Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mevsimlik iç dökme


GERGE

Öne çıkan mesajlar

  • Genel Yönetici
Sonradan eklenen not: Digressionlarla dolu bir yazı oldu, uyarayim, ve hukuk hakkında olan bölümü için tavsiye, fikir isteyeyim.

İlginç bir yol ayrımında duruyorum şu anda. İktisat okuyorum, ilgimi de çekiyor konseptler ama kesinlikle yapmak bir istediğim bir meslek değil muhasebecilik, analistçilik falan. İlgim sadece akademik, bölüme de öyle girdim zaten. Okulda kalıp bir sürü veletlede uğraşamam, şimdi bile okulda outcast gibi geziyorum, sinirim bozuluyor etrafımdaki sınıfdaşlarımın tavırlarından, anlamsız karı-kız, sağcı-solcu kavgalarından, milliyetçi tavırlarından (yani Roma hakkında hiç birşey bilmeyen biri nasıl Osmanlı ideası hakkında yargıya varabilir) Aslında bu aralar her yerde outcast gibi oldum. Aralarında olduğum anarşist gruplar bile çocukça gelmeye başladı, yani: madem anarşistsiniz, otoriteye karşısınız neden kendi ideallerinizin hayatınızın üzerine tanrıdan daha büyük bir otorite olmasına izin verip diğer insanları da bu otorite ile yargılıyorsunuz. Hayatınızla yapabileceğiniz en güzel şeyiniz onu yaşamanız. Son günlerde, derste hocayla, okul dışında sopayla çıkan kavgaları gördükçe bezdim iyice.

Etrafımı sarmış olan solcular ise ayrı bir dert. Aynı evde kalıyoruz, kuşatımış durumdayım yani, ne zaman bir tartışma çıksa bana küçümsercesine - sen ne bilirsin ki tavırlarıyla Marxizm 101 vermeye başlıyorlar! Sonraki paragrafta anlatmış olduğum gibi, yeterince iyi biliyorum ben bunları zaten, ama yok, eğer Marxist değilsen ya yeterince(!) okumamışsındır, ya da ön yargılısındır, beynin yıkanmıştır; dürüst bir şekilde ne olduğunu anlamak ve reddetmek mümkün değil mi? Faşistler! Smiling Smiley! Geçen bir Barilla aldım, biz yerli malı yeriz diye somurttular, kalakaldım, tortellini yapıyorum size ya, bir saat sosa kastım, bir teşekkür!

Neyse, dağıttım, ilk cümleme geri dönüyorum:

Ben de bölümümden alabileceğim herşeyi alıp, ilgimi özel olarak çeken konularda muazzam kütüphanemiz ve programa bağlı kalmak zorunda kalan YÖK mağduğu hocalarımızdan yararlanarak kendimi olabildiğince geliştirmeye karar verdim. Macro ve iktisat tarihi ile kafa bozmuş bir durumdayım, yıl başında Pandora, Homer, tüm kitapçıları gezip bir dönem kaliteli şarap içememeyi kabüllenerek (Pinot Noir için eriyorum resmen şu an) bulabildiğim tüm ekonomik tarih kitaplarını toplamıştım. Okudum, bitirdim, çalıştım. Şimdi önümüzdeki yıl da okulda kalırım diyorum ama mezun olmaya kasacak değilim. Bir de şu Halil İnalcık'ın Economic and Social History of Ottoman Empire kitabının hardcover'ı için para bulabilsem (hardcoverda güzel haritalar var), kütüphaneden alıp bir iki hafta kurcaladım ama evimde istiyorum.

Söylediğim gibi, derslerim ile ilgili değil bölümüm üzerine bağımsız çalışmalarım. Seneye sınava tekrar girip Hukuka yönelmeye karar verdim, yapabileceğim birşey, hem aile mesleği, ilgimi çekiyor, kanımda var, bebekliğimden etrafımda konuşup duruyorlar, epey çırak misali öğrendim zaten. Ayrıca iyi bir ekonomi anlayışı çok yardımcı olur diye düşünüyorum, hatta eminim (Ceza ile pek ilgilenmiyorum, kamu.).

Ama böyle bir şey yapmam iyi mi olur bilmiyorum, iyi bir okula girmişken bitirmeli miyim? Önüme konulan şeyi kabül etmeli miyim? Tamamen kararsızım. Korkuyorum da biraz doğal olarak.

Anarşistlere geri döneceğim, o konuda biraz konuşmak istiyorum, aslında ne konuşacağımı da biliyorum yani, aklıma geldiği gibi yazıyorum, nokta yerine virgül koyup arada sırada typo düzeltiyorum sadece. Daha yeni yeni farkına varmaya başladım, ben otorite yanlış derken aslında kendime en korkunç otoriteleri tiran kılıyormuşum. Bunun farkına vardım, şimdi ne diyeceğim ben kendime, akıma kapılıp post-anaşist mi?

Aha, Dreamtone'dan Brahms'a ilginç bir geçiş yaşadım şimdi, canım sufle haline gelmiş flac koleksiyonu.

İyice şaçmalamaya başlamadan duruyorum ben, iyi geceler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bildiğim bir şey var, Beynim yıkandı, Baba bir bölüme girdim sayısaldan ÖSSde. 1-2 yıl okudum, sonra dank etti Sözel kafasına sahip olduğum, Hukuka falan geçmeye çalıştım ailevi vb sebeblerden olmadı.ÖSSye girecektim, Sayısaldan gireceğim için 70 puan kırılıyormuş direk o da yattı.

Bence hangi bölüme geçmek istiyorsan geç yok bitiremem yok bu kadar sene okudum falan deme boşuna sonuçta sevdiğin mesleği yapmak için kaybolan(ki bence kaybolmamıştır, o kadar tecrübe, bilgi falan kazanmışsın) 2 yıl, sevmediğin işi yaparak geçireceğin 20-30 yıla değer.

Ha bu arada affına sığınarak söylüyorum, o "yerlici" arkadaşların biraz ezik sanki. Ne biliyim USAcı değilim ama en azından "fight club" falan izlerim:)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yazında bazı şeylere cidden şaşırdım. İlki o yerli malı makarna olayı oldu. Öyle bir saçmalık duymadım diyebilirim.

İkincisi, ben de iktisat okuyorum şu an. Gerçi evek daha ilk sene, fazla birşey bilmiyorum. Ama en başta söyledikleri şeyler beni deli etmeye yetti. Belirli kalıplar içerisinde, belirli insan modelleri ile, olan değil olması gereken ile bir düzen kurarak, eğriydi büğrüydü uyutuyorlar bütün öğrencileri. Sadece birinci sınıfta değil, bütün lisans hayatın boyunca öyle oluyor. "şu şöyleyse bu böyledir, çünkü biz bunu böyle kabul ediyoruz." gibisinden. Bu olay benim beklediğim birşey değildi. Çünkü iktisat böyle birşey değil aslında. Örneğin bizim emeği mal olarak kabul etmemiz 2 saniye sürüyor. Ancak bunun üzerine tonla tartışma dönmüş, dönüyor. Tonla görüş var. Ve kişisel bir araştırma yapmadığın sürece kesinlikle bunları öğrenemiyorsun. İktisadın bu yönünden nefret ediyorum mesela. Ve kendi başına araştırma yapmanı da mantıklı buldum evek. Benim iktisatta kalmaya karar vermemin tek sebebi ise, belki yüksek lisans döneminde yukarıda söz ettiğim konulara bir miktar giriş yapabilirim düşüncesi. Benim de muhasebeciydi, analistti vs. olmak gibi bir niyetim yok açıkçası.

Bence bir alana kendini daha da yakın hissetmişsen, gitmelisin. Tabi önünde seni durduracak bir neden yoksa. (ailevi nedenler gibi. yani ailevi nedenlere de aile baskısını söylemiyorum. ailevi yardım almayı bi miktar daha azaltman için hızla mezun olman gerekebilir mesela.) Ayrıca yeteri kadar da geçerli nedenin var gibi. Bence yanlış bir hareket olarak görme, hukuka geçişi. Yani ben böyle derdim.^^
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bende bilgisayar mühendisliği vs hedeflerken sağlık sorunu ve mallıklarla geçen bir sınav sonucu son 5 10 dakikada sosyal yapıp işletmeye giren biriyim. Nasıl olsa kolay kolay okurum, bir yılda kaybetmem ne güzel düşüncesiyle başladım okumaya. Ama okulu bitirmeye yakın kafayı yiyeceğim artık. Kara kara düşünüyorum bir kaç yıl zor dayandım bu konulara, bir ömür boyu meslek olarak nasıl sürdüreceğim diye. Kendi çabamla başka şeylere yönelmeye başladım zar zor. mcse vs sıra sıra ne varsa almaya çalışacağım. diplomamda yanına süs gibi olacak malesef

Kendi fikrim, hukuk mu okumak istiyorsun ve ya başka bişey. Düşünmeden geç imkanın varsa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aklından ne geçiyorsa ne yapmak istiyosan onu yap.belki çok iyi olacak belki en kötüsü onada hazır ol ve umursama en kötü sonucu bile çünkü bunu yapmak istiyosun.kendine sınırsız güven gerisini hayatın akışına bırak çünkü çok garip gelişiyo herşey.çok fazla hesap kitap falan bu işin sırrı değil 2 yılmış 3 aymış 5 aymış falan pekte önemli değil bunlar biraz esnek bakmak gerek diye düşünüyorum itiyorsan geçersin 10 yıl geçmiş olsada, benim görüşüm bu yönde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...