Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Pepeleksel Arşiv


AthleT

Öne çıkan mesajlar

Kısa Hikaye Yarışması - 2008
Kazanan: AthleT

İmkân-Sızım

Gerçek hayattan izinsiz alınmıştır...

Loş bir bar ortamıydı Ivan'ın kafa dağıtmaya gittiği yer. Yanında sevgilisi olması muhtemel bir kişi ve onları bir araya getirme hevesinde olan hayalsiz, hayâsız, hayatsız bir dost vardı.
Her şey güzel gibi görünse de yolunda gitmeyen çok şey vardı. Muhtemel kişilik olan Hilary ortamda bulunan her potansiyeli değerlendirmekte, hayalsiz Fred ise barda tanıdığı herkesin derdini dinlemekte ve kendi çapında derman olmaya çalışmaktaydı. Oysaki asıl amaç Ivan ile Hilary'i baş başa bırakmaktı.
Taraflardan birinin başı büyüktü. Başı büyük olan Ivan'dı.
Bu güzel bir eşleşme değildi...
Hayatın acımasız yüzüyle çok kez yüzleşen Ivan bu eşleşmenin farkındaydı fakat Hilary daha çocuktu ve her şey tozpembe idi onun için.
İnadına iliklere vuran soğuğa rağmen kalbi korumasız olan Ivan sıkı giyinmiş, Hilary ise yaşının ve cahilliğinin verdiği sıcaklıkla incecik giyinmişti o gece.
...
Birden loş hava dağıldı, müzik sustu... Saçmalayanlarda...
İçeriye zümrüt yeşili gözleri, uzun kızıl saçları, süt beyazı teni ve afili yürüyüşü ile bir güzel girdi...
Adı Gabrielle'miş...
Adını da sevdasını da sonradan öğrendim.

Hilary ile selamlaşmak için yaklaştı o güzel.
Selamlaştılar... Ivan gözlerinin içine baktı ve bir ateş yaktı... Gabrielle ateşin de farkında değildi, Ivan'ın da...
Selam verdi... Gitti...

Hilary sevgilim oldu, Gabrielle sevdam.
Cris vardı birde. Fred'e benzetmek istemediğim ama çoğu özelliğini Fred ile ortak tuttuğum Cris...
Cris serseriydi, gaye taşımazdı. Hayata değişik bakar popülarite ne tarafa çekerse o tarafa giderdi.

Dört kişi olduk bir gün...
Hilary - Ivan
Gabrielle, Cris...
Buluşma tahtasına bu böyle yazıldı fakat kader, iki ismin arasındaki virgülü kaldırarak bir tire koydu...

Sevgili oldular...
Hilary muhtemel ölümle öldü Ivan'ın yüreğinde... Ivan yapamadı, dayanamadı sevmediği birine dokunmaya ve öldürdü onu içinde. Ölen başka şeylerde vardı aslında.
Ivan'ın umutları gibi...

Onlar sarılırken Ivan mutlu oluyordu yalandan da olsa. Beklenmedik birşey gerçekleşti. Ivan şahit olduğu bu olay için kendini öldürmek istese de yapamazdı. Eli, kolu, gönlü bağlıydı...

Gabrielle - Cris yattılar...
Yan odada hayal kuran Ivan'a inat yattılar... Ölüyle beraber olunmazdı Ivan tek yatıyordu. Hilary ise büyümenin planlarını yapıyordu adeta...
Gabrielle o an için mutlu olsa da Ivan o an dahi mutlu olamıyordu.
Ivan odanın duvarlarına sürterken hayallerini gözleri doluyordu bu iğrenç ve acımasız sahneye...

...

Kendini tutamadı ve fırladı odadan.
Şişenin dibinde kalan vodkayı dikti kafasına. Gözyaşları yuvalara sığmıyor, oluk oluk boşalıyordu. Gabrielle dayanamadı bu sahneye...

Bir ilk daha gerçekleşti o gece...
Ivan ile Gabrielle sarıldılar. Ivan'ın gözleri yaşlıydı ve Gabrielle fiilen siliyordu o yaşları.
İçe akan yaşlar sel oldu, ırmak oldu... Olan oldu...

Ivan siliyordu hayal defterine itina ile yazdığı o tozpembe hayalleri. Tüm bunlar gerçekleşirken Cris hayata bir çelme daha takıyordu ve Ivan'ı hiçe sayıyordu.

Bir kötü eşleşme daha vardı bu sahnede...
Kaderin tire koyduğu iki isim daha fazla yürütemedi bu acele aşkı...

Bu sefer Gabrielle kaderden önce davranarak sevdası Ivan için Cris'in üstüne bir çizgi çekti.

Cris her ne kadar yüzsüz olsa da terketti bu sahneyi.
Ivan ile görüşmediler o günden sonra...

Ivan ise alkolü daha da sevmeye başladı son olaylardan sonra. Soğuk ve ayaz dolu bir gece buluştular Gabrielle ile. Sarıldılar... Yemin edilen, and içilen herşey o gece gerçekleşti... Tek birşey hariç...

Ivan sürekli iç çekiyordu. Yanında dostları vardı Orlando ve Michael. Ivan zor duruma düştüğü zaman ikisi de kanını kaşığa döker ve yardıma koşarlardı.
Yine öyle oldu.
Ivan için Cris'i aldılar ve tehdit ettiler. "O kızın adını dahi ağzına alırsan bu toprakları unut!"

Ivan mutsuzdu...
Elinde sadece kaybolan umutları ve 9 mm Lorcin L vardı. Bir kağıt kalem aldı ve şu sözler döküldü dudaklarından...

"Çok uçtun... Dayanamadın, uçtun ama hala aynı yerdesin..."

Kahrolduğu bu veda sahnesine vereceği bir karşılık vardı elbet.
Cris'in arkasından "yattığım kızla beraber" deyişini duyar gibiydi.
Gabrielle uzaktaydı ten kadar yakın, ay kadar uzak...

İki kurşun vardı.
Birisi gurur için, birisi Ivan için...
Birisi Gabrielle için, birisi Ivan için...

Tak tak...

Ivan yerde... Beyninde iki delik var...
Kıpkırmızı kan süzülüyor bembeyaz karın üzerine ve sıcaklığı eritiyor mevsimi geçen ve geç gelen karı...

Silah sesini 3 kişi duyuyor...
Tanrı...
Ivan...
Cris...

Ivan bu sahte sahneyi terk ediyor...
Artık sahne dönüşünü beklemeyecek nemli gözlerle...
Sahne yine sahte oyunculara kalıyor... Çırpındığı esaslı dostları toprak altına uğurlarken onu o gözlerini inatla kapatmıyordu. Bir bez çekildi gözlerine... Beyaz bir bez...

Ve perde...



[hr]

Olağanüstü Kısa Hikayeler Yarışması - 2009
Kazanan: Zabrina / goldbären

Zabrina

İki dakika.

Düşün. Müfettiş asansörle yukarı çıkıyor ve bu 600 sayfa dökümandan kurtulmam lazım. Evrak imha makinesinden toplarlar. Bu kadar sürede hepsini yakamam. Tuvalet olmaz. Üzerime saklayamam, ceketim yok. Odaya saklarsam bulacaklar.

Bir dakika.
Düşün. Koridora bak. Aşağı inemem, tedbirli gelmişlerdir. Bu belgelerden kurtulmam lazım. Veya bende olmadıklarını düşünmeleri lazım. Hedef şaşırtma. Ofise dön. 600 sayfayı fotokopi makinasının haznesine koy. Bilgisayar kasasını aç. Harddisk vidalı, tekmeyle çıkar. Yere koy ve tepin. Gürültü yap. Dikkat çek.

Kapı açıldı, gelen müfettiş. önce ayağıma sonra yüzüme baktı. Yemi yuttu.



[hr]


Kısa Hikaye Yarışması - 2010 Yaz
Kazanan: Pascalnouman


Sürreal Erotik Bedevi Hikayesi

Her zamankinden daha da sıcak bir gündü.Sanki Mısır’ın üzerindeki ozon tabakası kaybolmuş da güneşin olanca ısısı zavallı işçilerin baretlerini eritiyordu.Oldukça sıkıntılı bir bölgede çalışıyorlardı zaten; sahanın bir yanı Kızıldeniz, bir yanı İsrail üssü bir yanı da Suudi Kralı’nın haremiyle bilardo oynadığı özel bir sarayla çevriliydi.
Gün boyunca toz, toprak, rüzgar ve şefiyle uğraşmaktan zaten yorgun düşmüş olan Jafad daha fazla dayanamadı ve olduğu yere yığılıp kaldı.Arkadaşları hemen ellerindeki profilleri bırakıp yardımına koştular genç işçinin.İlk bayılması değildi onun bu sebeple hastaneye götürmek üzere arabaya taşıdılar.Hastane 100 mil uzakta olduğu için yanına biri refakatçi olarak verildi ve yola koyuldular.
Hastaneye yaklaştıkları sırada Jafad gözlerini açtı.Nerede olduğunu kavramaya çalışırken anlamsız kelimeler mırıldanıyordu.Arkadaşı Selami neler olduğunu anlatınca biraz sakinleşir gibi oldu ama kendi kendine konuşmaya devam ediyordu nedense.Arabanın içindeki kimse onun bu haline bir anlam veremiyor, herhalde baygınlığın etkisidir diyip geçiyorlar ama içten içe de sebebini merak ediyorlardı; çünkü Jafad sahada ne doğru dürüst kimseyle konuşur ne de akşam dinlenme salonuna gidip iki çift lafın belini kırmayı severdi.Kimi kimsesi de yoktu zaten öyle biliyordu herkes.
Hastaneye vardıklarında vakit biraz geç olmuştu haliyle.Nöbetçi doktoru beklemeye başladılar.Yarım saat sonra koridorun başında göründü; uzun siyah saçlarını kafasının sol yanına toplamış, nöbetinin yorgunluğunu belli etmemeye çalışır şekilde etrafına gülücükler saçarak ilerliyordu.Yanlarına geldiğinde Jafad hemen yaka kartından ismine baktı:Yasmin.İkili kısa bir süre bakıştıktan sonra muayene için doktor hanımın odasına yöneldiler.
İçeri girdiklerinde Jafad’ın heyecandan nerdeyse kalbi duracaktı.Daha önce hiç bu kadar güzel bir kadın görmemişti - hatta daha önce kadın görmemişti o kadar feci hali düşünün.Yasmin rahatsızlığının nedenini öğrenmek için soru sordukça Jafad bir yandan utana sıkıla cevap veriyor bir yandan da heyecanını bastırmak için elinde tuttuğu revir kağıdını katlayıp katlayıp açıyordu.Bu tabiki Yasmin’in gözünden kaçmadı ve ondan biraz rahatlamasını istedi zira tansiyonunu ölçmesi gerekiyordu ve bu hali düzgün bir tansiyon almasını engelleyebilirdi.Aleti koluna doladığında Yasmin durumun vehametini daha iyi anladı.Jafad sara hastası gibi titremeye başladı.Ne yapacağını şaşıran Yasmin daha rahat nefes alması için Jafad’ın gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.İşte ne olduysa ondan sonra oldu.Tenine ilk kez bir kadın teni değen Jafad, Yasmin’i kendine doğru çekip hunharca öpmeye başladı.Sanki öpmüyor adeta soğuruyordu.Genç kadın ilk başta boğulacak gibi olduysa da sonradan onun da yönlendirmesiyle normal biçimde öpüşmeye devam ettiler.
Birkaç dakikanın ardından ikili karşılıklı oturuyor ve sadece birbirlerine öylece bakakalmakla yetiniyorlardı.Olanlara ikisi de anlam veremiyordu ama en çok Jafad şaşırmıştı; çünkü ne kendisinden böyle bir hareket ne de karşıdan böyle bir tepki gelebileceğini bekliyordu-içten içe de arsız bir mutluluk kaplamıyor da değildi sıska bedenini.Usulca ayağa kalktı Yasmin,Jafad’ın yanına geldi ve kulağına “Merak etme ,ben de ilk defa bir erkeği öpüyorum” diye fısıldadı.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...