Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Fatih Terim


Cantona

Öne çıkan mesajlar

eldar said:
said:
Bir Rusya'nın Hollanda'yı nasıl elediğine bakın, bi de bizim Hırvatistan'ı .. Sadece sonuca göre konuşacaksak Avrupa'nın en büyük 4 takımından biriyiz .. Ama gel görki bu futbol bir dahaki turnuvada grupta sıfır çekmeyeceğimizin garantisini bile veremiyor ne yazıkki


Lafa bak sen Rusya'nın bir dahaki turnuva sıfır çekmeyeceğini garanti edebilir misin? Bizim takımın kapasitesi belli doğru dürüst stoperi yok ama gayet yürekli oynuyoruz, koşuyoruz pes etmiyoruz... ben gayet memnunum takımdan.



aahhah sen merak etme bizim için bu turnuvada da 0 çeker gol bile atamaz diyenler vardı eee tahminler tutmayınca bir sonraki turnuva konuşuluyor. hiç merak etmeyin o turnuvada da elimizden geleni yapacağız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi şöyle desek ;

portekiz maçı dışında isviçre,çek ve hırvat maçlarının son 5 dkk sını keselim;

takım 1 puanda kalıyor, iğrenç bir oyun, gruptan çıkamıyorsun vs vs ...

ama futbol o kadar değişik bir spor ki, basketbolda son sanıyede macı kazanabılıyorsun, hatta bunu onlarca defa yapabılıyorsun ama bunu futbolda yapmak cok zor, hemde ust uste 3 macta son dkk da 4 gol bulmak imkansızdan da öte bana göre bu tür turnuvalarda ...

işte ne varsa o son 5 dkk larda var fatih terimin adının tam kirletilememsinin nedeni.

şampiyonda olsak benim görüşüm aynı, terimi beğenmiyorum, hem kişilik hemde teknik direktör olarak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla her ne kadar başarılı olsakta bu turnuvada düşünülmesi gereken çok şey var. eleme grubu maçlarından beri bir sistem oturmadı. terim devamlı birşey denedi grup maçlarında ama oturtamadı sistemini.

euro 2008 başladı hala sistemimiz belli değil, diziliş belli değil, 2 farklı kişiye milli takım 11 i sorsanız belki 5 ya da 6 tanesini aynı tutturabilirler.

eh adama normal olarak sorarlar. eleme grubunda hazırlık maçlarında herhangi bir sistem taktik üretememişsin euro 2008 başlamış hala arayışlar içindesin ve takımda bulunması gereken bir çok oyuncuyu kişisel kavgalarından dolayı dışında bırakmışsın. her ne kadar turnuvadan önce hayal edemediğimiz bir yerde olsakta oynadığımız 4 maç 390 dakikanın belki 30-40 dksında iyi oynamışızdır. belirli bir oyun planmız yok kesinlikle. belki bu turnuvada günü kurtardık muhteşem zaferlere imza attık ama bu azim inançla birlikte belli bir taktik anlayışımız, oyun disiplinimiz olsa kupayı almamız süpriz olmazdı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Burax said:
eldar said:
said:
Bir Rusya'nın Hollanda'yı nasıl elediğine bakın, bi de bizim Hırvatistan'ı .. Sadece sonuca göre konuşacaksak Avrupa'nın en büyük 4 takımından biriyiz .. Ama gel görki bu futbol bir dahaki turnuvada grupta sıfır çekmeyeceğimizin garantisini bile veremiyor ne yazıkki


Lafa bak sen Rusya'nın bir dahaki turnuva sıfır çekmeyeceğini garanti edebilir misin? Bizim takımın kapasitesi belli doğru dürüst stoperi yok ama gayet yürekli oynuyoruz, koşuyoruz pes etmiyoruz... ben gayet memnunum takımdan.



aahhah sen merak etme bizim için bu turnuvada da 0 çeker gol bile atamaz diyenler vardı eee tahminler tutmayınca bir sonraki turnuva konuşuluyor. hiç merak etmeyin o turnuvada da elimizden geleni yapacağız.


Sen ne saçmalıyosun ya ? Elimizden geleni yapacağız falan.. Ben sanki Türk takımının başarılı olmasını istemiyormuşum gibi bi hava yaratmışsın..

Türkiye'nin iyi futbol oynamadığını bütün Dünya söylüyor..

Sonuca göre yorum yaparsak başarılı olduğumuzu zaten söyledim..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fatih Terim kötü
Şenol Güneş kötü
Ersun Yanal kötü
Mustafa Denizli kötü

Bu ülkede ne kadar Teknik direktör varsa kötü ,hatta bu ülkeye gelen /gelecek yabancılarda kötü löw /hiddinck /feldkamp hep yaramaz adamlardı

Alex Ferguson yada Arsene Wenger gelse onuda beğenmezsiniz siz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ama gerçekten bizim teknik direktörlerin hepsi kötü :) Ve bir o kadar da iyi.. Futbol mantalitesi hala standartların altında olduğu için, eski kafa ile gittiğimiz için başarılar cılız ve geçici oluyor.. Yoksa futbolcularımızda iyi, teknik direktörlerimizde..
Ve ne kadar kızsakta şu anki başarıda Fatih Terimin payı büyük...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mehmet Demirkol: Hiçbir değişiklik yok Terim’de. Saha kenarında planlanmış, ama kontrol dışı bir kibir, öfke gösterisi. Aynı tarz, aynı sivrilik

MEHMET DEMİRKOL, Milliyet gazetesindeki köşesinde AĞIR yazıyor: ŞENOL GÜNEŞ'İ ÖZLÜYORUM
Ayırt ediyorum

Maçın 88. dakikası içindeydik. Evimizdeydik. Oynadığı son 11 resmi maçta sadece 4 gol yiyen rakibimize karşı bir maçta 4. golü atmayı başarmıştık. Rakip artık dağılmıştı. 3 gündür süren baskı organizasyonu sahadaki presle birleşince durum onlar için içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

En azından 5 dakikalık bir uzatmayla birlikte, bir gol için fazlasıyla vakit vardı. Bir gol her şeyi değiştirecekti. Gol bulmak mümkün, hatta kolaydı.

Ama...

88. dakikada attığı golle hat-trick yapan Tuncay bize her şeyin bittiğini söyledi. Tarihin en garip sevincine imza atarak... Bu ülkenin belki de en yılmaz, en kaderini kabul etmez, en isyankâr, en karakterli(lerinden biri) oyuncusu, bir maçta Avrupa’nın en az gol yiyen takımına 3 gol atan yıldız, ‘Kahretsin’ diye bağırarak sağ kolunu şöyle bir salladı. Ve attı havluyu! Maç o an bitmişti. Tuncay bize takımın içinde bulunduğu ruh halini anlatıyordu.

Daha 5 dakika vardı neresinden baksanız ve bu iş olmayacaktı. Olmadı da! Olan sadece maçın sonundaki korkunç rezalet oldu. Hâlâ utancını yaşadığımız o hezimet, o perişanlık...
İşte beni, belki de hepimizi en çok şaşırtan, bu olaydan, yani İsviçre maçından 3 yıl sonra böylesine bir karakter değişimine uğramış olmamız. Galipken kaybetmiş ruh halinden belki de tarihin en inanılmaz geri dönenine dönüşmemiz.

Peki ne değişmiş olabilir?

Terim’e yapılan ‘herkesi ileri yolladı, inancını kaybetmedi’ şişirmelerini geçiniz. Teknik direktörümüz hep aynı. Sadece ismi değil. O günkünden belki de daha sinirli ve kontrolsüz duruyor kulübede.

Oyuncularını her hatada nasıl acayip bir şekilde haşladığını görüyor olmalısınız. Terim çocuğumun okul takımdaki antrenörü olsa, hemen, hiç düşünmeden alırım çocuğu takımdan. Hatta okuldan. Çünkü almazsam gün gelir ya psikolojisi bozulmuş olarak kendisi bırakır ya da bir Emre Belözoğlu’na dönüşür. Hani ayaklarından çok kolları ve dili çalışan 3 senedir neredeyse hiçbir şey oynamayan bir büyük yetenek. Onun günahı mı bu? Hayır! 18 yaşındayken UEFA yarı finalinde milyarların gözü önünde bir çocuğu döverseniz, o da 25 yaşında sizin için hareket çeker tabii. Hem de bir kez değil. İki, üç kez...

Bu kendinden geçme hali bilinç dışı olsa, hadi yine neyse diyeceğim. Ama çoğu kez değil. Çünkü siz TV’den o kendine has mimikleri, hareketleri izlerken çoğu zaman ona bakan bir tek oyuncu bile olmadığını görmüyorsunuz. Yani aslında bu jest ve mimikler oyunculara değil, delice bir hırsa tapanlara yapılıyor çoğunlukla.

Sonra da intikam. Neden anneleri arıyor muşuz?

‘Anne ne anlar futboldan? Utanmıyor musunuz?’ böyle diyor Terim. Ben olsam bunu söylediğim için utanırdım.

Neden anlamasın? Anlamadığını nereden biliyoruz? Yaptığımız işi beyin cerrahlığıyla karıştırmamak lazım. Futboldan anlayan anne bol, emin olun. Anlamak da kolaydır. Misal; Mia Hamm’in ikizleri olunca dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kadın futbolcusu unvanı elinden mi alındı? Anlamaz mı artık futboldan? Merak ediyorum Terim’in çevresindeki anneler ne düşünüyor bu açıklama hakkında? Nasıl bir üstü örtülü ayrımcılık bu?

Ya da aslında belki de daha önemlisi: Anneler reklamda oynarken, hem de tam da bu konulu bir reklamda oynarken oluyor da, gazeteci onları arayıp sorunca neden olmuyor? Söylesenize!

Asıl siz ayrımcılık yapmaya utanmıyor musunuz?

Hiçbir değişiklik yok Terim’de. Yanında benim bu ülkede en çok güvendiğim gazetecilerden bazıları hatta ustam da olmasına rağmen olup biten bu! Hiçbir şey değişmiyor. L’equipe’teki makalenin başlığı gibi ‘Terrible Terim’. Saha kenarında planlanmış, ama kontrol dışı bir kibir, öfke gösterisi. Basın toplantısında hesaplaşma, düello çağrıları... Kime olduğu belli değil. Ahmet Çakar’a, Erman Toroğlu’na mı? Neden? Halbuki Terim de, Erman ve Ahmet hocalar medyada neyse teknik direktörlük dünyasında o. Aynı tarz, aynı sivrilik. Aynı kendinden başkasını kabul etmezlik. Aynı ego, aynı aynı...

Ancak neyseki farklı olanlar var Milli Takım’da. Kendini geliştirenler ve ders alanlar. Bu takımı ayağa kaldıranlara, soğukkanlılıklarını koruyanlara bakın, onların değerini bilin.
Tek yumurta ikizi kadro dışı kalmış Hamit’e misal. Hamit, Raşit Çetiner döneminde İsrail Ümit Milli maçının bitimine (29 Ocak 2003) bir dakika kala oyuna alınarak, Almanlar’dan kapılmıştı. Aslında daha iyi görünen, daha parlak bir kariyer vaat eden Halil’di. Belki o olmasa biz Hamit’i alamayacaktık ve çarşamba günü karşımıza Alman Milli Takımı formasıyla çıkacaktı. Bu adam, İsviçre maçında rakip kovalayan değil, kavgayı ayırmaya çalışanlardandı. İşte bu psikolojideki bir genç adam ve onun gibi arkadaşları, cumartesi akşamı diğerlerini, aslında Fatih Terim’i de yerden kaldıranlardı.

Sonra penaltı noktasına hiç kaçmadan, muhteşem bir güvenle, sırtlarını çevirmeden gidenler de onlardı.

Şampiyonanın en kötü oyunlarını üst üste oynamasına rağmen bu takım bu mucizeleri üst üste yaratıyorsa işte bu adamların sayesindendir. Her ne kadar şovu yapanlar onlar olmasa da benim şampiyonlarım onlar. Çarşamba elenseler de, finale çıksalar da onlar her türlü takdirin üzerinde olacaklar.

Ben ayırt ediyorum.

Saha kenarında garip şovlar, korkunç kavgalar yapan Terim’in sergilediklerini, temsil ettiklerini değil, İlhan’ın golünden sonra küçük bir çocuk gibi zıplayarak sahaya koşan Şenol Güneş’in anlattıklarını seviyorum. Varsın vizyonu, misyonu olsun ve karizması olmasın.

Ve ona yaptığım bir haksızlık varsa bir kez daha özür diliyorum.

Terim basın mensubu, şovmen ayırt etmiyor, ama ben ediyorum. Ben Emre ve benzerlerini değil, Hamit gibileri seviyorum ve bu takımı bunun için seviyorum.
Ve inanın Güneş’i çok özlüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...