Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Eksisozluk yazarı Meth intihar girişimi


Anubisath

Öne çıkan mesajlar

Archangel_ said:

soulberry said:

adam on yaşından beri "biraz yaşar sonra da intihar ederim" diye gezmiyodur ortalıkta zaten. şartların kimi nereye götüreceğini bilemezsin.


öyle geziyor olsaydı dediklerime hak mı verecektin anlamadım ki :S

meth, o, bu etkisinde mi yazmıştır onları yoksa normal kafayla mı bilmiyorum ama her halükarda da şartlar bıdı bıdı demek pek mantıklı gelmiyor bana, eminimki bir çoğumuz ondan ağır şeyler yaşamışızdır, en azından etrafımızda vardır öyleleri. istanbul gibi bi yerde boğaz köprüsünü o kadar süre meşgul etmeye hiç bi şart dahilinde kimsenin hakkı yok bence.
kaldı ki empati yapmaya bu olaydan daha çok değecek yüzlerce şey oluyor dünyada her an.


Derdin büyüğü küçüğü yok arkadaş. Herkesin dünyası farklı. Birgün bir adama sormuşlar derdi ne? hiç derdimin olmaması demiş. Derdi olmayan insan yok. Herkesin gözünde kendi dertleri en büyük olandır. Bu herif senin bizim yada bahsettiğin dunyada olan once şeyden haberi yok yada dertten. Sen bıçak yesen acıdı diyorsan onun parmağına iğne batsa ölüyorum der. Tabi ikinizide tanımam örnek veriyorum :)

Herifide tanımadığım için bişey diyemiyorum. Yaşadığı büyüdüğü ortamdan dolayıdır şu durumda olması. Bu ülkede kaç çocuk sağlıklı büyüyor ki. Sağlık derken akıl sağlığından bahsediyorum. Babadab tut amcaya dedeye birileri binlerce fikirle seni o yaşta boğmaya başlar. Sende bu fikir çorbasının etkisinde bişey oluyor. Dışına çıktın çıktın çıkmadın köprüde kamp bile kurabilirsin.

Zihin çok karmaşıktır. Zıvanadan çıktımı herşeyi yaptırır adama. Derdi ne olursa olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sadece ilk 2 sayfayı okudum..

şimdi intiharı düşünmek ve gerçekleştirmek arasında büyük fark var

intiharı herkez düşünür, planlar hatta eline jileti alır/zehirin kapağını açar/arabanın gazını kökler/yüksek bir yere çıkar

fakat sonuca bağlayamaz

benim apartman komşum ve aynı zamanda çok sevbdiğim muhabbetine doyum olmayan bir abim intihar etti. hani onun sorunu geçmişte yaşadığı beyin ameliyatlarının hayatına olumlu bir sonuç verememesi ve sık sık gidip gelen zihninin ailesine zarar verdiğinin farkındalığıydı, en sonunda seneler önce ameliyat olduğu hastahanede ameliyat sonrasında istirahat ettiği (dolayısıyla her şeyin başladığı yerde) odanın camından atlayarak hayatına son verdi

intihar edecğeinden haberimiz yoktu..

zaten intihar edecek kişi bileğini kesecekse damarları enlemesine değil boylamasına keser ki iş garanti olsun

bu arkadaş şov yapmış, esas amacı intihar değil belki daha fazla destek bulmaktı, sesini duyurmaktı..

her yıl köprüden atlayarak başarılı olan kaç intihar vakası var?

ortalama 4.. (en azından 2008 de son rakam buydu)

kaçını duyuyoruz?

hiç birini

peki intihar "eylemleri"nin kaçını duyuyoruz?

hemen hemen hepsini

sonuç olarak bu arkadaş intiharı düşünmüş ama intiharı ölümle sonuçlandırmnayı bilinçaltında hedeflememiş

zaten intiharı ölümle sonuçlandırmayı kafasına koyan "aga ben intihar edeceğim bak ha" diye önceden haber vermez.. yazılan mektubu bulmasını istediği kişilerin erişebilecekleri yerlere bırakır ve işini bitirir

dağılın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

BabacumMostors said:

bilimsel kaynaklara + yakınımda olup da intihar etmiş olan birinden gözlemlediklerimi yazdım

intihar etmek öyle kolay bir şey değil, öyle olsaydı her girişim sadece "girişim" olarak kalmaz sonuca bağlanırdı
ya intihar son çıkış yolu gözüküyor bir an ama sonrada bakıyorlar canları tatlı kaybedecek şeyleri var hayatta birazda ilgi görüyorlar o an o zaman girişim olarak kalıyor...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@doruk:
inception mı bu yahu?

tamamen uydurmuş da olabilir?

kafaya takmaya değer bişi değil hani

al, "ben küçükken babamla italya'daki evimizin hemen yanında olan göle, denizaltına binmeye giderdik. denizaltı ile gölden atlantik sularına karışıp 2haftalık seyahatten sonra özgürlük heykelinin altındaki gizli geçitten geçerek abraham lincoln'ün illuminati üyelerini karşıladığı salonda bowling oynar ve tarihi eserleri kırardık. bazen aşağıya inen annem bize yaramazlık yaptığımız için kızardı. ama alfred... işte o hiç bize kızmazdı. tüm yaptığımız kötülüklere rağmen bizi en çok seven o idi."

çözümle anasını satayım. çok feci sıktım şimdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hiç öyle üzülüp üstüne bir ton muhabbet yapılcak adam değilmiş lan, adamın önceden yazdığı bir entry;


baba parasıyla alınan araba


fakir fukaranın tek derdi, tek tasasıdır.

18 yaşıma bastığım zaman doğum günü pastamdan çıkan porsche boxster cabriolet'imin anahtarını hatırlıyorum. dönemin eğitim bakanı da davetliydi o gün. "bizi de gezdirirsin artık hehe" diye espri yapmıştı hatta. ilk kazamı yaptığım arabaydı bu. üst geçit yerine otoyolun ortasından karşıya geçmeye çalışan fakir bir kadının 250 beygirlik canavarımın fren sesiyle birlikte irkilerek çocuğunu kucağına aldığını hatırlıyorum. bir de "ehliyeti aldığı gün kaza yapan genç serbest bırakıldı" başlığını. fakir kadının eşinin babamın avukatına yakardığı an geliyor gözümün önüne. oturdukları evin kira olduğunu, kendisinin de bir lokantada aşçılık yaptığını, mahkeme tarafından kusuru sabit görülen eşinin araçta meydana getirdiği hasarı karşılamaya güçlerinin yetmeyeceğini, hiç olmazsa zararın bir bölümünü taksitle ödeyebileceğini, bunun için çalıştığı işyerinin sahibinden borç alabileceğini dahi söylediğini hatırlıyorum. çevremdeki işçi çocuklarının babamın siyasi durumunu ima ederek benimle konuşmadığı günleri de hiç unutmadım. halbuki açlıktan ağızları kokarken 2700'cclik aygırımın koltuğuna oturmak için kavga ettikleri oluyordu. zaman zaman kaybeden tarafı da oturtuyordum koltuğuma.

halen görüşüyorum bunlarla. vergi dairesinde üç kuruşluk maaşla çalışıp banliyöye binen, çocuğunu özel okullara göndermekten aciz bu insan atıklarıyla görüşüyorum. eski günlerden konuşuyoruz bazen. hala öfkeliler, hiç bitmeyecek bu öfke, nesilden nesile aktarılacak.

düşünüyorum da fakir insanlar kendilerinin bile olmayan bir şey hakkında çok kafa patlatıyor. daha ileri gidip mülkiyetin hırsızlık olduğuna inananlara bile rastladım. benim babam onlarca işçisiyle gecesini gündüzüne katarak yılmadan çalıştı. bunu karşılığında da bana uygun gördüğü aracı aldı. işinden kaytardığı için geciken projenin tazminatını yine babam ödedi. bu insanlar babamın bana aldığı bu aracı referans göstererek kendi aymazlıklarını görmezden geldiler.

senelerce sigorta primleri yatan, maaşları günü gününe ödenen, ezkaza teknik sebeplerden maaşı bir gün geciktiği zaman soluğu genel müdürün kapısında alan bu fukara yığını, yeri geldiği zaman açlığın bünyelerinde oluşturduğu halsizlik haline bakmaksızın masaya yumruğu vurmayı bildi. pazardan aldığı mevyeleri bir güzel mideye indirirken çocuğuna da benden bahsetti. "patronun oğlunda porşe varmış hanım." "ben bodruma iniyorum, odun bitti, soba sönmek üzere."

- baba porşeler kaç basar?
+ ne edecen lan eşşoleşşek? büyüyünce alırsın o zaman öğrenirsin.

afedersin ama bok alır. sen meyve yerken babam bizim yüzümüzü göremiyor. günde 5 saat uyumuyor bile. çalışmanın, emeğin ne olduğunu gören bizler de "emeğin asıl sahibi olduğunu" iddia eden rantçı sendikal faaliyetlere inat yılmadan çalışıyoruz. senin çocuğun lisede bıçakla adam kovalarken ben derslerimi günü gününe takip ediyorum. senin çocuğun okuldan kaytarmayı marifet sanıp kıraathane köşelerinde sürterken ben okuldan kalan zamanımı özel öğretmenimden aldığım derse ayırıyorum. yine senin çocuğun babamın tırnağıyla kazıyarak sahip olduğu bu servetin olağan sonuçlarından şikayet ederken ben bıkmadan, usanmadan çocuğum için çabalıyorum. bu yüzden daha çok kafa patlatma. topluma nefret ve öfkeden başka bir şey kazandırmıyorsun. ben ve benim gibilerin rahatını bozuyorsun. unutma, benim gibilerin rahatı senin aç karnını doyuruyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...