xaty Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 “Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin Unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında Ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım Durmadan düşünüyorum Ne kadar çok öldük yaşamak için.” Onat Kutlar "Sosyal Araştırmalar Vakfı" said: Vakfımızın 1974 - 1983 Dönemi Çalışma Grubunun uzun soluklu bir çalışma ile gerçekleştirdiği belgeselin ilk gösterimini 18 Ekim 2010 Pazartesi günü Beyoğlu sinemasında yaptık. Biliyorduk: Erdal sadece bir terör ve zulüm döneminin hukuksuzluğuna kurban gitmiş bir devrimci değildi, sadece devrimci bir geleceği isteyenlerin yoldaşı da değildi. O aynı zamanda halkın belleği idi. Ve gösterim büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Salona sığmamıştık. Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV) olarak söz verdik: Oğlunuz Erdal'ın Türkiye'nin dört bir yanında gösterilmesi, olabildiğince fazla kişi tarafından izlenmesi için elimizden geleni yapacaktık. Başta 78lilerin Dernekleri ve Federasyonunda örgütlenmiş arkadaşlarımız, ve tabii ki partilerimiz, ve tabii ki demokratik kitle örgütlerimiz ve tabii ki gençlerimiz - SAV ile iletişim içinde - birçok merkezde amacı “Oğlunuz Erdal”ın gösterilmesi olan etkinlikler organize ettiler. Katledilişinin 31. yıldönümünü de kapsayan bugünlerde Erdal bir kez daha hiçbir zaman bitmeyecek tarihsel görevini yerine getirecek; devrimci bir geleceği isteyenlerin gücüne güç katacak. Gösterimler İstanbul: 29 Kasım Pazartesi, 20:00; Ataköy - İstanbul Yunus Emre Kültür Merkezi; Ataköy, 9. Kısım (Şirinevler Metrosu yakınında) 2 Aralık Perşembe, 16:00; Ortaköy - İstanbul Galatasaray Üniversitesi 11 Aralık Cumartesi, 19:00; Beyoğlu - İstanbul Makine Mühendisleri Odası; Katip Mustafa Çelebi Mh., İpek Sk., No: 9/2 12 Aralık Pazar, 14:00; Maltepe - İstanbul Türkan Saylan Kültür Merkezi; Gülsuyu Köprüsü üstü 12 Aralık Pazar, 19:00; Kartal - Hasan Ali Salonu 12 Aralık Pazar, 19:00; Ümraniye - Salon Prenses 16 Aralık Perşembe, 19:00; Mecidiyeköy - İstanbul Eğitim Sen 3 No'lu Şube; Büyükdere Cd., Sema Apt., No: 30, Kat: 8 3 Şubat Perşembe, 20:00; Kadıköy - Barış Manço Kültür MerkeziMersin: 27 Kasım Cumartesi, 16:30; Mersin Mali Müşavirler Odası Konferans SalonuAdana: 28 Kasım Pazar, 15:00; Seyhan - Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro SalonuBursa: 9 Aralık Perşembe, 19:00; Osmangazi - Ördekli Kültür Merkezi; Demirpaşa Metro İstasyonu önüAnkara: 10 Aralık Cuma, 17:30; Siyasal Bilgiler Fakültesi 12 Aralık Pazar, 17:00; Kızılay - Ankara İnşaat Mühendisleri OdasıEskişehir: 13 Aralık Pazartesi, 18:00; Köprübaşı - Eskişehir Kültür Merkezi (Eski ASRİ Sineması), Ordu Evi arkasıİzmir: 16 Aralık Perşembe, 19:00; Alsancak - İzmir İsmet İnönü Kültür Merkezi; Şair Eşref Bulvarı, No: 50, Kültürpark 17 Aralık Cuma, 18:00; Menemen Belediye Kültür Merkezi 18 Aralık Cumartesi, 17:00; Çiğli - Belediye Meclis Salonu 19 Aralık Pazar, 14:00; Bayraklı - TMMOB Tepekule Kongre Merkezi, Anadolu SalonuAydın: 20 Aralık Pazartesi, 19:30; Söke - Recep Yazıcıoğlu Kültür Salonu Bütün gösterimler ücretsizdir. "Gösterim hakkında..." said: Hiçbir cinayet tek başına bir insanın öldürülmesi değildir. Ölür başka insanlar da o ölümde… Bir lise öğrencisi olan Erdal Eren’in mahkemeye düşmesinde, darağacına götürülmesinde de vardır bu zalimce şey. MHP üyesi bir polis ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’i arkasından vurarak öldürmüştür. Erdal savunmasında şöyle demektedir: “… Sıkıyönetim varlığıyla birlikte, halklar ve halk gençliğine başlı başına bir saldırıdır. Sıkıyönetimden bu yana dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle onlarca vatandaş ve devrimci jandarma ve polis tarafından katledilmiştir. Ve benim katıldığım gösterinin nedeni olan, bir gün önce polis tarafından katledilen Sinan Suner'in ölümü de bunlardan biridir. Her türlü demokratik hakkın hâkim sınıflar ve sıkıyönetim tarafından ayaklar altına alındığı şu dönemde, biz devrimcilerin alçakça katledilen yoldaşlara son saygı görevini yasaları da çiğneyerek yapması meşrudur Meşru olmayan şey sıkıyönetimin ta kendisidir.” Suner’in öldürülmesi, başka bir emekçinin, bir dokuma ustası olan Zekeriya Önge’nin ölümüne yol açmıştır; çünkü bu cinayeti, bir korsan mitingle protesto eden devrimci gençlere müdahale eden askeri timin içindedir Önge. 20 yaşındadır. Evlidir. Hiçbir cinayet, tek başına bir insanın öldürülmesi değildir. Bu korsan gösteride Erdal Eren, Önge’yi öldürmek suçlamasıyla tutuklanmış ve askeri mahkemelerin çok önemli bir kesimini bile ikna edemeyen “kanıtlarla,” ilgili bilim dallarının kabul etmediği bir adli tıp tutanağıyla idam cezasına çarptırılmıştır. Devlet, Erdal Eren’i darağacında öldürmüştür. Devlet tarafından planlanmış her cinayet, başka ölümlerin de çağırıcısıdır… Organizedir çünkü. Bu idamı, “Erdal Eren’in hesabını faşist cuntadan soralım!” yazan bir pankartı otobüs durağına astığı gerekçesiyle, yakalanan Ercan Koca, işkence edilerek öldürülmüştür… Günümüzde sıklıkla “12 Eylül 1980 öncesi ülke kan gölüne dönmüştü” deniyor. İyi ama ceplerinde ölümün vekâletiyle dolaşanlar kimlerdir? Türkiye’de yönetici sınıflar ve cinayet neden bu kadar iç içedir? Sinan Suner, Erdal Eren ve Ercan Koca korku ve terörün buyruğundaki ölümün birer kurbanı mıydı; yoksa onun karşısında devrimci bir geleceği isteyenlerin cümleleri bir yerinden kesilmiş genç, boyun eğmez sözcüleri mi? “Oğlunuz Erdal” bu can yakıcı soruların dünya ölçeğinde yeniden konuşulmasına olanak yaratmayı amaçlamaktadır. Çünkü belgeseli hazırlayan SAV (Sosyal Araştırmalar Vakfı) 74-83 Araştırma Grubu her insanın bir dünya olduğuna ve her insanın dünyanın değişmesinde etkili olduğuna inanıyor. Erdal Eren’in doğduğu Şebinkarahisar’da başlayan belgesel, bütün bu yaşamları, onların kişiliklerini, bir dönemin gençliğini baştanbaşa etkileyen olaylarla birlikte ele alıyor. [hr] Bilgiler ve yazılar gösterimin sahibi SAV'dan alınmıştır. Henüz gitme fırsatım olmadı ama ilk fırsatta gitmeyi düşünüyorum. Dünkü gösterimine giden tanıdıklarım oldukça etkileyici olduğunu söylediler ve şiddetle tavsiye ediyorlar. Ben de buradan ilgilenenler olur belki diye düşündüm, paylaşmak istedim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yav Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 hepsini okumadım fakat niye doğru düzgün vizyon'a girmiyor bu film? kaynak/sponsor sıkıntısı mı var yani?8-) konusu oldukça kârlı gözüküyor halbuki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xaty Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Maddi kaygı olmadığını göstermek istiyorlar sanırım. Tam olarak benim de bir fikrim yok o konuda. Muhtemelen gösterimlerin bir kısmını veya hepsini tamamladıktan sonra çekimi internete bırakırlar, televizyonda falan yayınlanır. Aslında bana kalırsa yanlış seçim yapmışlar, maddi kaygı olmasa bile insanlara duyurabilmek için vizyona girmeliydi. Şu an bir çok ilgilenecek kişinin bundan haberi olmadığını düşünüyorum. Buraya da o yüzden yazdım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yav Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 bu solcuların vizyon darlığı beni solcu olmaktan kurtardı zaten:D gittiği şehirlerden 500'er entel izler artık napalım bari aynı anda internete koysalarmış. koysalarmış da sağda solda reklamı çıkmalıydı gene en azından internette hani. bağış yapan olurdu zaten ne bileyim. amaan.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xaty Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Üniversitelerin ilgili klüpleri birer gösterim yapsa yeter aslında.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
xieon Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2010 xaty said: Üniversitelerin ilgili klüpleri birer gösterim yapsa yeter aslında.. bir çok üniversitede yapılıyor yanılmıyorsam istanbulda 4-5 üniversitede gördüm afişlerini Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar