Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Üniversite tercihleri için bütün patilerden yardım bekleniyor


Wispy

Öne çıkan mesajlar

Mesala ben fransaya gidiorum...
Ayrıca pahalı dediğin türkiyedeki bütün ücretli üniversitelerden daha ucuza gelio belki aynı fiyata ..
Hatta 2. sene lojman veya yurtta kalma hakkın oluo ..
Üniversitelerde yemek-sağlık ve tabiki eğitim bedava .. tek para verdiği şey ev kirası + ihtiyaçlar..[signature][hline]" Hiç anlatamadım , hiç anlamadılar "
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

peki ben isletme yazmak istiyorum simdi ikinci ogretimini yazacagim sanirim marmaranin 780 milyon mu neymis harci yillik hadi o onemli degil de insanlar bana iktisat yaz diyorlar. iktisatta is bulma imkani daha fazlaymis ama ben isletme yazmak istiyorum sonucta ona gore projelerim var. Bir de sehir disi muhabbeti var mesela puanim yetmezse *allah korusun* bursa falan dusunuyorum da cekilmez yurt falan ya cok dandik olur daha free olursun ama zugurt gibi surunursun[signature][hline]
Boş bir kağıt bir kalem bir de silgi..
Kağıt ömür demek,kalemle silgi ise benim hayatımı sen yazarsın sen silersin demek..
Sen neyi yazarsan güzel, sen neyi silersen güzel.
İstediğin gibi yaşat,istediğin gibi öldür
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani sonuc olarak ins tutar dedigim yer puanim da cok sakat ne gelcegi belli degil. bi de yarin sabahtan site coker sanirim herkes saldirir. umarim herkes gonlune gore bir yere girer. gerci benim gircegim yer gonlume gore olmasa da girmek istedigim bolum sonucta ingilizce olmasa da. 1 sene kasilmaz bir daha[signature][hline]
Boş bir kağıt bir kalem bir de silgi..
Kağıt ömür demek,kalemle silgi ise benim hayatımı sen yazarsın sen silersin demek..
Sen neyi yazarsan güzel, sen neyi silersen güzel.
İstediğin gibi yaşat,istediğin gibi öldür


[Bu mesaj Prawler tarafından 20 Temmuz 2004 17:31 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

umarım daha iyi bir yer kazanırsın ama yine de ben de kendiminkini yazayım;

istanbul kültür üni. Mat-Bilgisayar;

Fen edebiyat bölümü olduğundan parayla okuyan öğrenci sayısı çok fazla değil. Aslında öğrenci sayısı da fazla değil hocalar herkesi tanıyo, bu sene yeni binaya geçicek sanırım, E5 üstünde boktan bi yer. (Bulgaristana giderken sağda. taksime 45 dakka)

Öğretmenler orta boy (yakın puanlı) bi devlet üniversitesinden iyi (emin gibi sayılırım), sınıflar az kişi olduğundan istediğin gibi lak lak edip soru sorabiliyorsun.

Matematik mühendislikte ki gibi değil, sürekli ispat yapıp duruyorsun, bilgisayar programcılığıyla ilgili dersler biraz daha ön planda (lineer cebir, bulanık mantık, kripto neyim bişiler). ilk 2 sene Mat daha baskın, son 2 sene istersen matematik istersen bilgisayar programlama konusuna devam edebiliyorsun.

Devam zorunluluğu yok, bütün derslerin devamından kaldım, 5 puan kırıyorlar, hadi ya vah vah diyip geçiyorum.[signature][hline]Soru: Bir ampulü değiştirmek için kaç tane C++ programcısı gerekir?

Answer: Hala fonksyonel düşünüyorsun!
Doğru tasarlanmış bir ampul nesnesi, değiştirme metodunu genel ampul nesnesinden miras alır!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi
nam-ı diğer Çapa

Her zaman söylemişimdir: Bu sevmeyen insanın yapacağı iş değil, seven insan ise başka iş yapamaz :)

Yeri Beyazıt'tan 3-4 durak ileride. Vatan Caddesi ile, Millet Caddesi arasına kurulmuş.

Kampüs ve eğitim olarak ikiye ayrıcam.

Tıp seçecek olanların kampüsü tartışmasız hastane olacağı için farklı şekilde yaklaşmak gerekiyor. Geniş alanlara kurulan, düzenli olan hastanelerde okumak çok daha keyifli, ama İTF'de durum tam tersi. Şehrin orta yeri olduğu için genişleme şansı pek olmamış. Fakültenin en olumsuz yanı bu heralde. Başlarda biraz zorlanıyorsunuz ama dalların yerlerini öğrendikten sonra alışıyor insan.

Eğitim konusunda söyleyecek fazla bişey yok, zaten herkes üç aşağı beş yukarı tahmin ediyordur. Tıp eğitimi, sanıldığının aksine kafa patlatma anlamında zor değil. Yapmanız gerekenler belli, açıp okuyorsunuz paso. Ama -ki bu insanların zor sanmasına sebep olan şey- çok çok zaman istiyor. Diğer bölümdeki arkadaşlarınızın sınavlarına 3-5 gün önceden çalışmaya başladıklarını görüp, bol bol kafayı duvara çarparsınız "neden ben 3 hafta çalışmak zorundayım" diye. İTF'nin eğitimine gelince kalitesi ortada zaten. Türkiyenin sayılı tıp fakültelerinden biri. Sahip olduğu "çapa ekolü" nedeniyle yetiştirdiği insanları pek kaybetmiyor. Bu nedenle eğitim kadrosunun büyük çoğunluğu çekirdekten yetişmiş, ve kadronun tamamı Türkiye'nin hatırı sayılır profesörlerinden oluşuyor.

Mezun olduktan sonra uzmanlık için TUS denilen bir sınava giriyorsunuz. ÖSS'den biraz daha zorlu bir yarış :)

Asistan olduktan sonra asıl zorluk başlıyor işte. Eğer cerrahilerden birini seçtiyseniz ilk 2 seneniz gerçekten ağır geçiyor. 8-10 saat çalışıyorsunuz, ertesi sabah işe gelip 24 saat çalışıyor eve gidiyorsunuz. Tekrar 10 saat, ev, 24 saat.. Kısacası gün aşırı nöbetler :) Bunlar zamanla azalıyor (gün aşırı nöbet ilk 6 ay genelde) ve hayattan tekrar keyif almaya başlıyorsunuz :)

Uzmanlık yolunda ilerlemeyip pratisyen hekim kalabilirsiniz. Sözleşmeli hekim olup şilede çalışan bir arkadaşım komik çalışma saatlerine karşılık 2milyar gibi bir para alıyor. Yada kadrolu hekim olup 800 milyon alırsınız. Pratisyen hekimin hayatı kebap. Hatta öyle kebapki bir meslek daha yok bu kadar rahat olan :)) Ama 6 yıl köpek gibi çalış sonra gel 800milyon al hayat boyu olmuyor tabi. Pratisyenlerin bir kısmı da işyeri hekimi oluyorlar. Bunlarda fena para kazanmıyor.

Tıp seçmeyi düşünen varsa mesaj atsın, yardımcı olurum. Biraz daldan dala atladım :)

Askerlikte de değişik durumlar var bu arada. Onlara hiç girmiyim merak eden olursa yazarım.[signature][hline]God created the earth in six days, on the seventh he rendered.
@ui ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected]
ek$i | DevianArt | Eve-Online | K.O.C.


[Bu mesaj Qui tarafından 20 Temmuz 2004 19:24 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi gençler,kontrol mühendisliği mekatronik mühendisliği adı altında da okutulmakta olup,bilgisayar,elektronik,elektrik we makine müh. karışımı birşey.Otomatik kontrol,yani robotlardan tutun işte bulanık mantıkla çalışan ev eşyalarina,işte uzaktan kontrol sağlanan her alanda iş yapabiliyorsunuz.Ayrica otomasyon yani herşeyin otomatiğe bağlanmasın konusunda da oldukça sağlam bir eğitim veriliyor.Eğitim matematik ağırlıklı doğal olarak,hem de biraz ayrıntılı..Şu anda 4 sınıfta öğrenciler var yani ilk mezunlar seneye werilecek haberiniz ola..Sorular warsa beklerim:)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Başkent Üni. İşletme

Üniversite: Kural 1: Burası okul değil, ticarethane. Bi okuldan ne bekleyebilirsiniz bilmiyorum, ama emin olun aradığınızı bulamayacaksınız. Üniversite ortamı yok, dersler, hocalar desen eh işte. Verdiğin parayı haketmeyen, diğer yerlere puanı yetmeyenlerin düştüğü 10uncu tercih her zaman. Sanmıyorum ki kimse ilk tercihine başkent üniversitesi yazıp da gönül rahatlığıyla kayıt yaptırmış olsun. Abim de burda okudu, şimdi de malesef ben okuyorum 5 senedir. Olumlu hiç bi tarafını göremedim, siz de göremeyeceksiniz.

Eğer burslu girmeyi ya da paralı girip sonradan burs almayı düşünüyosanız vazgeçin derim. okul her fırsatta bursları geri almak için bişeyler uydurur, bişeyler bulur. Bir dönem bile kalırsanız burs artık imkansız zaten. Ben girdiğimde burs için gereken not ortalamaları 3,25 (yarım) ve 3,5 (tam) iken, şimdi 3,5 - 3,75 oldu diye biliyorum.

"okula gireyim, bi sürü klübe üye olayım, aktif olayım" diyosanız aman diyim gelmeyin. okulda nerdeyse hiçbi çalışma desteklenmez, mümkünse kösteklenir. okulun en aktif klüpleri "başkent çakalları ve delikanlıları", "arabalı erkek seven kızlar" ve "dengesiz modifiyeciler klübü"'dür. ki onlar da unofficialdır, bi yere falan başvurmazsın. bi bakmışsın, girivermişsin bile :)

İşletme: Bölüm dersleri işletme iktisat ve turizm işletme bir arada yürütülüyo. ilk iki sene bu üç bölüm beraber ders görüyo, daha sonra ayrılıyo, ama pek bi ayrım söz konusu değil, çünkü dördüncü sınıftaki seçmeli dersleri de diğer bölümlerden alabiliyosunuz, yani yalnızca üçüncü sınıfta bölümler ayrı. Bunu neden anlattım; işi ne kadar ciddiye aldıklarını görün diye. Bölümde terör estiren bi kaç küflenmiş hoca var, bunlarla anlaşmanız kesinlikle imkansız. boyun eğeceksiniz. Her yerde her zaman olduğu gibi çalışana her yol açık, ama eşitlik yok. sınavda kötü not alan bi öğrenciyi hoca isterse tekrar sınava alabilirken sizi almayabilir. öyle uç bi örnek de değil bu, bi kaç kez başıma gelen bişey.

danışmanlarla aranızı iyi tutmanız gerek. okul hayatınıza o karar verecek. ne derse desin "he" diyeceksiniz. iyi danışmana rastgelirseniz 6 olan ders sınırını 10'a kadar çekebilirsiniz, ama eğer kıl bi tipse, bi dönem kaldınız diye "başarabileceğine inanmıyorum" bahanesiyle 4 ders bile verebilir.

bölüm içi bi kaç klüp benzeri şey var. elyadal başta olmak üzere bunlardan birisine girip güzel şeyler yapabilirsiniz.

eğer sigara içmiyosanız ve rahatsız oluyosanız okulda pek mutlu olmayacaksınız. koridorlarda sigara içmek yasak olduğu halde öğrenciler, hocalar ve müstahdemler de dahil herkes sürekli sigara içer. bişey diyemezsiniz.

kantine aman diyim inmeyin. bu sene onlarca kişinin önünde fareler koşuşturuyodu. bişey alacaksanız marketten alın. zaten kantinde oturamazsınız. saat 7de gelen görevliler saolsun kendi keyiflerine göre müzik kutusuna 30+ şarkıyı sıraya koyup sesini de sonuna kadar açarlar genelde. sizin attığınız şarkıyı beğenmezlerse en iyi ihtimalle sesi kısılır, en kötü ihtimalle ayakları kabloya takılıverir.[signature][hline]"computer games don't affect kids; i mean if pac-man affected us as kids, we'd all be running around in darkened rooms munching magic pills and listening to repetitive electronic music..."-kristian wilson, nintendo inc, 1989-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bilkent Universitesi - İşletme Bölumu

birincisi bizim bolume gelecekseniz bilmeniz gereken en önemli şey şudur, işletme iktisat arasındaki fark! herkes bunu sorup durur insanların genel olarak cvbı "işletme iktisatın kolay olani" şeklinde bir şey olur. ikisi arasında zorluk farkı vardır evet ama ikisi birbirinden alakasız, ornegin bizim bolumda 2. sınıftan sonra agır matematik ve onunla alakali matematik dersleri yok ekonomi bolumunde varken, ama adamsanız zaten gidip bunları fazladan alırsınız(econometrics fln).

genelde kendini adamdan sayıp "aha işletme kolay beni ancak iktisat keser" gibisinden bir dusunce ile sakin girmeyin iktisata ikisi cok farklı seyler tamam turkiyede aynı alanlarda calısıyorlar ama farklıdırlar!(ya simdi bir şey dicem yanlış olacak ve burdaki arkadaşları yanlış yonlerdirmek istemem ondan bunu bilen birisi acıklasın)

tmm bu karışıklığı atladınız anladınız işletmeci ve ekonomist olmanın arasındaki farkı, işletme olarak bizim okulumuz nasıldır. bizim okulumuz turkiyede işletme bolumleri arasında iyi bir konumda, ama soyle bir gercek var parayı veren giriyor okula ondan salak dolu okul :) cidden durum bu direk soyluyorum sene başında oryantasyonda kızın teki "ay niye dusunuoruzki bırakin başkası yapsın onuda" dedi o derece salak var! ondan çevre olarak çok ezik bir okul(cevre olarak aklı başında muhabbeti duzgun bilgili insanlardan bahsediorum yok diyorsunuz ki ben bilimum tikky ortamlara akicam aha orda mayday onu ariyorsan cok).

egitimden bahsedeyim, egitim gayet iyi yok yazım bilginiz artar yok araştırma kabiliyetiniz yok tartışma kabiliyetiniz, işlem hacminiz fln :) bir tek ben butun sene ingilizce derslerinden sikayetci oldum, ben butun sene ingilizc dersi secemedim kardesim! herkes 8 tane konu arasından ders secti ben bir kez secmedim direk yazdılar ikincide 2 konu arasında secmek zorunda kaldım fln.. bu kotuydu bir de bundan daha onemli olarak şoyle bir sorun vardı, hocalar arasında cok buyuk fark olabiliyor mesela ben ekonomiyi neil arnwine'den aliyordum gayet kolaydı ama arkadaş UGUR KORUM'dan alıyordu tabi baya fark vardı adam 3 sınıfa ders verir gibi 1. sınıflara veriyordu herkes kaldı nerdeyse heriften tabi. bu durum biraz can sıkıcıdır ama her okulda olur herhalde boyle seyler :)

başka bilmek isteyecegin sosyal aktiviteler, mesela klupler. evet okulumuzun klupleri yok sosyal aktiviteleri çok uyuzdur şoyle 3 4 tane duzgun klup var onun dışında klupler dominant bir grup tarafından ele gecirilmiş oluyor ve koleleri olmazsanız direk dışlıyorlar. örnek vermek gerekirse sinema klubundeki adam kendini atilla dorsaya denk bir eleştirmen olarak goruyordu "ben superım heheheh" diye bir konuşma yaptı, direk kaçtım yani ! bunların yanında super aktif gruplarda var(MEC muzik fln) birde birşeyler yapmaya çalışan tayfa var(frp klubu).
ama genel olarak bizim okulun sosyal aktiviteleri (ogrenciler tarafından duzenlenen yani) cok zayıf bunun sebebide herkes kafasına gore takiliyor vede kişiler deişik zevklere sahip olamayacak kadar sığ oluyor genelde. mesela bir odtuye gidiyoruz herkes bir aktivite peşinde okulumuzda bu yok

uzun bir yazı oldu bana başka sorunuz olursa cvp veririm. okulumun kotu iyi her yanını yazdım daha cok kotu yanlarını yazdım ama bu okulumun kotu oldugu anlamına gelmez ben okulumu cok seviorum cevrem duzgundur arkadaşlarım duzgundur egleniorum, mezun olunca istedigim seylere bir adım yakın olacagımada inaniyorum.[signature][hline]Tanrı mutlu olsaydı yaratırmıydı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bilkent - Bİlgisayar Mühendisliği

evet outtrader'ın bıraktığı yerden devam edeyim öncelikle okulu tanıtayım biraz. Bahsedilen salak oranı siz mühendislik fakültesine kaydıkça oldukça azalıyor; fakat gülün dikenine katlanacaksın misali mühendislik fakültesinde kızların bıyıklılarına katlanmak zorunda kalıyorsun o ayrı. dersler ilham verecek, gözünüzü gönlünüzü açacak kızların sayısı oldukça az. ama yine de endüstri mühendisliğinde bu potansiyel oldukça iyi. biz bilgisayar mühendislerine ortayken, elektronikteki kızların bıyıkları benden fazla(espiri yapmıyorum :)).

saçma sapan kulüpler var doğru ama açıkçası bundan çok daha kaliteli ortamı olan bir üni olduğunu sanmıyorum. hepsinde vardır aynı sorun.

burs olyına geleyim. hiçbir şekilde bursunuz kaldırılmıyor. hatta burslusunuz die beleşten hazırlığı bile geçiriyorlar. bladesinger boş bırakmış hazırlık okuyayım diye bir bölümü adamı geçirmişler ehe :)

onun dışında bilkentte bursluların ezilmesi vs durumlar tamamen yalan! en azından mühendislik fakültesinde. aksine krallar gibi yaşarsınız, saygı görürsünüz.

şimdi yavaştan mühendislik fakültesine gireyim sonra da bilgisayara gelirim.

sürüsüne bereket projelerle pestilinizi bir güzel çıkarıyorlar. hayata alıştırıyorlar herhalde bilemeyeceğim :) özellikle ingilizeye değinmek istiyorum ki tam bir işkence. 5-6 ders alıyorsanız ingilizce bir yana diğerleri bir yana oluyor resmen. ingilizcenizin iyi olması sadece alacağınız notu etkiliyor, canınız aynı oranda çıkıyor. bir sürü ingilizce snıoıfları oluyor şansına birine düşüyorsun. mesela benim ilk sınıfım anadolu medeniyetleriydi. müzelere fln gitmiştik ordaki eşyalarla iglili essay filan yazmıştık :D sonra anadoluyu yeşil yapma konulu ingilizce dersimizde ormana gidip ordaki çiçekleri böcekleri inceleyip yazmıştık bişiler ehuhe

neyse biraz daha bilgisayara kayalım. ilk dönem endüstri ve elektroniğe göre kolay geçiyor çünkü fizik yok. 2. dönem alacağınız projeyle zorlukta endüstriyi geçip elektroniğin hala altunda oluyorsunuz. ipin koptuğu yer ise 2. sene. fizik çat diye kafanıza inerken hiç acımadan dijitali de veriyorlar :)

eğer okula girmeden önce ders listesine bakıp da aha süpermiş demeyin sakın! çünkü hiç iplemiyorlar. örneğin 3. seneye elektroniklerin 1 sene boyunca inim inim inlediği 2 dersi çat diye koydular artık üstümüzde ne tür deneyler yapacaklar bilemiyorum.

her neyse. sonuç olarak zorluklarla mücadele etmeyi öğreneceğinizin garantisini veririm buraya gelirseniz :)
aklıma gelenler bunlar tabi ki birçok şey gelmedi aklıma ama sorunuz varsa özelden fln sorabilirsiniz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...