sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Günlerdir dikkat ediyorum, yoğun bir şekilde HSYK'yı abluka altına almış durumdalar. Çıkması beklenen muhtemel kararlar üzerinden sürekli bir baskı kurarak, çıkacak her kararı en negatifinden sorgulamaya hazır bir şekilde bekliyorlar. Misal, sadece bugünkü zaman gazetesinin internet sitesinde 2 yorum 2 de haber olmak üzere 4 manşet komple HSYK'ya ayrılmış durumda. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=872307&title=yorum-doc-dr-mustafa-sentop-hsyk-gercekte-kime-karsi-bagimsiz-kime-karsi-bagimli http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=872352&title=hsykda-yeni-hamle-osman-kacmaz-ozel-yetkili-mahkemenin-baskani-olsun http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=872353&title=tayin-kararnamesinde-dikkat-ceken-isimler http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=872356&title=haber-yorum-ali-akkus-yargilamaya-mudahale-niyeti-yoksa-kritik-davalardaki-israr-niye ele geçiremedikleri her kurumu karalama politikası tam gaz devam ediyor.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Emre efendiden kepaze bir yazı daha... Savcının dediği mezhep hangisi? Geçen akşam, 'S Haber'deki Rota programında, emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, yüksek yargıdaki krizle ilgili çok önemli ipuçları verdi. Konuyu 'içeriden' bilen Gündel, yüksek yargının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından uzun yıllardır sistemli biçimde siyasallaştırıldığını söyledi. Gündel, Yavuz Baydar'a bazı kararların mezhepsel kaygılarla da alındığını belirtti. Gerçekten de yüksek yargı kadroları belli bir mezhepten hukukçuların hâkimiyetinde mi? Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan bir mezhep üyelerinin, yüksek yargıdaki koltukların diyelim ki yüzde 50'sine oturmaları normal mi? Hele hele, bu mezhepten vatandaşlar, istisnalar haricinde, kitlesel olarak CHP'yi destekliyorsa... Darbe amaçlı cumhuriyet mitinglerinde aktif olarak yer aldılarsa... Ergenekon'un hükümetin uydurması olduğu propagandasını yapıyorlarsa... Zihinler karışmaz mı? Not: "Sol kesim niye Ergenekon davasına uzak duruyor" diye soranlar, olayı bu açıdan da düşündü mü? http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/akoz/2009/07/23/savcinin_dedigi_mezhep_hangisi HSYK'ya baskı kurmakla kalmıyor, insanların mezheplerini de sorgulamaya kadar götürüyor. Artık bu kadarına da pes!
Sparkcaster Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 oha harbiden oha, gözü döndü adamların ellerine geçiremediler diye
Perfectionist Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Kızılcık sopasıyla dövülesi bir herif bu
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Ele geçirilmemiş bir kurum kalmaması lazım.Hocafendinin öğütü hukuk okuyun zaten.
Apis Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Hukuk meselesine iyi yükleniyorlar. Özellikle haklim - savcı alımlarının senelerce yapılmayıp, mülakat sürecinin HSYK'dan alınıp Adalet Bakanlığına verilmesi ve bu işlemin sadece bir ay sonrasında yüzlerce hakim-savcı alınması. sonrasında yazılı mülakattan derece yapanların mülakatlarda çakması... Hatta şunuda koymak isterim;
sir Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 aközün yazdıklarını onaylamak mümkün değil, bariz saçma genellemeler kurmuş. ammaaa, bu kadar önemli ve detaylı bir davada savcı ve hakimleri değiştirmek, bunun yanısıra jitem davasına bakan savcıyı da değiştirmek..üstelik bu değiştirme teklifini öne süren hsyk üyesinin geçmiş faaliyetleri..kadrolaşmaya bi de bu tarafından bakıverin. binlerce sayfalık iddianameye sahip, gelmiş geçmiş en önemli davalardan birinde başından beri uğraşan savcıları başka yere atamak, davanın "daha iyi yürütülmesini sağlar" diyebiliyosanız ayrı tabi.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 O zaman olayı şöyle bi özetleyelim de bazı arkadaşlar da manipülasyona kurban gitmesin:
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 sir said: aközün yazdıklarını onaylamak mümkün değil, bariz saçma genellemeler kurmuş. ammaaa, bu kadar önemli ve detaylı bir davada savcı ve hakimleri değiştirmek, bunun yanısıra jitem davasına bakan savcıyı da değiştirmek..üstelik bu değiştirme teklifini öne süren hsyk üyesinin geçmiş faaliyetleri..kadrolaşmaya bi de bu tarafından bakıverin. binlerce sayfalık iddianameye sahip, gelmiş geçmiş en önemli davalardan birinde başından beri uğraşan savcıları başka yere atamak, davanın "daha iyi yürütülmesini sağlar" diyebiliyosanız ayrı tabi. Sadece Kuddusi Okkır'ın ölümü bile savcıların yerinin değişmesi için yeterli.
sir Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 manipülasyon ve ertosun demişken: "Can Dündar" said: Evet! Oydu 23 Temmuz Perşembe 2009 İnsan izinli de olsa gazetelere göz atmadan duramıyor. Tatildeyken bir fotoğraf ilişti gözüme: Şu ara dikkatleri üzerinde toplayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bir üyesi... bir Ergenekon sanığıyla birlikte... Fotoğraf “Skandal” başlığıyla verilmiş. Üyeyi tanır gibiyim. Evet o! Ali Suat Ertosun. * * * Hafızam 10 yıl önceye götürüyor beni... 1999 başı... O zaman ATV’deyim. Sabah’ta yazıyorum. Sabancı suikastıyla ilgili “içerden” bir bilgi geliyor: “Bu iş karanlık... Duyar biliyor. Konuşmak istiyor.” Gerçekten de cinayetin tetikçisi olarak bilinen Mustafa Duyar, bildiklerini anlatmak için “itirafçı” olmak istemiş; ama bu talebi, “geç kaldığı” gerekçesiyle reddedilmişti. Acaba yargıya anlatamadığını bize anlatır mıydı? Dönemin Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu’nu aradım. “Duyar’ın söyleyeceklerinin yargıya yardımcı olabileceğine” ikna oldu. “Ama kendisinin de oluru gerekir” dedi. Yazılı olarak başvurduk, Duyar olur verdi, bakanlıktan izin çıktı. Kamerayı kapıp Afyon Cezaevi’ne gitmek üzereydik ki, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’a takıldık. Bakan’ın iznine rağmen röportaja olur vermiyor, mevzuata aykırı olacağını söylüyordu. Gidemedik. * * * Bizim yerimize başkaları gitti Duyar’ın “ziyaret”ine... Bizi oyalayan bakanlık bürokrasisi, “Karagümrük çetesi”nin Afyon Cezaevi’ne nakline izin vermişti. Bu çete, 2 hafta sonra, Duyar’ı cezaevinde öldürüp susturdu. Ardından susturulma sırası, Duyar’ı öldüren Karagümrük çetesinin liderlerine geldi. Ama onlar direndiler. Ve cezaevinde isyan çıkardılar. O isyanda Karagümrük çetesinin lideri Nuri Ergin kameralara; “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü” diye haykırıyordu. Bir başka pencereden kardeşi Vedat Ergin bağırıyordu: “Veli Küçük’ü arayın; beni sorun. Başka da bir şey demiyorum.” Nuri Ergin, isyanla ilgili davada ise şöyle demişti: “Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, Sabancı suikastıyla ilgili bir şeyler oraya çıkarmak istiyorsa Ali Suat Ertosun’un neden Mustafa Duyar’a yakınlık gösterdiğini sorgulasın.” * * * Oysa işler tam ters yönde gelişti. Öz’ün kaderi Ertosun’un eline geçti. Çünkü geçen 10 yılda başbakanlar, bakanlar değişti; ama Ertosun’un önlenemeyen yükselişi her devirde sürdü. F tipi cezaevi dayatmasında ve 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan “hayata dönüş operasyonu”nda da başrolü oynayan Ertosun, önce “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” ile ödüllendirildi. Sonra Yargıtay üyeliğine atandı. Ardından da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeliğine getirildi. Ve sonunda Ergenekon operasyonunu yürüten savcı ve hâkimlerin tayininde söz sahibi hale geldi. Şimdi AKP bundan şikâyetçi... Başbakan, HSYK’daki “istenmeyen gelişmeler”den bahsediyor. Hükümet yanlısı basın, yıllar yılı hiç ilgilenmediği olayları gündeme getirerek Ertosun’u keşfediyor. * * * İyi de, bilin bakalım Ertosun’a “Devlet Üstün Hizmet Madalyası” verilmesini kim teklif etti? Cemil Çiçek... Madalyayı boynuna kim taktı? Bülent Arınç... Onu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na kim tayin etti? Abdullah Gül... Şimdi hükümete “Kendim ettim, kendim buldum” türküsünü mü tavsiye etmeli? Yoksa devletin, sanıldığından da derin olduğuna mı hükmetmeli? not: kuddusi okkırın salıverilmesine savcılar karar veremezdi ki tenekeadam. mahkemeye başvuru yapılır, hastaneden rapor getirilir, hakim veya hakimler karar verir.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Neden içeri alındı bu adam? Ne suçu vardı? Savcı sadece içeri atar gerisine karışmaz mı? Her tahliye isteği,deliller karartılır diye geri çevrilmiş. HANGİ DELİL? 100 den fazla duruşma oldu silivride.Ortaya ne çıktı? Kuyularda insan yakıldı dendi.Hayvan kemiği çıktı. Belge var dendi,patates baskı çıktı. Ama hala dünya tarihinin en önemli davası. Tamam pis ve karanlık işlere bulaşmış insanlar var.Ama bu dava önce içeri at,suçu yoksa nasılsa ortaya çıkar diye işliyor. Böyle hukuk.böyle dava olur mu?Bu savcılar elbette başarısız. Elinde delil varsa içeri alırsın bir insanı.Yoksa sen içeri gir,ben delil arayacağım diye içeri almazsın. İnsanları fişleyemezsin. Zaten bu davayı savcı mı yönetiyor,polis mi ben anlamadım. Gerçi gözün o kadar dönmüş ki,bu yazdıklarımın bir anlamı olmayacak.Gene davaya sorgusuz inancın devam edecek. Bak ben açık açık söylüyorum. Demokrasiye karşı bir işler çeviren varsa,kanunsuz bir şekilde güç ve kazanç elde eden varsa,cinayet işleyen varsa hepsi cezasını bulsun.Hepsini desteklerim.Ama bu şekilde değil. İnsanların hayatı herşeyden üstündür.
Dregoth Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Savcılar duruma göre belli süre göz altında tutma, arama, belli yetkileri var ancak esas tutuklu yargılama veya salıverilme kararları(olması gerekende odur, yanlış anlaşılmayayım) hakimlerin elindedir.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 konumuzun ertosunun geçmişi olduğunu zannetmiyorum. memlekette her işe gelmeyen adamı bir şekilde ergenekonla iliştirme çabasına alıştık. nitekim adamın ilk ters hareketinde daha dün madalya verenler bugün hemen eski resimlerini yandaşlarına servis etmişler. Madem biliyorlardı, bugünü niye beklediler? Çünkü aslında onların adamıydı, madalya verecek kadar. Ardından topluca tüm kuvvetleriyle kurulun önünde barikat kurmuş vaziyetteler. Her gün bir sürü manşet haber yaratarak. "Vay bak ertosun böyle böyle bi adammış" diyebildiğiniz kadar, "ulan o kadar rezalet döndü şu ergenekonda, adalet bakanı hiçbirine doğru dürüst bi soruşturma izni vermemiş" diyebilseydiniz bugün şu dava için daha fazla destek bulabilirdiniz. ama bu güçlünün yanında olma sevdası, bu sözüm ona ülkedeki egemen derin devleti tümden yıkma hayaliyle aslında birilerinin saltanatının yolunu açma körlüğü ülkeyi faşizan bir tek parti dönemine sürüklüyor. önceki başkan döneminde yök'e, sezer döneminde çankayaya sövenler ne yökün ne çankayanın yetkilerinde zerre değişme olmadığı halde bugün puta tapar gibi tapıyorlar o mevkilere. bugün hsyk'ya söverken yarın orası da kendi dümen suyuna girince bu sövmelerini de hemen kesecekler.
sir Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 hayatım boyunca yök'ün ne kadar saçma bi kurum olduğunu söyleyip durdum orası kesin. ertosun, bu geçmişe sahip biri olarak ergenekon ve jitem davaları savcılarının değişmesini teklif ediyo, siz diyosunuz ki zaten onların adamıymış. e o zaman bu davanın arkasındaki siyasi irade akp değil. oldu mu öyle? siz bu geçmişi, bu örtbas çabasını, davayı çarpıtma çabasını görmezden gelerek bi de "baskı kuruyolar" diye veryansın ediyosunuz. keşke soruşturma izni verilseydi, ben ergenekonda yargılananlar kadar, insan hakkı ihlaline karışmış her hakim ve savcının yargılanmasını ve cezasını çekmesini savunurum. belki de türkiyedeki yargı kurumu komple yargılanmalıdır, o ayrı bi tartışma. ama burada ertosunun niyetinin bu olduğuna inanmak imkansız. okkıra gelince, dregoth'un dediği gibi kararı hakimler veriyo. ayrıca ölümünden sonra okkır iddianameden çıkarıldı doğal olarak. kuyulardan insan kemikleri, elbise parçaları da çıkıyo. yoksa o yörede hayvanlar elbise mi giyiyomuş? yeterli delil olmadan tutuklama kararı veremez zaten hakim. yeterli delil ve şüphe olması gerekiyo, savcılar tutuklama talebiyle hakime başvuruyolar ve tutuklamaya da yine hakim karar veriyo. bu "insan hayatı herşeyden üstündür" diyenler mesela güler zere, erol zavar, ismet ablak isimlerini duymuşlar mı, gelip burada üstüste topikler açmışlar mı, senelerdir tutuklu olan, cezaevlerinde çile çekenlerden haberdarlar mı? yargı ve ceza sisteminde çok büyük eksiklikler hatalar var ve istisnasız her "mağdur" olanın yanında durmak gerekiyo. ama bunu yaparken de "mağdur yaratanların" yargılanmalarını engellemek isteyenlere de karşı çıkmak gerekiyo.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Sir bazen senin ne melem bir insan olduğunu unutup,ciddi cevaplar atıyorum. Harcadığım zamana yazık. Kemiklerin yanında giysi çıkması,olayın düzmece ya da kurgu olduğunu gösterir. Ayrıca evet kıyafet giyen Hayvanlar vardır.Her bölge içinde yaşayabilirler. Hem,benim gibi düşünenler ölmesin,diğerleri gebersin tarzı bir düşüncem yok. Bu ancak,sonradan olma,çakma özgürlükçülerin düşüncesidir. Haksız yere ceza çeken kim olursa olsun kurtarılmalıdır. Ve sorumluları hesap vermelidir. Her kim olursa olsun. Gerçi bunları yazıyorum ama,içinden bir cümle çekip çarpıtacaksın. Sonra o cümleyle,kimsenin okumayacağı bir wall of text yazacaksın. Boş tenekeden,çok ses çıkar o misal. Biz de biliyoruz,en büyük suçlular doktorlar,tahliyeyi reddeden hakim ve cezaevi yöneticileri. Ama kuddusi okkır iddianameyi kaç ay bekledi içerde? İtiraz ettiğim bu. İnsanları içeri atıyorsun,dinci ve amerikacı gazeteler anında yaygaraya başlıyor.Pek çoğu suçlu ilan ediliyor. 1 yıl,1.5 yıl sonra ortaya,efsanelerle bezenmiş,teslayla aydınlatılmış bir iddianame çıkartıyorsun. Sonra başbakan çıkıp daha devamı gelecek diyor.Hemen bir dalga daha,bir dalga daha,bir ek iddianame daha. Bu adalet mi? Başkaları için de böyle işlemesin. İnsanlar suçsuz olduğunu kanıtlamak zorunda kalmasın. Anlatabildim mi?
Dregoth Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Teneke iddiaların yuh yani. Adam ne demiş? Burada yapılan, cezaevinde süründürmek tabii ki yanlıştır, yapılmamalı, ancak olay sadece ergenekondan içeri atılmışlarla değil, herkes için geçerli olmalı demiş. Sende onu insan olmamakla suçlamışsın höh! Şimdi diğer konuya gelecek olursak, size şöyle bir soru sorayım Tutuklu Yargılananların %50 sinden fazlasının beraat ettiğini biliyor muydunuz?
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 sir said: hayatım boyunca yök'ün ne kadar saçma bi kurum olduğunu söyleyip durdum orası kesin. ertosun, bu geçmişe sahip biri olarak ergenekon ve jitem davaları savcılarının değişmesini teklif ediyo, siz diyosunuz ki zaten onların adamıymış. e o zaman bu davanın arkasındaki siyasi irade akp değil. oldu mu öyle? siz bu geçmişi, bu örtbas çabasını, davayı çarpıtma çabasını görmezden gelerek bi de "baskı kuruyolar" diye veryansın ediyosunuz. valla senin ne düşündüğün önemli olmuyor bir noktada, ülkeye empoze edilmeye çalışan düşüncelerin yanında. Dönüp bakıyorsun, daha 2 yıl önce tu kaka olan yök, başkanı değişir değişmez bir anda unutuluyor, bir kenara bırakılıyor, ne de olsa artık badem bıyıklı biri var başta. uygun zaman gelince de o başkan koltukta oturuyor olmasının yegane amacını yerine getiriyor, en kral oluyor. halbuki yök aynı yök, dandik liselerimiz aynı dandik lise, ama bu adam eğitim sistmeimizi kurtarıryor ne hikmetse. Dün öyleydi, bugün böyle. aynı konu hsyk için de geçerli. siz sanıyor musunuz ki o teklifi yapan ertosun değil de selami şahin olsaydı farklı şeyler yaşayacaktık? Benzer karalamalar, sızdırılmış birtakım ses bantları, fotoğraflar gırla gidecekti yine. amaç hak hukuk değil ki, amaç hsyk'ya istediğini yaptırmak. ayrıca ertosunun geçmişiyle adalet bakanının soruşturma izni vermemesini aynı kefeye koyamazsın. biri bir kurulun yetkisi sınırlı bir üyesiyken diğeri konunun en yetkili en üst makamı. Şu koşullarda görevini/yetkisini kötüye kullanmış birileri suçlanacaksa benim önceliğim ertosundan önce Adalet Bakanı'ndan yanadır. İlla senin çekmeye çalıştığın yere uygun bir örnek verecek olursam ertosun sıradan bir yolkesen haydutsa Adalet Bakanı Bolu Beyi'dir, esas durdurulması gereken odur.
sir Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 oha teneke, sen bence oz ülkesine gidip kendine bi kalp taktır. git güneydoğudaki kayıp yakınlarına sor bakalım o kemikleri ve elbiseleri, gözaltına alınıp yıllarca haber alınamayan, sonra öldürüldüğü ortaya çıkan yüzlerce insanı sor, düzmece miymiş değil miymiş. demediğim şeyleri demişim gibi göstermeye çalışıyosun, yazdıklarımı tekrar okumanı öneririm. iddianameyi de teslaya meslaya indirgemeden önce bi oku bak derim, danıştay ve jitem davalarıyla aradaki ilişkilere göz at derim. bol keseden sallamakla olmaz bu işler. edit: amaç hsyk'ya istediğini yaptırmak aynen öyle =) ama "yaptırmak isteyen"e de bi bakmak gerek di mi? sen bana söyle, bu kadar kapsamlı bi davada, davayı başından beri yürütmüş olan savcı ve hakimlerin değişmesi, hem adaletin tecellisi için, hem davanın sağlıklı seyri için mantıklı mı mantıksız mı? sonra git kimi yargılarsan yargıla.
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Bu fazla oldu.Yani iki kere attım.Yoksa içerik olarak fazla değildi.
sir Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 quote yapıp haklı olduğumu mu göstermiş oldun anlamadım =)
Tenekeadam Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 sir said: okkıra gelince, dregoth'un dediği gibi kararı hakimler veriyo. ayrıca ölümünden sonra okkır iddianameden çıkarıldı doğal olarak. kuyulardan insan kemikleri, elbise parçaları da çıkıyo. yoksa o yörede hayvanlar elbise mi giyiyomuş? yeterli delil olmadan tutuklama kararı veremez zaten hakim. yeterli delil ve şüphe olması gerekiyo, savcılar tutuklama talebiyle hakime başvuruyolar ve tutuklamaya da yine hakim karar veriyo. bu "insan hayatı herşeyden üstündür" diyenler mesela güler zere, erol zavar, ismet ablak isimlerini duymuşlar mı, gelip burada üstüste topikler açmışlar mı, senelerdir tutuklu olan, cezaevlerinde çile çekenlerden haberdarlar mı? yargı ve ceza sisteminde çok büyük eksiklikler hatalar var ve istisnasız her "mağdur" olanın yanında durmak gerekiyo. ama bunu yaparken de "mağdur yaratanların" yargılanmalarını engellemek isteyenlere de karşı çıkmak gerekiyo. Teneke said: Kemiklerin yanında giysi çıkması,olayın düzmece ya da kurgu olduğunu gösterir. Ayrıca evet kıyafet giyen Hayvanlar vardır.Her bölge içinde yaşayabilirler. Haksız yere ceza çeken kim olursa olsun kurtarılmalıdır. Ve sorumluları hesap vermelidir. Her kim olursa olsun. Biz de biliyoruz,en büyük suçlular doktorlar,tahliyeyi reddeden hakim ve cezaevi yöneticileri. Ama kuddusi okkır iddianameyi kaç ay bekledi içerde? İtiraz ettiğim bu. İnsanları içeri atıyorsun,dinci ve amerikacı gazeteler anında yaygaraya başlıyor.Pek çoğu suçlu ilan ediliyor. Bu adalet mi? Başkaları için de böyle işlemesin. İnsanlar suçsuz olduğunu kanıtlamak zorunda kalmasın. Anlatabildim mi? Neyi söylemediğin halde,söylemişsin gibi davrandığımı merak ettim.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 sir said: amaç hsyk'ya istediğini yaptırmak aynen öyle =) ama "yaptırmak isteyen"e de bi bakmak gerek di mi? sen bana söyle, bu kadar kapsamlı bi davada, davayı başından beri yürütmüş olan savcı ve hakimlerin değişmesi, hem adaletin tecellisi için, hem davanın sağlıklı seyri için mantıklı mı mantıksız mı? sonra git kimi yargılarsan yargıla. Şartlar oluştuğunda, eğer HSYK'nın elinde böyle bir yetki varsa, neden mantıksız olsun? Aslında bana kalırsa böyle büyük ve kritik davalarda arada sırada kan değişimi olması mantıklıdır. Ayrıca hatırlatmak isterim ki geçen hafta bin üç yüz küsür hakim ve savcının yeri zaten değişti memlekette, içlerinde bu boyutta olmasa bile büyük dava olmama olasılığını sıfır olarak mı görüyorsun? kaldı ki ertosun'un öne sürdüğü sebepler de yanlış değil. Hakimleri bilmem ama misal Savcı Öz bu davada çok yıprandı, hakkında türlü dedikodular çıktı. Yeni, geçmişinde şaibeye yol açacak birşeyler bulunmayan hem hakim hem savcı olarak taze bir bakış açısı ülkedeki herkesin davaya bakışını tazeleyecektir. Herkese bir umut verecektir. Ha bundan korkanlar veya mevcut savcılardan-hakimlerden bir şekilde memnun olanlar varsa tabi istemezler böyle bir durumu.
elaidi Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 içimdeki siyaset tartışma dürtüsünü arzusunu öldürüyosunuz
Horizon Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Büyük ve kritik davalarda kan değişimi iyi söylemine çok güldüm :). Bir de tenekeadam'ın space tuşunda sorun var galiba. Yani merak etme okumak isteyen adam boşluk bırakmasan da okur , dikkat çekmeye gerek yok. Ek olarak sg-1 demişsin ertosunun sebepleri haklı vs. Böyle büyük davaları götüren savcılar hakkında dedikodu veya iddiaların ortaya atılması çok garip bir olay mı? Adam istediği kadar temiz olsun(misal) ağzı olan , işine gelmeyen her türlü iddiayı atacaktır. Sırf bu yüzden , işte toplumun güvenini yeniden kazanalım yalanı ile savcıyı değiştirmenin hiçbir faydası yok. Bakanlık ta diyorki , gerektiğinde müfettişler soruşturur ve iddiaların doğruluğu ortaya çıkarsa ozaman değişim yapılır.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 23, 2009 neye güldüğünü sınıfla paylaşırsan hep beraber gülebiliriz. edit: İster misiniz Deniz Feneri davasında (hani olmaz ya, ütopik bi türkiyede oldu da dava açıldı diyelim) Abdurrahman Yalçınkaya savcılık yapsın. Ne dersiniz, hoş olmaz mıydı? Zekeriya Öz yıpranmıştır, bunu inkar edebilecek olanınız olduğunu zannetmiyorum, hakkında sayısız şikayetlerde bulunulmuş ve ne hikmetse BU İDDİAALAR ADALET BAKANLIĞI SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİĞİ İÇİN MÜFETTİŞLERCE SORUŞTURULAMAMIŞTIR. Halkın inkar edilemeyecek kadar büyük bir kesiminin gözünde gerek feto bağlantısı gerek imam hatip mezunu olduğu dedikoduları nedeniyle güvensiz biridir. Öz'ün yerine daha şaibesiz birinin gelmesi gerek bu davaya gerekse Türkiye'ye ne kaybettirir, ne kazandırır? Peki bu davadan çıkarı olanlara, Öz'den ekmek yiyenlere ne kaybettirir, ne kazandırır? Bu sorulara sağlıklı cevaplar verebilmeniz dileğiyle...
Öne çıkan mesajlar