olitere Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Sirün dediğini anlamak bu kadar zor mu ? Evet dokunulmazlık zırhı altında dönen dolaplar ve yolsuzluklar kimsenin tasdik ettiği durumlar değil ; ama dokunulmazlık kalktığındada suçlu-suçsuz farketmeden gözünün üstünde kaş var diye dava açılmaya başlıyacak , böyle bir ortamda nasıl ülke yönetilir ki ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 sirün yazdığını anlamak zor değil de benim daha önce yazdığımı okumak zor mu? bunun daha başka alternatifi yok mu? mesela mileltvekillerinin kendilerine açılan davalara gitme zorunluluğu olmasa ve onları temsil eden insanlar gitse onlar yerine gibi? bu olasılıklar neden hiç tartışılmıyor niye insanlar buna bir çözüm arama yanlısı değil? huku düzelsin önce diye beklerben bizi ayakta şey mi yapsınlar bu iyidir diyorsunuz yani? bence böyle saçmalık olmaz kusura bakma en az hukuk sorunu kadar büyük bir sorundan bahsederken bunu ikinci plana atmak körlük Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
olitere Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Dokunulmazlık kalkmadan önce demokrasinin iyice yedirilmesi lazım ; ama yolsuzluk konusunda kesin deliller olduğu takdirde dokunulmazlık zırhının delinebileceği bir uygulamaya gidilebilir Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 huun said: yurtdışına çıkış yasağı, vergi kaçakçılığında değil vergi borcu olduğunda uygulanıyordu. bir ara benim bile vardı yurtdışına çıkış yasağım :D :( vergi kaçakçılığı zaten adli bir konu ve mahkeme herhangi bir konuda bu yasağı uygulayabiliyor. gerçi yurtdışına çıkış yasağı konusu bir ara aşıldı tüzük tarzı bişelerle. sanırım şimdi kanuni olarak sağlam temellere oturtulacak. evet terminoloji hatası yapmışım. peki mesela şirketin vegi borcu üzerinden yolsuzluk yapılamıyor mu? yani bir şekilde dokunulmazlığın kullanılabileceği ve üzerinden hayvan gibi paraların kaldırılabileceği bir durum söz konusu değil mi hala? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 o bile kabulüm. bu ülkede hakkında adam yaralama/öldürme davası açılan mileltvekilleri var. ki birinden oldukça eminim olayın içinde bulunmuş doktor bir akrabam sebebiyle. bu tarz ciddi olayların bu kadar süre beklemesi kadar korkunç ve aptal bir sistem olamaz bunu desteklemeniz çok yanlış. diyorum ya belirli tip ciddi davalar milletvekilinin seçtiği onu temsil edecek bir insan yoluyla görülmeli en azından. evet bu ülkede sırf milletvekillerinin çalışmasını engellemek için onlara dava spamleyecek kadar şuursuz aptal insan çok (hatta bunlar genelde diğer partilerin üyeleri, genel başkanları falan oluyor) ama meclis bu sistemi sömürmek isteyen insanlar doldu taştı rezalet bir durum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Ardeth said: evet terminoloji hatası yapmışım. peki mesela şirketin vegi borcu üzerinden yolsuzluk yapılamıyor mu? yani bir şekilde dokunulmazlığın kullanılabileceği ve üzerinden hayvan gibi paraların kaldırılabileceği bir durum söz konusu değil mi hala? yolsuzluk ya da vergi kaçakçılığı, gelirlerini saklamak ya da giderleini arttırmak için aslında gerçekleşmeyen ticari işlemleri kayıtlarına girmek. tamamen art niyetli bir hareket. bu tip para zaten şirkette uzun süre kalmaz. gene abidik gubidik yöntemlerle şirketten çıkartılıp, patronun cebine girer. vergi borcu, borç işte. ya kişi işi sıkıntıya düştüğü için ödeyemiyor ya da ödemesi gereken vergiyi ödemeyip sermaye olarak kullanıyor. vergi dairesinden zaten sürekli denetlemeye gelirler borcun olduğu zaman. adamlar o parayı şirkete koyduğunu görürse zaten ses çıkartmıyorlar. iyi niyetli bir hareket olduğunun farkındalar çünkü. o parayla işini büyütüp hem kendi gelirini hem de devletin gelirini arttırıyorsun. önceden sıkıntı şuydu: sıkıntıya düşüp ödeyemesen de ya da yukarda bahsettiğim şekilde iyi niyetle borçlansan bile kanunen yurtdışına çıkış yasağı koyuyorlardı. ödememeyi seçen hadi neyse ama ödeyemeyen insanları da art niyetli hareket edenlerle aynı kefeye koyuyorlardı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nefr Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 abi dur, kimse dokunulmazlik sahane demiyor zaten diyoruz ki komple kaldirilmasi sakat olur, duzenleme yapilmasi lazim ayrica diyoruz -en azindan ben diyorum- ki referandumda verecegim oyu baglayan bir durum degil. evet, bahsettigimiz duzenleme yapilmis olsaydi guzel olurdu, ama 'yapilmadi o zaman diger artilari gozardi edelim' demek mantikli olmayacagina gore, niye dokunulmazlik tartisiyoruz? o da yapilsin, o da gelsin karsima, onu da onaylayayim; ama o gelene kadar eldekileri de onayliyorum, niye bunlara simdi hayir diyeyim ki? yoksa dunya barisi da olsun, cocuklar da seker de yiyebilsinler tabii ama madem o noktaya daha gelemedik, gelene kadar atilan adimlari begendikce evet, begenmedikce hayir derim onlardan bagimsiz olarak 'evet derseniz dokunulmazliklar asla kalkmayacakmis. hayir derseniz en gec onumuzdeki haftasonu kalkiyor diye duydum' diyorsan hayir diyeyim ama? =P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 yok yav ben zaten dokunulmazlığı referandumdan ayrı tutuyorum o konusu geçtiği için bahsedeyim dedim. ama "bu ülkede yasalar kötü o yüzden dokunulmazlık kalkamaz" gibi bir cümleden yapıcı bir tavır sezemeyince tabi öyle bir varsayımda da bulunmuyorum. vergi borcu konusunu tartıştığımız iyi oldu ama benim gözümde daha kötü bir yeri vardı o yasanın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Tahminim %55 veya üstü şeklinde evet ile referandum sonuçlanır. Geçerse güzel olur, ileride daha kapsamlı ve devrimsel yararlı anayasa değişikliklerinin önünü açmış olur. İnsanlara biraz daha cesaret gelir. "aaa bak bu ülkede darbesiz de anayasayı seçilmişler ile değiştirebiliyormuşuz" fikri akıllarda yer etmeye başlar. Bu da güzel birşeydir. Bunun a-b-c partisi veya siyasi görüşüyle alakası yoktur, tam tersine seçilmişlerin bu ülkede olması gereken yere konumlandıklarını ortaya çıkaracaktır. Günümüze kadar ülke sözde seçilmişlerin yönetiminde ama "atanmışların" emirleri ile yönetilmiş, kesilip, biçilmiş. Halimiz de ortada.. Hayırlısı bakalım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 bir yanda "atanmışlar" bir yanda "kadrolaşmışlar" ülkenin sonu son değil ben söyleyeyim size. bu referanduma evet dense bile bir dahaki anayasa değişikliği bundan sonra gelecek olan partinin insafına kalmış bir şey. bence bu "yeni anayasaya yolu açacak" lafı çok mantıklı değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 82 anayasasından sonra sanki hiç anayasa değişikliği yapılmamış gibi davranılması komiğime gidiyor. çeşitli iktidar partileri dönemlerinde anayasa değişiklikleri yaptılar. bu işin referandumla yapılıyor olması iktidar partisinin kendi çıkarı için yapmak istediği değişiklikleri şovla, gövde gösterisiyle yapmak istemesinden başka bişey değil. yoksa bu memleketin anayasasını delmiş 2002 değişiklikleri gibi bazı çok fena değişikliklerimiz hiç kazı ürkütmeden yapılmış değişikliklerdir. ps: özelleştirme kanunu ile peşkeşin yolunu açan değişiklikler de zamanında ab yasalarına uyum ile yutturulmuştu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 huun said: Ardeth said: evet terminoloji hatası yapmışım. peki mesela şirketin vegi borcu üzerinden yolsuzluk yapılamıyor mu? yani bir şekilde dokunulmazlığın kullanılabileceği ve üzerinden hayvan gibi paraların kaldırılabileceği bir durum söz konusu değil mi hala? yolsuzluk ya da vergi kaçakçılığı, gelirlerini saklamak ya da giderleini arttırmak için aslında gerçekleşmeyen ticari işlemleri kayıtlarına girmek. tamamen art niyetli bir hareket. bu tip para zaten şirkette uzun süre kalmaz. gene abidik gubidik yöntemlerle şirketten çıkartılıp, patronun cebine girer. vergi borcu, borç işte. ya kişi işi sıkıntıya düştüğü için ödeyemiyor ya da ödemesi gereken vergiyi ödemeyip sermaye olarak kullanıyor. vergi dairesinden zaten sürekli denetlemeye gelirler borcun olduğu zaman. adamlar o parayı şirkete koyduğunu görürse zaten ses çıkartmıyorlar. iyi niyetli bir hareket olduğunun farkındalar çünkü. o parayla işini büyütüp hem kendi gelirini hem de devletin gelirini arttırıyorsun. önceden sıkıntı şuydu: sıkıntıya düşüp ödeyemesen de ya da yukarda bahsettiğim şekilde iyi niyetle borçlansan bile kanunen yurtdışına çıkış yasağı koyuyorlardı. ödememeyi seçen hadi neyse ama ödeyemeyen insanları da art niyetli hareket edenlerle aynı kefeye koyuyorlardı. bir kaç soru daha 1- korkunç miktarlarda vergi borcu olabiliyor mu? 2- vergi borcu denen şey birden bir çeşit yolsuzluk haline gelebilir mi? yani adam ben ödeyemiyorum vergi borcumu diye diye ödemesi gereken korkunç derecede vergi borcunu cebine indirmiş olabilir mi? 3- eğer üstteki sorunun cevabı evet ise vergi borcu üzerinden büyük yolsuzluklar döndürüyor mu şirketler 4- vergi borcu kavramı kullanıp vergi kaçakçılığı yapılabilir mi. mesela vergi borcu varmış gibi gözüken bir aslında vergi kaçakçılığı ile bağlantısı olabilir mi? yani gelirlerini saklayarak kendini vergiyi ödeyemiyor durumda göstermek gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Estel_Anorien said: bu işin referandumla yapılıyor olması iktidar partisinin kendi çıkarı için yapmak istediği değişiklikleri şovla, gövde gösterisiyle yapmak istemesinden başka bişey değil. yoksa bu memleketin anayasasını delmiş 2002 değişiklikleri gibi bazı çok fena değişikliklerimiz hiç kazı ürkütmeden yapılmış değişikliklerdir. evet benim de merak ettiğim nokta bu. bir kaç kişi tartışırken duymuştum. bu referandumdan önce bu yasaları meclis yoluyla geçirmek gibi bir plan varmış ve başka bazı partiler sıcak bakıyormuş. sanırım referandumdaki %50 civarı belirsizlikten çok daha olumlu imiş tablo. bu durumda eğer bu gerçekse neden referanduma gidildi? (gerçekten eğer partinin amacı samimi bir şekilde sadece anayasada demokratik değişiklikler yapmak ise) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 ve ayrıca tam benim dediğim gibi mantıklı bir uygulama varmış said: Vergi borcu bulunanlara yurt dışına çıkış yasağı uygulamasında yeni borç sınırı, 100.000 YTL 5766 sayılı Kanun'un 06.06.2008 tarihinde yayımlanması ile birlikte, vergi borcu bulunanların yurt dışına çıkışlarının engellenmesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Kanunla belirlenen yeni kurallar aynı tarihten itibaren yürürlüğe girdi. Yurt dışına çıkış yasağı, 100.000 Yeni Türk Lirası ve üzerinde olan teminat altına alınmamış vergi borçları için uygulanacak. Borcun teminat alınması, tecil edilmesi, borçlunun aciz haline düşmesi, yargı mercilerince takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde yasak, alacaklı tahsil dairesinin talebi üzerine ilgili makamlarca kaldırılacak. Vergi borçlusu hakkında uygulanan yurt dışı çıkış yasağı, hastalık, iş bağlantısı gibi hallerde alacaklı tahsil dairesinin uygun görmesi ve bildirimi üzerine ilgili makamlar tarafından kaldırılabilecektir. Öte yandan, vergi borçlusuyla birlikte borcun ödenmesinden sorumlu olan ve 6183 sayılı Kanun'a göre borçlu sayılan kişiler hakkında da yurt dışına çıkış yasağı uygulanabilecektir. Bu yasa şimdi yine bana saçma geliyor ve öte yandan şüphe uyandırıyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 ulkenin %100 unu ilgilendiren anayasayi %47 yi temsil edenler dayatinca adi "demokrasi" ile "secilmislerin iktidari" oluyor evet cikarsa %10 barajli dmeokrat ulkeme cok gzuel olcak, halkin yarisini temsil eden parti takir tukur anayasa degsitirebilicek ne super birsey, demokrasi geliyro memlekete elin amerikalisi bir anayasa yapmis 7 madde, isini goruyor biz yakinda 2 cilde cikicaz ama hala eski tas eski hamam polis beni cevirdiginde bende "burasi ozgur bir ulke dostum" diyip anayasal haklarimdan bahsetmek istiyorum ozgur anayasa yapilcakmista, onun engelleri kalkiyormus samimi isen buyur YOK u kaldir, kimse hayir demiyor veya anayasa mahkemesine goturmiycek ama yemez tabi asil guzel olucak olan evet cikarda bir sonraki secimelrde bir skeil MHP iktidar olursa gorcem ben sizi http://www.youtube.com/watch?v=NHtbzCScWHo VE MILLIYETCI HARIKET PARTISININ 40. YILDONUMU!!!!11 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Ardeth said: bir kaç soru daha 1- korkunç miktarlarda vergi borcu olabiliyor mu? korkunç miktarda vergi borcu olabiliyor. ortak olduğum peder beyin şirketi nedeniyle 450k$ yakın bir vergi borcum var. 2- vergi borcu denen şey birden bir çeşit yolsuzluk haline gelebilir mi? yani adam ben ödeyemiyorum vergi borcumu diye diye ödemesi gereken korkunç derecede vergi borcunu cebine indirmiş olabilir mi? vergi borcu yolsuzluk haline gelebilir. adam ben ödeyemiyorum vergi borcumu diye diye ödemesi gereken korkunç bir vergi borcunu cebine indirmiş olabilir. öte yandan zaten vergi kaçıracak adam borç biriktirerek değil çoktan vergi hesabını yaparken kaçırır vergisini. el altından para alan veren şirketler maaşları genellikle asgari ücret falan gösterebilir vergi kaçırmak için. borca bile dönüşmeden halleder işini 3- eğer üstteki sorunun cevabı evet ise vergi borcu üzerinden büyük yolsuzluklar döndürüyor mu şirketler söylediğim gibi vergi kaçırmak için hiçbir şirket borç biriktirme taktiğini uygulamaz. gerek bankalar gerek yurtdışındaki şirketler açısından kredibiliten düşer. 4- vergi borcu kavramı kullanıp vergi kaçakçılığı yapılabilir mi. mesela vergi borcu varmış gibi gözüken bir aslında vergi kaçakçılığı ile bağlantısı olabilir mi? yani gelirlerini saklayarak kendini vergiyi ödeyemiyor durumda göstermek gibi. yukarda da dediğim gibi olabilir. olmaz diye birşey yok. ama gerçekten vergi kaçırmak isteyen adam borçla harçla maliyenin dikkatini üzerine çekmek istemez zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nefr Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Ardeth said: Estel_Anorien said: bu işin referandumla yapılıyor olması iktidar partisinin kendi çıkarı için yapmak istediği değişiklikleri şovla, gövde gösterisiyle yapmak istemesinden başka bişey değil. yoksa bu memleketin anayasasını delmiş 2002 değişiklikleri gibi bazı çok fena değişikliklerimiz hiç kazı ürkütmeden yapılmış değişikliklerdir. evet benim de merak ettiğim nokta bu. bir kaç kişi tartışırken duymuştum. bu referandumdan önce bu yasaları meclis yoluyla geçirmek gibi bir plan varmış ve başka bazı partiler sıcak bakıyormuş. sanırım referandumdaki %50 civarı belirsizlikten çok daha olumlu imiş tablo. bu durumda eğer bu gerçekse neden referanduma gidildi? (gerçekten eğer partinin amacı samimi bir şekilde sadece anayasada demokratik değişiklikler yapmak ise) cunku akpnin israrla gecirmek istedigi iki madde meclisten gecmeyecekti, referanduma gidip paket (hap da denir =P) seklinde oylatmak tek cikar yoluydu demokrasi savasciligi konusundaki ictenlikleri de hayli tartisilir oldugundan, o iki madde olmadan digerlerini gecirmek istemediler estele katilmamak da elde degil bu alintilanmis mesajinda. evetcilerin bir kismi defalarca degistirilmis anayasayi hala 82den kalma, sifir kilometre gibi lanse ediyorlar. yalniiiz, orada bir de cuvaldiz var; bunca sefer degistirilmis olan anayasadaki 'pasam yari tanridir' temali gecici 15. maddeye hicbir zaman dokunulmadi, dokunulmasi gundeme gelemedi. bu durumda anayasanin mevcut haline darbe anayasasi demek bu anlamda haksiz degil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
UrsusMaritimus Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 LOLzor Ab' o 550 millevekilinin kaci temiz. arkasi temiz olan adam bisiden korkmaz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
balon Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Dokunulmazlığın kalkmaması rezalet bana göre. Koruma altında olmalılar fakat yargılanmamaları vs gibi durumlar çok saçma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 geçici 15. maddenin geçmesi çok da önemli değil aslına bakarsanız. tsk içhizmet kanunun 34. maddesini düzenlemek gerekir illa darbeleri ortadan kaldıralım diyorsanız. geçici 15 kaldırılsa kenan evren yargılanmaya kalkışılsa bile dava yıllar sürer. kenan evren ölmezse hala daha erbakan hocayı altınoluğa tatile yolladığımız gibi kenan amcayı da marmarise tatile yollarız olur biter. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Ardeth said: 1- korkunç miktarlarda vergi borcu olabiliyor mu? korkunç miktar dediğin çok farazi. bir işletmenin 100k lira borcu olması o işletme için korkunç bir rakamken, bir diğeri için lafı bile olmayak bir miktar olabilir. bilanço büyüklüğü önemli burada. vergi dairelerinin gözettikleri oranlar vardır mutlaka; ama fazla bilgim yok o konuda. Ardeth said: 2- vergi borcu denen şey birden bir çeşit yolsuzluk haline gelebilir mi? yani adam ben ödeyemiyorum vergi borcumu diye diye ödemesi gereken korkunç derecede vergi borcunu cebine indirmiş olabilir mi? bişeyin yolsuzluk olması için art niyetle, bilerek isteyerek kanunlara karşı gelmesi gerekir şahsın. bunun karşılığı önce mali ceza sonra hapistir. Ardeth said: 3- eğer üstteki sorunun cevabı evet ise vergi borcu üzerinden büyük yolsuzluklar döndürüyor mu şirketler genel kanının aksine bu tip yolsuzluklar ufak şirketlerde daha fazladır. büyük şirketlerin çoğu çıok ortaklı, halka açık olduğu için ciddi kontrol mekanizmaları vardır ve mali suçlar ispatlanması ve yakalanması kolay suçlardır. şirket ne kadar büyük olursa girip çıkan hesap denetmeni o kadar çok olur ve dediğim gibi mali suçlar çok zor suçlardır. Ardeth said: 4- vergi borcu kavramı kullanıp vergi kaçakçılığı yapılabilir mi. mesela vergi borcu varmış gibi gözüken bir aslında vergi kaçakçılığı ile bağlantısı olabilir mi? yani gelirlerini saklayarak kendini vergiyi ödeyemiyor durumda göstermek gibi. yapılamaz, olamaz. borç borçtur. vergi kaçakçılığı devlete borcun olmadığı yanılgısı yaratmak için yapılır. gelirlerini saklaman mevcut borcunu ortadan kaldırmaz. gelirlerini saklaman vergi borçlusu olmamanı sağlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 kenan evren beni yargılarsanız kendimi öldürürüm falan gibi saçma bir şey demişti ben ondan umutluyum açıkçası Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 şimdi şöyle bir durum var geçici 15.madde kaldırılacak ama zaman aşımı var o ne olacak ? onun dışında kuvvetler ayrılığı ilkesinin içine sıçan bir madde demokratik demokratik diyorlar da bana hiç de demokratik gözükmedi evet şuan ki hsyk demokrasi ye pek uymuyor,değiştirilmesi lazım ama akpnin yaptığı eskisinden de beter yapacak yargıyı 22 üye diyor iyi güzel çok sesli bir hsyk olacak diyoruz mantıklı gibi görünüyor ama öyle değil. yani yargı yürütmeyi denetler ama artık yargı yürütmenin bir organı vazifesi görecek. şöyle açıklamak istiyorum; "Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca" denmiş yani 6 üye hükümet yanlısı direk tabi daha yetmiyor "bir asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından" türkiye adalet akademisi genel kurulunun yarısı hükümetin zaten http://www.taa.gov.tr/yonetim/genelkurul.html şöyle de bakabilirsiniz bir asıl üye de burdan ettimi size 7 üye "yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir." e burda da kadrolaşma etkisini gösterecek. yani bu demokrasi değil kuvvetler ayrılığı hiç değil.yani hükümet yargı da sadece temsili olarak bulunmalı bakan ve müsteşarı yeterli bu böyle yarıdan fazlası hükümet yanlısı yargı mı olur ? hükümet kendi kendini denetler mi ? bunun neresi demokrasi biri bana gelsin anlatsın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nefr Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Estel_Anorien said: geçici 15. maddenin geçmesi çok da önemli değil aslına bakarsanız. tsk içhizmet kanunun 34. maddesini düzenlemek gerekir illa darbeleri ortadan kaldıralım diyorsanız. geçici 15 kaldırılsa kenan evren yargılanmaya kalkışılsa bile dava yıllar sürer. kenan evren ölmezse hala daha erbakan hocayı altınoluğa tatile yolladığımız gibi kenan amcayı da marmarise tatile yollarız olur biter. benim icin onemli abi? ben memleketimde yeteneksiz bir ressamin anayasayla korunmasini istemiyorum. kizimin (bellaya selam) eski bir darbecinin, isledigi binbir sucla ayipla birlikte anayasa korumasi altinda oldugu (tr klavye okuyun burayi, o ve u noktali) bir ulkede buyumesini istemiyorum. bir sonraki darbe sevdalisinin agzini sulandiracak bir anayasa istemiyorum, vs... ote yandan demek istedigim oydu, cuvaldiz zaten orada; hadi simdi cok yasli pasam, peki bir onceki anayasa degisikliginde de bu kadar yasli miydi? ondan bir oncekinde? ya da 16 oncekinde? bir zahmet batiralim o cuvaldizi da kendimize, akp ezelden beridir iktidarda degil bu ulkede Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2010 paparnoz wins. yargının çok sesi olmaz. tek sesi olur. kılıcı da keser. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar