Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Paticik Albüm


Griswold

Öne çıkan mesajlar

Böle bişi buldum ekşide :D

Şükrü



bende böyle bir akima kapilmistim birzamanlar... üst mahalleden 3 tane çocuk frg midir ondan oynuyolardi. nasi bisey lan bu diye danisdim çocuklara. off sükrü mistik bir alemin karanlik odalarinda yitip gitmek gibisi yok inan bana dedi çocuk. gel sende bize takil ve elamdoria diyarlarinda bizimle engin maceralara atil dediler. o ne lan diye cevap verdim. elamdoria... bizim dünyamiz gölgeyle isigin savas alani, meleklerle seytanin satranç tahtasi... dur bi ayakkaplarimi kapinin önünde biraktim çalmasinlar dedim ve ayakkabilarimi içeri aldim. tekrardan bunlarin yanina gittigimde bunlar zar kagitlar magitlar biseyler yapiyolardi. kendine bi isim bulmalisin dedi bana toybars. sükrü diye ayni atiklikle cevapladim. püheheheh diye gülerek etrafimda dönmeye basladilar. sükrü mü püheheh yok kazim pühehe yok yok mahmut püheheh. oturun lan oturdugunuz yerde diye bagirarak üstünlügümü ortaya koydum. sükrünün nesi var ulan diye gürledim. ortalik sakinlesti ve ilk konusan toybars oldu. dostum mistik bir isim bulmalisin kendine. mesela benimki lord of the nights, aytunç unki dragon master, suphi ninki blind guardian. anlamlari nelan bunlarin dedim. off sükrü... benimki gecelerin efendisi, aytunçunki ejderha efendisi suphinin kide kör bekçi. zikerim lan gidiyorum ben. kör bekçi nedemek ulan. hem ben tiravestimiyim gecelerin bilmemnesi filan dedim. sinirliydim ve serçe parmagim titriyordu. ama çocuklarin ismarladiklari pizzayi hatirlayinca biraz daha kalmaya karar verdim. bir ingilizce sözlük rica ettim. sözlükle ilk kez tanisan her türk gibi hemen sik, ibne, piç, orospu gibi kelimelerin ingilizce anlamlarina baktim. tamam benim adim fucker dedim. vuuuvv harika dedi toygar ve omzuma yumruk atti. pizzayi hatirladim ve tepki göstermedim. nasi oynaniyo lan bu dedim. izle ve gör diye cevapladi aytunç. suan bir zindandayiz ve etrafimizda 3 ejderha var dedi toygar. sonra sira aytunça geçti. dragonball atagimla ejderhaya magic mana diablo damage thunder madnir. yeter lan diye çigirdimi hatirliyorum. aldim bunlarin zarlarini bi bardak suyla birlikte yuttum. sonra da kaçtim evden.
ejderhanin da amoga goyuyim
mizraginin da amoga goyuyim.bunelan
amaci ne lan bu oyunun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

konu: internet üzerinden frp oynamak

bikere internet kafede sex.com a giriyodum. baktim kafe sahibi sabri abi yaklasiyo. hemen bi oyun açtim. ultiga online mi ne bi oyun. kiliçli bi adamdim. bi adam yaklasti. ben sör albirt'in oglu antonyo'yum dedi. bende orospu çocugu küntekinim dedim. adam oradan uzaklasti. oyunu kapadim hemen. böyle oyun olmaz olsun. tekrar sexcom a girdim. o sirada sabri abi geldi. napiyosun lan sen dedi. hatami anladim ve basimi öne egdim. ama göz ucuyla ekrana bakmiyor degildim.
pardon sabri abi. bi hatadir yaptik. birdaha olmuyucak dedim.
sonra yine o oyunu açtim. ormanin derinliklerinde dolasmaya basladim. bi adam duruyodu. napiyosun lan sen dedim. lütfen önce konusma üslubunuzu degistirin dedi. götüne korum lan senin dedim. karsimdaki adam bi garipti. ben sör wilyim sitivirt'im. kilicim isigin ve adaletin bekçisidir. ve sen iblisin gölgesi. asla insanlarima zarar veremiyeceksin. ne diyosun lan sen. elhamdürüllah müslümanim ben dedim. adam duraksadi. abi naptin sen. oyunun konusunu konsptini ziktin dedi. ziktiret lan dedim. su parildayan at senin mi dedim. evet dedi. bikere bindirsene lan dedim. iyi bin dedi. aldim ati kaçtim. ve ultiga online diyarlarinda atimla beraber engin bir maceraya atilmak üzereyken 4 saattir oynadigimi ve yanimda 1 milyon 345 bin oldugunu farkettim. internet kafeden tabana kuvvet kaçarken beynimi tek bir soru kurcaliyodu. acaba oyunu save etmismiydim.

frpnin amoga goyuyim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Helcaraxe said:
Böle bişi buldum ekşide :D

Şükrü



bende böyle bir akima kapilmistim birzamanlar... üst mahalleden 3 tane çocuk frg midir ondan oynuyolardi. nasi bisey lan bu diye danisdim çocuklara. off sükrü mistik bir alemin karanlik odalarinda yitip gitmek gibisi yok inan bana dedi çocuk. gel sende bize takil ve elamdoria diyarlarinda bizimle engin maceralara atil dediler. o ne lan diye cevap verdim. elamdoria... bizim dünyamiz gölgeyle isigin savas alani, meleklerle seytanin satranç tahtasi... dur bi ayakkaplarimi kapinin önünde biraktim çalmasinlar dedim ve ayakkabilarimi içeri aldim. tekrardan bunlarin yanina gittigimde bunlar zar kagitlar magitlar biseyler yapiyolardi. kendine bi isim bulmalisin dedi bana toybars. sükrü diye ayni atiklikle cevapladim. püheheheh diye gülerek etrafimda dönmeye basladilar. sükrü mü püheheh yok kazim pühehe yok yok mahmut püheheh. oturun lan oturdugunuz yerde diye bagirarak üstünlügümü ortaya koydum. sükrünün nesi var ulan diye gürledim. ortalik sakinlesti ve ilk konusan toybars oldu. dostum mistik bir isim bulmalisin kendine. mesela benimki lord of the nights, aytunç unki dragon master, suphi ninki blind guardian. anlamlari nelan bunlarin dedim. off sükrü... benimki gecelerin efendisi, aytunçunki ejderha efendisi suphinin kide kör bekçi. zikerim lan gidiyorum ben. kör bekçi nedemek ulan. hem ben tiravestimiyim gecelerin bilmemnesi filan dedim. sinirliydim ve serçe parmagim titriyordu. ama çocuklarin ismarladiklari pizzayi hatirlayinca biraz daha kalmaya karar verdim. bir ingilizce sözlük rica ettim. sözlükle ilk kez tanisan her türk gibi hemen sik, ibne, piç, orospu gibi kelimelerin ingilizce anlamlarina baktim. tamam benim adim fucker dedim. vuuuvv harika dedi toygar ve omzuma yumruk atti. pizzayi hatirladim ve tepki göstermedim. nasi oynaniyo lan bu dedim. izle ve gör diye cevapladi aytunç. suan bir zindandayiz ve etrafimizda 3 ejderha var dedi toygar. sonra sira aytunça geçti. dragonball atagimla ejderhaya magic mana diablo damage thunder madnir. yeter lan diye çigirdimi hatirliyorum. aldim bunlarin zarlarini bi bardak suyla birlikte yuttum. sonra da kaçtim evden.
ejderhanin da amoga goyuyim
mizraginin da amoga goyuyim.bunelan
amaci ne lan bu oyunun


aytunç kim lan! başka aytunç mu var
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ildenizden izin almadım ama
nostaljilik bişi varmı diye karıştırırken adamın şu yazısını gördüm
ne döktürmüş zamanında ha

said:
Yan masanın ikramı...
Ah bahar döneminin geçişlerle dolu günleri, soğuktan sıcağa, sıcaktan soğuğa. İnsan yüreği de o günler gibidir, değişiverir bir anda, bir rüzgar eser yanında, kulaklarına muzip mesajlar verir ilkbaharda ve sarı hüznü sonbaharın. Fiziksel olarak da değiştirir seni ilkbahar; daha tempolu, daha ateşli atmaya başlar kalbin, sanki kulaklarından fırlayacakmışcasına akar kanın damarlarında. Karşı cinsin büyüsüne kapılmışsındır aslında haberin yok! Ve ne yapacağını bilemez avare kalırdın ortalıkta. Ve sen... Ve o... Ve seni alan melankoli...


Dostlarıyla oturup günlük hayattan, havadan sudan konuşuyordu bir bahçenin verandasında, etrafta önlüklü garsonlar cirit atıyor, gözleri fıldır fıldır, müşteriye hizmet götürünce cebine atacağını hesapladığı bahşişin peşinde. Ve birden verandanın kapısı açıldı, istem dışı çevirdi kafasını halbuki orada ilginç birşey yoktu. Her zaman duyduğu kapı gıcırtısıydı onu birşeylere davet eden. Ve kapıdan geçen; sarı saçlı alımlı güzel kız, her adımında meyvesini döken dut ağacı gibi hayat saçıyordu etrafına, pırıl pırıldı gözleri yıldızlardan alınmış da ona hediye edilmiş sanki, yüzünde bir tebessüm Olimposta fink atan şımarık tanrıçaların hediyesi. Bu menzilde vurulmayıp hayatta kalmak, mümkün mü?
Bir ateş bastı yeniden, zehirlendi sanki hareket edemiyor, herşey susmuş, kulaklar unutmuşlar, yitirmişler işlevlerini duymuyorlar hiç bir şeyi. Onun dudaklarına kilitlenmiş bir çift göz yapıyordu heyecandan vazifesini unutmuş kulakların görevini. Duyabildiği tek şey dudakların söyledikleri ve hızla inip kalkan göğüsünün sesi.
Bir başka heyecan vardı tınısında sesinin, bir fincan çay istemesi bile olağanüstü bir olaydı sanki. Tam gözlerinin içine nişanladı göz bebeklerini, kendisini görmesini, fark etmesini istiyordu. Bir an kasfasını kaldırıp baktı "hayat yıldızı", gözlerinde gördüğü okyanusun en derin çukuruydu. Daha fazla bakamadı o gözlerde boğulmaktan korktu çevirdi kafasını.
Bir an düşündü ne yaptığını, sövdü kendi kendine. Neden çekti bakışlarını neden daha dayanamadı o gözlere... Bir mücadeleyi kaybetmek bu kadar mı ağır gelirdi bir insana? Ya bir daha o gözleri göremezse? Yaratılandan korkmadı yaratandan korktuğu kadar, ama bu başkaydı. Hayır bir ana doğurmuş olamaz bu yıldız parçasını, gökyüzünden kopup gelmiş bir lütuf yer yüzündeki bu zavallıya. Bilemedi ne yapacağını eli ayağına dolandı, "Ne oldu?" diyen arkadaşına söyleyemedi gerçeği, "Tansiyonum oynadı şuradan tatlı birşeyler söyleyin." diyebildi sadece, acelece olduğu kadar aptalca bir tavırla. Söyleyemedi onlara dünyanın en güzel yaratığını gördüğünü, dilinin ucuna varamadı yüreğinin alev alev yandığı. Bir şeyler yapmalıydı ve o anda yapmalıydı.


Birden bire kalktı masadan, boynundan vücuduna, en uç uzvuna kadar gerildi, cesaretini topladı ve yürümeye başladı. Tek bir hedefi vardı, tek bir cümle söylemek, daha adını bile bilmeden.
Emin değildi adımları kaçamak kalıyordu an ve an, ama olan olmuştu, dikkatini çekti en güzel yaratılmış olanın. Arkadaşlarının şaşkın bakışlarının baskısına aldırmadan varmak istediği yere vardı ve ağzından bir cümle düştü, serbest bırakılan baraj suyu gibi çağıl çağıl.


"Bu aşkı size yan masadan gönderdiler, ama için de hapsolduğu yüreği parçalamaya durumları el vermedi. Bu sevgiyi bu yürekten siz çıkarırmısınız?"
Kız şaşkın, afallamış öylece elleri kalbinin üstüne kenetlenmiş adama baka kaldı, yutkunmayı denedi ama yutkunamadı, ne acıdır ki o da cevabını vermek zorunda kaldı.
"Saf bir yüreğe verilmiş sevgiyi almak bana düşmez, hele ben alsam da kabullenemeyecek olursam. Bırak sevgin yüreğinde biraz daha kalsın onu heves edecek olan kişi açıp serbest bıraksın."


Ve bıraktı adamın aşkını ait olduğu yerde, gerçek sahibi aradığı zaman gerçek sevgiyi bulabilsin diye. Ne kadar acı olsa da, bir cümle ile yüreği dağlansa da, adam bıraktı kendini hayatın akışına, bir yaprak gibi süzüldü durdu zamanda.


her hakkı saklıdır adamda çalmayın.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ekmek daha tas<3

sükrü

ÇOCUKLAR HENÜZ ÇOK GENÇSİNİZ. ERGENLİKTEN YETİŞKİNLİĞE ADIM ATMAYA BAŞLADIĞINIZ BU YAŞLARDA KANINIZ KAYNIYOR BİLİYORUM. BOŞUNA DELİKANLI DEMEMİŞLER SİZLERE.
AMA AŞK ACISINI FORUMLARA TAŞIMA HEVESİ NERDEN ÇIKTI LAN
NE PİS ADAMLAR OLDUNUZ. DAHA DÜN OTUZBİR ÇEKEN SİZLER. BUGÜN NASIL AĞLAYABİL... NEYSE

EKSİDEN BİZ AŞIK OLDUK MU ACIMIZI HASRETİMİZİ İÇİMİZE GÖMER DIŞARDAKİLERE HİSSETTİRMEZDİK.
CANSU ADINDA BİR KIZI SEVMİŞTİM. DÜNYALAR GÜZELİYDİ. MAHALLENİN EN GÜZEL KIZIYDI. AMA ONA BİR TÜRLÜ AÇILAMIYORDUM. BİR İÇİM SUYDU. CANSU...

ÜNİVERSİTEDE BİR ARADA İŞLETME VE İKTİSAT OKUYAN CANSU MAHALLEDEKİ TÜM ERKEKLERİN YÜREKLERİNİ HOPLATIYORDU. ALIMLI VE BİRİKİMLİ BİR KIZDI. KİMSELERE YÜZ VERMEZ, EVDEN DIŞARI PEK ÇIKMAZDI.

O ZAMANKİ MUHTARIN OĞLU METİN KIZIN PEŞİNİ BIRAKMIYORDU. NEREYE GİDERSE PEŞİNDE. KIZ TAKSİYE BİNİYO Bİ BAKIYO ŞOFÖR MAHALLİNDE METİN, KIZA DAMAT FERİT BAKIŞLARI ATIYO. KIZ FAKÜLTEYE GİDERKEN KÖŞEDE BİRİYLE ÇARPIŞIYO DEFTERLER DOSYALAR YERE DÜŞÜRÜYO BAŞINI Bİ KALDIRIYO KARŞISINDA METİN İTİ ÇÖMELMİŞ KIZA YARDIM ETMEYE ÇALIŞIYOR, BUNA GÜLÜMSÜYOR FALAN. MUSLUK BOZULUYOR GELEN MUSLUKÇU KİM? METİN ŞEREFSİZİ. ALTTAN VANALARI KISIYOMUŞ MEĞER KURNAZ. KAHVEDE GÜLE GÜLE HEPSİNİ BİR BİR BİZE ANLATIYODU HAYVAN.

METİN HER GEÇEN GÜN BİRAZ DAHA İLERİ GİDİYORDU. AĞACA ÇIKIP KUŞ SESLERİ ÇIKARTMAYA BİLE ÇALIŞMIŞ AĞAÇTAN İNEMEYİNCE DE İTFAİYE ÇAĞIRMAK ZORUNDA KALMIŞTIK.

BU DURUM CANSU'NUN CANINI ÇOK SIKIYORDU. DERHAL BİR ŞEYLER YAPMALIYDIM.

METİN BİR GÜN YİNE ESKİ TAKSİCİ NUMARASINA BAŞVURMAYA KARAR VERMİŞ, DURAKTA FAKÜLTEYE GİTMEK İÇİN EVDEN ÇIKAN CANSU'YU BEKLİYORDU. BİZİM MAHALLEDE HABERLER ÇABUK YAYILIR. HABERİ ALINCA DOSDOĞRU DURAĞA GİTTİM. BEN DE CANSU'YU BEKLEMEYE BAŞLADIM. CANSU GELİNCE METİN'İN ŞEREFSİZ TAKSİCİ ARKADAŞLARI CANSU'YA ÖNCEDEN KARARLAŞTIRDIKLARI GİBİ METİN'İN BULUNDUĞU TAKSİYE BİNMESİNİ SÖYLEDİLER. HER ŞEYDEN HABERSİZ CANSU MALUM TAKSİYE GEÇTİ. METİN İTİ HENÜZ YÜZÜNÜ GÖSTERMEMİŞ KASKETİYLE TANINMASIN DİYE SAÇLARINI GİZLEMİŞTİ. HEMEN ARABANIN YANINA GİTTİM VE CAMDAN CANSU'YA SELAM VERDİM. CANSU YILDIZ'DA OKUYORDU. CANSU'YA YILDIZ TARAFLARINDA BİR İŞİM OLDUĞUNU SÖYLEDİM VE BERABER GİTMEYİ TEKLİF ETTİM. BÖYLECE TAKSİ PARASI İKİYE BÖLÜŞÜLMÜŞ OLACAKTI. TABİ ŞÜKRÜ NEDEN OLMASIN DEDİ. BENİ SEVERDİ.

YILDIZ'A SÜRÜYOSUN KOÇUM DEDİM. METİN'İN NE KADAR BOZULDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR VE BUNDAN BÜYÜK HAZ ALIYORDUM. YOL BOYUNCA CANSU'YA METİN'İ ÇEKİŞTİRDİM. METİN'İN NE KADAR ŞEREFSİZ BİR İNSAN OLDUĞUNDAN BAHSETTİM. KAHVEDE OKEYDE YENİLİNCE HİLE YAPTINIZ DİYİP HERKESİN ISTAKALARINA VURUP TAŞLARI NASIL DÜŞÜRDÜĞÜNDEN, İÇTİĞİ ÇAYLARIN PARASINI NASIL ÖDEMEYİP KUL HAKKI YEDİĞİNDEN FALAN BAHSETTİM. HEPSİNİ MAKATIMDAN UYDURUYORDUM. AMA CANSU BENİ KAFASIYLA ONAYLIYOR BANA HAK VERİYORDU. O DA METİN'DEN NE KADAR TİKSİNDİĞİNİ ANLATMAYA BAŞLADI. CANSU'YLA METİN'E KÜFRETMEYE BİLE BAŞLAMIŞTIK. "CANSU ŞUNU DİNLE ŞUNU BAK BAK" DEDİKTEN SONRA "METİN SİKİMİ YERSİN" DİYE BOMBAYI PATLATINCA CANSU'NUN ATTIĞI O GÜZEL KAHKAHALAR HALA KULAĞIMDADIR.

METİN ARABAYI DURDURDU VE KAPIYI AÇTI. KOŞARAK KAÇMAYA BAŞLADI. CANSU METİN'İ TANIMIŞTI. "AA BU METİN DEĞİL Mİ?" DEDİ. "EVET O. METİN YAVŞAĞINI NERDE GÖRSEM TANIRIM. DEMEK BEN OLMASAM SANA BİR FENALIK YAPACAKTI." DEDİM. BANA MİNNETTARCA GÜLÜMSEDİ. YANINDA GÜÇLÜ BİR ERKEĞİN OLMASI BELLİ Kİ HOŞUNA GİDİYORDU.

"DERSİN KAÇTAYDI?" DİYE SORDUM. "ÖĞLEN." DİYE YANITLADI. "KÜTÜPHANEDE DERS ÇALIŞMAYA GİDECEKTİM ASLINDA AMA HİÇ CANIM İSTEMİYOR" DEDİ. "BEBEK'E GİTMEYE NE DERSİN, TAKSİMETRE DE AÇMAM SANA HAA." DEDİM.

"NEDEN OLMASIN" DEDİ. KARŞILIKLI GÜLÜŞTÜK. KENDİSİNİ BİR HAFTA SONRA YATAĞA ATACAĞIMDAN HABERSİZDİ.
ÇOK MASUMDU.
CANSU...

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...