Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ümit Özat'ın Açıklamaları


Masquerade

Öne çıkan mesajlar

"Lig TV" said:

Almanya 1. Ligi Bundesliga ekiplerinden FC Köln’de yardımcı antrenörlük yapan Ümit Özat, LİG TV’de yayınlanan 2’ye 1 programına konuk oldu.

Bahri Havadır ve Ömer Güvenç’in sorularına içten yanıtlar veren Ümit Özat’ın, Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım’a kendisi için söylediği sözlerden dolayı kırgın olduğu gözlerden kaçmadı. Bu konular başta olmak üzere birçok önemli konudaki görüşlerini belirten Özat’ın sözlerini ilgiyle okuyacaksınız.

İşte MARATON.COM.TR’nin Ümit Özat’ın sözlerinden sizin için derledikleri:

-“AZİZ YILDIRIM”I TEBRİK ETMEDİM”-

Aziz Yıldırım beni hastalandıktan 1 gün sonra aradı, geçmiş olsun dedi. Ben de teşekkür ettim. Biraz şakayla karışık “bak gittin ne oldu” dedi. Güldük tabi espriydi bu. Ben kendisini başkan olduğunda aramadım. Buradan tebrik ediyorum kendisini de. Kendisine benim bir kırgınlığım yok ama onun bana kırgınlığı var herhalde. Ali Yıldırım’ın bana hediye ettiği evi sattığım için kırgınlık olduğu söyleniyor. Bana kimse bir şey hediye etmedi. Ben bir çivi çakılmamış yere 500 bin dolar verdim. Bana hibe edilmedi ki ben onu satayım. Kimden alırsam alayım bunu satarken birine sormak zorunda mıyım ben? Sezon sonu Avrupa’ya gitmeyi zaten kafaya koymuştum. Öyle güzel bir evin harabe hale gelmesini beklemektense sattım. Aldığımdan fazlasını vermişler, bu ticaret midir? Ticarettir.

-“BANA NEDEN KIRILIYORLAR Kİ?”-

Bugün gidin bakın o evlerin değeri ne kadar. Benim sattığım değerin daha da altında. Ben o evi aldıktan sonra aldığım fiyatın altına düşseydi değeri benim kırgınlığım olacak mıydı? Hayır. Benim olmuyorsa bana neden kırılıyorlar? 50 bin Fenerbahçe taraftarı beni ağlayarak uğurladı, 50 bin Köln taraftarı beni ağlayarak uğurladı. Ben Fenerbahçe’ye senelerce hizmet ettim. Son 4 şampiyonluğun 3 tanesi benim de içinde olduğum kadro ile kazanıldı. Ben hiçbir zaman para lafı yapmadım. “Arkadaşlarımın parasını verin, benimkini sezon sonu verirsiniz” dedim. Fenerbahçe’den 150 bin TL’nin üzerinde alacağım var. Ben buna kırılmıyorum da benim hakkım olan bir malı satmama mı insanlar kırılıyor? Size 6 sene hizmet etmiş 5 sene kaptanlık yapmış bir oyuncuyum ben.

-“ALEX’İ AYAKTA ALKIŞLAYAN BAŞKAN BENİ NEDEN KORUMADI?”-

Bugün herkese soruyorum. Çalıştığınız yerde 2–3 ay maaş almasanız işe gider misiniz? Ben 2 sene para lafı yapmadım. Benim kendi mülkümü satmışım. O zamanki Fenerbahçe kadrosundaki 25 kişinin 5 kuruş vermediği, bir çivi çakılmamış yere 500 bin dolar vermişim. Almak nasıl hakkımsa satmak da hakkımdır. Bir arkadaşım aradı, ne yalan söyleyeyim aldığımın 2 katını verdiler, sattım. Ben ayrılalı 2 sene olmuş hala alacağımı alamıyorum kırılmıyorum. Ben bu kulübe yıllarca hizmet ettim ben ayrılırken bana başarı dilendi mi? Ölümden döndüm, belki herkesten sonra bana “geçmiş olsun” mesajı yayınlandı. Ben Fenerbahçe’nin başarısı için arkadaşımla, eşimle kötü oldum. 50 bin Fenerbahçe taraftarı beni ağlayarak uğurladı tamam ama ben o tribünlerden çok küfürler yedim. Ama Aziz Yıldırım Alex’i ayakta alkışlarken bana hiç destek olunmadı. Kırgınlık mı konuşuyoruz şimdi?

-“BEN Fenerbahçe İÇİN ÇOK İNSANLA KÖTÜ OLDUM”-

Ben 4 defa boşanmanın eşiğinden döndüm. Çok gün tesislerde yattığımı bilirim. Allah razı olsun, onlar çok büyük taraftar. Beni ağlayarak uğurladılar ama yukarda Allah var çok zaman büyük tepkiler gördüm o tribünlerden. Ben “bana yapsınlar gençlere yapmasınlar” dedim hep. Başkanımız Alex’i ayakta alkışladı tamam ama bir gün çıkıp da “Fenerbahçe takımının kaptanına bu tepkiler verilmez” dedi mi? Duydu mu kimse? Ben de Fenerbahçe için çok insanla kötü oldum. Oldum da çok mu şey kazandım? Hayır, Fenerbahçe kazandı. Ben gittiğim zamanki Fenerbahçe’yle şimdi ki Fenerbahçe’yi görüyorum. Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Alakasız bir ortamda alakasız bir şeyin anlatılmasına üzülüyorum.

-“Fenerbahçe’DEN DE AYNI HASSASİYETİ BEKLERDİM”-

Köln kulübü beni en iyi şekilde yetiştirmek için bir yıl daha mukavelemi uzattılar. Bana acıdıkları için değil sevdikleri için yaptılar. Federasyona da çok teşekkür ediyorum. Fatih hoca da beni dört dörtlük yetiştirmek istediklerini söylediler. Ben Köln kulübünün ve Federasyondan gördüğüm hassasiyeti zamanında Fenerbahçe’den de görmek isterdim. Ben Fenerbahçe’den ayrılış nedenlerimi açıklarken hep dedim ki “açıkladıklarım ve açıklamadıklarım” var. Ben onurumla, edebimle, adabımla bu kulübe hizmet ettim. Ne demek ev satmışım? Parasını mı vermemişim? Yaptığım yanlış bir şey mi? Zaman zaman Ali Yıldırım’la konuştum alacağım için ama bir sonuç çıkmadı. Hiçbir zaman ne Federasyon’a ne de başka bir yere başvurdum.

-“HAZIRLIK MAÇI GİBİ BİR JÜBİLE YAPMAM”-

Bir kere daha tekrarlıyorum. Fenerbahçe ve Köln taraftarları bana parayla jubile organize etseniz elde edemeyeceğiniz bir coşkuyla veda etti. Allah her Fenerbahçeliye benim gibi uğurlanma nasip etsin. Ben Fenerbahçe’den aldığımın yarısına gittim Köln’e. Kimse bana “git” demedi ama benim gitmek için nedenlerim vardı. 1,5 milyon doları eliyle iten adam villadan kazanacağı 300 bin doları mı kovalar? Köln başkanının Alman-Türk dostluğunun pekiştirilmesi için yapmak istedi böyle bir jübile. Aziz Yıldırım dedi ki “Almanya’da bir hazırlık kampı olacak. Vaktimiz uyarsa oynarız.” Ama ben hazırlık maçı gibi organize edilmiş bir maçla jübile yapmam. Fenerbahçe’ye hizmet ettiğim günler benim aileme, çocuklarıma bırakacağım en büyük onurdur. Bu sözlerden sonra ben zaten jübile falan yapmam. Size şerefim üzerine yemin ediyorum ki jübilemden kazanılacak parayı da bir hayır vakfına kuruşu kuruşuna bağışlayacağım. Bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

-“300 BİN DOLARI MI DÜŞÜNECEĞİM?”-

İnanır mısınız Köln başkanı önüme su getirip koyan bir insan. Böyle bir başkanla çalışmaktan mutluluk duyuyorum. Ben bunu söylemekten utanıyorum. Böyle mütevazi bir insan. Ben her kulüpte çalışırım, profesyonelim. Ben Fenerbahçeliyim. Ölene kadar da Fenerbahçeli olarak kalacağım. Mondragon orada, Hakan Şükür orada, Bülent ağabey orada… Sorun bakalım Galatasaray beni istemiş mi? Gitme gibi bir niyetim olsa giderdim. Ben 3 yıl için 2 milyon doları elinin tersiyle iten insanım villadan kazanacağım 300 bin doları mı düşüneceğim?

-“BAŞARISIZLIĞIN SEBEPLERİNİ BAŞARISIZ OLANLAR BULSUN”-

Kongreden önceki konuşmalara kadar bana ne sorsanız söylerdim. Bundan sonra başarısızlığın nedenini başarısız olanlar bulsun. Bundan sonra Fenerbahçe’nin başarısına sevinirim, başarısızlığına üzülürüm. Ondan başka futbolla ilgili bir yorum yapmam. Benim şu an Türkiye’ye dönme gibi bir niyetim yok. Benim de gazetelerden okuduğum Daum isteniyor buradan. Hocam gelir mi gelmez mi bilemem. Köln kulübüyle hedefleri olduğunu biliyorum ama onun bileceği iş o. Bana “gel beraber gidiyoruz” dese de gelmem. Benim en az 1 seneye daha ihtiyacım var. Ben dört dörtlük hazır olmadan başlamak istemiyorum bir yere.

-“TAKIMIN BAŞINA EVLAT OLARAK GELMEYECEKSİN”-

Ben Bülent Korkmaz’ı çok severim. Futbol öyle bir şey ki… Bordeaux maçından sonraki gazeteleri alın bir kenara koyun, bir de bugünkülere bakın. O gün Bülent Korkmaz imparatordu, bugün neler diyorlar? Bugün İngiltere’de bir antrenör 80–90 maça çıkmadan gönderilmiyor. Bizim mantalitemizde yanlışlık var. Bir de bir kulübün başına geçerken Ümit olarak Bülent olarak gelemeyeceksin. Hoca olarak geleceksin. Evlat olarak göreve gelirsen işin zor. En ufak bir başarısızlıkta yöneticiler hamlede bulunuyor. Yöneticilerin yüzde 90’ı futboldan anlamıyor. Problem yöneticilerin profesyonelleri göreve getirmemeleri. Ben 2 senedir Almanya’dayım diğer kulüplerin başkanlarının 1–2 takım hariç adını bilmiyorum. Bir kendi başkanımı bir de Federasyon başkanını tanıyorum orada. Ama söyleyin bana 18 takım varsa 16 tanesinin sportif direktörünü size sayayım.

-“FUTBOLCU OLARAK TÜRKİYE’DEN GİT DE NEREYE GİDERSEN GİT”-

Almanya’ya daha erken gelmediğim için pişmanım. Ben Daum gibi Fatih Hoca gibi hocalarla daha erken çalışsaydım çok daha farklı yerlerde olabilirdim. Türkiye’de durmamaları lazım insanların. Yüzleri eskiyor insanların. Ben sakatlanmasaydım 37-38’e kadar oynardım. Yürümeye mecaliniz kalmadığı ana kadar sizden faydalanmak istiyorlar. Almanya değil Dubai’ye de git… Türkiye’den git de nereye gidersen git futbolcu olarak. Türkiye’de oynayan oyuncular büyük paralar kazanıyorlar. Gitmeme nedenleri de o söyleyeyim. Almanya’da falan o paraları kazanmaları mümkün değil.

-“KOLN, BATUHAN’LA İLGİLENİYOR”-

Batuhan’la ilgileniyor Köln kulübü. Ufak tefek soru işaretleri var. Özel hayatı ile ilgili soru işaretleri olduğunu duyuyoruz ama genç bir arkadaşımız. Düzelmeyecek şeyler değil bunlar. Belli bir yola girerse eğer gelir bize. Almanya Ligi’nde Batuhan gibi santrfor yok. Bir insan kendisi isteyecek önce. Batuhan kendisi isteyecek. Batuhan 17 yaşında çocuk daha. Bu tür insanlara şefkatle yaklaşmak lazım. Ben antrenörüm ama kulübüm Batuhan’ı almak isterse ben elimden gelen her şeyi yaparım. Onu kulübüme kazandırmanın mutluluğunu yaşarım. Bakın net söylüyorum: Almanya’da Batuhan gibi santrfor yok. Batuhan dışında Türkiye’den ilgilendiğimiz futbolcu yok. Bu konudaki kararı önce kulübümüz sonra da Batuhan verecek. Gelirse ben kendisine sonuna kadar yardımcı olurum.

-“DAUM BANA BABALIK YAPTI”-

Daum’la ben 6 yıldır çalışıyorum. Bana hocalıktan çok babalık yaptı. Fatih Terim’le 6 kamp süresince çalıştım. Fatih Terim taktik açıdan, oyun okuma açısından, iletişim açısından Fatih Hoca’dan öğrendiğim şeyleri 10 senede öğrenememişimdir ben. Diğerlerine haksızlık gibi olmasın ama böyle gerçekten. Bugün Daum dediğiniz zaman, Mustafa Denizli dediğiniz zaman, Fatih Terim dediğiniz zaman bir düşüneceksiniz… Hepsi çok farklı şeyler katıyor. Kulübüm beni İspanya ve Hollanda’ya gönderecek bazen staj amaçlı. Fatih Terim’e de söyledim böyle bir şeyler var diye. O da bana “benim yanımda yaparsın stajını” dedi. Çok mutlu oldum. Fatih Terim kariyerinde hoca bulmak zor, bunu kabul etmek lazım. Muhtemelen önümüzdeki kamplardan birinde 15 gün hocamın yanında staj yapacağım. Onu gözlemlemenin bana katacağı çok şeyler vardır. Çok hocalardan çok şeyler aldım… Ersun Yanal olsun, Zico olsun, Yılmaz Vural olsun… Hepsinden iyi bir şeyler kapıyorsunuz.

-“AMACIM ALMANYA’DA DEVAM ETMEK”-

Benim amacım Almanya’da bir takıma devam etmek. Ben iddialı konuşuyorum: Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı bir yerlere getirmek çok kolay. Yanlış anlaşılmasın ben oradakileri küçümsemek için söylemiyorum. Ama gerçekten oralardaki ortamlar çok büyük Almanya’dakilere göre. Parasal olarak olsun, basın olarak olsun, taraftar olarak olsun…

-“ALİ ŞEN BANA ÇOK DESTEK OLDU”-

Ben her antrenmana 2–3 saat önce giderim en az. Sağ olsun hocam haftada 1-2 gün takımı bana veriyor pratik yapmam için. Ben umuyorum ki iyi yerlere geleceğim. Bu hastalığım döneminde çok insanı daha yakından tanıma imkanına sahip oldum. İyi anlamda olsun kötü anlamda olsun. Ali Şen beni defalarca aramıştır, defalarca doktor göndermek istemiştir yanıma. Bu alacak mevzularına Ali Şen bile bana telkinlerde bulunmuştur. Gerçi benim de bir şikayet etme niyetim yoktu ama… Fatih hocadan tutun, bakanlarımızdan, başbakanımızdan tutun birçok insan benimle yakından ilgilendi.

-“TÜRKÜ SEVMEYEN İNSANI DA SEVEMEZ”-

Geçen ay içinde 11 tane türkü olan kendime özel bir CD çıkarttım aile arasında dinlemek için. Önce bir antrenörlüğe başlayalım da bakalım başarısız olursak o yola geçeriz. Türkü’yü sevmeyen insan, insan sevemez. Bu kadar söylüyorum. Sivasspor’un başarısıyla da inanılmaz gurur duyuyorum. Böyle devam etmesini istiyorum. Türk Milleti’nin de inanılmaz destek olması gerektiğini düşünüyorum onlara. Etraftan duyuyorum “Şampiyonlar Ligi’nde ne olacak? Chelsea, Sivas’a mı gelecek?” diyorlar. Gelecekler tabi ki. Böyle böyle olacak bu işler. Ben geçen sene Hoffenheim’a deplasmana giderken biliyorum. 6 bin kişilik stadyumları vardı, doluydu maç sırasında, evlerde 1 kişi yoktu. Şimdi yeni bir stat yaptılar şehir dışına ağzına kadar dolu oynuyorlar her maçta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...