Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Çizgi film kafası /Kaan Sezyum


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Radikal gazetesinde böyle bir yazı çıkmış olması beni çok şaşırttı. Ama yazdıkları çok hoşuma gitti. Kaan Sezyum mevcut durumu çok güzel özetlemiş.

Link



said:
Hepinizin Kyoto’su hayırlı olsun sevgili doğa dostu Radikal okurları. Türkiye, artık hükümlerinin bir anlamı kalmasa da Kyoto’yu imzaladı. Açıkçası imzaladı diyoruz ama sanki bu imzalama daha çok müdürlerin paraf çakması gibi garip bir imzalama. İmzaladı ama Kyoto’ya uymayacağını ilk dakikadan belli etti, rengi verdi. Artık hepimize hayırlı olsun. Bol emisyonlu gömüsyonlu günler bizi bekliyor... Hükümet olarak neredeyse çevreye en duyarlı ekip bizimkisi. Şu günlerde Karadeniz sahillerini, doğanın yıpratıcı koşullarından etkilenmesin diye asfalt kaplayan biz, tüm dünya tü-kaka derken nükleer enerjiyle flört eden biz, ha nükleere alternatif olarak atmosferi neredeyse en fazla kirleten şekil olan kömür gücüne ve termik santrallara flörtöz bir yaklaşımda bulunan biz. Türüm kesen ben, ormanımı kesen ben, sanki Simsongiller’in yaşadığı Springfield’da yaşayan biz. Bilirsiniz çizgi dizide Springfield şehrinin ortasında bir nükleer santral vardır, o santralın de en kritik noktasında kasabanın en güzel ve yalnız insanı Homer Simpson vardır. Tabii çizgi film olduğundan radyasyondan üç kafalı çocuklar, ikiyüz gözlü balıklar doğsa da bir sonraki bölümde her şey sıfırlanır. Sanki Türkiye de aynı bu çizgi filmlerdeki gibi takılıyor. Sanki bizim ülkede her şey bir çizgi filmdeki gibi olacakmış gibi yaşıyoruz. Sanki deprem olacak, 10 binlerce insan ölecek, sonraki gün her şey yeniden başlayacakmış gibi takılıyoruz. Son bir iki haftadır trafikte ters yöne giren, kırmızıda geçen arabalara bakmaktan bile sıkıldım. Dün, Kadıköy’de bindiğim dolmuş ters yönde giderken trafiğe takıldı... Ya ters yönde bile trafik var, anlayın artık. Ne kafaysa bu, kimse kendine bir şey olacağına, başına kötü bir şey geleceğine inanmıyor. Sanki kafamız kopsa, sabaha yerine yenisi çıkacakmış gibi yaşıyoruz. 1 Mayıs geçti, koskoca biber gazı senfonisinin sorumlusu iki polis çıktı... İşte aynı kafa. Ne komik. Şu günlerde gerçekten de artık dost ve kardeş ülkemizin Pakistan olduğuna karar verdim. Eskiden olsa reddedeceğim bu olay, özellikle iş çıkış saatlerinde minibüse dolmaya çalışan vatandaşları gördükçe gözümde daha da bir anlam kazanıyor. Pakistan’a gitmenize gerek yok, her gün Pakistan, Afganistan, Ürdün zaten Türkiye’de yaşanıyor...
Hadi trafiği bırakalım, biraz evde takılalım... Mesela internete girelim. O da ne? Girmeye çalıştığımız siteler devlet tarafından yasaklanmış. YouTube rezaleti her gün ne kadar zor durumda olduğumuzu suratımıza tokat gibi olmasa da inceden kıçımıza kesme atan bir arkadaş gibi bizi rahatsız eder hale geliyor. Çok beğendiğimiz Suudi Araplara benzemeye başlıyoruz. Özgürlüklerimiz tek tek elimizden alınıyor. Ne güzel değil mi? Devlet bizim yerimize neye bakıp neye bakamayacağımıza karar veriyor artık. Hem de alenen. Zaten devlet halk olarak hepimizi bir kere potansiyel suçlu olarak görmeye başladı. İstediği telefonu dinleyebiliyor, istediği mail adresini kontrol edebiliyor, istediğini yapıyor, istemediğini yaptırmıyor. Baskıcı devlet kafasının en büyük olayı, halkı paranoyalara sokmak değil mi? Her an aramızda teröristler olabilir... Aynı ABD ve İngiltere’nin tüm özgürlükleri bir hamlede silmek için uyguladığı yöntemin aynısı. Terör denince akan sular kesiliyor. İnternetler kesiliyor. Kolay tabii. Haydi hayırlısı diyorum. AKP hükümetinden herhangi bir vekil tabii ki youporn’a girmek istemez, ama milyonlarca insanın neye bakacağını ne düşüneceğini de engellemek hoş bir davranış değil. Erotik içerik neden engelleniyor? İzleyecek olsam da olmasam da bu beni gerçekten çok, hem de çok rahatsız ediyor. Yıllarca ‘Çimlere basmak yasaktır’ kafasıyla büyüdük, otorite ne dese yaptık. Şimdi de hayatlarımızı kısıtlıyorlar. Buna bir şekilde son verilmesi gerekiyor, hem de hemen. Belki de bir noktada, bunun gibi basit düşüncelerimizi bile yazamayacağız. Üf.

Kahraman vekiller görme engellilere karşı

Geçtiğimiz hafta görme engellilerle dostluk maçı yapıp, onları kahramanca 7-3 yenen vekillerimizin haberini okuyup kendimden geçtim.
Bu ne hırstır arkadaş?
Tarkan İngiltere konserinde “Allah’ım beni bu ülkede yaşattığı için teşekkür ederim” çekmiş. Ya Tarkan İngiltere’de yaşayabildiği için teşekkür ediyor ya da zengin olup da Türkiye’de yaşadığı için minnettar... Yahu Tarkan sizce Türkiye’de yaşıyor mu? Ya da şöyle soralım, Tarkan’ın yaşadığı Türkiye, sizinkinden ne kadar farklı? Tarkan’ın oturduğu evin yolları her üç ayda bir çamur deryasına dönüyor mudur acaba? Tarkan’ın Türkiye’de yaşadığı için teşekkür etmesi sanki Başbakan’ın “İstanbul trafiğine beni soktuğun için teşekkür ederim Allahım” demesi kadar komik. Başbakan sanki trafiği çekiyor. Çekmesin tabii ama trafiğin de ne olduğunu bilsin en azından. Sıkıldım bu hafta. Bu kadar yeter.
×
×
  • Yeni Oluştur...