Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

depresifler icin avunma yazısı


pascalnouman

Öne çıkan mesajlar

Arkadaşlarım eskiye oranla daha neşesiz olduğumu söylüyolar.
Oysaki ben hala çok eğleniyorum bu hayatta.Neden böyle düşündüklerini anlamaya çalışırken şunu keşfettim:20'li yaşlarımda neşeliydim ve bunu herkese gösterip, paylaşıyordum.30'lu yaşlarımda ise neşeliyim ama bunu herkese göstermek veya paylaşmak gibi bir isteğim yok.Ne yaşıyorsam kendi kendime yaşıyorum. İçimden eğleniyorum.Belli bir yaştan sonra ki bu yirmili yaşların ilk yarısı oluyo,insan pek değişmiyor.Sadece bazı özelliklerini kendine saklıyor.

Bazen insan kapanmayı seçer.Akıp giden hayata,anlamsızca süregiden fırtınaya, ağır aksak ilerleyen koşuşturmaya ve hiçbir yere varamamaya karşı, kapanmayı seçer...Kendine, yalnızca kendine kapanmaya, belki de kapaklanmayaİşte o kapanma yüceltir insanı.Geliştirir. Dünyasını zenginleştirir.Bu kapanma aşkla, müzikle, kanla ve gümüşten bir fotoğrafla ilişkilidir.Kendi içine kapanan,içinin zenginliğiyle tanışır.Zenginlik yanıltıcıdır ama gücünün farkına varmaktır aynı zamanda.Kırıcı ve yücelticidir.Bozguna uğratıcı olduğu kadar da zirveye taşıyıcıdır. Yanıltıcıdır.Evet, kapanmanın,olmadı kendi içine kapaklanmanın en güzel tarafı bu. Yıllar sonra, ölmüş biri gelip yeniden karışıyor hayatına. Hiç ölmemiş gibi, hatta senin yaşadığın her anı, aldığın her nefesi yakından tanır gibi yeniden giriyor hayatına. Aslında, yazılan her dizeyi, söylenen her şarkıyı sen katıyorsun kendi hayatına. Kattığın için var oluyorsun bir bakıma.Kapanmak, şiirlere, şarkılara, hayata kapanmak güzeldir aslında.

Hayat kitaplarda yazılan gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altına başka bir yüz... Böyle gidiyormuş, bunun sonu yokmuş.Geç de olsa şimdi anlıyorum. Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler... Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım. Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzü biliyorum ama, ben seni içimde hissederken, sana inanmışken şehrin her tarafında yanan bir ışık vardı. Yollarda, bahçelerde, hiç durmadan yanan bir ışık... Sen bu hayatta her şeyi benden iyi bilirsin. Öyleyse açıkla seni içimde hissettiğim her an hayatı aydınlatan bu ışığı... Yollarda, bahçelerde, evlerde gece ve gündüz durmadan yanan bu ışığı..Hadi böyle bir ışığın hiç olmadığına inandır beni. Enayisin de bana... Çocuklardan, sarhoşlardan, budalalardan bile daha enayisin de...

Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... Kimi derinden sevsem, o bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar çünkü onlara göre fazla iyidim bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden. Beni terk edenlerden tek bir isteğim olurdu. ''Ne olur, bir daha BENİ ARAMAYIN! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocukluğumun o güzel bahçesini...

not:yukarda yazılanlar,amcamın hediye ettigi ayakkabının markasını-piovanelli- merak edip googleda arama yapmam sonucu karsıma cıkmıstır.typo varsa sorumluluk kabul etmiyorum.baslıgı ben uydurdum :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...