forgiver Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 said: O zaman Meclis'i feshedelim Danıştay'ın “yargı kararlarını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılamaz” şekilindeki açıklaması hukukçuların tepkisine neden oldu. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar tepkisini “Meclis'i feshedelim o zaman” diyerek gösterdi. Danıştay Başkanlar Kurulu'nun, Meclis'in yeni yasalar yaparken yargı kararlarına uyması gerektiği yönündeki bildirisi hukukçuların sert tepkisine neden oldu. Hukukçular, günün ihtiyaçlarına göre yasaların yasama organı tarafından değiştirildiğini söylediler. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar, yargının Meclis'in belirlediği hukuk kurallarını uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, “Danıştay'ın mantığından hareket edersek yasama organının ne Anayasa'yı ne de kanunları değiştirmesi söz konusu olamaz” dedi. Atar, bu durumda hiçbir işlevi kalmayan Meclis'in feshedilmesi gerektiğini söyledi. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Yazıcı da yargının kendi kararlarına efsanevi manalar yükleyip değişmezliğini kanıtlamaya çalıştığını söyledi. Yasama sürecine müdahale eden açıklama yapılamaz Doç. Dr. Serap Yazıcı: “Türkiye'de maalesef Anayasa'nın üstünlüğü ilkesinin de üzerine yargının üstünlüğü ilkesini yerleştirilip, yargı kararlarına efsanevi bir mana yükleniyor. Böylece kanunların değişmezliği kanısına ulaşarak bütün yasama ve yürütmeyi de bu süreçlere uydurma çabası hakim. Bu durumda 'Yüzyıllar da geçse eğer yargı kararları değişmezse Türkiye'de hukuk sistemi değişmez' gibi gerçekdışı bir sonuç ortaya çıkar. Hem Danıştay'ın böyle bir açıklamada bulunma yetkisi var mı? İfadelerde kuvvetler ayrılığı prensibine referans veriliyor. Tam da referans verilen kuvvetler ayrılığı prensibi nedeniyle Danıştay'ın yasama alanındaki bir sürece müdahale eden açıklamada bulunmaması gerekir.” Hukuk kurallarını yasama belirler Prof. Dr. Yavuz Atar: “Yargı varolan hukuk kurallarına göre karar verir. Hukuk kurallarını ise yasama organı belirler. Danıştay'ın mantığından hareket edersek yasama organının ne Anayasa'yı ne de kanunları değiştirmesi söz konusu olamaz. Öyleyse Türkiye'de niye bu kadar Anayasa değişikliği olmuştur, niye kanunlar değiştiriliyor. Hiçbir şey değişmesin. Hukuk kuralları zamanın ihtiyaçlarına göre değişir. Bunu yapacak yegane organ da TBMM'dir. Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı mevcut Anayasa'ya göre bile yanlıştı. Varsayalım ki yasak Anayasa'dan çıktı. Fakat yasama organı Anayasa'yı değiştiriyor. Siz 'Anayasa'yı değiştiremezsiniz' diyebilir misiniz? Böyle bir mantık olur mu? Bundan sonra TBMM yargıya mı soracak Anayasa'yı değiştirmek istiyoruz, şu kanunu değiştirmek istiyoruz bizi izin verir misiniz diye. Yasama organını feshedelim o zaman.” Demokrasilerde yetki partilerindir Fatih Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Çaha: “Sistem kurmuşsunuz ama siyasi partilerin elini ayağını bağlamışsınız. Yüz sene sonra sisteminizin modası geçiyor, bu sistemi kim değiştirecek? Çağdaş değerlere, normlara ve günün geçerli değerlerine kim adapte edecek? Demokrasi bu görevi siyasi partilere vermiştir. Dengeleyici mekanizma halkın kendisidir, sandıktır. Anayasa ile ilgili formülasyonları, değişiklikleri siyasi partiler getirebilir. Önemli olan sistemin benimsediği temel felsefeden şaşmamaktır. Felsefenin temel parametrelerini ve sacayağını belirleyecek olan siyasi partilerdir.” Tarafsızlık ilkesi zedelenmiş oldu Doç. Dr. Mustafa Şentop: “Yargı organlarının bu şekilde basın açıklamalarıyla siyasete müdahale etmesi alışılan bir şey değil. Danıştay önceden görüş bildirmiş oldu ki bu tarafsızlığını zedeler. İkinci olarak Danıştay, 28 Şubat'tan bu yana vermiş olduğu kararların Anayasa'nın değişmez hükümleri gibi değişti-rilemez olduğunu iddia etmektedir. Mesela Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullardaki bir uygulamasını Danıştay'ın yerleşik içtihatlarına aykırı bulmuştu. Oysa Danıştay'ın yönetmeliğin kanuna uygunluğunu denetlemesi gerekir, Danıştay'ın bir içtihadına göre değil. Sorun Türkiye'de yargıçlar iktidarının olmasıdır ve yasama organının görevleri gaspedilmiş oluyor.” Halkı kapatmanın bir yolu var mı? Milliyet gazetesi yazarı Taha Akyol, yazısında Yargıtay Başsavcıs'ının açıklamasını şu ifadelerle eleştirdi: “Türban yasağının kaldırılmasını istemek parti kapatmak için bir sebep teşkil ediyorsa, AKP'yi de MHP'yi de kapatın! Bir tek CHP yeter! 1930'larda bir tek CHP yetiyordu da, şimdi mi yetmeyecek?! Hatta önce MHP'yi kapatın! MHP sözlü beyanlardan öteye, Anayasa değişikliği için harekete geçti!” “MHP, çok geniş bir kitlenin talebini karşılamak için yasağın kalkmasını istiyor. Demek ki sadece AKP değil!.. ANAP ve DYP de yasağın kalkmasını istemişti. Halkın yüzde 76'sı üniversitelerde yasağın kalkmasını istiyor. Halkı “kapatma”nın bir yolu var mı?!” http://www.yenisafak.com.tr/politika/?t=20.01.2008&c=2&i=94432 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 meclis yargıdan ve yasalardan üstün müdür? ah ulan arkadaş memlekette muhalefet yokki. istedikleri gibi öttürüyolar düdüklerini. yarın öbür gün yargıtaya da saldırırlar.Başbakanımız emri verdi zaten Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
eldar Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Forgiver, yorumsuz yazılarınla ne yapmaya çalıştığını anlayamadım. Öncelikle antimodes demişti ki Anayasa Mahkemesi ne hakla anayasa değişikliklerinin içeriğini inceliyor; ben dedim ki sadece kanunları inceler Anayasa'yı değil. Kanunlar hakkında verilen kararlarda doğal olarak Anayasa'ya atıf yapar. Niye tekrar iki mesajı alt alta yazıyorsun bir açıklama yapar mısın. İkincisi, "Danıştay'ın “yargı kararlarını ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılamaz” şeklindeki açıklaması hukukçuların tepkisine neden oldu" yazıyor Yeni şafaktaki yazıda. Antimodes'de biraz bu görüşe dayanıyordu. Oysa ki bakalım Danıştay ne demiş: bu kararları bertaraf edici anayasal ve yasal düzenleme yapmaktan kaçınmalıdır. Burda yapılamaz denmiyor kaçınmalıdır diyor; yani yapma ihtimalini kabul ediyor fakat bir yandan da haklı bir uyarı yapıyor. Bunun neresi yanlış, lütfen yüksek yargının Anayasa değişikliği hakkında tavsiye vermesinin neresinin yanlış olduğunu açıklayın ama saptırmadan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Burax Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 yargıdan birileri açıklama yapınca "Tarafsızlık ilkesi zedelenmiş oldu " diyorlar ya ayar oluyorum. agaların agası yargı tarafsız değil bağımsız arada fark var. yargı Atatürk ilke ve inkılaplarından, ... ve Türkiye Cumhuriyeti anayasasından taraf. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 eldar, yapılamaz demesine gerek yok zaten yapılamayacağını biliyor e madem yapılamayacak ne diye kaçınılsın deme hakkına sahip olabilir ki zaten değişikliğe gidilmesindeki amaç bir yanlışlığı düzeltmek, danışta yargıtay ne diyor bırak onlar yanlış kalsın çünkü biizm ideolojimiz o şekilde, yasama kendi yetkisini kullanamayacaksa ne anlamı kalır ki, sonra dayandıkları yasaları sanki yargıtay , danıştay anayasama mahkemesi hazırladı, yine hazırlayan meclisti, şimdi değiştirme ekleme yeniden yapma hakkına sahip olduğu gibi. sonuçta sakınılmalıdır deme hakkına sahip de deiller said: yorumsuz yazılarınla ne yapmaya çalıştığını anlayamadım. Öncelikle antimodes demişti ki Anayasa Mahkemesi ne hakla anayasa değişikliklerinin içeriğini inceliyor; ben dedim ki sadece kanunları inceler Anayasa'yı değil. Kanunlar hakkında verilen kararlarda doğal olarak Anayasa'ya atıf yapar. Niye tekrar iki mesajı alt alta yazıyorsun bir açıklama yapar mısın. buradaki ilk kusur, yargının önüne bir dava gelmeden açıklama yapması, kararını önceden bildirmesi esas merak ettiğin konuya gelince, anayasaya atıfta buluncak tamam da, anayasa değişikliği yapılarak türban çözülmek istenince bu yolu denemek isteyecek, yani türban yasak değildir diye bir madde olunca neye göre kime göre atıf olcak tmm bu yok diyosun önceki mesajlarında anladım da, aynı şeyi danıştay da yapmıyor mu bişey yokken çıkıp kendi kafasına göre olmayan bir dava hakkındaki kararını açıklıyor, alıntı yapmamın nedeni bu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
malik Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 eğer halkın yanında durmak istiyorlarsa , şu cumhurbaşkanlığı olayından biraz ders çıkarabilmişse , son seçimdeki gibi hezimete uğramak istemiyorsan , halkı yanlarına almak istiyorlarsa ,son meclise girmeme olayları azıcık siyasal olarak ufuklarını açabilmişse , özellikle demokrat partinin bu mhp -akp birlikteliğine katılması gerekir . özgürlükçü partilerin buna zaten karşı olması da yeterince halkın önündeki gerçek yüzlerini ve kaderlerini de gösterecektir. belki samimi bir tavra bürünürler kendileri için bilemiyorum . hiç bir mantığı bulunmayan ve dünyada 2-3 ülkede var ya da yok olan , bize zaman kaybettirmekten başka bir anlamı olmayıp da kaldırılıp hemen önümüze bakılması gereken bir özgürlük konuşuluyor . türkiye çok badire atlattı , önüne çıkılmasına rağmen bunu da atlatacaktır . Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 secidmen once meydanalrda ip atan adami liebral yaptiniz +rep Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 halk kendi içinde aşmış ama siyasete girince b*k oluyor konu. Madem bi kural var uysun herkez bu kadar uzayacağına konu. Olmayacaksa fazla da zorlanmasın. Uf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 piyasada akp yokken bile mhp bu değişikliği gündeminde tutuyordu zaten. dsp-anap-mhp koalisyonundan önce ve sonra da bahçeli'nin benzer çıkışları vardı. demek ki neymiş? bahçeli hep liberalmiş ^^ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 ayrıca çözemediğim konu da şu. ortada bi iş yokken her seçim öncesi partiler kullanır ve darmadağın eder bu türban konusunu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Viktor said: secidmen once meydanalrda ip atan adami liebral yaptiniz +rep demek ki o ipi akpyi her düştüğü kuyudan çıkarmak için atmış Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 ayrıca bir komiklik te şurda http://www.danistay.gov.tr/basin_aciklamasi18012008.htm Hukukun evrensel ilke ve kurallarını yaşama geçirmeyi amaç edinen devletler, kişi hak ve özgürlükleri konusunda yargısal denetim yapan ulusal ve uluslararası yargı organlarının kararlarını gözardı etmemeli, bu kararları bertaraf edici anayasal ve yasal düzenleme yapmaktan kaçınmalıdır. Hukuk devletinin şartlarından en önemlisi olan kuvvetler ayrılığı ilkesine göre Anayasamızda, yasama ile yürütme organları ve idarenin, yargı kararlarına uymak zorunda olduğu ve bunları ortadan kaldırıcı düzenleme yapamayacakları açıkça belirlenmiştir. 2 paragrafta aynı bildiriden olması bir yana kuvvetler ayrılığında böyle bir belirleme var mı anayasaya da böyle bir şey geçmiyor olmasına rağmen bu açıklama nasıl yapılabiliyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 haklısın forgiver. kaldıralım mahkemeleri danıştayı yargıtayı felanı filanı. meclis kalsın sadece bütün yargı yasama yürütme mecliste olsun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 20, 2008 İşin siyaset kısmı ayrı bir konu, oraya girmek için açmadım ben bu topic'i. Nasıl AKP'nin mülakatların puan ağırlığını arttırması yargıya müdahale olarak algılanabilirse, ki ben buna da karşıyım, yargı erkinin de demokratik seçimlerle başa gelen yasamanın işleyişi hakkında açıklamalar yaparak kamunun görüşünü etkilemesi, üstüne üstlük yargının temsilcilerinin bunu devletin onlara verdikleri koltuğu kullanarak ve bu koltuktayken verdikleri yargı kararlarını buna alet ederek yapmaları da yanlıştır. Ayrıca AKP'nin hazırladığı anayasa taslağını da destekleyen bir insan değilim ben, hatta gayet kötü bir anayasa taslağı bence. Yine de hiç bir durum, erklerin birbirine müdahale etmesini meşru kılamaz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar