fedaykin Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Eskişehir'de, geçen yıl yapılan açık lise sınavında salon görevlisi olan ve türbanlı öğrencileri sınava almayan öğretmene, baskıda bulunup görevini yaptırmamak için direndikleri öne sürülen İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, Şube Müdürü ve Okul Müdürü ile hakaret ve tehditte bulunduğu iddia edilen İl Milli Eğitim Müdürü'nün yargılanmalarına başlandı. 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya Aydın Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanan eski Eskişehir Milli Eğitim Müdürü Ertuğrul Dindar ile Müdür Yardımcısı Hasan Yoldaş katılmadı, Şube Müdürü Mustafa Özcan ve Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Şennur Azade ile müşteki öğretmen, Eğitim-İş Sendikası Eskişehir İl Temsilcisi Mine Yıldız ve Eğitim-İş Sendikası genel merkezi adına avukat Tansu Batur hazır bulundu. Yıldız, 23 Haziran 2007'de yapılan sınavda bazı öğrencilerin türbanlarını çıkarmadan salona girdiğini görünce bina sınav sorumlusu Azade’ye durumu illettiğini, kılık ve kıyafet yönetmeliğine uygun davranmayan öğrencilerin sınava alınmamaları yönünde talimat aldığını söyledi. Tutanak tutum Uyarıya direnen bazı öğrencileri salondan çıkardığını belirten Yıldız, ancak kısa sürede dönen iki öğrencinin diğer sınıflarda türbanlıların sınava alındığını söylediğini belirtti. Bu sırada yanına gelen Yoldaş'ın da yeni yönetmelik uyarınca Danıştay kararının geçersiz olduğunu belirtip "Ben senin amirinim. Ben söylüyorsam alacaksın" dediğini anlattı. "Kanunsuz emri uygulamak suç" diye yanıt verince Yoldaş'ın telefonla aradığı Özcan’ın da benzer şeyler söylediğini belirten Yıldız, görevi aksatmamak için öğrencileri sınava alıp tutanak tuttuğunu belirtti. 'Kellenizi alırım' Tutanağı teslim edip kayıt altına almasını istediği Azade’den olumsuz yanıt aldığını belirten Yıldız, şöyle devam etti: "Tutanaklara evrak numarası vermeyen ve üç gün oyalayan Azade, Dindar’ın beni çağırdığını söyledi. Eğitim-İş Sendikası Temsilcilik Başkanı Hacer Çoban ve Özlem Burak ile tutanağı alıp Dindar’ın yanın gittik. Dindar, Teftiş Kurulu Başkanı'nın bulunduğu odasında bizi 'Siz mi benim kellemi almaya geldiniz, ben mi sizlerin kellesini alayım' diyerek karşıladı. Daha sonra 'Sizin başörtüsüyle sorununuz ne? Niye okul müdürünü sıkıştırıp duruyorsunuz? Ortada Danıştay kararını bertaraf eden yönetmelik var. Bu sınavlar örgün eğitim kapsamında değil. Sistem yüzünden bu vatandaşlar inançları gereği okuyamamış, 40 yaşını geçmiş kadınının başını mı açacaksınız. Hoşunuza gitmeyen hukuki düzenlemeleri uygulamama gibi bir hakkınız yok' dedi. Teftiş Kurulu Başkanı da benzer sözler sarf etti. Bu gerekçelerin haklı temellere dayanmadığını söylediğimizde Dindar, 'Kafanı koparırım senin. Sen çok konuşma, buna kararı biz veririz. Ben al diyorsam alacaksın. Ben senin amirinim' dedi ve odayı terk etmemizi söyledi." Dindar’ın avukatı Yusuf Yıldırım ise savunmayı bir sonraki duruşmaya bıraktı. Özcan ve Azade ise avukatları aracılığıyla yaptıkları savunmalarında, başörtülü öğrencilerin sınava alınmaları konusunda bir talimatlarının olmadığını iddia etti. Bazı tanıkların da dinlendiği duruşma ertelendi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 adam yalanlamışsa yalandır, ne demiş ünlü bir paticik düşünürü "ahah bi de kabul mü ediceklerdi fsdfsasdf yakalanırsan seni tanımayız dostum! " Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masticore Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mADmaXimus Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 off efsaneymis resim nerden bu? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 lafımı geri alıyorum, iddia makamı ne dediyse doğrudur, hiç soruşturma falan yapmaya gerek yok. haberde "iddia edildi" lafını gördüğünüz anda siz anlayın ki "gerçek". Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Resim efsaneymiş, adamın ne olduğunu söylersem kellemi alırlar ondan susuyorum. Biraz gelişmişlik pls çok değil azıcık.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 sir said: lafımı geri alıyorum, iddia makamı ne dediyse doğrudur, hiç soruşturma falan yapmaya gerek yok. haberde "iddia edildi" lafını gördüğünüz anda siz anlayın ki "gerçek". haaaayıııır. eğer ki iddia eden kişi taraf gazetesi mensubuysa gerçektir. iddianın muhattabı tsk, mustafa kemal veya yargı ise ohoo sorgulamaya bile gerek yok; kesin gerçektir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 belge? kanıt? tanık? mustafa kemal ile konunun bağlantısı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Valla taraf nereden buluyosa o belgeleri o taraftadır bunun kanıtı da. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar