Pikachu** Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rus yazar Aleksandr İsayeviç Soljenitsin 89 yaşında öldü. Rus İtar Tass ajansına göre, yazarın oğlu Stepan Soljenitsin, babasının Moskova'daki evinde bu gece öldüğünü söyledi. Haberde, Soljenitsin'in kalp yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. 1970'te Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Soljenitsin, SSCB döneminin en muhalif yazarları arasındaydı. Rusya'nın eski Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yıl Aleksandır Soljenitsin'e devlet ödülü vermişti. Rusya'da yas Rusya'da halk, dün gece kalp yetmezliğinden dolayı 89 yaşında hayata gözlerini yuman Sovyet lideri Stalin'in en büyük muhaliflerinden Nobel edebiyat ödülü sahibi ünlü yazar Aleksandır Soljenitsin'in yasını tutuyor. Soljenitsin'e vatandaşlığını geri veren Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov yaptığı açıklamada, Soljenitsin'in "adı Rusya tarihinde yaşayacak acı bir kayıp" olduğunu belirterek, "Stalin'in insanlık dışı rejimini ve bu rejim altında yaşayan insanların sesini haykırarak duyuran ilk kişilerden biriydi" ifadesini kullandı. Stalin'i eleştirdiği için hayatının 8 yılını kamplarda geçiren Soljenitsin'in cenaze töreninin ne zaman düzenleneceği veya Kremlin'in üst düzey bir cenaze töreni yapıp yapmayacağı konusunda açıklama yapılmadı. Soljenitsin'e karşı yürütülen kampanyalara karşı çıkan Sovyet döneminin diğer muhaliflerinden dünyaca ünlü Rus çellist Rostropoviç de geçen yılhayatını kaybetmiş ve cenaze törenine üst düzey yetkililer katılmıştı. Ünlü yazarın eşi Natalya Soljenitsin Rus İnterfaks ajansına yaptığı açıklamada, "Aleksandır İsayeviç'in (Soljenitsin) çok zor, ama mutlu bir hayatının olduğunu söylemek zorundayım. Cenaze töreniyle ilgili her şeyi bugün onun isteğine göre belirleyeceğiz" dedi. Soljenitsin'in oğlu Stepan da Rus televizyonlarında yayımlanan açıklamasında, "Babam dün her gün yaptığı şeylerle meşguldü yine. Akşam saatlerinde aniden rahatsızlandı. Çok fazla acı çekmedi" ifadesini kullandı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy de Soljenitsin'in ailesine başsağlığı mesajı gönderdiler. Bu arada, Rusya'nın başkenti Moskova'da bazı kitabevlerinin vitrinine Soljenitsin'in büyük bir siyah-beyaz fotoğrafı ve kitaplarının konduğu dikkat çekti. Soljenitsin, 1994 yılında Rusya'ya geri dönmüş, Moskova dışındaki bir yerde hayatını sürdürmüş, liderler kendisine büyük saygı göstermişti. Moskova'ya yerleşmesinin ardından Sovyet rejiminden sonraki Rusya'nın yapısına yönelik eleştirilerini giderek artıran Soljenitsin, ülkedeki yolsuzluk ve batılı ülkelerin Rus toplumu üzerindeki etkisinden duyduğu rahatsızlığı sık sık dile getiriyordu. Soljenitsin 2000 yılında iktidara gelen Vladimir Putin'i överek, "Hiçbir şekilde iktidar sarhoşu değil" açıklamasını yapmıştı. Hayatı Kuzey Kafkasya'daki Kislovodsk'da 11 Aralık 1918'de dünyaya gelen Soljenitsin, Sovyet Ordusunda 1939-1945 arasında 4 yıl görev yaptı ve 1942 yılında yüzbaşı rütbesiyle İkinci Dünya Savaşı'na katıldı. Cephedeyken yazdığı mektuplarda Stalin'i eleştiren Soljenitsin tutuklandı ve 8 yıl bir kampta hapis cezasına çarptırıldı. Soljenitsin, Sovyetler Birliği'nin Hitler ile uzlaşma yolu bulmasının savaşı önleyebileceğini, bu yüzden Sovyet halkının savaştan dolayı yaşadığı yıkımdan Stalin'in Hitler'den daha fazla sorumlu olduğunu iddia ediyordu. Savaş bittikten sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin, 1950'de Kazakistan'da siyasal tutuklular için kurulan özel bir kampa gönderildi ve 3 yıl burada kaldı. Soljenitsin, ondan sonraki yıllarda da istenmeyen kişi ilan edildiği için sürgüne gönderildi. Kazakistan'ın Kok Terek köyünde öğretmenlik yapmaya başlayan yazar, bu dönemde kansere yakalandı ve bir süre Taşkent'te tedavi gördü. Komünist Partinin yeni lideri Nikita Kruşçev tarafından başlatılan Stalin'in etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar çerçevesinde hakları geri verildiği için Ryasan'da çalışmasına olanak tanındı. 1962'de "İvan Denisoviç'in Bir Günü" adlı kitabını çıkaran Soljenitsin, bu öyküsünün başarısı üzerine kendini tamamen yazarlığa vererek, zorunlu çalışmayı anlatan Stalin karşıtı bu yapıtıyla Kruşçev'in takdirini kazandı ve bir yıl sonra Sovyet Yazarlar Birliği'ne kabul edildi. Ancak, "Matrenin Dvor" ve "Dlya Polsu Dela" adlı öyküleriyle tekrar Komünist Partinin hedef tahtası haline geldi. Soljenitsin, 1966'da ülke dışına çıkma yasağı aldı ve 3 yıl sonra da Yazarlar Birliği'nden çıkartıldı. Yaşadığı dönem boyunca çeşitli cezalara çarptırılan Aleksandr Isayeviç Soljenitsin, çalışma kampları hakkındaki kitabı "Gulag Takımadaları" ile Nobel Edebiyat Ödülü kazandı. Kitabı kapitalist ülkelerde yayımlanırken, eseri bu ülkelerde Sovyet karşıtı propagandanın önemli ögelerinden biri oldu. Yazar, kendisine politik nedenlerle verildiği iddia edilen Nobel Edebiyat Ödülünü ise 4 yıl sonra alabildi. Sovyet hükümeti, 1974 yılında Soljenitsin'in vatandaşlığını iptal ederek, yazarı sınır dışı etti. İsviçre'de 2 yıl kaldıktan sonra 1976'da ABD'ye yerleşen Soljenitsin, bu dönemde, Vietnam'a Amerikan müdahalesini destekledi ve Vietnam'da Amerikalı tutsakların köleleştirildiğini iddia etti. Soljenitsin, 1974 Portekiz Devrimi'ne karşı Amerika'nın müdahale etmesi gerektiğini savunarak, ABD ve Sovyetler Birliği barışı hakkında yazan Amerikalı yazarları da sert şekilde eleştirdi. Sovyetler Birliği'nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un yönetimi sırasında 1989'da yeniden Yazarlar Birliği'ne alınan Soljenitsin'in sürgünüyle ilgili karar da 1991 yılında resmen kaldırıldı. Rusya'ya 1994 yılında dönen Soljenitsin, parlamento önünde yaptığı konuşmada Rusya'nın kendisine göre hatalarla dolu demokrasiye geçiş şeklini eleştirdi. Eserleri Soljenitsin'in romanları, hapis ve savaş deneyimlerini anlatır. Ivan "Denisoviç'in Yaşamında Bir Gün" (1962) ve "İlk Çember" (1964) adlı eserleri hapis sahneleri içerirken, "Kanser Koğuşu" (1966) adlı eseri de bir bir hastahanede geçer. Hapishane ve hastane imgelerini toplumsal simgeler olarak kullanarak yazar, eserlerinde devrimci ideallerle sert politik gerçeklikler arasındaki çelişkileri göstermeye çalışmıştı. Soljenitsin, "Kırmızı Tekerlek" adındaki 4 ciltlik uzun tarihsel romanının ilk cildi olan "Ağustos 1914"te (1971) 1914 yılındaki Birinci Dünya Savaşı'nı anlatır. Yazar, 1989'da yayımladığı birinci cildin genişlettirilmiş ve yeniden düzenlenen halinde 1917 ekim devriminin tarihsel önemine vurguda bulunur. Sovyet Hükümeti, 1960'ların sonu ve 1970'lerin başında, Soljenitsin'i romanlarında ülkesini küçük düşürdüğü için suçlamış ve yazarın üzerindeki Sovyet baskısı özellikle 1973'te Paris'te yayınladığı Sovyet hapishanelerindeki durumun anlatıldığı 3 ciltlik "Gulag Takımadaları 1918-1956" romanından sonra artmıştır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Kanser Koğuşu yıllardır bizim kütüphanede durur..çocukluğumdan beri görürüm adını Soljenitsin'in. Bursaya dönünce okuyayım bari..çok geç kaldık çok Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SturmVogel Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 3 ciltlik Gulag Takımadaları'nı birkaç ay önce ancak bulup okumaya başlamıştım (burada kitap bulmak tam bir azap) ne desem boş, insanlık onurunun yaşayan en büyük temsilcisini kaybettik Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 www.haberturk.com OFF HABERE BAKIN Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SturmVogel Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Viktor said: www.haberturk.com OFF HABERE BAKIN baktık ama birşey göremedik :o Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Yangının iyi tarafı da varmış! Orman Genel Müdür Yardımcısı açıkladı: "Ormanlarda kene kalmadı"! Eğer buysa cidden YUH Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ShadowFury Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 meclisi de yakalım o zaman? kenenin allahı orda çünkü=) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
throine Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 5, 2008 hayatta encok tanismak istedigim adamlardan biriydi.. o da gitti digerleri gibi tanisamadan. :( arhipelag gulag (gulag takımadalari)i okumanizi tavsiye ederim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar