Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

The Economist'ten inanılmaz bir Türkiye planı


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
İngilizlerin ünlü The Economist dergisi Türkiye'nin İslamlaşmasını 1915’ten itibaren Ermenilerin, Rumların “katledilmesi ve sürülmesi” yalanlarına bağladı.

İngilizler'in prestijli The Economist dergisi, bugün satışa çıkan yeni sayısında yayımladığı “Bayraklar, Peçeler ve Şeriat” başlıklı çok geniş bir makaleyle AKP’nin kapatılma davasını irdelemeye çalıştı.

Dergi imzasız yayımladığı makalesinde "Türkiye’nin ne kadar İslamlaştiğı" sorusuna yanıt ararken, çok büyük bir yalana da imza attı. Economist, Türkiye’nin AKP ile İslamlaşmadığı, zaten İslamlaşma başladığı için AKP’nin iktidarda olduğu tezini kanıtlamak için bu durumu “Hıristiyanların katledilmesine” bağladı.

Kars’ta Arzu Orhankazi adlı bir feminist aktivistle konuşan dergi, Orhankazi’nin büyükannesinin eskiden kentte büyük bir rahatlıkla şarap içip Çarliston dans ettiğini anlattığını aktardı.

Dergi, "Anadolu'nun eksi günlerde neden daha az İslami görünmesinin en büyük nedenlerinden biri büyük ve canlı bir Hıristiyan topluluğa sahip olmasıdır. Ancak bu demografik denge 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Ermeni ve Rumların topluca katledilmeleri ve sürülmeleri sonucunda vahşice tepetaklak edildi. Mesela Anadolu'nun kuzeyinde yer alan Tokat'ta 1915'ten önce Ermeniler nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturuyordu. Bugün ise bir zamanlar burada yaşayan Ermeni topluluğunu anımsatan terk edilen, tek şey üzerinde otlar bürümüş ve hazine avcısı yerel halk tarafından talan edilmiş bir mezarlık," diye yazdı.

İmzasız yayınlanan makalede, İslamlaşmanın bugün AKP'nin önünü kesmeye çalışan ordunun 1980'de yönetime el koyduktan sonra hızlandığına dikkat çekildi. Dergi, bu dönemde Komunizm korkusu nedeniyle din eğitiminin zorunlu hale getirildiğini ve imam hatip okullarının "mantar gibi" bittiğini yazdı.

“HER MÜDAHALE ISLAMCILARI GÜÇLENDİRDİ”

ANKA ajansının yayımladığı habere göre, Economist Yargitay Başsavcısının AKP’nin kapatilmasini talep etmesinden bu yana Türkiye’nin “kargasa” içinde oldugunu savunurken, kararin yakinda çikmasinin beklendigini, çogu gözlemcilerin partinin kapatilacagina inandigini da kaydetti.

Iddianamede “yeterli kanit” olmadigini da öne süren dergi, “AKP, Islami degerleri tesvik etti, ancak Kuran’dan esinlenen yasalari geçirmek için hiç bir zaman girisimde bulunmadi” diye yazdi.

Ancak “Bu, yargi darbesinin arkasinda olduklarina inanilan Türkiye’nin müdahaleci generalleri pek etkilemedi” iddiasina da yer veren dergi, 1997 yilinda Erbakan hükümetinin uzaklastirilmasini ve “e-muhtira”yi animsattiktan sonra bazi generallerin Ergenekon olayina karistiklarini da öne sürdü.

The Economist, “Her müdahaleden sonra Islamcilar daha güçlü olarak dönüs yapti” degerlendirmesini de yaptiktan sonra, AKP döneminde ekonomi ve reform yolunda atilan adimlara dikkat çekti. “Dar Kemalist gömlek artik bu modern ülkeye uymuyor” iddiasina da yer veren dergi, buna karsin anketlerin, Türklerin çogunun artik kendilerini her seyden önce Türk degil, Müslüman olarak nitelendirdiklerini animsatti.

ERDOĞAN "TİRAN"

Yazının son bölümünde ise Basbakan Recep Tayyip Erdogan’a elestiriler yönelten The Economist, üst düzey bir AKP yetkilisine atfen “Sayin Erdogan, laik Türklere elini uzatmak için çaba gösterseydi ‘bugün bulundugumuz yerde olmayabilirdik” diye yazdi. Dergi, Erdogan için su yorumu yapti:

“Birkaç sansi kaçirdi. Geçen son baharda AKP’nin generaller tarafindan 1980 yillarinda yapilan anayasa yerine geçecek yeni bir anayasa hazirlanmaya çalisilirken Sayin Erdogan, hiçbir zaman laik muhaliflerine danisma zahmetine girmedi. Kizlarda üniversitelerde türban kullanmalarina olanak veren yasayi geçirirken de onlari görmezlikten geldi. Elestirenler, büyük seçim zaferinin basini döndürdügünü söylüyorlar. Bir AKP milletvekili de ‘Erdogan hiçbir tavsiye ve elestiriyi kabul etmiyor. Bir tirana dönüstü’ diye fisildadi.”

The Economist de, Erdogan’a yönelik bu elestiriler için “Belki öyle ancak bu, siyasetten men edilmesi ve partisinin yasaklanmasini hak ettigi anlamina gelmez” ifadesini kullandi.

EN BÜYÜK FAY HATLARI

The Economist, “laiklerin korkularinin arkasinda bilgisizligin bulundugu” iddiasini aktardiktan sonra, “Türkiye’deki giderek sivrilesen laik-dindar ayrismadaki en büyük çatlak hatlar, içki, kadinlar ve egitim ile ilgilidir” diye yazdi.

Bazi AKP belediye baskanlarinin kentlerin disinda “kirmizi bölgeler” olusturma istegine de dikkat çekildigi dergide, kadin ve erkekler için ayri plajlar düzenleyen ve içki servisi yapmayan otellerin sayisindaki artisa dikkat çekildi. Dergi de, türban kullanan kadinlarin sayisinin dört misli artigi görüslerine de isaret edildi. “Bütün bunlar, tirmanan Islam’a iliskin paranoyayi besliyor” diyen dergi, “Bu korkular hakli mi?” sorusunu da sordu.

Ingiliz dergisi, muhafazakar Anadolu’nun alaninin genislesmis ise de kentli laiklerin yasaminin eskiden gibi devam ettigini de belirtti. “Türkiye’nin ruhu için en sert mücadele okullarda veriliyor” degerlendirmesini de yapan dergi, Hizbullah eylemlerine de dikkat çektikten sonra, “AKP’nin yasaklanmasi asiri unsurlarin elini güçlendirebilir” görüsünü de dile getirdi. Dergi, AKP milletvekillerinin çocuklarinin Kuran’dan çok Ingilizce’yi okuduklari iddiasina da yer verdi.

Hürriyet.com

Doğru söze ne denir.
Mesaj tarihi:
Breedan said:
ya tmm ii güzelde bu ne yanlı anlatım
yalanlar iftiralar
he bi sen doğru sölüosun oh

Yalan ve iftira kisimlarini da belirtirsen uzerinde konusulacak bi malzeme cikar.

Hadi bu konuyu da 17 sayfa yapalim
Mesaj tarihi:
nufus mubadeleleri oldu da, o kadar buyuk capli biçme olaylar ya$anmadi. geri kalanda dogruluk payi war. ama her darbe ile ba$lamak yanli$ olmu$.

islami hareketi demokrat parti doneminden ba$layarak ele almami$lar, direk darbelere vurmu$lar. olmami$.
Mesaj tarihi:
Yazinin ozu "Turk'lerin hristiyanlari kesmesi" degil, "Muslumanlarin hristiyan oldugu icin Ermeni ve Yunanlilari dislamasi" sonucu Anadolu'nun Muslumanlastirilmasi. Bundan yola cikarak da diyoki, AKP bunun nedeni degil, sonucu.
Mesaj tarihi:
yazıda geçen akp'nin sadece kendi tabanını "halk" gördüğü geri kalan herkesi dışladığı, ötekileştirdiği yok saydığı açık bir gerçek. ayrıca muhtemelen de çok bariz bir siyasi hata.

tek "ötekileştirmenin" milliyetçilik tabanlı olmadığını, tek yok sayılanın "onlar" olmadığını, tek faşizmin ülkücülerin sopası olmadığı, kürtlere de göz kırpan ümmetçiliğin esasen milliyetçilikten daha da tehlikeli olduğunu, ezberlediği "köhne zihniyet faşik kemalik darbeci orducu postal yalağı" gibin tezekten kalıplarla gezinen ingiliz kuçularına bi anlasa dı ekonomisti gibi felan..

ama yok öğretmemişler düşünmeyi. ezberletmişler kemalist devrim bizi ezdi hede yaptı hödö yaptı..
Mesaj tarihi:
SturmVogel said:
epic fail

"Türkler Hristiyan'ları kesti" zihniyeti ile tartışacak birşey yok. Gitsinler Amiral Bristol Raporu'nu okusunlar.


ilk olarak hristiyan kısmı yazının küçük bir bölümü.

ikinci olarak her türk yanlısı rapora, 20 tane karşıt rapor bulunuyor ne yazıkki. birşey oldu olmadı demiyorum, ama amiral bristol raporu ne yazıkki çok yetersiz. bizim ittifakımız olan alman generaller bile yapılan yanlışları yazmışlar.
Mesaj tarihi:
Laiklerin korkusu gerçeğe dayanmıyor tarzı iddialarda bulunmanın altında yatan gerçeği merak ediyorum.Eminim ki amerikadan da ülkenin gidişi gayet net bir şekilde gözüküyordur ama işine geleni yazıpta işine gelmeyeni çarpıtınca yazının genelinin de bir mantığı kalmıyor.
Yazının başında yazılan bindokuzyüzlarda yaşanan gayrimüslim nufüzun azalması ve müslüman nufüzun oranının %100lere gelmesi toplum bu muhafazakarlaşmaya başlamasının ilk aşamaları olabileceği tespiti bana son derece mantıklı geldi.Katliam mıdır o konuda birşey diyemem çünkü bilmiyorum ama bir anda bu ülkeyi terketip gidiyorsa bu kadar insan , elle tutulur bir sebepleride vardır.
Mesaj tarihi:
Jadelith said:
SturmVogel said:
epic fail

"Türkler Hristiyan'ları kesti" zihniyeti ile tartışacak birşey yok. Gitsinler Amiral Bristol Raporu'nu okusunlar.


ilk olarak hristiyan kısmı yazının küçük bir bölümü.

ikinci olarak her türk yanlısı rapora, 20 tane karşıt rapor bulunuyor ne yazıkki. birşey oldu olmadı demiyorum, ama amiral bristol raporu ne yazıkki çok yetersiz. bizim ittifakımız olan alman generaller bile yapılan yanlışları yazmışlar.

Almanlar Türkler'in müttefiği değildi, savaşı kazandıktan sonrası için Osmanlı üzerinde de planları vardı.
Ayrıca Türkler'in aleyhine rapor sunan elçiler, gözlemciler, diplomatlar arasında bunu nefretlerinden dolayı yapan, terfi almak için yapan, tayin yerini beğenmediği için Türkiye'ye hiç gelmeden Paris'ten atıp tutanlar da var.
Mesaj tarihi:
Hep türkler sömürüldü, hep bizim hakkımız yendi. Hep biz mağdurduk. Bütün savaşları da biz kazandık. Kaybettiklerimiz bizim yüzümüzden değil ally larımız yüzünden. Hadi ya yok öyle.
Mesaj tarihi:
Amerikan Gizli Belgeleriyle Türk Kurtuluş Savaşı diye bir kitap var, Amerikalı diplomatların, savaş gözlemcilerinin birbirleriyle yazışmaları, hazırladıkları raporlar toplanmış falan. Dötümden sallamadım yani.
Mesaj tarihi:
Erdoğan tiran mı?


The Economist dergisine konuşan bir AKP’li, Erdoğan kimseyi dinlemiyor, tiran oldu diye dert yanmış..
Tiran sözcüğü tam oturmuyor.. Dünyanın geldiği noktadaki tek adam yönetimlerini anlatmak için eski kalıyor..
İsterseniz buna Putin’leşme diyelim..
Tarifi şöyle: İhale düzenini kontrol etmek, kendi zenginini yaratmak, ülke kaynaklarını bölüştürmek için siyasete, ekonomiye, yargıya hatta muhalefete bile hükmetme anlayışı..
Çıkış felsefesi de şu..
Halk beni seçti, ben ne dersem o olmalı! Seçim sandığında yenilen sesini bir daha çıkarmamalı, medya bu işlere burnunu sokmamalı..
Seçimle gelen iktidarı eleştiren, ülke menfaatlerine zarar verir.. Hem bu onların işi değil..
Bu bakış açısına Putin modeli deniyor!
Dikensiz gül bahçesi yaratmak.
1.5 yıldır Başbakan Erdoğan’ın Putin gibi olmaya çalıştığını iddia ediyorum.. Putin’leşmede Epey yol katetti ki artık AKP’liler bile şikâyet ediyor!
Tabii Erdoğan daha yolun ortasında.. Putin’leşme sürecini tamamlayamadı.. ‘Putin’ olabilmesi için muhalefeti sindirmesi, muhalif sesleri susturması, tam anlamıyla kendi medyasını oluşturması gerekir..
*
Peki Putin olma sevdası Erdoğan’ın kişiliğinden mi kaynaklanıyor yoksa yapısal bir sorun mu?
İkisi de..
Birincisinden başlayalım.. Erdoğan demokratik bir gelenekten gelmiyor.. Cemaat ilişkilerinin belirleyici olduğu bir yapıda büyüdü.. Siyasi yaşamı, olgunlaşma dönemi ‘Hocamız’ dediği Erbakan’ın mutlak otoritesi altında geçti..
‘Hoca’ ne söylerse, ne yaparsa doğrudur düsturu ile bugünlere geldi.. ‘Hoca’sı gitti ama kendisi ‘Hoca’ oldu..
Şimdi ‘Hoca’ya itaat edilir’ anlayışını partisinde de uyguluyor.. Bu nedenle, Erdoğan’dan atılımcı olduğu demokratik bir çalışma ve yönetme ortamı oluşturmasını beklemek pek doğru olmaz..
Çünkü genlerinde yok!
Sabah’tan Ergun Babahan, Gül, Şener, Arınç, Aksu gibi isimlerin artık çevresinde olmamasına, kendisine hayır diyecek partili kalmamasına bağlayarak durumu şöyle yorumluyor..
“Bu, Erdoğan’ın tiran olduğu anlamına gelmiyor. Ancak eleştirilerden, farklı görüşlerden faydalanmayan, eleştirilerden rahatsızlık duyan bir siyasetçiye dönüştüğü anlamına geliyor.”
Daha ne olsun!
Babahan, Erdoğan’ın kimseyi dinlemediğini, tiran olmasa bile tiranlaştığını kibar bir ifade ile anlatmış..
*
Meselenin bir de yapısal boyutu var.. Siyasal sistem tiranlar üretiyor.. Milletvekilleri sırtını seçmene değil parti liderine dayadığı için itaat kaçınılmaz oluyor.. Eleştiri, farklı düşünce, liste dışına sürüklenmenin gerekçesi haline geliyor..
Hal böyle olunca da siyasette tutunmak isteyen.. Listedeki yerini korumayı birinci hedef haline getiren, susuyor.. Küçük bir örnek.. İstanbul’dan seçilecek milletvekili sayısı 85’e yükseldi.. Birinci bölge 30 milletvekili çıkaracak.. O bölgede yaşayanlar vekillerini tanıyacak mı?
Yoo.. Bizim sistemimize göre tanımasına gerek yok.. Çünkü kimin vekil olacağına seçmen değil lider karar veriyor..
Halk seçtiği vekilden hesap soramadığı için de..
Tiran olma, Putin’leşme hevesi yaşam alanı buluyor, besleniyor, önüne geçilemiyor..

Mehmet Tezkan
×
×
  • Yeni Oluştur...