Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bekir Coşkun 18/08/2004 Kurtarılmış Vatandaş Yazısı vs. Başbakanlık Açıklaması


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Bekir COŞKUN 18 Ağustos 2004

Kurtarılmış vatandaş...

TELEVİZYONLAR son rakamları verdiler:

Kurtarılmış vatandaş sayısı elli beş...

Ve bir kurtarılmış vatandaşı komuoyuna gösterdiler; her tarafı kuru ve görüldüğü gibi suyun içinde değil.

Evet, kurtarılmıştı...

(.......)

Sel sularından kurtarılan vatandaşlar yanında, yoluna giden bir vatandaşı da sırtlayıp getirdikleri anlaşılıyor, elli altıncı kurtarılmış vatandaş olarak. Ancak o ;Benim kurtarılmam söz konusu değil, çünkü ben kuru yerdeydim; dedi.

Yine de iyi bir şey.

Böylece kurtarılmış vatandaş olmaktan kurtuldu sayılır.

*

Özal ;Tapu Tahsis Belgesi; adı altında, yeryüzünde hiç eşine rastlanmamış, gecekondulaşmayı özendiren, gasp ve işgalcileri ödüllendiren, dere yataklarından ormanlara kadar talanı yasalaştıran bir belge dağıtmıştı seçim öncesi.

O belgeyi alanlar ;kurtarılmış vatandaş; olmuşlardı.

Demirel daha ulusal boyutta ve kentlerin dışına da taşarak ;Patates tarlasında otomobil üretmek bana gurur vermiştir; diyerek, yapılaşmadaki çarpıklığı kurtarılmış patatas tarlalarına ve patateslerden patamobil üretilmesine kadar vardırmıştı.

Peşlerinden Tayyip Erdoğan...

Dere içi, su havzası, yeşil alan denilmeden kurulan tarikat mahallelerinde ;kurtarılmış vatandaşlar; mutluydular.

Hem AKP;nin oy deposu buralar, hem ;kurtarılmış vatandaşların tesettür içinde yaşamalarının en uygun ortamı.

*

Ancak deprem-sel gibi felaketler geldiğinde, önce kurtarılmış vatandaşların kurtarılması gerekiyor.

Çünkü onlar kurtarıldıklarını sandıklarında kurtarılmamışlardı.

Görüyorsunuz; kentlerin çevresinde, gelişmemiş yoksul beldelerde, peşkeş çekilmiş, yağmalatılmış varoşlarda, kaç gündür kurtarılmayı bekleyen insanlar varsa, elli yıldır kurtarılmış vatandaş oldukları içindir.

*

Selde kurtarılmış vatandaş sayısı elli beş diyorlar.

İşte; orada duruyor, kupkuru.

İnsan yuvasından-evinden-sokağından çıkartılırsa kurtarılmış vatandaş olur mu?

Bu olmuş...

Elli yıldır kurtarılmış vatandaş olduğu için...



Bekir COŞKUN
Açıklamalı bir açıklama... 19.08.2004

DÜN Başbakanlıktan zehir-zemberek bir açıklama geldi:

Sayın Bekir Coşkun, Hürriyet Gazetesinin 18 Ağustos 2004 tarihli müshasında yer alan Kurtarılmış Vatandaş başlıklı yazınızda Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan hakkında mesnetsiz suçlamalar yer almaktadır.

Suçlamalarınız Sayın Başbakanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Dere içi, su havzası, yeşil alan denilmeden kaçak yapılaşmaya izin verilerek tarikat mahalleleri kurulduğu yolundadır.

Bu isnatların hiçbir kaynağı yoktur. Temel gazetecilik kurallarından yoksun, araştırma zahmetine katlanmaksızın masa başında üretilmiş, salt ideolojik tavır olsun diye kaleme alınmış yakışıksız isnatlar, mesleki geçmişinize, gazetecilik camiasına gölge düşürmektedir.

Gazete ve televizyon arşivleri, şayet masa başından kalkmaya zahmet ederseniz, isnatlarınızın aksi için şahitlik edeceklerdir.

Gerçek şudur; Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde dere içi, su havzası ve yeşil alanda kaçak yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemiştir. Aksine bu tür bölgelerdeki kaçak yapılar siyasi baskılara aldırmaksızın yıkım kararları alınmış ve yıkılmıştır.

İstanbul Belediyesi tarihinde en fazla kaçak yapı yıkımı Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Belediye Başkanı olduğu dönemde yapılmıştır.

Sayın Coşkun; Sayın Başbakanın bir hafta önce bütün yetkililere Kaçak yapılaşmaya müsaade etmeyin ve kaçak yapıları acımaksızın yıkın hitabını duymadınız mı?

Hakikat bu iken; tek kişinin burnu kanatılmadan atlatılmış sel felaketindeki kurtarma çalışmalarına gölge düşürmek maksadından öte geçmeyen yazınız, gerçekte ideolojik saplantılardan kurtarılamamış gazeteciliğin ne tür bir felaketle karşı karşıya olduğunun bariz göstergesidir, saygılarımızla

*

Ne diyebilirim?

Birincisi; yani yorum yazısını masa başında değil de nerede yazmam gerektiğini düşünüyorum.

İkincisi; İstanbulda 1 milyon 100 bin kaçak yapı var, 1994den bu yana önce Belediye Başkanı, sonra Başbakan olan birisinden hesap sorulmaz da kimden sormam gerektiğini...

Üçüncüsü; Başbakanın Kaçak yapıları yıkın çağrısını duydum da inanmadım. Sabah akıllarına geleni akşam yasalaştırma imkanı varken, kaçak yapılara izin verenlere ceza getiren tek maddelik bir yasa çıkartmak akıllarına gelmemiş mi?

Dört; en fazla kaçak yapı Tayyip Erdoğan döneminde yıkılmışsa, hava fotoğraflarında 1994ten bu yana gecekondu mahalleleri nasıl çoğaldı?

Beş; Başbakanın kendisi, seçilmeden önce kaçak inşaattan hüküm giydi mi, giymedi mi?[signature][hline]Aklımı kaybettim hükümsüzdür.
DeviantArt Gallery

[Bu mesaj Estel_Anorien tarafından 20 Ağustos 2004 13:27 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
helal be bekire.. demek ki aydınn doğanınn gazetesinde bile sözü doğru birileri kalmış[signature][hline]Türkler Orta-Asya'dayken günlük ihtiyaçları için savaşırlarmış;
"-Hanııım, baltamı getir. Ekmek almaya gidiyorum"


Kapattık dükkanı
Mesaj tarihi:
said:
BabacumMostors, 20 Ağustos 2004 13:30 tarihinde demiş ki:
helal be bekire.. demek ki aydınn doğanınn gazetesinde bile sözü doğru birileri kalmış


işin tabi bu yanı da var[signature][hline]Lil'Alur for Shar
Mesaj tarihi:
said:
screamer, 20 Ağustos 2004 13:32 tarihinde demiş ki:
Sonu da Emin gibi olmaz inşallah

inşallah :)[signature][hline]Bu mesaj 5 saniye sonra kendi kendini imha edicektir.
×
×
  • Yeni Oluştur...