Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Terim'den Tamburacı'ya: "Ben senin bıyığını ..."


Theridone

Öne çıkan mesajlar

2010 Dünya Kupası elemelerinde Belçika ile oynanacak maç öncesi spor basını ile Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim'in arasında yaşanan gerginlikten payını alanlardan biri de spor yazarı Osman Tanburacı oldu.
Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Doğan da yaşanan bu çarpıcı olayı bugün köşesine taşıdı.

İşte Yalçın Doğan'ın köşe yazısı...

9 Eylül, önceki gün. Saat 17.54. Levent Spor Yazarları Derneği. Bir grup arkadaş sohbet ediyor. Aralarında Osman Tamburacı da var. Tamburacı derneğe gelmeden önce Sky TV’de Türkiye-Belçika milli maçına ilişkin görüşlerini anlatıyor.

Dernekte arkadaş grubu sağdan soldan söz ederken, koyu sohbet sırasında Osman Tamburacı’nın cep telefonu çalıyor.

TELEFONDA KÜFÜR
Tamburacı telefon açıyor, arayan Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim.

Konuşmaya başladığı anda sinirleri gerilen Tamburacı, telefon konuşmasını bir arkadaşına dinletmeye başlıyor.

Terim:

"Yahu Osman, biraz önce Sky TV’de konuşmuşsun, bana söylediler. Ben ne demişim? Gündem değiştiriyormuşum, öyle demişsin. Ulan bu ne biçim konuşma?"

Tamburacı bu üslup karşısında şaşırıyor, nezaket içinde:

"Hocam, beni hep böyle zamanlarda arıyorsun, bir kere de, nasılsın, diye arasana."

Terim’de fren tutmuyor:

"Ulan ben senin bıyığını s...."

Tamburacı yerinde fırlıyor, "Sen ne biçim konuşuyorsun" derken, sinirden zangır zangır titriyor. Milli Takım Teknik Direktörü kendini kaybediyor:

"Ulan ben senin, ananı, avradını s....".

Tamburacı, "Doğru konuş, konuşmasını öğren" diye bağırırken, Fatih Terim galiz küfürlerini sıralamayı sürdürüyor.

Bu duruma en az yedi-sekiz kişi tanık. Biri de, zaten dinliyor. Telefon kapanıyor. Osman Tamburacı derhal avukatını arıyor. Fatih Terim'i mahkemeye vermeye hazırlanıyor. Tekefon kayıtlarıyla birlikte...

Kaynak: http://spor.mynet.com/sporhaber/detail_news/home.asp?mainPage=0&which=headline&type=&id=O1221122447859&ref=futbol&date=11Eylul2008
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ouf
ya bi kere madem böle ulan osman falan diyo açama osman da tüm nezekatini koruyomuş
ayrıca biri size telefonda böle düzse küfürleri terbiyesiz konuşuyosn hocamm diycek adamda diil bence.
son olarak
"Ulan ben senin bıyığını s...." diye bi küfür yok
senin bıyıgına s.. olması lazım


bıyık s.kilmez üstüne sıçılır

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

11 Eylül 2008

Yalçın DOĞAN


Küfürbaz Terim şangır şungur


SPOR yazarı ve yorumcusu Osman Tamburacı’nın yüzü bembeyaz oluyor. "Sen ne biçim konuşuyorsun" diyerek, yerinden fırlıyor, sinirden eli ayağı bir anda buz kesiyor.

9 Eylül, önceki gün. Saat 17.54. Levent Spor Yazarları Derneği. Bir grup arkadaş sohbet ediyor. Aralarında Osman Tamburacı da var. Tamburacı derneğe gelmeden önce Sky TV’de Türkiye-Belçika milli maçına ilişkin görüşlerini anlatıyor.

Dernekte arkadaş grubu sağdan soldan söz ederken, koyu sohbet sırasında Osman Tamburacı’nın cep telefonu çalıyor.

TELEFONDA KÜFÜR

Tamburacı telefon açıyor, arayan Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim.

Konuşmaya başladığı anda sinirleri gerilen Tamburacı, telefon konuşmasını bir arkadaşına dinletmeye başlıyor.

Terim:

"Yahu Osman, biraz önce Sky TV’de konuşmuşsun, bana söylediler. Ben ne demişim? Gündem değiştiriyormuşum, öyle demişsin. Ulan bu ne biçim konuşma?"

Tamburacı bu üslup karşısında şaşırıyor, nezaket içinde:

"Hocam, beni hep böyle zamanlarda arıyorsun, bir kere de, nasılsın, diye arasana."

Terim’de fren tutmuyor:

"Ulan ben senin bıyığını s...."

Tamburacı yerinde fırlıyor, "Sen ne biçim konuşuyorsun" derken, sinirden zangır zangır titriyor. Milli Takım Teknik Direktörü kendini kaybediyor:

"Ulan ben senin, ananı, avradını s....".

Tamburacı, "Doğru konuş, konuşmasını öğren" diye bağırırken, Fatih Terim galiz küfürlerini sıralamayı sürdürüyor.

Huzurunuzda Milli Takım Teknik Direktörü.

GENERAL PATTON

Bu duruma en az yedi-sekiz kişi tanık. Biri de, zaten dinliyor.

Telefon kapanıyor. Osman Tamburacı derhal avukatını arıyor. Fatih Terim’i mahkemeye vermeye hazırlanıyor. Telefon kayıtlarıyla birlikte.

Bu küfür yağmuru ve ardından mahkeme, iki özel kişi arasındaki konuşma ve devamı değil. Olması mümkün değil. Çünkü, ağız dolusu küfür eden milli takımdan sorumlu teknik direktör.

Milli takımı çalıştıran bir teknik direktör, herhangi bir eleştiri karşısında kendini bu kadar kaybediyorsa, terbiye sınırlarını çoktan aşmışsa, o kişi, hangi başarıyı elde ederse etsin, artık milli takımın başında kalamaz.

Çok örnek var. Daha geçen yıl kendi yönettiği takımda futbolculara küfür eden bir teknik direktöre, bir Ankara takımı yol veriyor.

Tarihte ünlü bir örnek var. İkinci Dünya Savaşı’nın en başarılı komutanlarından General Patton. Sinirli, yerinde duramayan, ağzından ne çıkacağı belli olmayan bir general. Bir askere kızıyor, küfürle karışık, onu tokatlıyor. General Patton’ın kariyeri sona eriyor.

MESLEĞE HAKARET

Şimdi merak ediyorum.

Spor basını ve basın kuruluşları bu olay karşısında nasıl tavır alacak? Olayı görmezden gelip unutacak mı, yoksa mesleğe hakaret kabul ederek, Terim’in yakasını bırakmayacak mı?

Ya Futbol Federasyonu?

Bir sinir anıdır, diyerek geçiştirecek mi, yoksa ahlakın spordaki vazgeçilmez kuralını işletip, Terim’e teşekkür edecek mi?

O DA ÖFKELİ

Terim’e bakıyorum, üslup, tavır, çalım, o birisine çok benziyor. Başbakanı’ndan aldığı ilhamla, eleştiriye öfkeyle karşılık veriyor, gazetecilere ders vermeye pek hevesli.

Daha önceki gün, gazetecilere yine "Çarşamba-cumartesi arası nasıl davranacağınızı hálá öğrenemediniz" diye fırça atıyor. Yazık ki, onlar da, cevap veremiyor. Terim meydanı boş buluyor. Oysa, haddini öğrenmesi gerek.

Bu yazı dün öğleden sonra yazılıyor, Belçika maçından önce. Belçika’yı istersen 10-0 yen, istersen dünya kupasına katıl, ne fark eder?

Aristo’nun Büyük İskender’e sözü bu durumlarda geçerli: Zafer veya hiç.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...