Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ekonomikkuu krizuu bizi teget gecti desu!


Laurelin

Öne çıkan mesajlar

İlk planda özelleştirmelerden gerçek paralarını isteyeceksin. Sen yıllık geliri 1 milyar dolar olan kurumu 2 milyar dolara özelleştirirsen kalkınamazsın. En az 10 sene olmalı kendi kendini kotarma süresi.
Eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim gibi alanlardaki özelleştirmeleri tamamiyle kaldıracaksın. Vergi sisteminde reforma gideceksin ve yoksula karşı pozitif ayrımcılık yapacaksın.
Tarımda reform lazım. Şimdi doları falan düşürüyorlar, patron bakıyor buğday ithalatı yapmak anadoluda üretilen buğdayı almaktan daha karlı. Dışarıdan alıyor tabi hıyar ne yapsın. Böyle olunca ülkenin tarım gelirleri de düşüyor. Dünyanın 3.cü buğday üreticisi olmamıza rağmen ithalat yapıyoruz. Pamuk, tütün, fındık vs. yeterince ekonomiye entegre edilemiyor.
Bazı sanayi kollarını tekrar geliştirmemiz lazım. Biz tekstil ülkesi olarak tanınıyoruz, krizlerde tekstil fabrikaları kapatılıyor. Bunlar hep çelişkili.

Birçok fikir üretilebilir bunlar benim ufak fikirlerim. Sadece yerli-yabancı zenginleri değil de ülkeyi düşünürsek bir çok politika uygulanır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cogitoz said:
İlk planda özelleştirmelerden gerçek paralarını isteyeceksin. Sen yıllık geliri 1 milyar dolar olan kurumu 2 milyar dolara özelleştirirsen kalkınamazsın. En az 10 sene olmalı kendi kendini kotarma süresi.
Eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim gibi alanlardaki özelleştirmeleri tamamiyle kaldıracaksın. Vergi sisteminde reforma gideceksin ve yoksula karşı pozitif ayrımcılık yapacaksın.
Tarımda reform lazım. Şimdi doları falan düşürüyorlar, patron bakıyor buğday ithalatı yapmak anadoluda üretilen buğdayı almaktan daha karlı. Dışarıdan alıyor tabi hıyar ne yapsın. Böyle olunca ülkenin tarım gelirleri de düşüyor. Dünyanın 3.cü buğday üreticisi olmamıza rağmen ithalat yapıyoruz. Pamuk, tütün, fındık vs. yeterince ekonomiye entegre edilemiyor.
Bazı sanayi kollarını tekrar geliştirmemiz lazım. Biz tekstil ülkesi olarak tanınıyoruz, krizlerde tekstil fabrikaları kapatılıyor. Bunlar hep çelişkili.

Birçok fikir üretilebilir bunlar benim ufak fikirlerim. Sadece yerli-yabancı zenginleri değil de ülkeyi düşünürsek bir çok politika uygulanır.

tamam hemen 100 kişiye forward ediyore..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cogitoz said:
İlk planda özelleştirmelerden gerçek paralarını isteyeceksin. Sen yıllık geliri 1 milyar dolar olan kurumu 2 milyar dolara özelleştirirsen kalkınamazsın. En az 10 sene olmalı kendi kendini kotarma süresi.
Eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim gibi alanlardaki özelleştirmeleri tamamiyle kaldıracaksın. Vergi sisteminde reforma gideceksin ve yoksula karşı pozitif ayrımcılık yapacaksın.
Tarımda reform lazım. Şimdi doları falan düşürüyorlar, patron bakıyor buğday ithalatı yapmak anadoluda üretilen buğdayı almaktan daha karlı. Dışarıdan alıyor tabi hıyar ne yapsın. Böyle olunca ülkenin tarım gelirleri de düşüyor. Dünyanın 3.cü buğday üreticisi olmamıza rağmen ithalat yapıyoruz. Pamuk, tütün, fındık vs. yeterince ekonomiye entegre edilemiyor.
Bazı sanayi kollarını tekrar geliştirmemiz lazım. Biz tekstil ülkesi olarak tanınıyoruz, krizlerde tekstil fabrikaları kapatılıyor. Bunlar hep çelişkili.

Birçok fikir üretilebilir bunlar benim ufak fikirlerim. Sadece yerli-yabancı zenginleri değil de ülkeyi düşünürsek bir çok politika uygulanır.


cehalet.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla önce cevap yazayım dedim, sonra baktım neresinden tutsam elimde kalıyor.

Seni kırmayayım ama:

kendini kotarma süresi en az 10 sene olmalı gibi afaki bi cümle olmaz bi kere. geliri 1 milyar olan kurumu adam gibi özelleştirirsen (adam gibiden kasıt anlaşmalar babında, fiyat olarak değil).
özelleştirme sırasında aldığın paranın yanında, oraya ileride yapacağın harcamaların fırsat maliyeti sana döner. diyelim ki her sene 10 milyarlık gideri var buranın, 11 de geliri var. satarsan, 10 milyarı başka bir alana yatırma şansın olur. bu yeni projenin de kendi içinde bir irr'ı olacaktır. bunun yanında, devletin hantal olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, özel firma buradaki verimliliği artırdığı zaman, alacağın vergiler sayesinde (ki bu vergiler gelirden alınan kurumlar vergisi olabilecği gibi, yaratılan mal ve hizmetlerle toplanan kdv ötv falan da olabilir) özelleştirilen firma üzerinden yine 1 milyarlık gelir hatta daha fazlası kazanılabilir.
burada önemli olan mantığın doğru işletilmesidir. özelleştirmeler sonrasında devletin standart işlere odaklanması, oraları geliştirmesi lazımdır. Mesela sosyal güvence. özelleştirme ile devlet ekonomi sahnesinden çekilir, basic hizmetleri verir. mantık budur. ha bana dersen ki tayyip özelleştirip özelleştirip paraları cukka ediyor, ona bişey diyemem, o ekonominin konusu değil. ama sırf türkiyede senelerdir paralar löp löp götürülüyor diye de özelleştirmeye bok atmak haksızlık olur.

yoksula karşı pozitif ayrımcılık diye bir şey olmaz. işçiye karşı pozitif ayrımcılık diye bişey olur. ona da sendika power deriz.

Tarımda reform lazım değil. Biz tarım ülkesi değiliz. Tarımla kalkınma diye bir şey yok. Tarım ürünleri katma değeri en düşük ürünlerdir. aynı zamanda vasıfsız işçinin alanıdır.
Vasıfsız işçiye yatırım yapmak yerine, işçinin vasfını yukarı çekersin.

Yıllarca IMF şöle, amerika böyle denildi duruldu. Adamlar babamızın oğlu değil tabiki ama onların politikaları sayesinde yükselen devlet de var. Bkz. Güney Kore.
İkinci dünya savaşı sonrasında gelişmekte olan ülkelere uygulanan programlar ithal ikamesi programlarıydı. yani kore, biz, brezilya, arjantin gibi ülkelere yurtdışından mal almayın, kendi malınızı üretin dediler. üretin ki, üreterek gelişin, ancak o zaman gelişirsiniz dediler. buralarda gümrük duvarları yükseltildi, mallar içeride üretilip satıldı. Bu noktada amaçlanan, kademeli olarak ülkelerin konumunu vasıfsız işçiye dayalı ürünlerden eğitimli işçiye dayalı ürünlere çekmekti. yani içeride kazanılan paraların daha gelişmiş sektörlere yatırılması gerekiyordu. ha saolsun ismet paşa, adnan bey, çoban sülü elele verdiler, ülkede üretimi bir basamak dahi yükseltemediler. kore tıkır tıkır daha gelişmiş sektörlere yönelirken bizde vehbi koç renault 12'lerin sağ dikiz aynasını koymuyordu. sonrasında 1980lerle beraber o devir bitti zaten, neo liberal globalizm geldi, rekabet iyice arttı. cumhuriyetin kuruluduğu zamanlarda sümerbank vardı, kumaş üretiyorduk, sene 2009 hala kumaş üretiyoruz. üstüne bir de sen çıkıp, buğday üretelim diyorsun. Gidip çekikgözlüleri kurtardık, herifler şimdi hi-tech milleti oldular.

Daha çok şey yazılır çizilir bu konularla ilgili. Ben akp fanı değilim bu arada, özeleştirmeyi savunuyon, imfyi savunuyon diye atlama üstüme. ben olması gerekeni söylüyorum. akp bunları iyi yapamıyor diye sistemi komple yok saymak olmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"diyelim ki her sene 10 milyarlık gideri var buranın, 11 de geliri var. satarsan, 10 milyarı başka bir alana yatırma şansın olur"

--Neden hep iş yapan ve devlete para kazandıran kurumlar özelleştiriliyor. Kurumun gideri olması ve bu giderlerin yurtiçi kaynaklardan sağlanması ekonomiyi geliştirmez mi? Özelleştirdikten sonra batar mı, çıkar mı, giderler nereden sağlanır, kaç işçi işten çıkarılır kimsenin önemsediği yok. Devletin hantal olmasının cezasını niye halk çekecek?

"yoksula karşı pozitif ayrımcılık diye bir şey olmaz. işçiye karşı pozitif ayrımcılık diye bişey olur. ona da sendika power deriz. "

--3 milyon sendikalı sayısı neden 750.000'e indi? Sendikalar Tüsiad ve Tobb'un yanında üçüncü bir baskı grubu sayılırken bugün hiçbir şeyler. Yoksula karşı pozitif ayrımcılık da olur örneğin asgari ücret ödeyenlerden vergi alınmaz, vergiler daha iyi denetlenir. Ben birçok büyük holdingin, işletmenin, büyük-küçük esnafın usülüne uygun vergi verdiğini zannetmiyorum. Yoksula karşı pozitif ayrımcılığı geniş anlamda düşün. Eğitim, sağlık gibi alanlarda da bu geçerli. Ölümcül hastalığın tedavisinin servet olması bile bazı şeyleri sorgulamamız gerektiğini göstermiyor mu? Eh bari sigorta yap bize abi diye geziyor yoksullar, o da yok...


"Tarımda reform lazım değil. Biz tarım ülkesi değiliz. Tarımla kalkınma diye bir şey yok. Tarım ürünleri katma değeri en düşük ürünlerdir. aynı zamanda vasıfsız işçinin alanıdır.
Vasıfsız işçiye yatırım yapmak yerine, işçinin vasfını yukarı çekersin. "

--Tarımla kalkınma diye bir şey nasıl yok? Neden Amerikan şirketleri, nestle falan gidip Brezilyada eşşek kadar toprak satın alıyor buğday ekip biçiyor? Amerikada, Çinde neden tarım yapılıyor?Biz tarım ülkesi değiliz ne demek, bütün ülkeler biraz tarım ülkesi. Tarım ağır endüstri ürünleri kadar önemli değildir bir ülkenin ekonomisi için önemli bir dinamiktir. Sen buğdayı bile ithal edersen, ülkede tarımı öldürürsen nasıl oluşacak güçlü bir ekonomi?

Digiturk varsa Goldmax'i açsana Modern Times diye bir film var tam senlik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bilanço okumayı bilmiyorsanız, özelleştirme konusuna geliri bu kadar olan kurumu şu kadar paraya satmamalıyız falan demeyin.

en basiti, özelleştirmeden sonra aldığın hizmetteki kalite farkını dikkate alabilirsiniz.

çiller zamanında telekomünikasyon çok gözde bir sektördü dünya çapında. bugün afedersin bi bok değil. gsm firmaları 3g'den sonra karasal hatlardan daha ucuza sizi dünyayla görüştürecek.

bana sorarsan, tt'ye o kadar para veren enayi gene iyi bulundu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cogitoz said:

--Neden hep iş yapan ve devlete para kazandıran kurumlar özelleştiriliyor. Kurumun gideri olması ve bu giderlerin yurtiçi kaynaklardan sağlanması ekonomiyi geliştirmez mi? Özelleştirdikten sonra batar mı, çıkar mı, giderler nereden sağlanır, kaç işçi işten çıkarılır kimsenin önemsediği yok. Devletin hantal olmasının cezasını niye halk çekecek?


Devletin hantal olmasının suçlusu halkın kendisi zaten. çalışma ahlakı yok, yan gel osman on dönüm bostan, salla başını al maaşını diyen memurlar, işçiler.

ayrıca giderlerin yurtiçinden sağlanması diye bişey bugün geliştirmez. o dediğimiz ithal ikameli yıllardaydı işte. artık trade son derece serbest, dışarıda çok daha ucuzu varken sırf içeriden olsun diyerek maliyeti yükseltemez kimse.


cogitoz said:
--3 milyon sendikalı sayısı neden 750.000'e indi? Sendikalar Tüsiad ve Tobb'un yanında üçüncü bir baskı grubu sayılırken bugün hiçbir şeyler. Yoksula karşı pozitif ayrımcılık da olur örneğin asgari ücret ödeyenlerden vergi alınmaz, vergiler daha iyi denetlenir. Ben birçok büyük holdingin, işletmenin, büyük-küçük esnafın usülüne uygun vergi verdiğini zannetmiyorum. Yoksula karşı pozitif ayrımcılığı geniş anlamda düşün. Eğitim, sağlık gibi alanlarda da bu geçerli. Ölümcül hastalığın tedavisinin servet olması bile bazı şeyleri sorgulamamız gerektiğini göstermiyor mu? Eh bari sigorta yap bize abi diye geziyor yoksullar, o da yok...

Bak işte burada benim dediğim şeyle aynı şeyi diyosun aslında. Olması gereken paranın eğitime, sağlığa ayrılması. İşçinin pazarlık gücünün düşürülmemesi. burada hatası olan hükümet. sağlık hizmetlerini devlet sağlarsa işçiler işten atılmaktan korkmaz, korkmazlarsa ellerinde işveren karşı pazarlık güçleri olur. olması gereken de bu zaten. burada aynı şeyi söylüyoruz yani.



cogitoz said:

--Tarımla kalkınma diye bir şey nasıl yok? Neden Amerikan şirketleri, nestle falan gidip Brezilyada eşşek kadar toprak satın alıyor buğday ekip biçiyor? Amerikada, Çinde neden tarım yapılıyor?Biz tarım ülkesi değiliz ne demek, bütün ülkeler biraz tarım ülkesi. Tarım ağır endüstri ürünleri kadar önemli değildir bir ülkenin ekonomisi için önemli bir dinamiktir. Sen buğdayı bile ithal edersen, ülkede tarımı öldürürsen nasıl oluşacak güçlü bir ekonomi?


Bak ne diyorsun? Amerikan şirketi gidip Brezilyada alıyor diyorsun. Brezilyadaki tarlada kim çalışıyor? Amerikalı mı? Hayır Brezilyalı. Brezilyalının aldığı ücret nerede harcanıyor? Brezilyada. Brezilyada harcanan para nereye dahil? Brezilyanın GSYİH'sine. Dolayısıyla Amerika tarıma yatırım yapmış olmuyor. Nestle tarım yapmıyor yani. Nestle ucuza adam çalıştırıp, onu çikolata yapıyor, paketliyor, satıyor. Paket çikolata ile kalkınıyor yani, tarım ile değil.


cogitoz said:
Digiturk varsa Goldmax'i açsana Modern Times diye bir film var tam senlik.

yok ki dijitürk :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Huun Ben devletçi ekonomiyi ve "tükettiğin kadar üret"i mantıklı bulduğum için özelleştirmelere karşı çıkıyorum ama haklısın bu tasviye sürecinin nasıl olacağını falan iyice anlamak için bir şeyleri iyi bilmek lazım.

ginaly Eh abi karın konuştuğu sistemde kim neden eğitime harcasın parayı. Zaten ben de özelleştirmelerin yapılacaksa usülüyle yapılmasını, eğitim sağlık gibi alanların özelleştirilmemesi gerektiğini söylüyorum. Ama neoliberalizm sürekli yeni kar alanları istiyor işte.
Ayrıca Amerika-Brezilya örneğinde işin bir de etiği var yani Emperyalist ülke mi olalım=) Onu zaten tarımın önemini vurgulamak için söyledim, emperyalist olamayacağımıza göre tarım yapacağız yani. Sonrasında da ekledim Amerika da, Çin de tarım yapıyor; tarımı geri bırakmak piyasalarına tecavüz edilecek ülkelerde yapılan bir şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şurası ülke gdpleri içinde tarımın toplam payını gösteriyor. listenin tepesine baktığımız zaman görüyoruz ki tüm dünya üzerinde tarımın gelire katkısı %4. Gelişmiş ülkelerde bu değer %2 civarında geziyor. Yani tarımın kendi başına ülke ekonomisine yön verecek bir gücü ya da etkisi yok.
Burada şöyle bir tez ileri sürülebilir, yakın gelecekte kıtlık ihtimali varsa (ki bununla ilgili araştırmalar var ama elimde kesin bilgi yok, varsa diyorum) tarımsam hammaddenin arzında azalma olacaktır, dolayısıyla tarım ürünlerinin fiyatı artacaktır, tarım daha önemli hale gelecektir. fakat bu bile tek başına tarımı güçlendirmeye yetmez çünkü günümüzde gıda üretimi büyük ölçüde sanayiye dayalı şekilde ilerliyor, yani tarım ürünleri gıda sektörünün aramalı. bu yüzdendir ki malthusun yıllar önce söylediği, nüfus artışı geometrik, gıda artışı aritmetik olduğu için aç kalıcaz söylemi de rafa kalkmıştır. kısaca teknoloji ownz yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkadaşlar boşuna tartışıyorsunuz yav,bu ülkede aile kurumu var 1 kişi çalışır 5 kişi çalışmaz yer,bu olduğu müddetçe gerçekten teğet geçer bu krizler bize,geçtide gidiyoruz 0 araba alıcaz ötv indirimi yüzünden 1 ay a sıra veren araç firmaları var,300binlik şehirde 6 ayda 8000 araba satılmaşsa 8bin diim bi sıfır fazla yazdım sanmayın:D,kriz mriz yok kardeşim takır takır millet parada kazanıyo vergisinide veriyo,şahsen ben aylık 2 işletmeye 1 milyar sadece kdv ödüyorum ki yıllık 12 milyar yapar,petrol ofisi aydın doğan denen şerefsiz,zarar açıklıyor,lan ben petrol ofoisinden değilde köy hizmetlerindenmi alıom araçlara mazotu:S
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

birincisi cogitoz'a bu topic dışındaki topiclerdeki tartışmalar yüzünden bu kadar abanıldığını düşünüyorum, bazı kişiler üsluplarını bozmuş hoş olmamış bence.

özelleştirme konusunda ginaly'e katılıyorum. devlet çok da o böyle şirket veya kurum bazlı karları çok düşünmez ve yapamaz.özelleştirilince baştaki insanlar direk kar etme üzerine aldıkları için şirketin kalitesi artar.
yanlız burada tekelcilik gibi de bir sorun var.bana göre örneğin tt olayında; devletin parasız ya da çok ucuz ama daha düşük kaliteli bir alternatifi elinde tutması ya da yeni bir kurum kurması gerekirdi.
gsm operatörleri bile ne olursa olsun tt ye bağlı bu ciddi bir sorun.
yani mesela türkiye'de biri devlet elinden olma 4 tane telekom şirketi olsa.hem diğer 3 şirket rekabet açısından gelişir.hem de çok ucuz bir alternatif olur.

bizde tekelcilik ciddi ciddi çok yaygın bu yüzden ya hem pahalı fiyata boktan kalite ya da pahalı fiyata düzgün kalite buluyoruz.


cogitoz'a da tarım konusunda katılıyorum.evet belki tarım'ın ülke ekonomisine direk katkısı küçük olabilir ama dışarıdan alınan tarım ürünleri hem paranın dışarı çıkmasına hem de bu ürünleri daha sonradan satın alacak kişilere daha çok yük bindiriyor.


ayrıca eğitim'in devlet için karsız olduğuna da katılmıyorum.teknolojiler üretilir,satılır gayet de karlı olur hatta en karlı iş olur.
mesela bir kaç sene önce okumuştum.amerika yakın zamanda dünyaya yakından geçecek bir göktaşına iniş yapıp madencilik yapacaktı.buradan edilecek kar tamamen teknoloji ve bilim dolayısıyla da eğitim tabanlı bir kardır.


he bana kalsa vergi olmasın, devlet dışında düzgün bir ekonomi yapılansın. ama bu da baya ütopik sanırım :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

özelleştirmelerin (teknoloji kullananların, farzı misal türk telekom) ne kadar teknoloji ithal edebileceği ve en
az ne kadar teknoloji üretmesi gerektiği konusundan sıkı yasalar olmalı. senelerdir dinlemekten masal gibi geliyordur artık size ama eğer özelleştirilen bir kurum, özellikle türkiyede nerdeyse tekel halindeyse, dünyanın o alanda ürettiği teknoloji hep dışardan satın alıyorsa, bu durumda bi 10-20 sene sonra ağzımıza sıçrar (bkz: uçak mühendisliği ve türkiyenin ilk cumhuriyet dönemleri). Evet belki yasa deyince bu devletin özel sektörün işine karışması anlamına geliyor ama açıkçası buna çok karşı değilim zaten. Devletin başına zaman zaman güvenilebilecek hükümetler gelebiliyor ama özel sektöre, özellikle yabancılara satılmış özel sektöre hiç güvenmem. Adamların amacı kısa vadede kar etmekken tabi ki teknoloji üretmek yerine teknoloji satın alacaklar.

onun dışında bilançosuymuş, ordan gelen gelirmiş gidermiş onları pek bilmem ama utkunun dedikleri mantıksız değil. muhalefet yapmak adına düzeltme veya sentez olanaklarını es geçmemek lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi uğraştırmayın beni, hangi firmaları satın aldılar diye. tt türkiye'de yegane adam olma potansiyeli olan oyun yapımcısı bir firmayı satın aldı.

daha da benim bildiğim bir 10 kadar böyle firma satın almış ya da kurmuş durumda.

özelleştirmeden sonra 4,5 milyar lira yatırımları var.

ve dahası 2011 yılında altyapı üzerindeki imtiyaz hakkı bittiğinde kim bilir kaç para daha ödeyecek.

özelleştirilme şekline karşıyım, özelleştirilmesinde fayda gördüm hala da görüyorum.

özelleştirmeye fikir olarak, şekil olarak karşı olanlar olabilir; açık söyleyeyim buna örnek gösterebileceğiniz en son özelleştirme belki tt'dir.

not: aramızdan birileri özel mesaj yoluyla köşe yazılarına link verip tt özelleştirmesine karşı olmasına taktik destek sağlamaya çalışıyor. bu tartışmayı kamuya açmaya hazırsa, ben tartışırım her türlü. o kendini biliyor hehe
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yatırım ne manada yatırım? satın alama da bir yatırım sonuçta. ben özelleştirilen bir şirketin türkiyede çalışacak bir arge birimi açtığını ya da üniversite ile ortaklaşa bir şeyler yapmaya çalıştığını duymdım hiç (çok da sıkı takip ettiğimden değil yanılıyor da olabilirim). ha teknolojiyi nasıl ediniyorlar onu da takip etmedim onu da itiraf ediyorum. ama bana ya şirketi satın alanların zaten bu alanda kendi araştırma birimleri vardır ordan gelen teknolojiyi alıyorlardır ya da yurt dışından alıyorlardır gibi geliyor. bir de tabi oyun yapımcısı ile ilgi yaptığı yatırımlar bende çok da merak uyandırmıyor açıkçası. varsa ondan daha önemli bir alan olan iletişim teknolojisi alanında yaptığı araştırma geliştirme yatırımları onlar daha çok ilgimi çeker.

genelde "türkiyede ilk defa şunu ürettik, dünyaya ilk defa şunu sattıki avrupada şunun bilmem kaçıncı üreticisiyiz" diyen tüm şirketler büyük türk şirketler. Bunun dışında yine teknoloji üretiminde olan diğer kurumlar da teknokentler. özelleştirilen şirketlerden böyle icraatlar görmedim onlar daha çok yaptıkları hizmeti ön plana çıkarıyor ama dediğim gibi bir şey üretmezlerse ve sadece hizmet sağlarlarsa uzun vadede bu ülkeye çok zararları olur.

varsa elinizde bildiğiniz veriler bilgiler (direk döküman koymanıza da gerek yok söyleseniz bile yeter) yazın buraya öğrenelim. benimkiler genel izlenimler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

4,5 milyon diyorum sen daha teknoloji ne olacak diyorsun. lan ardeth açık konuşayım bak ok adarını bilemedim. yaz tt iştirakler diye çıkar karşına. iştiraklerin iştirakleri çıkmayabilir tabii.

3 sene, 4,5 milyon. iyi para.

bu ülkeye voip denen şeyin gelmesine eşsiz katkıları olan birisi olduğuma inanarak şunu söyleyebilirim: adamlar çok iyi..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DoGMeaT said:
yani iktisatçı değilim abide
neden kötü ?
demand artarsa,supply artar,supply artması içinde üretim,üretmek için işçi lazım.
o zaman demandı arttırmak için tüketicilerin eline kaynak vermek kötümü?
tüketicinin eline doğrudan kaynak verirsen, geçici olarak bi iyileşme sağlanır. ama bu iyileşme yapay olur. böylece ekonominin verileri dışardan verilmiş yapay parayla herşey iyi gidiyormuş izlenimi verir ve kriz esnasında yatırım yapılmayan sektörler herşey düzeldi diyerek yatırım yapmaya başlarlar. ama aslında kriz tamamen düzelmemiştir, düzelme yapaydır. pompalanan paralar tükenince insanlar mal alımını kesince, yatırım yapan adamın yatırımı elinde kalır ve iflasa gider. böylece 2. bir kriz daha doğurur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...