Atatürk'e, Kurtuluş Savaşı'na, Atatürk Devrimleri'ne bakış ortak ve bence bu en önemli neden, ağız birliğinin sebebini sorgulamak için. Yoksa paşaları beğenmemek, her şeyin nedeni olarak TSK'yi görmek falan değil benim sorguladığım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

demian said:


Suark said:

demian said:

Suark said:
Asker bizim içimizden birileri olursa, 2 kuruşa satamazsın adamı.


HAHAHAHSDA
türkiye'nin nato'ya nasıl girdigini unuttun herhalde?

//2 kuruşa degildi gerçi haklısın, 50 cent falandı

türkiye natoya rusya yüzünden girdi. 2 kuruşa değil.


bak ne sebeple dememişim, nasıl? demişim degil mi suark?



nasılın orada ki anlamı gerekçe ama. Eğer değilse, konuyla cidden alakasız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cetintas said:

@demian...
Pratikte şu yazdığın yazıların pekakalı-şeriatçı-fetocu-şakirt kafalı adamların kendi forumlarında yazdıklarından zerre kadar farklı olmaması acaba seni düşündürüyor mu? Ya da düşündürmüyorsa neden düşündürmüyor? Hani hesapta dünyaya bakışlarınızın 180 derece zıt olması gerekir ama mevzu Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunda neden ağız birliği ediyor senin gibi arkadaşlar bu ilkel zihniyette adamlarla?


Sonra ne demişsin ?

cetintas said:

Şakirtlerin ya da pekakalıların sol söylemleri kullanması ile açıklamışsın benim ağız birliğinin gerekçesi nedir şeklindeki sorumu. Beni tatmin etmiyor çünkü Atatürk'e, Kurtuluş Savaşı'na, Atatürk Devrimleri'ne bakış ortak ve bence bu en önemli neden, ağız birliğinin sebebini sorgulamak için. Yoksa paşaları beğenmemek, her şeyin nedeni olarak TSK'yi görmek falan değil benim sorguladığım


Yani ilk önce bir karar verin ? Bir onu istiyorum diyorsunuz bir bunu istiyorum diyorsunuz.Sol'un genelde kemalizm'e bakış açısı orta yol veya sağın solu şeklindedir yani.Pkk'da Akp'de sol söylemleri siyasi amaçları doğrultusunda kullanıyorlar,olay da bundan ibaret,hala ağız birliği diyorsunuz.İlk önce dikkatli incelemeniz gerekiyor.

Onun dışında protestanlıkla beraber din etkisi değil katolik mezhebinin dolayısıyla kilisenin gücü azaldı yani merkezi bir otorite zayıfladı.Yani kafa da laiklik oluşmadı.Merkezi otorite zayıflayınca burjuvazi daha rahat hareket edebilme imkanı buldu.Burjuvazi ile beraber Fransız İhtilalinden sonra da bu laiklik dediğimiz kavram ortaya çıktı.Yani halk savaşa savaşa öğrenmedi burjuvazi tarafından yazarlarla ve gazetelerle beraber bu düşünce yapısı halka aşılandı.

Yani bir diyanet bakanlığı ile bu durumu düzeltmek mümkün değil hatta çok saçma.Demokrasinin içine teokrasi enjekte etmek gibi bir şey.Ne oldu sonuç ne ? 2011 orta da işte
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Alıntıladığın mesajda yazdıklarımın birbirinden farklı şeyler olduğunu düşünmüyorum. Belki ilk mesajımda söylemek istediklerimi iyi ifade edememiş olabilirim ama neticede aslında baştan beri kastettiğim şeyin açık olduğunu düşünüyorum. İkimiz de aynı şeyleri tekrar etmeye başladık, tartışma tıkandı. Ağız birliği var ama bu sosyalistler mi önce dedi sonra öbürleri onları takip etti veya başka bir şey mi, bilemem. Netice ortada. Atatürk'le mücadelenin dayanılmaz hafifliği sözkonusu. Bu konuda bence dürüst olmak lazım. Mevzu sol söylemleri pekakanın ya da şakirt dediğimiz zihniyetin kullanması ile basitleştirilemez. Atatürk ve yaptıklarını nasıl o zihniyet hafife alıyor, aşağılıyor; aynı tavır sosyalist-komünist taraftan da geliyor. Bu absürdlüktür.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cetintas said:

Alıntıladığın mesajda yazdıklarımın birbirinden farklı şeyler olduğunu düşünmüyorum. Belki ilk mesajımda söylemek istediklerimi iyi ifade edememiş olabilirim ama neticede aslında baştan beri kastettiğim şeyin açık olduğunu düşünüyorum. İkimiz de aynı şeyleri tekrar etmeye başladık, tartışma tıkandı. Ağız birliği var ama bu sosyalistler mi önce dedi sonra öbürleri onları takip etti veya başka bir şey mi, bilemem. Netice ortada. Atatürk'le mücadelenin dayanılmaz hafifliği sözkonusu. Bu konuda bence dürüst olmak lazım. Mevzu sol söylemleri pekakanın ya da şakirt dediğimiz zihniyetin kullanması ile basitleştirilemez. Atatürk ve yaptıklarını nasıl o zihniyet hafife alıyor, aşağılıyor; aynı tavır sosyalist-komünist taraftan da geliyor. Bu absürdlüktür.


Bilemezsin değil,solun bakış açısı belli yani geleneksel solun çizgisi belli,liberallerin bakış açısı belli her şey gayet açık ve net bilemeyecek bir durum yok.

Atatürk ile mücadele diye bir şey söz konusu değil burada iki oligarşi grubu var.Birileri kendine Kemalist diyor (ne kadar doğrudur bilinmez) diğerleri ise demokrat diyor.(ne kadar doğrudur bilinmez)

İlk önce Şakirtler niye Atatürk'ü ve yaptıklarını aşağılıyor onu bilmek lazım.Yani tutup da Atatürk'ün şahsına sövmüyorlar aslında amaçları tarafları kaydırmaya çalışmak ama amatör oldukları ve genelde troll oldukları için gerizekalı gibi görünüyorlar.Mesela Ekşisözlükte de Haftanın en kötülenen entrylerinde bunu rahatlıkla gözlemleyebilir,amatörleri farkedebilirsiniz ama yavaş yavaş da değişime alıştırıyorlar.
Bu faaliyet okullarda şakirt hocalar tarafından da yapılıyor.

Kısacası Türkiye bir değişim aşamasında ama siz tutup da paşa yaveri gibi davranıp durumu eleştirirseniz bu değişimi engelleyemezsiniz hatta üstüne tuz biber ekersiniz.Bu bir nevi darbe şakşakcılığı yapmaya benzer.

Onun dışında sayın çetintaş size soru sormak istiyorum;Bugün bir darbe olursa bakış açınız ne olurdu ? Darbeyi desteklermiydiniz ? Açık olarak cevap verirseniz sevinirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şu forumda iddia ediyorum, benim kadar sorulan soruya net-açık yanıt veren ikinci bir kişi yoktur. Gereğinden fazla açığım. Ama aynı tavrı tartıştığım kişilerden çoğu zaman bulamıyorum. Ben paşa yaveri gibi davranmıyorum, açık açık daha önceki mesajlarımda da yazdım bunu. Ama sen ve senin gibi arkadaşlar bodoslamadan "madem ki paşadır, öyleyse suçludur, öyleyse kötüdür" düz mantığı ile hareket ediyorsunuz. Bu ülkenin varlığını, bütünlüğünü savunan adam ve hele (tabii ki) kendi görüşümden veya kendi görüşüme yakın bir insan ise ister Beyaz hoca olsun, ister paşa, ister falanca gazeteci, ister filanca yazar...Benim için hepsi birdir. Paşa yaveri gibi davranmak şeklinde ki yakıştırman en azından bana uymaz, böyle bir şey yok çünkü. Burada kendime yakın hissettiğim insanlar var, hissetmediğim insanlar var. Mevzu bundan ibaret. Demokrat olma iddiasında ki sosyalist kişilerden beklediğim meşhur cumartesi annelerine nasıl sahip çıkıyorlarsa, silivri'de tutuklu bulunan yazarlara, gazetecilere, siyasetçilere, muvazzaf ve emekli subay ve astsubaylara da sahip çıkmalarıdır. Yoksa adamına göre muhabbet kalıbı aynen şimdi hissettiğim şekli ile onların da üzerlerine oturmuş durumdadır. Örnek: Boyalı basın mevzu Nedim Şener ve Ahmet Şık'tan ibaretmiş gibi nasıl yaygara koparıyor? Kardeşim,içeride 4 senedir tutuklu olan Ergun Poyraz var, Deniz Yıldırım var, Mustafa Balbay var ve daha kaç tane Aydınlık yazarı var. Onlar insan değil mi? Onlar için demokrasi istemek bir çeşit günah mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

E zaten yazarların hapse atılması eleştirildi,daha basılmadan bir kitabın toplatılmasını zaten kimse tasvip etmedi.
Onun dışında bir general'in görevindeyken siyaset yapmasını uygun bulmuyorum.O yüzden de çoğu general hali ile sevilmiyor.

Emekli olursun siyasete atılırsın budur yani her ne kadar Osman Pamukoğlu'nu desteklemesem de en azından mantıklı olanı yapıp parti kurdu(her ne kadar kapatsa da).İsteyen istifa dilekçesini verip parti kurabilir.

cetintas said:

Şu forumda iddia ediyorum, benim kadar sorulan soruya net-açık yanıt veren ikinci bir kişi yoktur.


Şu söylediğinize kesinlikle katılmıyorum,ayrıca sorduğum soruya da cevap vermediniz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

konudan alakasız olarak

paparnoz said:

her ne kadar Osman Pamukoğlu'nu desteklemesem de en azından mantıklı olanı yapıp parti kurdu(her ne kadar kapatsa da).İsteyen istifa dilekçesini verip parti kurabilir.



Olağanüstü kurultayda partiyi kapatacaklardı ama vazgeçtiler.

http://www.hakveesitlik.org.tr/duyurular/parti-orgutu-ve-kamuoyuna-duyurulur.html
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:


cetintas said:

Şu forumda iddia ediyorum, benim kadar sorulan soruya net-açık yanıt veren ikinci bir kişi yoktur.


Şu söylediğinize kesinlikle katılmıyorum,ayrıca sorduğum soruya da cevap vermediniz.


Katılmayabilirsin ama daha başka ne cevap verebilirim, bilemiyorum. Soruya cevap verdiğimi düşünüyorum. Ne diyeyim daha?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Özür dilerim, diğer mevzulardan bu soruyu kaçırmışım.

Darbenin amacına bağlı...Ne zaman yapılacağına bağlı...Kimlerin yapacağına bağlı...

Daha da açayım cevabımı.
Eğer Türkiye'de demokrasiyi kullanarak iktidara gelen kişiler Türkiye'yi şeriat devletine (veya demokrasi dışı başka bir rejime) dönüştürmüşlerse, şeriat devletine dönüştürenler benim gibi adamların hak ve özgürlüklerini kısıtlamaya başlamışlarsa, Atatürk ve yaptıklarına hakaret bizzat devletin en üstündeki insanlar tarafından gerçekleştiriliyorsa, ülke çeşitli etnik ve dini grupların birbirleriyle çatıştığı bir ortama sürüklenmişse bu ortamda yapılacak bir darbeyi desteklerim.

Bunun dışında herhangi bir askeri darbeyi desteklemem söz konusu değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...