Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

[Mafia] Sigil'de Cinayet


tunca

Öne çıkan mesajlar

nameless'i korusa birşey farketmeyecekti işte. yine kesicektik ucunbirini veya bittus'u gündüz.

şöyle bi durum var ki ego ucunbirini öldürdüğünde bittus onu korumazdı büyük ihtimal. o yüzden kazanma şansımız çok yüksekti. oylar eşit olduğu zaman gece oluyor zaten. shadowfury + bittus veya ucunbiri kalsa kazanıyoduk oyunu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi shadowun oy hakki yok
bittus egoyu korurdu bence shadowu korumasinin bi mantigi yok
ayrica shadowun oldurulmesi demek dedektif oldugunun ortaya çikmasi demek
ayni zamanda bu senin idamin demek
o yuzden shadowu omur billah korumazdim bittusun yerinde olsam
sonunda tek seçenek ego kaliyo zaten

son geceden bahsediyorum he burada
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...
http://patrick.blogdns.org/~patrick/projects/dnd3e/charsheets/www.pathguy.com/planescape_torment5.gif
said:
Sigil'de ki karargahınızda gün sıradan başlamıştı. Orda bir tecavüz vakası burda bir hırsızlık.
Harmonium(Hardheads) loncasına üye olan sizler, Sigil'in polis gücünü oluşturmaktasınız. Multiverse'ün kargaşasının
en yoğun olduğu, meleklerin ve şeytanların sokaklarda gezmesinin garip karşılanmadığı Sigil'de düzeni
sağlamaktan sorumlusunuz ve loncanızın felsefesine sonuna kadar bağlısınız. Ancak bugün loncanızın
Factol'u(lideri) bir cinayete kurban oldu. Factol'unuzun cesedinin üzerinde bırakılan
bir notda "TEK YOL DEVRİM" yazıyordu. Suçluların izini karargahınızın yakınında az kullanılan
bir portala kadar takip edebildiniz. portalla ilgili araştırmalarınız sonucu outlands'e açıldığını,
çift yönlü olduğunu ve anahtarının Styx Nehri'nin suyundan bir damla olduğunu öğrendiniz. Bu zor bulunan
sıvıdan bir şişeyi temin ederek suçluları bulup adaleti yerine getirmek amacıyla portala girdiniz.
Portal aktive edildiğinde orda olduğunu farketmediğiniz, kaldırımları tamir etmekte olan bir dabus'u da
beraberinizde götürdünüz. Dabus'lar Sigil'de ki en güçlü varlık olan sessiz ama her zaman orada olduğu
bilinen Lady of Pain'in hizmetkarları. Tek görevleri şehri tamir ve restore etmek. Dabuslar iletişim kurmak için kafaların'ın üzerinde oluşturdukları imgeleri kullanırlar, konuşamazlar.
Portal göz alabildiğine uzanan yüksek otlardan oluşmuş bir ovanın ortasında iki ağacın arasına açıldı.
Derhal dört bir yana ayrılarak katillerin izini sürmeye başladınız, herkes farklı bir yöne dümdüz ilerlemiş
olmasına rağmen hepiniz ağaçların olduğu bölgeye geri geldiniz. Şaşırmış bir biçimde birbiriniz gördüğünüzde
portal'ın anahtarını taşıyan üyenizin ölü bedeninin ağaçlardan birine asılmış vaziyette buldunuz, cesedi
aradığınızda şişeden hiç bir iz olmadığını ve cebine bir not sıkıştırıldığını farkettiniz. Notta
kan ile yazılmış tek bir cümle vardı: "KAOS HÜKMEDECEK". Aranızda bir veya daha fazla hain olduğunun
farkındasınız ve buradan tek çıkış onları bulup anahtarı geri almak.



Gün 1, Gündüz


tunca said:

Uzun tartışmalar ve sürekli değişen hedefler sonrasında sonunda ortak bir karar'a varılmıştı.
Tartışmaların çoğunu uzaktan sessiz bir biçimde izleyen ve bir taraf üstünlük sağlıyor
gibi olduğunda o tarafa katılan abilify dikkatleri üzerine çekmişti. Bir anda çoğunluk
abilify'ın üzerine gitmeye başladı. Bir kısım harmonium kararsız bir biçimde olanları izlerken
krusty daha fazla dayanamadı ve tartışmanın ortasında kılıcını çekip tek bir temiz hamlede
abilify'ın başını gövdesinden ayırdı. Bir süre şaşkınlığa düşen kalabalık abilify'ın cesedini
aradığında abilify'ın cebinde buruşmuş bir not buldu. notta şöyle yazıyordu:
"Aylardır süren uğraşlarınız sonuç bulmak üzere. operasyonu bugün gerçekleştireceğiz.
Anlaşılan zamanda yerlerinize geçin ve etrafta kimsenin olmamasına dikkat edin.
Olaydan sonra izimizi süreceklerdir, elinizden geldiğince onları oyalayın.
Harmonium düzeni çok yakında son bulacak."

Abilify The Revolution League'e üye bir anarchist idi.


Gün 1 gece

tunca said:

Gece kabuslarla dolu bir uyku çektikten sonra gündüz olduğunda ağaçların önünde toplandınız. Yoklama sonrasında krusty ve spyro'nun aranızda olmadığını farkettiniz. Kayıp üyeleri ararken bir kişinin gece gördüğü rüyadan bahsetmesi üzerine hepiniz şaşkınlıkla aynı rüyayı gördüğünüzü hatırladınız. Rüyada portal'ın açıldığı aralığın önünde duran krusty hipnotize olmuş bir biçimde boşluğa bakıyordu. Bu sırada portal alışıla gelmiş portallar'ın aksine kırmızı bir ışıkla parlayarak aktive oldu. Önce hafif şaşkın gözüken krusty daha sonra yüzünde bir sırıtmayla portala doğru yaklaştı. İyice yaklaştığında portal'ın içinden uzanan her biri birbirinden farklı binbir kol krusty'i yakalayıp içeri çekti. Rüyadan en son hatırladığınız krusty'nin acı dolu çığlıklarıydı. Gerçekten de olanın bu olduğuna kanaat getirdikten sonra spyro'yu aramaya başladınız. Spyro'nun cesedini kampın biraz uzağında uzun otlar arasında gizlenmiş bir şekilde buldunuz. Boğazına çizilen temiz bir hançer yarasıyla kanlar içinde yatıyordu.
Spyro ve Krusty basit harmonium üyelerinden başka bir şey değillerdi. Korkmuş ve öfkeli bir biçimde tekrar tartışmaya başladınız.


Gün 2, Gündüz
tunca said:

Gece olan olaylardan sonra çok daha öfkeli olan grupta tartışmalar daha alevli başlamıştı. Harmonium factionun'da yüksek rütbesini açıklayıp belgelerle kanıtlayan egoyagmur'un sözleri daha çok dikkate alınmaya başlamıştı. Bu sırada egoyagmur'un aleyh'ine konuşan olivies dikkatleri üzerine topladı. Daha sonra hatasını anlayıp savunmaya geçmesine rağmen sözleri kalabalığı tatmin etmedi. Yeterli oy birliği sağlanınca egoyagmur'un emriyle olivies linç edildi. Olivies'in gerçek kimliğini öğrenmek amacıyla az biraz büyü bilen bir kaç kişi olivies'in ruhuyla konuştuğunda basit bir harmonium üyesi olduğunu öğrendiler. Pişmanlıkla dağılan kalabalık olaylar üzerine düşünmek için çadırlarına çekildi.


Gün 2, gece.
tunca said:

Gecenin karanlığında sessizce ilerliyordu. Hedefi az ilerideki çadırdı. Bu gece öldüreceği harmonium üyesi oydu. Şanslı piç diye düşündü. Burada kendi factionı'nın dışında daha şeytani bir güç vardı. Belki olacaklardansa uykumda tek bir darbede acısız bir biçimde ölmek daha iyi olurdu. Kafasını sallayıp tekrar hedefine yoğunlaştı. Çadırı açtığında, babacummostors içeride kimsenin olmadığını gördü. Ne yapacağını düşünürken çadırın köşesinde duran bir eşya gözüne takıldı. Şişe'nin ne ile dolu olduğunu farkettiğinde hafif bir hışırtı duydu ve her şey netleşti. "Hasss.." diyerek arkasına döndüğünde, gün içinde gözüktüğünden çok daha farklı gözüken bir harmonium üyesini gördü. "Demek küçük sırrımı öğrendin anarşik köpek." Xaositect yüzünde bir sırıtışla arkasına sana doğru döndü "Acaba sırada hanginiz var ? HAHAHAHAHAAAAA" dedi ve korkuyla uyandınız.

Rüyadan yola çıkarak herkesin çadırını didik didik aradınız ve hala uyumakta olan kerim'i farkettiniz. kerim'in suratı ve boğazı morarmış, dili dışarı fırlamıştı. Zehir'ler konusunda bilgili olanlarınız kerim'in zehirlendiğine kanaat getirdiniz. Çadırın'da bulduğunuz bir günlüğü okuduğunuzda kerim'in düşündüğünüz kadar normal bir harmonium üyesi olmadığını öğrendiniz. Günlükteki girişlerin bazılarında bir annenin şefkati, bazılarında bir katil'in soğuk kanlılığı bazılarında ise bir muhafız'ın göreve bağlılığı göze batıyordu. Tamamen dengesiz hisler içinde yazılmıştı.

Kerim harmonium skitzo'ydu, babacum ise anarcisht idi.

Gün 3, gündüz.

tunca said:

Günlerdir bu labirente kısılı kalmış harmonium üyeleri
sınırlarına yaklaşmak üzereydiler. Temkin ile paranoya arasında gidip
gelen ruh halleri tartışmalara histerik bir hava katıyordu. Herkes birbirini
yemeye başlamadan önce bir şeyler yapması gerektiğini düşünen egoyagmur, hedef gösterdiği
kimsede çoğunluğu toplayamazken sonunda tartışmaktan yorulan kalabalığı, tartışmalara pek katılmayan
cenxx'in şüpheli olduğuna inandırabilmişti. o sırada tartışmada olmayan, ateş yakmak için odun toplamakta olan
cenxx ise lancelion ense köküne bir hançer sokana kadar halinden memnundu. cenxx'in ruhu çağrılıp
gerçek kimliği sorulduğunda alınan cevap kimsenin hoşuna gitmemişti. Cenxx sıradan bir harmonium üyesiydi.


Gün 3, gece.

tunca said:

1-Bu gece şanslı olmayı diliyordu. Geldiğinden beri her gece birini izliyordu ama şansı yaver gitmemişti. Nameless çalının içinde biraz kıpırdanıp daha rahat bir pozisyona geçti ve hedefini izlemeye devam etti.

2-Bu geceki hedefine erkenden karar vermişti. Gündüz'den beri gözü lancelion'un üzerindeydi. Çadırını lancelion'un çadırını görücek şekilde yerleştirmişti. Çoğunluk derin uykuya dalana kadar bekleyecekti. Bir gözü açık çadırın çıkışına bakarken uyuyor gibi yapıyordu. Beklediğinin aksine aradan bir süre geçtikten sonra lancelion etrafı kolaçan ederek çadırından çıktı ve kampın dışına doğru ilerlemeye başladı. Bunu fırsat bilerek hemen lancelion'u takibe aldı.

Az yakında kampa bakan bir tepeye gidiyor gibiydi. Ama nedense tepenin arkasından dolaşarak tırmanmayı tercih etmişti. lancelion'un az arkasında beraber tepeye çıktıklarında bir ağacın arkasına geçip izlemeye başladı. lancelion sessizce bir çalıya doğru ilerliyordu. Neden lancelion'un bu kadar temkinli olduğunu merak edip çalıya doğru baktığında, kamuflaj olmuş bir şekilde kampı izleyen nameless'ı gördü. nameless'ın arkasından yaklaşan lancelion'dan haberi yoktu. "bir taşta iki kuş" diye düşünerek olacakları izlemeye başladı. lancelion iyice yaklaştığında "hey nameless napıyosun burda ?" dedi. Nameless şaşkınlıkla arkasına döndüğünde yüzüne çarpan bir yumrukla yere yıkıldı. "puhauha bunu hiç beklemiyodun değil mi ? efendim bana yerini tam olarak söyledi.
burada olacağını biliyordum." Bir yandan konuşurken bir yandan da elindeki kılıcı biliyordu. "Şansın pek yaver gitmemiş ha ? Bir watcher olarak pek başarılı sayılmazsın. Neyse işimize dönelim. Bu gece kimse ölmezse ortam bu kadar kaotik olmaz değil mi ?" nameless gözlerinde bir ateşle hançerini çekip lanceliona doğru atıldı. lancelion'un biraz dengesi bozulsa da buna hazırlıklıydı ve kılıcını nameless'ın karnına sokmayı başardı.

İzleyici doğru anın geldiğini farketti ve arkasından yaklaşıp hazırlıksız lancelion'un başını gövdesinden ayırdı. "Bu babacum içindi seni manyak oç". Nameless'ın da hala nefese aldığını farkedip onun da işini bitirdi. "Bu da davamız için".


3. gece ölen Nameless Harmonium Watcher, Lancelion ise xaositect idi.

Gün 4, Gündüz
tunca said:

Gün yine bol tartışmalı başlamıştı. 18 kişilik gruptan 9 kişi kalmasıyla artık herkes ölümle burun buruna olduklarının farkındaydı. Bir Dabus olan shadowfury'den bile bir tedirginlik aurası yayılıyordu. Tartışmaları şu ana kadar sessizce uzaktan izleyen dabus bugün tartışmaya biraz ortak olmaya çalıştıysa da pek etkili olamadı. Harmonium üyeleri hedef olarak sonunda egoyagmur'dan şüphelendiğini belirten buyse'yi seçti. Olacakların farkına varan buyse kaçmaya çalıştı, ancak bulundukları bölgenin doğası gereği biraz uzaklaştıktan sonra kendini tekrar grubun ortasında buldu. Yaka paça buyse'yi tutup boğazlayan üyeler, buyse'nin direnişleri sona erer ermez buyse'nin ruhuyla konuşmak için gereken büyüyü yaptılar. Aldıkları cevapla herkes küfür dağarcığındaki içten küfürleri sıralamaya başladı, buyse sıradan bir harmonium üyesiydi.

Gün 4, gece.

tunca said:

Gece olduğunda, fortuna kararını vermişti. Arkadaşlarının kurtulma şansını arttırmak için kendi hayatını feda edecekti. Kalan üyeleri kamp ateşine toplayıp nameless'ın cesedinin getirilmesin istedi. Meraklanan kalabalık cesedi getirdi. Fortuna cesedin yanına gelip iki elini de başının etrafına koydu ve büyülü sözler mırıldanmaya başladı. Fortuna'nın yaşam enerjisi somutlaşıp nameless'ın bedenine akmaya başladı. nameless daha canlı gözükürken fortuna git gide yaşlanıyordu. Fortuna ölüp, nameless tekrar canlanana kadar bu işlem devam etti. Nameless tekrar hayata dönmüştü.
Tüm bunlar olurken smoke bir anda öksürmeye başladı. Öksürükleri git gide şiddetlenirken, görüntüsü de değişmeye başladı. Smoke son nefesiyle içten bir kahkaha atıp gözlerini kapadı. Smoke'un yaşam enerjisi bittiğinde üzerindeki ilüzyon da kalktı. Bir gözü kırmızı, bir gözü yeşil, parmaklarının arasında bir kurbağada olduğu gibi yelpazeler olan, cüppeli bir insana dönüştü. Smoke slaad kökenli bir tiefling ve xaositect idi. Fortuna ise Harmonium reviver idi.


Gün 5, gündüz.

tunca said:

Artık sadece en dayanıklı harmonium üyeleri hayattaydı. Herkes sağ salim sigil'e dönebilmek için elinden geleni yapıyor, fortuna'nın ölümünün boşuna olmamasını istiyordu. Ateşli tartışmalar sonunda ispanak'ta karar kılınmıştı. Çoğunluğun kendisindne şüphelendiğini farkeden ispanak yalvarmalarıyla acınacak duruma gelmişti. Hayatını kurtarabilmek için elinden gelen her şeyi yapıyor, mümkün olan tüm argümanları sunuyordu. En sonunda diz çöküp salya sümük ağlamaya başladığında daha fazla dayanamayan egoyağmur warhammerıyla ispanak'ın kafasına yönelttiği tek bir güçlü darbeyle etrafı kan, beyin ve kemik parçacıklarıyla doldurdu. Büyüyü yapıp ispanak'ın ruhuyla konuştuklarında herkesin yüzünde tatminkar bir gülümseme oluştu. ispanak son anarchist idi.



Gün 5, Gece.
tunca said:

Tekrar hayata dönmenin mutluluğuyla işinin başına dönen nameless, güzel bir saklanma yerinden hedefini izliyordu. Hedefinin çadırına girenleri tespit ettikten sonra kampa dönmek için ayağa kalkıp arkasına dönen nameless'ın son duyduğu sözler "LOL RESKİLL" idi.


Gün 6, gündüz.

Sixoms son xaositect idi, townie kazandı tebrikz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...