-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 öyle olsaydı dede baba ve oğlu benzer-aynı renkleri severdi. konu renkle sınırlı değil, zevk olarak da. böyle olsaydı herkes klasik arabaları sever spor araba olmazdı.. vs. Kişisel zevkler alakasız olarak materyalizmden bağımsızca geliştiği için nesilden nesle zevk ilgi farkları olur temelde bence.
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Xelee said: ya kesin şu olayın bi açıklaması vardır. hamburgerinde turşuyu sevmeyen insanların damak tadı nie öyle? bu varsa pembeden nefret eden insanlar nie nefret eder? bunların bi ortak yanını bilimle kesin açıklayabilirsin gibi gelio. şimdi olmazsa ilerde açıklanır... ortak olaylar zaten evrimsel oluyor genelde. kişisel farklılıklardan bahsediyorum.
Mortis Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Xelee said: ya kesin şu olayın bi açıklaması vardır. hamburgerinde turşuyu sevmeyen insanların damak tadı nie öyle? bu varsa pembeden nefret eden insanlar nie nefret eder? bunların bi ortak yanını bilimle kesin açıklayabilirsin gibi gelio. şimdi olmazsa ilerde açıklanır... ahah hamburgerde turşu hehe
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 axedice said: -007- said: sevgi biten bir şey gayet. :) ha dersen evrimselleşme sürecindeki sevgi kalıcıdır diye bişey diyemem teoridir. :) Doğru diyosun da dışardan bi etki gelmedikçe sevgi bitmiyor insanlarda. Annemin yada babamın beni sevmesine artık gerek yok mesela, sürüden ayrıldım kendi kendime avlanıyorum falan. Ama sürekli arayıp soruyorlar. Sanırım bilinçli ve düşünebilen varlıklar olduğumuz için yavruyu koruma içgüdüsü bizd farklı şekilde yapılanmış. peki ya bilinçsiz bi şekilde toplumun öğrettii doğrular çocuğunu evden ayrıldıktan sonra aramaksa. sırf o yüzdense bu olaylar. peki madem bunlar varsa bi de amerikada evden koptuktan sonra insanlar arası iletişimin burdaki derecede devam etmemesi veya bazı durumlarda kesilmesi nedir?
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Açıklanabilir gayet, neden olmasın. Etki-tepki meselesi. İnsan psikolojisini inceleyecek olursanız, doğduğunuz günden bugüne kadar geçirdiğiniz her günün her dakikasının her saniyesi ufak birer etkenle olmakla beraber, bir "bütün" oluşturuyor (bütünlüğü sorgulanır tabii) Ancak o etki-tepki silsilesinin içerisinde "anlamsız" gözüken pembe severliği, turşu sevmezliği falan da geliyor. Tabii bence yine. Yani her şeyin altında yatan etkileri ve sebepleri anlayamıyor olmamız, onların farkında olmamamız, birer sebebi olmadığı anlamına gelmez.
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 kültürel faktörler de var ama bu coğrafyanın kültürden bağımsız olarak insanında sevgi gibi duygular var. kültürü de bu duygular etkiliyor işte.
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mortis said: Xelee said: ya kesin şu olayın bi açıklaması vardır. hamburgerinde turşuyu sevmeyen insanların damak tadı nie öyle? bu varsa pembeden nefret eden insanlar nie nefret eder? bunların bi ortak yanını bilimle kesin açıklayabilirsin gibi gelio. şimdi olmazsa ilerde açıklanır... ahah hamburgerde turşu hehe önemli bi detay atlamamak lazım. :P ek olarak çikolatalı dondurma sevmeyenlere de burdan (td) yapıorum. asdfasdf
Ardeth Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 çikolatalı dondurma çok bayıyor beni. vişne, çilek, limon, kavun, muz gibi meyvalı dondurmalar dışındakilerde iş yok bence.
Asteroth Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 İşte bu da Ardeth'in evrimsel gelişimindeki bir gediği gösteriyor.
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Antimodes52 said: Açıklanabilir gayet, neden olmasın. Etki-tepki meselesi. İnsan psikolojisini inceleyecek olursanız, doğduğunuz günden bugüne kadar geçirdiğiniz her günün her dakikasının her saniyesi ufak birer etkenle olmakla beraber, bir "bütün" oluşturuyor (bütünlüğü sorgulanır tabii) Ancak o etki-tepki silsilesinin içerisinde "anlamsız" gözüken pembe severliği, turşu sevmezliği falan da geliyor. Tabii bence yine. Yani her şeyin altında yatan etkileri ve sebepleri anlayamıyor olmamız, onların farkında olmamamız, birer sebebi olmadığı anlamına gelmez. Bi kıza deli gibi aşık olmanın hayatım boyunca uçmuş çiçek böcekle ya da şu günün şu saniyesinde esmiş rüzgarla hiçbir alakası olduğunu düşünmüyorum. :) ama bunlar etkileyici güzel düşünceler.
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Biraz fazla determinist oldu söylediklerim ancak açıkçası bir mantık hatası göremiyorum dediklerimde. Yani doğduğun anda zaten belli bir genetik yapılanman var. Bunun üzerine rahimden çıktığın an itibariyle sürekli bir etki-tepki içerisindesin etrafınla. Seni şekilleyen, kişiliğini şekilleyen de tüm o süreç. Yani aslında bu bir anlamda kötü de bir şey, çünkü özgürlük fikrini, kişisel "seçim" fikrini tamamen öldürüyor. Etrafındakilere ve yaşadıklarına tutulmuş bir aynadan ibaret oluyor kişiliğin ve hür irade fikrini parçalıyor bir yerde.
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 ewt yani benim de demin demeye çalıştıım o "bütünlük" olayıydı işte. herşeyin açıklanabilir bi sebebi vardır. yalnız çoğu durumda sorun belli bi olayın açıklanabilmesi için elimizde gerekli bilginin olmaması. halbuki o bilgiye sahip olsak herşeyi açıklayabiliriz. robin williams'ın bi filmi vardı. bi insanın bütün hayatını çekip sonra cenazesinde highlightlarını veriodu adamın hayatının. izliyemedim ama güzel die duymuştum. öyle bi şey olsa mesela, bu tartışmaya herkesi tatmin edicek bi cevap bulabiliriz sanki.
Laraken Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 düşüncelerimizin duygularımızın alayı toplumun getirdikleri. kasmayın. bi gram özgür değiliz.
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Ek olarak düşüncen doğru olsa herkes sürekli aynı tipte kızlara aşık olurdu. Farklı tipte kızlara aşık olmazdı. Demek ki aşk materyalizmden bağımsız duygulardan biriymiş uç örnek olarak.
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Tabii ki uçan kuşla alakalı değil bir kıza aşık olmak. Erken anne-baba ilişkilerinle alakalı. Annenin sana karşı tavrı, baba karakterinin evdeki otoritesi, aile yapısı falan, daha çok bunlarla alakalı.
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 -007- said: Antimodes52 said: Açıklanabilir gayet, neden olmasın. Etki-tepki meselesi. İnsan psikolojisini inceleyecek olursanız, doğduğunuz günden bugüne kadar geçirdiğiniz her günün her dakikasının her saniyesi ufak birer etkenle olmakla beraber, bir "bütün" oluşturuyor (bütünlüğü sorgulanır tabii) Ancak o etki-tepki silsilesinin içerisinde "anlamsız" gözüken pembe severliği, turşu sevmezliği falan da geliyor. Tabii bence yine. Yani her şeyin altında yatan etkileri ve sebepleri anlayamıyor olmamız, onların farkında olmamamız, birer sebebi olmadığı anlamına gelmez. Bi kıza deli gibi aşık olmanın hayatım boyunca uçmuş çiçek böcekle ya da şu günün şu saniyesinde esmiş rüzgarla hiçbir alakası olduğunu düşünmüyorum. :) ama bunlar etkileyici güzel düşünceler. kesin vardır! (desteksiz sallama ama olsun.. :P) edit: ...dedim üstte antimodes açıklamış.
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Laplace's Demon diyorum, Wikipedia'dan bakarsınız diyorum. İlginçtir bu meselede. E aşık olduğun kızın tipi ödipal yapılanmaya bağlı olabilir diyorum zaten işte. Anneyle ilişkin, babayla ilişkin, çocukluk dönemi vs.
axedice Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Xelee said: peki ya bilinçsiz bi şekilde toplumun öğrettii doğrular çocuğunu evden ayrıldıktan sonra aramaksa. sırf o yüzdense bu olaylar. peki madem bunlar varsa bi de amerikada evden koptuktan sonra insanlar arası iletişimin burdaki derecede devam etmemesi veya bazı durumlarda kesilmesi nedir? Bunun daha kötüsü doğurduğu bebeği terkedip çöpe atan, hatta direk öldüren anneler var. Bu tür mekanizmalar her bireyde doğru çalışmıyor. Bide gs lisesinden tünele inerken sağda bi roma dondurmacısı var, cidden çok güzel yapıyor. Çikolatalı falan da iyidir ama meyveli dondurmaları bi başka. Harbici roma dondurması.
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 aşık olduun kızın anneye benzeme olayı çok korkunç kabus bi olay. kimsenin başına gelmesin...
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Paticik, 27 Temmuz 2008, saat 04:28. Materyalizm, psikanaliz, Laplace's Demon ve DONDURMA. Tarih atayım dedim hahah.
Mortis Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Xelee said: aşık olduun kızın anneye benzeme olayı çok korkunç kabus bi olay. kimsenin başına gelmesin... ahah bugun paso sna alıntı yapıcam da senin anneye benzediini düşün aşık olduun kızın bi ! bi düşün. asdasd
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 harbici roma dondurmacısının olayı ne?
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Neden canım, hepimizin kaderi bu yani kaçış yok :) İnsanlar genelde Freud'ü fazla anlamaya uğraşmadan "her şeyi seksüaliteye bağlıyor, ben annemi sikmek istemiyorum ki" diyip kendi kafasında çürütüyor, oysa adamın dediği o kadar basit bir şey değil.
Ardeth Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 laplace's demon biraz kuantum öncesi çağda kaldı heh. ben büyüyünce kendi demonumu yapcam her fizikçi yapıyo galiba. ama tabi laplace büyük adamdır o ayrı
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2008 Tüm bunların üstüne biraz tartışmayı baltalamak gibi olmasın ama başa dönersek "çıkar sebebiyle sevmek" bilinçaltı bile olsa çok ters geldi. "insan ihtiyacı olduğu şeyi mi sever sevdiği şeye mi ihtiyacı vardır" diye uzun süre sorgulamış insan olarak söylüyorum bunu :P bu sorunun 1 tercihi yok, 2 cevap da duruma göre değişebiliyor.
Öne çıkan mesajlar