Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 coooooooooooooooooooook uzun baska bir topicde yazdim bulunca linklerim bunun yaninda davayi satmasi degil satma sekli burda komik olan cizgisini bozmamis enginar? said: Nasıl bir kindir, nefrettir, hasettir, garezdir bu? Konudan geri durdum. Çünkü ‘mükerrer’ olacak, ‘malumu ilam’ kalacaktı. Nitekim, iktidarın Uzan Grubu şirketlerine niçin baskınla el koyduğunu, nereye varmak istediğini, haberiyle, yorumuyla hemen bütün arkadaşlardan, hemen her açıdan okudunuz. Elektrik işletmeciliğinin teknik ayrıntılarına aklım ermez. Saldırının yanıtını da sanırım seçmen sandıkta verecektir. Ancak, uzun zamandır, yıllardır kafamı kurcalayan bir mesele var… Cem Uzan’la 1991 yılının aralık ayı ortalarında tanıştım, bana yaptığı iş teklifini kabul ettim, hukuken 1992 yılının ilk günü, fiilen de ocak sonu televizyonda çalışmaya başladım. Demek ki on bir buçuk yıldır birlikteyiz. Çok beylik bir deyimle iyi günlerimiz de kötü günlerimiz de oldu. Kimi zaman ‘Avrupa’larda’ gezdik, kimi zaman kavga da ettik. O beni kovmadığı sürece, benim de elim ayağım tuttuğu sürece kendisinden ayrılmayı düşünmüyorum. Batmadığı sürece demeye gerek görmedim… Allah korusun iflas miflas ederse bir yazıhane tutar, iki masa bir telefon bir bilgisayar kiralar, sıfırdan tekrar başlarız! Biz hayattan korkmayız, hayat bizden korksun. Fakat on bir buçuk yıldır da hep merak ettim: Bu adam kime ne kötülük etmişti? Kıskanılmak için her nedeni vardı tabii, gençti, yakışıklıydı, çok zengindi, başarılıydı, dinamikti, enerjikti, tuttuğunu koparıyordu, falan filan. Fakat, bu sado-mazo toplumun belirgin özelliklerinden biri olan ‘Schadenfreude’, yani ‘başkalarının başına gelen felaketlerden zevk alma’ sapıklığını da aşan bir garip, tarifsiz kin çemberiyle kuşatılmıştı bu adam, hele böyle sendelediği zamanlar kendisine vurmaktan apayrı bir zevk alıyorlardı… Her patron gibi o da zaman zaman işçi çıkarmış, her patron gibi o da zaman zaman ödeme güçlüğü çekmiş (bizim ücretleri hep çok mu gününde ödedi sanki?), o da birilerinin ayağına basmış, bu arada kafa göz de yarmıştı. Cangıl içinde ayakta kalabilmek için cangıl kurallarına uymakla suçlanıyordu, her türlü kanunsuzluğu, her türlü katakulliyi yapan ‘tüccar’ kendi gözündeki merteğe bakmadan Uzan’ın gözündeki çöpü sorguluyordu, tamam, burası Türkiye’ydi de ondan, peki peki anladık, ama bu kadar üzerine gelinmesinde daha başka bir şey vardı… Daha başka bir dürtü, daha başka bir çekememezlik… Daha köklü bir kötülük tutkusu, daha ‘şeytani’ bir haset… Suçu neydi bu adamın? Niçin yokedilmek isteniyordu? Çünkü, gerek ticari gerek siyasi rakiplerinin sistemli saldırıları, öyle eleştiri meleştiri değil, zayıflatmak, tırpanlamak, tırnaklarını, dişini sökmek falan hiç değil, silmek, öldürmek, yoketmek amacına yönelikti. Eh, ‘gavur’ kahpelik etti, birkaç Müslüman da kalleşlik edecekti tabii… Nitekim, günde birden fazla gazete almak ‘lüksüne’ sahipseniz, atılan zevk çığlıklarını, satır aralarından yükselen kahkahaları ibretle izliyorsunuz. Lumpen futbol seyircisinin ‘geçirdik, geçirdik’ haykırışları aydın geçinenlerin köşelerinden taşıyor. Bu alçakların dolduruşuna gelen alt tabakadan bir kesim de ‘yiyeceği kadar yemiştir abi’ diyor ama, ‘ne yedi’ sorusuna verecek yanıt bulamıyor, apışıp kalıyor. Sonra galiba çözdüm: Çok kişinin olamadığı her şeydi Cem Uzan. Ondan nefret edenlerin düşlerinde bile sayamayacakları kadar parası vardı, o ayrı, ama onların hiçbir aynada göremeyecekleri kadar yakışıklı, hiçbir mektebinin mezuniyet töreninde bulunamayacakları kadar okumuş, hiçbir zaman öğrenemeyecekleri kadar da yol yordam bilen bir adamdı. Onunla boy ölçüşmeye kalkışanların kapısının önünden bile geçemeyecekleri yerlerde, hayatlarında adını bile duymadıkları yemeklerden yiyor, yanına iki yüz metreden fazla sokulamayacakları kişilerle arkadaşlık ediyordu. Bir ya da birkaç olumlu özelliğe sahip olsa, yanında da kusurları bulunsa, neyse; örneğin fakir ama parlak bir delikanlı olsa, ya da çok zengin ama kambur ve şekilsiz bir ihtiyar, ya da zengin çocuğu ama elinden iş gelmez, hovarda ve haylaz bir mirasyedi, ya da hadi başarılı bir işadamı ama büyük servetine rağmen pazar günleri odun ateşiyle termosifon ısıtıp ailece su dökünen bir kıro, tamam, bu kadar üstüne gitmeyeceklerdi. Ama hepsi birden bir tek kişide toplanınca ‘affetmezler’. Babıali boyutlarında kendim de ’sürklase’ ettiğim cahillerin, yeteneksizlerin, zavallıların hasediyle karşılaşmış ve bundan çok çekmiş bir adam olarak, onu çok iyi anlıyorum… Bu aşamada söyleyeceği, ona yakışan bir tek laf var, Ahmed Arif’in dizelerinden alacağı on kelime: Dört yanım puşt zulası, vurun ulan vurun, ben kolay ölmem! Engin Ardıç’ı öldürebildiler mi Babıali puştları? Bazı ticaret ve siyaset puştları da Cem Uzan’ı öldüremezler. Ama buyursun, ilk taşı, ticarette, siyasette, hayatta hiç hatası olmayan atsın bakalım da görelim. STAR GAZETESi 2003 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 gellidus said: Diger yandan her kelimeden sonra entera basiyor diye kotu yazar olunmaz zira marifet az yazip cok sey anlatabilmektir.. Nazim Hikmet gibi mesela oda devamli yeni satira gecerdi ama oda boktan yazardi zaten ya haklisiniz.. satırdan satıra geçme diye nazım hikmet demişsin. gerçekten inanılmaz. yani nazım hikmeti bu yazarlarlarla karşılaştırmana mı yansam, yoksa nazım hikmetin satırdan satıra geçmesinin sebebini bilmemene mi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 haha iyiymiş :) patronuna bu kadar açık yavşaması komik, ama dediğim gibi karakterini savunmadım zaten adamın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Zuhahaha Viktor ben o yazıyı bilmiyordum süpermiş =) Bu kadar da karaktersiz olunmaz ki arkadaş para nerde Enginar orda.. Bu adamın yazılarını ciddiye alıp da okuyan insanlara yazık.. =/ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Jadelith said: eet adam hakkaten inanılmaz yazmış. yani herkesin bildiği ve tartıştığı bir konunun çıkma sebebini 50 satırda tekrarlamış. belli ki adam karar hakkında yorum yapan hukuk profesörlerini dinlememiş. anayasa mahkemesinin hala bir açıklama yapmamasını dikkate almamış, özellikle anayasa mahkemesi dışındaki bütün hukukçuların (en azından televizyona çıkanlar) elbirliğiyle karara karşı çıkmalarına rağmen. mhp ve akp nin toplam oyu %60 a varıyor. anayasa mahkemesi olarak tartışmalı bir karar çıkaracaksan, açıklama yapmaz mısın? o yüzden satır başına ortalama 3 kelimeden az yazı yazan yazarları okumuyorum. adamların diyecek, ekliyecek hiçbir şeyleri yok. birikimleri yok çünkü. emin çölaşanın yazılarının büyük çoğunluğunu okurdum, sevmesem de adamı. çünkü adamın gerçekten ekleyecek bilgileri fikirleri vardı. bu adamlar aynı şeyi 10 satır alt alta yazmanın marifet olduğunu sanıyorlar. ya gerçekten şaka mı yapıyorsunuz anlamadım? yarın öbür gün türkiyede hilafet ilan edilebilir saltanat tekrar geri gelebilir gibi maddeler eklense anayasa mahkemesi "şeklen çok güzel olmuş müdür elinize sağlık, ha ne yaparsanız yapın ben yasanın tipine bakıyorum nayasa umrumda değil" mi diyecek? diğer yasalarda anayasal uygunluğa göre karar verince kimsenin sesi çıkmıyordu şimdi mi aklınıza geldi? evet hepimizin bildiği şeyleri gayet basit bir dille daha nene hatun kimdir ilk kurşun nerde atılmış kurtuluş savaşı nasıl başlamış bihaber seçmen gerizekalılara anlatmak için basit yazıyor. ay pardon insanlara küfrettim faşist mi oldum ne.. aslında şaşırmamaız lazım , ne de olsa "odunuda aday göstersem seçtiririm" demokrasi ekolünden geliyorsunuz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 @Jadelith Orda önemli olan patrona yavşaklık değil, hem Barlas bizzat başbakanın yanağını sıkarak yavşaklık rekorunu kırdı.. Cem Uzan'ın, tayyipşeyhdizidibinde.jpg resmini yayınlamasını ve bunun üzerine Tayyip'in Uzan'ın herşeyine el koymasını anımsa ve yazıyı bir daha oku Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Sparkcaster said: ya gerçekten şaka mı yapıyorsunuz anlamadım? yarın öbür gün türkiyede hilafet ilan edilebilir saltanat tekrar geri gelebilir gibi maddeler eklense anayasa mahkemesi "şeklen çok güzel olmuş müdür elinize sağlık, ha ne yaparsanız yapın ben yasanın tipine bakıyorum nayasa umrumda değil" mi diyecek? diğer yasalarda anayasal uygunluğa göre karar verince kimsenin sesi çıkmıyordu şimdi mi aklınıza geldi? evet hepimizin bildiği şeyleri gayet basit bir dille daha nene hatun kimdir ilk kurşun nerde atılmış kurtuluş savaşı nasıl başlamış bihaber seçmen gerizekalılara anlatmak için basit yazıyor. ay pardon insanlara küfrettim faşist mi oldum ne.. aslında şaşırmamaız lazım , ne de olsa "odunuda aday göstersem seçtiririm" demokrasi ekolünden geliyorsunuz. kimse "yasa geçmeliydi" veya "yasa geçmemeliydi" geyiğine girmiyor. insanlar "böyle bir hakları yok, böyle bir hakları olmadığı için yaptıkları şey yasadışı" diyor. neden böyle? çünkü anayasa bir darbeden sonra yapıldı. bunu düzeltmek için napmak lazım? anayasanın değişmesi lazım. sorun şu. anayasanın değişmez maddeleri laiklik sosyal ve hukuk devleti ve demokrasi. bana HERHANGİ bir anayasa değişikliği ver. ne olduğu farketmez, istediğini verebilirsin. HEPSİNİ bu yukarıda yazan sebeplerden birine karşı geldiği için geri gönderebilirim. tek başıma, hukuk diplomasına ihtiyacım olmadan. anlatabildim mi sorunu, yoksa daha yorucan mı beni :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Slat said: @Jadelith Orda önemli olan patrona yavşaklık değil, hem Barlas bizzat başbakanın yanağını sıkarak yavşaklık rekorunu kırdı.. Cem Uzan'ın, tayyipşeyhdizidibinde.jpg resmini yayınlamasını ve bunun üzerine Tayyip'in Uzan'ın herşeyine el koymasını anımsa ve yazıyı bir daha oku ne resmi bu? bilmiyorum gerçekten. birde cidden bu resim üzerine mi uzan ailesine karşı yargı gitmeye başladı? dediğim gibi, karakteri beni çok ilgilendirmiyor. çölaşanı da sevmezdim ama bal gibi okurdum yazılarını. engin ardıçı severim, tanıdığımdan değil, adamın yazıları harcadığınız 2-3 dakikaya değiyor o yüzden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 hukuk diplomasi olayi senelerin esprisidir iktisat fakultesinde kamu yonetiminde okuyorum ve idari hakimlik sinavina girme hakkim var "vay hukuk okumadi" mi olcak? idare hukuku,ticaret hukuku,anayasa hukuku,vergi hukuku okudum hukuk fakultesinde okuyan adam ise fazladan ceza hukuku medeni hukuk borclar hukuku filan okuyor ki bunlarin idari hukukla pek bir ilgisi yok hukuk fakultesindeki adamla ayni dersleri gordugu icin iktisat fakultesinden cikan biride idari hakim olabiliyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 bu arada post editlemek yerine ikinci post atmak iyi guzel post kasilir boyle siyasi topiclerde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Letsgetthesunshine Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 @Viktor bende BAU İktisat okuyordum verilen hukuk dersleri çok basit oluyor. Hangisi işin ehli olur orası tartışılır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 abi ac hukuk fakultesinde adamda ayni dersleri okuyor anayasa hukuku, idare hukuku bilsen tamam zaten idari hakim olunca direk anayasa mahkemesine baskan veya danistaya filan yerlestirmiyorlar seni heralde oralara gelenler kac sene calisip tecrube kazaniyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Letsgetthesunshine Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 ya güzel diyorsunda mesela bize gelen öğretim görevlileri çok basit sorularla milleti geçiriyordu mesela karine nedir ne işe yarar gibisinden o yüzden arada fark olabilir(mi) diyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Slat Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Jadelith said: ne resmi bu? bilmiyorum gerçekten. birde cidden bu resim üzerine mi uzan ailesine karşı yargı gitmeye başladı? Bu resim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Theghosthand Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 obur elaman kim ya şevki yılmaz mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 idari yargı = devlet memurluğu hukukçu olmak ap ayrı birşey felsefesini kapman lazım doruya doru Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 sanırım bugünlerde hıncal'ın hürriyet'e geçmesi için zemin etütleri yapılmaya başlanmış durumda. bir haftadır ergun babahan, hıncal uluç ve bugün hürriyetteki o gözlük kimdi unutuyorum adını onun yazısı böyle düşünmeme neden oldu. gerçi hürriyet'e almazlar hıncal'ı, sabah'tan koparma gayreti gibi birşey diyelim. arada emin çölaşan'ın hürriyetten ayrılması konusunda patronunu düze çıkarmış gene gözlük. çok tehlikeli bir adam ha. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar