Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Zizek'ten İsrail tespiti


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

Bugün Radikal'in internet sitesinde buldum, paylaşayım:

İsrail iki devletli çözümü yarım ağızla kabul ederken, Batı Şeria'da bunu imkânsızlaştıracak bir durum yaratmakla meşgul. Dünya bir gün uyanıp Filistinlilere ait bir Batı Şeria olmadığını, bölgenin Filistinlilerden arındırıldığını görecek ve gerçeği kabul etmek zorunda kalacak





Slavoj ZIzek
İsrail polisi 2 Ağustos 2009’da, Doğu Kudüs’teki Arap mahallesi Şeyh Cerrah’ın bir bölümünü kordona aldıktan sonra iki Filistinli aileyi (50’den fazla insan) evlerinden zorla çıkardı; boş binalara hemen Yahudi yerleşimciler taşındı. İsrail polisi yüksek mahkemenin verdiği bir karardan dem vursa da, tahliye edilen Arap aileler 50 yılı aşkın süredir orada yaşıyordu. Bu defa her ne hikmetse dünya medyasının dikkatine mazhar olan olay, çok daha büyük ve genelde görmez-den gelinen berdevam bir sürecin parçası.
Beş ay önce 1 Mart’ta İsrail hüküme-tinin işgal altındaki Batı Şeria’da Yahudi yerleşimcileri için 70 binden fazla yeni ev inşa etme planları hazırladığı bildirilmişti; bu planlar uygulanırsa, işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimcilerin sayısını 300 bin daha artırabilir. Böyle bir adım yaşayabilir bir Filistin devleti ihtimalini ciddi biçimde baltalamakla kalmaz, Filistinlilerin gündelik hayatlarını da çekilmez hale getirir.

Asıl işgal ‘bürokratik’
Bir hükümet sözcüsü bu haberi yalanladı ve planlarda pek az doğruluk payı olduğunu savundu - yerleşimlerdeki evlerin inşası için savunma bakanlığının ve başbakanın onayı gerekiyordu. Ne var ki 15 bin ev çoktan kesin olarak onaylandı durumda ve önerilen evlerden 20 bini İsrail’in müstakbel bir barışta elinde tutma beklentisine girmesinin mümkün olmadığı yerleşimlerde bulunuyor.
Sonuç belli: İsrail iki devletli çözümü yarım ağızla kabul ederken, sahada bu çözümü imkânsızlaştıracak bir değiştirilemez durum yaratmakla meşgul. İsrail’in planlarının ardındaki hayalin özetini, bir yerleşimci kasabasını yakınlardaki bir Batı Şeria tepesinde yer alan Filistin kasabasından ayıran duvardan okumak mümkün. Duvarın İsrail tarafında, duvarın ötesindeki kırların görüntüsü resmedilmiş, fakat o resimde Filistin kasabası yok, sadece tabiat, ot ve ağaçlar görülüyor. Duvarın öte tarafını boş, bakir ve yerleşilmeyi bekleyen şekilde tahayyül etmek, en saf haliyle etnik temizlik değil de nedir?
Tam da hükümetin 70 bin ev planının ortaya çıktığı gün ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton Gazze’den yapılan bir roket saldırısını ‘zarar verici’ diyerek eleştirdi ve şunu öne sürdü: “İsrail dahil hiçbir ülkenin, toprakları ve insanları roket sadırılarına maruz kalırken öylece durup seyredemeyeceğine kuşku yoktur.” Peki Filistinliler Batı Şeria günbegün ellerinden alınırken öylece durup seyretmeli mi?
Barışsever İsrailli liberaller Filistinlilerle ihtilaflarını (her iki tarafta barışı reddeden aşırılıkçılar olduğunu kabul ederek) nötr, simetrik terimlerle ifade ederken, şu basit bir soruyu sormak lazım: Doğrudan siyasi-askeri düzeyde ortalık süt limanken (yani gerilimler, saldırılar veya müzakereler yokken) Ortadoğu’da neler olup bitiyor? Olup biten şey şu: Batı Şeria’daki topraklar Filistinlilerden yavaş yavaş alınıyor. Filistin ekonomisi gitgide boğularak, toprakları parsellenerek, yeni yerleşimler inşa edilerek, Filistinli çiftçilere tarlalarını terk etmeleri için (ekinlerin yakılması ve kutsal değerlere hakaret edilmesinden hedefli cinayetlere kadar uzanan yöntemlerle) baskı yapılarak yürütülüyor bu mesai. Ve bütün bunlar, Kafkaesk bir yasal düzenlemeler ağıyla destekleniyor.
Sari Makdisi ‘Filistin Tersyüz: Günbegün İşgal’ adlı kitabında, İsrail’in Batı Şeria işgali nihayetinde silahlı kuvvetlerce yürütülüyor olsa da, bunun nasıl bir ‘bürokrasinin yürüttüğü işgal’ olduğunu anlatıyor: Bu işgal esasen başvuru formları, tapu senetleri, ikâmet izinleri ve diğer izinlerle işliyor. Günlük hayatın, İsrail’in genişlemesini yavaş, fakat düzenli olarak garantiye alma mesaisini yerine getirecek şekilde mikro-idaresi söz konusu: İnsanlar ailesinin yanından ayrılmak, tarlasını sürmek, bir kuyu açmak veya hastaneye, işe, okula gitmek için izin almak zorunda. Böylece Kudüs’te doğan Filistinliler tek tek orada yaşama haklarından mahrum bırakılıyor, ekmek parası kazanmaları engelleniyor, ikâmet izinleri verilmiyor vs.

Parçalı bir yarımada gibi
Filistinliler Gazze’yle ilgili o sorunlu klişeyi sık sık kullanıyor: “Gazze dünyadaki en büyük toplama kampıdır.” Ne var ki, geçen yıl bu niteleme tehlikeli biçimde gerçeğe yaklaştı. Bütün soyut ‘barış dualarını’ müstehcen ve ikiyüzlü kılan temel gerçeklik işte bu. İsrail’in, medyanın görmezden geldiği yavaş, görünmez bir süreç yürüttüğü besbelli; dünya bir sabah uyanıp artık ortada Filistinlilere ait bir Batı Şeria olmadığını, bu toprakların Filistinlilerden arındırıldığını görecek ve gerçeği kabul etmek zorunda kalacak. Filistinli Batı Şeria’nın haritası çoktandır çok parçalı bir yarımadaya benziyor.
2008’in son aylarında, yasadışı Yahudi yerleşimcilerin Filistinli çiftçilere yönelik silahlı saldırıları gündelik
birer vaka haline geldiğinde, İsrail devleti bu aşırılıkları dizginlemeye çalıştı (yüksek mahkeme bazı yerleşimlerin boşaltılmasına hükmetti), fakat birçok gözlemcinin de işaret ettiği gibi, gönülsüz alınan önlemlerdi bunlar ve zaten İsrail’in imzaladığı uluslararası sözleşmeleri ihlal eden uzun vadeli politikalarının karşısında hiçbir ehemmiyeti kalmıyordu. Yasadışı yerleşimcilerin İsrailli yetkililere karşılığı, “Sizinle aynı şeyi, sadece daha aleni yapıyoruz, öyleyse bizi suçlamaya ne hakkınız var?” oldu. Ve devletin buna cevabı da esasen şuydu: “Sabırlı olun ve çok aşırıya kaçmayın. Biz sizin istediğiniz şeyi, sadece daha ılımlı ve kabul edilebilir bir usulle yapıyoruz.”
Aynı hikâye 1949’dan beri tekrarlanıyor: İsrail uluslararası toplumun önerdiği barış koşullarını, barış planının işlemeyeceği olgusuna güvenerek kabul ediyor. Yasadışı yerleşimciler bazen Wagner’in Walkirie’sinin son perdesindeki Bründhilde’ı hatırlatıyor - Wotan Bründhilde’a hışımla yaklaşır ve bariz emirlerine karşı gelip Siegmund’u korumakla sadece bizzat Wotan’ın gerçek arzusunu yerine getirdiğini söyler; Wotan dış baskı altında gerçek arzusunun aksi yönde davranmaya mecbur kalmıştır. Aynı şekilde yerleşimciler de, kendi devletlerinin gerçek arzusunu hayata geçirdiklerini biliyorlar.

Teröre sempatiyle ilgisi yok
İsrail devleti ‘yasadışı’ yerleşimcilerin şiddet içeren aşırılıklarını kınasa da, Batı Şeria üzerinde yeni ‘yasal’ inşaatları teşvik ediyor ve Filistin ekonomisini nefessiz bırakmayı sürdürüyor. Filistinli-lerin adım adım kuşatıldığı ve yaşama alanlarının dilim dilim edildiği Kudüs haritasına bir göz atmak her şeyi anlatı-yor. Filistinlilere yönelik devlet eliyle uygulanmayan şiddeti kınamak, gerçek devlet şiddeti sorununu bulandırıyor; yasadışı yerleşimleri kınamak, yasal olanların yasadışılığını bulandırıyor.
Tüm bunların orta yerindeyse, İsrail yüksek mahkemesinin o çok övülen tarafsız ‘dürüstlüğü’nün ikiyüzlülüğü duruyor: Mahkeme, sık sık zorla yerlerinden edilen Filistinliler lehine kararlar almakla ve tahliye edilmelerinin yasadışı olduğuna hükmetmekle, kalan meselelerin büyük çoğunluğunun yasallığını garantiye alıyor.
Bütün bunları göz önüne almak, mazur görülemez terör eylemlerine sempati duyulmasını asla gerektirmez. Tam tersine, insanın terör eylemlerini ikiyüzlülük göstermeden kınayabilmesini imkân verecek yegâne zemini sağlar. (Birbeck Beşeri Bilimler Enstitüsü’nün uluslararası direktörü, 18 Ağustos 2009)

Kaynak

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=950630&Date=20.08.2009&CategoryID=81

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Geçenler'de filistin başkanı gidip kıbrıs rum kesimine kıbrıs'ın bütünlüğünü destekliyoruz gibi birşeyler söylemişti...

Umrumda değildi zaten cok güzel kapak olmuştu fetocanlara...
''Ayranı yok içmeye tahterevanla gider sıçmaya'' ama o halde bile bizim iş işlerimize karışabiliyorlar helal olsun...

Ha bide öncesinde arap birliği israil&filistin bizim iç meselemizdir karışma diye uyarmıştı bide kehkeh...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Fetocu siyasi tutumun yaklaşımlarına kendimi en zıt hangi noktada konumlandırabilirim" derdiyle bir toplumun etnik temizliğe maruz kalışına gıkını çıkarmamak, beni ilgilendirmez demek bence en kibar tabiriyle "dar görüşlülük"tür.
Bir de tabii toplum ile iktidar ve devleti birbirinden ayıramayan, Filistin iktidarının/devletinin iki-üç Türkiye aleyhine açıklamasını ölen, ölmekte olan, yuvalarını kaybetmekte olan tüm Filistin halkına maledenler var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Masticore said:

Geçenler'de filistin başkanı gidip kıbrıs rum kesimine kıbrıs'ın bütünlüğünü destekliyoruz gibi birşeyler söylemişti...

Umrumda değildi zaten cok güzel kapak olmuştu fetocanlara...
''Ayranı yok içmeye tahterevanla gider sıçmaya'' ama o halde bile bizim iş işlerimize karışabiliyorlar helal olsun...

Ha bide öncesinde arap birliği israil&filistin bizim iç meselemizdir karışma diye uyarmıştı bide kehkeh...


O dediğin haber filistinin tüm resmi makamlarınca yalanlandı ve yalan haber olduğu ortaya çıktı. Hemen birkaçgün sonrasında hemde. Sen biraz geç öğrenmiş oldun ama olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ne kadar ileri görüşlü veya vizyon sahibi bi adam da olsan konuyla alakası olmayan birinden fazla yapabileceğin ancak 2-3 kişiye kendi tezlerini kabul ettirmek olur.Açıkçası ben de sıkıldım artık bu Filistin davasından.Ortada bir gerçek var,savaşı İsrail kazandı. Basınıyla siyasetçisiyle işadamıyla bütün dünya da bu adamların arkasında,ciddi bir tehdit olmadığı sürece bu adamlar durmayacak da.Filistinlilerin artık şapkayı önüne koyup mevcut şartlara uygun bir strateji geliştirmeleri lazım.Birleşmiş Milletlerden İsrail'e ambargoya kadar gidebilecek bir yaptırım olmadığı veya sürekli bir barış ortamı sağlanmadan Filistin kurtulamaz.Kaldı ki yapabilecekleri en kötü barış antlaşması bile şu anki şartlarından iyidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben hala israili destekliyorum

yahudileride severim, senelerce lobi faaliyetlerini turkiye yararina bu kadar cok kullanmis pek cok kez bize destek olmus ve askeri olarak vahsi orta dogudaki turkiyenin en buyuk askeri muttefikine cok degil bundan 80 yil once askerimi sirtindan bicakliyan, emeviler doneminde atalarima kilic zoruyla dinini kabul ettiren ve bizden kendine ait diye ozgurlestirdigi topragi gidip satan filistinlilere niye aciyim

ummetcilerimzi dahada delirtirse gidip bir zionist dernek bulur go go isral diye tezahurat bile yapabilirim

insanlari zorla marjinallestirmek boyle birsey iste
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yürüttükleri politika gayet başarılı (her ne kadar insan hakları ihlallerini tasvip etmesem de) bölgeden arapları sistematik bir şekilde uzaklaştırıp çözümsüzlük konusunda ellerinden geleni yapacaklardır. orta vadede (50-100 yıl içerisinde) ise oradaki mevcut statükonun uzun zamandır devam ettiğini öne sürüp uluslararası platformda haklılığını kabul ettireceklerdir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rahatsiz said:

ya aslında şöyle bir düşündümde bu filistin israil olayı kadar beni ilgilendirmeyen bir olay yok sanırım. o kadar bıkkınlık yarattılarki.


pff dimi ya, hep yanı şekilde ölüyolar, bi şekil yapsınlar bi hareket olsun.

hep aynı şey hep aynışey baydılar valla
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cihant said:

Şüphesiz İsrail daha suçlu,çünkü daha güçlü.Eğer güç Filistinlilerde olsaydı onların da İsraillilerden az kalır tarafının olacağını sanmıyorum.Acaba o zaman sofularımız İsrailliler de insan diyip dinkardeşlerini karşılarına alırlarmıydı?

Konuyu açan kişi olarak üstüme alınarak yazıyorum cevabı, benden bahsetmiyorsan kusruma bakma da senelerdir ateistim. Dolayısıyla din kardeşi kollayayım gibi bir derdim yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Anlıyorum hümanizm iyi hos guzel sey de . nijerya'da afganistan'da pakistan'da afrikanın farklı farklı yerlerinde 100 lerce 1000 lerce insan öluyor hic dogru durust haber bile olmuyor . israil filistin catısmaları ise masallah gundemden inmiyor . ben bunu anlamıyorum ıste. bu humanızm deil bildigin ummetcilik. aynı zihniyet 11 eylul oldugunda oh iyi oldu amerikaya diye yaklasmıstı olaya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

AMO said:

Anlıyorum hümanizm iyi hos guzel sey de . nijerya'da afganistan'da pakistan'da afrikanın farklı farklı yerlerinde 100 lerce 1000 lerce insan öluyor hic dogru durust haber bile olmuyor . israil filistin catısmaları ise masallah gundemden inmiyor . ben bunu anlamıyorum ıste. bu humanızm deil bildigin ummetcilik. aynı zihniyet 11 eylul oldugunda oh iyi oldu amerikaya diye yaklasmıstı olaya

e abi nijeryaya ağlasalar da bu sefer dibinde filistin var oradakiler dururken nijeryalılar senin neyine demeyecek misin?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Humanizm bakıs acısından degerlendiriyorsan nijeryadaki insanla filistindeki insan arasında fark olmaması lazım. mesafe neyi degistiriyor ki ?
Benim sahsi fikrim baska insanların acılarına boyle uzulmeye baslasan dunya uzerınde tek bir mutlu gun gecirmemen lazım dunya o kadar yoz ve igrenc bir yer. Empati ne kadar insancıl birsey olsa bile bana kalırsa hayat baskalarının acıları ıcın uzulmeye degmiycek kadar kısa . bu yuzden bu tarz seyler umrumda olmuyor hic ancak ben senin gibi odun duygusuz bir insan deilim diyorsanız da bari insandan insana ayrım yapmayın bu duygularınızı insan sevgisi olgusu altında bırlestırın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@antimodes
Seni kastetmemiştim,benim orda eleştirdiğim basının ve toplumun ikiyüzlülüğü.Müslümanlara yönelik bişey olunca,hele bide yahudiler yapmışsa yeri göğü inletiyorlar.E sınırın diğer tarafında hergün onlarca kişi hayatını kaybediyor.Ölen şii öldüren sünni olunca akan kan helal mi oluyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Viktor said:

ben hala israili destekliyorum

bizden kendine ait diye ozgurlestirdigi topragi gidip satan filistinlilere niye aciyim



detayınızı bilmediğiniz konularda boş boş konuşmayın.


ayrıca fakirlik çekmek bir şey, ölmek başka bir şey. ölen insanlar masum insanlar genelde ve onlara acımazsanız zaten apaçık hayvan oluyosunuz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok hayvanligini reddeden adnan hocacilar ben atalarimi reddetmiyorum

http://www.lebleb.com/images/resim/King%20Kong/King%20Kong2.jpg

konunda detayini gayet iyi biliyorum ayrica arap israil savaslari ile ilgili 2 si askeri 5-6 kitap okudum, yahudiler ramazan bayraminda muslumanalra saldirsa kiyemet kopar adamlarin en kutsal gununde israile topyekun savas acip faillamayi basariyor araplar

ISRAILI YERYUZUNDEN SILUCEGIIIIZZZZZZ

mentalitesini once bir rafa kaldirsinlar ondan sonra maduriyetlerini tartisiriz araplarin

bide once kendi aralarinda birlessinler bir plox
bizimki van minut cakti adamlar size ne oluyor mesele bizim meselemiz dedi lol
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aile köküne baktın yani? ordan gelmişsin öyle mi? filistinliler senin zirilyonuncu dedene adilik yapmış yani? öyleyse haklısın zaten bişey diyemem. veya o kavme bişey mi yapmış?

Anlamadığım ölen insanlara acımamak nasıl bir kafa hele ki masumlarsa yani? Evet filistin kurtuluş örgütü gibi kafalarda olan insanlar savaş uğruna çatışmada falan ölebiliyorlar veya saldırılarda ama sivillerin ölmesine acımamak çok garip bir kafa olsa gerek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aile kokum ortada baya

buyukamcalarimdan biri kanal operasyonunda olmus

arastirsan senin akrabalrin arasindanda cikar mutlaka merak etme

kasaplik koyun gibi anadoludan toplanip yollanan asker cephe gerisinden vuruldu araplar tarafindan, bunun tartisilicak yani yok

ummetciler bugun "arap ihaneti yalan" diye geziyor ortada bitek
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...