Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Vingthor said: law ben onu düşündüm bikaç kere. ciddiyim ha. Ara ara benimde aklımdan geçmiyor değil ne yalan söylim, bayağı bir araştırdım. Hani asker olucam tüfenk ile ateş edeceğim değilde, tamamen macera ve gelecek kaygısı faktörleri ile. Fizik kondsiyon olarak çok iyiyim. Benim kafamdaki asıl sorun, geri hizmette yer alabilmekde, eğer tutupda beni çatışmaya sokarlarsa kötü olur, tutupda kiralık katil gibi adam vurmak saçma. Ama geri hizmet mantıklı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 ben carry oynarım ya. ver silahı sal. savaş alanını görünce önce altıma sıçarım sonra kendimi vururm net. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 vaniLLe said: Law said: Bakdın olmuyor git fransız yabacılar lejyonuna katıl, sana yeni bir isim ve kimlikde veriyorlar. Yani lejyona girdiğin andan itibaren bu gezegende artık hukuken yoksun. 5 senede hayatta kalırsan, fransız vatandaşlığı kazanır, yeni kimliğin ile yeni bir başlangıç yaparsın. iyi güzel de o 70 milyarlik borcla nereye gidiyosun? yasak diil mi yurtdisina cikmak? Neden yasak olsun ? Hakkında yurtdışına çıkış yasağı varsa ayrı tabi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Anelor Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 lesstroud said: Milletin ufak tefek problemleri abartıp, çok fena haldeyim hedehödö demesine kıl oluyorum. Bir görseler benim hayatımı. Oğlum tam bir başbelası. Sürekli okuldan onunla ilgili telefon geliyor. Tatlı bir kızım var ama çok ukâla. Herkesi sinir ediyor ve sosyal hayatı nasıl olacak bilemiyorum. Muhtemelen lezbiyen olacak ama yine de onu seviyorum. Karımla bir "kaza" yaşadık yaklaşık 3 sene kadar önce. Şimdi evin alışılmış kavga gürültüsünün içinde bir tane daha büyüyor. Karım geçmişte takılı kalmış vaziyette. Annesi gibi konuşuyor ve işleri onun gibi hallediyor. Beni devamlı eleştiren 2 rezil ve sinir bozucu kız kardeşi var. Yaptığım hiçbir şey yeterli görülmüyor. Benim bir kaybeden olduğumu ve karımın başına gelen en kötü şey olduğumu düşünüyorlar. Şişkoyum. Düşük ücretli ve çok tehlikeli bir işte çalışıyorum. Hızlı şekilde yaşlanıyorum. Rezil bir arabam var. Hiçbir amacım yok. Hayatım yakşalık 10 yıldır takılı kalmış vaziyette. Kelim, kırkı yaşlardayım. Derim sarı renkte ve oburum. oha bu daha kotuymus lan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 lejyonerlere katılmaktan bahsediliyor. zaten çıktın mı dönmicen bir daha. kaç git farketmez adamlara. hatta bağlantıyı kur bir şekilde kaçırırlar ülkeden tabi sağlam bir durumun varsa. çok araştırmacı kaçıyomuş böle ben bilmiyodum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
lesstroud Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Diğerleri bir şekilde hallolur da borç gerçekten çok fena. Umarım düzeltebilirsin durumları. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
vaniLLe Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Law said: vaniLLe said: Law said: Bakdın olmuyor git fransız yabacılar lejyonuna katıl, sana yeni bir isim ve kimlikde veriyorlar. Yani lejyona girdiğin andan itibaren bu gezegende artık hukuken yoksun. 5 senede hayatta kalırsan, fransız vatandaşlığı kazanır, yeni kimliğin ile yeni bir başlangıç yaparsın. iyi güzel de o 70 milyarlik borcla nereye gidiyosun? yasak diil mi yurtdisina cikmak? Neden yasak olsun ? Hakkında yurtdışına çıkış yasağı varsa ayrı tabi. ha mahkeme karari olmasi baska, bilmiyorum tam türkiyede bu islerin nasi yürüdügünü. normalde olsa, vize bile vermezler de ondan. lejyonerlikle alakasiz olarak söyledim gerci, onun garip kurallari vardir, sifirliyolardir adami falan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Kendime ait bir aforizma ekleyeyim belki gönlünüze biraz su serper. "Hayat ciddiye alınmayacak kadar saçma ama dalga geçilmeyecek kadar da acımasızdır" Nasıl 3. gözünüz açıldımı bir anda :P. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 şu lejyon tam benlik işmiş lan.ne duygularım ne bişiyim.acımasızda bi adamım.hayatımda suan çok kötü gidiyor.birkaç aya bi bok olmicagım belli olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 o zaman bob marleyden gelsin get up, stand up, don't give up the fight! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 @Red http://www.legion-recrute.com/en/. Kariyer path de hazırlamışlar hehe. Talentleri iyi vermek lazım :P. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 mükemmelmiş. ciddi ciddi düşündüm ama beni tek endişelendiren sistemin dallama fransızlara ait olması sdkfjsfkj Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Sistem şöyle işliyor. Lejyon fransaya bağlı ama her lejyoner fransaya değil, lejyona bağlılık yemini ediyor. Aile kavramını yerleştiriyorlar size, takım ruhunu oturtmaya çalışıyorlar hani birimiz hepimizi, hepimiz birimiz için. Sonuçda adamlar paralı asker, yani savaşırken onları güdüleyen bir şey olmalı. Dinler farklı, milliyet farklı, o halde nasıl bir ortak payda yaratırız diyorlar, burada devreye code of honour geliyor işte. Kısaca 2-3 sene aynı admlar ile yatıp kalkınca ve herşeyinizi paylaşınca (zaten yalnızsızsınız orda) ister istemez aileniz oluyorlar ve bu sizin motivasyonunuz oluyor. Sistem böyle işliyor. Çokda Türk varmış lejyonda. Hatta bir belgeselde soyadı yılmaz olan ve 15 yıldır lejyonda olan bir başçavuşla röpartaj yapılmışdı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
vaniLLe Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 cetin degil miydi o? öle hatirladim bi an da bakinca bunu buldum; le légionnaire "eksiden alinti" said: ön bilgi olması açısından lejyoner başlığı incelendikten sonra bülent çetin adlı lejyoner eskisi ile yapılan ve buraya copy paste yaptığım röportajın okunması, konu ile ilgilenen sözlük okur-yazarları açısından yerinde olacaktır. konuyu pekiştirmek için 1970'li ve 1980'li yıllarda epey moda olan macera romanlarını okumak da yerinde olacaktır. --- "guam ve cibutiye uzanan bir lejyonerin öyküsü..... nasil lejyoner oldum angola, ekvator, pasifik adaları ve fransa lejyon birliğinde geçen bir hayat sonrasında lejyon birliğinden çıkma kararı alan bülent çetin'in inanılmaz öyküsü... kendi isteği ile isviçre lejyon bürosuna kayıt olan çetin kararını değiştirip döndükten sonra geçen günleri... lejyon olmak isteyenler hangi safhalardan geçiyorlar... lejyon olmak uğruna fransa'ya giden yüzlerce türkten birisi olan bülent çetin 1.5 sene lejyon birliğinde yaşadıklarını ilk defa bize aktardı. bülent bey şu şıralar lejyonlar hakkında bilinmeyenler hakkında kitap yazmakla meşgul. küçüklüğümden beri askerliğe olan merakım yüzünden bu işi profesyonel olarak yapmak istedim. ardından lejyonerliğin hangi ülkelerde yapıldığını arajtırmaya başladım. arajtırmalarım neticesinde fransa'da lejyoner birliği olduğunu buldum. benim lejyonerliğe olan merakımda mecara isteğim de vardı. vizemi alıp strasbourg'a gittiğimde ilk önce hiçbir fransız beninle ilgilenmedi. fakat onlara lejyoner olmak istediğimi söyleyince benimle hemen ilgilendiler ve gerekli makamlara götürdüler. hepsi bu işi yapmak istemiş olmama şaşırıyordu. bana vaadedilenler lejyoner olunca sizin önünüze birçok imkan sunuyorlar. beş sene hizmet ettiğimde yarı fransız vatandaşlığı vereceklerini, on beş sene çalışırsam emeklilik hakkının yanında tam fransız vatandaşlığına sahip olacağımı söylediler. fransa her isteyeni lejyoner olarak yetiştirmiyor, lejyoner adaylarından kimi istekleri var. her şeyden önce sabıkanızın olmaması lazım. sonra yapılan birçok ruhsal ve fiziksel testten geçmeniz gerekli. benim ilk önce dişlerime bakmışlardı. dişler vucut sağlamlığının aynası olarak görüldüğünden %70'inin sağlam olması gerekiyor. dişlerinin %70'i sağlam olmayanlar baştan eleniyorlar. uyuşturucu, esrar, gasp, cinayet suçları olanlar eğitime alınmıyor. diş kontrolunden sonra pek çok sinir testinden geçmiştik. burada başarılı olanları lejyonerlerin bulunduğu bir hastahaneye götürdüler. buradaki lejyonerlerin çoğu sakattı. gözü, kolu, bacağı olmayan birçok emekli lejyoner beş yıldızlı otelleri aratmayan bir hastahanede yaşıyorlardı. bu süre zarfında benimle birlikte başvuranların çoğu elendi. türklerden çekiniyorlar en son bizi gestapo testi dedikleri bir testle denediler. bir binaya götürüldük. eğer bu binadan istedikleri şekilde çıkarsak bizim artık lejyoner olacağımızı belirttiler. tabii bu binaya girmeden önce kanlarımızı, dişlerimizi, kafataslarımızı test edip ölçmüşlerdi. benim tercümanlığımı da burada başka bir türk yapmıştı. bana konuşurken "türkiye ile ilgili kötü şeyler söyleme" dedi. türklerden çok çekiniyorlar zaten. binaya girdik, beni sınayacak subay almandı. bana "konuşmalarında hiç yalan söyleme, ne söylersen söyle ama her zaman doğru olsun" dedi. "sen zaten lejyoner oldun ama son kez sorgulanman lazım" dediler. sonra benimle ilgili edindikleri bilgileri söylemeye başladılar. sen şurda doğdun, şu okulları bitirdin, şu kurslara gittin, şu bölgelerde ikamet ettin, buraya gelinceye kadar şunları şunları yaptın deyince ben şaştım kaldım. hakkımdaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyorlardı. ben alman subaya "vatanımı sevdiğimi, bu işi meslek olarak yapmak istediğimi, para kazanmak için burada olduğumu" söyledim. bana vatandaşlığını değiştirme işlemi olan 'reftige' olmak isteyip istemediğimi sormuşlardı. ben hayır deyince adımı değiştirmediler. bu işlemi yani reftige'yi geldiğin ülkede bir suç işlemişsen daha sonra başın derde girmesin diye yapıyorlar. yeni bir ad ve kimlikle lejyonerliğe hizmet ediyorsun. ağir eğitim lejyoner olabilenler kesinleşince kastel bölgesine götürüleceğimiz söylendi. kastel'de çok ağır bir eğitimden geçtik. silahlar patlayıcılar, savunma, askerlik konusunda hiç bilmediğimiz eğitimlerden geçtik. hollandali, madagaskarlı, belçikalı, afrikalı, dünyanın her yerinden gelen askerlerler birlikte çalıştık. burada her türlü din serbestti. üç ay boyunca ne telefon, ne de tabiatta bulduğumuz canlılardan başka bir yiyecek vardı. beni özellikle sırp bir lejyoner ile nöbete gönderen komutanlar uzaktan bizi izliyorlardı. sırp lejyonere ters bir tepkim olup olmadığını merak ediyorlardı. komutan beni odasına çağırarak "seni lejyoner olduğun için sırp askerle birlikte bosna'ya göndersek sırpları mı korursun yoksa türkleri mi korursun? o anda yanındaki sırp yanlış yaparsa ne yaparsın?" diye sordu. ben de "benim görevim türkleri korumak ise görevimi yaparım. ama türkleri öldürmek ise bunu yapamam. kendi vatandaşıma ateş açamam" dedim. bunun üzerine subay "eğer öldürürüm deseydin, yarın bir gün sen bizi de öldürürdün. bu kararın isabetli oldu." dedi. amaç ne ? bu askeri sistemde maddiyat tamamıyla ön planda idi. usta bir sekilde yetiştirilen askerler ihtiyacı olan ülkelere kiralanıyorlardı. dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir savaşta, ülkeler kendi askerlerini kullanmıyorlar. beklentileri olmayan, aile kavramını yitirmiş, sivil hayatta başarılı olamamış, fanatik düşünen kişilerin bir arada toplandığı bir yer burası. lejyonerler arasında polonyalılar ile almanlar çok fazla, özellikle almanlar, nazi döneminden kalma askerlik sevdalılarını bu paralı askerlik ortamında açığa çıkarıyorlar. ben daha sonra ne gibi davranışlarda bulunduklarını bilmiyorum .o seviyeye kadar gelmedim. benim eğitimim altı ay sürdü. ondan sonrada sizi kendi birliğinize gönderiyorlar. birliğinizde size teklifler sunuluyor. tahiti, cibuti, guam’a gidebilirsiniz. sniper (keskin nişancı) uzmanı olabilirsiniz ki bunu kimse istemiyor. sniper’de yüksek bir yer çukur kazıp önünüze kim çıkarsa hiç bir canlı ayırt etmeden kim olursa olsun yok ediyorsunuz. bunu da zaten insanlığını kaybetmiş olanlar yapıyor. ben fizyoterapist olduğum için tıbbi yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeyi tercih ettim. askerliği yardım etmek için istediğimi, ateş etmek istemediğimi bildirdim. amacım masum insanları öldürmek değildi. lejyonerliğe gelen kişileri 4000 frank aylıkları bulunuyor. 20.000 frank da cibuti'de görev yapanlara veriliyordu. sonra vatandaşlık hakkı veriyorlar, fakat siz bu hakları kazanmadan önce bir kontrat imzalamanız gerekiyor. bu avantajları hayatta kaldığınız taktirde elde edeceksiniz. kısacası bir çeşit ölüme imza atıyorsunuz. üniformalar ile dışarıya çıktığınız zaman fransızlar ‘vivi la de lejyoner’ diye bağırıyorlar. fransız haklı hem seviyor hem de lejyonerlerden ürküyorlar. devlet bu gücü iç işlerinde kullanmıyorlar. lejyonda çalıştığın sürece ne olacağını bilmiyorsun nereye göndereleceğini bilmiyorsun. hep bir bilinmezlik içindesin. tamamıyla para için çarpışıyorsun. amacın size maaşınızı veren insanların istekleri çercevesinde gelişiyor. bunun yanında -sebebini bizim bilmediğimiz- pekçok asi bulunan lejyoneri vurdular. gençlere tavsiye gençler gelip lejyoner olmak istediğini söylüyorlar. benim onlara tavsiyem ise arkalarında kendilerini merak edecek insanların olmaması gerekiyor. lejyonerlik ile insanlar vatanlarından tamamıyla kopuyorlar. tamamıyla başka bir vatana hizmet etmek durumunda kalıyorsunuz. bu ortamda adam öldürebilirler, masum insanlara zarar verebilirler. uzun askerlik yaparak can da kurtarabilirler. lejyonerlikte başka insanların boyundurluğu altına giriyorsunuz. ‘bir müddet lejyonerlik yapıp, sonra vatanıma dönerim’ diyorsanız, bu sizin için büyük bir tecrübe ve aynı zamanda da şaş olur. lejyonerlik açıkcası sonu olamyan bir yol. türkiye’ye de kurulabilinir. türkiye’de emniyet ve asker çıkışlı emekli insanlar ile dernek çatışı altında birlik kurmakistediğini belirten bülent çetin şunları söylüyor "bir türk lejyonerler birliği kurulabilinir. ama bu birliğin devlet kontrolunde genelkurmay denetiminde olmasını istiyorum.türkiye dışında kurulacak bir birlik kurma teklifini gündene getiriyorum çünkü fransa’daki lejyon birliğinde birçok türk arkadaşımız var. bunlar tecrübelerini aktarmak istiyorlar. fakat böyle bir organizasyon olmadığı için tecrübelerini yararlı bir şekilde kullanamıyorlar. ben yeteneklerimi vatanım ve milletim için kullanmak istiyorum." --- kaynak : http://www.netpano.com/lejyoner.htm Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 1 sene zaman veriyorum kendime.bu bir senede hayatım böyle devam ederse dahada kötüye giderse yemin ederim giderim.ruhum acı çekeceğine bu kadar gider kurtulurum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 vaniLLe said: cetin degil miydi o? öle hatirladim bi an da bakinca bunu buldum; le légionnaire "eksiden alinti" said: ön bilgi olması açısından lejyoner başlığı incelendikten sonra bülent çetin adlı lejyoner eskisi ile yapılan ve buraya copy paste yaptığım röportajın okunması, konu ile ilgilenen sözlük okur-yazarları açısından yerinde olacaktır. konuyu pekiştirmek için 1970'li ve 1980'li yıllarda epey moda olan macera romanlarını okumak da yerinde olacaktır. --- "guam ve cibutiye uzanan bir lejyonerin öyküsü..... nasil lejyoner oldum angola, ekvator, pasifik adaları ve fransa lejyon birliğinde geçen bir hayat sonrasında lejyon birliğinden çıkma kararı alan bülent çetin'in inanılmaz öyküsü... kendi isteği ile isviçre lejyon bürosuna kayıt olan çetin kararını değiştirip döndükten sonra geçen günleri... lejyon olmak isteyenler hangi safhalardan geçiyorlar... lejyon olmak uğruna fransa'ya giden yüzlerce türkten birisi olan bülent çetin 1.5 sene lejyon birliğinde yaşadıklarını ilk defa bize aktardı. bülent bey şu şıralar lejyonlar hakkında bilinmeyenler hakkında kitap yazmakla meşgul. küçüklüğümden beri askerliğe olan merakım yüzünden bu işi profesyonel olarak yapmak istedim. ardından lejyonerliğin hangi ülkelerde yapıldığını arajtırmaya başladım. arajtırmalarım neticesinde fransa'da lejyoner birliği olduğunu buldum. benim lejyonerliğe olan merakımda mecara isteğim de vardı. vizemi alıp strasbourg'a gittiğimde ilk önce hiçbir fransız beninle ilgilenmedi. fakat onlara lejyoner olmak istediğimi söyleyince benimle hemen ilgilendiler ve gerekli makamlara götürdüler. hepsi bu işi yapmak istemiş olmama şaşırıyordu. bana vaadedilenler lejyoner olunca sizin önünüze birçok imkan sunuyorlar. beş sene hizmet ettiğimde yarı fransız vatandaşlığı vereceklerini, on beş sene çalışırsam emeklilik hakkının yanında tam fransız vatandaşlığına sahip olacağımı söylediler. fransa her isteyeni lejyoner olarak yetiştirmiyor, lejyoner adaylarından kimi istekleri var. her şeyden önce sabıkanızın olmaması lazım. sonra yapılan birçok ruhsal ve fiziksel testten geçmeniz gerekli. benim ilk önce dişlerime bakmışlardı. dişler vucut sağlamlığının aynası olarak görüldüğünden %70'inin sağlam olması gerekiyor. dişlerinin %70'i sağlam olmayanlar baştan eleniyorlar. uyuşturucu, esrar, gasp, cinayet suçları olanlar eğitime alınmıyor. diş kontrolunden sonra pek çok sinir testinden geçmiştik. burada başarılı olanları lejyonerlerin bulunduğu bir hastahaneye götürdüler. buradaki lejyonerlerin çoğu sakattı. gözü, kolu, bacağı olmayan birçok emekli lejyoner beş yıldızlı otelleri aratmayan bir hastahanede yaşıyorlardı. bu süre zarfında benimle birlikte başvuranların çoğu elendi. türklerden çekiniyorlar en son bizi gestapo testi dedikleri bir testle denediler. bir binaya götürüldük. eğer bu binadan istedikleri şekilde çıkarsak bizim artık lejyoner olacağımızı belirttiler. tabii bu binaya girmeden önce kanlarımızı, dişlerimizi, kafataslarımızı test edip ölçmüşlerdi. benim tercümanlığımı da burada başka bir türk yapmıştı. bana konuşurken "türkiye ile ilgili kötü şeyler söyleme" dedi. türklerden çok çekiniyorlar zaten. binaya girdik, beni sınayacak subay almandı. bana "konuşmalarında hiç yalan söyleme, ne söylersen söyle ama her zaman doğru olsun" dedi. "sen zaten lejyoner oldun ama son kez sorgulanman lazım" dediler. sonra benimle ilgili edindikleri bilgileri söylemeye başladılar. sen şurda doğdun, şu okulları bitirdin, şu kurslara gittin, şu bölgelerde ikamet ettin, buraya gelinceye kadar şunları şunları yaptın deyince ben şaştım kaldım. hakkımdaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyorlardı. ben alman subaya "vatanımı sevdiğimi, bu işi meslek olarak yapmak istediğimi, para kazanmak için burada olduğumu" söyledim. bana vatandaşlığını değiştirme işlemi olan 'reftige' olmak isteyip istemediğimi sormuşlardı. ben hayır deyince adımı değiştirmediler. bu işlemi yani reftige'yi geldiğin ülkede bir suç işlemişsen daha sonra başın derde girmesin diye yapıyorlar. yeni bir ad ve kimlikle lejyonerliğe hizmet ediyorsun. ağir eğitim lejyoner olabilenler kesinleşince kastel bölgesine götürüleceğimiz söylendi. kastel'de çok ağır bir eğitimden geçtik. silahlar patlayıcılar, savunma, askerlik konusunda hiç bilmediğimiz eğitimlerden geçtik. hollandali, madagaskarlı, belçikalı, afrikalı, dünyanın her yerinden gelen askerlerler birlikte çalıştık. burada her türlü din serbestti. üç ay boyunca ne telefon, ne de tabiatta bulduğumuz canlılardan başka bir yiyecek vardı. beni özellikle sırp bir lejyoner ile nöbete gönderen komutanlar uzaktan bizi izliyorlardı. sırp lejyonere ters bir tepkim olup olmadığını merak ediyorlardı. komutan beni odasına çağırarak "seni lejyoner olduğun için sırp askerle birlikte bosna'ya göndersek sırpları mı korursun yoksa türkleri mi korursun? o anda yanındaki sırp yanlış yaparsa ne yaparsın?" diye sordu. ben de "benim görevim türkleri korumak ise görevimi yaparım. ama türkleri öldürmek ise bunu yapamam. kendi vatandaşıma ateş açamam" dedim. bunun üzerine subay "eğer öldürürüm deseydin, yarın bir gün sen bizi de öldürürdün. bu kararın isabetli oldu." dedi. amaç ne ? bu askeri sistemde maddiyat tamamıyla ön planda idi. usta bir sekilde yetiştirilen askerler ihtiyacı olan ülkelere kiralanıyorlardı. dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir savaşta, ülkeler kendi askerlerini kullanmıyorlar. beklentileri olmayan, aile kavramını yitirmiş, sivil hayatta başarılı olamamış, fanatik düşünen kişilerin bir arada toplandığı bir yer burası. lejyonerler arasında polonyalılar ile almanlar çok fazla, özellikle almanlar, nazi döneminden kalma askerlik sevdalılarını bu paralı askerlik ortamında açığa çıkarıyorlar. ben daha sonra ne gibi davranışlarda bulunduklarını bilmiyorum .o seviyeye kadar gelmedim. benim eğitimim altı ay sürdü. ondan sonrada sizi kendi birliğinize gönderiyorlar. birliğinizde size teklifler sunuluyor. tahiti, cibuti, guam’a gidebilirsiniz. sniper (keskin nişancı) uzmanı olabilirsiniz ki bunu kimse istemiyor. sniper’de yüksek bir yer çukur kazıp önünüze kim çıkarsa hiç bir canlı ayırt etmeden kim olursa olsun yok ediyorsunuz. bunu da zaten insanlığını kaybetmiş olanlar yapıyor. ben fizyoterapist olduğum için tıbbi yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmeyi tercih ettim. askerliği yardım etmek için istediğimi, ateş etmek istemediğimi bildirdim. amacım masum insanları öldürmek değildi. lejyonerliğe gelen kişileri 4000 frank aylıkları bulunuyor. 20.000 frank da cibuti'de görev yapanlara veriliyordu. sonra vatandaşlık hakkı veriyorlar, fakat siz bu hakları kazanmadan önce bir kontrat imzalamanız gerekiyor. bu avantajları hayatta kaldığınız taktirde elde edeceksiniz. kısacası bir çeşit ölüme imza atıyorsunuz. üniformalar ile dışarıya çıktığınız zaman fransızlar ‘vivi la de lejyoner’ diye bağırıyorlar. fransız haklı hem seviyor hem de lejyonerlerden ürküyorlar. devlet bu gücü iç işlerinde kullanmıyorlar. lejyonda çalıştığın sürece ne olacağını bilmiyorsun nereye göndereleceğini bilmiyorsun. hep bir bilinmezlik içindesin. tamamıyla para için çarpışıyorsun. amacın size maaşınızı veren insanların istekleri çercevesinde gelişiyor. bunun yanında -sebebini bizim bilmediğimiz- pekçok asi bulunan lejyoneri vurdular. gençlere tavsiye gençler gelip lejyoner olmak istediğini söylüyorlar. benim onlara tavsiyem ise arkalarında kendilerini merak edecek insanların olmaması gerekiyor. lejyonerlik ile insanlar vatanlarından tamamıyla kopuyorlar. tamamıyla başka bir vatana hizmet etmek durumunda kalıyorsunuz. bu ortamda adam öldürebilirler, masum insanlara zarar verebilirler. uzun askerlik yaparak can da kurtarabilirler. lejyonerlikte başka insanların boyundurluğu altına giriyorsunuz. ‘bir müddet lejyonerlik yapıp, sonra vatanıma dönerim’ diyorsanız, bu sizin için büyük bir tecrübe ve aynı zamanda da şaş olur. lejyonerlik açıkcası sonu olamyan bir yol. türkiye’ye de kurulabilinir. türkiye’de emniyet ve asker çıkışlı emekli insanlar ile dernek çatışı altında birlik kurmakistediğini belirten bülent çetin şunları söylüyor "bir türk lejyonerler birliği kurulabilinir. ama bu birliğin devlet kontrolunde genelkurmay denetiminde olmasını istiyorum.türkiye dışında kurulacak bir birlik kurma teklifini gündene getiriyorum çünkü fransa’daki lejyon birliğinde birçok türk arkadaşımız var. bunlar tecrübelerini aktarmak istiyorlar. fakat böyle bir organizasyon olmadığı için tecrübelerini yararlı bir şekilde kullanamıyorlar. ben yeteneklerimi vatanım ve milletim için kullanmak istiyorum." --- kaynak : http://www.netpano.com/lejyoner.htm Yok bu değil, bu adam 1.5 sene sonunda kaçıyor lejyondan diye biliyorum gerçi ayrıldım diyor. 5 senelik kontrat yaparsınız. O tamamlanmadan ayrılamassın lejyondan. Kaçarsan ayrı tabi ama Fransaya bağlı bir toprak parçası üsütnde yakalanırsan hapis cezası var. Fransaya bir daha giremessin kısaca. Benim dediğim yılmaz soyadlı lejyoner. B Ya burda böyle yazdım ama özel mesajlar gelmeye başladı :), arkadaşlar şaka bir yana yani bu ihtimali düşünmeyin bile, dönüşü olmayan bir yol. Sanki lejyonun propaganda bakanı gibi oldum aman ha lejyon falan sakat. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
idilik Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 gerçekten zormuş durumun...oldukça genç bir yaşta kaldırılması oldukça güç, ağır bir yük binmiş omuzlarına. senin durumuna benzer sıkıntılar yaşayan bir sürü genç var; işte okulu uzayan, derslerle baş etmekte zorlanan, ailesinin güvenini sarsan, ekonomik sorunları olan v.s, ve bu nedenlerle küçük ya da büyük çaplı psikolojik sorunlar yaşayan... ama sana bir de borç olayı fena girmiş gözüküyor. yapabileceğin en önemli şey, kendini fiziksel ve ruhsal olarak güçlü tutmaya çalışıp, sorunların üstesinden gelebileceğin konusunda kendine inanmak, güvenmek. sorunlarını kısa vadeli olarak çözümlemeye çalış bence. yani birincil amacın kendini fizyolojik ve psikolojik açıdan sağlıklı tutmaya çalışmak olmalı. sağlıklı olduğun sürece sorunları sırasıyla alt etme çabalarına girişebilirsin, sağlığını yitirirsen, sorunları halletmen daha da güçleşir. sağlığın yerinde olduğu sürece mücadelene devam edebilirsin. bunu, hiç kimsenin başına gelemeyecek çok zorlu bir mücadele olarak ta görme. yaşadıklarının benzerini ya da daha kötüsünü de yaşayan sürüyle insan var. 2. etap olarak uzatmalı da olsa okulunu bitirip, işe girmeyi amaçla. bu arada borç olayını çok fazla dert etme. borç olayını ancak okulu bitirdikten sonra sorun etmeye başla, şimdiden kafa yorma onun için. 80.000 az bir para değil ama, şimdiden nasıl ödeyeceğini düşünmenin pek bir yararı yok. okul bittikten ve de bir işe girdikten sonra, taksitle, banka kredisi, aile yardımı v.s ile zor da olsa bir şekilde ödenir o borç. yeter ki sağlıklı, güçlü ol. sonuç olarak, sorunların hepsini dert ve yük edinme kendine şu an. adım adım halletmeyi hedefle. kolay gelsin... bir de şu andaki avantajlı durumlarını da düşünmeye çalış. örn: bir üniversiteyi bitireceksin (senin yaşında pek çok kişinin üniversiteye girememiş olduğunu, hatta bu konudaki umutlarını tamamiyle yitirmiş olduklarını düşün), sana karşı güvenleri azalmış ta olsa seni seven ve destekleyen bir ailenin olduğunu düşün, senin ve ailenin sağlıklı olduğunu ve sağlık olduğu sürece zor da olsa sorunları üstesinden gelinebileceğini düşün... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 ne kötüleyip duruyosunuz abi. çok güzelmiş. dert yok tasa yok. normal bi insanın yapabileceği bişey değil tabii ki görüldüğü gibi. zaten hangimiz normaliz ki lan şurda sdfklj Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 asker olmayı bile tekrar tekrar düşününmek gereken bir devirde, lejoner olmak gibi şeyleri kalınızdan bile gecirmeyin. dunyanın dort bi yanında, artık kacıcak deliği kalmamış insanlar toplanıyo fransız yabancı lejonunda. öle cok ceval cok delikanlı adamları toplayıp paralı askerlik yaptırmıyolar yanı. Ayrıca ne yaptılarıda mechul lejonerlerin, o kadar askerleri var, 10 senede bir suraya 300 kişi gonderdik buraya 500 kişi gonderdik diye rapor veriyolar o kadar. Komik olmayın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
narziss Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 @Bella, ben de üzülüyorum, ama elimden bir şey gelmiyor. Teşekkürler yine de düşünceliliğin için. @VaniLLe, inan zaten beni yıllar yılı tutan tek şey de odur. "Ne olursa olsun ayakta kalacağım" düşüncesi yani. O yüzdendir ki, merak etme, intihara falan meyilim yok. Yani, gidip bir yerlerde kafama sıkacak olsam böyle aleni yapmazdım bu işi, tarzım değil. Gider, sessiz sedasız geberirdim kendi başıma. Bu arada yurtdışı çıkış yasağım yok, ama senetlerin kefili annem ve babam. Böyle sağlam çalışır benim okulum. Hala çıkış yolu arıyorum, o yüzden paylaşıyorum/soruyorum ya zaten.:) @rahatsiz, 23 yaşındayım ve 15 yaşımdan beri kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum-gerçi ne kadar başarılıyım o bilinmez de-. Elbette, nasıl 16 yaşındaki sorunlar insana çok uzak ve saçma geliyorsa, belki 40 yaşına geldiğimde bunlar da çok saçma gelecek. Lakin, şöyle bir durum var; elle tutulur problemler benimkiler. Bu kadar somut olunca ve Demokles'in kılıcı gibi tepende sallanınca, kötü oluyorsun ister istemez. @Law, düşünmedim değil inan ki. Araştırdım da hatta. Ama asıl yapmak istediğim bir gemiye miço/garson/neolursa olarak yazılmaktı. Kimseye haber vermeden. Derken bunca senenin üzüntüsü/çabasının boşa gideceği ve ailemin kahrolacağını fark edip vazgeçtim. Bir ara cidden gidecektim yoksa. @lesstroud, eyvallah. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 ne yapıcaklar abi. kominist liderlere suikast, elması, petrolü olan yerel liderlere sukiast filan işte Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 o değil de şey vardı bulamadım. google fransızların askeri başarıları gibi bişey yazıyoduk, hiçbişey çıkmıyodu, onun gibi bişey vardı. bulamadım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Cuce said: asker olmayı bile tekrar tekrar düşününmek gereken bir devirde, lejoner olmak gibi şeyleri kalınızdan bile gecirmeyin. dunyanın dort bi yanında, artık kacıcak deliği kalmamış insanlar toplanıyo fransız yabancı lejonunda. öle cok ceval cok delikanlı adamları toplayıp paralı askerlik yaptırmıyolar yanı. Ayrıca ne yaptılarıda mechul lejonerlerin, o kadar askerleri var, 10 senede bir suraya 300 kişi gonderdik buraya 500 kişi gonderdik diye rapor veriyolar o kadar. Komik olmayın. Yani arkadaşlar biz burda latife ediyoruz. Bu ihtimali düşünmeyin bile cüce doğru demiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 böyle bourne yapsınlar beni ahaha Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 18, 2010 Hahah. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar