forgiver Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 lokmmasını bitirmemiş kız terkedilir mi canım ailem~~halim
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 Ardeth said: evet asıl olan fikirleri tartışmak lazım, Türkiyeden sonra Atatürkün diğer mirasları fikirleri zira. yine de bunu samimi bir ortamda yapmak lazım yoksa biri fikirlerin altını düşünce özgürlüğü adı altında kazmaya çalışır, diğeri de fikirleri her irdelemeye ve çağımızda bir yere oturtmaya çalışana atatürkü yıkmaya çalışan insan gözüyle bakarsa hep aynı kısır döngü. o noktaya geleceğimiz de asıl soru sanırım heh çok net söylüyorum, atatürkçülük içerisinde "ben bu ülkenin iyiliğini istiyorum" diyecek birinin tamamen reddedeceği, %100 karşı olabileceği hiçbir fikir olmadığını iddia ediyorum. Yani keşke altı kazılmaya çalışılsa, sonuçta saçmalamaktan öteye gidemezler, çünkü malzeme öyle kolayca bozulabilecek bi malzeme değil. Zaten o yüzden fikirleri tartışmaktan ziyade Atatürk'ün hayatını veya Atatürkçüleri tartışmaya bayılıyor bazıları. Atatürçülük tartışmaktan kaçıyorlar. Ama "Atatürkçülük mutlak doğrudur" demek değil bu dediğim, Atatürkçülük'e mantıklı her itiraza açığım. "fikirleri irdelemeye ve çağımızda bir yere oturtmaya çalışana" zaten dünden hazırım, keşke birileri hemen çıksa da yapsa. Biz de varsa yoksa tu kaka ideoloji, nedne tu kaka deyince, cevap yok.
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 2pacAmaruShakur said: Atatürk'ün Lenin kozunu oynadığını dile getirirken üstüne vura vura; ''müslüman ve komunist yoldaşlarım'' şeklinde ifadelerin geçtiği gazete küpürlerine özellikle yer vermeniz, üslup açısından çok üzücüdür ve kullandığınız ifadeler de Ataturk'ümüzü dinsiz bir komünist gibi göstermektedir. Bu olaylar ile ilgili gerçekler, maksatlar ve yöntemler ayırt edilebilir şekilde ve düzgün bir üslup ile sunulabilirdi ama siz bundan gördüğüm kadarıyla kaçınmışsınız. Ahah bu en güzel yorumu yapan Ateş arkadaş burada ne demek istemiş ben anlamadım. Atatürk "müslüman ve komünist yoldaşlarım" diye seslenmemiş midir, seslenmiştir; SSBC'den silah yardımı alınmamış mıdır, alınmıştır. E Ateş arkadaş sen bunu Can Dündar'ın dile getirmesinden neden rahatsız oldun? Yani o kadar saçmalamış ki savunacak hiçbir şey bulamayınca "üslubu hiç beğenmedim cık cık cık" tezini bilimsel bir tezmiş gibi ortaya atıyor. Ayrıca dinsizlikle nasıl bağdaştırmış bu üslubu onu da anlamadım. Yoksa bu Ateş arkadaş da anti-komünist propagandalardan etkilenen tipik apolitik bir genç mi komünizm ideolojisini "dinsizliktir" diyip reddeden?
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 9, 2009 2pacAmaruShakur said: Atatürk'ün günde bir şişe rakı bitiren, sarhoş ve yalnız bir adam olarak nitelenmiş olması ve devletin önemli meselelerinin tartışıldığı ve Cumhuriyetin coşkusunun yaşandığı Atatürk'ün sofrasının bayağı ve sıkıcı olarak gösterilmesi de ayrı bir konu... Bu nasıl bir antitez yüksek lisans öğrencisi Ateş bey? Ayrı bir konu demişsin üç nokta koymuşsun ee yani?... Bu gösterilen manzaraya karşı çıkabiliyor musun? "Hayır efendim tekelden aldığım verilere göre Atatürk o yıllarda günde çeyrek rakı bitiriyordu ve Dolmabahçe kameralarından gördüğüm görüntülere göre o günlerde sofrada çok eğleniliyordu" diyebiliyor musun sen? Böyle sığ, argümansız bir yazıyı bir yüksek lisans öğrencisinin yazması ve "en güzel yorum" olarak lanse edilmesi içler acısı gerçekten.
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 odiflame said: ateş akaydın mustafa akaydının oğlu değilmiydi? ben mi yanlış biliyorum. Ah evet öyleymiş. Ben de diyorum basına niye yansır "bir yüksek lisans öğrencisinin" yazdığı yazı. Mustafa Akaydın da CHP Antalya Belediye Başkanı olan hocamız.
mani Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 oh çok şükür bir sen eksinten sende geldin.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 tu kaka olmasının nedeni zaten başlı başına ideoloji olması =) neyse alese gidiyorum şimdi öğleden sonra yazarım.
Cuce Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 -007- said: ve filmin büyük yanlışlıkları bilirkişilerce de belgelendi.. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Can Dündar’ın “Mustafa” filmiyle ilgili soruşturmayı tamamladı. Savcılığın yaptırdığı bilirkişi incelemesinde, Atatürk’ün hayatını anlatan söz konusu filmin “gerçeği” yansıtmadığı belirtildi. Aynı zamanda Deniz Feneri soruşturmasının da savcısı olan Nadi Türkaslan, bilirkişinin belirlediği 28 yanlışı tek tek sıralarken, bütün bu yanlışlıklara rağmen, “Atatürk’e hakaret ve aşağılama unsurları bulunmamıştır” diyerek takipsizlik kararı verdi. BİLİRKİŞİYE GÖRE DÜNDAR’IN YANLIŞLARI ŞÖYLE: 1- Atatürk’ün Erzurum’a gidişinde Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’in, Atatürk’e “Emrinizdeyim” dediği anlatılıyor. KazımKarabekir’in Erzurum’daki Kolordu Komutanlığı’na, Atatürk’ün kendisi ile görüşmesi sonucunda atandığı belirtilmiyor. 2- Yine ulusal hareketi tek elde örgütleyen “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin” kurulmasıyla sonuçlanan Erzurumve Sivas kongrelerinden ve “Amasya Tamimi”nden hiç söz edilmiyor. 3- İşgal anlatılırken sadece Yunanlıların Ege’yi istilasından söz ediliyor. Aynı dönemde Fransızlar Güneydoğu’yu, Ermeniler Doğu’yu ve İtalyanlar Güney Batı Anadolu’yu işgal etti. ancak eserde söz edilmiyor. 4- Atatürk için “Artık Mareşal ve Gazi’ydi” açıklaması bulunuyor, bu sıfatların Atatürk’e TBMM tarafından verildiği gösterilmiyor. 5- Atatürk’ün medreseleri kaldırması ve eğitimi laikleştirmesi, çocukluğunda “Kaymak Hafız” adlı öğretmenden dayak yemesine bağlanıyor. 6- Tarihimizde “Rum” ayaklanması yoktur. Yunandan Rumlar olarak söz ediliyor. 7- Atatürk’ün Şam’a “sürgün” edildiği anlatılıyor. Oysa Şam’ın o tarihte sürgün yeri olmayıp, döneme göre çok canlı ve ileri bir kent olduğu belirtilmiyor. 8- Atatürk’ün Şam’a sürgün edilmekle karamsarlığa düştüğü ifade ediliyor… 9- Atatürk’ün Sofya’da yalnızlık ve bunalım içinde olduğu anlatılıyor; Atatürk’ün oradaki Türkler’i örgütlemeye çalıştığı ve iki Türkçe gazete çıkarmalarını sağladığı anlatılmıyor. 10- Atatürk’ün Çanakkale’deki başarılarından kimsenin haberinin olmadığı anlatılıyor. Oysa o günlerin tanınmış gazetecisi Ruşen Eşref tarafından Atatürk ile “İstanbul’u kurtaran kumandan” olarak röportaj yapıldığı belirtilmiyor. 11- Atatürk’ün Diyarbakır’da 8 yaşındaki bir çocuğu evlat edindiği anlatılıyor; oysa Atatürk’ün bu çocuğu çok daha önce evlat edindiği belirtilmiyor. 12- Atatürk’ün Anadolu’ya ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi sıradan bir iş olarak gösteriliyor. 13- Atatürk’ün ordudan istifasından sonra gösterilen sivil fotoğrafın, bu olaydan iki ay sonra Sivas Kongresi’nden sonra çekildiği belirtilmiyor. 14- Atatürk’ün Ankara’ya gelişinde Meclis önünde karşılandığı ifade edilmekle birlikte, gerçekte o tarihte Meclis binası inşaat halinde yarım bir bina olduğu gibi, karşılandığı yer de Meclis binası önü değil, Dikmen sırtları… 15- “Millet’in O’na karşı olduğu” ifade ediliyor; ancak gerçekte böyle olsa Ankara’ya gelişinde Ankaralılar tarafından coşkuyla karşılanmaması gerekirdi. 16- Sakarya Savaşı’na ait olarak gösterilen fotoğraflar daha sonraki dönemlere ait. 17- Büyük Taarruz’dan önce hazırlıkları gizlemek için verdiği davet “çay ziyafeti” olduğu halde, “ziyafet” olarak gösteriliyor. 18- Büyük Taarruz’dan önce büyük birliklerin taarruz yerlerini almasına, sadece ufak bir bölümün taarruz günü yürüyüş yapmasına karşın “bütün ordunun” yürüyüş yapıp savaşa başladığı anlatılıyor. 19- İzmir’in kurtuluşunda kullanılan Atatürk’ün sivil fotoğrafları o güne ait olmayıp, yıllar sonra çekilmiş fotoğraflardır. 20- Şapka Devrimi Atatürk’ün en radikal devrimi olarak gösteriliyor. Oysa Cumhuriyet’in ilanı, Hilafetin kaldırılması, Latin alfabesine geçiş daha radikal devrimlerdi. 21- Nutuk, Atatürk yazmayıp yazdırmış, sadece ‘Gençliğe Hitabe’yi kendisi yazmıştır. 22- Atatürk’ün yapılacak heykel için verdiği pozda kullanılan şapka, o döneme ait olmayıp günümüzde kullanılan şapkalardan… 23- Atatürk için “Artık her söylediği kanundu” ifadesi kullanılıyor. Oysa kanun yapma görevi TBMM’ye ait. 24- Atatürk için “en yakın arkadaşlarını bile gözünü kırpmadan idama yolladığı” yakıştırması yapılıyor. Oysa Atatürk’ün bir tek arkadaşının İstiklal Mahkemesi’nce suçlu bulunduğu belirtilmiyor. 25- Atatürk’ün hastalığı nedeniyle ayağa kalkamamasından dolayı dışarıdaki öğrencilere odada bulunan Kılıç Ali’ye el sallattığı doğru değildir. 26- Anlatılanın aksine Atatürk’ün vasiyetnamesini özel kalem müdürüne yazdırmadığı, vasiyetnameyi kendisinin yazdığı, zaten aksinin Medeni Kanunun vasiyetnamenin düzenlenmesine ilişkin düzenlemesine de aykırı olacağı… 27- Bilirkişi raporunda, Atatürk’ün son zamanlarında da maddi ve manevi yönden yalnızlık çekmediğinin kanıtı olarak; ölümü sırasında onu tedavi eden hekimlerin tümünün ve yakınlarının yanında bulunduğu, cenazesinin Ankara’ya naklinde her istasyonda trenin durması ve halkın onu yaşlı gözlerle uğurlaması, Ankara’daki cenazesine büyük bir kalabalığın katılmış olması gösteriliyor. 28- Atatürk’ün “bağ evinin” Milli Savunma Bakanlığı’na verilmesi onun dürüstlüğünü gösterecek bir uygulama iken hiç söz edilmiyor. [www.haber3.com] e bunların erdeyse hepsi "neden soz edilmedi" hata değilki
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sir said: tu kaka olmasının nedeni zaten başlı başına ideoloji olması =) neyse alese gidiyorum şimdi öğleden sonra yazarım. "ideolojiler tu kakadır" diye yazacaksan zaten yine hedef saptırmış olursun. kaldı ki Atatürkçülük'e ideoloji demek bile abes bana kalırsa.
Snefru Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Belirli bir ideolojide olan grupla aydın düşünen kişileri çatıştırmak için öncelikle atatürkün görüşlerini ideoloji yapmaları lazım bunuda medya yoluyla yavaş yavaş yaptılar ve hala yapmaya devam ediyorlar.Normalde hiçbir düşünce bu kadar hızlı tükenmez özellikle medya yoluyla tüketilmeye ve ideoloji olarak belirlendirilmeye çalışılıyor.İslam insanların hayatına girdikten 200 sene sonra islam için aklı kullanma yavaş yavaş yok oldu.Atatürkün değerleri daha 100 seneyi bulmadı özellikle islamın seviyesine getirip insanları çatıştırmak istiyor bazıları.
cogitoz Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 mani said: oh çok şükür bir sen eksinten sende geldin. konuyla ne ilgisi var a benim ad hominemcim.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 ideolojilerin tu kaka olmasına çok uzağız. zira en doğudan en batıya, en güneyden en kuzeye, hem ülkecek, hem de aslında "dünyacak" hayata ideolojiler içerisinden bakmaktayız. ancak ümit verici olan birşey var ki şu anki aşamada "tarihi donduran" ideolojilerin yaşayamadığı görüyoruz. siyasi gelenekler, toplumsal ihtiyaçları gözetecek bir değişim ve dönüşüm mekaniği içine girmedikleri takdirde yok olmaya mahkumlar. bu da bize gelecekte daha iyi bir ülke-daha iyi bir gezegen hayali kurma şansını verebiliyor. kemalizm, tarihi 1938de donduran bir ideolojidir. bu ideolojiye göre o tarihten itibaren ülke tepetaklak gitmiştir. tek parti yılları bir nevi "devr-i saadet" olarak anılır. ondan sonra gelen herkes ülkeyi batırmış, emperyalistlere teslim etmiş, karşıdevrim başlatmış, irticai faaliyetlere girişmiştir vesaire.. ancak bu ideoloji öyle bir avuç nostaljik insanın Atatürk'e sonsuz sadakatiyle sınırlı değil. devletin bütün kurumlarına, özellikle de TSK'ya, eğitim sistemine, hukuk zeminine nüfuz etmiş, toplumsal yaşantıyı çok önemli bir ölçüde etkilemiş ve etkilemeye de devam eden bir ideoloji. bu ideoloji, cumhuriyetin ilanından itibaren yavaş yavaş kendi elitini yaratmıştır (askeri-sivil bürokrasi)-bu elit de Atatürk kavramını kendi tekeline alarak, her türlü iktidarı elinde toplamıştır ve ülkede "gerçek" bir siyasetin yapılmasını-gerçek bir demokrasinin oturmasını her daim engellemiştir. çünkü bu, elitizmin ve iktidarın geri verilmesi demektir. bugün "elit" dediğim kesim, makbul vatandaş tanımının da taşıyıcısı olarak, bu tanıma uymayan her türlü kesime (dindar-kürt-alevi-gayrimüslim) binbir türlü baskıyı reva görebilmektedir. ülkede toplam Atatürk heykeli sayısı kaçtır? ülkeyi ziyarete gelen bütün yabancı liderler neden ilk durak olarak anıtkabire götürülmektedir? Atatürk için neden özel bir koruma kanunu vardır? neden bütün paralarda Atatürk resmi kaçınılmazdır? bunlar hep devlete bütünüyle hakim olmuş bir ideolojinin tezahürleridir. ve bu ideoloji etrafında örgütlenmiş devlet, artık bu topluma dar gelmektedir. ben bunları söyledim diye biçok kişi "vay Atatürk düşmanııı" diye saldıracaktır, benim gerici olduğumu ve o yüzden Atatürk'ün ilerici hamlelerinden rahatsızlık duyduğumu düşünecektir, her zaman olduğu gibi. bu da bir nevi ideolojik körlüktür. bu insanlar, Atatürk simgesinin hayatımıza bu denli nüfuz etmesinin Atatürk'e verdiği zararı görememektedirler. ben bilakis ilericiyim, kemalizmin de ötesine geçmemiz gerektiğini düşünüyorum. geleceği karşılayacak argümanları üretmek için, Atatürk'ten bağımsız düşünebilmeyi, argümanlarımızı kurarken ona sığınmadan, bireysel olarak kendimizi doğru düzgün ifade etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. ilginçtir, Atatürk de aslında bunu öğütlüyor zaten.
mani Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 cogitoz said: mani said: oh çok şükür bir sen eksinten sende geldin. konuyla ne ilgisi var a benim ad hominemcim. oh çok şükür sonunda biri ad hominem dedi.
huun Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 kişisel haklara değer veririm; ama kişilerle bir yere varılamayacağını da bilirim. ideolojiler bu sebeple kötü bir şey değildir aslında. atıyorum ülkenin adı türkiye olsun, türkiye'yi peşinde koşturacak bir ideoloji çok güzel birşeydir. türkiye'deki vatandaşı kendi içinde bölecek ideoloji kötü bir şeydir. netice itibariyle ideoloji dediğin bir fikirdir. kıymet verilecek fikir var, verilmeyecek fikir var. ben bir fikir atarım ortaya, 100000 kişi gelir peşinde; sen atarsın 10 kişi gelir. demokrasi, ideoloji.
Snefru Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Tarihi donduran ideoloji olarak hedef gösterdiğin değerler kendilerinden medeniyetin beşiğiyiz diye bahseden ülkelerden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren insanların benimsediği düşünceler mi yoksa tarihi dondurmuş düşünceler, 4 kadınla evlenebilmeninde içinde olduğu her türlü bağnazlığın baki olduğu çıkarlar için çarpıtılmış olan sürü psikolojisine çevrilmiş gerçek nedeninden çarpıtılmış islammı?Şu anda insanların düşünce ve istekleri mevcut siyasi kültüre göre şekillendiği için hiçbir şekilde değişimden söz edemezsin.Okuyan sorgulayan eleştiren kafalar değişime ulaşabilir.Otoritenin tek bir partide olması ülkede faşizmin olduğunu göstermiyor.Atatürk veya oluşturduğu organizasyon faşizan bir yapıda olsaydı hiçbir şekilde ülkeyi kurtarmada başarılı olamazdı.Çünkü faşizan yapılar insanların fikrini alma gereksinimi duymaz fakat atatürk anadoluda toplantılar yaparak milli mücadeleyi başlatmış herkesin fikrini almış ve demokratik bir ortamda uylamıştır.Aksi halde tbmm meclisi kurmazdı.Atatürkün tüm amacı ülkede bir demokrasinin hakim olmasıydı kendisini bir dikdatörmüş gibi gösteren embesil mahluklar atatürkün tbmm tartışmalarında kendisine odun fırlatıldığını da bilirlermi acaba :) Hepsinin dışında atatürkün ölümü ile birlikte kendisinin yendiği batılı güçler aç köpek gibi ağzından salyalar aka aka ülkemize saldırmış ve atatürk kadar güçlü olmayan ismet inönüden yavaş yavaş tavizler almaya başlamıştır.Bunun en önemli ve konumuzla alakası olan köy enstitüleridir.Atatürk ve kurduğu yapıya mensup kişiler ülkenin temeli olan halk ile buluşmadan hiçbir şekilde devrimin kesin bir şekilde olamayacağını çok iyi bilmekteydiler ve kırsal kesimde olan halkı eğitebilmek için köy enstitülerini oluşturdular.Köy enstitüleri kapatılmasaydı ve günümüze kadar tıkır tıkır işleseydi şu an ki sorunların büyük bir kısmını yaşamıyor olurduk.Diğer bir yandan çok partili yaşama geçilmesini isteyende atatürkdür zaten fakat bu coğrafya bir avrupa değildir kendimizi kandırmayalım çok partili döneme geçildilkten sonra kurulan partilerin ne amaca hizmet ettiğini çok açık biliyoruz.Bir insan seni öldürmek istiyorsa "beni öldürebilmeyi düşünme hakkına saygı duyuyorum" diye birşey yok dünya üzerinde :) Vasat insanları basit söylevler basit indirgenmiş konular tatmin eder.Mesela en iyi en güzel düne göre islamdı ondan önce araplar için putperestlikti türklerde ise şamanizm ve doğaya inanmaktı fakat zamanla en iyi ve en güzel şekil değiştirdi müslümanlıktan sonra bazıları tarafından en iyi en güzel atatürk olarak gösterildi fakat gerçekten aklını kullanan kişiler Atatürk ü sevmenin onu putlaştırmak olmadığını biliyorlar.Birşeyi seven kişiler onu kendilerinin daha kolay anlayacağı değerlere işliyorlar ve bu bize zarar getiriyormuş gibi gözüküyor halbuki esas zararı getiren şey hayatımızın her alanından sorgulamanın yok olmuş olmasıdır.Değerleri simgelere yüklemenin çok abartıldığında zararları olduğuna katılıyorum mesela chenin resminin tshirtlere basılması ve adamı moda simgesi haline getirerek yaptıklarının yok edilmeye çalışılması çok büyük bir adiliktir.Aynı şekilde atatürkün imzasının resminin ticaret amacı ile çeşitli ürünlerde kullanılmasına da şiddetle karşıyım.Adam atatürk diyor peki neden atatürk ne yaptı dediğin zaman hiçbirşey bilmeden saçma saçma suratın bakıyor.Biz Atatürkü ismi Atatürk diye sevmiyoruz Atatürk ün yaptıkları bize kazandırdıkları ülkemizi kurduğu yapı ile kurtarması muasır medeniyet seviyesine çıkarması veya en azından bunu tatminkar bir oranda başarması ülkemiz için yaptığı devrimler ve örnek bir kişi oluşu ile Atatürkü seviyoruz.Bazı kötü niyetli kişiler tüm bu değerlerin içini boşaltmak istiyor gerçekten putlaştırmaya gidiyor bazıları bu gerçekten zarar veriyor.Fakat bunun çözümü paralara veya heykellere kadar eleştirmek değil ülkede atatürk heykellerini eleştirenler ve eleştirmeyi yaparken fikir bazında kalmayıp somut olarak heykelleri kırarak veya yok etmeye çalışarak eleştiren kişilerinde hangi kesimlere mensup olduğunu hepimiz pek iyi biliyoruz :) Artık bu topluma neyin dar geldiğini ben söyleyim çıkar için her türlü güzel düşünceyi çarpıtan ve insanların her türlü değerinden vatan sevgisi veya atatürk sevgisi olsun veya en önemlisi ve en çok zarar gören değer olarak müslümanlık olsun tüm bu değerleri kendi çıkarları için kullanan şerefsizler ülkeye dar gelmektedir.Ülkeye asla dar gelmeyecek olan ve ülkenin bağrına basacağı tek şey ise kendi çıkarlarını koruyan insanlardır bu konuda yanılmayalım. İlerici insan toplumsal baskılara karşı koyabilen bir insandır toplumsal baskıdan kurtulamayıp ben aslında ilericiyim vs vs diyebilen bir insan baskılardan korkuyordur ve korkan insan ne kadar doğru söyleyebilir :) Doğruları korkusuz insanlar birilerinin kafasına balyoz indirir gibi söyleyebilme hakkını kazanırlar korkalar ve ben aslında... diyenler değil.
huun Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 unutulan noktaları hatırlatayım istersen; ama gerek yok. mustafa kemal zaten hayatını okursan, bildiğin osmanlı vatandaşı sıradan bir insanın tartıştığı konulara kafa yoran birisi. 4 karı, zart zurt diyip bu konuları geçiştirmeyin artık. yok ordusu dandikmiş vs. osmanlının ordusu napolyonu yenip, götüne baka baka geri gönderirken osmanlıdan bahsetmiyorsun, atatürk gibi adamları doğuran ortamları görmezden gelip osmanlı şöyle böyle diyebiliryorsun. atatürk bildiğin osmanlının o günkü ahval ve de şeraitinin doğurduğu bir adamdır. atatürk sanki gökten zembille inmiş gibi fikir yürütmeyelim lütfen.
kuþ Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 osmanlı napolyonu değil bir fransız birliğini yendi
sir Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 tam aksine, faşizan olmasalardı bir imparatorluğu yıkıp yerine yepisyeni bir cumhuriyet kuramazlardı. o kurulan meclis, cumhuriyetten önce de vardı ve yine ittihat terakki yönetimindeydi. bütünüyle homojen bir tek parti meclisinin, milli iradeyi ve siyaset yelpazesini ne ölçüde temsil ettiği tartışmaya açıktır. demokrasi, Atatürk'ün ilkelerinden biri değildi. kendi yönetimi sırasında da demokrat bir tutum izlememişti. ve bu, dünyanın o sıradaki durumu ele alındığında, o konjonktürde yeni bir devletin mutlak otoriter olması gerektiği düşünülebilir ve doğal karşılanabilir gayet. ancak bugün hala o rejime dönme sevdası yaşayanları anlamak mümkün değil, ideolojinin zararı bu noktada başlıyor işte. mesele köy enstitüleri falan değil, daha sanayi devrimi yaşamamış, kentleşememiş insana mozart dinleterek, goethe okutarak ilerleyemezsin. işte Atatürk'ü islamla, şamanizmle falan kıyaslaman bile Atatürk'ü olduğundan fazlası olarak göstermeye çalışma çabası, onu ilahi ve sorgulanamaz bir düzleme oturtma çabası. ben islamla, şu veya bu kesimle ya da ideolojiyle bir kıyaslama yapmıyorum. kendi içinden geldiğim geleneğin ve düşünce sisteminin eleştirisini yapıyorum. senin vereceğin cevap "ama onlar hede hödö" ile sınırlı. "kendi çıkarlarını koruyan insanlar" ise ne kadar pragmatist bir yaklaşımda olduğunu, ve kendi çıkarını korumak adına her türlü yolu mübah saydığını ortaya koymuyor mu bir bakıma? evet, kadın haklarını en önce biz vermişiz ne güzel, şimdi neden demokratik açılımlarda öncü değiliz? en basitinden neden google kapansın mı, youtube'u yasaklayalım diye uğraşıyoruz? bi de cümlelerini biraz daha özenli kurarsan ne dediğin daha açık olur sanırım, noktalama işaretleri yardımcı olabilir.
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 kuş said: osmanlı napolyonu değil bir fransız birliğini yendi Son derece doğru.
sg-1 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sir, hala dediğim şeyi yapıyorsun, Atatürkçülük'ü değil, atatürkçüleri/öyle geçinenleri eleştiriyorsun. koskoca yazıda Atatürkçülük şu yüzden kötüdür veya iyidir diye bi ibare yok.
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Snefru said: Tarihi donduran ideoloji olarak hedef gösterdiğin değerler kendilerinden medeniyetin beşiğiyiz diye bahseden ülkelerden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren insanların benimsediği düşünceler mi yoksa tarihi dondurmuş düşünceler, 4 kadınla evlenebilmeninde içinde olduğu her türlü bağnazlığın baki olduğu çıkarlar için çarpıtılmış olan sürü psikolojisine çevrilmiş gerçek nedeninden çarpıtılmış islammı?Şu anda insanların düşünce ve istekleri mevcut siyasi kültüre göre şekillendiği için hiçbir şekilde değişimden söz edemezsin.Okuyan sorgulayan eleştiren kafalar değişime ulaşabilir.Otoritenin tek bir partide olması ülkede faşizmin olduğunu göstermiyor.Atatürk veya oluşturduğu organizasyon faşizan bir yapıda olsaydı hiçbir şekilde ülkeyi kurtarmada başarılı olamazdı.Çünkü faşizan yapılar insanların fikrini alma gereksinimi duymaz fakat atatürk anadoluda toplantılar yaparak milli mücadeleyi başlatmış herkesin fikrini almış ve demokratik bir ortamda uylamıştır.Aksi halde tbmm meclisi kurmazdı.Atatürkün tüm amacı ülkede bir demokrasinin hakim olmasıydı kendisini bir dikdatörmüş gibi gösteren embesil mahluklar atatürkün tbmm tartışmalarında kendisine odun fırlatıldığını da bilirlermi acaba :) Hepsinin dışında atatürkün ölümü ile birlikte kendisinin yendiği batılı güçler aç köpek gibi ağzından salyalar aka aka ülkemize saldırmış ve atatürk kadar güçlü olmayan ismet inönüden yavaş yavaş tavizler almaya başlamıştır.Bunun en önemli ve konumuzla alakası olan köy enstitüleridir.Atatürk ve kurduğu yapıya mensup kişiler ülkenin temeli olan halk ile buluşmadan hiçbir şekilde devrimin kesin bir şekilde olamayacağını çok iyi bilmekteydiler ve kırsal kesimde olan halkı eğitebilmek için köy enstitülerini oluşturdular.Köy enstitüleri kapatılmasaydı ve günümüze kadar tıkır tıkır işleseydi şu an ki sorunların büyük bir kısmını yaşamıyor olurduk.Diğer bir yandan çok partili yaşama geçilmesini isteyende atatürkdür zaten fakat bu coğrafya bir avrupa değildir kendimizi kandırmayalım çok partili döneme geçildilkten sonra kurulan partilerin ne amaca hizmet ettiğini çok açık biliyoruz.Bir insan seni öldürmek istiyorsa "beni öldürebilmeyi düşünme hakkına saygı duyuyorum" diye birşey yok dünya üzerinde :) Vasat insanları basit söylevler basit indirgenmiş konular tatmin eder.Mesela en iyi en güzel düne göre islamdı ondan önce araplar için putperestlikti türklerde ise şamanizm ve doğaya inanmaktı fakat zamanla en iyi ve en güzel şekil değiştirdi müslümanlıktan sonra bazıları tarafından en iyi en güzel atatürk olarak gösterildi fakat gerçekten aklını kullanan kişiler Atatürk ü sevmenin onu putlaştırmak olmadığını biliyorlar.Birşeyi seven kişiler onu kendilerinin daha kolay anlayacağı değerlere işliyorlar ve bu bize zarar getiriyormuş gibi gözüküyor halbuki esas zararı getiren şey hayatımızın her alanından sorgulamanın yok olmuş olmasıdır.Değerleri simgelere yüklemenin çok abartıldığında zararları olduğuna katılıyorum mesela chenin resminin tshirtlere basılması ve adamı moda simgesi haline getirerek yaptıklarının yok edilmeye çalışılması çok büyük bir adiliktir.Aynı şekilde atatürkün imzasının resminin ticaret amacı ile çeşitli ürünlerde kullanılmasına da şiddetle karşıyım.Adam atatürk diyor peki neden atatürk ne yaptı dediğin zaman hiçbirşey bilmeden saçma saçma suratın bakıyor.Biz Atatürkü ismi Atatürk diye sevmiyoruz Atatürk ün yaptıkları bize kazandırdıkları ülkemizi kurduğu yapı ile kurtarması muasır medeniyet seviyesine çıkarması veya en azından bunu tatminkar bir oranda başarması ülkemiz için yaptığı devrimler ve örnek bir kişi oluşu ile Atatürkü seviyoruz.Bazı kötü niyetli kişiler tüm bu değerlerin içini boşaltmak istiyor gerçekten putlaştırmaya gidiyor bazıları bu gerçekten zarar veriyor.Fakat bunun çözümü paralara veya heykellere kadar eleştirmek değil ülkede atatürk heykellerini eleştirenler ve eleştirmeyi yaparken fikir bazında kalmayıp somut olarak heykelleri kırarak veya yok etmeye çalışarak eleştiren kişilerinde hangi kesimlere mensup olduğunu hepimiz pek iyi biliyoruz :) Artık bu topluma neyin dar geldiğini ben söyleyim çıkar için her türlü güzel düşünceyi çarpıtan ve insanların her türlü değerinden vatan sevgisi veya atatürk sevgisi olsun veya en önemlisi ve en çok zarar gören değer olarak müslümanlık olsun tüm bu değerleri kendi çıkarları için kullanan şerefsizler ülkeye dar gelmektedir.Ülkeye asla dar gelmeyecek olan ve ülkenin bağrına basacağı tek şey ise kendi çıkarlarını koruyan insanlardır bu konuda yanılmayalım. İlerici insan toplumsal baskılara karşı koyabilen bir insandır toplumsal baskıdan kurtulamayıp ben aslında ilericiyim vs vs diyebilen bir insan baskılardan korkuyordur ve korkan insan ne kadar doğru söyleyebilir :) Doğruları korkusuz insanlar birilerinin kafasına balyoz indirir gibi söyleyebilme hakkını kazanırlar korkalar ve ben aslında... diyenler değil. 21 nokta, 1 virgül, 1 üç nokta, 1 soru işaretinden oluşan bu dev yazı adeta gözlere işkence olsun diye yazılmış.
sir Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 yahu öyle geçinenlerin ideolojisi bu zaten, devlete hakim olan zihniyet bu, sorunların kaynağı bu.. ha fikir olarak Atatürk ilkeleriyle ilgili düşüncelerimi daha önce de yazdım da, bu sorun çok daha öncelikli bence, onları tartışmaya geçmeden evvel şu "geçinenler" meselesini ve devletin bu şekilde örgütlenmiş olduğu gerçeğini çözmek gerek.
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sg-1 said: sir, hala dediğim şeyi yapıyorsun, Atatürkçülük'ü değil, atatürkçüleri/öyle geçinenleri eleştiriyorsun. koskoca yazıda Atatürkçülük şu yüzden kötüdür veya iyidir diye bi ibare yok. Doğru demişsin, ama burası da dahil olmak üzere hangi komünitede ideoloji tartışırsan tartış, %90'ının tam olarak bilmediği bir ideolojiyi savunduğunu görüyorsun. Bu böyle, liberalim diyen insan tutucuların izin verdiği kadar liberal olduklarından bihaber, atatürkçüyüm diyen kötü bir şey olamayacağı düşüncesiyle atatürkçü, milliyetçi desen hiç bir şeyden haberi yok.
firatram Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 Mesaj tarihi: Mayıs 10, 2009 sir said: tam aksine, faşizan olmasalardı bir imparatorluğu yıkıp yerine yepisyeni bir cumhuriyet kuramazlardı. o kurulan meclis, cumhuriyetten önce de vardı ve yine ittihat terakki yönetimindeydi. bütünüyle homojen bir tek parti meclisinin, milli iradeyi ve siyaset yelpazesini ne ölçüde temsil ettiği tartışmaya açıktır. demokrasi, Atatürk'ün ilkelerinden biri değildi. kendi yönetimi sırasında da demokrat bir tutum izlememişti. ve bu, dünyanın o sıradaki durumu ele alındığında, o konjonktürde yeni bir devletin mutlak otoriter olması gerektiği düşünülebilir ve doğal karşılanabilir gayet. ancak bugün hala o rejime dönme sevdası yaşayanları anlamak mümkün değil, ideolojinin zararı bu noktada başlıyor işte. mesele köy enstitüleri falan değil, daha sanayi devrimi yaşamamış, kentleşememiş insana mozart dinleterek, goethe okutarak ilerleyemezsin. işte Atatürk'ü islamla, şamanizmle falan kıyaslaman bile Atatürk'ü olduğundan fazlası olarak göstermeye çalışma çabası, onu ilahi ve sorgulanamaz bir düzleme oturtma çabası. ben islamla, şu veya bu kesimle ya da ideolojiyle bir kıyaslama yapmıyorum. kendi içinden geldiğim geleneğin ve düşünce sisteminin eleştirisini yapıyorum. senin vereceğin cevap "ama onlar hede hödö" ile sınırlı. "kendi çıkarlarını koruyan insanlar" ise ne kadar pragmatist bir yaklaşımda olduğunu, ve kendi çıkarını korumak adına her türlü yolu mübah saydığını ortaya koymuyor mu bir bakıma? evet, kadın haklarını en önce biz vermişiz ne güzel, şimdi neden demokratik açılımlarda öncü değiliz? en basitinden neden google kapansın mı, youtube'u yasaklayalım diye uğraşıyoruz? bi de cümlelerini biraz daha özenli kurarsan ne dediğin daha açık olur sanırım, noktalama işaretleri yardımcı olabilir. Bu kadar yazmışsın, kelime sanatları kullanmışsın ama 80 yıl sonraki kişilerin yaptığını Atatürk'e yıkacak kadarda saçma yazmışsın kusura bakma... Ne kadar ağzınızda sakız oldu Atatürk için "faşist, burjuva" demek. Diyorsunya bir imparatorluğu faşizan olmasaydı yıkamazdı diye. O halde Lenin'de, Castro'da bir faşist, Stalin'de faşist rejimin devam ettiricisiydi. Aynı kapıya çıkar işte. Savunma savaşına yeni bir rejim için faşist haraketler diyecek kadar bilginiz yok kusura bakmayın. Gelip burada kelime ustalığı yapıyorsunuz. Atatürk'ü eleştiriyorsunuz ama okumadan eleştiriyorsunuz. Çıkda şu başlıktan git Gençliğe hitabe'yi oku. Adam " benden sonra gelenlere hep güveninmi " demiş, başka bir şeymi demiş. Yazık valla, bırakın şu ucuz devrimci ayaklarını...
Öne çıkan mesajlar