Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Köy enstitüleri ve imam hatip okulları


sg-1

Öne çıkan mesajlar

Köy enstitüleri ve imam hatip okulları (1)

MARDİN’in Bilge adlı köyünde şehit edilen, 24 yaşındaki köy imamı Kazım Ozan için Allah’tan rahmet dilerim.

Ahmet Hakan’ın "Erkek Çalıkuşu" unvanını verdiği genç imam, hakkında yazılanlardan çıkan sonuca göre, Türkiye’nin çok muhtaç olduğu "tür"den bir imamdı. Ruhu şad olsun!

* * *

İmam-hatip okulları öğretmen/imam çatışmasına girmeyecek, öğretmen ile birlikte el ele cumhuriyet için çalışacak aydın ve çağının çağdaşı imamlar yetiştirmek amacıyla kurulmuştu.

Köy enstitülerinden yetişen köy öğretmenleri de "aydın ve çağının çağdaşı" olan, imam hatip mezunu genç imamlarla işbirliği yapacaklardı.

Alın size toplumsal barış!

Toprak reformu yapılacak, çiftçi topraklandırılacak, böylece ağa ve mütegallibenin kurduğu egemenliğin zincirleri kırılacaktı.

Aydın imam ile köy enstitülü köy öğretmeninin işbirliği sayesinde şeyh ve şıhların otoritesi kırılacak, tarikat ve cemaatlerin egemenliği sona erdirilecekti.

Alın işte size toplumsal barış!

Bu düzen kurulup 1960’a kadar devam edebilseydi, Türkiye 70’lerin başında çağ atlardı. Hem sanayisi kurulur, hem tarımı yükselir, hem de vatandaşlar aydınlanırdı.

Bunun sonunda, bir türlü kurulamayan demokrasi kurulur ve kök salardı.

* * *

Ama olmadı: CHP içinde yuvalanmış ağa, mütegalibe ve mürteci takımı, ilerici ve devrimci kanadın bütün plan ve projelerini sabote etti. Bu sabotaj 1938’den önce de vardı. Atatürk’ün ölümünden sonra iyice etlendi butlandı ve örgütlendi.

Prof. Dr. Çetin Yetkin, "Karşıdevrim, 1946-1950" adlı kitabında "Meclis’teki toprak ağalarının, Osmanlı artıklarının neden bu tasarıya karşı çıktıkları ve bu karşı çıkış sürecinde DP’yi kurdukları daha iyi anlaşılacaktır" (s. 211) diye yazmaktadır.

Çetin Yetkin, "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu"nun başına gelenleri anlatırken bunları söylemektedir.

Köy enstitülerinin kuruluşunun Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile çok yakın ilişkisi vardır (s. 235). Toprak reformundan sonra Çiftçi Ocakları kurulacak ve böylece Cumhuriyet’in toprak mülkiyetiyle ilgili altyapı devrimi gerçekleşmiş olacaktı.

Bu devrim sürecinde köy enstitüsü mezunu köy öğretmeninin köylüye önderlik etmesi düşünülüyordu.

* * *

Toprak reformu, çiftçi ocakları ve köy enstitüleri sayesinde Devrimci Cumhuriyet projesinde çok önemli adımlar atabilecekti. Bu proje CHP’nin tek parti döneminde içerden sabote edildi. İnönü’nün bu süreçte oynadığı olumsuz rol çok dikkat çekicidir.

Demokrat Parti iktidarı köy enstitülerini kapattıktan, Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu rafa kaldırdıktan sonra kendi karşı projesini yürürlüğe koydu. Bu projenin ana ekseni ve orta direği imam hatip okullarıydı. Son 60 yıllık yakın tarihimizi anlamak isteyenler bu yazının konu edindiği ilişkiyi mutlaka anlamak zorundadır.

Artık gerçek nedenleri bulacak doğru dürüst araştırmalar ve bilimsel yorumlar yapılsın!


Özdemir İnce, Hürriyet


yazısına ilerleyen günlerde devam edecek.

ama şu giriş kısmı bile türkiye'de bazı şeylerin neden olmadığını, oldurulmadığı güzelce açıklıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir de karşıt görüş koyalım madem. pek karşıt da değil başka pencereden desteklemiş.

"Rıfat Serdaroğlu yazmış, Özdemir İnce'ye göndermiş, o da yayınlamış, sabah sabah pek güldüm.
Konu, Köy Enstitüleri... Hani şu "kapatmasaydınız kırolar adam olurlar, katliam yapmazlardı" dedikleri okullar...
Eski sağlık bakanı Serdaroğlu da bazı gerçekleri hatırlatıyor, "kim kapatmış, kim kapatmaktan beter etmiş, hatırlayın" diyor.
Biz biliyoruz, "CHP medyası" da hatırlasın:
1946 yılında Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel (oğlunun deyimiyle, çağın en güzel gözlü maarif müfettişi!) ve onun adamı, enstitülerin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç görevden alınıyorlar... Bakanlığa Reşat Şemsettin Sirer geliyor... Götüren kim, getiren kim? Cumhurbaşkanı kim? İsmet İnönü. Başbakan kim? Recep Peker.
1947 yılında enstitü öğrencilerinin yönetime katılmaları engelleniyor, kız ve erkek öğrenciler ayırılıyor... Enstitü öğretmenlerine toprak verilmesinden vazgeçiliyor, dağıtılmış kitaplar, araç ve gereçler, hayvanlar geri alınıyor... Köylünün okul yapma ve yapımında çalışma yükümlülüğü, yani "angarya" kaldırılıyor. Cumhurbaşkanı kim? İsmet İnönü. Başbakan kim? Recep Peker.
Gene aynı sıralarda, şu meşhur beyaz kapaklı "dünya klasikleri" enstitülerden toplattırılıyor ve ... yakılıyor! Evet, yakılıyor. Cumhurbaşkanı kim? İsmet İnönü. Başbakan kim? Recep Peker.
Gene bir süre sonra, "yüksek köy enstitüleri", yani bunlara öğretmen yetiştiren daha yüksek okullar da kapatılıyor. Cumhurbaşkanı kim? İsmet İnönü. Başbakan kim? Hasan Saka.
1948 yılında eğitim programı değiştiriliyor, "iş eğitimi" yani pratik marangozluk, dülgerlik, rençberlik falan gibi "köylüye köyünde gerekli ve yeterli olacağı varsayılan" dersler kaldırılıyor, tarih, coğrafya, fizik, kimya gibi dersleriyle enstitülerin diğer okullardan hiçbir farkı kalmıyor. Cumhurbaşkanı kim? İsmet İnönü. Başbakan kim? Hasan Saka.
Taaa 1954 yılında da, artık hiçbir özelliği ve ayrıcalığı kalmamış enstitüleri adlarıyla sürdürmek "abes" olduğundan, kapatılıyorlar, daha doğrusu öğretmen okullarına dönüştürülüyorlar. Cumhurbaşkanı kim? Celal Bayar. Başbakan kim? Adnan Menderes.
Ve bu adamlara bu yüzden elli beş yıldır küfür ediliyor.
Ötekilere edilmiyor.
Neden?
Çünkü onlar CHP demek.
Yücel ile Tonguç'u harcayan da İnönü, enstitülerin kimliğini değiştiren de İnönü, ona laf yok! Kuran da İnönü, bozan da İnönü, ona laf yok.
CHP amigoları akıllarını başlarına devşirsinler...
Acaba İnönü, "birer faşist eğitim kurumu olan enstitülerin çok partili dönemde, yani demokraside artık bir anlamlarının da, işlevlerinin de, sürdürülmeleri olanağının da kalmadığını" mı görmüştü de tükürdüğünü yalamış, onları törpülemişti?
Pazar günü mitinginiz varmış diye duydum, orada bir devlet büyüğünüze soruverin, sizi aydınlatsın... Miting işe yarasın.

engin ardıç"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkadaşlar imam hatip okullarını rayından çıkaran necmettin erbakan ve tayfası oldu,bu bir gerçek bende bir imam hatip mezunuyum ama adı her yad edildiğinde,dümdüz giderim sayın erbakana,belki komiğinize gidecek ama,orada aldığım eğitimi sosyal bilimler fen bilimleri din bilimleri v.s üniversite de 3.sınıfta görüldüğünü duyarım bilirim,fakat 1990 dan sonra milli görüşün azıtması sonucu imam hatipleri arka bahçesi olmadığı halde arka bahçesi gibi gösterip,hedef şaşırtan erbakan ve uşakları yüzünden aydın din adamlarının boşluğunu ali kalkancılar müslüm gündüzler,gibi ne olduğu belirsiz münafıklar doldurdu boşluğu,yani demek istediğim şu ki ne imam hatip okullarından ne de köy enstitülerinden bu ülkeye isyan eden ,küfür eden bir allahın kulu çıkmamıştır,çünkü ben köy enstitülerinin bir kısım devamının imam hatip okullarında işlendiğini düşünüyorumki,şöyle düşünün ,milli güvenlik derslerimize bile,her daim bilinçli ve üst düzey subaylar albay v.s girip çıkmıştır,imam hatip okullarından öğrendiğim almanca yabancı dilimle,almanya da düz lise çıkışlı arkadaşların 1 senede bitirip üniye girebildiği yabancı dil okulunda 4 aylık süre sonunda üniversite ye girmiştim,yani eğitim her alanda mükemmeldi ama saygıdeğer erbakan,ve 28 şubat şakşakçıları sayesinde herşeyi kül ettiler,arkalarından geberdiklerinde rahmet değil beddua okuyacak bir yığın milyonlarca insan var,
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi de özdemir ince bunları inkar etmiyor ki,

hedefine koyduğu dönem zaten enginar dıç'ın bahsettiği dönem,
ve hatta yazısında aynen ismet inönü'ye de sokuyor lafı.


Adnan Menderes madem "iyi niyetliydi"
neden tekrar adam etmeye çalışmadı köy enstitülerini, işi bittiği için "iyi niyetle" mi kapattı köy enstitülerini,
yoksa "fuhuş ve kominis yuvası buralar" diyerek mi?

e sonrasında imam-hatiplerin geldiği durum nedir peki?



kısacası enginardıç yine divan edebiyatında en sevdiği söz sanatlarını, çarpıtma ve hedef saptırmayı kullanmış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İlk posttaki yazıda zaten chpnin içindeki ağalar izin vermediler,batırdılar falan yazıyor, Engin Ardıç ne anlatmaya çalıştı şimdi?

. said:
,
Prof. Dr. Çetin Yetkin, "Karşıdevrim, 1946-1950" adlı kitabında "Meclis’teki toprak ağalarının, Osmanlı artıklarının neden bu tasarıya karşı çıktıkları ve bu karşı çıkış sürecinde DP’yi kurdukları daha iyi anlaşılacaktır" (s. 211) diye yazmaktadır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi anlatmaya çalıştığı şeyi iyi anlayın,adamın demek istediği,ağalık düzeninin çarklarını kırabilecek 2 vatandaş tipi var bu ülkede 1-köy imamı 2-öğretmen ,güneydoğuya giden aydın imam öğretmen farketmez,vatan evlatlarını,bu evine erkek alıyor,bu imamlıktan anlamıyor diye,aslında aydınlığı yaymaya gelmiş herifleri,köylerden uzaklaştırıyorlar,neden? nedenide biliyorlarki ağalık düzeni bozulunca ellerindeki herşey gidecek,düşünsenize,aydın bir öğretmen ,imam ne ister?devletine vatanına gönülden bağlı,namuslu haysiyetli yaşamayı düstur edinen bireyler yetiştirmeyi,ama gel görki,siyaset eliyle bu alaşağı edildi işte
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

engin ardıç günlük saçmalamasını, hedef saptırmasını ve chp'ye ve tek parti dönemine laf sokmasını yapıp orgazm olmuştur o yazıyla, başka bişey gibi görünmüyor zira,
sadece özdemir ince'nin yazısını biraz detaylandırmış, ekstra bilgi vermiş, sonuçta yine onu haklı çıkardığını farketmemiş.

- yıkabildi mi babıali puştları engin ardıç'ı?
- yok, satın aldık biz seni, daha kolay.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu dışı olacak ama, Özdemir İnce'nin yazısında adı geçen, Mardin katlimında öldürülenlerden biri olan köy imamı Kazım Ozan ne kadar saygı duyulası bir gençmiş...Keşki İmam-Hatip liselerinin amacı; ülkenin yoksul,cahil vatandaşlarına böyle ışık veren gençler yetiştirmek olsa. Geride bıraktığı ailesine, sevenlerine sabır diliyorum.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11618101.asp?gid=229
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

idilik said:
Konu dışı olacak ama, Özdemir İnce'nin yazısında adı geçen, Mardin katlimında öldürülenlerden biri olan köy imamı Kazım Ozan ne kadar saygı duyulası bir gençmiş...Keşki İmam-Hatip liselerinin amacı; ülkenin yoksul,cahil vatandaşlarına böyle ışık veren gençler yetiştirmek olsa. Geride bıraktığı ailesine, sevenlerine sabır diliyorum.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11618101.asp?gid=229


işte dinin aslında öyle insanların elinde olması gerek ki karşılıklı diyalog gelişsin.

neyse konu sapmasın..o imamın resmini her gördüğümde bir kötü oluyorum ya. Allah rahmet eylesin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

engin ardıç bu yazısında "dp karşıdevrimci çünkü köy enstitülerini kapattı" klişesini sürdürenlere laf anlatmaya çalışıyo, özdemir inceye itiraz ettiği bi nokta yok yani bu esnada. bi de okuduğunu anlama kılavuzu mu lazım size her engin ardıç yazısı için?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ahahahaha abi yapmayın, herifin son yazdıklarına bakın;

said:
Yücel ile Tonguç'u harcayan da İnönü, enstitülerin kimliğini değiştiren de İnönü, ona laf yok! Kuran da İnönü, bozan da İnönü, ona laf yok.
CHP amigoları akıllarını başlarına devşirsinler...
Acaba İnönü, "birer faşist eğitim kurumu olan enstitülerin çok partili dönemde, yani demokraside artık bir anlamlarının da, işlevlerinin de, sürdürülmeleri olanağının da kalmadığını" mı görmüştü de tükürdüğünü yalamış, onları törpülemişti?
Pazar günü mitinginiz varmış diye duydum, orada bir devlet büyüğünüze soruverin, sizi aydınlatsın... Miting işe yarasın.


Sanırsın diğer yazıda adam İsmet İnönü'yü savunmuş ölesiye, Engin Ardıç insanlara farklı bir bakış açısı sunuyor. Basbayağı söylemiş adam işte CHP'nin tek parti döneminde içerden sabote edildi, İnönü'de yardım etti diye, Engin Ardıç kimi haksız çıkarıyor bu yazısıyla şimdi?

Buyse said:
pek karşıt da değil başka pencereden desteklemiş.


Hah oldu anacığım. Adam bariz bir şekilde "Öğren de gel koçum, CHP amigoluğu yapma" demiş. Karşısındaki adamın İnönü'yü savunduğu yok, aksine eleştiriyor. Engin Ardıç boşa sallamış bariz bir şekilde, "başka pencereden desteklemiş"miş ilahi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

adamın yazısındaki meselelere yok öyle olmamıştır dememiş ki adam. yıllar boyunca medyada bu enstitülerin kapatılmasının suçu dp iktidarına atıldı onlara laf söylemiş. iki yazıyı da okuduysan genel olarak aynı şeyi söylediğini görebilirsin. göremeyebilirsin de orası sana kalmış karışmam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
engin ardıç bu yazısında "dp karşıdevrimci çünkü köy enstitülerini kapattı" klişesini sürdürenlere laf anlatmaya çalışıyo, özdemir inceye itiraz ettiği bi nokta yok yani bu esnada. bi de okuduğunu anlama kılavuzu mu lazım size her engin ardıç yazısı için?
şunu tekrar okumalı hatta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Taaa 1954 yılında da, artık hiçbir özelliği ve ayrıcalığı kalmamış enstitüleri adlarıyla sürdürmek "abes" olduğundan, kapatılıyorlar, daha doğrusu öğretmen okullarına dönüştürülüyorlar. Cumhurbaşkanı kim? Celal Bayar. Başbakan kim? Adnan Menderes.
Ve bu adamlara bu yüzden elli beş yıldır küfür ediliyor.


Hah yani aslında Bayar/Menderes'in bu konuda hiçbir hatası yok. Düzeltmek gibi bir seçenek olmadığından en mantıklı şeyi yapıp, sürdürülmesi "abes" olan enstitüleri kapatmışlar. Onlar birer kahraman aslında.

CHP amigolarına duyurulur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Yücel ile Tonguç'u harcayan da İnönü, enstitülerin kimliğini değiştiren de İnönü, ona laf yok! Kuran da İnönü, bozan da İnönü, ona laf yok.


ee şu dediğinin neresi yanlış. bu konu yüzünden şimdiye kadar chp içinden geçmişte yaptığımız yanlıştı diyen bir kişi çıktı mı? veya köy enstitüleri kapatıldı diye dp ye sövenlerden 1 kişi de çıkıp chp'nin içindeki bir grup da bu işten sorumlu dedi mi hiç? ben duymadım özdemir ince nin bu yazısı dışında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

esas olarak enginardıç'ın yazısının muhattabı olan mektuba bi göz atmak lazım:

Sağlık ve Devlet Eski Bakanı Rifat Serdaroğlu'ndan bir mektup aldım. Aktarıyorum:
"17 Nisan 2009 tarihli Köy Enstitüleri başlıklı yazınızı okudum. Size, Kronolojik sıra ile bazı tarihi bilgiler vermek istiyorum. Böylece Köy Enstitüleri'ni kimin kapattığı, kimin kapatmaktan beter ettiğini görmüş olacağız:

Köy Enstitüleri Kronolojisi
1936 yılında Saffet Arıkan'ın Milli Eğitim Bakanlığı görevi sırasında, köy halkına pratik bilgi vermek amacı ile Köy Eğitmeni Projesi'ne başlanır. Bu, Köy Enstitüleri'nin temelidir.

17 Nisan 1940'ta Köy Enstitüleri Kanunu kabul edilir. (TBMM'deki oylamalarla ilgili yazdıklarınıza aynen katılıyorum.)

1943 yılında yapılan 2. Milli Eğitim Şûrası'nda Köy Enstitüleri aleyhinde yaygın bir kulis faaliyeti yapılmış ve Köy Enstitüleri bir "İptidailiye dönüş" olarak kabul edilmiştir. (Bkz. Şûra kayıtları.)

1946 yılında Bakan Hasan Áli Yücel ve Köy Enstitüleri'nin mimarı Tonguç görevlerinden alınmışlardır. Milli Eğitim Bakanlığı'na Reşat Şemsettin Sirer getirilmiştir.

1947 yılında çıkarılan 5117 ve 5129 sayılı kanunlar ile öğretmene toprak verilmesi güçleştirilmiş, dağıtılmış kitaplar, aletler, hayvanlar ve malzemenin geri alınmasına karar verilmiştir. Öğretmen, yeni Türk köyünün yapıcısı değil, sadece okuma yazmayı öğreten tutucu bir bürokrat haline getirilmiştir.

1947 ve 1948 yıllarında çıkarılan 5012 ve 5210 sayılı kanunlar ile köylü, okul yapma yükümlülüğünden çıkarılmıştır.

1947-48 ders yılında, Köy Enstitüleri'nin beyin kadrosunu üreten Yüksek Köy Enstitüleri kapatılmıştır. (Bu kurum 1942-43 öğretim yılında açılmıştı.)

29.04.1947'de çıkarılan yönetmelikle öğrencilerin okul yönetimine etkin olarak katılmaları engellenmiştir.

09.05.1947 tarihli genelge ile, Kız ve Erkek Öğrenciler Birbirlerinden Ayrılmıştır.

20.05.1947 tarihli genelge ile, dünya klasiklerinden yapılmış çeviriler toplattırılmış ve yakılmıştır.

1948'de öğretim programı değiştirilmiş, iş eğitimi ilkeleri kaldırılarak, enstitüler klasik okullara dönüştürülmüştür."

CHP mi, DP mi?
"Bütün bunlar yapılırken iktidarda tek başına CHP vardı. 1954 yılında gerçek işlevinden uzaklaştırılmış olan Köy Enstitüleri DP iktidarı tarafından öğretmen okullarına dönüştürülerek kapatılmıştır.

Sayın İnce, şimdi size soruyorum; Köy Enstitüleri'ni, bütün bu yukarıda saydığım değişiklikleri yapan CHP mi kapatmıştır, yoksa DP mi kapatmıştır?

Ayrıca 1946'da Truman Doktrini ile Türkiye'ye askeri ve ekonomik yardımın Batı Bloku'nun Kurallarına Uyulması şartı ile gelmesi ile Hasan Áli Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınmasını (1946) da bu yukarıda belirttiğim bilgiler dahilinde değerlendirmek gerekir.

Sayın İnce, size bu sunduklarımı doğrulattıktan sonra kamuoyunu doğru bilgilendireceğinize inancım tamdır. Sağlık ve başarı dileklerimle saygılar sunarım."




ve ayrıca 1946'nın çok partili sisteme geçiş denemesinin yapıldığı yıl ve ayrıca 2. dünya savaşının bitiminin 1 yıl sonrası olduğunu da hatırlatırım.


kaldı ki koyu chp'liler hariç kimse inönüyü hayırla yadetmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Olayi niye anlikmis gibi degerlendiriyosunuz? Yani DP'nin iktidara tasinmasi sanki secim gunu olmus gibi "DP zaten islemeyen kurumu kapatti" demeyin. Enstitulerin bozulmasi CHP doneminde oldu olmasina da, olayi (koy enstitulerinin kotuye gitmesini) gerceklestiren kitle ayni gazla DP'yi secti. Bu donemde CHP iktidarinin yaptigi yanlis, kotu gidisati engelleyemeyip koy enstitulerinin islevini yitirmesine izin vermesidir. Ayrica o donemde olan olaylari, bu donemle karistirmayin. Bu gun, hata yapan bakan "insaniz, hata yapariz, izin verin duzeltelim" diyip dosyayi rafa kaldirir. O donemdeyse, simdinin deyimiyle "temiz siyaset" kavrami vardi; basarisizlik, gorevden alinmaya yol acardi. Muhalefet kelle istedigi zaman, Yucel ve Tonguc en gozden cikarilabilir kisilerdi cunku amac ne olursa olsun iktidarda kalma yarisiydi. Onlari gorevinden eden de Koy Enstituleri'nin kotuye gidisini durduramamakti. Kisaca, kuran insanlarin gorevlerinden alinmalari, yonetimin ama dogru ama yanlis karariyla oldu, ihale onlara kaldi; ancak kelle isteyen DP'yi kuran zihniyetti. Bu gun goruyoruz ki onlarin gorevlerinden alinmasi bile yukselen DP sempatisini durduramamis.

Marifet olan, bu gun, icinde bulunulan duruma bakip, sonrasini tahmin etmektir. Dizinin sonunu izleyip, baslarda karakterlerin yaptigi hatalari gorunce "salak" demek, cok sacma. Sonra bu hatalara sebep olan insanlari gormezden gelip, dogrudan belli bir zihniyete ihaleyi birakmaksa daha da sacma.

Sahsen karsit gorusu dinlemeyi severim, okurum da cogu zaman, Vakit'i vs. Ama bu enginarin yaptigi apayri bir sey. Kendi cikari dogrultusunda olan olaylari carpitmak, gercekten asagilik bir is bu adamin(!) yaptigi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ülkenin bugün yaşadığı sorunlar köy enstitülerinin kapatılmasından mı?

bazı gerçekler vardır ki; bunlar kısaca fenomen diye de adlandırılır, sebebini de bilmezsin sonucunu da.

bu ülkenin doğusunda toprak reformu atatürk zamanında gerçekleştirilemedi, hala gerçekleştirilmiş değildir.

ecevit köy-kent projesini ortaya attı, kendimi bildim bileli ortadadır ve bence kesinlikle uygulanması gereken bir projedir, sonuç ortada.

tutup 50 sene öncesinin mevzularıyla burda kendinizi parçalamayın derim ben.

bugün doğuya gidip şunu şunu yaparım diyen varsa konuşsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...