Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

kenan evren hastaneye kaldırıldı,çok üzüldük.


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
zaten darbeye hiç zemin hazırlanmadı. hazırlandıysa da ufolar geldi hazırladı. sonra anarşi çıktı, kenan the hero geldi ve kanı durdurdu. darbeyi de istemeye istemeye yaptı kenan, kendi çıkarlarını falan düşünmedi hiç. her şey halk için.
Mesaj tarihi:
"Adam gibi adam yok nerde anam yada bize ras gelmez,
hele bakin bakin hele millete kare kare bize tek pas vermez" adlı eseri Ahmet Dursun, kürdili hicazkar makamından seslendiriyor..
Mesaj tarihi:
ordu 75-80 arası dönemde ne etliye ne sütlüye karışıyordu,polis teşkilatı da mhp ve sol kökenliler olarak 2 ye ayrıldığından,adam kayırmaca,solcuyu yakalayan solcu polisin elemanı geri bırakması karakoldan gibi,veya tam tersi,12 eylül sabahı asker her yeri ele geçirerek (meclis,üniversiteler,gazeteler,sendikalar)akan kanı bir gecede durdurmuştur,şimdi benim anlamadığım olay şu,devam etseydi darbe olmasaydı şu anda belkide türkiye taş devri karanlığına gömülmüştü.derdiniz nedir anlıyamıyorum,solcuysanız solcularda çok acı çekti işkence gördü,sağcılarda işkence odalarında inim inim inledi,hala nedir bu alıp veremediğiniz,gizliden gizliye ordu düşmanlığımı yapılıyor anlıyamıyorum,kenan evren israilden gelmediki oda bu memleketin evladıydı sonuçta,demirelmi ölürse arkasından rahmet okursun evrenmi derseniz evren derim bu kadar basit,biraz google da araştırın hiçbirşey yapmasanız bile:S
Mesaj tarihi:
superwiz said:

biraz google da araştırın hiçbirşey yapmasanız bile:S

vay be geçmişimizi googledan öğrenicez.

sen demekki googledan öğrenmişsinki saçmalamışsın taş devrine dönerdik diye yazmışsın darbe olmasaydı
ulan darbe dediğin olay yüzünden zaten bu kadar gerideyiz.
Mesaj tarihi:
nileppezdel said:

Ahaha :D sağcılar da solcular kadar işkence çekti, asıldı öyle mi? sdfsdf :D

alınma ama
bi kerede mantıklı bi cevap yazdığını görmedim şu konu dışında
0 bilgin var
hahaha hehehe gibi yazılarla maksat cevap atmak olsun diye giriyosun.
kısacası cahilsin bu konularda ama sadece diğer din, siyaset topiclerinde de olduğu gibi
"ben ateistim, ben chp liyim, ben solcuyum" diye sürekli bi kendini belli etme çabalarındasın. ama boşsun
Mesaj tarihi:
kermit ben o dönemi görmedim,duyduklarımı ve bildiklerimi söylüyorum,sen gördünmü o dönemi? googledan araştırın dememin sebebi ise,inan 1 kere bile bu konu için google a bakmadım,ama burda cahil cahil yazanlardan daha fazla biliyorum o zamanda yaşanılanları duyduklarımdan aktarıyorum,ama burda hiçbirşey bilmeden sağa sola bok atanlara yazdım google ı malum bilgi toplumu olmaya az kaldı sdasdasd
Mesaj tarihi:
iyide google da taraflı tarafsız bi sürü yazı var.
hangi birine okuyup inanacaksın.
tarafsız diyebileceğin bi yazı varmı ? sana göre tarafsızdır bana göre taraf tutar.
Mesaj tarihi:
hocam peki sen sağcı dersin ben solcu ortada anlaşamayız,ama bunların derdi neydi ? şöyle sorayım o zaman solcuların derdi anayasal düzeni mi değiştirmekti? yada sağcıların derdi,komünizm geliyor diye solcularla birbirine mi girmişti? peki anayasada yazan ordu anayasal düzenin teminatıdır yazısını nereye koyarsın bu olayların ortasında? bana bunların cevaplarını dalga geçmeden eğmeden bükmeden verseniz bu topic sonlanır belkide...ha ama nil gibi kakara kikiriye çekersek ben çekileyim bu konudan en iyisi
Mesaj tarihi:
akan kanı durdurdu bahanesiyle bu adamı nasıl savunabilirsiniz ya.

12 eylül darbesinden sonra yetişen neslin çok büyük bir kısmı apolitik oldu. sorgulamayan, itaat eden insanlar yetişti.

akan kan durdu diyorsunuz ama bu adam sayesinde PKK a zemin hazırlandı. 30.000 den fazla insan hayatını kaybetti. ülke ekonomik olarak anormal derecede sıkıntı çekti.

1961 anayasasının içine sıçıldı.

ülkeye Özal gibi bir hırsız önce başbakan sonra cumhurbaşkanı oldu.

darbe yapılır yapılmaz akan kanın durması hiç mi kıllandırmıyor sizi ? Nasıl oluyorda 1 gecede herşey sütliman oluyor. Uzaylı mı indi o gece ülkeye asayişi sağladı ?

insanlar sürüldü, sınır dışı edildi, vatandaşlıktan atıldı, kitapları yakıldı sırf sağcı yada solcu diye işkence gördü, suçu var mı yok mu diye sorgulamadan.

şakşakladığınız bu adam sayesinde ABD Türkiye üzerinde mutlak hakimiyet kurdu.
Mesaj tarihi:
bu arada iskence konusuna yogunlasilmisken sunu yapistirayim dedim

diyarbakir cezaevindeki iskenceler o donemdeki

said:

FALAKA: Yaygın ve sürekli uygulandı. Ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir, saz sapı, pik demir vb. vurularak gerçekleştirilirdi. Bu yöntem, ayak tabanlarını ve el ayalarını patlatır, kaba yerleri ezer, morartır, tırnakları sökerdi. El ayak gibi herhangi bir yeri kırar, sakat bırakırdı.


KÖPEK SALDIRTMA: Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı. Köpeğin ilk kaptığı yer bacak arası olurdu.


ZlNCİR: 20-25 metre uzunluğundaki zincirin uçları iki tutuklunun boynuna bağlanır, tutuklular sırt sırta verdirilerek ters yönde hızla itilir. Tutuklu tek ayağından zincire bağlanır, bu zincir yüksek bir yere asılır, tutuklu bayılıncaya kadar askıda kalırdı.


GERME: Tutuklunun bir bacağı merdiven kenarlığına bağlanır, diğer bacağı da açık bırakılan koğuşun gözetleme deliğine bağlanıp kapı kapatılır, tutuklunun bacakları koğuş kapısının eni kadar gerilir ve öyle kalırdı. Koşuşturulur, zincir tam gerilince, her iki tutuklu da sırtüstü yere düşerdi.


AYAKTAN ASMA/TEPE: 50-60 kişi havalandırmaya alınırdı. Gardiyan "tepe ol" komutu verince tüm tutuklular üst üste bindikten sonra, bir tutuklu da üst üste yatan tutukluların üstüne çıkar, istiklal Marşı'nın on kıtası okutulurdu.


KULE: Havalandırmaya çıkan tutuklular altı kişilik daire oluştururlardı. Bunların üzerine 3-4 kat olacak biçiminde tutuklular çıkarıldıktan sonra, gardiyanın "yıkıl" komutuyla kule oluşturan tutuklular kendini yere bırakır ve böylece tutukluların değişik yerlerinde kırılma, incinme ve çıkık olurdu.


RANZA ALTI: Gardiyanlar ellerinde kalaslarla koğuşa girip, "ranza altı ol" komutunu verince, koğuşta bulunan tutukluların hepsi ranzaların altına girerdi. Herhangi bir yerlerinin açıkta kalmaması gerekiyordu. Ranzaların altına tüm tutuklular sığmadığı için kiminin eli, kiminin kolu dışarıda kaldığından, gardiyanlar ellerindeki kalaslarla tutukluların dışarıda kalan kısımlarına vurmaya başlardı.


KANTAR: Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırır, tutuklunun kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi. Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi.


KERVAN: Havalandırmada, tutuklular tek sıra dizilir, her tutuklu önündeki tutuklunun sırtına bindirilir, bacakları, altındaki tutuklunun boynundan aşağıya sarkıtılır ve kulaklarından tutması istenirdi. Gardiyanın komutuyla tutuklular yürümeye başlar ve bu işlem tutuklular ayakta duramayacak duruma gelene kadar sürerdi.


SEHPA: Tutuklu gece koğuştan alınıp, koğuş koridorunda gardiyan ve subaylardan mizansen olarak oluşturulan bir mahkemede sorgulanırdı. Mahkeme, tutukluyu idam cezasına çarptırır, ikinci katın merdiven kenarlığına bir ip geçirilip, ipin ucuna tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak düzeyde kalın bezden bir ilmik takılır, tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi. Tutuklu tam boğulacağı sırada ip açılırdı.


COP SOKMA: Gardiyanlar copu zeytinyağına batırır ve yağlı copu tutuklunun makatına zorla sokardı. Sonra bu copu kendisine ya da bir başka tutukluya yalatırlardı.


ÇEK-ÇEK: Tutuklu çırılçıplak soyundurulur ve erkeklik organına bir ip takılırdı. Gardiyan ipin diğer ucunu alıp hızla koşar, tutuklu da zorunlu olarak gardiyanın peşinden koşar.


LAĞIM SUYUNA SOKMA: Tecrit bölümünün alt katındaki bazı tuvaletlerin delikleri tıkanır. Hücrelerin pisliği ve lağım suları burada biriktirilir, diz boyu kadar oluşturulan pisliğin içine tutuklu atılır ve pislik yedirilirdi.



KiTAP OKUMA: Koğuşta bir tutuklunun eline kitap verilir, tutukluya avazı çıktığı kadar yüksek sesle tek tek sözcükler okutulurken, diğer tutuklular bu sözcükleri tekrarlarlardı. Sabahtan akşama kadar yapılan bu işlem sırasında, tutuklular ayakta durmak zorundaydı.


MARŞ SÖYLETME: Cezaevinde bulunan herkes elli'yi aşkın marşı ezberlemek zorundaydı. Bu marşlar tutukluların ses telleri tahriş oluncaya kadar söyletilirdi.


ÖL DEDİĞİMDE: Tutuklu havalandırmanın orta yerine çıkarılır, hazır ol durumuna geçirilirdi. Gardiyanın "öl" komutuyla tutuklu kaskatı, eklemlerini kırmadan yere düşürülürdü. Bu işlem gardiyanın keyfine göre tekrarlanırdı.


SİGARA İÇİRME: Bunun çok çeşitli yöntemleri vardı. En çok uygulananları şunlardı: Koğuşta kalan tutukluların eline beş adet sigara verilir, sigaraların tümü yakılarak devamlı ağzında tutulurdu. Gardiyanın "çek-bırak" komutuyla sigaralar bitinceye kadar içirilir, sigaralar-filtreleri dahil- tutuklulara yedirilirdi. Bu sırada koğuş pencereleri kapatılır, havasızlık ve dumanla boğulma ortamı yaratılırdı.


BANYO: Tutuklular çırılçıplak soyundurulur ve tek sıra halinde banyoya götürülürdü. Banyoda sabun kullanılmazdı. Hortumla tazyikli su tutukluların üzerine fışkırtılırdı. Daha sonra tutuklular koridora çıkarılır, "Yat-sürün" komutuyla tutuklular yerlerde süründürülerek koğuşlarına götürülürdü.


SAYIM DÜZENİ: Tutuklular günde en az beş kez sayılırdı. Her sayımdan önce, tutuklular sayım düzenine geçer, sayım talimi yaptırılır, yüksek sesle tekmil verilir, rahat-hazır ol ile, çöker kalkarlardı.


GECE NÖBETİ: Geceleri her koğuşta mevcuda göre 2-7 kişiye kadar tutukluya sırayla nöbet tutturulurdu. Nöbet sırasında devriye gezen gardiyanlar, koğuşun mazgal deliğini açar, nöbetçi tutuklunun mazgaldan dışarı elini uzatmasını ister, tutuklunun ellerine cop veya kalasla istediği kadar vururdu.


LOKOMOTİF: Tutuklular havalandırmaya çıkarılır, İki kişi çırılçıplak soyundurulur, bunlardan birisi domalıp iki eliyle diz kapaklarını tutar, diğeri de arkadan bunu kucaklardı. Gardiyanın "uygun adım marş" demesiyle her iki tutuklu havalandırmada dolaşırlar, diğer tutuklular zorunlu olarak bunları izlerdi.


PİSLİK YEDİRME: Her havalandırmanın ortasında bir lağım çukuru vardı. Lağım suları ve insan pislikleri burada toplanırdı. Tutuklulara bu çukurdan avuç avuç pislik alıp yemeleri istenirdi.


İŞEME: Havalandırmada bir tutuklunun yere yatması istenir, diğer tutuklulara, yerde yatan tutuklunun yüzüne işemesi istenirdi..


TECAVÜZ: Cezaevinde görev yapan gardiyanlar, genç tutuklulara merdiven altlarında zorla tecavüz ederlerdi. Ayrıca iki tutuklu çırılçıplak soyundurularak birbirlerine tecavüz etmeleri istenirdi.


HASTANE: Hastanede de cezaevindeki kurallar geçerliydi. Hasta, tuvalete götürülmez, yatakta da hazır ol vaziyetinde yatardı.


VEREM: Veremlilerle, sağlam tutuklular birbirinden tecrit edilmez, aynı kapta yemek zorunda bırakılırdı. Aynı battaniyenin altında yatırılırlardı. Veremlilerin balgamları tahlil yapılacak bahanesiyle toplanır, karavanadaki yemeklere karıştırılır ve bu yemekler tüm tutuklulara yedirilirdi.


AYAKTA BEKLETME: Bu yöntem cezaevinde her gün geçerliydi. Sabah saat 05'den akşam 17-19'a kadar tutukluların oturması yasaktı.


KONUŞMA YASAĞI: Koğuş içindeki iki kişinin birbiriyle konuşması, tutuklunun gülmesi ve düşünür gibi görünmesi yasaktı. Böyle bir suçu işleyen tutuklulara yukarıdaki işkence yöntemleri uygulanırdı.


GECE BASKINI: Nöbetçi subay ve gardiyanlar, gece geç saatte tutukluların koğuşuna girerek, uyku sırasında tutuklulara cop veya kalaslarla dayak atarlardı.


AVUKAT-ZİYARET DAYAĞI: Avukat görüşmesine ve diğer görüşmelere gidip gelirken tutuklulara dayak atılırdı. Görüşlerde hiçbir şey konuşulmaması tembih edilirdi. Tutuklular avukatlarıyla savunma konusunda görüş alışverişinde bulunamazlardı.

MAHKEME DAYAĞI: Tutuklular mahkemeye götürülürken cenaze arabasına bindirilirlerdi. Elleri arkadan kelepçeli olurdu. Cenaze arabasına binerken ve çıkarken gardiyanlar tarafından dövülürlerdi.


bir de bu var tabi

said:
12 eylul 1980-1983 yillari arasinda

-tbmm kapatildi, anayasa iptal edildi, siyasi partiler, dernek ve sendikalar yasaklandi
-650.000 kisi gozaltina alindi
-230.000 kisi yargilandi
-50 kisi idam edildi
-171 kisi iskenceden oldu
-299 kisi cezaevinde oldu
-95 kisi "catismada" oldu
-14 kisi aclik grevinde oldu
-217 kisi kuskulu bicimde oldu
-16 kisi "kacarken" vuruldu
-43 kisinin "intihar" ettigi bildirildi
-30.000 kisi fislenip isten cikarildi
-14.000 kisi vatandasliktan atildi
-39 ton kitap, dergi ve gazete yakildi ve imha edildi
-937 sinema filmi "sakincali" bulunarak yasaklandi
Mesaj tarihi:
mani onları başka bir topicte tartışırız yada burda,farketmez,ama 8.sayfada sanırım yazdığım mesajı bir oku istersen,1 gecede kışlalarından çıkan askerler,bütün parti binalarını,gazeteleri,dernekleri,vakıfları, v.s kapattı tamamen mat bir renge döndü tüm ülke sence 1 milyon askeri olan bir ülke ve ordu bunu yapamazmı? bunun altında ne arıyorsunuzki anlıyamıyorum ben,ayrıca askeri rejimlere sonuna kadar karşıyım,savunduğum falan da yok ama bence bu ülkenin iyiliğine oldu 12 eylül.
×
×
  • Yeni Oluştur...