pulkas Mesaj tarihi: Nisan 16, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 16, 2009 Gene bir imkansızlık mevzusu vuku bulmakta iken saat 1 e 1 vardı.Zor olanı ise semptomları başında farkedip geleceğe dair tahminkar kestirimlerin gene imkansızlıklarla sonuçlanmasıydı."The Kadın that ben do lives on and on..." İmkanlar dahilinde, dürüst olmak gerekirse, imkansızlık olarak nitelendirilen bu şey aslında koca bir handikap olup matkap gibi delici, hızar gibi kesici bir niteliğe sahip.Bir anda sosyal yaşantının içerisinde olan herşeye dair antipatik yaklaşımların, mantıksız sorgulamaların vuku bulacağı bir an gelir.Bir ayın bir gününün bir saatindeki yaşanması muhtemel dürtülerle bezeli, Pavlov'un iti misali, fakat sonsuz bir döngünün içindeki değişkenden farksız, kayıp giden münferit bir algılayış biçimi. Bilinç tatminkar bir şekilde yönelimleri sorguladığında hisler yalan söylüyor olabiliyor.An ise etkileşime açık bir bünyede kayıp giden onca zamanın tekabül ettiği hiçliğin içinde dönüp duruyor. Optik yanılsamalar süre gelirken beyin an be an düşünsel sürecine devam ediyor ve şanslı kişi paranormal bir bünyede hayat buluyor.Kişi kayıp, kişiler ise bir bütün oluşturamayacak kadar ayırkken topluluklar aslında hiç olmadıkları bir durumun yansıması gibi görsel bir bütünlük sergileyebiliyor.Yani optik yanılsıyor, beyin an be an düşünsellik içinde kıvranıyor ve kişi kayıp bütün ise parçadan münferit bir şekilde oluşmazlığını koruyor. Kıvrandırıyor, Pavlov'un itinin haleti ruhiyesindeki çatlak, bir bünyede acaip reaksiyonların baş mimarı rolünde. Saat 2 ye 45 varken uykum nerde?
ginaly Mesaj tarihi: Nisan 16, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 16, 2009 çok fazla alengirli kelime var. küçük beynimle algılayamadım :/
KillJoy Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 simetrinin güzel bi dizayn organizasyonu olmadığını savunuor artistler, aynı zamanda tek düzelikte dizaynı yok eder... yazı ile tasarımı kafamda birleştiriorm bazen.. dah doğrusu insanların bile yüz tasarımlarına kafayı takıorm.. burda bu olmamalıydı.. Loss of identity var.. neyse kendime değinmemeli..zaten anlamadın sanırım pek bişi.. nasıl mı bağlayacağım: az kullanılan kelimeleri çok kullanarak anlayışı zorlaştırıorsun.. tasarımda tek düzelik elde ediorsun.. güzel kısmı yapmanı istediğim şeyi azda olsa yapmışsın. daha inişli çıkışlı bi yazı olsa.. hem akıcı hem düşündürücü aynı anda.. bazen akıcı bazen düşündürücü.. ben okurken hep düşünerek okudum. "Zor olanı ise semptomları başında farkedip geleceğe dair tahminkar kestirimlerin gene imkansızlıklarla sonuçlanmasıydı = pavlovun iti"
pulkas Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 Konuyu açan Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 Bu böyle çala klavye bir anda çıkmış üzerinde ekstradan hiç düşünülmemiş, düzeltme yapılmamış(harf hatalarını gözden geçirdim, anlam düzleminde ele alıp evirip çevirmedim yani) bir yazıydı.Bende 2. hatta 3. okuduğumda "hımmm... ulan ne demişim çok çetrefilli olmuş ama anlayabildim" dedim.Öyle olunca dışarıdan bakan bir göz genelde bir yazıyı tek seferde okur bitirir ikinciye mahal vermez eğer anlamda bütünlük yoksa kafası karışıyorsa.E bir sürü yazı var ortalıkta ben de olsam bunu es geçer bir diğerine bakardım. Anlayama çalışıp zaman harcadığın teşekkür ederim.Tek düzelik kavramını ilk defa duyuyorum.Galiba bu her tasarımda(grafik, mimari, ...) tasarımcı tarafından bilinmemesi durumunda problem oluşturan bir etmen.Bununla ilgili yazılı bir kaynak var mı?Bir şeye dikkat edebilmek için önce biraz okumak, öğrenmek gerekiyor.Yada galiba bol bol hikaye, roman, şiir felan okumak lazım ki belirli bir şablon kafaya otursun.Tabi nokta atışı bir konu üzerinde yazılmış bir yazı daha öğretici olabilir gibi.
KillJoy Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 Mesaj tarihi: Nisan 28, 2009 bununla ilgili kaynak falan yok olduğunu sanmıorm kendi değerlendirmem.. sanırım okuduğum bölümden olsa gerek her şeye tasarımcı gözüyle bakıorm... ama inişler çıkışlar iyidir ya... yani artık bana öle geliyor. acaip derecede şiir okurum. aslında önceden denememiştim okduğum bi kitabı tekrar okumayı ama şiir öyle değildir.. sürekli şiir okurum.. daha çok anlamına bakarım şekline değil...senin yazında şekilci davrandım ama GARİP akımı olan uyaksız imgeleme yöntemi olan şiir tekniğini aslında dediğimi karşılıyor.. falan filan neyse... doğru diyorsun aslında iyi bi eleştirmen olabilmek için o konuda prof olman gerekiyor. ama paticikteki samimi ortama güvenerek yazdım eleştirimi zaten beklenilen bu değil mi?
mahatma86 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 11, 2009 pulkas kusura bakma ama hiç olmamış.hiç böyle bi yazı okuyan varmı osr etrafındakilere onlar hyr dşosa olmamıştır böylece başklamadan bitir sevdanı:)
Öne çıkan mesajlar