Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

e Barış Manço`nun Adam Olan Çocukları


Dynun

Öne çıkan mesajlar

Esra Kıvılcım: Eğitim koordinasyon müdürü olmuş

`13 Nisan 1983 İstanbul doğumluyum. İtalyan Lisesi`nden mezun olduktan sonra işletme okudum. 1990 yılında 1. Çocuk Vizonshow`da çocuk mankenliği yaptım. O yıllarda birçok reklam filminde oynadım. 5 yıl boyunca yüzme ve tenisle ilgilendim. Yeşilyurt Spor Kulübü`nde yapılan 100 metre bayanlar yüzme yarışında altın madalya aldım. Şu an Mecidiyeköy`deki Çağdaş Eğitim Danışmanlık AŞ`de eğitim koordinasyon müdürüyüm. Adam Olacak Çocuk`a 6 yaşındayken katıldım. Program çekimleri Galatasaray Lisesi`nde yapılıyordu. Katılımlarla Lale Manço ilgileniyordu. Anneannem Lale Hanım`la iletişime geçmiş, mektup yazmıştı. Ben ikinci sırada çıkmıştım. Elbisemi çok beğenmişti. Kahve renkli süet bir elbiseydi, üstünde de kürklü bir ayıcık vardı. Farklı bir şarkı söylemiştim, hatırlamıyorum şimdi. Sesimi çok beğenmişti.`

***

Burcu Çatanlar: Kendi matbaasını yönetiyor

`17 Ekim 1983 İstanbul doğumluyum. Üniversiteyi kazandım ama okumadım. İş hayatına atıldım. Şimdi Zeytinburnu`nda Özsenem Matbaacılık`ta yöneticilik yapıyorum. 1 Ocak 1989 Pazar günü programa katıldım. O gün çok mutluydum. 5 buçuk yaşındaydım. Hatta tüm çocuklar ağlarken ben annemin elini bırakıp koşarak yanına gitmişim, çok heyecanlıydım ve çok kalabalıktı. Üçüncü çocuk olarak sahneye çıktım ve o inanılmaz heyecanım bir anda gitti. Çünkü bizimle olan diyaloğu o kadar iyi ve sevecendi ki, kendimi çok rahat hissetmiştim. Benimle beraber programa çıkan arkadaşların ismi Tuğçe, Tolga, Esra ve Özgür`dü. Aralarında en küçük bendim. Bana ilk hitabı Burcu Prenses olmuştu. `Sen dişini fırçalıyorsun değil mi?` diye sormuştu. Minik fare şarkısını okumuş ve 10 puan, 10 puan, 10 puan, 10 puan, 40 puanla şampiyon olmuş ve Barbie bebeği kapmıştım.`

***

Ceyhun Yatkın: `Hedefim üst düzey yönetici olmak`

`1985 Elazığ doğumluyum. Hataylı`yım. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi`nde dış ticaret okudum. Şu anda English Time`da müşteri temsilcisi olarak görev yapıyorum. Hedefimde üst düzey yöneticilik var. Adam Olacak Çocuk`a katıldığımda 4 yaşındaydım ama o kadar izleyenin karsına çıkmak çok heyecan vericiydi. En önemlisi de Barış Abimizi göreceğim diye çok mutluydum, çünkü bizler onun şarkılarını dilimizden düşürmezken, o Hatay`da benim yanımda olacaktı. Programa katılma sırası bana gelmişti ve başladık ama küçük bir talihsizlik oldu. Elektrikler kesildi. Ama Barış Manço bizim hevesimizi kırmadı. Çekim yapılıyormuş gibi bizimle konuştu, programı devam ettirdi. Onu unutmak mümkün değil.`

***

Merve Yılmazoğlu: `Yüzüklerini almaya kalkmıştım`

`1984 İstanbul doğumluyum. Trakya Üniversitesi İşletme mezunuyum, yaklaşık 3 yıldır Garanti bankasında çalışıyorum. Barış Manço`yu gerçekten çok ama çok severdim küçüklüğümden beri. Hâlâ da şarkılarını dinledikçe sevgiyle anarım. Adam Olacak Çocuk programına çıktığımda çok mutlu olmuştum ve yayında kendisinin yüzüklerinden birini istemiştim, hatta parmağından çekip almaya kalkmıştım, çok net hatırlıyorum. O da `Tamam içeride vereceğim` demişti ama alamadım tabi yüzüğü.`

***

Yağmur Acar: Hiçbir şey olamadım

`1988 yılında Samsun`da doğdum. Sonra ailemle İstanbul`a geldik. 1992`de Adam Olacak Çocuk`a çıktım. Kendisini çok severdim, küçük olduğum için hep saçları ilgimi çekerdi, ben de uzatırdım. Yüzüklerine bayılırdım. Programa çıktığım günü hiç unutmam. Konuşmalarımız dün gibi gözümün önünde. Piti kareli etek, yelek takım giymiştim, sıranın bana gelmesini bekliyordum. Barış Abi bana önce `Yılan ne içer?` diye sordu, sonra da kulağıma eğilip süt diye fısıldadı. Nasıl da şımararak `aboneyim` şarkısını söylemiştim. `Büyünce ne olacaksın demişti. `Doktor` diye cevap vermiştim. Çocukluk işte, hiçbir şey olamadık. Bana lahana bebek hediye etmişti. Toprağı bol olsun, öldüğünde 1 hafta kendime gelememiştim, evde yasa bağlanmıştım, Resmine bakıp ağlıyordum. Onu çok özlüyorum. Sonra okula başladım, oturduğumuz yerden taşındık. Ortaokul, lise bitti, okumayı hiç sevmiyordum. Okula hep uyumaya giderdim, okuldan sonra şansıma çok güzel bir iş buldum. Goldaş`ta ürün takip elemanı olarak çalışmaktayım. Okumadığım için sonra pişman oldum, şimdi açıköğretimde işletme bölümündeyim.`

***

Ümit Manay: `Ispanaktan nefret ederdim, sayesinde yemeye başladım`

`26 Kasım 1987 yılında Edirne`de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Edirne`nin Keşan ilçesinde tamamladım. Müjdat Gezen Sanat Merkezi`nde sinema yazarlığı bölümünde okuyorum. Yarışmaya 1997`de başvurdum. Seçmelere katıldım ve yedeklere kaldım. Çekimlere katılamadım diye iki gün evde ağladım, hiç yemek yemedim. Barış Manço`yla tanışmam böyle oldu. Ben onun sayesinde ıspanağı sevdim, musakka yemeye başladım. Amatör olarak müzikle de ilgileniyorum. Bir rock grubum vardı, ama destek olmadığı için sadece 4 yıl ayakta kalabildi. Bir gün, Barış Manço kadar kaliteli bir sanatçı olmak için ant içtim.`

***

Ayşenur Sevinç: `Ağlamaktan sorularına cevap verememiştim`

`1992 İstanbul doğumluyum. 15 yaşındayım, Samsun Fen Lisesi`nde okuyorum. Hedefim iyi bir tıp fakültesini kazanmak ve plastik cerrah olmak. Şimdi Samsun`da yaşıyoruz. O zaman İstanbul`daydık. Adam Olacak Çocuk`a katıldığımda 5 yaşındaydım. Annem ve babamla birlikte Ortaköy`deki Balböceği Çocuk Evi`ne gitmiştik. Barış Manço, bana adımı sorduğunda ağlamaya başlamışım, beni susturamamışlar ve yerime oturtmak zorunda kalmışlar. Çocukluğum onu dinleyerek geçti. Şarkılarını dinlemeden uyuyamazdım. Öldüğünde 8-9 yaşlarındaydım. Çok ağlamıştım. Şimdi bile hatırlayınca gözlerim doluyor. Seni çok özlüyoruz, senin gibisi yokmuş.`

***

Janset Rojda Sanır: Beni sahneye çağırdığında neredeyse kalbim duracaktı

`1 Mart 1991`de Antalya`da doğdum. Pek iyi hatırlayamasam da 1996`da Adam Olacak Çocuk`a katıldım. Programda misafir sanatçı olarak Pınar Aylin çıkmıştı. İlk kez televizyona çıkıyor ve böyle bir ortamda bulunuyordum. Barış Abi beni sahneye çıkardığında kalbim duracaktı neredeyse, çok terlemiştim, heyecanlanmıştım, hangi takımı tuttuğumu bile unuttum. Annemin bana baktığını gördüm, fırsat bu fırsat deyip `Anne ben hangi takımlıydım?` diye sordum. Herkes kahkaha atmaya başladı tabi, Barış Abi de. Sonra annem `Beşiktaşlısın` dedi, ben de gururlanarak `Beşiktaş` dedim. Fakat Beşiktaş diş fırçası kalmadığı için bana Fenerbahçeli fırça vermişti, çok üzülmüştüm. Sıra şarkı söyleme faslına geldi, annem öyle basit bir şarkı okumamı istememişti, bu nedenle `Sev kardeşim` şarkısını söyledim. Şimdi lise üçüncü sınıftaydım. Hâlâ Antalya`da yaşıyorum. Hedefim sinema ve televizyon okumak.`

***

`1990="">Konya doğumluyum. ODTÜ Metalürji Malzeme Mühendisliği bölümünde birinci sınıfta okuyorum. Barış Manço... Barış Abi... Cana yakınlığı, güler yüzü ile tüm insanların sevgisini kazanan, sanatıyla ülkemizin adını tüm dünyaya duyuran insan. Sene 1993. Daha 3 yaşındayım. Annem de her anne gibi benim `Adam Olacak Çocuk` programına çıkmamı istiyordu. Annem programa katılmam için Barış Abi`nin ofisine mektup yazar. 3 sene boyunca Barış Abi`den cevap alamadık. 1996 senesinde telefon çalar, telefondaki Barış Abi`nin ofisinden bir bayandır. Beni `Adam Olacak Çocuk` programına beklediklerini söyler. Ama annem inanamaz buna, bir arkadaşının ona şaka yaptığını sanır. Zor da olsa bayan, annemi inandırır ve program için hazırlık başlar. Şarkı seçimi, kıyafet seçimi ve Barış Abi`ye hediyeler... Uzun bir yolculuk sonrası İstanbul`dayız, Barış Abi`nin yanında. Çok heyecanlı olduğumu dün gibi hatırlıyorum. Bizi stüdyoya aldılar. Hatırlarsanız Barış Abi çocukları çizgi film kahramanı şeklindeki arabalara oturtuyordu. Ninja kaplumbağaları görür görmez oturdum içine. Ama gözüm karşımda duran oyuncaklardaydı. Konuklar yerlerine yerleşmiş hazırlıklar tamamdı. Kulisten Barış Abi koşarak stüdyoya girdi ve seyircileri selamladı. Güler yüzünü asla bozmuyordu. Yapay bir gülümseme değildi bu, çünkü o bütün insanları seviyordu ve onları gülümseyerek de olsa mutlu etmek hoşuna gidiyordu. Sırayla bizleri almaya başladı. Çıkanlar şarkı söylüyor, Barış Abi`nin sorularını cevaplıyordu. Sıra bana yaklaştıkça daha fazla heyecanlanıyordum. Ve Barış Abi adımı söyledi. `O bizi kırmadı, ta Konya`dan geldi` dedi. Seni hiç kırar mıydım Barış Abi, beni çağırmışsın bir kere. `Şehzade Oğuzhan` diyerek beni mikrofonun yanına kadar götürdü. `Merhaba Oğuzhan` dedikten sonra yolculuğumun nasıl geçtiğini sordu, `neyle geldiniz` dedi. `Arabayla geldik` dedim. Halbuki trenle gitmiştik. Heyecandan ne dediğimi bilmiyordum. `Arabanın neresine oturdun?` dedi, `önüne oturdum` dedim. Barış Abi şok oldu. Bana arabanın arkasına oturmamı sıkıca tembihledikten sonra şarkı söylememi istedi. Bu sırada bir sağıma, bir soluma geçiyor, saçları beni gıdıklıyordu. Ferdi Baba`dan `Fadime`nin Düğünü` parçasını söyledim. Şarkıyı bilenler hatırlar şarkıda `Hadi gel köyümüze geri dönelim, Fadime`nin düğününde halay çekelim Aboooo` kısmı vardı. `Abooo` deyişim Barış Abi`nin çok hoşuna gitmiş olacak ki defalarca tekrarlattı. Küçük konserimden sonra Barış Abi, `sarı-mavi` renkli diş fırçamı verdi ve beni yerime kadar götürdü. Diğer arkadaşlarda sahneye çıktıktan sonra Gülay Eralp ile beraber şarkılar söyledik. Program sonunda Barış Abi seyircileri nazikçe selamladıktan sonra bizlere istediğiniz oyuncağı alabilirsiniz dedi. Kendimi cenneteymiş gibi hissetmiştim. Gittim oyuncakların başına ninjamı aldım ve ailemin yanına gittim. Ailemle birlikte Barış Abi`nin yanına gittik. Hediyelerimizi verdik. Sıra geldi fotoğraf çekilmeye. Barış Abi ellerini omzuma koydu, içten bir şekilde gülümsedi ve o an ölümsüzleştirildi. 1 Şubat 1999. Gazeteler, televizyonlar senin öldüğünü söyledi. Duyar duymaz gözlerim doldu, ağlamaya başladım. O zamanlar 3. sınıftaydım. İlkokul öğretmenim Hikmet Ata senin ölümünden sonra beni tahtaya kaldırdı. Bir şarkını söylememi istedi. Söyleyemedim Barış Abi. Tahtaya çıktım `Ayrılık, ayrılık aman ayrılık` diyemedim, gözyaşlarına boğuldum. Çünkü ayrılmıştık seninle. Ama bitecek bu ayrılık. Sen orada bizleri, `Adam Olmuş Çocuklar`ını bekliyorsun. Barış Abi, sen gelmiş geçmiş en nadide `sanatçı`lardan birisin. Sanatın ile ülkemize hizmet eden ender sanatçılardansın. Barış Abi sana söz veriyorum, bundan sonra arabanın hep arkasına oturacağım. Mekanın cennet olur inşallah.`

***

Ömer Faruk Vural: `Kadir İnanır gibisin, dört çiçek bir böcek, demişti`

`1987`de İstanbul doğumluyum. Girne Amerikan Üniversitesi`nde Mimarlık okuyorum. Son sınıftayım. Okulu bitirince mimarlığın yanı sıra inşaat işiyle de ilgilenip müteahhitlik yapacağım. Programa katıldığımda 4 yaşındaydım. Babam programdan birilerini tanıyordu, beni de yazdırmışlardı. Çocuklardan biri gelmeyince apar topar çağırmışlardı. Hastaydım. Grip olmuştum. Annem ve babam ne kadar şarkı ezberletseler de, bana sıra gelince `mini mini bir kuş donmuştu`yu okumuştum, burnumu çeke çeke. O gün programa 4 kız vardı, erkek sadece bendim. Barış Abi, `Kadir İnanır gibisin, dört çiçek, bir böcek demişti.`

***

Kerim Aybar: `En büyük kamyonu ben kazandım`

`19 Mayıs 1994 İstanbul doğumluyum. Avrupa Koleji`nde lise birde okuyorum. Hedefim pilot olmak. Adam Olacak Çocuk programına 3 yaşında katıldım. `Belediye ne yapar?` diye sormuştu. Otobüsleri, itfaiyeleri var, yangınları söndürüyor, hırsızları yakalıyor demiştim. `Aferin, bravo` demişti galiba. Hediyeler oyuncak bir kamyonun üstündeydi, herkes üstünden ufak hediyelerden alıyordu, ben almamıştım. Hediyeler bittiğinde kamyon bana kalmıştı. Seni unutamıyoruz, dilimizden şarkıların düşmüyor.`

***

Kaan Yenileyen: Sinirlenip programı terk etmiştim

`26 Mayıs 1986`da Bursa`da doğdum. 1.5 yaşında İstanbul`a taşındık ve 1989 yılında Adam Olacak`a katıldım. Ben programda dördüncü sıradaydım ve sıkılıp mikrofona doğru koştum. Barış Abi de beni tutup sıramı beklememi söyleyerek yerime oturttu. Çok geçmeden tekrar sıkılıp sahneye koşup mikrofonu tuttum, Barış Abi tekrar beni uyararak yerime oturttu. Ben de sinirlenip hızla stüdyoyu terk ettim, program durdu. Annem peşimden koştu koridorlarda. Sakinleştirmek için kucağına aldığında annemin boncuklu kolyesini kopardım ve yerler boncuk oldu insanlar yürümekte zorlandı. Daha sonra Barış Abi geldi ve beni sevmeye başladı `Bu çocuk çoktan adam olmuş` dedi. Tekrar programa geçildi. Sıramı beklemek adına diğer çocuklarla otururken gene canım sıkıldı, yanımdaki kızın eteğini kaldırdım. Sonra sıram geldi `mini mini bir kuş konmuştu` diye giden çocuk şarkısını söyledim. Oyuncak faslında koşar adım gidip küplü oyuncaklarımı aldım. Şu an sinema son sınıf öğrencisiyim ve kendi bestelerimizi yaptığımız rock grubumda solistlik yapıyorum.`

***

Eren Ocak: `Hayatımın en güzel hediyesini verdi`

`23 Mayıs 1983 İstanbul doğumluyum. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi`ni kazanarak eğitimimi burada tamamladım. Askerliğimi Karamürsel`de bahriyeli olarak yeni bitirdim. Şimdi ise iş hayatıma kendi inşaat şirketimizde başlamayı düşünüyorum. Adam Olacak Çocuk`a 1989`da katıldım. Barış Abi, sevdiğim yemekleri, ailemle aramın nasıl olduğunu, diş fırçalama adetlerimi ve hoşlandığım aktiviteleri sormuştu. Programla alakalı bir anımı iyi hatırlıyorum. Birinci programdan evvel yanımıza geldiğinde yüzüklerine gözüm takılmıştı ve bunu fark ederek yanıma gelmişti. İstersem birini bana verebileceğini her zamanki nazikliği ile sorduğunda ben utanarak sadece teşekkürler demiştim. Paket halindeki hediyelerden biraz büyükçe olanını seçmiştim. Hiç unutmam içinden maketleri birleştirerek hazırlanan bir şehir çıkmıştı. Benzin istasyonundan oteline, şarküterinden otoyola kadar her şey vardı. Aldığım en güzel ve değerli hediyelerden birisidir.`

***

Sedef İlke Vurtop: Adam Olacak Çocuk`a çıktım, film teklifi aldım

31 Mart 1983 İzmir doğumluyum. İki yıl sonra ailem İstanbul`a taşınmış. İstanbul`da Anadolu Lisesi`ndeki ortaöğrenimimden sonra, İstanbul Üniversitesi`nde kamu yönetimi bölümünde okudum. sınıfta burs kazandım, Almanya`ya gittim, son 3 senedir buradayım. Masterımı da bitirip, bir yandan çalıştım, şu anda uluslararası bir firmadayım, Almanya`dan Amerika`ya 6 aylığına gönderdiler, staj proje kapsamında bir iş. Masterımı şubat ortasında alacağım Almanya`dan. Sonra da iş hayatına öğrenci olmadan devam edeceğim inşallah. Elimden geldiği kadar tüm ailemi ve arkadaşlarımı İstanbul`da bırakmayı göze alarak adam olmaya çalışıyorum. Adam Olacak Çocuk`a 1988`de katıldım. 5 yaşındaydım. Hepimizin eline bir numara vermişlerdi. İlk başta gözümüze çarpan hediyeler olmuştu. Hangimiz en çok hediyeyi kapacağız diye. Sahneye ilk ben çıktım. Sezen Aksu`nun `gel gel sarışınım` şarkısını söylemiştim. Çok beğenmişlerdi. Atıf Yılmaz yeni filmi için şarkı söyleyen bir çocuk arıyormuş. Arkadaşım Şeytan filminde oynadım. 5 dakikalık bir rolüm var, şarkı söylüyorum.`
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 yıl sonra ...
Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum yoksul görsen besle kaymak bal ile
Yaz dostum garipleri giydir ipek şal ile
Yaz dostum öksüz görsen sar kanadın kolunu
Yaz dostum kimse göçmez bu dünyadan mal ile

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı

Yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı
Yaz dostum su üstüne yazı yazsan kalır mı
Yaz dostum bir dünya ki haklı haksız karışmış
Yaz dostum boşa koysan dolmaz dolusu alır mı

Yaz tahtaya bir daha tut defteri kitabı
Sarı çizmeli Mehmet ağa bir gün öder hesabı


olm bu adam ermiş yada ne biliyim,değerini bilememişiz be,youtube da izledim gözlerim doldu klibini,özledik be barış abiyi bide bu konunun garbage de değilde müzik yada konu dışında olup sabitlenmesi gerekiyor ya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...