Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

AKP Genel Başkan Yardımcısının Rüşvet Mevzuları


sg-1

Öne çıkan mesajlar

‘Formalite istifa’ yetmez... Şaban Dişli, AKP’den ve vekillikten de istifa etmeli!

İmar planı tadilatı için 1 milyon dolar aldığı öne sürülen Şaban Dişli dün AKP Genel Başkan Yardımcılığı’ndan ve Merkez Yürütme Kurulu üyeliğinden istifa etti!

Başbakan Erdoğan iki hafta önce Rize’de yaptığı bir konuşmada, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik ve yedirmeyeceğiz ha aksi varsa, yiyen varsa onu da aramızda barındırmayacağız” demişti...

Şaban Dişli’nin dünkü istifası, “Başbakan sözünü tuttu” şeklinde yorumlanabilir mi?

Kesinlikle hayır!

Önce Dişli, AKP’den ve milletvekilliğinden de istifa etmeli...

Türkiye Büyük Millet Meclisi de istifasını kabul etmeli...

İşte Dişli’nin istifası ancak o zaman bir anlam taşır. Başbakan, ancak o zaman sözünü tutmuş olur!

İş takipçiliği yaptığı, milyon doları cebe attığı, makamını ve milletvekili kimliğini çıkarı için kullandığı belgelenen bir kişi TBMM çatısı altında kalmayı sürdürecek... Sadece muhalefetin gazını almak için AKP’deki görevlerinden yasak savma kabilinden istifa edecek...

Biz de bunu yiyeceğiz!

Gidin işinize Allah aşkına...


***


Görünen o ki AKP yönetimi artık bu “yük”ten kurtulmaya çalışıyor...

Ama Dişli’nin milletvekilliği sürdükçe o “yük” hep sırtlarında olacak...

Dişli’nin aldığı her kuruşun hesabı, AKP’den sorulacak!

Başbakan’a, “Nasıl oldu da böyle bir insanı en yakınına aldın, üstelik partinin hesap kitap işlerini ona emanet edebildin” denilecek.

Dahası da var:

“İş”lerini takip ederken hangi belediye başkanlarının, belediye meclis ve imar komisyonu üyelerinin, bürokratların, kamu bankalarının yöneticilerinin ve milletvekillerinin ona “yardımcı” oldukları...

Aldığı parayı “tek başına” mı, yoksa “bazı amirleri”yle beraber mi “dişlediği”de ortaya çıkacak!

İşte tüm bunların yapılabilmesi için Dişli’nin sahip olduğu “dokunulmazlık zırhı”nın üzerinden sökülüp alınması...

Yüce Türk adaleti önünde, tüm Türk vatandaşları gibi “çırılçıplak” kalması gerekiyor!


***


Şaban Dişli sıradan bir milletvekili değil. İktidar partisinin genel başkandan sonra gelen “ikinci adam”larından biri...

Onun aldığı her komisyon, bitirdiği her yasa dışı iş, dişlerinin arasından geçen her kırıntı doğrudan Başbakan’ı da bağlar!

Bu yüzden Başbakan istediği kadar, “Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemedik, yedirmeyeceğiz” desin...

Dünkü sembolik istifa bile, en azından birilerinin o “hak”kı afiyetle yediklerininin kanıtıdır!


Mustafa Mutlu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zor geldi


AKP Genel Başkan Yardımcısı, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin nüfuz suiistimali yaparak bir şirketten 1 milyon ABD Doları tutarında para aldığına ilişkin belgeyi CHP’nin TBMM Meclis Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ne zaman ortaya atmıştı?

11 Ağustos 2008 tarihinde...

Bu satırların yazıldığı ve Şaban Dişli’nin Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki görevlerinden istifa ettiği tarih ne?

2 Eylül 2008!

Demek ki "her türlü yolsuzluk hortumunu kesmek" iddiasında olan ve "saçı bitmedik yetimin hakkını kimseye yedirmeyeceğini" söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, konu kendi dünyasından birine gelince tereddüdünü yenmekte çok zorlanmış.

Nitekim Şaban Dişli’yi, aradan tam 22 gün geçtikten sonra "parti içindeki görevlerinden" istifa ettirdiler.

Aslında milletvekilliğinden de istifa edip yargıya gitmesi gerekirdi.

Hadi o kadarını istemeyelim. Bari "dokunulmazlığı" kaldırılsa da gidip adalete hesap verse!

Biliyoruz... Bizde "dokunulmazlık" tersine işler. Çünkü o ayrıcalık milletvekillerine "görüşlerini, düşüncelerini hiç kimseden korkmadan her yerde ifade etmeleri için" verilmiştir. Ama bizde asıl, adinin bayağısı denecek iğrenç işlere karışmış, suiistimal yapmış, haksız iktisap, hırsızlık, sahtekarlık, dolandırıcılık gibi suçlamalarla hakkında soruşturma açılmış kişiler milletvekili olunca bu zırhtan yararlanırlar. TBMM’deki çoğunluk, bu tür olaylar nedeniyle gelen "dokunulmazlığın kaldırılması" taleplerini, aksine hiçbir sebep olmadığı halde reddeder. Böylece "dokunulmazlık" kurumu sadece birtakım seviyesizliklerin korunağı olmakla kalmaz, Meclis’in de itibarını mahveder.

Unutmayalım bunları bundan yaklaşık 6 yıl önce -3 Kasım 2002 seçim kampanyasında- "Dokunulmazlıkla ilgili Anayasa hükümlerini değiştirmeye" söz vermiş olan Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı sürerken yazıyoruz.

Sadece ondan ibaret olsa, "Belki sözünü tutar" der, idare ederdik. Oysa yine bu sütunda daha önce anımsattığımız gibi AKP’nin parti programında hálá, "Seçimle gelen herkesin kanunen vermek zorunda olduğu mal bildirimi şeffaf olarak kamuoyunun bilgisi ve denetimine sunulacaktır" dendiği halde kimse Şaban Dişli’den "mal varlığını açıklamasını" istemedi. Tayyip Erdoğan da bu konuda parmağını kımıldatmadı.

İster kımıldatsın, ister kımıldatmasın. Görüldüğü gibi artık bu tür "yolsuzluk" veya "suiistimal" olayları tek tek değil, üçlü beşli sayılarla karşımıza çıkmaya başladı.

Nitekim AKP’ye yakınlığı bilinen Deniz Feneri isimli derneğin Almanya’daki faaliyetleri orada yargıya intikal etti. Derneğin 3 yetkilisi halkın bağışladığı paralarla ne dolaplar çevirdiklerini mahkemede açıkladılar.

Şaban Dişli olayının bir benzerinin de Gaziantep’te yaşandığı dün basına yansıdı. Yani Ali Dibo’lar iş başında!

O nedenle bilelim ki AKP, ya hortumlamayla gerçekten mücadele edecek ya da gidişi bu yüzden olacak.


Oktay Ekşi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şaban Dişli'nin istifasının hatırlatılması üzerine ise Erdoğan, şunları söyledi;
"Bu süreç bir yargısız infaz olarak başlamıştır.Arkadaşımız bu konu ile ilgili 'benim üzerinden partime yönelik yapılan bu saldırılara daha fazla tahammül etmem mümkün değil' dedi.Bana bu konuda anlayış gösterirseniz partimdeki görevlerinden hatta partimden ve milletvekilliğinden de istifa etmeye hazırım diyerek özveride bulunmuştur.Biz partideki görevlerindeki istifaları kabul ettik ama bunun dışındaki istifaları kabul etmedik"

Hürriyet
Bu ne demek biliyor musunuz.Adamın suçlu olduğu ortaya çıksın istemedik ama parti ile adı aynı cümlede geçmesin istedik.
Demek ki bunun ucu başkalarına dayanıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...