Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mustafa filmine getirilmiş en güzel yorum...


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
ha ilber ortaylıya göre , ortada yalan yanlış bir şey yoktu en son .itimad ettiğim bir tarihçidir .
film bize ne fazladan ne de eksisinden bir şey katıyor diye de bir yorumu bulunmuştu . hatta vizyon bölümünde yayınlanmıştı .
Mesaj tarihi:
tarihsel gerçekliğe dayanmayan ideolojik görüşlerden öteye geçemeyen şeyler bence çoğu . saygı duyacağım , ama kal'a almayacağım görüşler .daha doğrusu yorumlar .
Mesaj tarihi:
İnsan inanmak istediği şeye inanır o yüzden haklısın.
Yarın öbür gün biri çıkar peygamberimiz için de aynı tip belgesel yaparsa ne demek istiyorum anlarsın.
Mesaj tarihi:
Ülkemizde geleneksel durum şöyle. Adam gazetede yalan yanlış bir haber yapıyor. 10-15 yıl sonra adamın birisi bunu örnekleme yaparak o yalanı gerçeğe çeviriyor.

Hamdolsun ki can dündar peygamberimizin iç dünyasını belgesel yapmadı. Yoksa linç edilirdi.
Mesaj tarihi:
absolutun verdiği linkteki yazıyı da okudum, öyle komple "yalan-yanlış" bişey yapıldığını söylemiyolar, yorum farkı var yalnızca. bütün sıkıntı, can dündarın "yeteri kadar kemalist" bi film yapmamış olması =)
Mesaj tarihi:
şöyle bir tartışmaya göz attım da
daha önceden de gazetelerde manşetler de yazarların, tarihçilerin vb. insanların yorumlarını da okumuştum

Son ATAM 'ın yayımladığı eleştiriden sonra Can Dündar ve Film Ekibi Eleştirileri yanıtlamış.
Güzel de yanıtlamış kanımca http://www.ntvmsnbc.com/news/467539.asp
Mesaj tarihi:
sir said:
absolutun verdiği linkteki yazıyı da okudum, öyle komple "yalan-yanlış" bişey yapıldığını söylemiyolar, yorum farkı var yalnızca. bütün sıkıntı, can dündarın "yeteri kadar kemalist" bi film yapmamış olması =)


yeteri kadar kemalist çok güzel bir tabir olmuş
Mesaj tarihi:
"Yeteri kadar kemalist olmamış" +1

Kimdi Unuttum said:
Hele hele Türkiyemizde Ergenekon gibi eşi kara carşaflı ve kendisi imam
hatipli olan ve adı yolsuzluklara bulaşmış bir savcının yönettiği bir dava
varken, Atatürkçü düşünce derneğinin üyeleri, profesörler, emekli komutanlar, Cumhuriyet gazetesi yazarları, Cumhuriyet mitinglerini organize edenler...


Türkiyede davalar mahkeme adı ve esas numarasıyla yada iddianamedeki suçla anılır.Davayı savcı yönetir diye birşey yoktur Hakim Duruşmayı yönetir. "Ergenekon Davası" şeklinde anılmasına şahsen karşıyım. Keza Ergenekon bir Türk Destanıdır. Kötü birşeymiş gibi akıllarda kalmasını istemiyorum.

Hemen ardından arkadaşım Hiç Kimse'nin lafını aktarmak isterim. Saygılarımla.

Hiç Kimse said:

Eşim Ayşe'nin örtüsü gözlerine batıyor.Banu'nun minisi dekoltesi moda oluyor...

İmam hatipli Öss birincisi örümcek beyinli...Köpük partisi yar genç dinamik Robertli.

Laiklik elde gidiyor diye bağırıyorlardı, onlara sesleniyorum
Korkmayın bir yerde değil bizim universitenin kapısında nöbet tutuyor...

Avrupayı örnek alanlar yatıp kalkmak zor diye oturarak ibadet edilen din çıkarttı adı Kemalizim. Hani Kemal? Mustafa Kemal. Bizim Kemal. Hergün, her hafta cemaat olarak vatana millete kahramanlarımıza dua ederken adını andığımız Mustafa Kemal Atatürk.


Konuyu siyasete kaydırmak istemiyorumda Kemalizim cumhuriyet Laiklik falan artık öyle yaygara kopartmaya yetmiyor.Çünki eskiden duyduguna inanan millet artık görmeden yaşamadan tepki vermiyor.

"Laiklik elden gitti.!"
"Atatürk düşmanları Cumhuriyeti kaldıracak!"
ve benzeri binlerce slogan Yalancı cobanın laflarına benzedi artık.
Tekrar ediyorum.
"Yeteri kadar kemalist olmamış" çok yerinde bir tepki.
Mesaj tarihi:
filmde atatürk hannibal'dan esinlenmiş diye bir iddia yok bir kere, sadece ikisi aynı taktik diyor atatürk ondan kopyaladı demiyor.
ayrıca atatürk'ün din ile ilgili özel hayatında yaptığı yorumları tebalar önünde yaptıklarıyla sıfırlamaya çalışmak da çok çaresiz bir savunma.
bir de ne olmuş türkler'de ölüyü deniz kenarına gömme adeti yoksa, birisi canı istediği için gömemez mi, elektrik mi çarpar gömmeye kalkarsa?
  • 5 ay sonra ...
Mesaj tarihi:
ve filmin büyük yanlışlıkları bilirkişilerce de belgelendi..





said:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Can Dündar’ın “Mustafa” filmiyle ilgili soruşturmayı tamamladı. Savcılığın yaptırdığı bilirkişi incelemesinde, Atatürk’ün hayatını anlatan söz konusu filmin “gerçeği” yansıtmadığı belirtildi.

Aynı zamanda Deniz Feneri soruşturmasının da savcısı olan Nadi Türkaslan,
bilirkişinin belirlediği 28 yanlışı tek tek sıralarken, bütün bu yanlışlıklara rağmen, “Atatürk’e hakaret ve aşağılama unsurları bulunmamıştır” diyerek takipsizlik
kararı verdi.

BİLİRKİŞİYE GÖRE DÜNDAR’IN YANLIŞLARI ŞÖYLE:

1- Atatürk’ün Erzurum’a gidişinde Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’in, Atatürk’e “Emrinizdeyim” dediği anlatılıyor. KazımKarabekir’in Erzurum’daki Kolordu Komutanlığı’na, Atatürk’ün kendisi ile görüşmesi sonucunda atandığı belirtilmiyor.

2- Yine ulusal hareketi tek elde örgütleyen “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin” kurulmasıyla sonuçlanan Erzurumve Sivas kongrelerinden ve “Amasya Tamimi”nden hiç söz edilmiyor.

3- İşgal anlatılırken sadece Yunanlıların Ege’yi istilasından söz ediliyor. Aynı dönemde Fransızlar Güneydoğu’yu, Ermeniler Doğu’yu ve İtalyanlar Güney Batı Anadolu’yu işgal etti. ancak eserde söz edilmiyor.

4- Atatürk için “Artık Mareşal ve Gazi’ydi” açıklaması bulunuyor, bu sıfatların Atatürk’e TBMM tarafından verildiği gösterilmiyor.

5- Atatürk’ün medreseleri kaldırması ve eğitimi laikleştirmesi, çocukluğunda “Kaymak Hafız” adlı öğretmenden dayak yemesine bağlanıyor.

6- Tarihimizde “Rum” ayaklanması yoktur. Yunandan Rumlar olarak söz ediliyor.

7- Atatürk’ün Şam’a “sürgün” edildiği anlatılıyor. Oysa Şam’ın o tarihte sürgün yeri olmayıp, döneme göre çok canlı ve ileri bir kent olduğu belirtilmiyor.

8- Atatürk’ün Şam’a sürgün edilmekle karamsarlığa düştüğü ifade ediliyor…

9- Atatürk’ün Sofya’da yalnızlık ve bunalım içinde olduğu anlatılıyor; Atatürk’ün oradaki Türkler’i örgütlemeye çalıştığı ve iki Türkçe gazete çıkarmalarını sağladığı anlatılmıyor.

10- Atatürk’ün Çanakkale’deki başarılarından kimsenin haberinin olmadığı anlatılıyor. Oysa o günlerin tanınmış gazetecisi Ruşen Eşref tarafından Atatürk ile “İstanbul’u kurtaran kumandan” olarak röportaj yapıldığı belirtilmiyor.

11- Atatürk’ün Diyarbakır’da 8 yaşındaki bir çocuğu evlat edindiği anlatılıyor; oysa Atatürk’ün bu çocuğu çok daha önce evlat edindiği belirtilmiyor.

12- Atatürk’ün Anadolu’ya ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi sıradan bir iş olarak gösteriliyor.

13- Atatürk’ün ordudan istifasından sonra gösterilen sivil fotoğrafın, bu olaydan iki ay sonra Sivas Kongresi’nden sonra çekildiği belirtilmiyor.

14- Atatürk’ün Ankara’ya gelişinde Meclis önünde karşılandığı ifade edilmekle birlikte, gerçekte o tarihte Meclis binası inşaat halinde yarım bir bina olduğu gibi, karşılandığı yer de Meclis binası önü değil, Dikmen sırtları…

15- “Millet’in O’na karşı olduğu” ifade ediliyor; ancak gerçekte böyle olsa Ankara’ya gelişinde Ankaralılar tarafından coşkuyla karşılanmaması gerekirdi.

16- Sakarya Savaşı’na ait olarak gösterilen fotoğraflar daha sonraki dönemlere ait.

17- Büyük Taarruz’dan önce hazırlıkları gizlemek için verdiği davet “çay ziyafeti” olduğu halde, “ziyafet” olarak gösteriliyor.

18- Büyük Taarruz’dan önce büyük birliklerin taarruz yerlerini almasına, sadece ufak bir bölümün taarruz günü yürüyüş yapmasına karşın “bütün ordunun” yürüyüş yapıp savaşa başladığı anlatılıyor.

19- İzmir’in kurtuluşunda kullanılan Atatürk’ün sivil fotoğrafları o güne ait olmayıp,
yıllar sonra çekilmiş fotoğraflardır.

20- Şapka Devrimi Atatürk’ün en radikal devrimi olarak gösteriliyor. Oysa Cumhuriyet’in ilanı, Hilafetin kaldırılması, Latin alfabesine geçiş daha radikal devrimlerdi.

21- Nutuk, Atatürk yazmayıp yazdırmış, sadece ‘Gençliğe Hitabe’yi kendisi
yazmıştır.

22- Atatürk’ün yapılacak heykel için verdiği pozda kullanılan şapka, o döneme
ait olmayıp günümüzde kullanılan şapkalardan…

23- Atatürk için “Artık her söylediği kanundu” ifadesi kullanılıyor. Oysa kanun yapma görevi TBMM’ye ait.

24- Atatürk için “en yakın arkadaşlarını bile gözünü kırpmadan idama yolladığı” yakıştırması yapılıyor. Oysa Atatürk’ün bir tek arkadaşının İstiklal Mahkemesi’nce suçlu bulunduğu belirtilmiyor.

25- Atatürk’ün hastalığı nedeniyle ayağa kalkamamasından dolayı dışarıdaki öğrencilere odada bulunan Kılıç Ali’ye el sallattığı doğru değildir.

26- Anlatılanın aksine Atatürk’ün vasiyetnamesini özel kalem müdürüne yazdırmadığı, vasiyetnameyi kendisinin yazdığı, zaten aksinin Medeni Kanunun vasiyetnamenin düzenlenmesine ilişkin düzenlemesine de aykırı olacağı…

27- Bilirkişi raporunda, Atatürk’ün son zamanlarında da maddi ve manevi yönden yalnızlık çekmediğinin kanıtı olarak; ölümü sırasında onu tedavi eden hekimlerin tümünün ve yakınlarının yanında bulunduğu, cenazesinin Ankara’ya naklinde her istasyonda trenin durması ve halkın onu yaşlı gözlerle uğurlaması, Ankara’daki cenazesine büyük bir kalabalığın katılmış olması gösteriliyor.

28- Atatürk’ün “bağ evinin” Milli Savunma Bakanlığı’na verilmesi onun dürüstlüğünü gösterecek bir uygulama iken hiç söz edilmiyor.



[www.haber3.com]
Mesaj tarihi:
ah ah bi de yargı yükünden şikayet ediyoruz. allah için, ankara cumhuriyet başsavcılığının işi midir şimdi bu? can dündara dava açmak nedir yani?

tarihçisindir, çıkar dersin ki "can dündar bunları yanlış anlatmış". veya film eleştirmenisindir, ne bileyim, belgesel yapımcısısındır vesairedir. ama mahkemenin bi filmde anlatılan tarihle ne işi var? tarihi yorumlarda bulunmak mahkemenin görevi mi?

kaldı ki can dündarın bu belgeseli daha önce kimsenin okumadığı belgelerden, Atatürk'ün kendi el yazısından, günlüklerinde anlattıklarından derlediği biliniyor. mahkeme, Atatürk'ün kendi yazdıklarını mı inkar ediyor?

bir de "şundan bahsedilmemiş, bundan bahsedilmemiş" nedir? elbette bahsedilmeyen yüzlerce şey olacak, herşeyi, bütün tarihi gerçekleri tane tane, teker teker anlatma sözü veren bir belgesel değil bu zaten, "mustafa" belgeseli. dolayısıyla "bundan bahsedilmemiş" demek, bahsedilen şeylerin yanlışlığını göstermez.

elbette milletin bir kısmı ona karşıydı. ve elbette ağzından çıkan söz kanundu. yoksa "bazı kelleler" niye gitsin?

ideoloji uğruna ya rab, ne güneşler batıyor..
Mesaj tarihi:
Bak orda kocaman bi bilirkişi lafı var. O bilirkişi kapıcı değil babalar gibi araştırmacı önemli bir tarihçi. Kafasına göre itiraz etmiyor.

Ayrıca evet belli konularda "eksik bilgilendirme yapmak" da yanlış bilgilendirme yapmakla aynı durumlara sebep olabilir. Neden bu ispatlar bu kadar batıyor ki size? Millet Atatürk'e her zaman bayılıyordu bugün de bayılıyor bunu hazmedin. ;)
Mesaj tarihi:
ben mahkemenin böyle bişeyle uğraşmasından bahsediyorum, yoksa bilirkişi bir tarihçi kimliğiyle de açıklayabilir yanlış bulduğu şeyleri. tabi filmde gördüğümüz kadar belgeyi mahkeme kararında da görseydik keşke..
Mesaj tarihi:
İyi de dava açıldıysa gayet bakar mahkeme, görevidir ona bakmak suç olup olmadığını araştırmak. Senin eleştirmeye çalıştığın şey mahkemenin olaya bakması değil dava açılması olabilir ancak. O da gayet haklı sebeplerle açıldı. Sonuçta ortada kötü niyet var.

Ayrıca "film için bir takım belgelere ulaşılması" filmin tarihçiler tarafından değerlendirilmesi kadar bilimsel falan değil komik olmayın. Bir yanda işi tarih olmayan bir magazin programı yapımcısı var. Bir yanda da işi tarih olan, üstelik bu konuda en iyi olan bilim adamlarının belgeli birikimleri var.

Sen gidip magazinci doğrudur diyosun hala pes. Adam bilime itiraz etmenin ötesine geçip yargıyı hukuku bile eziyor lol.
Mesaj tarihi:
can dündar mı magazinci? can dündarın mı işi tarih değil? can dündar mı kötü niyetli? ok abi sen kendi gezegeninde nası biliyosan öyle yaşa, açıkça görülüyo ki ne aynı ülkede ne de aynı gezegende yaşamıyoruz. ya da gerçekten can dündarı hayatın boyunca tanımamışsın, adını ilk defa bu belgeselle duymuşsun.

hayret ki hakaret ve aşağılama unsuru bulunamamış. kaldı ki bikaç detay dışında çoğu anlatılan doğru ve hepsi de belgeli. o zaman nerde kötü niyet?
Mesaj tarihi:
hayır sonradan damda düşer gibi girmiş olucam da, okuduklarımın öeti olarak birşeyler söylemek ihtiyacı hissettim.

Atatürk'ün içkisi var mıydı? Vardı.
Atatürk sigara kullanır mıydı. Evet
Atatürk de her insan gibi aşk, sevgi gibi duygular barındıramaz mı. Doğal olarak.

E madem varsa bunlar, ki bunların olması anormallik bile değilken, bunların anlatılmasını neden kabullenemiyorsunuz, onu anlayamıyorum. Siz, liderimiz, ulu öderimiz, bi kadına aşık oldu diye, utanıyor musunuz?

İçki içiyordu diye utanıyor musunuz?

Kimse "e efendim işte fazla detaya girilmiş hede hödö" demesin. Yahu, ortada ayıp olan birşey yok, olay burada.
Mesaj tarihi:
Hayır bazılarının ülkesini sevmek için mükemmel bir lider figürüne ihtiyacı var sanırım ondan. Allah olmasa din olur muydu bazıları için? (din'i burda vicdan, iyi davranma, başkalarına sorumluluk gibi alınız).

Eğer belgeselde bir eksiklik varsa o belgeseli yapan kişinin tercihi veya hatasıdır ona kimse hiç bir şekilde karışamaz. Eğer belgeselde bir çarpıtma ya da yanlış yönlendirme varsa da o zaman hesap sorulur.
Mesaj tarihi:
said:
Nadi Türkaslan, bilirkişinin belirlediği 28 yanlışı tek tek sıralarken, bütün bu yanlışlıklara rağmen, “Atatürk’e hakaret ve aşağılama unsurları bulunmamıştır” diyerek takipsizlik kararı verdi


neyi tartışıyorsunuz ki dava düşmüş işte.


hayır, Atatürk'ü hayatıyla değil fikirleriyle değerlendirmek dururken böyle zorlama, iyi araştırılmadan yapılmış, ve belli ki hatalarla dolu, işlere kalkışmanın sebebini anlamıyorum.

belli ki belli bir kesim de Atatürk'ün böyle oyuncak edilmesinden keyif alıyor.

rahat bırakın adamı, günahıyla sevabıyla yaşadığı hayatı boşverin, onun o dönemde yaptığı/yapması gereken şeyleri o dönemin koşullarıyla değil de bugünle kıyaslayacaksanız saçmalarsınız, o yüzden hayatına değil öne sürdüğü ve temsil ettiği fikirlere bakın.

onu ayyaşmış gibi göstermenin kimin ekmeğine yağ süreceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Mesaj tarihi:
can dündarın daha önce hangi eseri "iyi araştırılmadan" yapılmıştır ki? hele ki TC tarihinin en önemli insanına dair bir belgesel filmini iyi araştırmadan yapmış olabilir mi?

bence can dündar bu filmde tam da senin dediğini yapıyor sg-1, Atatürk'ün yaptıklarını neden yaptığını, hangi şartlar içinde hangi psikolojik iklimde hangi kararları aldığını anlatıyo.

esas belli bi kesim var ki bunların konuşulmasını, tartışılmasını hiç istemiyor. sorgusuz sualsiz itaat istiyor. itaat yoksa çaat basıyor davayı. Atatürk'ü tanrılaştırmaya çalışırken ona en büyük zararı veriyor bu kesim. ve bu film de onlara iyi bir cevap olmuş bence.

edit: ardeth çok doğru bişey söylüyor. ben onun dediğini biraz daha ilerletmek istiyorum: cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, barışçılık gibi kavramların tamamını ve bütün bir rejim algısını Atatürk üzerinden, yani bir insan üzerinden kurgulamaya o kadar alışmışız ki-normal gündelik kavramlarla, diyalogla, hümanizmle, "muasır medeniyet"in kavramlarıyla onlara ulaşamazmışız gibi geliyor bize sanırım. dolayısıyla Atatürk'ün bir yanı eleştirilince, sanki bütün rejim ve o rejimin bütün kazanımları da eleştirilmiş oluyor. ve rejimin bir yanı eleştirilince de sanki Atatürk'e ve onun kurduğu cumhuriyete küfredilmiş gibi oluyor. bu indirgemeci mantık, bu feci önyargı, ülkede (ve bu forumda!) sağlıklı bir siyasi iklimin ve diyalog ortamının oluşmasını engelleyen unsurlardan biridir.

bunu çözmek çok kolay. Atatürk'ün hikayesi özgür bir ortamda, yasaksız ve sansürsüz olarak anlatılacak, tartışılacak, yeniden yorumlanacak. ve böylelikle devletle ve ona dair tüm kavramlarla özdeşleştirilmesine ihtiyaç kalmayacak. hem Atatürk hakettiği saygın konuma, yani siyaset-üstü bir konuma taşınacak ve ideolojik tartışmaların malzemesi yapılmayacak-hem de devlet, görevlileriyle beraber bir "Atatürkçülük zırhı"nın ardına saklanmayı bırakacak. bu, kemalizmin ölümü demek oluyor elbette.

ufak bir örnek: anayasasında bir "şahısa" atıfta bulunan 3 ülke var bugün dünyada. iran (humeyni), kuzey kore(kim il-sung) ve türkiye (Atatürk). hadi biz yine idare ediyoruz da bu iki ülkenin rejimlerinin, tam bir demokrasinin yanından bile geçmemesi tesadüf mü?
Mesaj tarihi:
-007- said:
İyi de dava açıldıysa gayet bakar mahkeme, görevidir ona bakmak suç olup olmadığını araştırmak. Senin eleştirmeye çalıştığın şey mahkemenin olaya bakması değil dava açılması olabilir ancak. O da gayet haklı sebeplerle açıldı. Sonuçta ortada kötü niyet var.

Ayrıca "film için bir takım belgelere ulaşılması" filmin tarihçiler tarafından değerlendirilmesi kadar bilimsel falan değil komik olmayın. Bir yanda işi tarih olmayan bir magazin programı yapımcısı var. Bir yanda da işi tarih olan, üstelik bu konuda en iyi olan bilim adamlarının belgeli birikimleri var.

Sen gidip magazinci doğrudur diyosun hala pes. Adam bilime itiraz etmenin ötesine geçip yargıyı hukuku bile eziyor lol.


007 senin bu çaktırmadan yaptığın faşistliklere bayılıyorum. Yahu mantıklı insan bir düşünür bir belgesele kim neden dava açar diye. Sir çok iyi özetlemiş "bir ideoloji uğruna ya rab, ne güneşler batıyor" diyerek. Ortada kötü niyet var diyorsun da Mustafa filmi Atatürk'ü kötülemeye yönelik bir film değildi ki. Evet Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk yıllarından sonra yalnızlık çektiğini çoğu insan söylüyor, evet çok içki sigara tükettiğini herkes biliyor, adı "Mustafa" olan bir filmde bunların anlatılması doğal değil mi? Ya eleştirirsin berbat olmuş dersin ama resmen karalama kampanyaları başlatıldı Atatürkçü Düşünce Derneği falan tarafından. Siyaset üretemeyen, sadece Atatürkçü olduğunu söyleyip analiz yapmaktan, düşünmekten yırtan ve Atatürk'ü her konuda "ılımlılaştırmaya" çalışan bu gibi gruplar asıl kirletiyor Atatürk'ü.

Ben de Atatürk hakkında okuduğum en güzel yazıyı yazayım madem.

doğu perinçek'e göre "o aslında bir sosyalisttir."
kenan evren'e göre "işin gardırop tarafı asla ihmal edilmemeli."
[necmettin] erbakan'a göre "yaşasaydı milli görüşçü olurdu."
attila ilhan'a göre "fenalıkların sorumlusu ismet paşa'dır, gazi paşa baştan sona anti-emperyalistti."
batıcıya göre "çağdaş uygarlık derken batı'yı kast ediyordu".
ulusalcıya göre, "o çağdaş uygarlığın da üstüne çıkmak istiyordu ve batı'yı aşmayı hedef gösteriyordu".
başörtüsüyle okuluna gitmek isteyene göre "annesi zübeyde hanım ve eşi latife hanım başörtülüydü".
başörtüsü karşıtına göre "cumhuriyet balosunda kadınlarla dans eden bir adamdı".
dindara göre "balıkesir'de hutbe okumuş, devrin ulu hocalarına tefsir yazdırmıştı".
ateiste göre "dini bir dogma olarak görüyordu".

...
Bu forumda dikkatimi çeken bir şey var. İnsanlar ne kadar basit, sığ bir düşünceyi savunsalar da "salak olmayın, aptallaşmayın, komikleşmeyin" gibi kelimeler kullanıyorlar. Bu çok kötü bir durum, çünkü savunulan yanlış fikirlerden ne kadar emin olduğunduğunu da gösteriyor.
Mesaj tarihi:
ben de diyorum ki tartışmanın bi manası yok,
atatürk'ü tartışarak ne kazanabiliriz ki?

tartışacaksak atatürkçülük'ü tartışalım, ilkelerini günümüzde nasıl kullanabiliriz ona bakalım, fikirlerini nasıl uyarlayabiliriz onu oturup konuşalım.

o fikirleri üretirken ne yiyip içtiğinden bize ne
Mesaj tarihi:
evet asıl olan fikirleri tartışmak lazım, Türkiyeden sonra Atatürkün diğer mirasları fikirleri zira. yine de bunu samimi bir ortamda yapmak lazım yoksa biri fikirlerin altını düşünce özgürlüğü adı altında kazmaya çalışır, diğeri de fikirleri her irdelemeye ve çağımızda bir yere oturtmaya çalışana atatürkü yıkmaya çalışan insan gözüyle bakarsa hep aynı kısır döngü. o noktaya geleceğimiz de asıl soru sanırım heh
×
×
  • Yeni Oluştur...